Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

12 Eylul referandumu


di

Öne çıkan mesajlar

bu konu kimin ne yaptığı konusu değil malesef.

uygarlık bunlardan ayrı, üstün bir duruş insanın dindar-laik-ateist-muhafazakar olup olmamasından ziyade, bunların üstünde "uygar" olması gerekiyor. uygarlıktan kastım başkasıyla beraber yaşayabilme, kendi hakları kadar başkasının da haklarını gözetebilme, sınırlarını bilme.

bunu becerdikten sonra ne ırk ne din ne cinsiyet ayrımı yapılır. tabi pastayı farklı bölüşmek isteyen insanlar kitleleri yönlendiriyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

goldbären said:

sorun şu sanki, jartiyer giyenler giymeyenlere giydirmeye çalışmıyor.


Pardon? Kim kime silah dayayıp türban giydirdi? Babaları mı? Üniversite hocam liseden bahsetmiyoruz! Nasıl kimin ne giydiği kimseyi ilgilendirmiyorsa o zaman türban neden ilgilendiriyor? Başkasının taktığı türbana laiklik deyip ağlaayıp üstüne ben sol partiyim üstüne ben laikçiyim gibi zırvalıklarla gelmemek lazım. Yada al hepsine forma giydir bu konu kapansın! O türban takamıyorsa sende formaya razı ol adalet bu şekilde sağlansın madem.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Türban konusunda aşılamaz sayılan nokta şu;


bu konudaki biriken gerginlikten sonra türbanlı gençlerin üniversitelere girişine izin verilse, bunu istemeyen kesim "LAİK CUMHURİYETE BALYOZ VUDULAR" diye ağlayacak. Bunun tam zıttını, aynı koyulukla savunanlar da muhtemelen "DİNSİZLERİN KALESİNİ YIKTIK" diye düşünecek. -yanlız bunu düşünecek kesim akp'den daha koyu kesim din konusunda. süleymancı denen kesim vardı hatta onlar olur kesin bunu diyen-



Şimdiki gibi türban yasak olduğu zaman da, ilk kesim "LAİK CUMHURİYETİN BEKÇİSİ OLDUĞUMUZ İÇİN TÜRBAN HEDE HÖDÖ" diyecek, ki diyenler var. Karşı tafa da "KAFİRLER DİNE KARIŞIYOR" diyecek, diyor.


Aşılamaz engel oluyor bunlar işte. Bi adım atılsa elbet bi taraf ağlayacak. O yüzden yaraya neşter vuramıyosun.


Ha bana kalsa, siyasal simge olarak görmeyen, sadece kendi inancı doğrultusunda kapanan bikaç arkadaşım var mesela. Görüyorum bazen binaya girmeden saçlarını açıyorlar çıkınca tekrar kapatıyorlar falan. Siyasal bi amaçları yok mesela, biliyorum. İnanmışlar örtünmüşler. Şimdi ben bu insanların karda kışta dışarıda saç açıp kamapakla uğraşmalarını istemem. Çünkü kötü bi düşünceleri yok.

Lakin öte yandan yukarıda bahsettiğim bi kesim de var, kale yıktık diye düşünen. E bunlar da hoş değil. Lakin kurunun yanında yaşın yanması daha kötü.


Böyle bi kısır döngü bu mesele işte. Birbirimize öcü diye baktığımız için böyle bu sorunlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yara değil hocam. Ben o şu bu kesimden de bahsetmiyorum kimin ne saçmaladığıda önemsiz. Kızın biri üniversiteye türban giyerek gitmek istiyor dini inancı bu. Bunda ne var? Bu kızın böyle bir hakkı neden yok? Kafadaki bez parçası dini reklam mı olacak ne olacak şahsen böyle saçma bahane üretipp örnekte veremiyorum. Ne oluyor o kız türban takınca? Yada saçını açması neden Laiklik oluyor?

Türbana hiç anlam veremiyorum, gereksizde görüyorum kadınlar kapanmamalı diyorum, ama kadının kendisi kapanmak istiyorsa buna cani gönülden saygı duyuyorum, onun kafasındaki şey yada giydiği eteğin boyu beni ilgilendirmiyor.

