Buddha Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Şu bölüm başkanı atamaları neye göre yapılıyor? Okuduğum 2 üniversitede de bölüm pc bölüm başkanı windows bile kurmayı bilmiyordu da? Yoksa ilgili bölüme bakmıyorlar da başka kıstaslar mı alıyorlar? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
reyou Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Soris said: Madem topic aktif ve okuduğum kadarıyla türkiyenin en parlak öğrencileri var burada fırsattan istifade soruyorum : Yüksekokul veya Açık öğretim mezunlarına nasıl bakıyorsunuz? onemli olan bizim onlara bakis acimiz deel onlarin hayata bakis acisidir yegen, binaleyhnn ege bir turk golu degildir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Soris Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Ne bileyim mesela toplumda hak ettikleri saygıyı görüyorlarmı veya fazlasını mı görüyorlar? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 turkieydkei akademisyenler 5 para etmiyro genelde kitaptaki birinci kural olan "kendini gelistirme" ile "guncel kalma" konularinda cok zayiflar muhendisler ve doktorlar kapsaminda cok sac bas yolduruyro bu, linux ne bilmiyen, kod yazmayi unutmus bilgisayar muhendisleri ile komplex hastaliklari placebo niyetine 4 liralik ilac vererek cozmeye calisan doktorlar, aga butun dunya salliyorum kil donmesinde yari acik ameliyata gecmis, sen hala gelmis acik ameliyat yapiyorsun Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Buddha Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Soris said: Ne bileyim mesela toplumda hak ettikleri saygıyı görüyorlarmı veya fazlasını mı görüyorlar? Toplumdaki hak ettikleri saygı nedir abi. Açıköğretim diplomaları aynı diploma eşit yani. Resmiyette eşitler aynı saygı var. Ama toplum dersen onlar statü olayını bayağı abartmışlar. Slm'ı bile statüye göre veriyorlar. Yada ezilip büzülüyorlar. Kanımca geç onları bunlar bayağı boş işler. Devleti söylüyorsan yükseköğretim mezunları açısından hiçbişey yapılmıyor. Hiç yapılmadı yapılmayacakta. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Soris Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Mesela açık öğretimde okuyan birisi kendini geliştirmiş ve karşısındaki örgün öğretimli kişi kendisini açık öğretim öğrencisi kadar geliştirememişse örgün öğretim öğrencisinin açık öğretim öğrencisinin en ufak bir hatasında "sende zaten açık öğretimlisin" diyerek kendince aşağılama ihtimali bizim toplumumuzda ne kadardır ve sizce bu doğru bir davranış mı? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Buddha Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Abi işte doğru davranışı tartışırsak doğruları saymak daha kolay olur. Doğru yada yanlış kahkaha atar gülüp geçerim öyle bir davranışa. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Suark Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 dasaaa said: ya bu arada katıldığım o alıntıda öyle bişiyin olmadığını söyleyen rew'e katılıyorum.. yok öle bişi. o gerizekalı, bu aptal diye bişi yok.. nası yazdıysam artık.. anlamıştım abi, devam ettirdim zaten :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
yav Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 aöflü birinin kendini örgün lisans mezunundan daha fazla geliştirme ihtimalinin çok düşük olmasının toplum tarafından kabul edilmiş bir gerçek olmasını çok garipsememek lazım öte yandan herangi bir üniversiteye girmek çok basit bişey, üniversiteli veya üni. mezunu olmanın da 2010'lu yıllardan sonra toplum içinde pek bir statü sağlayacağını sanmıyorum kişiye. Bunu düşünürsek aöf mezunlarının durumu daha da kötü gözüküyor tabi. Yani üniversiteye girip okumak varken niye aöf okur insan, normal bir üni'yi açıkmış gibi okumak da mümkün zaten vize-final dönemlerinde uğrayarak okula. (hani iş güçle uğraştık biz okula gitçek halimiz olmadı ondan açık okuduk denir ya ondan; yine de olaiblir tabi böyle bişey. her şeyi kendi standartlarımıza göre değerlendirdiğimizden hataya düşüp