Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

O Yaz


BramStoker

Öne çıkan mesajlar

komiklikler şakalar yapıyorum ağır havayı dağıtmaya çalışıyorum ama bir türlü başaramıyorum. "e ses nasıl bir sesti o zaman?" diye sorguya çekmeye başladım ben de. önceki ti ye alan halim onları rahatsız etmiyor ama güldürmüyordu da. buna rağmen içlerini rahatlatıyordu sanki. ancak ben ciddi ciddi sesi sorunca bir an afalladılar açıkçası. "ne kadın ne erkek gibiydi ama sanki genç bir erkeğin sesi gibiydi." dediler. birbirlerini onaylar gibi başlarını salladılar birbirlerine bakarak. ağlamayı, zırlamayı, yüzlerine daha yeni kan uğramasını geçtim bu birbirlerini onaylar gibi kafa sallayıp gözlerine bakmaları beni de korkuttu.

şenay "ben o evde yatmam sizde yatayım bu gece." diyor esra'ya. esra tamam anneme söylerim diyor. bunlar gazinoya esra'nın annesinden izin almaya gidiyorlar. cidden korkuyorlardı ama mesela annesine "biz böyle böyle evde cin çağırdık ühühühü. o evde yatma sen." diyememiş niyeyse. "inanmazdı." demişti sonra bize. ben doğruca cananların eve fırladım tabi onlar gidince.

evleri tarif edeyim azıcık. iki yatak odası bir büyük salon düşünün evleri. salonda amerikan bar var çakma. iki yatak odasından biri büyüklere, diğeri ise küçüklere. :) salon birazcık büyük. hem mutfak hem oturma odası işlevi görüyor. salondan evlerin büyük balkonuna geçebiliyorsun. zaten herkesin balkonlarıyla salonları birleşik gibi bir şey. sürgülü cam var büyük böyle. evlerin kapısı direk salonun içerisine açılıyor.

cananlara çıkıp kapıyı çaldım. öyle bir samimiyetimiz yoktu aramızda. sadece aynı ortamda takılıyorduk falan. o güne kadar hiç evine gitmemiştim. beni görünce şaşırdı. ben de evin halini görünce şaşırdım açıkçası. evin tüm ışıkları yanıyordu. iki yatak odasının ve balkonunda da kapıları sonuna kadar açıktı. televizyon da açıktı hatta sesi de biraz fazla yüksekti. elinde deodorant şişesiyle kapıyı açınca ilk sorduğum da o oldu tabi. :) kimin geldiğini bilmediğinden belki kötü niyetli biriysem gözüme deodorantı sıkacağını söyledi. sonra durdu. saçma saçma gülmeye başladık. gülünce gözleri kaybolan kızların her gülücüğü ayrı bir seyirliktir. o anlardan biriydi işte.

"sen de şenaylardaymışsın galiba?.." dedim sorar gibi. "ya çok korkunçtu, birisi hepimize seslendi. ben ne dediğini anlamadım ama sonradan söylediler bana." dedi. çok korktuğunu, hepsinin evden kaçtığını, kısacası aynı hikayeyi tekrar anlattı. evde kimse yoksa ve korkuyorsa gazinoya gelmesini şenay, hatice ve esra'nın da orada olduğunu söyledim. "tamam, dur ben ışıkları kapatayım." deyip içeriye girdi. sonra o olayı bir daha baştan anlata anlata sitenin yarı ışıklandırılmış yollarından geçe geçe gazinoya yola koyulduk.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

neyse biz gazinoya gittik konuşa konuşa. esra ile şenay şenay'ın o gece esralarda yatması için izin almışlar. bunların üzerlerinde böyle garip haller olunca anneleri sormuş tabi hemen "siz ne yaptınız bakiyim?" diye. bunlar da birbirlerine korku hikayeleri anlattıklarını, şenay'ın çok korktuğunu falan söylemişler. üç kızımızı masalardan birinde oturup hızlı hızlı tartışırken bulduk. birer sandalye çekip biz de oturduk. birbirlerine o kızın çizdirdiği o şekilden ve o kızın kendi kendine neler söylediğinden bahsediyorlardı.

o geceyi orada kah okey oynayarak, kah elli bir oynayarak geçirdik bir kişi fazlayla ama kimse oyuna alaka göstermiyordu yani. birinden sıkılınca diğerine geçiyorduk.

annelerin amerikanosu bitince kızlar anneleriyle birlikte yavaş yavaş masasına göre evlere dökülmeye başladı. herkese sırayla iyi geceler diledim. en son ben kalınca da bizim elemanları bulmaya sahile gittim. pikeyi alan şezlongların üzerine gelmiş serilmişti bile. tabi ki gecenin bombasını ortaya atınca ilgi odağı oldum. cananal birlikte geçirdiğim saatlerin etkisinin üzerimde yarattığı süper star hissiyle ballandıra ballandıra anlatmaya başladım. ben ciddi ciddi anlatıyordum. aslında kızlara inanıyordum ama anlattıklarım karşısında aldığım tepkileri düşünebiliyorunuzdur. gülündü, eğlenildi, dalga geçildi. başka konulara sıçradı muhabbet.

