Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Türkiye'de medya yandaşlığı


liberal

Öne çıkan mesajlar

hamsilipilav said:

calimero said:

@hamsilipilav

sallama alıntılarla entelektüel olunuyormuş, öğrendiğim iyi oldu.

cehaletimi görmezden geliniz lütfen, fskhjakfnadfafa


ah kardeşim ah keşke bir şey demeden gitseydin de rezil olmasaydın bu kadar. aç biraz oku faşizm nedir, mussolini kimdir, ben kimim niye dünyada yaşıyorum diye.

Churchill'in Mussolini'ye yazdığı mektubu ifşa eden Ron Terpening'dir. Kendisi şuan Arizona Uni'de profluk yapan bir adam. İnanmıyorsan araştırırsın sallama olduğunu ispatlarsın adam yaşıyor hala sor.

Freud ve Einstein Warum Krieg?'de de zaten ırkçı faşist propagandası yapıyorlardı.

Lenin'in kaynağı, "Third World Ideology and Western Reality" - Carlos Rangel sf:15.

R.R bunu Time'a söylemiştir ve Roosevelt'in kaynağı da "Three New Deals : Reflections on Roosevelt's America, Mussolini's Italy, and Hitler's Germany, 1933-1939."

Hadi bunlar yalan, Gandhi'nin övgüleri yalan diyelim herşey yalan da be kardeşim insan hiç mi bilmez ağzını açmadan Faşizm nasıl ortaya çıkmıştır, neydi, şuan nedir, Mussolini nasıl iktidara gelmiştir vs. Madem bilmiyorsun sus be adam.

Mussoliniden zerre haz etmem ama bir şeyi konuşuyorsan doğru konuşacaksın. Neymiş 30larda Türkiye Nazi Almanyasıyla aynı şekilde yönetiliyormuş bak sen ya vay anasını arkadaş.



ÇÖNKÖ WÖKÖPÖDÖO ÖN GÖVÖNÖLÖR KOYNOK!

Lenin'in konuşma yetisini kaybettiği zaman ne zamanmış ve musollini'nin başa geçtiği zaman fln bunları da bir araştır.

Faşizmin ekonomi politiği nedir (korporatizm fln bir araştır), sosyalizmle ve leninizmle ne kadar terstir bunlara da bir bak cehaletten bahsetmeden önce.

Einstein'in Mussolini övgüsünde bulunacağını sanmıyorum zira yukarıda bahsettiğim ekonomi-politik Einstein'in onaylayacağı bir yapı değil. (bkz. Neden Sosyalizm, Einstein Dossier) Ayrıca Einstein nazi olsa ne olur onu anlamadım, sadfhada. Freud fln faşist ideolojiyi savunuyor olabilir. Bugün göklere çıkarılan bir çok düşünür o zamanın nazi sempatizanı hatta kadrosu.

Geriye kalanlar zaten Churchill, Reagan fln bunların Mussolini'yi övmesi kadar doğal bir şey yok zira faşizm, kapitalizm krizi karşısında kullandıkları sosyalizm karşıtı bir ara form sadece.

Lenin hakkında daha fazla gerçek istiyorsan da, senin kafana göre şöyle bir vidyo da var:

http://www.youtube.com/watch?v=7lDwfdufivo&feature=fvsr
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hah şöyle işte. Sonunda saçmalamayı bırakıp düzgünce bir post atabildin. Kendi postunla benim söylediklerimi doğruladığın için önce teşekkür ederim. Demek ki neymiş o zamanlar faşizmi yüceltenler ve mussolini'yi övenler ile günümüzde throine'in dediği gibi ırkçı faşistler arasında dağlar kadar farklar varmış.

Ama Darwin Stalin Lenin resimleri arkasından KOMÖNÖZMÖN KÖNLÖ TÖRÖHÖ diye paylaştığın videonun benimle ilgisini yada konuyla ilgisini emin ol anlayamadım. Çünkü yok. Gerçi faşizm vs konusunun da başlıkla alakası yok ama Throine sağ olsun alakasız şekilde her konuyu kafasına göre manipüle ettiği için anlaşılır bir durum
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Throine genel olarak haklı, boneq her zamanki gibi haksız.


Evet 20'lerin 30'ların Türkiyesi faşizme çok yakın duruyordu.

Gerek halkı transforme etme politikaları, gerek varlık vergisi tarzı yabancı düşmanlığını körükleyen politikalar...

Ben çok üzülüyorum bu topraklardaki rum, ermeni, yahudi, levanten vs. komşularımıza yapılanlardan. Tek tip toplum yaratma gayesi ile resmen rengarenk bir skalaya sahip olan toplumumuz siyah ve beyaza mahkum kaldı.

6-7 Eylül olaylarını, Kristalnacht'dan ayıran nedir bana bunu söyler misiniz?

Bu toplumda devlet eliyle yabancı düşmanlığı körüklendi. Nazizmin size ait olanı onlardan geri alın, Deutschland den Deutschen mottosundan farkı nedir 6-7 Eylül'ün, Türkiye Türklerindir'in...