Böyle komik şeylerden bahseden Laikçiyim diye yıllardır aynı boş propagandayı yapan parti şimdide bu anayasaa şeriat getircek bilmem ne getircek diye milleti korkutmaya çalışıyor.

Oyum EVET.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu sefer de madde madde yazayım, değişiklik olsun

1) düzenlemeye göre yeni hsyk'nın 10 üyesini birinci derece hakim ve savcılar seçecek mi? evet. öyleyse nası etki altına alınıyomuş hsyk? adalet bakanlığı bütün birici derece savcı ve hakimlerin atamasını mı yapıyo? yoo, yine hsyk bakıyo o işe, nası böyle bi ideolojik bloklaşma öngörüyosunuz hala çözebilmiş değilim.

2) gelir adaletsizliğini öyle şıp diye çözebilecek bi çözüm varsa serbest piyasa ekonomisinde, lütfen söyle bütün ülkeler onu uygulasın. akp bu ülkede kürt sorununu da ermeni sorununu da çözmek yönünde, daha önce hiçbir hükümetin göstermediği oranda bi çaba gösterdi, henüz yeterli olamasa da. bunun yanısıra türkiyenin finans sistemini gözle görülür biçimde düzelttiği de aşikar.

3) sümelada ayin türkiyenin "öteki"leriyle tanışmasıyla ilgili akpnin attığı biçok adımdan biri, sembolik bi önemi var gayet, ama bunu görmek zor geliyo heralde.

4) yahu tabii ki sadece şekil bakımından denetleyebilmeli aym, 62 anayasası belli alanlarda özgürlükler getirdiyse de ağırlıklı olarak "vesayet" dediğimiz şeyin de tohumlarını attı, gerek mgk gerek aym gerekse hsyk ile. zaten bu rejimin sorunu halkın seçtiği herhangi bir iktidara otomatikman "düşman" olarak yaklaşması ve bu iktidarlar sanki insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayan kanunlar yazmaya odaklı olduklarını varsaymaları. esas kaygı ise vesayet rejiminin değiştirilmesi, eh bununla ilgili maddelere de nasıl kanun dışı bir şekilde müdahale edildiği ortada zaten.

5) sen istiyosun ki bi rejim olsun ve o ideal olsun ve halk hiçbir şekil ve ad altında o rejimi değiştiremesin. e vesayetin tam anlamı bu zaten, sen "eyvah yerine başka ideoloji geliyo" diye korkup hali hazırdaki kökleşmiş ideolojiyle mücadele etmezsen, bu demokrasiden ne köy olur ne kasaba. demokrasi için mücadele bitip tükenecek bişey değil zaten, iktidarda kim olursa olsun, rejim nasıl kurulursa kurulsun..evet halkın saf iktidarı olmadığı gibi, saf demokrasi diye bişey de yok. önemli olan, sabitleşmiş iktidarı zayıflatmaktır. yerine başka iktidar yerini sağlamlaştırmaya mı çalışıyo? o zaman da onunla mücadele edersin, bu kadar basit.

6) ben halkın farkında olmadan kendisi için en iyisinin ne olduğunu bildiğini düşünüyorum. çelişkili bi cümle gibi görünse de, sanırım bugün varabileceğimiz tek somut olay bu. ben dezenformasyonun o kadar da etkili olduğunu ve insanların mitinglere, gazetelere vs. bakarak oy verdiğini, bunlara gereğinden fazla önem atfettiğini düşünmüyorum. bence halk uzun bi süredir kapitalizmi iyi işletecek olan, zenginleşme imkanlarını arttıracak olan partiyi seçiyor, ama şu kadar oy ama bu kadar oy. akp de günümüzde kapitalizmi en iyi işleten partidir, bu kendi içinde iyidir veya kötüdür, kapitalizm ayrı tartışma..ama halkın iradesi genelde bu yönde, bu da bizim yabancı sermayeyle ve global kapitalizmle epey geç ve zoraki bir biçimde tanışmamızla alakalı diye düşünüyorum.

kaldı ki bu adı üstünde bir referandum, akpnin politikalarıyla da doğrudan ilişkilendirilmesi bence muhalefete kaybettirecektir. çünkü sandıktan hayır çıkması durumunda akp "bu referandum, seçim değildi" deme lüksüne sahipken, muhalefet aynı lükse sahip değil. dolayısıyla referandum tartışmasında öncelikli olarak değerlendirilmesi gereken akpnin siyasi-ekonomik performansı değil, paketin içeriğidir.

