Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Türkiye - Almanya


mokoko

Öne çıkan mesajlar

benjani said:

eleme maçı filan olsa net 10 gol atardı almanya.belçika maçında mesut filan da oynar, çok rahat bir galibiyet alırlar.her türlü gruptan çıkarız ama gerisi kötü olur hiddink gitmezse.


şu olay cidden dünyann en iyi takımı yapıyor alman takımını,

herifler kazanma arzusu olmadan bile farka gidiyorlar. Hazırlık maçlarında ciddi rakiplerini yeniyorlar. Rotasyonda bile as kadrodan farksız oynuyorlar.

İspanya'nın orta sahası yaşlanıp, formdan düşerse eğer şu Alman takımı önümüzdeki 10 yılın tecavüz timi olur açık ara
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

maça giderken çekilen eziyetle ilgili bi yazı yazmış maça giden bi arkadaşım.

maça giden bi arkadaşımın ekşi'de ki yazısı

"powersurge" said:

öncelikle;

(bkz: #21658521)

englishman in new york tadında, fenerbahçeli adamın türk telekom arena'daki maceraların ikincisine geçiyoruz. nedendir bilmem, hep uzun yazıyorum mevzubahis tt arena olunca.

chapter one : stada gidiş

direk metroyla başlıyorum olaya çünkü zevkli kısımlar bunlar.ben ve diğer kaderdaşımın mecidiyeköy'den metroye binme amacımız vardı. istasyona geldik. kalabalıkla karşılaştık. marşlar, tezahüratlar vesaire. olsun dedik, böyle olacağını biliyorduk aşağı yukarı. zor bela aşağı indik. korkunç bir kalabalık. fakat insanlar metronun en sağ tarafını, dolayısıyla en arka vagonları pek keşfedememiş. olabildiğince sağa yürüyüp, o kalabalığa rağmen oturarak gittik sanayi'ye kadar. ve sonra aktarma yapacağımız yere geldik. oluk oluk insan akıyordu. çok kalabalıktı. metrekareye 5.6 insan düşüyordu diyeyim ben size. ilk kaderdaşımla, gayet kendimizden emin, gayet sefa pezevengi bir şekilde " yeaaa ikinci metroya bineriz noolcak" modundaydık. fakat sonra arkadaki insanları görünce, ve o anlık düşmanımız sirkülasyonu aklımıza getirince bu moddan anında çıktık. önümüzde 5-6 sıra insan vardı. sığacağımızı hiç düşünmüyorduk. ama tren geldi, kapılar açıldı.. ne olduysa o an oldu. itme gücünün ne olduğunu ben o zaman anladım. tam 2 saniyede olabilecek en uzak noktadaydım. gerilerde olmama rağmen, trenin içinde en uzak noktadaydım. ve insanlar durmak bilmiyordu. sanırım hac böyle bir şey. gitmeyi düşünen, gitmeden önce benle bir konuşsun. korkunç bir sıkışma durumu vardı. sonra bir nara atıp, fiziğimi kullanmaya karar verdim. ve düşmanını denize döken spartalı asker pozisyonunu aldım. (sparta örneğini unutmayın, ileride hatırlayacağız.) gelen insan yığınına karşı siperimi harika bir şekilde savundum. ve güç bela tren hareket etmeye başladı. beni ayakta tutan tek şey sürtünmeydi. tek kolum havada kalmıştı, indiremedim. ve o an rölativite'yi anladım. gerçek yolculuk ne kadar sürdü bilmiyorum ama en az 40 dakkası vardı benim gözümde. vardık durağa. sonrası inanılmaz komikti. kapısı açılan boğalar gibi, herkes koşmaya başladı. nereye gideceğini bilmeden hem de. usain bolt gelse çoğu kişiyi geçemezdi oradaki. muhtemelen bi anda gelen oksijen herkesi kafa yapmıştı. ve bir şekil stada giriş kuyruğuna girdik.

