Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Arda, Sergen, Tanju ve Hagi


Natanyal

Öne çıkan mesajlar

Çok uzun bir yazı ama baştan sona okuduğunuzda ayırdığınız zaman yüzünden pişman olmayacaksınız. Çok doğru noktalara değinmiş, kendi adıma tebrik ediyorum. Blogları gezerken yeni keşfettim Extensor'u, bütün yazıları baştan sona okuyacam bu gidişle gerçekten güzel yazıyor.

http://wwwextensor.blogspot.com/

adresini de verip asıl yazıyı kopyalayalım;





Geçen twitter'da chaogrey (Çağrı) yazmış.
Demiş ki, Hagi'nin en sevdiği yemek, ekmek arası peynir domatesmiş... Biliyor muydunuz? Falan.
Okuyunca burnumun direği sızladı. Gerçekten.
Neden diyeceksiniz... Anlatacağım.

---------------------------------------------------------------------------
Geçelim Arda Turan'a. Çok lüks bir araba almış, öyle diyorlar, arabalardan hiç anlamam.
Ve bana ne?
İsterse uzay mekiği alsın. Bana ne!

Eleştiriler yine son derece saçma, harcamalar üzerinden eleştiriler... Saçma.

--------------------------------------------------------------------------

Arda üzerinde ve Türk futbolunda bir sorun var. Eleştirenler beyinsizce, haksızca eleştiriyor...
Savunanlar körleme, kendi oğlu, kardeşi gibi savunuyor.
Savunanlar diyor ki, rahat bırakın kaptanı, sırtlanlar, akbabalar, yok kiloluymuş, yok şımarıkmış, o kaptanımız, o aslanımız falan...
Abartı.
Aptalca.

Eleştirenler... Kız arkadaşı var. Hemi de çok güzel, hemi de çok ünlü, hemi de süper araba almış, hemi de sinema kapatıyor falan... Yine aptalca.

Hem savunmayı, hem eleştirmeyi bilmiyoruz.
Ve her seferinde bir Sergen Yalçın yaratıyoruz biz.
Her seferinde.
Suçlu Sergen değil, Tanju da değildi, Arda da olmayacak. Biziz biz.

Üç isim. 80'lerin yarattığı Tanju! Çok zeki, çok cahil.
90'lar yarattığı Sergen, çok zeki, çok cahil.
2000'lerin yarattığı Arda, çok zeki, çok cahil. 3'ü de sanatçı, 3'ü de farklı. Ama çok zeki, çok cahil.

Cahilden kasıt; görmemiş, yaşamayı bilmeyen, ağabeylerine yöneticilerine kanan, yalnış yönlendirildiğinin farkında olamayan.

Türk halkının yıldız idaresini, annemin çocuk yetiştirmesine benzetiyorum.
Canına 'tak' edene kadar sürekli alttan alır, eleştirmez, kızmaz, geçiştirir, görmezden gelir, mazur görür... İş zıvanadan çıkınca delice bir tepki verir...
Tam da bizim durum.

Bir yere kadar hatalarını kapatmaya çalışırız. Bir yerden sonra hatalarına çomak sokarak acısından ölmesini dileriz.

Biziz yani yarattığımız Sergen Yalçın'ın bir numaralı suçlusu.
Tanju, Sergen, Arda = Şımarık şımarık şımarık.

2 frikik... Dünyanın en iyi topçusu.
Çalışmıyor göbek yaptı... S.. et o göbekle de oynar.
Saçma yaşıyor, saçma para harcıyor... S.. et o topunu oynasın.
Sonuç? Türkiye dışına çıkamamış senede 5 maç top oynamış, 30 maç yatmış. Cahil cühela bir adam.
İşte sebebi biziz.

Şimdi de Arda Turan'ı Sergen Yalçın'laştırıyoruz.
Böyle büyük bir zekayı böyle cahil yaşamak zorunda bırakıyoruz.
Çünkü manajerlik sistemi yalnış. Çünkü futbol yöneticileri yalnış, çünkü futbolcuları basından koruyan yok... Çünkü çünkü çünkü.
O kadar param olsa şahsen bir sürü hocam olurdu.
Diksiyon hocam, yabancı dil hocam, yemek ve nezaket kurallarını öğretecek hocam, kıyafetlerimden sorumlu olacak biri vs vs.
Var mıdır Arda'da bunlardan?
Olsa o palyanço gibi şapkaları takar mı koskoca Galatasaray kaptanı?
Ya da sinema kapatma görgüsüzlüğünde bulunur mu?
Sinema sistemi kur evine... Çok mu zor? Hayır.
Sinema kapatmanın görgüsüzlük olduğu için eleştirmiyoruz, sinema kapatacak parası var diye eleştiriyoruz ona kızıyorum.