7) türkiyedeki rejimle avrupadaki rejimler bir olmadığı için, türkiyedeki rejime karşı yapılmış bir hareketle, avrupadaki rejimlere karşı yapılmış bir hareket bir değildir. o bahsettiğin "bazı şeylerin oturması" da "bi parça vesayet" sayesinde olmamıştır, aksine 200 yıllık "kaza"lar, krizler, tartışmalar ve hatta savaşlar sonrasında olabilmiştir. türkiye bu süreci hiç yaşamadı, sadece oradaki neyse taklit etti. e haliyle, o elbise bu bedene oturmadı. akp, türkiyenin kendi kendini yeniden şekillendirme iradesinin taşıyıcısı konumundaki tek parti şu anda, bunun nasıl bir yeniden şekillendirme olacağını henüz çok iyi bilmiyoruz, bu yeni anayasayla ancak belli olabilir. ama şu bi gerçek ki sandıktan hayır çıkarsa, bu ülkede sittin sene hiçbişey değişmez, bu da hiçkimsenin yararına olmaz.

8) türbanı hala tartışıyo olmak da üzücü artık, aşın bunları.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sir said:

2) gelir adaletsizliğini öyle şıp diye çözebilecek bi çözüm varsa serbest piyasa ekonomisinde, lütfen söyle bütün ülkeler onu uygulasın. akp bu ülkede kürt sorununu da ermeni sorununu da çözmek yönünde, daha önce hiçbir hükümetin göstermediği oranda bi çaba gösterdi, henüz yeterli olamasa da. bunun yanısıra türkiyenin finans sistemini gözle görülür biçimde düzelttiği de aşikar.


hı hı. evet.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@sir,
Başbakanımız kendisi söyledi bu ülkeyi yargı mı yönetiyor ben mi diye?

Ayrıca, son 8 yılda AKP den başka parti geldimi ki kapitalizmi en iyi yöneten parti akp diyoruz?
Ülkemin başında bir demagojistten ziyade ekonomist görmeyi tercih ederim,yüksek ihtimalle mevcut ekonomik düzeni en iyi ve en adil şekilde yönetebilecek olan parti CHP dir şu anda, çünkü kendini milletin üstünde gören bir partiden adalet beklenemez.
AKP sorumsuzca likidite sağlıyor diye kapitalizmi en iyi yöneten parti diyemessin.

Ben emekçi değilim, özel sektörde çalışıyorum. Ama, yeni toplu iş sözleşmeleri kanunu beni çok endişelendiriyor. Sana şu kadarını söylim, eğer bu yasa geçerse şirketler karşısında işçiler = 0 olacak. Hiçbir güçleri kalmayacak.Zaten bu seneki grevler yüzünden böyle bir madde konuldu, tamamen susturulacak.

Ha birde, kadın erkek eşitliği yasası var ki, evlere şenlik. Nereye çekersen oraya giden, ne idüğü belirsiz sömürüye tamamen açık birşey. HSYK zamazigosu yerine bu maddeler üzerinde durmak lazım aslında, sonuçta Başbakan açıkça söyledi yargının denetleyen kurum olmamasını istediğini.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi yapmayın allah aşkına, işsizlik oranına bakıp ekonomiye laf atmayın

tamam über ötesi bi ekonomimiz yok, olmadı da. Lakin en kararlı ekonomi denilebilir şu zamandakine. Yapmayın lütfen ya. Bi anayasa fırlatma olayıyla kimler zengin oldu senin benim üzerimizden bi gecede, farkındasınız umarım. Şimdi devletin üst kademelerinde kriz çıkıyor, atışmalar oluyor neler yaşanıyor. 2,5 kat artmıyor ama döviz falan. Lütfen.


