Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

meslek seçimi


Fexil

Öne çıkan mesajlar

ya acıkcası daha once acılan konuların hepsıne bakamadım ama boyle bi durumu ilk defa kendimde gordugumden gonul rahatlığıyla açayım dedim: ben baya baya hiç bi mesleğe ilgi duymuyorum ya. napıcağımı şu an bilemez durumdayım.hani makina müh. mü olayım yoksa inşaat mı gibi bi kararsızlık değil. baya baya şuan hiçbişey dusunemez ve istemez oldum.
bu sene öss ye toplamda 450 civarı bi puan yapıcam işallah, hesaplar onu gosterdi. sonuclar perşembe acıklanıcak da umarım bi salaklık yapmadıysam durum bu. şimdii, ben butun sene boyunca itü mimarlık istedim. senenin sonuna geldık sınavlar bitti falan ve sanki birden mimar olamayacağımı, istemediğimi farkettim. ayrıca endüstri ürünleri tasarımı'na da sıcak bakıyordum, ama ondan da vazgectim ve bu 2sinden vazgecme sebebim kendimi bu işler için yeterince yaratıcı gormemem. gercekten yaratıcı olmadıgımı dusunuyorum ve bence bu ogrenılern bişey değildir. (bu arada fm mezunuyum anlasılacağı gibi)
bunun dışında biyolojiyi çok çok severim ve biyolojiyle ilgili bi alana yonelip yonelemiyeceğimi dusundum; molekuler biyoloji ve genetik var ama bunun iş imkanlarının kısıtlı oldugunu ogrendim. yani hayal ettiğim gibi bilimsel bi iş olmıcaktı o sanırım. biyomuhendislik biyokimya gibi dallar var ki bunların da ilerde ne yapabilceğini gerçekten kestiremiyorum ve onunu goremediğim meslekler beni sıkıntıya sokuyor. dediğim gibi biyolojiyi baya seviyorum tıpla ilgili şeyler beni etkiler, ve mesela hayvanları inanılmaz severim, kedi kopek tavsan değil keçiden ahtapota her tur hayvandan bahsediyorum, bu 2sine bakarsak da tıp okumaya puanım yetmez, puanım yetse yureğim yetmez biliyorum. hayvanlarla ilgili de boyle zevk alarak bilimsel olarak ugrasabileceğim hiç bi dal goremiyorum. (veterinerlik bu isteğimi tam olarak karşılamaz gibi) kısacası butun bunlar o kadar karıstı ki artık gerçekten hiç bişeye ilgi duymaz hale geldim ve acayip stresliyim, korkuyorum saçma sapan bi karar vericem diye. son olarak biliyorum cok uzun oldu ama okur ve yorumlarınızı belırtırsenız cok mutlu olurum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Fexil said:
ahtapota -her tur hayvandan- bahsediyorum
abi sen aç dükkanı iddiadan kırarız parayı

ayrıca sana tavsiyem şu bazı mesleklerin önünü göremediğini söyledin..

gir bak hangi universitede de var, araştır abi hocaları, gözüne kestirdiğin sana uygun gelen hocaya mail at.

sizin universiteniz olmasa bile bole bole acaba 5 10 dakika ayırır mısınız.

bana daha hayır diyen olmadı.

hem akademisyen olarak, hem de adamların etrafında iş hayatında aynı specte olan arkadaşlarının deyeyimlerinden esinlenerek güzel bir birikim aktarırlar sana.

bölümü sevmek çok önemli, mesela fen lisesinden birçok arkadaşım görsel tasarım falan okuyor şu an.

bana sorarsan elektronik / bilgisayar yamalı derim, hangi uni oldugu farketmez ama bu benim tercihim. o nedenle sana direk şu diye bir öneri değil de,

yukarıda açıkladığım şöle şöle bişi yaparsan memnun olursun tadında bir öneri vermeyi uygun gördüm.

umarım işine yarar =)

edit : her editte 1 cümle ekledim 20. edit falan asdasd
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

valla bizim zamanimizda ahah (13 sene kadar once oluyor bu) rehberlik servisleri olurdu, dersanelerin okullarin falan.. oraya gider sorardik bu soruyu..

simdi mimarliktan tirsan adamdan endtas ci olmaz iyi yapmissin, kendine de, endtas hayalleriyle yanip tutusan yerini alabilecegin diger bireylerede.. :D

endtas cidden zor bolum.. bitirmesi etmesi gicik.. mimarlik desen, yaraticilikla alakasi var tabiki ama temeli matematik ve fiziktir mimarligin aslinda.. dinamik dersleri vardir..

