Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Polisin neden bu serefsizlere dokunmadigini biri aciklasin bana


di

Öne çıkan mesajlar

Napolyonn said:

şiddete bnde karşıyımda devlet zaten anasını ağlatmadımı adamların 1980 darbesiyle beraber onlara bu süreci devlet eli götürdü diyorum bu dünkü olay değil gaza gelip devletin bölünmez bütünlüğüne bağlamayın eminim hiç kimse memnun değil bu olaylardan.


1) PKK'nın 1980'lerden önceki faaliyetleri'ni araştır

2) Kürt Teali Cemiyeti'ni araştır.

Sabah, Taraf gibi gazetelerin askerleri suçlu göstermek için sürekli 1980 darbesini öne sürüyor da, bunun eskiye dayanan bir geçmişi var.

hatta:


said:
Kürdistan Teali Cemiyeti, Kürt Teali Cemiyeti, 30 Aralık 1918 tarihinde İstanbul'da kurulan ve doğu illerinde şubeleri açılan bağımsız bir Kürt devleti kurulması amacı güden cemiyet. Cemiyetin adı, Kürdistan yükselme derneği anlamına gelmektedir.

Bu cemiyetin, İngiliz devlet yetkilileri ve Hürriyet ve İtilaf Fırkası ile ilişkileri bulunmaktaydı. Atatürk cemiyetin amacının, yabancı devletlerin himayesinde bağımsız bir Kürt devleti kurmak olduğunu belirtmiştir.

1921 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından alınan bir kararla cemiyetin faaliyetlerine son verildi.

Kürt Teali Cemiyeti, Hürriyet ve İtilaf Fırkası ve İngiliz Muhibleri Cemiyeti ile işbirliği içindeydi. Derneğin başkanı Seyit Abdülkadir Âyan üyesidir ve hem İstanbul Hükümeti hem de İngilizler ile işbirliği içinde İngiliz çıkarları ile örtüşen ayaklanmalara önayak olmuştur.

1919 yılı başlarında Cevat Dursunoğlu ve Süleyman Nazif, Vilâyat-ı Şarkiye Müdaafa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti'nin kurulmasına katılmaları için Kürt Teali Derneği'ne gittiler. Seyit Abdülkadir ve dernek yöneticileri, "İtilaf Devletleri bize her türlü yardımı yapacak. Sizinle konuşacak bir sözümüz yok" cevabıyla kendilerini geri çevirdi.

Kürt Teali Derneği, 31 Mart 1920 tarihinde Peyam-ı Sabah gazetesine bir bildiri yayınladı. İlanınında dernek, Kuva-yı Milliye'nin bolşevik fikirlere sahip yurtsuz serseriler olduğunu yazdı.

22 Aralık 1918 tarihinde Hürriyet ve İtilaf Fırkası ve Kürdistan Teali Cemiyeti arasında anlaşma imzalandı. Bu anlaşmayı cemiyet adına başkan Seyyit Abdülkadir, üyelerinden Sait ve Mehmet Ali, Hürriyet ve İtilaf fırkası adına ise Zeynelabidin (Konya Mebusu), Vasıf (Karesi mebusu), ve Mustafa Sabri Efendi imzaladılar. Anlaşamaya gereğince Kürt nüfusunun daha yoğun olduğu bölgelerde İslam Halifeliğine ve Osmanlı Saltananatına bağlı kalmaları kaydıyla özerk bir yönetim şekli tanınacaktı.


said:
Doğu mitingleri

Türkiye İşçi Partisi 16 Eylül 1967'de Diyarbakır, 24 Eylül'de Silvan, 1 Ekim'de Siverek, 8 Ekim'de Batman, 15 Ekim'de Tunceli, 22 Ekim'de "Doğu Mitingleri" düzenlemiştir. 23 Mayıs 1971'de Devrimci Doğu Kültür Ocakları (DDKO) kurulmuştur.
Apocular dönemi (1974-1978)

PKK'nın organizasyon olarak geçmişi 1974'de "Ankara Democratic Patriotic Association of Higher Education" olarak başlamaktadır. Grup, bu dönemde büyük ölçüde öğrencilerden oluşmakta ve başında Abdullah Öcalan bulunmaktadır. Ankara'da kurulan organizasyon kısa bir süre içinde Güneydoğu Anadolu'ya taşınmış ve bölgedeki genç Kürtler arasında propaganda faaliyetlerinde bulunmuştur.

