Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Behzat Ç. (2010) - Star


Magnum

Öne çıkan mesajlar

şöyle bir yazı okudum buraya alıntı yapayım, değişik noktalara değinmiş.


http://stalker-21.blogspot.com/2012/05/kitabn-siktigimin-muhafazakarlarnn.html Estetik ya da edebi bir kaygı gütmeyen bir yazı bu. Bol bol da küfür var içinde. Zoruna gidecek olan varsa baştan siktir olsun gitsin. Emrah Serbes bir hikaye kurdu ve anlattı onu. Kemal Paşa olmasa Yozgat'tan hallice kalacak olan bir şehrin, cumhuriyetin elitliğinden nasibini almamış ama cumhuriyetin getirdiği zoraki nezaket kurallarından da vazgeçmemiş bir şehrin hikayesini, Behzat isminde bir başkomiser üzerinden anlatma yolunu seçti. Steril İstanbul'un hikayesi değil, kaba, pis, resmi, lanlı-lunlu Ankara'nın hikayesini anlattı. Diziye çekildi bu hikaye. Büyük bir risk alındı aslında ama tuttu işte, internetin velinimetlerinden yararlanıldı. Orjinal bir şey izlediklerinin farkına varan binlerce genç klavyelerinin güçlerini birleştirdiler ve tepeye taşıdılar bu yapımı. Beğenirsin, beğenmezsin klişesine girmiyorum. Dar bir bütçeyle çekilen böylesine sağlam kurguya sahip bir görsel yapımı beğenmiyorsan, senin ben aklının ta kıvrımlarını sikeyim zaten. Mesele o değil. Murathan Mungan'ın "pastörize sağcılar" diye nitelediği liberallerin ağzına sakız olmuş bir laf var ya hani, bu memlekette değişim göstermeyen ve özeleştiri vermeyen tek kitlenin 'solcular' olduğuna dair lakırdı. Bu kalıbına tükürdüğümün ülkesinde Abdülhamit'ten bu yana pirüpak kalan tek zıkkım muhafazakarlık. Kelime anlamıyla müsemma; her yangından, her çığdan, her fırtınadan, her depremden, önemli önemsiz her olaydan kendini koruyarak, yek ve daha güçlü çıkan tek şey muhafazakarlık oldu bu sülalesini sikiğimin ülkesinde. Bu memlekette, ezberlerle anılan siyasi kamplardan hangisinin iktidarda olduğunun, senin benim hayatımıza etkileri arasında çok hafif nüans farkları vardır sadece; 23'ten beri temelde değişen hiçbir şey yok. Muhafazakarlık yönetiyor bu ülkeyi. Ezanı Türkçe okutan adamla din dersini zorunlu kılan general arasında; ya da bir sular idaresi skandalını dahi yönetmekten aciz sosyal demokratla üçer beşer çocuk peydahlatma heveslisi "demokrat" arasında ufak birkaç detay dışında hiçbir ayrılık yok. Senin benim hayatımıza etkileri hep belli bir düzeni temel alıyor ve o düzeni de muhafazakarlık belirliyor çünkü. Sadece genç nüfus artış göstersin, sistemin işgücü bolluğu artsın, maliyetler azalsın diye mi üçer beşer doğurmanı istiyor senin bu adam? Bunun çok zekice analizi sadece sınıfsal mı olmak zorunda? Zira sen benim solcu ve "ahlaklı" olmayı bir erdem olarak gören idealist gardaşım, hiç o ahlak denen mefhumun ne kerametsiz bir şey olduğunu idrak edebildin mi? Denedin mi ya da ecdadını sikeyim? Kendine ilerici diyen hiçbir adam görmedim ki bu allahını siktiğimin erk egemen ahlak kurallarını topluca reddedebilmiş olsun. Soyutlukların içinde kaybolmuş, erdem, ahlak, vicdan gibi ne idüğü belirsiz hayalet tabular üzerinden ileriye neyn gitmiyorsun hacıbaba; arkandan sana yaslanan muhafazakara götünü teslim etmiş oluyorsun. O da arkadan sana yasladıkça, "aman da ne ilericiyim, ufkum gayet açık" diyorsun kendi kendine. Behzat niye batıyor muhafazakara? İçki içtiği, küfür ettiği, pavyona gittiği için değil aslında; bunları yaparken polis olduğu için, bunları yaparken bir yandan da üstlerine siktir çektiği için, bunları yaparken bir yandan da kendisiyle tanışan bir genç kızla aynı evde yaşamaya başladığı için. İlk bölüm değil muhafazakara batan, ilk bölümdeki eylemlerin ikinci bölümdeki eylemlerle birlikteliği. Çünkü Behzat sadece içki içen, küfür eden, pavyona giden bir adam olsaydı ve polis yerine overlokçu olsaydı mesela, aynı zamanda evine davet ettiği kıza tacizde