yanlış yorumlar da yapıyor olabiliriz) Neticede böyle şeyleri düşünüp bir şeyleri kıstas almaya çalışmak pek lüzümlu değil Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Suark Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Viktor said: turkieydkei akademisyenler 5 para etmiyro genelde kitaptaki birinci kural olan "kendini gelistirme" ile "guncel kalma" konularinda cok zayiflar muhendisler ve doktorlar kapsaminda cok sac bas yolduruyro bu, linux ne bilmiyen, kod yazmayi unutmus bilgisayar muhendisleri ile komplex hastaliklari placebo niyetine 4 liralik ilac vererek cozmeye calisan doktorlar, aga butun dunya salliyorum kil donmesinde yari acik ameliyata gecmis, sen hala gelmis acik ameliyat yapiyorsun asker arkadaşım vardı bitane akademisyen, erzurum üniversitesi öğretim görevlisi hatta. Unuttum tabi adını, o da demişti bizimkiler 5 para etmez diye. fazla torpil dönomuş nedense. Öğretim görevlilerisine, akademisyenler haricinde kendini kanıtlamış bol referanslı sahada çalışan adamları almak lazım.O tarz hocalar canavar gibi oluyorlar, çok güzel somut örnekler veriyor adamlar. Genelde, öğretim görevlileri ( Şu kendisinden nefret ettiğim matematikçi http://www.sabah.com.tr/Yasam/2010/08/15/matematiksel_fizikci_bizi_kimse_anlamiyor gibi olmayanlar ) güzel akademik kariyerlerinin yanısıra, consultant olarakta çalışıyorlar. Neticede, mecburen kendilerini geliştiriyolar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
senko Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 "Öğretim görevlilerisine, akademisyenler haricinde kendini kanıtlamış bol referanslı sahada çalışan adamları almak lazım." bak ozel okullar bunu cok guzel yapiyorlar, bizim hocalarimizin hemen hemen hepsi ozel sirketlerden gelme, zaten project managment, validitaion testing vs gibi dersleri sirket gormemis bi akademisyenin anlatmasi imkansiz gibi bisi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Türkiye'de akademisyenler yetersiz cümlesine katılmıyorum, çünkü Türkiye'de akademisyen yok. Hoca var. Akademisyenlikle hocalık aynı şey zannediliyor. En iyi en prestijli okullara da gitseniz Türkiye'de evet çok iyi ve kaliteli eğitim alıyorsunuz, çünkü hocalıkta çok iyi adamlar var ama bu adamlar ünvanlarının aksine akademisyen değil. Bölümde gerine gerine küçük dağları ben yarattım edasıyla gezinen adamların yılda kaç yayın çıkardığını görseniz inanamazsınız. Zaten Türk okullarının prestij olarak bu kadar düşük olmasının sebebi de yayın azlığı. yoka eğitim kalitesi değil. Mezun olayım mastır yapayım özel sektöre geçeyim diye düşünüp yurtdışına mastıra giden ÇOK arkadaşım akademisyenliğe döndü orada "lan akademisyenlik çok farklı bişimiş hiç türkiye gibi değil" diye. Şimdi yeni yeni yetişen idealist bir kesim var 35-40 yaşlarındaki hocalardan, onlar sürüklerse akademisyenliği akademisyenliğe sürükleyecek de geliştirecek işte, görecez. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 senko said: "Öğretim görevlilerisine, akademisyenler haricinde kendini kanıtlamış bol referanslı sahada çalışan adamları almak lazım." bak ozel okullar bunu cok guzel yapiyorlar, bizim hocalarimizin hemen hemen hepsi ozel sirketlerden gelme, zaten project managment, validitaion testing vs gibi dersleri sirket gormemis bi akademisyenin anlatmasi imkansiz gibi bisi. E zaten türkiyede şirkete bulaşmamış hoca yok gibi bişey. Genelde danışman olarak çalışsalar da pek çok şirkette görev alıyorlar, gidip çalışıyorlar, hatta bu yüzden ders programını değiştiren hocalar bile var. Ha, adamlar "aman şirkette öğreneyim daha iyi öğretirim" diye değil maaş yetmediği ek gelir elde etmek istediği için yapıyo o ayrı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Soris said: Mesela açık öğretimde okuyan birisi kendini geliştirmiş ve karşısındaki örgün öğretimli kişi kendisini açık öğretim öğrencisi kadar geliştirememişse örgün öğretim öğrencisinin açık öğretim öğrencisinin en ufak bir hatasında "sende zaten açık