450 puanin neye tekabul ettigini bilemiyorum cok uzak kaldim ama iyi bir okula girebiliyorsan.. ve bilimle ilgilenmek istiyorsan, labratuarlar ile gorus.. mesela biokimya denilen hadise ole issiz gucsuz bir bolum degil inan bana.. bir cok lab var sanayi de yogun olarak kullanilan urunler uretiyorlar ciddi talep var.. o yuzden diger bolumleri bilemicem ama bu durum iyi kazandiriyor.

ayrica sunu dusun, daima akademik bir kariyer yapma sansin var..
uni den sonra ozel sektore gecmek yerine, uni de kalabilirsin.. boylelikle istedigin bilimsellige ve orta seviye gelire kavusursun.. en azindan piyasanin ihtiyaclarini guvenli bir mesafeden izler daha sonra kendi firmani kurabilirsin bir kose de sermayen vs varsa, veya kursu den arkadaslarinla ortaklasa..

ha akademisyenlik, sana sadece Turkiye pazarini degil, dunya pazarini da acabilir.. bu acidan iyi degerlendirebilirsin..

yada kasma. git su urunleri oku, sonra para biriktir okurken.. bittikten sonra da telefoncu ac bitane..
35 yasina geldiginde cekmekoyde villa da oturur bmw 5.20 ile gezersin.. sorarlarsada "telekominikasyoncu" yum dersin..

bu ulkede hangi kagit deger kazanmis para dan baska... diploma diplomadir.. ne yazdigi onemli degil :P
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

valla mimarlık okuyan biri olarak ne diyim şimdi:D
mimarlık çok güzel bence ben bölümüme aşığım nerdeyse, ama görsen bütün sene her gün küfür ederim. çünkü çok yoruyorlar adamı öyle böyle değil.

dönem içinde sürekli ders çalışıyorsun, proje çiziyorsun falan. ama sonuç olarak yaptığın iş gerçekten zevkli bi iş.
koskoca bina yapıyorsun içinde insan fln takılıo bence cezbedici bi meslek:D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şunları diyecektim ben de:

LuNiZ said:

ayrica sunu dusun, daima akademik bir kariyer yapma sansin var..
uni den sonra ozel sektore gecmek yerine, uni de kalabilirsin.. boylelikle istedigin bilimsellige ve orta seviye gelire kavusursun.. en azindan piyasanin ihtiyaclarini guvenli bir mesafeden izler daha sonra kendi firmani kurabilirsin bir kose de sermayen vs varsa, veya kursu den arkadaslarinla ortaklasa..

ha akademisyenlik, sana sadece Turkiye pazarini degil, dunya pazarini da acabilir.. bu acidan iyi degerlendirebilirsin..


Ha bir de eğer olabiliyorsa, sinema-televizyon gibi bir alan seçip, sonrasında hayvanlarla ilgili belgeseller yapmak falan ilginç olabilir. Para kazandırır mı bilemem...Aynı olay veterinerlik seçilerek te gerçekleştirilebilir belki?

Yalnız bir de iyi bir puandan söz ediyorsun sanırım. Bu durumda istediğin alanlardan çok 'puana yazık olmasın' durumu söz konusu olacaktır büyük olasılıkla. Hep anımsarım bir çizgi filmde geçen şu sözleri 'Life is full of tough choices'. Hayat hep bu tür seçimler yapmayı gerektiriyor sanırım. Üniversite-meslek seçimi en zorlularından biri. Ne yaparsan yap ama sevmediğin bir alanı tercih etme. Kolay gelsin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yalnız üniversiteye başlamadan önce çok sevdiğin şeyler üniversitede okuduğun dönemde sevmediğin şeyler haline gelebiliyor, o yüzden kesin konuşma; hayvanları seviyorum, zoofili olayım tadında.

Daha çok gelecekte kendini nerede görmek istediğini düşün, masa başı bir iş mi istiyorsun? Yalnız başına birşeyler mi geliştirmek istiyorsun? Ekip çalışması mı daha çok cezbediyor seni? Yoksa kendi eserlerini üretmeyi mi istiyorsun?

Mimar olmak istiyor ve birşeyler üretmenin/yaratmanın sana haz vereceğini düşünüyorsan; şu anki yeteneklerini boşver. Karamsarlığa kapılmadan, yapamam demeden gözünü karart ve seç.

Yaratıcılık öğrenilebilir bir olgu, el becerilerin geliştikçe, neyi nasıl yapacağını öğrendikçe ve alanındaki eserleri inceledikçe kendi fikirlerin ve hayallerin ortaya çıkacaktır zamanla. Yoksa şu an Boğaz Köprüsü'ne bakıp, ulan gevur yapmış ben daha çöp adam çizemiyorum replikleri sadece zavallılıktır. Sonuçta onu yapanların 3 beyni, 7 gözü falan yok.