27 Ekim 1978'de Diyarbakır'ın Lice ilçesi Fis köyünde yapılan bir toplantıyla (1. Kongre) "Kuruluş Bildirgesi"ni düzenler ve adını Kürdistan İşçi Partisi olarak değiştirir. PKK, bu bildirgeyle hareket alanını genişlettiğini de ilan eder ve yeni bir safha olan şehir eylemleri metotlarını uygulamaya başlar. Marksist, Leninist temelli etnik bölücü bir organizasyon olması sebebiyle sağ organizasyonlarla da çatışmaya girmiştir. Bu dönemde Başkan olarak Abdullah Öcalan, Başkan yardımcısı olarak Cemil Bayık, Yürütme kurulu başkanı olarak Şahin Dönmez, Asker sorumlusu olarak Mehmet Karasungur, İstihbarat sorumlusu olarak Mazlum Doğan, Yürütme kurulu üyesi olarak Mehmet Hayri Durmuş, Yürütme kurulu üyesi olarak Öcalan'ın eşi olan Kesire Yıldırım yer aldı.

27 Ekim 1978 tarihli kuruluş bildirgesine kadar olan dönem Apocular olarak adlandırılmaktadır. Apocular ismi özellikle Dikmen toplantısından sonra yaygın şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Öcalan'ın politik fikirlerinin geliştiği ve ülke içinde 1970'lerin ortasına kadar gelişen yapılarla bağlantılarını kurmuş ve tanıtmıştır. Bu dönemin sonlarında fikirlerini harekete koymak için Güneydoğu Anadolu'da var olan feodal yapıda yer bulması ve bu yapıyı kendi amaçları için şekillendirmesi ve kendi amaçlarınında bölgenin yapısı altında şekillenmesi gerekli idi.

Apocuların çekirdek grubu 16 kişiden oluşmaktadır. Yıllar içinde bu on altı kişiden sadece Öcalan grupta kalmış, bazıları kendi kuruluşunda rol oynadıkları sistem tarafından öldürülmüştür.

Şehir Savaşı (1978-1980)

Türkiye-PKK çatışmaları

PKK ilk saldırılarını İşçi Partisi'nin Güneydoğu'daki 5 il başkanına yapmıştır.

Kuruluş bildirgesiyle bölgede varlığını geliştirme ve sosyal yapıya bürünme devresine girmiştir. Devletin terörizm saydığı 43.000 olayın yaşandığı gerçeği altında, PKK Şehir Savaşı döneminde aktif bir yapıdadır. 12 Eylül 1980 büyük oranda Şehir Savaşı dönemini sona erdirse de organizasyonun eylem kabiliyetini ortadan kaldırmamıştır.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bone said:

ahmedinejad said:

gaffar okan gerçeği var abi. güveneceği asker yollarsan güvenir. askeri ölürken golf oynayan paşalar kendi askerine sahip çıkamıyor oraya nasıl sahip çıksın.


bir kere golf oynayan paşa görürsen, tamam tüm ordudaki paşalar paso golf oynuyordur,
ve bunu hiç dilinden düşürme.
asker bişi mi yaptı, "golf oynuyan paşalar"
pkk bişi mi yaptı, "golf oynuyan paşalar"
libya bişi mi yaptı, "golf oynuyan paşalar".

işte bu tip şeyler yüzünden gaffar okkan gibi kişiler çıkamıyor.
gaffar okkan öldürülmüştü,
şimdi olsa ergenekondan tutuklanırdı.