Tamam o zamanlar Faşizm trenddi diyebiliriz, koskoca Avrupa tongaya düştü, biz de düştük büyütmeyelim diyebilirsiniz ama lütfen gözünüzün önünde olmuş bazı olayları da görmezden gelmeyin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

20. yüzyıl Türkiyesini 21. yüzyıl kafasıyla anlamaya çalışanalra anlam veremiyorum ben. Tek toplum yaratma gayesi dediğiniz şeye ben halkın bilinçlendirilmesi olarak görüyorum açıkcası ki bu bile ne kadar farklı düşündüğümüzün göstergesi. Bir inanç topluluğundan bir kültür topluğuna, kimlik toplumuna geçme dönemi vardı o dönem ve bu sadece 20-30 döneminde değil Atatürk ölene kadar da devam etmiştir açıkcası. Ha "Ne Mutlu Türküm Diyene" lafını "Yaşasın Türk Irkı" diye yorumlayanlar da olacaktır tabi. Onlara göre Atatürk faşit mussoliniyle aynı değerde.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

liberal said:

Ha "Ne Mutlu Türküm Diyene" lafını "Yaşasın Türk Irkı" diye yorumlayanlar da olacaktır tabi. Onlara göre Atatürk faşit mussoliniyle aynı değerde.

Peki açıklar mısın bu Ne Mutlu Türküm Diyene" ne demek? Irkçı bir anlam taşımıyorsa nasıl bir anlamı var abi?

Ha bu arada bu aynı cümleyi söyleyen kişinin bir diğer cümlesi.
Ermenilerin bu verimli ülkede hiçbir hakkı yoktur. Memleketiniz sizindir, Türklerindir. Bu memleket tarihte Türk’tü, o halde Türk’tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır. said:


Gel de şimdi bu cümlenin nasıl tüm halkı kapsadığını anlat bize.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sipeyskeyk said:

Throine genel olarak haklı, boneq her zamanki gibi haksız.


kime göre...

akp taraftarı olduğun için, bir başka akp taraftarı olan throine'in dediklerini haklı bulabilirsin de,

daha önceki postumda dediğim gibi 20leri 30ları istediğiniz kadar karalayın, istediğiniz kadar kötüleyin de,
topiclerdeki konuşulan konulardan tamamen alakasız yerlere çekiyorsunuz girdiğiniz her topiği.

atatürk'ten bu kadar nefret ediyorsanız açarsınız bir topic, "ATATÜRK ŞEREFSİZİN TEKİYDİ!" diye, biz de rahatlarız siz de, ehu.

ama yani cidden her topicte konuyu 30ları nazizmle özdeşleştirmeye çevirmeniz kabak tadı verdi.
konu başlığı belli, türkiye'de "günümüzdeki" medya yandaşlığı...

throine said:

liberal said:

Ha "Ne Mutlu Türküm Diyene" lafını "Yaşasın Türk Irkı" diye yorumlayanlar da olacaktır tabi. Onlara göre Atatürk faşit mussoliniyle aynı değerde.

Peki açıklar mısın bu Ne Mutlu Türküm Diyene" ne demek? Irkçı bir anlam taşımıyorsa nasıl bir anlamı var abi?


paticikte bu 10000 defa konuşulmuş, izah edilmiş bir konu aslında ama, işine gelmeyince tekrar tekrar pişirip koyuyor bazı kişiler.

bu topic altında aynı şeyleri tekrar etmeye gerek yok.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

throine said:

liberal said:

Ha "Ne Mutlu Türküm Diyene" lafını "Yaşasın Türk Irkı" diye yorumlayanlar da olacaktır tabi. Onlara göre Atatürk faşit mussoliniyle aynı değerde.

Peki açıklar mısın bu Ne Mutlu Türküm Diyene" ne demek? Irkçı bir anlam taşımıyorsa nasıl bir anlamı var abi?

Ha bu arada bu aynı cümleyi söyleyen kişinin bir diğer cümlesi.
Ermenilerin bu verimli ülkede hiçbir hakkı yoktur. Memleketiniz sizindir, Türklerindir. Bu memleket tarihte Türk’tü, o halde Türk’tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır. said:


Gel de şimdi bu cümlenin nasıl tüm halkı kapsadığını anlat bize.


Orada bahsedilen şey senin anlamaya çalıştığın şey ile farklı.

"“Arkadaşımız söylevinde demişlerdir ki, Adana’mıza hâkim olan diğer unsurlar, şunlar, bunlar, Ermeniler sanat ocaklarımızı işgal etmişler ve bu memleketin sahibi gibi bir durum almışlardır. Şüphesiz haksızlık ve küstahlığın bundan fazlası olamaz. Ermenilerin bu verimli ülkede hiçbir hakkı yoktur. Memleketiniz sizindir, Türklerindir. Bu memleket tarihte Türk’tü, o halde Türk’tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır.”" said:




Türkiye'ye yeni savaş açmış ve saldırmış olan Ermenilerin o bölgedeki claim/hakkından bahsediliyor. Ermenilere karşı en ufak bir ırkçı söylem o sözde yoktur.

Ayrıca dönem şartları itibari ile millet yaratmak gibi bir iş ile uğraşan Atatürk'ün söylemiş olduğu sözdür. 2012 kafasıyla WW1 ve Kurtuluş Savaşından çıkmış ülkeyi kuran Atatürk'ü eleştirmek... pahabiçilemez.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Mustafa Kemal'in milliyetçilik düşüncesinde ırk yoktur. Dili, kültürü, tarihi bir olan ve bu birliği kabul ederek, bunlara ait olduğunu söyleyen kişiye Türk diyor o. O nedenle temellerini Anadolu'daki uygarlıklara dayandırmaya çalışıyor. Yüzyıllarca Anadolu'da birlikte yaşamış ırkları tek bir millet olarak ele almak istiyor. Türk olmasın da X olsun fark etmemeli. Tabii çoğu Türk böyle düşünmediği için ırkı Türk olmayanların da öyle düşünmeleri kolay değil.

Ermeniler 1.dünya savaşı sırasında ve sonrasında ırka dayalı millet oluşturmak istediler ve oluşturdular örneğin. Bu onları direk ırkçı yapmalı o halde senin mantığına göre?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@bone

O kadar kötü ki şu dediklerin, yorum yapmaya bile gerek yok.

Merak ediyorsan söyleyeyim, AKP'ye hayatımda oy vermedim, vermeyi de düşünmüyorum.

Bazı dogmalarınızı eleştiren herkese ŞAKİRT AKEPE GHÖLÜÖÜÖ dediğiniz için sana öyle gelmiş.

Ben ne AKP, ne CHP ne BDP taraftarıyım. Herhangi bir siyasi partiye sempatim dahi yok. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin özgür ve demokratik bir ülke olmasının taraftarıyım, bu topraklarda hakkı olan kimsenin hakkının gaspedilmemesi eğer ki gaspedildiyse gereğinin hemen yapılması taraftarıyım. Kardeşçe, barış içinde yaşama taraftarıyım. Geçmişte yapılan hatalarla yüzleşilmesi, varsa yanlışların düzeltilmesi, kan dökerek oluşturulmuş sorunların yine kan dökerek çözülmesye çalışılmamasının taraftarıyım.

AKP'li bilin siz bizim gibi insanları, daha fazlasını idrak etmenize gerek yok. Edebilseniz zaten az da olsa yol alma ihtimalimiz olurdu, ben ümidimi kestim zaten artık.


Bu konudaki son mesajımdır, konudan saptırmayalım daha fazla.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ayrıca Ne Mutlu Türküm demek türk olduğundan mutluluk duyabilmek demektir. Ha bunu anlamayan adam zaten Türklüğünden değil başka şeylerden gurur duyuyordur ki o konular beni ilgilendirmez.
Ayrıca bir daha Atatürk veya Cumhuriyet hakkında ileri geri konuşan olursa yaptırımlarına katlanır, herşeyin bir sınırı var abartmayın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

geçmişi büyük bir hevesle çok kötüydü çok antidemokratikti acayip diktatördü falan diye zorlayanların hepsinin söz birliği etmiş gibi bugünkü durumda çok demokratik bir ülkede ileri demokrasi ile süper anlayışlı yöneticilerle yaşadığımızı söylüyor olması bir tesadüf olamaz değil mi?

bunlar alışıldık tiplerdir... muktedirlere laf etmezler... muktedirken onlar överler alkışlarlar.. ne zaman onlar düşer hemen bunlar o övdükleri eski iktidarlara çakarlar...

beyler o zamanlar yönetilenler tarafından teba olarak kabul edilenler e haklar verilmiş vatandaş olmuşlar birey olmuşlar... haalar falan yapılmış o günleri biliyoruz biz zaten de biraz bugünlere gelin de sizin asıl renginizi görelim...

ne mutlu türküm diyene lafından da ırkçılık ortaya çıkarmak ırkçı bir zihniyetin en belirgin ifadesidir... sorsan ırkçılık ne diye yarım saat anlatırlar ama kendileri birebir pençesindeler haberleri yok.. ondan zaten ırkçılık beyinlerine işlemiş ayrılmıyor...bu yüzden böyle bunlar...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

throine said:


Peki açıklar mısın bu Ne Mutlu Türküm Diyene" ne demek? Irkçı bir anlam taşımıyorsa nasıl bir anlamı var abi?


Türk olduğun için gurur duy diyor ne güzel. Mehmet sen çok iyisin, bununla gurur duymalısın dediğinde Yorgo sen çok aptalsın sen duyma mı demiş? lol Bu milliyetciliktir ırkçılık değil. Aradaki farkı öğrenmeniz lazım.

throine said:

Ha bu arada bu aynı cümleyi söyleyen kişinin bir diğer cümlesi.
Ermenilerin bu verimli ülkede hiçbir hakkı yoktur. Memleketiniz sizindir, Türklerindir. Bu memleket tarihte Türk’tü, o halde Türk’tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır. said:


Gel de şimdi bu cümlenin nasıl tüm halkı kapsadığını anlat bize.



Okuyacağını ve kavracağını umarak

Ermenilerin Bu Verimli Ülkede Hiçbir Hakkı Yoktur


Başlıktaki sözü kimin söylediğine geçmeden önce, insanların tarihteki isimlerin sözlerinin nasıl çarpıtıldığını, nasıl ideolojilerine uygun gelen sözleri ayıklayarak kullanıp, nasıl uygun olmayanları silmeye çalıştıklarını anlatmakta yarar görüyorum.

Bugün dahi yapılan büyük bir yanlış varsa o da şudur; tarihi şahsiyetlerin hayatlarını, sözlerini kırparak istismar çabası… Bugün bazı siyasetçilerin Adnan Menderes ve İsmet İnönü üzerinden yaptıkları, uzun bir dönem de Mustafa Kemal Atatürk üzerinden yapılan bu siyaset ne yazık ki bazı anlarda başarıya ulaşabiliyor. Bir siyasetçi Dersim İsyanı esnasındaki Cumhurbaşkanının adını bilerek veya bilmeyerek yanlış telaffuz ediyor, Türkçe Ezan’ı okutan cumhurbaşkanını yok sayıp başbakanı üzerinden siyaset yapıyor. Yani tarih, siyasette bilerek kullanılıyor.

Bir zamanlar Atatürk’ün partisi olmakla övünen “yeni” bir parti de, Atatürk’ün adını ya ağzına almıyor ya da onun sözlerinden belli bir bölümünü kullanıp belli bir bölümünü yok farz ediyor. Örneğin, bugün anayasadan silinmeye çalışılan “Türklük” kavramı ve yerine getirilmeye çalışılan “Türkiye halkı” kavramı, Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.” Sözüne dayandırılarak kılıfına uydurulmaya çalışılıyor. Bütün bunlar yapılırken, Atatürk’ün Türklük üzerine söylenmiş onlarca övücü sözü yok sayılıyor.

Bu sözler, bazı gazetelerin ongunlarının altında her gün basılıyor. Çoğu Türkçü yazar bu sözleri yayınlıyor. Bu derlemeye tek kalemde erişmek isteyenler “Başbuğ Atatürk” adlı kitaptan bilgileri edinebilir. Bu yazıda bir bölümüne yer vereceğim Atatürk konuşması, 16 Mart 1923’te Adana Türk Ocağı’nda Adanalı esnaf öbeğine yapılmıştır. İçinde yer alan bazı cümlelerin bugün herkesçe bilindiği, büstlerin altına, okul kitaplarına yazıldığını bazılarının da nedense yok farz edildiğini göreceksiniz. Bütün bunları, halka belirli çerçeveler içine sıkıştırılmış bir Atatürk portresi sunmaya çalışan zihniyetlerin niyeti olarak bakıyorum.

İşte o konuşmadan, günümüz Türkçesine çevrilmiş bazı bölümler:


“Bir milleti yaşatmak için birtakım temeller lâzımdır ve bilirsiniz ki, bu temellerin en önemlilerinden biri sanattır. Bir millet sanattan ve sanatkârdan mahrumsa tam bir hayata sahip olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve hasta bir kimse gibidir. Hatta kastettiğim manayı bu söz de ifadeye yeterli değildir. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur.”


Son cümleyi neredeyse ilköğretim çağındaki çocuklar dahi ezbere bilmektedir. Ya gerisini… Devam edelim:


“Arkadaşımız söylevinde demişlerdir ki, Adana’mıza hâkim olan diğer unsurlar, şunlar, bunlar, Ermeniler sanat ocaklarımızı işgal etmişler ve bu memleketin sahibi gibi bir durum almışlardır. Şüphesiz haksızlık ve küstahlığın bundan fazlası olamaz.
Ermenilerin bu verimli ülkede hiçbir hakkı yoktur. Memleketiniz sizindir, Türklerindir. Bu memleket tarihte Türk’tü, o halde Türk’tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır.”


Son cümle, Türkçü düşünceyle ilgilenmiş kimselerce bilinmektedir. Atatürk’ü biraz incelemiş olanlar, hatta evine Yeniçağ gazetesi almakla bile yetinenle de bu son cümlenin Atatürk’e ait olduğunu bilirler. Peki ya bir önceki cümleyi… Tekrar yazalım:


“Ermenilerin bu verimli ülkede hiçbir hakkı yoktur. Memleketiniz sizindir, Türklerindir.”

Konuşmanın ilerleyen bölümlerinde Türkiye topraklarında yaşanan tarihi el değiştirmeleri anlatan Atatürk, hitap başında söylediği sözleri yeniden tekrarlamak gereği duyuyor:


“Ermeniler ve diğerlerinin burada hiçbir hakkı yoktur. Bu bereketli yerler koyu ve öz Türk memleketidir. Arkadaşlar, bu memleketin halkı üzerinde kimsenin hak ve yetkisi olmadığı gibi, bu memleketi dışarıya muhtaç ettirmemek de size ait olan bir görevdir.”


Bu sözü yineledikten sonra din meselelerine giren ve dini konulardaki hassasiyeti nedeniyle milletini ve dinini öven, hatırlatalım bu paragraftaki sözler de Atatürk ve din konusunu işleyen kitaplarda yer bulmuştur, Atatürk halkı selamlayarak konuşmasını bitiriyor.

Atatürk’ün yaptığı konuşmalardan belli kısımlar, özlü sözleri diyerek büstlerine yazılmış ve öğretilmiştir. Bizce doğru olan şudur ki, Atatürk’ün her sözü aynı kıymettedir. Birini atıp diğerini öne çıkarmak doğru değildir. Bugün Türklüğün anayasadan çıkması gerektiği herkesçe konuşulurken, bir kişinin büstün altına “Türkiye Türklerindir” yahut “Memleket sizindir, Türklerindir” yazmasını beklemek hayalcilik değil gerçek Atatürkçülüğün uygulamaya konmasını beklemekten ibarettir. Ve ortada bir Atatürk, bir Atatürkçülük varsa o da her yönüyle her sözüyle ortada olmalı ve Türk milleti Atatürk’ünü daha açık, daha gerçek manada tanıyabilmelidir.



kelimeleri ayıklayarak "AHA BÖYLE DE FAŞİST LİDERİMİZ VARDI" anlamı çıkarmaya çalışmak ucuz şeyler. Hitler'in kelimelerini ayıklayarak sana Hitlerin çabasının sadece halkını hakettiği konuma oturtmaya çalışıyorum gibi de gösterebilirim.

Atatürk'ü anlamadan eleştirmek böyle anlamsız yanıltmalara yol açıyor tabi.

Neyse konumuza dönelim. Cuneyt Özdemir'in politik duruşu nedir bilen var mı?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Gururla Amerikalıyım diyen adamın kastettiği şeyi ne olarak düşünüyorsun o halde throine onu merak ediyorum.
Bunu söyleyen adam sence ırkçı mı? Yoksa Amerika ya atfettiği değerler(özgürlük, eşitlik vs.) nedeniyle mi gurur duyuyor. Bu değerlere sahip bir devlet ve anlayışın vatandaşı olmaktan mı gurur duyuyor?

Mustafa Kemal andımızda Türk kelimesini nasıl tanımlıyor?
Doğruyum, çalışkanım, küçüklerimi tanırım, büyüklerimi sayarım diyor. Yurdumu milletimi sevmektir ilkem diyor. Ülküm yükselmek ve ileri gitmektir diyor. Millet olarak da bu topraklarda yüzyıllardır birlikte yaşadığımız aynı kültürü sahiplenen herkesi kastediyor.

Amerika sadece bir örnektir. Oturup onların doğruluğunu konuşmayalım bir de şimdi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hamsilipilav said:

Türkiye'ye yeni savaş açmış ve saldırmış olan Ermenilerin o bölgedeki claim/hakkından bahsediliyor. Ermenilere karşı en ufak bir ırkçı söylem o sözde yoktur.

Sözün söylendiği tarih 16 mart 1923. Ortada Ermenilerle herhangi bir savaş yok. En son savaş 3 yıl önce yapılmış ve bitmiş.
http://en.wikipedia.org/wiki/Turkish–Armenian_War
http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=156


Ben artık daha fazla yazmayacağım. İş çığrından çıktı artık tehditler gelmeye başladı. Tartışmaktan bile korkan çekinen, tartışanı yıldırma amaçlı her şey mübahtırı benimseyen adamlar var.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

throine said:

hamsilipilav said:

Türkiye'ye yeni savaş açmış ve saldırmış olan Ermenilerin o bölgedeki claim/hakkından bahsediliyor. Ermenilere karşı en ufak bir ırkçı söylem o sözde yoktur.

Sözün söylendiği tarih 16 mart 1923. Ortada Ermenilerle herhangi bir savaş yok. En son savaş 3 yıl önce yapılmış ve bitmiş.
http://en.wikipedia.org/wiki/Turkish–Armenian_War
http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=156


Ben artık daha fazla yazmayacağım. İş çığrından çıktı artık tehditler gelmeye başladı. Tartışmaktan bile korkan çekinen, tartışanı yıldırma amaçlı her şey mübahtırı benimseyen adamlar var.


abi... cidden trolsün yada art niyetlisin vs de okuduğunu da mı anlamıyorsun? bide link koymuş ya ahahahahha lan olm yeni demişiz orda 3 yıl önceki savaş işte ne olacak başka savaş günü gidip konuşma yapacak değil ya adam
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kardeşçe yaşamak, özgürlük, insan hakları, eşitlik "biz" de istiyoruz,
ama her olayda, her konuda çıkıp "SEN BANA 30LARDA ŞUNU ŞUNU YAPMIŞTIN, ÇEK ŞİMDİ CEZASINI" gibi bir hesaplaşma yarışına girmenin bu söylediğimiz şeylere hiç bir katkısı yok.

edit: ha pardon, hata yaptım yazarak, baştan önyargılı yaklaşıyorsun nasılsa mesajlarıma, buna da kötü diyip geçersin nasılsa.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

throine said:

Ben artık daha fazla yazmayacağım. İş çığrından çıktı artık tehditler gelmeye başladı. Tartışmaktan bile korkan çekinen, tartışanı yıldırma amaçlı her şey mübahtırı benimseyen adamlar var.


Tartışmaktan korkmuş değilde, okuduğunu anlamayan, (alakasız konulardan) sürekli konuyu Atatürk dönemine getirip sataşmaya çalışan ve sürekli aynı şeyleri tekrar eden adamdan sıkılmışlar olabilirler.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Konu nerelere gelmiş ben tamamen kaçırmışım tüh.

Şimdi değinildi mi bilmiyorum ama Cumhuriyet gazetesi onlarca sene kemalizm propogandası yaptı, bu da yandaş gazetecilik sayılıyor mu ? Ya da şimdi taraf değiştiren medya patronları 28 şubat sürecinde paşalara tekmil verip ısmarlama haberler yaptığı da yandaşlıktan sayılıyor mu ?

Medya bütün dünyada kokuşmuş, bizde daha beter. Bir de güç delisi patronlar tarafından yönetiliyorlar. Sonuç doğal bence.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

throine said:

1930'lu yıllarda Türkiye böyle bir ülkeydi. Böyle karikatürler ve yazılar olağan karşılanıyordu.
Nazi Almanyası'ndan birebir c/p ya da az biraz değiştirilmiş şekilde böyle karikatürler çizmek, yazılar yazmak, anti-semistist ve Hitleri öven haberler yapmak ( Cumhuriyet gazetesi bol bol yapmıştır, Hitler'i ve rejimini göklere çıkaran yazıları meşhurdur.) o dönemlerin başlıca tipik özelliğiydi.
Çünkü rejim böyleydi, böyle istiyordu, bunda hiç rahatsızlık duymuyordu.

İzmirli bir yahudi olarak böyle bir gazetenin çıktığı ülkede (Türkiye) yaşamakla Polonya'da bir getto'da yaşamak arasında çok fark yok. Kazara Hitler savaşı kazansaydı ne olurdu tahmin bile edemiyorum.


Vıcık vıcık demagojiye devam. Hadi 1930 Türkiyesi böyleydi, 1990 Türkiyesi nasıldı da bütün bir Sivas şehri saatlerce bir otel dolusu yazarı,çizeri,sanatçıyı cayır cayır yaktı? O oteli yakan katilleri savunan adamlardan kaç tanesi şimdi iktidar partisinde milletvekili?

Hee...Sen 1930lardan gazete-dergi küpürlerini aslanlar gibi buralara yapıştırıyorsun da git bir de Cuma,Taraf(gazete olan değil, İBDA-C'nin yayın organı olan-heee,amaç gerçi bir de neyse-),Selam,vs. gibi gazete ve dergilerden alıntılar yap.

Al oku da biraz zihin jimnastiği yapıver, ne kadar demokrasi aşığısın test ediver kendini. Yazarın adı, yazdığı tarih en altta yazılı. Yayınlandığı yer de işte yukarıda bahsettiğim Taraf dergisi. Okuyup ne anlayacağın konusunda şüpheliyim ama hani dedim ya yemiyoruz diye, en azından sen yemediğimizi anla diye yapıştırıyorum buraya.

ŞANLI SIVAŞ KIYAMI (*)

Kendini dünyanın en "zeki'', en "cin" insanı ve Anadolu Halkı'nı da dünyanın "en aptal" ve en "reaksiyonsuz" halkı sayan Soytarı, "bela"nın üstüne üstüne gidiyordu uzun zamandır:

"Ben delikanlıyım, ben cesurum, ben hiçbir şeyden korkmam, ben demokratım. Bu "Şeytan Ayetleri"ni ben yayınlayacağım ve göreceksiniz, kimsenin gıkı çıkmayacak! Ben Allahsızım, ben kitapsızım, ben sosyalistim, ben ilericiyim. Bütün Anadolu halkı, pısırık aptallar sürüsü. Bunlar parmaklarını bile oynatamazlar, bunların sülalesi gerici!"

Dünyada hangi halkın üzerine böyle giderseniz, "cevabını" alırsınız! Bunu bilmemek için, Soytarı gibi su katılmamış ahmak olmak gerekir.

İnsan psikolojisinden, toplum psikolojisinden pay sahibi bir insan için, Sivas Kıyamı hiç de şaşırtıcı değil. Hadiseler, "Arayan, Mevla'sını da bulur, belasını da" ve "Kurunun yanında yaş da yanar" atasözlerinin, yüzyılların tecrübesinden süzülüp gelmiş hikmetleri çerçevesinde gelişti ve beklenen oldu: Sivas'ta halkın öfkesi tek bir yumruk oldu ve işgalci hainliğinin simgesi Soytarı'nın beyninde patladı!..

Patlamanın böylesini lügatta karşılayacak en uygun kelime, "şanlı" kelimesidir ve bu yüzden biz, Sivas halkının bu haklı kıyamına "Şanlı Kıyam" diyeceğiz...

Soytarı, yazmaktan okumaya fırsat bulamamış bir şeddeli cahil olduğundan, hâlâ kıvranıyor: "Gericiler ayaklandı, paşalarımız uyuyor mu? Menemen, 37 Mart!......."

Fert ve toplum psikolojisine uygulanabilen bir fizik kanunu var: Etki - Tepki Kanunu! Yani, ne kadar etki, eşittir o kadar tepki!

Ancak, fert ve toplum psikolojisinde bu kanun, her zaman "etki eşittir tepki" şeklinde formüle edilemiyor. Bazen tepki, etkiden fazla, bazen etki tepkiden fazla, ama her halükârda, her etkinin bir tepkisi var!..

İşte Soytarı, kendini kilitlediği otel odasında 8 saat boyunca, o inanmadığı cehennemden küçük bir numune yaşayıp, korkudan dili dişi kilitlendiği saatlerde, topluluk psikolojisinde bu kanun işliyordu!

Bakın, topyekûn "ahmak" saydığı Anadolu halkı, yüzyıllar öncesinden bunu ne güzel formüle etmiş: "Etme bulma dünyası!" "Eden bulur!"...