chapter two : stada giriş ve biletix

maçın başlamasına yaklaşık yarım saat vardı. biletimizin bulunduğu b3 kapısına doğru ilerledik. nedenini sonra anlayacağımız bir sebepten ötürü bir tek b3 kapısının önünde korkunç bir kuyruk vardı. baya bekledik. hatta baya bir insan geri döndü etti. neticesinde maçın 5.dakikasında içeri girebildik. yerimiz olduğu iddia edilen, sıra 7 koltuk 8'i aramaya koyulduk. ama mümkünatı yoktu. neyse dedik, merdivenlerden maçın ilk yarısını izledik. devre arasında yerimizi bulmaya gittik. tam 8 dakika uğraştık. fakat o da ne? sıra 7 sadece koltuk 57 ve 84 arasını kapsıyormuş. yani sıra 7, koltuk 8 diye bir yer yok. evet davetliydik, para vermemiştik ama biletix'in bu denyoluğu, bu açgözlülüğü, bu fazladan bilet basma saçmalığı, bizi hiç hesapta yokken 90 dakika ayakta dikmişti. ben şimdi ne desem eksik kalacak biletix'e. o nedenle ben susayım, mc klima ustası serkan konuşsun. gözümde yeni adın yılmaz'dır biletix..

http://www.youtube.com/watch?v=cdrrok9mqww

chapter three : staddan çıkış

açıkçası milliyetçilikle hiç bir alakam yoktur. milli takım, milli duygular vesaire pek etkilenmem. daha ziyade, müller'i, şıvaynştayger'i, götze'yi izlemeye gittiydim. bir de ambiyans için. o yüzden eğer maç koparsa 70-75. dakikalar gibi topuklarım diyordum. tam o dakikalarda, o metro çılgınlığına yakalanmamak için çıktım. derken, çıktığım anda stattan goaaaöaöaal tarzı bir ses geldi. hoppa geri girdik. sonra maç 3 oldu. ve kaderdaşımın ailesinin orda olduğunu, hatta o an stattan ayrılacaklarını öğrendik. ve dakika 87'de stattan çıktık. insan trafiğini orada öğrendim. çok çok zor bir şekilde metro'ya gittik. amaç üst kata çıkıp, kaderdaşımın ailesinin arabasına ulaşmak. metro'nun içine girdiğimizde, kaderdaşımın bana sürekli bahsettiği merdiven'le tanıştım. yazının başlarında sparta örneğini unutmayın demiştim. şimdi hatırlayın işte. o merdiveni şöyle tanımlayayım. 300 filminde, hani kişi sayısının hiç bir önemi olmadığı geçit vardı ya. bu merdiven için de aynısı geçerli. üst kata çıkmak isteyen, arabalarına ulaşmak isteyen yüzlerce kişi (1000'e yakındır) en fazla 3 insan genişliğindeki daracık merdivenden 3-4 kat yukarı çıkmak zorundaydı. yani düşünün, 50-60 kişilik yatay bir sıra, merdivene doğru ilerliyor, ve merdivenden en fazla 3 kişi aynı anda çıkabiliyor. ve orda 1000'e yakın insan var. izdiham. hac 2. kadınlar, çocuklar bebekler perişan. ve sonra ter. ter öyle debili akıyor ki mübarek, ismail türüt çatlar kıskançlığından. en sonunda giriyoruz merdivene. bitmek bilmeyen bir yol. önümüzde 70 yaşında bir dede. o iyice yavaşlatıyor olayı. derken metronun otoparkı. her yer toz içinde. ve sonra araba..

chapter four : final

yazıyı toparlamalı. buradan tüm galatasaraylı arkadaşlara sesleniyorum. ey galatasaraylılar; eğer korkunç fanatik değilseniz, eğer korkunç abartıyı seven insanlar değilseniz, eğer arabanız yoksa, eğer özel bir nedeniniz yoksa henüz bu stada gitmeyin! yanlış anlamayın beni, stad şahane. ama ulaşım felaket. hele eşinizle, sevgilinizle, çocuğunuzla, annenizle hiç gitmeyin. insanlara yazık. bu macera sırasında konuştuğum almanların hepsi, olası bir yangında ne yapılacağını soruyordu. şöyle diyeyim, olduğunuz yerde durup ölümü beklemek, en karizmatik en mantıklı yoldur. çünkü çıkış yok.