bir kere mi gördük bone? tüm ordudaki paşalar muhteşem insanlar evet, hepsi liyakatle görev yapan muhteşem insanlar. sen yeterki mutlu ol. hiç aralarında çürük yumurta yok. süper insanlar hepsi.

ha bi de ta 33 asker olayından bu yana her büyük çatışma sonrasında, çok şehit verdiğimiz her olaydan sonra oradaki komutanların zaafı bir bir ortaya çıkıyor ama onların hepsi münferit.

işinize gelince golfçu paşa münferit, işinize gelmeyince diğer şeyler münferit.

akplisi chplisi mantık hep aynı anasını satiyim. bir kere de durup acaba şu adamlar haklı mıdır diye düşünen yok.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ahmedinejad said:
bir kere mi gördük bone? tüm ordudaki paşalar muhteşem insanlar evet, hepsi liyakatle görev yapan muhteşem insanlar. sen yeterki mutlu ol. hiç aralarında çürük yumurta yok. süper insanlar hepsi.

ha bi de ta 33 asker olayından bu yana her büyük çatışma sonrasında, çok şehit verdiğimiz her olaydan sonra oradaki komutanların zaafı bir bir ortaya çıkıyor ama onların hepsi münferit.

işinize gelince golfçu paşa münferit, işinize gelmeyince diğer şeyler münferit.

akplisi chplisi mantık hep aynı anasını satiyim. bir kere de durup acaba şu adamlar haklı mıdır diye düşünen yok.


tebrikler ahmedinejad...

yahu anlatamıyor muyum derdimi.
bir tane golf oynayan paşa çıktı diye "GOLFÇÜ PAŞALARARARARARAR!!!!!" diye lanse edilmesini eleştiriyorum,
sen "çürük yumurta yok mu diyorsun"a çeviriyorsun işi.

yahu çürük yumurta yok mu dedik.
çürük yumurta meselesi ayrı bir mesele,
ben burda ordunun "GOLFÇÜ PAŞALAR" olayına indirgenmesini eleştiriyorum.

her çatışma sonrasında askerlerimizin zaafını görüyoruz gibi akıl almaz bir cümle türetmişsin. forumda bir kişi böyle bir şey nasıl der onu düşünüyorum.

karakol baskınlarının nasıl olduğunu duymamışsındır sen.
o yüzden komutanların zaafından bahsediyorsundur.

karakollarda askerler saldırı olacağını önceden haber almadıysa, saldırı anında tüm güçleriyle karşılık vermeleri zor.
bu tip yerlerde görev almış kişileri dinlemeni öneririm. "defansta beklemek çok streslidir, çünkü saldırının ne zaman geleceğini bilemeyiz, o yüzden komutanımızın ofensif bir görev vermesi için dua ederiz."
böyle bir durumda görev alıyorsun ve hiç beklemediğin bir anda sana saldırır.
gene bu tip yerlerde görev alanlar anlatır:
"yılan gibi sürüne sürüne gelirler, bu yüzden dibimize kadar gelmiş olduklarını ancak saldırdıklarından sonra farkederiz".
son karakol baskınlarında yüzlerce terörist birden saldırıyor olduğunu gördük. karakollardaki askerlere göre sayıca üstün olduklarından karakoldaki askerlerin ne yapmasını bekliyorsun ki?
hiç kayıp vermeden ordaki teröristlerin hepsini öldürmesini mi?

peki nasıl olcak bu, bi de onu söylesen...
üstün strateji bilgini döksen felan...

komutanların zaafı diyorsun da,
mit dahil istihbahrat birimleri o saldırının olacağını önceden haber alıp o karakola söylemediyse,
polisler şehirlerdeki pkklıları tutuklamadıysa ve hücre evlerine baskın düzenlemediyse,
askerler ıraktaki pkk kamplarına baskın düzenleyemiyorsa,
pkk'lar roj tv ve asker düşmanlarından güç ve moral kazanıyorsa,
karakoldaki askerlerin ne suçu var evladım.
saçmalama...