öğretimlisin" diyerek kendince aşağılama ihtimali bizim toplumumuzda ne kadardır ve sizce bu doğru bir davranış mı? ben tarih bile okumadim liseden beri, tartismalarda tarihcileri dovuyorum ama, arkeolog taniyorum kultur&turizm bakanliginda calisan, adam iskandinav mitolojisi bilmiyor, hadi cografi oalrak alakasiz onu egctim, yunan mitolojisindede bombos, pantheonu filan saymayi gectim devirleri biel dogru sayamiyor iste murat bardakci var, adam tarihci degil ama turkiyenin en taninan tarihcisi misal, sosyal bilimlerde universite okumak cok onemli degil kendini gelsitirebiliyorsan ama misal universite okumadan bir muhendis doktor olamiyorsun haliyle, sayisalcilar icin daha onemli bu faktor ve statu tabi ama kendini gelsitirebilme her zaman en onemli faktordur turkiyede universiteler boktan, isverenler boktan, devlet boktan, rasyonellikten cok zuak bir yonetim zihniyeti islemis ulkemin her yerine, ozel veya develt her kurumda yuksek oranda curumusluk var ama size bir numarali sorunu soyliyim oda ezber bazli egitim sistemidir, adami omru boyunca "su kitabi ezberle, inek gibi hocanin her dedigini yaz, sinavda ver kurtul bir daha ugrasma" modelinde yetsitirince omru boyunca oyle devam ediyor, universitede aldigi egitimi 8 yil sonra hatirlamiyor cogu insan ezberle-sinavda ver- kurtul seklinde yetisen ogrencidende, akademisyendende bir cacik olmuyor haliyle, yuksek lisans geyigine tanistigim bir hoca misal cok guzel probleme kaynak basti "hep turkce kaynaklardan, turkce arastirmalar hazirlaniyor, yabanci kaynak kullanan ogrenci yok gibi, hocada cok az ve genelde arak oluyor bunlar, degerlendiren insanlarda vasat oldugundan kabul goruyor haketmiyen insanlar akademik kariyer yapabiliyor" birde tabi dunaydan cok kopuguz bilim konusunda, karakteristik ingilizcesi cok kotudur bizim milletin, temel sebebi ise ezberliyerek yabanci dil ogrenmenin imkansiz olmasi, pratik yapmadan yabanci dil ogrenmeye kalkinca sinavalri veriyor, belgeyi aliyor eline ama iki cumle kuramiyor, dogru durust okuyamiyor misal, haliyle bu adam ingilizce kaynaktan arastirmak yerine turkce kaynaga kosuyor, dogru durust ceviride gelmeyince bole yeirmzide sayiyoruz cogu konuda ekonomi calisiyorum su anda misal, arastirdigim konuda bulabildigim en iyi yerel kaynakta hala kapali sosyalist ekonomilerden ve sovyet rusyadaki uygulamalardan bahsediyor (in soviet russia, economy plans you!) , niye? cunki kitap 84 de cikmis, revize bile etmeye gerek duymamislar ve hoca bana bu kitabi tavsiye ediyor gene turkce kaynak israrindan 92 basimi bir kitapla bogustum, KIT lerin turk ekonomisindeki yerinden filan bahsediyor, ozel sektorun KIT lere oranla nasil yetersiz oldugunu ve turk ekonomisini KIT lerin tasidigini filan yaziyor, simdi ben bunu kaynak olarak nasil aliyim? gecerliligini yitirmis bitmis gitmis bu okudugum zamana yazik Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Ya kusra bakmayın da hani çok ekstrem bi maddi problem, aşırı zorlayıcı hayat koşulları vs sonucu olmadıkça açık öğretimdeki insana daha geri plan gözüyle bakılması son derece normal bence. Tamam öss ideal sistem değil ama barajı geçip de bir okulda okuyacak puanı almamak için ya hakkaten bayağı bir aptal olmak gerekiyor ya da inanılmaz derecede vurdumduymaz. Ki ikisi de ileride hem iş hayatında hem akademisyenlikte gayet o insan için kötü referans olaack kötü şeyler. Haliyle açık öğretim mezunu insanın normal üni.yle aynı kefede olmaması normal. Hani okulu iyi değildir anlarım, hani kötü şans denk gelmiştir, bi sene daha össyle kaybetmek istememiştir bişidir falan filan. Ama açık öğretim gayet kötü bir izlenim bırakmakta yeterli. Kaldı ki üniversitenin insana kattığı şey verdiği mesleki eğitimin yanısıra ortamıyla, tümüyle yepyeni bir hayata bakış açısı, vizyon, kişilik gelişimi, hayata hazırlam gibi önemli detaylar... Açıköğretimden gelen birinin sahip olamayacağı manevi olgular var yani ortada. Kısaca açık öğretim mezunu olmak hem insanın kişisel