insanlar stattan çıkıp, sanayi tarafına gidebilmek için ya dağ bayır tepe aşmak zorunda, ya merdiven (game of thrones'taki wall'u da düşünebilirsiniz. bu yazının içindeki önem olarak aynen o çünkü) ile tanışmak zorunda. ha gidince ne olacak, metroya binmezseniz minibüs vesaire, ama gördüğüm bir minibüste yanlış saymadıysam 102 kişi vardı. yazım hatası yapmıyorum, düz 102 kişi.

ekstra üst geçitler, ekstra otobüs seferleri olmadan, ciddi anlamda bir eziyete dönüşüyor. eğer galatasaraylı yöneticiler stadın full çekmesini istiyorlarsa onlara nacizane önerilerim; 1) fiyatlar düşsün. 2) ek otobüs seferleri konsun. 3) en az 2-3 tane üst geçit veya o tarz bir işlevi olan bir şey yapılsın.

ha bi de dipnot, alman seyircisini kutlamak lazım. cidden çok fazlalardı ve baya iyi bağırdılar. alman milli takımına da hayrandım, daha bir hayran kaldım. en az bir enver paşakadar alman hayranıyım artık. o neuer, o stoperler (17 numara özellikle),o götze,o müller, o şıvaynştayger, o gomes ne iyi adamlardır.

bu entry'de bitiyor efendiler. eğer olursa, bir başka tt arena maceramızda görüşmek üzere. esen kalın.



http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=25653508
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

mokoko said:

maça giderken çekilen eziyetle ilgili bi yazı yazmış maça giden bi arkadaşım.

maça giden bi arkadaşımın ekşi'de ki yazısı

"powersurge" said:

öncelikle;

(bkz: #21658521)

englishman in new york tadında, fenerbahçeli adamın türk telekom arena'daki maceraların ikincisine geçiyoruz. nedendir bilmem, hep uzun yazıyorum mevzubahis tt arena olunca.

chapter one : stada gidiş

direk metroyla başlıyorum olaya çünkü zevkli kısımlar bunlar.ben ve diğer kaderdaşımın mecidiyeköy'den metroye binme amacımız vardı. istasyona geldik. kalabalıkla karşılaştık. marşlar, tezahüratlar vesaire. olsun dedik, böyle olacağını biliyorduk aşağı yukarı. zor bela aşağı indik. korkunç bir kalabalık. fakat insanlar metronun en sağ tarafını, dolayısıyla en arka vagonları pek keşfedememiş. olabildiğince sağa yürüyüp, o kalabalığa rağmen oturarak gittik sanayi'ye kadar. ve sonra aktarma yapacağımız yere geldik. oluk oluk insan akıyordu. çok kalabalıktı. metrekareye 5.6 insan düşüyordu diyeyim ben size. ilk kaderdaşımla, gayet kendimizden emin, gayet sefa pezevengi bir şekilde " yeaaa ikinci metroya bineriz noolcak" modundaydık. fakat sonra arkadaki insanları görünce, ve o anlık düşmanımız sirkülasyonu aklımıza getirince bu moddan anında çıktık. önümüzde 5-6 sıra insan vardı. sığacağımızı hiç düşünmüyorduk. ama tren geldi, kapılar açıldı.. ne olduysa o an oldu. itme gücünün ne olduğunu ben o zaman anladım. tam 2 saniyede olabilecek en uzak noktadaydım. gerilerde olmama rağmen, trenin içinde en uzak noktadaydım. ve insanlar durmak bilmiyordu. sanırım hac böyle bir şey. gitmeyi düşünen, gitmeden önce benle bir konuşsun. korkunç bir sıkışma durumu vardı. sonra bir nara atıp, fiziğimi kullanmaya karar verdim. ve düşmanını denize döken spartalı asker pozisyonunu aldım. (sparta örneğini unutmayın, ileride hatırlayacağız.) gelen insan yığınına karşı siperimi harika bir şekilde savundum. ve güç bela tren hareket etmeye başladı. beni ayakta tutan tek şey sürtünmeydi. tek kolum havada kalmıştı, indiremedim. ve o an rölativite'yi anladım. gerçek yolculuk ne kadar sürdü bilmiyorum ama en az 40 dakkası vardı benim gözümde. vardık durağa. sonrası inanılmaz komikti. kapısı açılan boğalar gibi, herkes koşmaya başladı. nereye gideceğini bilmeden hem de. usain bolt gelse çoğu kişiyi geçemezdi oradaki. muhtemelen bi anda gelen oksijen herkesi kafa yapmıştı. ve bir şekil stada giriş kuyruğuna girdik.