hayır, işine gelince şehitler öldü vah vah, işine gelmeyince ordu kötüdür tü kaka...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi gözünü seviyim, bu ülkenin genelkurmay başkanı "oraları bbg evi gibi izliyoruz" demedi mi? tsk'nın başındaki adam yani. hava karardıktan sonra başlayan çatışmaya sabah olana kadar "hava desteği" dahi yollanmadığını görmedik mi? iki tane bile gece görüşü olan helikopterimiz yok muydu bizim?

israil'in karakollarını göstermişlerdi geçen kale gibi, biz ise taştan barakalarda tutuyoruz askerlerimizi, bizim devletimizin askeri israil askeri kadar değerli değil miydi?

hani uç bir örnek olacak ama, sarıkamış'a donmaya 80.000 asker yollayan zihniyetle, taş barakalarda açık hedef halinde askerlik yaptıran zihniyet arasında pek bir fark görmüyorum.

evet kahraman milletiz, evet o savaşlar bizim gururumuz, evet "vatan sağolsun" eninde sonunda. ama buralarda var olan hataları da "ordu yıpranacak" diye de kapatmayalım artık.

güneydoğu'da yıllarca yerel halka baskı yapıldı, özel tim kuruldu allah gibi gezdi adamlar olağanüstü hal bölgesinde, kanun onlardı orada kimse sormadı siz kime ne yapıyorsunuz diye.

arkadaş demiş askerin sevdirilmesi lazım diye, askerin sevdirilmesi için önce o insanları seven askerlerin orada görev yapması lazım dedim ben de. gaffar okan örneği de buydu.

o insanlara insan gibi yaklaşan insanlar görev alsınlar orada, o insanlar da devletini sevmeye başlasın, terörü başka nasıl bitirebiliriz? öldürürek bitmiyor işte.

golfçu paşa da simge oldu diye kullandım. gaffar okan nasıl bir simgeyse, golfçu paşa da öyle işte. herhalde ordunun tüm subayları o adam gibi değil. olmasın da istiyoruz zaten.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
israil'in karakollarını göstermişlerdi geçen kale gibi

düzeltme

israil'in sınırlarındaki karakollar kale gibi değildir. iranınkilerdir onlar.
israil'inkiler mobildir. durumun karıştığı yere en yakın stratejik noktaya ortamı cehenneme çevirecek silah desteği ile giderler.



ve cehennemi getirirler.
adamların azimlerine hastayım. bu arada onu belirtmem gerek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ahmedinejad said:

kırp kırp kırp

abi gözünü seviyim, bu ülkenin genelkurmay başkanı "oraları bbg evi gibi izliyoruz" demedi mi? tsk'nın başındaki adam yani. hava karardıktan sonra başlayan çatışmaya sabah olana kadar "hava desteği" dahi yollanmadığını görmedik mi? iki tane bile gece görüşü olan helikopterimiz yok muydu bizim?

israil'in karakollarını göstermişlerdi geçen kale gibi, biz ise taştan barakalarda tutuyoruz askerlerimizi, bizim devletimizin askeri israil askeri kadar değerli değil miydi?

hani uç bir örnek olacak ama, sarıkamış'a donmaya 80.000 asker yollayan zihniyetle, taş barakalarda açık hedef halinde askerlik yaptıran zihniyet arasında pek bir fark görmüyorum.

evet kahraman milletiz, evet o savaşlar bizim gururumuz, evet "vatan sağolsun" eninde sonunda. ama buralarda var olan hataları da "ordu yıpranacak" diye de kapatmayalım artık.

güneydoğu'da yıllarca yerel halka baskı yapıldı, özel tim kuruldu allah gibi gezdi adamlar olağanüstü hal bölgesinde, kanun onlardı orada kimse sormadı siz kime ne yapıyorsunuz diye.

arkadaş demiş askerin sevdirilmesi lazım diye, askerin sevdirilmesi için önce o insanları seven askerlerin orada görev yapması lazım dedim ben de. gaffar okan örneği de buydu.