Avrupa'da managerlerin, futbolcularının kendisini yetiştirmesi için bu imkanları onlara sağladığını duymuştum.
Bakın doğru orantılı... Kültürlü, asil bir oyuncu yetiştiriyorsun ve Avrupalı onu almak için 2-3 milyon fazla verip o harcadıklarını sana geri çeviriyor zaten.

Arda'nın dediği sorun pasaport değildir aslında. Kültürdür belkide.

Geçen fromspring.me'de bir arkadaş sormuş.
Türkiye'nin alt yapı sorununu vs.
Cevabım şu oldu.
Asistan manager, eski yerli futbolcu.
Antrenör, eski yerli futbolcu.
Kaleci antrenörü, eski yerli futbolcu.
Scout, eski yerli futbolcu.
Sportif Direktör, eski yerli futbolcu.
Alt yapı hocaları, eski yerli furbolcular.

Eski yerli futbolcuların %99'u. Cahil futbolcular, cahil insanlar, eskiler, yerliler.

İşte size cevap.

Neyse dönelim.
Arda Turan aşıklarından bir mesaj okudum geçen Galatasaray.sozluk'te.

Bakın demiş ki;
"bazı kendini ve haddini bilmezler tarafından hiçbir temele oturtulmadan eleştirilen, küçük görülen, düşmanmış gibi saldırılan aslan. bu kişiler artık o kadar kendilerinden geçmelerinden olsa gerek özel yaşamından kıyafetine, elbisesinden kilosuna, arabasından sevgilisine ve daha aklıma bile gelmeyen bilmem kaçtane komik sebepten dolayı yıpratıyorlar."

Hayır zaten neden yıpransın ki Arda? Yıpranmasın.
Yıpranıyorum diyorsa bilin ki Hakan abisinden öğrendiği kötü gün sözüdür o.
Performans düşünce, "kırgınım" de, herkes senin performansını değil başka saçmalıkları konuşsun.
Bakın Hakan Şükür kırılacak konu bulmada uzman bir insandır.

Bu arkadaşa özel mesaj attım.
"bir futbolcu kiloysuyla eleştirilmez de neyiyle eleştirilir?
kilo bu yahu. adamın çalışıp çalışmadığının en bariz göstergesi"
Dedim.

Gelen cevaba bakın.
canım kardeşim bazı futbolcular vardır çok olmadıkça biraz kilolu olmaları onları etkilemez eğer onları önemli kılan özelllik hızları değilse arda hiç bizaman hızıyla ön plana çıkamadı... vs vs

Aha... Adam düşünüyor. Lan zaten hızlı değil kilo alsa n'olur almasa n'olur diye kanaat getiriyor. Bir de tanımlama yapıyor tamam.
Biraz kilolu olmaları onları etkilemez... Ee zaten hızlı da değildi.
Bir de bunu uzman edasıyla söyledimmi tamamdır.
Türkiye'de herkes futbol bilir diye bir söz var ya... Yalan, Türkiye'de herkes her boku bilir.
Kafasına, mantığına uysun yeter.

Yahu bu sürat... Bilgisayar oyunlarındaki gibi on off iki şıktan ibaret bir şey mi?
Off yapınca yavaş on yapınca hızlı falan.
Yahu bu kademeli bir iş. Yavaş adam vardır, çok yavaş adam vardır, çok daha yavaş adam vardır.