Harika demiyorum elbette ama, kötü diyemeyiz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Suark said:



Ben emekçi değilim, özel sektörde çalışıyorum. Ama, yeni toplu iş sözleşmeleri kanunu beni çok endişelendiriyor. Sana şu kadarını söylim, eğer bu yasa geçerse şirketler karşısında işçiler = 0 olacak. Hiçbir güçleri kalmayacak.Zaten bu seneki grevler yüzünden böyle bir madde konuldu, tamamen susturulacak.



benim için de yargıdan sonraki en önemli konu bu.
bu konuya nasıl evet diyebileceksiniz?
allah kahretsin bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyetini. gariban işçilerin şu ülkede dilenciden farkı kalmayacak allah belalarını versin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ekonomiyi iyi yönetiyorlar diyenler için TÜİK rakamları konuşsun:

2009 ilk dönem - 2010 ilk dönem arası büyüme farkı %11.7

ancak 2008 ile 2009 arası fark %14.5, yani 14.5 kaybın üzerinden 11.7 geri dönüş var.

Ancak %11.7 toplam büyümenin %6.4'lük kısmı, yani yarıdan fazlası stok artışından kaynaklanmış. Türk ekonomisinin %6.4'ü kadar stok bir senede.

“Müjdeler olsun, ekonomi % 11.7 büyüdü ama bunun 6.4 puanlık kısmı sokağa yansımadı, stok artışı olarak yerini bizim de bilemediğimiz dev ardiyelerde yatıyor”

Finans sistemini düzeltmek istatistiğe ayar çekmekle başlıyormuş demekki.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İşlilik diye bişey demedim olm ahaha, o sorun zaten, kabul ediliyor da.


Lakin, büyüme oranı falan karıştırmadım gold, zaten harika demedim. Lakin, stabil. Bi sağlam duruş var, inkar edilmesi zor. İnsanlar bi zamanlar "olm başbakan hapşurdu doların varsa yaşadın" diye espri yapardı. Öyle olmaması bile bi iyiliktir.

edit: lakin güzel bi kelime ama fazla kullanıyorum, niyea
çünkü mhp'nin 40. yılı
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

stok artışı oldu da, stoklar çöpe gitmedi ya. o malların üretimi için harcanan para çarpan etkisine dahil hala. kaldı ki millet salak değil, boş yere stok arttırıp duracak değil. bir beklentileri var ki üretim yapıyorlar.

ekonominin geneliyle ilgili bir yorum değil bu; ama yukarıdaki eleştiri epeyce sığ.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bütün dünyada en büyük bankalar, yatırım fonları, lehmannlar bilmemne batarken türkiyede bi tane banka veya fon battı mı? bi tane büyük şirket iflas falan açıkladı mı? finans sisteminden kastım o, yoksa işsizliği çözdü, gelir dağılımı eşitlendi demiyorum.

akp, kapitalizmi iyi işleteceğini vaaderek geldi ve bunun için de ne gerekiyorsa yaptı; yabancı sermaye girişi olsun, özelleştirmeler olsun, yatırım olsun, ekonomik büyüme olsun. diğer partilerin gündeminde bile yoktu bu adımlar, dahası bu adımların birçoğuna karşı bile çıkıldı. zaten akpnin 8 yıldır her seçimde galip gelmesinin sebebi de ağırlıklı olarak bu, diğer partiler buna rakip bir programla çıkmıyorlar milletin karşısına. "benim işçim, benim memurum" veya "kayısı, fındık" edebiyatı da geçen yüzyılda kaldı malesef.

sonuçta türkiye sonsuz refaha ermedi tabii ki ama en azından artık imf'ye ihtiyacı olmayan bi ülke haline geldi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sparkcaster said:

özelleştirmeler gerçekten, telekomu özelleştirdik 2 senede karıyla ödediler, tekeli sattık 2 ay sora adam 3 katına sattı