o insanlara insan gibi yaklaşan insanlar görev alsınlar orada, o insanlar da devletini sevmeye başlasın, terörü başka nasıl bitirebiliriz? öldürürek bitmiyor işte.

golfçu paşa da simge oldu diye kullandım. gaffar okan nasıl bir simgeyse, golfçu paşa da öyle işte. herhalde ordunun tüm subayları o adam gibi değil. olmasın da istiyoruz zaten.




ordunun bazı hataları vardır evet.
ama "GOLF OYNAYAN PAŞALAR"ı eleştiren birisine "AMA ORDUNUN BİR SÜRÜ SUÇU VAR" diye bir laf sunmak, abestir.

ahmedinejad için açıklama

şimdi,
durum şu.
asker, silahli bir kuvvettir.
belirli yerlerde silahlanır, belirli koşullara göre operasyon yapar.

ancak geri kalan hükümetin görevidir.
çünkü mit diye bir kurum vardır, dışişleri bakanlığı diye bir kurum vardır, içişleri bakanlığı diye bir kurum vardır, milli güvenlik bakanlığı diye başka bir kurum vardır.
hükümetin, askere destek olması ve diğer devletlere karşı bu yönde çalışması olması lazımdır.

sen,
hiç akp'nin orduya destek çıktığını gördün mü?
orduyu "GOLF OYNAYAN PAŞALAR!", "KARAKOLLARDA ŞEHİT VEREN KOMUTANLAR!", "DARBECİ ASKERLER!", "CUNTACI TERÖRİSTLER!" diye suçlamaktan, orduya destek çıkmaya vakit mi kaldı?

e peki hükümetten destek almayan bir ordu, ne yapabilir ki?
ha ne yapmasını bekliyorsun ki?

genelkurmay başkanı oraları bbg evi gibi izliyoruz demiş olabilir. ama bunu söylemesi demek illa %100 müdahele edebilecek gücü anlamına gelmez.
yukarda bahsettiğim hükümetin desteği geliyor işin içine.
"bbg evi gibi izlemesi", abd'nin sunduğu hizmetler sayesindeyse, abd bunu geri çektiğinde, "bbg evi gibi izlemesi" de sona erer. bunun devamını sağlamak hükümetin görevidir.

hava desteği yollayamamasının suçu genelkurmaya atıyorsun.
peki böyle olduğunu nerden biliyorsun?
ya genelkurmayın başka bir planı varsa ve önden piyade göndermek istediyse?
bilgisayar oyunu değil ki bu, 10 tane helikopter yolladığında dağ içindeki teröristleri yokedesin.
peki ya o bölgeye hava desteği göndermek için izni yoksa ve hükümet bunu sağlayamadıysa?
bunları düşünmek gerek.
herhalde laf olsun diye hava destek timi yollamadı adam....

israilin karakolları diyorsun da, israilin yüzölçümü ne kadar, kaç tane askeri var, orduya yıllık ne kadar bütçe ayırabiliyor, bi de bunların bizdeki oranları nedir?
bunları hesaba katman gerekiyor.

ha, ben orduyu yüzde yüz savunuyorum felan düşünüyorsundur büyük ihtimal.
yok öyle bişi.
halen 1960'larda, 1970'lerde kurulan askeri düzenin devam ediyor olması en büyük eleştirimdir benim.
halen zorunlu askerlik gibi dallama bir sistem var.
halen benim askerim G3 kullanıyor.
amerikanın navy seals eğitiminden kalma taktikleri ve silahları kullanıyoruz.
modern orduya geçmemiz gerekiyor. askerin sayısını azaltmak ve ordunun teçhizatlarını abd'nin şu anki teknolojisinden ileriye götürmemiz lazım.
her yıl bir sürü odtülü mezun aselsana, havelsana giriyor, bu adamları kullansalar ya.
mesela bunu eleştiriyorum.
hadi ordu düşünemiyor, niye hükümet bu konuda baskı yapmıyor.

