Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Sivas davası zaman aşımından düştü!!!!


tinu

Öne çıkan mesajlar

şimdi inceledim kararı da kararda insanlık suçu olduğu fakat suçu işleyenlerin yani sanıkların kamu görevlisi olmamaları sebebiyle zamanaşımından haklarıdna ayrı ayrı düşme kararı veriliyor..yani insanlık suçu olduğu tespit ediliyor... bir kısmı kararın şöyle:

Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır'
Her ne kadar önceki düzenlemede zaman aşımı sürelerinin geçmişe yürümeyeceği ve önceki düzenlemede düzenlenmemiş bir suçtan dolayı kanunilik ilkesi gereği sanıklar hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılamayacağı düşünülse de Türkiye Cumhuriyeti tarafından kabul edilen ve iç norm kuralları bakımından bağlayıcı özelliği bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinde yer alan yaşama hakkına yönelik kararlarında, 'yaşama hakkını ihlal ettiği iddia olunan, işkence ve kötü muamele iddialarıyla suçlanan kamu görevlilerinin af ve zaman aşımından faydalandırılmaması'' gerektiği yünündeki hükümleri nazara alındığında, sanıkların kamu görevlisi değil, sivil oldukları, ayrıca olayın asli maddi faili değil feri şerik olarak yargılandıkları, 765 sayılı TCK'nın 146/3. maddesinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı hapis cezasının 5 yıldan 15 yıla kadar ağır hapis olduğu, lehe olan 765 sayılı TCK'nın 102/3, 104/2 maddeleri gereği 15 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresi 2 Temmuz 2008'de dolduğundan sanıklar hakkında açılan kamu davasının 765 sayılı TCK'nın 102/3 ve 104/2 maddesi gereği ortadan kaldırılması hükmünü doğurmak üzere CMK'nın 223/8. maddesi gereği ayrı ayrı düşürülmesine oy birliğiyle karar verildi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Myshkin said:

Halk eylemi değil bu grup eylemi. Adamların bayraklarının altında dolanmak istiyorsan git.


eğer bu davaya karşı eylem yapılıyorsa bir problem yok 10 yıldır hergün ben ağlıyorum birazdan başkaları ağlasın artık böyle bakıyorum olaya.

Ve dine karşı tamamen lanet okuyorum.
Kimse alınmasın gücenmesin biri bana allah dedimi suratına küfür edesim geliyor
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

patatespresi said:

anlamadım ne demek istediğini


peki daha açık anlatayım.

ilk kısım:

güç sahiplerinin farklı görüşlerde bile olsa ortak çıkarları konusunda fikir birliği yaptığı ne ilk ne de son olay olacaktır bu.

ikinci kısım:

aynen c/p
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

copry said:

Hangi grup?


Benim gördüklerim TKP liydi sanırım -bayrakları açık değildi tam göremedim- ama şimdi arkadaşla konuştum adliye önünde asıl millet toplanmış polis onlara baya fena müdahale etmiş. Olay grup değil halkmış yani benim gördüğüm farklı bir grupmuş.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Admin
3 kere yazip sildim en iyisi soyle bir sey yazayim:

cumhuriyetimizin 100. yili olan 2023 de gerceklesecek cumhuriyet :::> imparatorluk devir teslim toreni icin beta teste baslanan ver.2012 guncellemesi secilmis sakirt_iRUN_te@m tester takimina key'lerin ulasmasi ile basladi. gg no rmk.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

tinu said:

37 insanı cayır cayır yaktılar ve özgürler.

topunun allah belasını versin , döktükleri kanda boğulsun şerefsizler,
artık gerçekten midem kaldırmıyor bu ülkede olanları,

nefret etme boyutunuda aştık artık, keşke çekip gitsem bu lanet ülkeden.


bak yerinde olsam biraz daha sakin davranırdım..

Neticede yaşan olayı kimse onaylamıyor ve nefretle kınıyor , şahsen böyle bir olayın yaşanmasına asla hoşgörülü veya oldu bittiye geldi şeklinde bakamam

Ancak ülkede bazı kanunlar var nizamlar var hakimler ve savcılar bu kanunları uygulamakla yükümlüler ve bunun dışında kendi kafalarına göre bir işlem uygulayamazlar zaman aşımınıda engelleyemezler

Ama yinede olayın bu şekilde kapanmayacağını ve bundan sonra daha bu olayın çok konuşulacağından da eminim , yine provakatörlerin oyunununa gelmeyip temkinli olmakta yarar var ...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dava zamanaşımı

MADDE 66. - (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;

a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,

b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,

c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,

d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,

e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,

Geçmesiyle düşer.

(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.

(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.

(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.

(5) Aynı fiilden dolayı her ne suretle olursa olsun tekrar yargılanması gereken hükümlünün, sonradan yargılanan suça ait üçüncü fıkrada yazılı esasa göre belirlenecek zamanaşımı göz önünde bulundurulur.