Devlet kafa yapısıyla o işletmeler 2ay-2yıl değil 200 sene de devlet elidne kalsa özel sektör kadar kar edemez. Devlet özel sektör gibi hareket edemiyor(yada etmiyor), bu nedenlede bu işletmeler ya yeterince kar edemiyor yada zarar ediyor. Durum böyleyken de satmak daha kolay geliyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sir said:

bütün dünyada en büyük bankalar, yatırım fonları, lehmannlar bilmemne batarken türkiyede bi tane banka veya fon battı mı? bi tane büyük şirket iflas falan açıkladı mı? finans sisteminden kastım o, yoksa işsizliği çözdü, gelir dağılımı eşitlendi demiyorum.

yanlış, türkiye ekonomisi henüz dünya ekonomisine tam eklemlenmiş değil o yüzden bir dünya krisinden en fazla başka bir 3. dünya ülkesi akdar etkilenir, kaldı ki türkiyede zaten bir kriz patlak verecekti 2001 deki gibi hatta tayyibin "teğet geçti" demesinin altında yatan şey bu.. 2009 zaten türkiye için kriz dönemiydi

akp, kapitalizmi iyi işleteceğini vaaderek geldi ve bunun için de ne gerekiyorsa yaptı; yabancı sermaye girişi olsun, özelleştirmeler olsun, yatırım olsun, ekonomik büyüme olsun. diğer partilerin gündeminde bile yoktu bu adımlar, dahası bu adımların birçoğuna karşı bile çıkıldı. zaten akpnin 8 yıldır her seçimde galip gelmesinin sebebi de ağırlıklı olarak bu, diğer partiler buna rakip bir programla çıkmıyorlar milletin karşısına. "benim işçim, benim memurum" veya "kayısı, fındık" edebiyatı da geçen yüzyılda kaldı malesef.

türkiyedeki ekonomik büyüme balon bir büyüme çünkü ekonomi içinde hâlâ dışa bağımlı değişkenler var ihracatımız bile ithalata dayalı kaldı ki hane tüketimindeki ithalat toğlam ithalatın %5i gibi bir yer tutuyor e eldeki cari açık da özelleştirmelerle kapantıldı kaldı ki özelleştirilen kamu teşekkülleri ederinden ucuza el değiştirdi, türkiyede yapılan yabancı yatırm da doğrudan yabancı yatırım değil halihazırda kurulmuş olan işletmelerin (mesela finansbank) çok uluslu şirketlere ya da konsorsiyumlara devredilmesiyle oldu yani yatırmların büyük olmasını sağlayan şey kaydi olarak hesaba girmesi ve dolaylı yatırımları toplam yatırımlardan çıkardığımızda kuş kadar bir doğrudan yatırım rakamıyla karşılaşıyoruz

sonuçta türkiye sonsuz refaha ermedi tabii ki ama en azından artık imf'ye ihtiyacı olmayan bi ülke haline geldi.

arabın parası varken imf ye gerek kalmıyor haliyle şu anda inşaat sektörü yine atılım yapmış durumda ama çoğu arap ortaklığında ve onlara verilen arsaların ederiyle devir ücreti arasındaki fark, teşvikler ve sübvansiyonlar türk halkının verdiği vergilerden onlara aktarıldı


şöylece cevap vermiş olayım.. bu arada piyasaların güvendiği bir dış ticaret olayı yıl içerisinde avrupaya yapılamsı beklenen 20 milyar avroluk otomobil ihracatıydı ama avrupa geneli sıkı para politikası uygulamasına geçtiğidnen beri bu hedef de kuş oldu

2010 son çeyreği ile 2011 ilk çeyreği arasında kriz bekleniyor çünkü reel byüme 6 puanın altında kalacak ve türkiye şartlarında 6 puanın altında bir büyüme kriz habercisidir

mevcut hükümetin elinde satacak pek bir şey kalmadı hani köprülerin zöelleştirlmesi bile gündemde hâlâ kaldı ki aynı hükümet 2B kannunu geçirebilmek için fırsat kolluyor, mevcut hükümetin hatası kaynakları etkin kullanamamak, onun yerine "batan geminin malları" kafasıyla olaylara yaklaşmak

mesela sistematik olarak son bir manevrasını aktaralım;

-ssk sigara ve alkole dayalı hastalıklara olan desteği (ki size bakan toktor gripseni ve sigaradan ötürü olduğunu beyan ederse grip bile sigara kaynaklı hastalık olarak kayda geçiyor) çekti