ama taş barakalarda askerlik yaptıran zihniyet diyorsun.
sınır karakollarının olması şart. sen diyorsun ki taş duvarlar yerine metal duvarlarla örülsün.
örülsün abicim de, sen istediğin kadar ör, bir işe yaramaz ki.
anlatmaya çalışıyorum ama anlamıyorsun.
pkk bir düzene göre çalışan terör örgütüdür.
sen bunu hükümetinle, mitinle, polisinle engellemedikten sonra istediğin kadar metal duvarlarla ör, ne işine yarıycak?
rpg kullanan 500 tane terörist oraya saldırdığında metal duvar onları koruyacak mı sanıyorsun?
c4'leri dizdiklerinde metal duvarlar onlara dayancak mı sanıyorsun?

500 tane terörisiti 5'er 5'er tespit edip yakalamadıktan sonra, 500 tanesi birden saldırdığında ne yapmayı bekliyorsun ki?

sınır karakolları şehit verme riski olan yerlerdir. en ufak bir çatışmada eninde sonunda 1-2 tane şehit verirsin.

hani sen diyorsun ki "hiç şehit verilmesin", e bunun için düzenli ordu diye bir şeyin olmaması lazım.
sadece bordo bereliler tarafından oluşan bir ordu lazım.
ve sadece önceden planlanmış operasyonlara yollanmaları lazım.




aksi takdirde ne yaparsan yap şehit verirsin, özellikle İSTANBULA GELİP İNSANLARA MOLOTOF ATABİLEN VE KİMSENİN BUNLARA DOKUNMADIĞI BİR TERÖRİST GRUP VARSA.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ahmedinejad said:

şimdi baktım da toki karakolları yenilemeye başlamış sanırım. şöyle bi örnek yapmışlar.
http://www.hataypress.net/images_up/sinirkarakol_2_1.jpg

umarım ev yapar gibi yapmıyorlardır, dünyanın en kalitesiz malzemesiyle yapılıyor toki evleri.

taşeronun taşeronunun taşeronuyla yapıldığı için.


hahahah lol

(tu)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi saat geç oldu wotun crt attı bu saatte sabah uyanınca yazayım cevap. aslında farklı düşünmüyoruz sadece sen çok iyimser bakıyorsun mevzuya. baskın yemiş karakola gece piyade yollanmaz mesela, çünkü yol üzerinde pusu vardır gece çok tehlikelidir bir yerden bir yere gitmek. ama sabaha kadar 12 saat adamları kendi toprağında kaderine terk ediyorsun. madem karadan destek gitmiyor havadan yollarsın diyorum ben de, ki bu çok da zor değil mantık olarak sen de düşünürsen.

diğerlerine de yarın yazayım artık.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ben model karakolda yaptım askerliğimi usta birliğini 12 ay ,geleli 2 ay oldu,size tek diyebileceğim -30 derece de o mevzileri yapanlara yaptıranlara,o mevzilere elektrik kablosu çektirip te ısıtıcı koyanlara askerlerin ettiği dualardır belki bu iktidarı ayakta tutan,demagoji yapıyor diyeceksiniz ama,şöyle düşünün,teröristlerin geçiş güzergahındasınız dürbünle görüyorsunuz 3-5 günde bir grubun geçtiğini ama nedense kurulduğundan beriki 5-6 yıl yani,bir kere taciz bir kere saldırı olmamış,etrafındaki jiletli teller kale suru kalınlığında ki duvarlar,otomatik giriş çıkışı yöneten kamera sistemi,ve 2001 de 160 lira olan bir askerin aylık istihkakını 480 liraya çıkartan bir hükümet,olm belkide bunlar bu hükümeti ayakta tutuyordur lan olabilirmi sizce?
not:çatısı havan geçirmiyor,duvarları ve mevzi duvarları roket v.s geçirmiyor,ben gözlerimle gördüm ve yaşadım.resimlerdeki karakolun birebiri,365 günün 300 günü fırtına şeklinde esen rüzgara dayanıklı bir çatıyı 2400m rakımda nasıl yapmışlar hala aklım almıyor zati:S
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ahmedinejad said:

abi gözünü seviyim, bu ülkenin genelkurmay başkanı "oraları bbg evi gibi izliyoruz" demedi mi? tsk'nın başındaki adam yani. hava karardıktan sonra başlayan çatışmaya sabah olana kadar "hava desteği" dahi yollanmadığını görmedik mi? iki tane bile gece görüşü olan helikopterimiz yok muydu bizim?