chapter two : stada giriş ve biletix

maçın başlamasına yaklaşık yarım saat vardı. biletimizin bulunduğu b3 kapısına doğru ilerledik. nedenini sonra anlayacağımız bir sebepten ötürü bir tek b3 kapısının önünde korkunç bir kuyruk vardı. baya bekledik. hatta baya bir insan geri döndü etti. neticesinde maçın 5.dakikasında içeri girebildik. yerimiz olduğu iddia edilen, sıra 7 koltuk 8'i aramaya koyulduk. ama mümkünatı yoktu. neyse dedik, merdivenlerden maçın ilk yarısını izledik. devre arasında yerimizi bulmaya gittik. tam 8 dakika uğraştık. fakat o da ne? sıra 7 sadece koltuk 57 ve 84 arasını kapsıyormuş. yani sıra 7, koltuk 8 diye bir yer yok. evet davetliydik, para vermemiştik ama biletix'in bu denyoluğu, bu açgözlülüğü, bu fazladan bilet basma saçmalığı, bizi hiç hesapta yokken 90 dakika ayakta dikmişti. ben şimdi ne desem eksik kalacak biletix'e. o nedenle ben susayım, mc klima ustası serkan konuşsun. gözümde yeni adın yılmaz'dır biletix..

http://www.youtube.com/watch?v=cdrrok9mqww

chapter three : staddan çıkış

açıkçası milliyetçilikle hiç bir alakam yoktur. milli takım, milli duygular vesaire pek etkilenmem. daha ziyade, müller'i, şıvaynştayger'i, götze'yi izlemeye gittiydim. bir de ambiyans için. o yüzden eğer maç koparsa 70-75. dakikalar gibi topuklarım diyordum. tam o dakikalarda, o metro çılgınlığına yakalanmamak için çıktım. derken, çıktığım anda stattan goaaaöaöaal tarzı bir ses geldi. hoppa geri girdik. sonra maç 3 oldu. ve kaderdaşımın ailesinin orda olduğunu, hatta o an stattan ayrılacaklarını öğrendik. ve dakika 87'de stattan çıktık. insan trafiğini orada öğrendim. çok çok zor bir şekilde metro'ya gittik. amaç üst kata çıkıp, kaderdaşımın ailesinin arabasına ulaşmak. metro'nun içine girdiğimizde, kaderdaşımın bana sürekli bahsettiği merdiven'le tanıştım. yazının başlarında sparta örneğini unutmayın demiştim. şimdi hatırlayın işte. o merdiveni şöyle tanımlayayım. 300 filminde, hani kişi sayısının hiç bir önemi olmadığı geçit vardı ya. bu merdiven için de aynısı geçerli. üst kata çıkmak isteyen, arabalarına ulaşmak isteyen yüzlerce kişi (1000'e yakındır) en fazla 3 insan genişliğindeki daracık merdivenden 3-4 kat yukarı çıkmak zorundaydı. yani düşünün, 50-60 kişilik yatay bir sıra, merdivene doğru ilerliyor, ve merdivenden en fazla 3 kişi aynı anda çıkabiliyor. ve orda 1000'e yakın insan var. izdiham. hac 2. kadınlar, çocuklar bebekler perişan. ve sonra ter. ter öyle debili akıyor ki mübarek, ismail türüt çatlar kıskançlığından. en sonunda giriyoruz merdivene. bitmek bilmeyen bir yol. önümüzde 70 yaşında bir dede. o iyice yavaşlatıyor olayı. derken metronun otoparkı. her yer toz içinde. ve sonra araba..