Ha ama illa o yaratıcılık bende yok diyip işin kolayına kaçmak istiyorsan ve o mantaliteyle de devam edeceksen, evet seçme mimarlık; endüstri mühendisliği, işletme mühendisliği gibi çok puan aldım ne yapayım dalları oku.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

başlığı açtığımdan bu yana 2-3 adet mimarla konuştum, yaratıcılık konusunda cok endişelenmememi, ama eğitimin cok ağır oldugunu bide mesleği izmirde değil istanbulda yapmamın doğru olacağını soylediler. (şuan izmirde yaşıyorum ama üniversite için kesinlikle istanbul dusunuyorum) bu eğitim olayıyla ilgili mimarlık okuyan butun arkadaşlarım, tanıdıklarım aynı seyi soylüyo ve seçme sakın diye caydıranlar bile oluyo gerçekten cok zor bi eğitim hayatı varmış sanırım. ben gerek lise giriş senesi gerek öss senesinde stresten zona olsun, kurdeşen olsun çeşit çeşit sinirsel hastalıklar geçirebilen bi insanım bu sene butun arkadaşlarım öss senesi ayağına kilolar alıp göbeklenirken ben şahsen 50küsür kilodan 45 kiloya falan düştüm (bu arada erkek adam miyendiz olur demişsiniz burdan da anlaşılcağı gibi kızım ben itü makina falan ürkütücü şeyler bana:D) yani şimdi zora gelemem narinim ceylan yavrusuyum gibi bişey demek istemiyorum -galiba oyle bi mesaj verdim ama- sanırım bunye ağır calışmayı pek kaldıramıyo:D o yuzden de bu ağır eğitim olayı beni biraz korkuttu. çünkü hiç adam gibi hırslı olmadım ne bileyim bi kendine guvensizlik bi herşeyde olumsuzluk arama durumu var yani bende. bu eğitim olayını merak ediyorum. yani her bolum ne kadar zorsa mimarlık da o kadar mı zor, yoksa epey ileri seviye bi zorlugu mu var. her gun odev habire proje yapçaksın diyolar korkacağım yoksa bile insan korkuyo be:D yoksa gerçekten oyle zor olmasın aman yayayım bi insan değilim. bi de mimarlık okuduktan sonra ustune entas'ı master falan gibi okuyabilirsin dediler bununla ilgili ne dusunuyor acaba mimar patiler?
biyokimya, biyomuhendislik falanla ilgili de bunların mezun olduktan sonra ilaç, gıda sektorlerınde çalışabildiklerini ve akademisyen olabildiklerini biliyorum başka ne olabilir? biyomuhendis yeni ameliyat gereçleri veya ne bileyim gorme engelliler için gormeyi sağlayacak aygıtlar falan tasarlar mı mesela?
gecenlerde haberlerde gormustum hangi universitede hatırlamıyorum bıyoloji anabilim dalı baskanı olan bi profesor turkıyedeki ms hastalarının buyuk cogunlugunun aslında lyme hastası oldugunu açığa cıkarmış. bu beni çok etkilemişti akademisyenler bu tip laboratuar çalışmaları yapıyorlarmı? nebiliyim birbiriyle alakasız 2 şey dusunuyorum bakalım nolucak sonuc.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Fexil said:

başlığı açtığımdan bu yana 2-3 adet mimarla konuştum, yaratıcılık konusunda cok endişelenmememi, ama eğitimin cok ağır oldugunu bide mesleği izmirde değil istanbulda yapmamın doğru olacağını soylediler. (şuan izmirde yaşıyorum ama üniversite için kesinlikle istanbul dusunuyorum) bu eğitim olayıyla ilgili mimarlık okuyan butun arkadaşlarım, tanıdıklarım aynı seyi soylüyo ve seçme sakın diye caydıranlar bile oluyo gerçekten cok zor bi eğitim hayatı varmış sanırım. ben gerek lise giriş senesi gerek öss senesinde stresten zona olsun, kurdeşen olsun çeşit çeşit sinirsel hastalıklar geçirebilen bi insanım bu sene butun arkadaşlarım öss senesi ayağına kilolar alıp göbeklenirken ben şahsen 50küsür kilodan 45 kiloya falan düştüm (bu arada erkek adam miyendiz olur demişsiniz burdan da anlaşılcağı gibi kızım ben itü makina falan ürkütücü şeyler bana:D) yani şimdi zora gelemem narinim ceylan yavrusuyum gibi bişey demek istemiyorum -galiba oyle bi mesaj verdim ama- sanırım bunye ağır calışmayı pek kaldıramıyo:D o yuzden de bu ağır eğitim olayı beni biraz korkuttu. çünkü hiç adam gibi hırslı olmadım ne bileyim bi kendine guvensizlik bi herşeyde olumsuzluk arama durumu var yani bende. bu eğitim olayını merak ediyorum. yani her bolum ne kadar zorsa mimarlık da o kadar mı zor, yoksa epey ileri seviye bi zorlugu mu var. her gun odev habire proje yapçaksın diyolar korkacağım yoksa bile insan korkuyo be:D yoksa gerçekten oyle zor olmasın aman yayayım bi insan değilim. bi de mimarlık okuduktan sonra ustune entas'ı master falan gibi okuyabilirsin dediler bununla ilgili ne dusunuyor acaba mimar patiler?
biyokimya, biyomuhendislik falanla ilgili de bunların mezun olduktan sonra ilaç, gıda sektorlerınde çalışabildiklerini ve akademisyen olabildiklerini biliyorum başka ne olabilir? biyomuhendis yeni ameliyat gereçleri veya ne bileyim gorme engelliler için gormeyi sağlayacak aygıtlar falan tasarlar mı mesela?
gecenlerde haberlerde gormustum hangi universitede hatırlamıyorum bıyoloji anabilim dalı baskanı olan bi profesor turkıyedeki ms hastalarının buyuk cogunlugunun aslında lyme hastası oldugunu açığa cıkarmış. bu beni çok etkilemişti akademisyenler bu tip laboratuar çalışmaları yapıyorlarmı? nebiliyim birbiriyle alakasız 2 şey dusunuyorum bakalım nolucak sonuc.


Yaratıcılıktan tam neyi kasdettiğini bilmiyorum ama, mimar olarak söylüyorum, eğer mimarlığın ihtiyaç duyduğu yeteneklere sahip değilsen, renktir, orandır, objeleri 3 boyutlu görmektir bir kabiliyetin yoksa aman derim seçme.

Bi sürü kız vardır okuyan mimarlıkta. Sırf "ay ne güzel işte karizmatik meslek, hem büroda oturuyosun tüm gün" efsanesi yüzünden. Hani "oturulan" bürolar da var ama fiziksel güzelliğin ne derece o zaman o soru akla geliyor.

Mimarlık eğitimi ZORDUR. Hiçbir eğitime benzemez. Karşılaştırabileceğim tek eğitim tıp.

Üniversteye girer girmez, diğer bölümlerin aksine meslek dersleri başlar. İlk haftadan maket yapmaya, teknik resim çizmeye başlarsınız. Sokaklara çıkıp eskiz çizmeniz gerekir. 3. sınıfta, haftada 1 minimum sabahladığımı hatırlıyorum.

Hepsinden öte sürekli ürettiğiniz ürünleri hocalarınızın önünde sunmak durumundasınız ve hocalar "ah yavrum ne çok uğraşmış" gibi bir tribe asla girmezler. Kötüyse KÖTÜ demezler. BOK GİBİ OLMUŞ derler. Çelik gibi sinirleriniz yoksa düşünmeyin derim.

İş hayatı da, eğer tasarım gücü olmayan biriyseniz, evet oturmaktan geçebilir. Sabahtan akşama oturur başkasının çizdiği şeyleri düzeltirsiniz. Hatta oturmak o kadar rutindir ki kalkmazsnız. Proje deadline günlerinde mutlaka sabahlanılır bilgisayar karşısında. Yorucudur. Bitiricidir. Üstüne stresslidir.

Çizdiğiniz şeyler milyon dolarlık projeler, uğraştığınız iş verenler, belediyeciler, nurcular, eski mitçiler, mafyadır genelde.

SEVMİYORSANIZ MİMAR OLMAYIN.

Aman diyim

Yazık
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Coder said:

hedegog said:

sen mesleği seçemezsin, meslek seni seçer :P


bak bu doğru aslında, ben barmendim dj lik yaptım yıllarca sonra yazılımcı oldum..

kader kısmet


iyi bir örneksin ozaman bu gençler için;

malesef bütüngün kahvede oturup tv kameralarına üniversite mezunuyuz işsiziz diye ağlayan abilerini görünce korkuyo çocuklar.

halbuki herhangi biyerde herhangi bi konumda işe başlanırsa ve bunları önemsemeden iyi bir şekilde çalışırsa herkez kendi mesleğini bulur günün birinde.

kimbilir uslu bir çocuk olursa şirinleri bile görebilirler.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...