(6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs hâlinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.

(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi hâlinde dava zamanaşımı uygulanmaz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Katibim said:

tinu said:

37 insanı cayır cayır yaktılar ve özgürler.

topunun allah belasını versin , döktükleri kanda boğulsun şerefsizler,
artık gerçekten midem kaldırmıyor bu ülkede olanları,

nefret etme boyutunuda aştık artık, keşke çekip gitsem bu lanet ülkeden.


bak yerinde olsam biraz daha sakin davranırdım..

Neticede yaşan olayı kimse onaylamıyor ve nefretle kınıyor , şahsen böyle bir olayın yaşanmasına asla hoşgörülü veya oldu bittiye geldi şeklinde bakamam

Ancak ülkede bazı kanunlar var nizamlar var hakimler ve savcılar bu kanunları uygulamakla yükümlüler ve bunun dışında kendi kafalarına göre bir işlem uygulayamazlar zaman aşımınıda engelleyemezler

Ama yinede olayın bu şekilde kapanmayacağını ve bundan sonra daha bu olayın çok konuşulacağından da eminim , yine provakatörlerin oyunununa gelmeyip temkinli olmakta yarar var ...


Kafan güzel bence senin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Katibim said:

Dava zamanaşımı

MADDE 66. - (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;


bu anlattıkların dışında temel hak ve özgürlüklere ilişkin imza altına alınmış ululararası anlaşmalar anayasa Md. 90 çerçevesinde kanunlar ile eşdeğerdir. Hatta kanunlar ile çatışması halinda uluslararası antlaşmalar geçerlidir. Yani iç norm haline gelir... saadece madde 66 yeterli değil. zaten mahkeme de o hususa göre karar vermiş. Yukarıda yazdım. Fakat burada kanunlarn yetersizliği söz konusu, ulusşararası antlaşmalara göre de insanlık suçu işleyen KAMU GÖREVLİLERİ nde zamanaşımı yok kabul ediyor. İnsanlık suçu işlendiğini belirtmiş ancak suçu işleyenler kamu görevlisi olmadığı için burada zamanaşımı süresinin dolması sebebiyle davayı düşürmüş. Kararında o şekilde ifade etmiş. Kararı da o şekilde vermiş... Şöyle ki:

"Türkiye Cumhuriyeti tarafından kabul edilen ve iç norm kuralları bakımından bağlayıcı özelliği bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinde yer alan yaşama hakkına yönelik kararlarında, 'yaşama hakkını ihlal ettiği iddia olunan, işkence ve kötü muamele iddialarıyla suçlanan kamu görevlilerinin af ve zaman aşımından faydalandırılmaması'' gerektiği yünündeki hükümleri nazara alındığında, sanıkların kamu görevlisi değil, sivil oldukları, ayrıca olayın asli maddi faili değil feri şerik olarak yargılandıkları, 765 sayılı TCK'nın 146/3. maddesinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı hapis cezasının 5 yıldan 15 yıla kadar ağır hapis olduğu, lehe olan 765 sayılı TCK'nın 102/3, 104/2 maddeleri gereği 15 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresi 2 Temmuz 2008'de dolduğundan sanıklar hakkında açılan kamu davasının 765 sayılı TCK'nın 102/3 ve 104/2 maddesi gereği ortadan kaldırılması hükmünü doğurmak üzere CMK'nın 223/8. maddesi gereği ayrı ayrı düşürülmesine oy birliğiyle karar verildi."
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

herhalde düşecekti kasmayın bu kadar, adalet hukuk diye birşey yok zaten dünyada. AİHM de hikaye. tarihte hukuk sistemi hep kontrol mekanizmasını korumak için kullanıldı, hala öyle. gerçekten "kör" adalet eski topluluklarda kısmen uygulanmış, onlarda çok eski.

türkiye'ye özgü birşey değil bu, ama bizim halk aşırı tepkisiz ve koyun olduğu için daha rahat at koşturuyorlar, diğer ülkelerle tek fark bu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
İNSANLARIN YAKILDIĞI YERE KEBAPÇI AÇTILAR
Sivas katliamının acısı henüz tazeyken, Madımak Oteli’nin alt katına bir kebapçı açıldı.

Yıllar boyunca bu restorana gelenler, 37 kişinin yanarak can verdiği mekânda kebap yemeyi sürdürdü.

Haberin devamı ↓
reklam

Bu duruma tepki gösterenlerin sesi, 2010 yılına gelindiğinde ancak duyuldu. Ve yıllar sonra o kebapçı kapatılarak, Madımak Oteli kamulaştırıldı.



KURBAN İLE KATLİAMCI YANYANA
Ancak tüm taleplere rağmen müze yerine bilim ve kültür merkezine dönüştürülen Madımak’ta tartışma yaratan bir olay daha yaşandı.

“Anı köşesi” adı verilen panoya katliamda ölenlerin isimlerinin yanı başına, iki saldırganın da adı yazıldı. Bu karar, yakınlarını kaybeden ailelerin yüreklerini bir kez daha yaktı.