gelişiminde üniversitenin kattığı şeylerin eksikliğinin göstergesidir, hem de ekstrem koşullar dışında kişinin ya bayağı başarısız olduğunun (ki bunun arkasındaki koşul ya aptallık olur ya vurdumduymazlık ya inat ya da başka bir şey hepsi gayet kötü özellikler iş hayatınad) göstergesi. Evet beni elitistlikle suçlayabilirsiniz ama görüşüm, ki çoğu işverenin de görüşü budur herhalde. Ha zaten herkes üni mezunu olacak diye bir şey yok. Daha doğrusu olmamalı. Yurtdışında üniversite bir ayrıcalıkken türkiyede artık zorunluluk haline gelmiş durumda. Ama Türkiye'de artan işsizlik ve rekabet ortamı bunu getiriyor işte. Üni. mezunu olmaya hiç gerek olmayan işlere bile artık işsizlikten üni mezunları başvuruyor. Haliyle mezun olmayanın şansı kalmıyor vs vs o da ayrı bir konu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Red Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 açıköğretim genelde askerlik uzatmak istiyen ztn iş hayatına atılmıs insanlar tercih ediyor.onun harici açıkögretim yerine gayet 2 seneleik meslekyüksekokulu kazanmak çok zor değil.en azından insan tanıyıp bi okula gitme tribi oluyor insanda.ve bişilerde ögrenebiliyorsun türkiyede doktor muhendis falan olmicaksan universite tek bir amaç için gerekli.insan tanıma sosyal hayat anlamında. ben orta 1 den beri hiç ders calısmadım.kendimi hiç daha iyisini yapayım moduna sokmadım.kaybettiğim hiç birşey yok.sınavdan 99 alıp geçsem nolur 45 alıp geçsem nolur mantıgım oldu hep.hocayı derste dinle sınavdan bir gün önce tekrarla. geleceği düşünmek daha önemli.şimdi tanıdıgım insanlar şirketleri olanda var oteli olanda var garsonda var cafesi olanda var. universite bittiği an kaç puanmış dersim iyiymiş bir önemi yok. özel okulda okumanın tek avantajı 4 sene boyunca daha temiz tuvaletler ve arkadaş olmak için zengin insan bulması daha kolay bir ortamdır.tabi burda lafım tıp muhendis gibi bölümler harici :).onların işi ztn zor hangi okul oldugu farketmez :) onun harici kendini ne kadar geliştirebildiğin ve ne kadar çevren oldugu bunun harici şeyler extraya girer.özelde okumuş devlette okumus bir farkı yok.insan insan olmadıktan sonra. avrupa şartları bizi ilgilendirmiyor doğal olarak :).ütrkiye şartlarına göre hareket etmek lzm :).bir yerlere gelmek için fazladan çaba göstermek gerekiyor.iş bulmak geçinmek zor bunun evliliği cocugu ev geçimi bir sürü şeyi var.ben şahsen universite okurken bunları düşünüyorum.4 sene yan gelip yatıp universite bitince lan noluyoruz tribine girmemek için :).altyapıyı kurdun kurdun sonra yalansın Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 üni.ye gitmiş insanla gitmemiş insan arasındaki altyapı vizyon karakter kişilik farkını gözardı ediyorsun Red. İlla mühendis doktor olmana gerek yok, ister avukat ol ister işletmeci istersen muhasebeci istersen öğretmen. "hangi okuldan mezunsun" diye herkes soruyor işe alırken. Orada özel/genel bayağı farkediyor. Dersleri geçeyim yeter diye gittiysen aradaki farkı çok görmemiş olabilirsin ama sen derslere giderken farkında bile olmadan her gün çevrendeki zeka ve birikim düzeyi yüksek insanlarla olarak, yeni şeyler keşfederek yeni söyleşiler yaparak farknda olmadan bayağı gelişiyorsun iyi okullarda. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
lamamama Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 @red hani doktor'u anladım da mühendisin orada olmasını anlayamadım. yani yazılımda cartta curtta kendini kabul ettirmen için mühendislik diplomasına gerek yok, bunun en basit örneği de ekşi sözlük'ün sahibi. tıpın yanında hukuk desen anlardım ama dsfds. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
roket adam Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 yazılım ayrı. bilişim sektörü de bence insanın kendini geliştirebileceği bir alan. bilgisayar mühendisliği denilen o öğretim programı var ya 4 senelik, gerekliliği tartışılır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