-desteği çekmesiyle sigara ve alkolden dolayı meydana gelen hastalıkların ssk tarafından desteklenmesi halk tarafından talepedildi

-mevcut hükümet şimdi sigara ve alkole "sigara ve alkolde ötürü oluşan hastalıklara destek" adı altında bir vergi daha getirecek ve bunun için kılıfı "halk talep etti biz de yaptık" olacak hoş avrupada da sigara için aynı uygulama geçerli ama alkol için yok, tabii burada başka nedenler de arayabiliriz ama öncelikli neden kamusal sağlık harcamasını destek diye göreibliriz ki bu yolla elde edilecek gelirin ne kadarı söylendiği yönde kullanılır bilemiyoruz keza 1999 depreminden beri toplanılan ek verginin çok küçük bir kısmının depremzedeler için kullanıldığı ve çoğunluğunun hazineye başka maksatlarla devredildiği biliniyor

böyle danışıklı bir dövüş var olan bize oluyor, mevcut hükümetin oy tabanı halkın ekonomi cahilliğini iyi kullanıyor ve bizim vergilerimiz beyaz eşya, kömür ve makarna olarak sadaka niyetine aynı oy tabanına dağıtılıyor

herhangi bir kalkınma iktisatçısı aşşağı yukarı anı şeyleri anlatacaktır size benden söylemesi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sir said:

bütün dünyada en büyük bankalar, yatırım fonları, lehmannlar bilmemne batarken türkiyede bi tane banka veya fon battı mı? bi tane büyük şirket iflas falan açıkladı mı? finans sisteminden kastım o, yoksa işsizliği çözdü, gelir dağılımı eşitlendi demiyorum.

akp, kapitalizmi iyi işleteceğini vaaderek geldi ve bunun için de ne gerekiyorsa yaptı; yabancı sermaye girişi olsun, özelleştirmeler olsun, yatırım olsun, ekonomik büyüme olsun. diğer partilerin gündeminde bile yoktu bu adımlar, dahası bu adımların birçoğuna karşı bile çıkıldı. zaten akpnin 8 yıldır her seçimde galip gelmesinin sebebi de ağırlıklı olarak bu, diğer partiler buna rakip bir programla çıkmıyorlar milletin karşısına. "benim işçim, benim memurum" veya "kayısı, fındık" edebiyatı da geçen yüzyılda kaldı malesef.

sonuçta türkiye sonsuz refaha ermedi tabii ki ama en azından artık imf'ye ihtiyacı olmayan bi ülke haline geldi.



Bankaların batmamasının 3 nedeni var
1-)Bundan önceki, ekonomik kriz. Bizim bankalarımız o zamandan tecrübeli oldukları için batmadılar.

2-) Türk Serbest piyasası avrupa kadar gelişmiş olmadığı için ufak bir gecikme bile piyasada hissedilir. Almanyada bunun etkisini hissetmessin. Hiçbir şeyi öngöremezsin, Ama tr'de öngörürsün. Bir sürü tanıdığım var ( büyük şirket sahibi ) daha 3-4 ay öncesinden kriz geliyor diyen.

3-) Türk bankacılığı, ciddi anlamda ileri. Her konuda.

Bunların hiçbirisinin AKP hükümetiyle veya aldığı politikalarla alakası yok, bunlar tamamen bu bankalarının CFO larının başarısıdır, başka birşey değil.

Ayrıca IMF'ye ihtiyaç kalmamış denilmiş çünkü
şu anda 680 milyar dolar borcumuz var.
Evet ihtiyacımız kalmadı.
Her zaman ki gibi, birileri borca girip birşeyler yapmış gösterecek, ondan sonra gelen hükümet ülkesini düşündüğü için bu borcu temizlemekle uğraşıcak, kahraman bir önceki hükümet olacak.
Bu yaklaşık 700 yıldır böyle işliyor bu topraklarda, 700 senedir kafamız aynı kafa.

Lütfen sallamayalım arkadaşlar, hani başbakanımız yalancı diye sizinde öyle olmanıza gerek yok.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...