Sivas'ta ne gericiler ayaklandı, ne yeni bir "Menemen" yaşandı; olan şu: Sivas halkı, Soytarı'nın küstahlığına karşı öfkesini tek bir yumruk haline getirdi ve vurdu! Vurduğu yer de yandı bitti, kül oldu! Halk vurdu mu, işte böyle vurur ve "Halkın dili, Hakk'ın dilidir" ölçüsünün tedaisinde, bu olayda halkın eli "Hakkın eli" olmuştur. Bir ismi Muntakim, bir ismi Cebbar, bir ismi Kahhar olan ve her bir ismine kurban olmaya amade olduğumuz Hakk'ın eli!...

Eee, Soytarı, "hava nasıl oralarda"?

Bu hadiselerde ölen 36 kişinin katilleri aranacaksa, bu katiller bellidir: Soytarı ve Aydınlık gazetesi!

Niçin?

Çünkü bu hadise, Soytarı ve Aydınlık'ın hedef saptırmaya çalıştığı gibi, bir "Alevi - Sünni çatışması" değildir ve hadise, Soytarı'nın Sivas'taki konuşmasından çıkmamıştır. Hadisenin kökeninde, Soytarı ve Aydınlık gazetesinin aylardır "Şeytan Ayetleri"ni vesile ederek bu halkın mukaddeslerine kin kusması vardır. Soytarı'nın Sivas konuşması ise, belki bardağı taşıran son damla olmuştur, hepsi bu! Sivas halkı, "Kahrolsun Aleviler" diye değil, "Sivas, Soytarı'ya mezar olacak" diye şahlanmıştır. Halk düşmanı Soytarı, şahlanan Sivas halkının öfkesinden kurtulmak için otele sığınmış ve halk onu cezalandırmak için otele yönelmiştir. Soytarı, iddia ettiği gibi "cesur" ve otelde ölenler ise "masum" ise; o zaman bu "cesur" Soytarı, kendini otel odasına kilitleyip, titreyerek ölümü bekleyeceğine ve kendisiyle beraber otelde kalan diğer kişilerin ölümüne seyirci kalacağına, "erkek" gibi ortaya çıkıp, "Ey aptal ve gerici Sivaslılar, sizin aradığınız benim. Oteldekiler masumdur. Beni alın ve bunları bırakın" diyebilir ve mesele biterdi! Ama, attığı zaman mangalda kül bırakmayan bu sahte kabadayı, kendi canını kurtarmak pahasına, 36 kişinin ölmesini tercih etmiştir. Tabii ya, bu ülkenin tek akıllısı o! Gerisi nasılsa aptallar sürüsü!.. Öyleyse, kurban olsunlar Soytan'ya!..

Bu olayda ölen 36 kişi, Soytarı'nın sahte kabadayılığı ve Aydınlık'ın tiraj hesaplarına kurban olmuştur! Hesap sorulacaksa, işte bunlar ortadadır ve telaşla kendi suçlarım örtmek için bu halka iftira etmeye devam etmektedirler.

Asker ve polis, kabaran halk öfkesinin önüne geçmemekle akıllılık etmiştir. Tersini yapmak, ölü sayısını artırmaktan başka bir işe yaramazdı... içişleri Bakanı, hadiseyi doğru tahlil etmiş ve sorumluları doğru teşhis etmiştir. Sorumluların olaydan sonraki "şirretlikleri" ne pabuç bırakmazsa iyi eder.

Generallerin Sivas'a gidişine bir mâna veremedik. Sınırları kevgire dönmüş, her gün bir askerî karakolun yerle bir edildiği, her gün kendilerine emanet edilen onlarca Anadolu çocuğunun cenazelerinin evlerine döndüğü bir ülkede generallere yakışan, Sivas gibi bir "iç güvenlik" meselesini vesile edip gövde gösterisine girişmek değil, -şayet niyetleri buysa- onlara yakışan, savaş elbiselerini giyip Güneydoğu sınırları boyunca "tetkik ve incelemelerde bulunmak" ve kendi karakollarını koruyamayan bir ordu görüntüsünden kurtulmanın çarelerini bulmaktır. Ordunun birinci görevi, "laikliği" değil "sınırlan" korumaktır. Ve şayet "laiklik" diye korunması gereken bir şey varsa, bu görev generallerin değil, Emniyet Genel Müdürlüğü'nündür.

Vali ve Emniyet Müdürü'nün kendilerini vilayete kilitledikleri bir hadisede, RP'li Belediye Başkanı'nın deli danalar gibi koşuşturup "asayişi" sağlamaya çalışmasına da bir mâna veremedik doğrusu! Bari, yaranmak istediği çevrelere yaranabilseydi!..