israil'in karakollarını göstermişlerdi geçen kale gibi, biz ise taştan barakalarda tutuyoruz askerlerimizi, bizim devletimizin askeri israil askeri kadar değerli değil miydi?

hani uç bir örnek olacak ama, sarıkamış'a donmaya 80.000 asker yollayan zihniyetle, taş barakalarda açık hedef halinde askerlik yaptıran zihniyet arasında pek bir fark görmüyorum.

evet kahraman milletiz, evet o savaşlar bizim gururumuz, evet "vatan sağolsun" eninde sonunda. ama buralarda var olan hataları da "ordu yıpranacak" diye de kapatmayalım artık.

güneydoğu'da yıllarca yerel halka baskı yapıldı, özel tim kuruldu allah gibi gezdi adamlar olağanüstü hal bölgesinde, kanun onlardı orada kimse sormadı siz kime ne yapıyorsunuz diye.

arkadaş demiş askerin sevdirilmesi lazım diye, askerin sevdirilmesi için önce o insanları seven askerlerin orada görev yapması lazım dedim ben de. gaffar okan örneği de buydu.

o insanlara insan gibi yaklaşan insanlar görev alsınlar orada, o insanlar da devletini sevmeye başlasın, terörü başka nasıl bitirebiliriz? öldürürek bitmiyor işte.

golfçu paşa da simge oldu diye kullandım. gaffar okan nasıl bir simgeyse, golfçu paşa da öyle işte. herhalde ordunun tüm subayları o adam gibi değil. olmasın da istiyoruz zaten.

ben 5 yili universite 5 yilida gorev nedeniyle doguda kaldim. sen istedigin kadar sev, cocuguna ilkokul caginda"buyuyunce gerilla olacagim,asker oldurecegim" dedirten kisiye devleti sevdiremezsin. fasist oldugumu dusunebilirsiniz ancak sahsi fikrim : cocuklarini bu gibi durumlara sokan ailelerden cocuklarin alinarak devlet gozetiminde buyutulmesi, anne babanin cezalandirilmasi lazim sorunun cozumu icin. birde aile efradi teror olayina katilanlara devlet yardimi kesilmeli ;ozellikle bu madde olaylara katilmaya zorlanan cocuklari kurtarir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

di said:

Teknoloji kullanmak yerine, alarm niyetine vurulmasi icin er dikmeyi kestiklerinde cok daha az kayip olacagi kesin. Karakolun yaninda bir de o lazim.

abi onu da öğrenicez..

amerikalılar nerdeyse 10-15senedir görüşün müsait olduğu açık havalarda yüksek irtifa balonları ile hava akımlarının daha düzgün olduğu ceplerden gözetleme yapıyorlar devamlı.

ben inanıyorum yani, bir gün senin-benim izlediğimiz belgeselleri bu adamlar da görecekler ve kullanıcaklar bu gelişmiş, aşmış teknolojiyi.


sınırın güçlü olması terör örgütün olsun, olmasın çok önemli bişi nihayetinde.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

polise askeri silah alımından sonra terör örgütünden cephane ve silah alımı yapılsın. stoklara acilen molotof kolteyli girmeli. çünkü sağa sola molotof atıp insanın canına ve malına kast edenlere polis silahla karşılık verince orantısız güç oluyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şimdiye kadar Doğu ve Güneydoğuda o kadar asker, polis şehit olurken "Ama bölge insanına haksızlık yapılıyor, onlarda kendilerini koruyorlar. Lütfen biraz empati !" diyen İstanbullu aydın arkadaşların evlerine, işyerlerine küçücük bir molotofcuk isabet edince feryat figan etmelerini esefle kınıyorum :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...