bulunsaydı ya da evine almayı reddetseydi, üstleri karşısında dut yemiş bülbül sıtayla "onurlu" bir şekilde görevini yerine getirseydi... O zaman batmazdı. O zaman ekranda, "işte alkolik bir adamdan bunlar beklenir zaten" diyen bir kitle olacaktı. Ratingler aynı kalacaktı belki de, ancak muhafazakarlık tehdit edilmeyecekti. Ama şimdi pavyona giden ve erkek egemen dile sahip bir başkomiser, aynı zamanda tanımadığı bir genç kıza kol kanat geren bir kimliğe sahip. Karakolda sorguya çektiği heriflerin ağzını burnunu dağıtıyor ama kapısına gelen Cumartesi Annesi'nin oğlunu katleden adamı ortaya çıkarmak için de çaba sarf ediyor. İşini iyi yapıyor ama kendisine verilen ödül ve para çekine "tabak iyi ama çekin amınakoyim" diye yanıt veriyor. Muhafazakarı çıldırtan bu kontrast işte. İzleyici siyah ve beyaz olarak iki ayrı pencereden bakmıyor Behzat'a. Onu anlamaya çalışıyor. Yaşadıklarıyla empati kuruyor. Öfkesine mana vermeye çalışıyor. Kendini görüyor izlerken, ya da o güne kadar hep nefretle yaklaştığı birini görüyor, ama Behzat'tan nefret edemiyor. Geçtiğimiz yıl, başbakan, bazı gençlerin evlenmemek gibi "sapkın" fikirlerinin olduğundan bahsediyordu. Benim spermimin boşa gitmesi neden başbakanın derdi oluyor ki, düşündün mü hiç? Haşa, ürememe hakkını savunan gençlerin sayısı artar ise, ya da ürese bile çocuğuna bu seçim özgürlüğünü tanıyacak aileler artış gösterir ise muhafazakar toplum aşama aşama dönüşecek. Hakikat kontrolden çıkacak ezkaza. Hakikatin kontrolden çıkmasını Kemal Paşa da sevmezdi, Tayyip de hiç sevmiyor. Kalıbını siktiğimin evlatları, bu kontrol çizgisinden kafasını dışarı çıkarana tahammül edemiyorlar. Kurgusuna bile tahammül edemiyorlar, bırak gerçeğini. 62 yıllık (hatta hadi sen ona de ki 89 yıllık) iktidarın şımarıklığı bu. Kendine ilerici veya erdemli/ahlaklı/onurlu diyen zırvacılar da su taşıyorlar bu belasına soktuğumun muhafazakarlık çarkına. Hayatının bir döneminde kadınları ahlaki kalıpların içerisinde değerlendirdin mi arkadaşım? Sen de muhafazakarsın. Herkesi sikmek, yatakların kralı olmak istiyorsun, ama sana yüz vermeyen bir kadına bir gün "orospu" diye hakaret etmeyi düşündün mü, ya da ettin mi? Hegel ve Marx'ın diyalektiklerini amuda kalkarak karşılaştır istersen; sen de muhafazakarsın. Sofrayı sürekli kadınların hazırlamasını bekleyip, yedikten sonra da götünü bir koltuğa devirdin mi? Sen de muhafazakarsın. Örf, adet, anane aşkına tüm teamüllere paşa paşa uyuyor ve bir yandan da bunları "ne kadar güzel geleneklerimiz var" diye meşrulaştırıyor musun? Sen de muhafazakarsın. Senin için annelik, kadın olmaktan daha mı kutsal? Sen de muhafazakarsın. Senin yüzünden Bülent Arınç var o koltukta. Senin yüzünden evlenmemek ve çocuk sahibi olmamak devlet katında büyük günah. Senin yüzünden Behzat Ç şikayet ediliyor. Senin yüzünden yayından kaldırılma ihtimali var. Allahını, kitabını, ahlakını, değerlerini, örflerini, adetlerini, geleneklerini, toplumunu siktiğimin çocukları. Bu ülkede nefes almamıza vesile olan ne varsa elimizden almaya kararlısınız küstah puştlar. Benim hikayemi anlatıyor bu dizi. Kahraman değil Behzat, Emrah'ın da söylediği gibi, yavşağın teki hatta. Bir idea sunmuyor kimseye. Bir fikri pazarlamıyor. Sosyal bir mesaj vermiyor. Yaşıyor işte toynağını siktiğimin ülkesinde. Yaşamaya çalışıyor. Bırakın da bari bu elimizde kalsın, ağzına sıçtığımın bebeleri.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi ne demek o detaya gerek yok. şu zamana kadar başından beri denmiyor muydu bu herif nasıl bu kadar tutuldu emniyette, o kadar millete ayar veriyor, tabak iyi ama çekin amk diyor hala başkomiser olarak tutuluyor diye. koruyan birileri var deniyordu aha işte babası değil de anası çıktı. nesi karışık allaseniz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...