RP yönetimi, her şanlı halk hareketinde olduğu gibi, kendine biçilen "pasifist ajan" rolünü kusursuz oynadı; hemen halk düşmanlarına, kendilerinin ne kadar "zararsız" olduklarını ispata giriştiler ve şanlı kıyamı, "provokasyon ve provokatörlük" olarak karalamaya yeltendiler! Böylece, onlara yönelttiğimiz eleştirinin haklılığının ispatçısı oldular! Halis RP tabanı, şu sorunun cevabını kendi vicdanında aramalıdır: "Bu tıynetsiz, ödlek ve hımbıllar seçim kazanıp iktidara gelseler ne olur?" Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu, K. Maraş'ın dağ köylerinden birinden inip, şehirde şapşallaşan saz şairi Karakoyun'un akıl hocalığında sağlamayı düşündüğü "milli mutabakat" ve "Büyük Birlik"in akıbetini yeniden düşünmelidir. Türkiye'nin hızla değişen ve karmaşıklaşan siyasî yapısında "Müslümanca" politika yapmak, köy kahvelerinde saz elde "atışma", "dudak değmez", "muamma" tıngırdatmak kadar kolay değil ve Mümtaz Türköne gibi çapsızların kılavuzluğunda, burnundaki "bok" kokusundan kurtulmak mümkün değil! Yazıcıoğlu, "Büyük Birlik"m peşindeyse, önce eteğindeki bu çakıl taşlarından kurtulmanın bir yolunu bulmalıdır. Yoksa, Sivas örneğinde çok açık görüldüğü gibi, ayak altında kalmak ve gürültüye gitmekten kurtulamaz...

Bu halkın 70 yıldır biriken öfkesi, "liderlik" verine "engelcilik" yapanları da çiğneyip geçecektir.

"Kendinen zuhur" şeklinde ortaya çıkan şanlı Sivas kıyamından alınacak ne çok ders var herkes için! Biz sadece çok azının altını çizebildik! Sivas'taki "Cuma’da ani zuhur"dan, son olarak altını çizmek istediğimiz husus şu: Halk, hakkına sahip çıkıyor ve 70 yıldır kendisine hayatı zindan eden işgalci laiklere karşı "kısas"ın hayat veren soluğuna sığınıyor! Artık TC'de hayat, yalnız Müslümanlar için zor olmayacak, işgalci laikler için de zor olacak! Sivas, sadece küçük bir haber! Herkes safını doğru seçmekle mükellef! Bizden söylemesi!

Gerisi: "Mevlam görelim neyler / Neylerse güzel eyler!"


(Faruk AKINCI Taraf, l Ağustos 1993)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Wispy said:

Konu nerelere gelmiş ben tamamen kaçırmışım tüh.

Şimdi değinildi mi bilmiyorum ama Cumhuriyet gazetesi onlarca sene kemalizm propogandası yaptı, bu da yandaş gazetecilik sayılıyor mu ? Ya da şimdi taraf değiştiren medya patronları 28 şubat sürecinde paşalara tekmil verip ısmarlama haberler yaptığı da yandaşlıktan sayılıyor mu ?

Medya bütün dünyada kokuşmuş, bizde daha beter. Bir de güç delisi patronlar tarafından yönetiliyorlar. Sonuç doğal bence.

-Cumhuriyet gazetesini Mustafa Kemal Atatürk'ün Nadir Nadi'ye kurdurduğunu biliyor musun çocuk?
-Adını Atatürk'ün verdiğini biliyor musun?
-Gazetenin amacı Kemalist değerleri millete anlatmak, öğretmekti.

Bunun haricinde yazdıkların tamamen Feto camiasının ağzı, ısmarlama haber nasıl yapılır konusunda zaten camia bütün dünyaya ders veriyor. Neyse ya, neyin ne olduğunu herkes biliyor zaten. Vatan haini padişahın b.ktan düzenini yıkıp Cumhuriyeti getiren Atatürk'ü ve onun uyguladığı sistemi Amerikan destekli camianın karalamaya nereye kadar gücü yeter, yetebilir? Devir onların devri, gün olur devran döner, hesap o zaman öyle bir döner ki işte ben o günleri düşünüyorum, bakalım ak mı, kara mı, o zaman göreceğiz?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sipeyskeyk said:

@bone

O kadar kötü ki şu dediklerin, yorum yapmaya bile gerek yok.

Merak ediyorsan söyleyeyim, AKP'ye hayatımda oy vermedim, vermeyi de düşünmüyorum.

Bazı dogmalarınızı eleştiren herkese ŞAKİRT AKEPE GHÖLÜÖÜÖ dediğiniz için sana öyle gelmiş.

Ben ne AKP, ne CHP ne BDP taraftarıyım. Herhangi bir siyasi partiye sempatim dahi yok. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin özgür ve demokratik bir ülke olmasının taraftarıyım, bu topraklarda hakkı olan kimsenin hakkının gaspedilmemesi eğer ki gaspedildiyse gereğinin hemen yapılması taraftarıyım. Kardeşçe, barış içinde yaşama taraftarıyım. Geçmişte yapılan hatalarla yüzleşilmesi, varsa yanlışların düzeltilmesi, kan dökerek oluşturulmuş sorunların yine kan dökerek çözülmesye çalışılmamasının taraftarıyım.

AKP'li bilin siz bizim gibi insanları, daha fazlasını idrak etmenize gerek yok. Edebilseniz zaten az da olsa yol alma ihtimalimiz olurdu, ben ümidimi kestim zaten artık.


Bu konudaki son mesajımdır, konudan saptırmayalım daha fazla.

ya sen ne içtin, ne çektin? gerçek misin, bilgisayar virüsü falan mısın?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...