Arda hiç bir zaman süratliler arasında değildi de...
Bazen alırdı, 0'a inebilirdi.
Şimdi alıyor, çalım atıyor, 3 metre sonra çalımı yiyen adam Arda'nın önüne çıkabiliyor.
Çünkü Sergen abisi gibi göt göbek maşallahı var.
Çalışmıyor arkadaş adam.
Bildiğin çalışmıyor ve kafasını saçma sapan işlere yönlendiriyor.
Zekasını, oyun bilgisini, muazzam yeteneklerini aptalca kullanıyor, resmen harcıyor.
Skibbe sağ kanat deniyor, ben oynamam, Kewell oynasın muhabbeti yapıyor.
Rijkaard göbekte oyna, kanada geçince oyunu sıkıştırıyorsun diyor, dinlemiyor.
Rijkaard hücumda sürekli pas yapın, hücumun yönünü değiştirin diyor, Arda yanaşmıyor.
Arda pas atmıyor diyorum, çok bilmişler alay etmeye çalışıyor.
Arda kötü niyetli olduğu için, Elano başarısız olsun diye, Dos Santos başarısız olsun diye değil! Pas atmayı bilmediği için, paslı oyunu bilmediği için atmıyor, atamıyor diyorum.
Beyinleri almıyor.

Böyle 'çok kaliteli' blog yazarları akılları sıra alay etmeye çalışıyorlar.
Ama görüyorum. Rijkaard oyunun yönünü değiştirin diyor.
Santos bir tarafta kenarda boş, Elano boş.
Arda'yı izliyorlar.
Arda dayıyor rakibe popoyu. Giriyor 3 kişi arasına, 4 kişi arasına.
Deniyor. Olmuyor. Veriyor Hakan Balta'ya.
Alıyor tekrar. Tekrar dayıyor popoyu.
Bu mudur yani?
Böyle mi olacak total futbol? Oyunun yönü değişmeden.
Rijkaard kanat adamlarına bağırıyor yer değiştirin diye. Yer değiştirin ki rakibin markajı kırılsın 3. 4. bölgede top alabilin diye... Bir bakıyorsun Arda top ayağında sol kanattan sağ kanada geçiyor. Komedi filmi gibi. Aklıma geldikçe gülüyorum.
Ulan sen markajdan kaçıyorsun, hızlı olman lazım, rakibin takibini kırman lazım.
Rakip seninle birlikte kanat değiştirdikten sorna ne kıymeti var? :)
Bakın Robben de pozisyon zorlar, o da çalım dener.
Ama rakip 4. bölgede dener bunu. Haydi van bronckhorst abi ver bakalım topu. Siz geçin çocuklar ortaya kafa vurmaya mantığıyla değil!

Bütün oyuncular sol kanadı izleyerek mi olacak total futbol.
Arda oyunu sıkıştırıyor. Arda oyunu sürekli kendi ekseni etrafında oynamak istiyor.
Ve siz bu adamı öğrenmekten alıkoyuyor şımartıyorsunuz diyorum...
Ama yok.

Hasan Şaş'ta böyle harcandı... Hadi o zeki değildi. Belki potansiyeli o kadardı.
Ama tıpkı Sergen'i harcadığımız gibi resmen harcıyoruz bu adamı yahu. Resmen.
Şut atmayı öğrenmedi, öğrenmiyor inatla.
Okuyorum yine bir Galatasaray platformunda. Nerede olduğunu hatırlamıyorum.
Arkadaşın biri yazmış... Gerekince atıyor diye... Örnekler...
İsviçre maçı... (Rakibe çarptı, balık sırtı gitti) Sivas maçı (rakibe çarptı taça gidecekken gol oldu) Trabzonspor maçı (orta kesti, gol oldu)
Yok yani böyle bir şey. Gerekince, yeri gelince vuruyormuş. Saçmalığa bakın.
Arda'nın şut tehtidi oluşturamayan bir insan olduğunu bu kadar körleme nasıl inkar edersiniz bu nasıl bir fanatizm'dir.
Ve ben, biz bunları söyleyince Arda düşmanı oluyoruz. Hayır efendim.
Arda bir mücevherdir. Ama biz mücevheri, mücevher gibi kullanmayıp götümüze sokmaya çalışıyoruz.
Benim derdim buna.