henüz daha gün doğmamıştı ama artık çok az kalmıştı. gruptakilerden sızanlar olmuştu. ben de dahil bazılarımızın gözleri kapanıyordu. artık iki üç kişi konuşuyordu sadece. tam bu anda siteden "anneeee!" diye bir çığlık geldi gecenin sessizliğinde. yemin ediyorum kimin sesiydi çıkaramadım o anda ama aklıma direk o şeyi çağıran kız geldi bir de canan. ama cananın sesi olmadığına emindim sanki. hem onların evinin tarafından da gelmemişti. önce biz kafaları çevirip siteye doğru baktık, aramızda uyuyanlar uyandı tabi. çığlık tekrarlar tekrarlamaz bu sefer sitede ışıklar yanmaya başladı. ama nasıl bağırıyor bağıran anlatamam yani. ciğerlerini zorluyor.

bizim ön tarafın nöbetçişi ahmet abi hemen koştu tabi "ne oluyor lan?" diye. biz de peşinden. çığlık bir daha tekrarlayınca sitede orada burada "ne oluyoruz yahu?" diye insanlar balkona çıkmaya başladı. kapının nöbetçisi abi de çığlığın geldiği evlere koşmuş tabi. site ayaklandı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bunları sonradan başkalarının ağzından duydum. annesinden başkalarının annelerine, onlardan komşulara, onlardan çocuklarına, onlardan diğer çocuklara, ailelerden sitedeki esnafa, nöbetçilere gidip gidip gelen bir olay oldu bu kızın annesine ve arkadaşlarına anlattıkları.

bu şeyi çağıran kızımız sabaha karşı yatıyor. bir süre sonra odanın içerisinde bir şey olduğu hissiyle uykusundan uyanıyor ama ne olduğunu bir türlü göremiyor. dikkatlice etrafına bakmaya çalışıyor ama başını sağa sola oynatamadığını farkediyor. bu sefer panik içerisinde gözleriyle etrafına bakmaya uğraşıyor tam bu sırada ayak ucunda duran siyahımsı toparlak bir şey gözüne çarpıyor. bu şeyin gözlerini göremese bile kendisine baktığından emin. o şeyi kendisine bakar vaziyette ayak ucunda görünce yatağından fırlayıp odanan kaçmak istiyor ancak başını sağa sola çeviremediği gibi vücudunun hiçbir yerini hareket ettiremediğini anlıyor. içindeki korku daha da çok büyüyor. gözlerini bu şeyin gözlerinin olduğunu varsaydı yerden ayıramıyor. konuşmaya, yalvarmaya çalışıyor ama ağzından saçma sapan sözcükler çıkıyor sadece. kelimeleri bir türlü yerli yerine oturtamıyor. kız konuşmaya çalışınca ayak ucundan başına doğru hareket etmeye başlıyor bu siyah küme kızın sağ tarafından. içinden yalvarıyor kız. beni duyuyorsan bırak ne olur diyor defalarca ama o küme duyuyorsa bile dinlemiyor. kızın başına gelip durunca sağ tarafından sol kulağına doğru eğilip (belki de uzayıp) kızın kulağına bir şeyler fısıldıyor. sonra bir anda kızı serbest bırakıyor. kız bir an üzerinde bir ferahık hissediyor ama o şey halen başucunda duruyor. avazı çıktığı kadar bağırmaya başlıyor kız. işte tam o anda adeta rulo haline getirilmiş bir halı gibi toparlanıp kızın yatağının altında kayboluyor o şey. kızın annesi kızın odasına dalıyor.

uzunca bir süre birbirlerine "vah vah." diye anlatanlar, "herkes deliye hasret, biz akıllıya." diye anlatanlar, dalga geçenler, ciddiye alanlar oldu bu kızın ve annesinin anlattıklarını. benim için bu hikayenin elle tutulur tarafı o gruptan tanıdığım kızların yüzlerinde gördüğüm ifadelerin ciddiyetiydi.

o yaz bu kızın başına gelenler ve bununla ilgili spekülasyonlar uzunca bir süre muhabbetlerin ana konularından biri oldu. tabi benim bir kurtarıcı gibi canan'ın evine koşup onun iyi olup olmadığını öğrenmek isteyişim de üzerinde bir etki bırakmıştı. ilk yaz aşkımı başkasının başına gelen korkutucu bir olayın gölgesinde bulduğum bir fırsatla başlatmıştım ama değimişti.

çok uzun sürmedi tabi. yaz sezonu bitti. evlere döndük. bir sonraki yaz geri geldiğimizde ise kızlar bize göre epey bir boy atmıştı. cananla aramızdaki boy farkının yarattığı uçurumu bir türlü dolduramadım ve ayrıldık.

bir ortaokul günlüğünün sonuna geldiniz. :P
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...