KENTİ BİLE TERKETMEDİ
Dava kaplumbağa hızıyla sürerken, firari sanıklar hakkında da ilginç gelişmeler yaşandı.

Yargılandığı sırada firar eden 9 sanık içinde yer alan Sivas Belediye Meclisi Üyesi Cafer Erçakmak’la ilgili çarpıcı bir gerçek yıllar sonra gün yüzüne çıktı.

Her yerde aranan katliamın kilit ismi Cafer Erçakmak’ın uzun yıllar kentte yaşadığı, geçen sene ölümünün ardından gizlice gömülmesiyle ortaya çıktı.

Erçakmak, ülkenin her yanında aranırken, tuhaf bir şekilde memleketinde bulunamamıştı.



GÖRÜLMEMİŞ DNA TESTİ!
Cafer Erçakmak’la ilgili bir skandal da kimlik tespiti sırasında geldi. Adli Tıp, Erçakmak’tan alınan DNA örneklerini, kan bağı bulunmayan eşiyle karşılaştırdı.

Daha sonra yapılan testlerde ölen kişinin yüzde 99.99 ihtimalle Cafer Erçakmak olduğu kaydedildi.

KENDİSİNİ İHBAR ETTİ AMA...
Katliam sanığı İhsan Çakmak’ın da firari olarak arandığı yıllarda evlendiği, askerlik yaptığı, ehliyet aldığı ve çocuğunu nüfusuna kaydettirdiği belirlendi.

MADIMAK’I YAKIP, DÜĞÜN YAPMIŞ
Bir diğer sanık Yılmaz Bağ’ın ise katliamdan sadece iki hafta sonra, Kangal ilçesinde düğün yaparak evlendiği tespit edildi.

ALMANYA'YI MESKEN TUTTULAR
Katliamdan iki yıl sonra tutuksuz yargılanmak için serbest bırakılan sanıklardan birçoğu ortadan kayboldu.


Yıllarca her yerde aranan bu sanıklardan 9’unun, 1993 yılında 5 Türk’ün yakıldığı Solingen faciasının meydana geldiği Almanya’ya kaçması dikkat çekti.

Alman makamları, Türkiye’nin iade talebini “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası”nı gerekçe göstererek reddetti.

Katliam mağdurlarının yakınları, son ana kadar temaslarda bulundu.

TURİST DEĞİL, KATLİAM SANIĞI
Almanya, katliam sanıklarını Türkiye'ye vermezken, bir diğer sanık Vahit Kaynar da geçen yılın Eylül ayında Avrupa’da yakalandı.

Almanya-Polonya sınırında yakayı ele veren Kaynar, Ankara’nın talebine rağmen iade edilmedi.

DAVANIN GEÇMİŞİ
Sivas katliamı davası, 21 Ekim 1993’te başladı. 125 sanık, Ankara 1 Nolu DGM’de ilk kez hakim karşısına çıktı.

Davada ilk karar, 26 Aralık 1994’te geldi. 85 sanık, 2 ila 15 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırıldı, diğer sanıklar ise beraat etti.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 1997 yılında müdahil avukatlarının temyiz ettiği davayı bozdu. Yeniden yargılama sonucunda 33 sanık hakkında idam cezası verildi.



Ancak bu karar, bir yıl sonra Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından yeniden bozuldu. Sanık sayısı da 125’ten 33’e indi.

2000 yılında kararını açıklayan Ankara 1 Nolu DGM, 33 sanık için “idam” dedi. 9 sanık 7 yıl 6’şar ay, 4 sanık 20’şer yıl, 1 sanık 15 yıl, 1 sanık 5 yıl hapis cezası aldı.

33 sanık hakkında verilen idam kararı ise 2002 yılında müebbet hapis cezasına çevrildi.


ntvmsnbc
aslında fark ortada birinin inanç temelinde insan sevgisi varken diğeri bi varlık için insan yakar
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sakın beni yanlış anlamayın az sonra yazacaklarımdan.

Bu işte bir saçmalık var gibi geliyor bana. Daha 2 gün önce İstanbul'da 11 tane işçi ekmekleri uğruna ne şartlarda çalışırken yanarak can verdi. Doğru düzgün bir tepki görmedim.

Sivas katliamı 19 sene önce oldu, 37 tane aydın fikirleri nedeniyle bir kalabalık tarafından yakılarak katledildi.

Bugün bakıyorum facebook ve twitterdaki Sivas Katliamı ile ilgili tepkilere, hepsi sanki insanlara birşey kanıtlamak ve göz boyamak için verilmiş tepkiler gibi. Çok az kişide samimiyet görebiliyorum. Düşünce özgürlüğüne,insan hayatına saygı yok diğer sadece insanların kendisi hakkında ne düşüneceğine dair bir kaygı var gibi geliyor bana.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...