GEd Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 lamamama said: @red hani doktor'u anladım da mühendisin orada olmasını anlayamadım. yani yazılımda cartta curtta kendini kabul ettirmen için mühendislik diplomasına gerek yok, bunun en basit örneği de ekşi sözlük'ün sahibi. tıpın yanında hukuk desen anlardım ama dsfds. Web yazilimciliginda olmayabilir ama mühendlislik alaninda bir applikation gelistiremezsin altyapin olmadan. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 lamamama said: @red hani doktor'u anladım da mühendisin orada olmasını anlayamadım. yani yazılımda cartta curtta kendini kabul ettirmen için mühendislik diplomasına gerek yok, bunun en basit örneği de ekşi sözlük'ün sahibi. tıpın yanında hukuk desen anlardım ama dsfds. mühendisliği bilgisayar mühendisliğiyle kısıtlamak büyük hata. Hele bilgisayar mühendisliğinin mühendislik olup olmadığı bile tartışılırken (hatta bu yüzden pek çok okul computer engineering değil computer science diye bölüm adı vermişken) mühendislikten akla gelen tek bu oluyorsa bu da altyapı eksikliği. Bunu geçtim bilgisayar mühendisiyle programcı aynı şey değil. İşin okulunu olmadan programcı olursun mühendis değil. Makina mühendisiyle tekniker arasındaki fark neyse İnşaat mühendisiyle marangoz/duvar ustası arasındak fark neyse Elektik mühendisiyle elektrikçi arasındaki fark neyse Programcıyla bilgisayar mühendisi arasındaki fark da bu. Kendini geliştirip çok iyi programcı olabilirsin, ama mühendislik bunun ötesinde bir şey. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Red Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 gerçi her karadenizli inşaat muhendisi doğuyor onu unutmusum iyi bir örnek olmamış muhendis :).ama doktor diyince yanında otomatik muhendis geldi :) insan istedikten sonra kendini geliştirebilir 2 senelik pek iyi olmayan bir universite mezunu olup o alanda veya başka bir alanda çok saygıdeğer bir insan olabilirsin. işe alırken tabi okul soruyorlar önemli.fakat oturup dersini calısıp okul bitirip diploma alan adam işi bilen adam olmuyor ki.her iyi okul mezunu olan kendini geliştirmiş bir adam olacak diye birşey yok benim babam lise mezunu bile değil.ama kendini geliştirmiş.cokta durumu kötü bir aileden gelmesine rağmen.yani ben o şartlarda büyüsem tinerci olurdum öyle diyim :) insanın içinde biityor olay.sevgi içimizde hesabı. sonuçta herkes bogaziçi kazanamıyor.sabancıyada 20 bin lira veremeyebilir.bu onun kendini geliştirmesine sektörde bi yere gelmesine engel değil bence Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
roket adam Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 ÖSS ya da LYS her neyse, meraklı olduğun alanla ilgili bilgini ölçebilen bir sınav değil. Kişi coğrafya'da iyi olmayabilir, fen'i çok iyi değildir, ama çok iyi bir programcı olabilir. Dolayısıyla "şart değil ama olsa daha iyi olur"culardanım ben de. İşveren olsam, işimi görüyor mu bu kişi diye bakarım "AMA" üniversite mezunu daha çok işime gelir zira daha çok görmüş geçirmiş, okumuş önyargısı bende de var evet. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
senko Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 muhendis olunmaz dogulur vuuu! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2010 Red'cim tamam iyi okul bitirince iş için yeterli olmuyorsun haklısın. Ama iyi okul bitirmiş adam hani yaptıklarını ve yapabileceklerini bir şekilde belgelemiş, kanıtlamış oluyor. "Bakın ben kendimi en iyi seviyeye taşımaya hazırım bunun için şunları yaptım" diyor, "bana verilen görevleri layıkıyla yaptım ve yapacak insanım bakın şunları bitirdim" diyor "bakın benim altyapım, kişiliğim ve vizyonum belli bir seviyenin üzerinde oturmuş ki şu okullarda okudum" diyor, "Bakın ben yeri gelirse sıkı çalışır bilmediğim konuda bile araştırma yapar şöyle gelişirim, zamanında bu okulu bitirirken yaptım" diyor satır arasında. Haliyle çok daha yüksek bir potansyel sunuyor, adam da daha kesin gördüğü için onu seçiyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar