Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Mourinho Madrid'de


Diamor

Öne çıkan mesajlar

Ahahahah içinde kalmış herifin tekrar konuyu uplamış sırf hakaret etmek için.

Hayatında görmediği, hiçbir samimiyeti olmadığı bir insana sırf kendi görüşünü paylaşmadığı için daha doğrusu sırf elin adamını kendisi kadar takdir etmediği için lan demek, aşağılamaya çalışmak.

bambaşkaymışsın sen ghsads.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Galvatron said:

Ki zaten bu yüzden Mourinho senede 10M euro'nun üzerinde para kazanıyor sende burda onun yönettiği takımın maçlarını izleyerek yaşıyorsun.


KE.Iyi de ilk saptamadan sonra adama sende reröre yaşıyosun dersen adamda sana manyak laf manyak laf der.KO
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"Mourinho Real Madrid'de"

47 yaşındaki Portekiz'li ünlü antrenör Jose Mourinho'nun, İspanya'nın Real Madrid Kulübü ile 4 yıllık sözleşme imzaladığı belirtildi.
İspanyol basının duyurduğu haberde Mourinho'nun, Real Madrid ile 4 yıllık kontrat imzaladığı ve senelik 10 milyon Euro alacağı bildirildi.

İnter'e lig ve Avrupa Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşatan Mourinho'nun, beraberinde Diego Milito ve Maicon'u da götüreceği vurgulandı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ramos asıl pozisyonu dc olan bir adam. madrid' in de raul albiol salağı yerine pepe' nin yanına dc alması gerekiyor. dünyada iyi dc yok. ramos ispanya' nın en iyi defans oyuncusu. doğal olarak dc ye çekilecek ve maicon da sağ bekte onun yaptığı işin aynısını yapacak.

mantık basit habere giydirmenin mantığı yok. diego milito da olur mu olursa nası olur bilmiyorum. görücez. david silva ve orta sahaya iyi bir oyuncu alması gerekiyo madrid' in kesinlikle.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

gökhan gönül le serkan balcının hiç farkı yok. fenerbahçeliler çok iyi falan diye düşünüyolar ama o kötü oynıyan takımda kim mücadele etse öyle gözükür. Gökhan gönül çok koşup çok mücadele ettiğinden çok über gibi geliyo göze.

Real'e gelince maicon transferi çok saçma bir transfer olur defans göbeğe zapata veya chiellini gibi isimlerden birisini alması lazım hem genç hemde geleceği çok iyi olan defans oyuncularından. Hatta sol bek'e bir transferde yapması şart arbeloa ve marcelo yetersiz zaten marcelo daha çok sol açık.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

milliyet said:

KiBiRLi KRAL: ASLOLAN DENGE
KiBiRLi KRAL: ASLOLAN DENGE

Yedi yılda 17 kupa kazanan Josè Mourinho, defansif futbol oynadığını düşünenlerden şikayetçi. Sözünü budaktan esirgemeyen Portekizli, Times’e verdiği son röportajda başarısını takımda yarattığı dengeye bağlıyor

İtalyan FC Inter, önceki gece Santiago Barnabeu Stadı’ndaki Şampiyonlar Ligi finalinde, Milito’nun golleriyle Bayern Münih’i 2-0 yendi ve 45 yıl aradan sonra Avrupa’nın en büyüğü oldu. Maçın, o gece Türkiye’de en yüksek reytingi almasında Inter’in karizmatik ve yakışıklı teknik direktörü Josè Mourinho’nun (47) payı büyük. Yedi yılda 17 kupa kazanmayı başaran Portekizli teknik adam, son röportajını 16 Mayıs’ta İngiliz Times gazetesinden Duncan Castles’a verdi.
Chelsea’deki ilk basın toplantısında sarf ettiği, “Ben Avrupa Şampiyonu’yum, sıradan değil, özel biriyim” cümlesiyle, ‘Özel Biri’ lakabını alan ünlü teknik adam Josè Morinho, kendini beğenmişlik iddialarına gülüp geçiyor. “İnsanlar finale giden yoplun ne kadar zorlu olduğunu unutuyor. Chelsea ile oynayacağımız maçta oyuncuların yarısı sarı kart sınırını doldurmuştu. Serbest vuruşumuz verilmedi, hakem Sergio Motta’yı yollayarak fair play kuralları dışına çıktı, ama olsun, olur böyle şeyler” diyor ve ekliyor:

“Chelsea’yi yenince...”
“Inter, son 16’ya kaldıktan sonra yenilginin arkasından ağlamayı adet haline getirmişti. Manchester yenilgisinden sonra İtalyan basını beni eleştirdi. Kulüp içinde de tepkiler olduğunu hissediyordum. ‘Rakiplerimiz bizden daha iyi olduğu için elendik’ türü açıklamalarım çok göze battı ama ben objektif davranıyordum. Sonra aşama aşama İtalya’da başarılı olan Inter’in, Avrupa’da zorlanmasının nedenlerini araştırdım. İki güçlü ön libero olmadan Şampiyonlar Ligi’nde başarıya ulaşamazdık. Serbest vuruşlarda uzman olan birine ihtiyacımız vardı. Orta sahada topu kontrol edebilecek bir oyuncumuzun ve özel anları yaratabilecek bir forvetimizin olması şarttı. 15 pozisyondan üçünü değil, iki pozisyonun birini gole çevirebilecek biri lazımdı bize. Neyse ki yönetim, esnek davrandı. İkinci turda Chelsea’yi iki maçta birden yenince psikolojik engeller de, güvensizlik de yok oldu. Yıllarca biriken hayal kırıklığını yendik. Takımım herkesi yenecek hale geldi.”

“Önemli olan denge”
Mourinho, yorumculardan yana çok dertli: “Inter’i defansif bir takım olarak nitelendirmek çok yanlış. Stamford Bridge’teki Chelsea zaferini tekrarlayabilecek bir takım bilmiyorum. Barcelona’ya karşı sahamızda oynarken, skoru 10 kişiyle 1-0’dan, 3-1’e çevirdik. İnsanlar defansif oynadığımızı düşünüyor ama mükemmel bir oyun çıkardık. Futboldan anlayan yorumcular, oyuncularıma hak ettikleri övgüleri yapıyor. Ama bazı aptal insanların yorumlarını okudukça... Örneğin, NBA oyuncusu Steve Nash’in yorumunu dinledim, Inter’in 10 kaleciyle bile oynayabileceğini söylüyordu. Neyse ki basketbolcu! Çünkü futboldan hiç anlamıyor. Futbol oynarken en önemli şey dengedir. Her zaman saldıran ya da hep defansif olan takımlar başarılı olamaz. Benim çalıştırdığım Porto ve Chelsea’de denge hakimdi. Bu takımda da denge var.”

“Sevilirken, sevmek kolay”
Mourinho, aldığı eleştiriler yüzünden bazen takımlara değil, tüm ülkeye karşı mücadele ettiğini düşünüyor. Özellikle Başbakan Silvio Berlusconi’nin, Inter’in rakibi AC Milan’a ve İtalyan medyasının yarısına sahip olması Morinho’ya göre dezavantaj: “Sevildiğin zaman sevmek kolay. İngiltere’de durum biraz böyleydi. Herkes benim İngiliz futbolunu sevdiğimi biliyordu. İtalya’da ise tam tersi oldu. İngiltere’deki dürüstlüğümü, burada da gösterdim. Bu insanların pek hoşuna gitmedi. Ama geçen hafta Genova-Milan maçında oyun güvenlik nedeniyle tatil edildi. Bu nedir şimdi? Futbol mu oynuyoruz, savaşa mı gidiyoruz? Roma’da kupa finaline, Interli taraftarlar korkudan gidemedi. Böyle final mi olur? Bunlar benim alışık olduğum şeyler değil. Zaten bana diğerlerine kıyasla daha sert davranıyorlar. Geçenlerde Ancelotti’nin bir röportajını okudum. İtalyan olmasına rağmen İngiliz futbolunu çok sevdiğini ve adada uzun yıllar kalmak istediğini söylüyordu. İtalya’da maç sonrası yaşadığı sıkıntılarla İngiltere’de uğraşmak zorunda kalmadığı için mutluydu. Orada, maç sonrası hakemlerin kararları televizyonlarda uzun uzun tartışılmıyor, gizli kameralarla insanların söyledikleri çekilmiyor.”


UNUTULMAZ SÖZLERi
-2004’te Chelsea’nin başına geçtiğinde;
“Eğer işimin kolay olmasını isteseydim, Porto’da kalırdım. Güzel mavi koltuk, Şampiyonlar Ligi Kupası, Tanrı ve Tanrı’dan sonra ben...”
- “Elimden gelenin en iyisini yapmaya, durumu olumlu şekilde geliştirmeye, imajıma ve futbol felsefeme uygun takımı yaratmaya niyetliyim. En iyi oyuncular ve kibrimi mazur görün ama en iyi menajer bizde...”
- Ben menajerleri yeni veya eski diye değerlendirmem. Başarıya ulaşanlar ve ulaşamayanlar... Lütfen küstah olduğumu düşünmeyin ama ben Avrupa Şampiyonu’yum ve özel biriyim.”
Chelsea’de yaptığı oyuncu değişikliklerinin eleştirilmesi üzerine;
- “Eğer garajınızda bir Bentley’niz, bir de Aston Martin’iniz varsa ve gideceğiniz her yere Bentley ile gidiyorsanız, e biraz aptalsınız demektir.”
Chelsea’nin liderliğini değerlendirirken;
- “Şu anda lider durumda olmamız, kulübün maddi gücünden kaynaklanmıyor. Bütün kupaları alma iddiamız, benim üstün çabalarımdan ve emeğimden kaynaklanıyor.”
Oyuna olmadığı için kendisine öfkelenen Ricardo Carvalho’ya;
- “Bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyor gibi. IQ testi yaptırmasında, ya da ne bileyim, bir akıl hastanesine başvurmasında fayda olabilir.”
Arsenal Teknik Direktörü Arsene Wenger’e;
- “Onun röntgenci olduğunu düşünüyorum. Böyle tipler vardır; evde otururken teleskopla başka evlerin içinde başkalarının neler yaptıklarını izlerler. O da Chelsea hakkında konuşuyor, konuşuyor, konuşuyor.”
- “Hâlâ çocuk bakıcılığı yapmaktan takımını şampiyon yapamıyor.”
Barcelonalı Lionel Messi’ye;
- “Barcelona, muhteşem tiyatrolarıyla bir kültür kenti. Bu çocuk da artistliği iyi öğrenmiş.”
Manchester United’la ilgili bir soru üzerine;
- “Stres mi? Kuş gribi bende daha çok stres yaratıyor.”
Frank Rijkaard’a;
- “Benim futbol hayatımda koca bir sıfır var. Ancak onun futbol hayatı mükkemmeldi, başarılarla doluydu. Benim teknik direktörlük kariyerimde kupalar varken, bu kez Rijkaard’ın elinde koca bir sıfır var.”
Sir Alex Ferguson’a;
- “Sir Alex’e müthiş bir menajer olduğu için saygı duyuyorum ama o da prosedüre uymak zorunda. Ben hakemlerle konuşmam ve başka menajerlerin de bunu yapmasını istemem. Bir de... Konuşmak vardır, bağırmak vardır...”
Roma Teknik Direktörü C. Ranieri’ye;
- “İngiltere’de kaldı, sadece günaydın ve iyi günler demeyi öğrendi, başka kelime öğrenemedi”
Berabere kaldığı Tottenham’a;
- “Stamford Bridge’e bir otobüsle geldiler ve o otobüsü kalenin önüne çektiler.”
“Futbol oynamamış birinin (Mourinho) bazı şeyleri anlamasını beklememek lazım” diyen Bologna Teknik Direktörü Mihajloviç’e;
- “Jokey olmak için önce at olmak mı gerekir?”
Chelsea’nin sahibi Roman Abramovich’in kendisini medyada eleştirmesine dair soru üzerine;
- “Abramovich, takımı yönetirse küme düşer, ben de finansal işleri yönetirsem muhtemelen iflas ederiz.”
- “Nasıl bir savunma oyuncusu istiyorsun?” sorusunu iki kez tekrarlayan gazeteciye;
“Gey gibi soruyorsun. Sarışın, dürüst birini arıyorum.”


“İtalya’nın iyi yanı...”
Mourinho’ya göre, İtalya hakkındaki en iyi şey Inter! Kendisine talip olan takımlar arasında Real Madrid, Liverpool ve Manchester City var. Mourinho, tıpkı İngiltere Premier Ligi’ne bir gün döneceğini söylemesi gibi, tarih vermeden gelecekte bir gün Real Madrid’in koçu olacağını söylüyor. Peki İtalya’da bir yıl daha geçirebilecek mi? “Zor, çok zor. Ama İnter, beni sevdiğini gerçekten hissettirdi. Yapımda olmamasına rağmen onlar için bir sezon daha savaşabilirim. Şampiyonlar Ligi finalinden sonra kararımı vereceğim. Ben bencil bir insan değilim, takım oyuncusuyum, kulübüm için çalışırım. Bu noktada sadece oyuncularımı, taraftarı, Inter’i, Şampiyonlar Ligi’ni düşünüyorum. Final maçından sonra birkaç gün geleceğimi düşüneceğim. Bu zamana kadar bir saniye bile gerçekten geleceğimi düşünmedim.”


7 YILDA 17 KUPA
Tam adı Josè Mário dos Santos Mourinho Fèlix, Portekiz’in efsanevi kalecisi Felix Mourinho’nun oğlu. Kısa süre futbol oynadı fakat teknik direktör olmaya karar verdi. Bobby Robson’ın tercümanlığını yaptı. Onunla Sporting Lisbon, Porto ve Barcelona’da birlikte çalıştı. Benfica ve Leiria takımlarını çalıştırdı. 2002’de Porto’ya teknik direktör olarak döndü. 2003’te Portekiz 1. Ligi, Portekiz Kupası ve UEFA Kupası Şampiyonluğu kazandı. 2004’te hem lig hem Şampiyonlar Ligi kupasını aldı.
Bu başarı, onu Chelsea’nin başına taşıdı. Üst üste iki kez Premier Lig şampiyonluğu yaşadı. 2 Haziran 2008’de Inter’e üç yıllık imza attı. İlk olarak Süper Kupa’yı kazandı ve Inter 2008-09 sezonunu şampiyon tamamladı. Bu yıl ise Serie A, İtalya Kupası ve Şampiyonlar Ligi’ni kazanarak, muhteşem bir sezonu geride bıraktı. İtalya’daki misyonunu tamamladığı ve ayrılacağını söyleyen Mourinho’nin gelecek yıl İspanyol Real Madrid’i çalışması bekleniyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

nileppezdel said:

Öyle kabul ediliyor da hiç bir izleyişimde o Ramos'ta yada Maicon'da gördüğüm büyüyü göremedim. Dünyada zaten sağ bek sıkıntısı var. Nasıl bizde Sabri en iyilerden kabul ediliyor başkası yok diye, işte dünada da Alves o kotadan yiyor dsfsdf


Beklerin alayını İngilizler kaptığı için sıkıntı var aslında. Yine de en üst düzey sağbekler diğer takımlarda ne hikmetse.

Ha Alves bence de kazma ama Barça da göze batmıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

khalad said:

gökhan gönül le serkan balcının hiç farkı yok. fenerbahçeliler çok iyi falan diye düşünüyolar ama o kötü oynıyan takımda kim mücadele etse öyle gözükür. Gökhan gönül çok koşup çok mücadele ettiğinden çok über gibi geliyo göze.

Real'e gelince maicon transferi çok saçma bir transfer olur defans göbeğe zapata veya chiellini gibi isimlerden birisini alması lazım hem genç hemde geleceği çok iyi olan defans oyuncularından. Hatta sol bek'e bir transferde yapması şart arbeloa ve marcelo yetersiz zaten marcelo daha çok sol açık.
GG ile Serkan Balcı'nın farkı yok diyorsanız, üzgünüm ama siz futbol bilmiyorsunuz :(

Serkan Balcı'yı kaç kere izlediniz bilmiyorum ama Serken Balcı'nın hücum yönü ve oyun zekası çok kısıtlı. Hücuma çıktığı anlarda sağdan gidip orta yapar, pas yapar. GG ise içeriye doğru sokulup çalım atıyor, şut atıyor, ara pası atıyor.

Ayrıca GG'nin kademe anlayışı da hiç bir sağ bekte yok. Serkan Balcı tam bir görev adamı, mevkisini güzel korur. GG gider sol bekten top çıkartır gerekirse. Ben TS'nin bu sene 6 maçını falan izledim, hiç birinde böyle bir pozisyon göremedim. Serkan bizdeyken de böyle bir kademe yaptığını hatırlamıyorum.


Neyse ben sizi bilgilendirmek için yazdım bunları. Başka yerde gidip de GG = Serkan Balcı derseniz popolarıyla güler insanlar size.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...