chapter four : final

yazıyı toparlamalı. buradan tüm galatasaraylı arkadaşlara sesleniyorum. ey galatasaraylılar; eğer korkunç fanatik değilseniz, eğer korkunç abartıyı seven insanlar değilseniz, eğer arabanız yoksa, eğer özel bir nedeniniz yoksa henüz bu stada gitmeyin! yanlış anlamayın beni, stad şahane. ama ulaşım felaket. hele eşinizle, sevgilinizle, çocuğunuzla, annenizle hiç gitmeyin. insanlara yazık. bu macera sırasında konuştuğum almanların hepsi, olası bir yangında ne yapılacağını soruyordu. şöyle diyeyim, olduğunuz yerde durup ölümü beklemek, en karizmatik en mantıklı yoldur. çünkü çıkış yok.

insanlar stattan çıkıp, sanayi tarafına gidebilmek için ya dağ bayır tepe aşmak zorunda, ya merdiven (game of thrones'taki wall'u da düşünebilirsiniz. bu yazının içindeki önem olarak aynen o çünkü) ile tanışmak zorunda. ha gidince ne olacak, metroya binmezseniz minibüs vesaire, ama gördüğüm bir minibüste yanlış saymadıysam 102 kişi vardı. yazım hatası yapmıyorum, düz 102 kişi.

ekstra üst geçitler, ekstra otobüs seferleri olmadan, ciddi anlamda bir eziyete dönüşüyor. eğer galatasaraylı yöneticiler stadın full çekmesini istiyorlarsa onlara nacizane önerilerim; 1) fiyatlar düşsün. 2) ek otobüs seferleri konsun. 3) en az 2-3 tane üst geçit veya o tarz bir işlevi olan bir şey yapılsın.

ha bi de dipnot, alman seyircisini kutlamak lazım. cidden çok fazlalardı ve baya iyi bağırdılar. alman milli takımına da hayrandım, daha bir hayran kaldım. en az bir enver paşakadar alman hayranıyım artık. o neuer, o stoperler (17 numara özellikle),o götze,o müller, o şıvaynştayger, o gomes ne iyi adamlardır.

bu entry'de bitiyor efendiler. eğer olursa, bir başka tt arena maceramızda görüşmek üzere. esen kalın.



http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=25653508

gs ek otobüs seferi koymuştu son eses maçında.
üst/alt geçiti bir zahmet devlet yapacak.
30 bin kişi vardı ek sefere rağmen yine metro kaldırmadı. acil çözüm lazım ulaşıma. bir bürokratı sokmak lazım o izdahama anca öyle işler sistem ya da birilerinin canı yanacak izdihamda.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

metro dönüş tamamda gidişte insana değmeden gidebiliyorsun

dönüştede 5-6 dakka erken cıkarsan polisin barıkatına yakalanmadan metroya binmiş oluyorsun yine bi panik hali oluyor ama rahat oluyor

ki ben geçen sene gittim.bu sene maçlara gitmedim hiç.şuan tek problem gişe sayısı.orayı biraz genişletseler sıkıntı yok

şuan orda en büyük problem zihniyet.insnalar depar atmasalar medeni olsalar 10 dakkaa 15 dakka falan rotarlıda olsa rahat rhat binersin metrona

ama herkes mal gibi panikliyor
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hamit şu haliyle bizim milli takımı geçtim amatör kümeye bile üç gömlek yetersiz geldi. Maçtaydım resmen az buz laf etmedik.