Sürekli şımartıyoruz adamı, sürekli.
Sergen'e de aynısını yaptık.
Sergen'e deyin ki, Alex senden büyük topçu, göreceğiz akşama... Sergen öyle bir top oynar, ağzınızın suları akar. Fenerbahçe - Beşiktaş maçları vardır böyle kendini kanıtlamak için oynadığı, döktürdüğü maçlar.
Ama yok, "Alex senin yanında topçu mu be o senin tırnağın olamaz" deyin Sergen'e. Sergen der "hadi gidelim içmeye o zaman..."
Ve biz sürekli Alex senin yanında topçu mu dediğimiz için Sergen sürekli gitti içmeye.
Biz hedef koyamadık onun önüne, hırslandıramadık, doğru yola sokamadık bu adamı.
Resmen harcadık.
Arda'yı da harcıyoruz aynı şekilde.

Biri bir tanım yapmış geçen gün. Çok hoşuma gitmişti.
Arda Türkiye'nin overrated'i, Avrupa'nın underrated'i demişti.
Sergen de öyle... Yani Avrupa bu cevherleri göremedi. Çünkü biz hep götümüze soktuk.
------------------------------------------------------------------------------

Bir yanda ise bakıyorsunuz. Hagi... Peynir domates yiyiyormuş...
Tempra arabası varmış.
Üstüne başına hiç dikkat etmezdi sonra Hagi. Basit giyinirdi, basit yaşardı, gösterişsizdi.
Sahada olabildiğine karizmatik, olabildiğine gösterişli... Hayatta ise olabildiğine zarif, olabildiğine basit, olabildiğine naif.

Ve büyüklük bu işte.
Egosuz, olabildiğine büyük.
Kompleksiz... Gladiatör'deki çiftçi Maximus gibi... Bir yandan çiftçi bir yandan ülkenin en büyük komutanı.
Hagi de öyleydi. Komutan gibiydi. Messi gibi kıvrak değil. Komutan gibi güçlüydü sahada.
Elinde asa var gibi oynardı Hagi. Rakipleri eğilirdi karşısında resmen.
Ve büyüklük de buydu zaten.
Hagi bıraktığı gün bile sahanın en iyisiydi. Trabzonspor maçıydı 4-0'lık. 2'sini Hagi atmıştı biri yine 30 metreden.
Hagi hiç bizim yerli efsaneler gibi düşmedi. Zirveydi.
Yedek olmadı, Gençlerbirliği'ne gidip Galatasaray'a kol geçirecek kadar küçük hesaplar peşinde koşmadı, tvlerde Galatasaray kötülemedi.
Güçlü, büyük...
Domates peynir yiyen basit, karizmatik, inanılmaz bir sanatçıydı Hagi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

okumadan sallamaya gerek yok.
daha en başında yazmış zaten adam
said:
Geçelim Arda Turan'a. Çok lüks bir araba almış, öyle diyorlar, arabalardan hiç anlamam.
Ve bana ne?
İsterse uzay mekiği alsın. Bana ne!

Eleştiriler yine son derece saçma, harcamalar üzerinden eleştiriler... Saçma
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ya neresi saçma? Bana açıkla. Sinemalar halka açık mekanlardır. Her izleyicin gidip orada film izleme hakkı vardır, boş koltuk olduğu sürece. Filmi kendi koltuğunda izleyebilecekken diğer tüm koltukları da alıp sinemayı kapatmak görgüsüzlüktür. Bunu mu savunuyosunuz abi? İbrahim Tatlıses'ten farkınız yok demek ki.

PS: Ben 2001 yılında Liverpool takım kadrosuyla film izledim ya. Takım tam kadro sinemaya giriyor ve sinemayı kapattırmıyor, bizim Arda sevgilisine yaranmak için tek başına sinema kapattırıyor...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

nileppezdel said:

Ya neresi saçma? Bana açıkla. Sinemalar halka açık mekanlardır. Her izleyicin gidip orada film izleme hakkı vardır, boş koltuk olduğu sürece. Filmi kendi koltuğunda izleyebilecekken diğer tüm koltukları da alıp sinemayı kapatmak görgüsüzlüktür. Bunu mu savunuyosunuz abi? İbrahim Tatlıses'ten farkınız yok demek ki.

PS: Ben 2001 yılında Liverpool takım kadrosuyla film izledim ya. Takım tam kadro sinemaya giriyor ve sinemayı kapattırmıyor, bizim Arda sevgilisine yaranmak için tek başına sinema kapattırıyor...


takımca film izlemek ayrı, kız arkadaşına jest yapmak için sinemayı kapattırmak ayrı.

ha bi de BENLIVERPOOLILEFILMIZLEDIM ayrı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...