Bu kadar kötü olunmaz. Adam çok rahat maçı falan satmış. Tamam sakatlık falan anlaşılır, kondisyonun yetmez, ne bileyim tekniğin zayıflar, top tutamazsın falan normal. Ama tutup da sıfırdan şut çekmeye kalkıp sonra kontradan gol yedirmenin, bomboş pozisyonda kalecinin üzerine vurmanın, ayağında top tutup ardalık yapacam diye atak öldürmenin sakatlıkla kondisyonla alakası yok, mental işler bunlar. Aklınca kendini kanıtlayıp reale ben hazırım imajı verecekti heralde, katletti tüm maçı. Böyle şımarık, kepaze oynanmaz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

takımda tek bişi yapmaya çalışan adamdı.yetemedi ama hamite gelene kadar rezillik say say bitmez

adamın tek suçu orda orta şut karışımı saçma birşey yapması.birde kaleci neuerin şansıydı kaçırdığı golde

onun harici bireysel olarak adam geçebilen top yapabilen tek adamdı sahada

şu kötü performansıyla 2 tane daha hamit olsa shada maça ortak olurduk ezilmezdik
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

macin en kotuleri direk iki golu hediye eden servet, mac boyu 2 adet isabetli pas atabilen sabri ve hamitti. ama suc onlarda degil, adamlar sakatliktan yeni cikmisken ve daha takimlariyla dogru duzgun antrenman yapmamis iken sahaya suren kafasizlarda direk. hayir bunun sorumlusu aptal kim ise bir an once kovulsun. ha sabriyi hadi ft gunah kecisi pozisyonunda oynatiyor da, sen neden milli takimda ayni yerde oynatiyorsun adam mi kalmadi orada oynayacak?

onun disinda ilk biz 1 gol atariz beraberlik kopaririz diyordum keza 3 pozisyon yakaladik ama degerlendiremedik yenildik, degerlendirseydik de yenilebilirdik ama ilk golu kalemizde gorunce resmen maci biraktik, moral motivasyon bu kadarmis.

volkan burak haric herkese kufretse yeridir, almanya resmen sut antrenmani yapti macta. e cocuga o kadar sut cektirirsen bikac tanesini 90a asar o da, yine vuramadi adamlar yoksa 6-7 tane yemistik rahat boyle defans anlayisi olmaz olsun. birakiyolar sut ceksin adamlar diye. onunu de aciyolar ki zorlanmasin kaleyi gorurken. bir de gidip tek topa atlayan kesmeye calisan adam olan aurelioyu oyundan cikariyor bizimkiler ki adamlarin onunde engel kalmasin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hamit takımda bir şey yapmaya değil çocuk gibi kendisini göstermeye, raele "bakın ben hazırım" imajı vermeye çalışan, bu uğurda da takımı da maçı da satıp katleden adamdı.

- Her pasını rakibe attı
- Defalarca atak öldürdü, ağır kaldı, hatta bir atakta kendine atılmayan pasın arasına girerek atağı bitirdi.
- Kendini göstermek için gereksiz yerde adam geçmeye çalıştı top kaybetti.
- Saçma sapan yerde kaleye kalecinin kapattığı köşeden ve sıfıra yakın yerden abandı, o top döndü bize gol oldu.
- 2-3 tane pozisyonu kendi başına dağa taşa vurarak tüketti (Sabri ondan kat kat daha isabetliydi)
- Tüm duran topları kornerleri saçma sapan şekilde ön direğe kullandı 10 tane öyle top kullandı, hepsini karşıladılar, 11.yi yine ön direğe attı.
- Sürekli ayakta top tutup oyunun tempoyu sıfırladı

her şeyiyle rezaletti.

Kendisine 10 üzerinden -5 veriyor bi daha 6 ay milli takım forması giymemesi için dua ediyoruz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aurelio ztn eski aurelio değil ki

fenerde falan öyle oynuyordu ztn.tek başına yetebiliyordu

şimdi böyle sarpinho tarzı takılıyor.mehmet topal sakat değilse neden oynamaz

hamite fazla yüklenmeyin bence.şu milli takımın banko oynicak adamıdır.bütün takım iyi olsa hamit sıçsa haklısınız ama takımda hiç bişi yoktu

gokhan gönül goldeki ortaya kadar hiç yoktu.sabri yine sabriydi.en az 3 tane net gol pozisyonu verdi pas hatalarıyla

burak bugun baya iyiydi bence.selcuk tutuk gibiydi ama tek olumlu pas atan adamdı.sabri cıkmalıyken o cıktı
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...