Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Bize Nizam-ı Cedit Ordusu lâzım..


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
Ya bu yazarların topu kafayı yemiş ya da ben başka bir ülkede yaşıyorum...

"Mümtaz Türkone" said:

Hiç kimsenin, askerimizin kahramanlığından şüphesi olamaz. Kahramanlık, bir daha geri dönmeyi düşünmeden ileri atılmaksa eğer, bizim askerimiz dünyaya bu cesaretini defalarca göstermiştir.

İnancımız odur ki, eğer düşman bize savaş ilan etmişse, elimize silah alıp mukabele etmek farz-ı kifayedir. Şayet düşman hududumuzdan içeri girmişse, o zaman onu def etmek farz-ı ayındır. "Ya şehit ya gazi" olmak dışında çare kalmayınca, askerin kahramanlığı da elbette büyük olacaktır.

Ya ordumuz?

Orada biraz durup düşünmemiz lâzım. Çünkü bu sorudan önce "hangi ordumuz?" diye sormamız gerekir. Sipahi Ordusu mu, Yeniçeri Ordusu mu, Nizam-ı Cedit Ordusu mu, Asakir-i Muhammediye mi veya Türk Silahlı Kuvvetleri mi? Tarih şanlı savaşlarımızı anlatıyor. Ama unutmayalım: Askerimiz her zaman aynı ordunun askeri değildi.

Adında "yeni" sıfatı olan Yeniçeri ordusu, Osmanlı Devleti'nin en eski ordusu idi. Zamanla bir çıkar şebekesine ve fesat ocağına dönüştü. Savaş meydanlarında hezimet üstüne hezimet yaşarken, iktidar mücadelesinde zaferler kazandı. Biraz zora gelince kazan kaldırıp, doğrudan yönetime el koydu. Sultan III. Selim çareyi Nizam-ı Cedit adıyla yeni bir ordu kurmakta buldu. Napolyon'un Akka kuşatmasında başarılı olan bu yeni ordu, Yeniçerilerin gadrine uğradı. Hile, desise ve suret-i haktan görünen nümayişlerle ülke iç savaşın eşiğine getirildi ve yeni ordu dağıtıldı. 20 yıl kadar sonra tekrar kurulan yeni ordu, bu sefer Yeniçeri ordusunu topa tutarak ortadan kaldırdı. 1826'da aynı devletin içinde iki Türk ordusunun karşı karşıya geldiğini ve birinin diğerini imha ettiğini unutmamalıyız. Ve tarihimizin bu olayı "vak'a-yı hayriyye" (hayırlı olay) olarak kaydettiğini de...

"İrtica belgesi" bir işaret fişeği oldu ve karanlık köşeler aydınlandı. Kendi halkına, ülkesine ve hatta kendi mensuplarına karşı komplolar, entrikalar çeviren bir fesat ocağı ile karşı karşıyayız. 1807'de Yeniçeri ordusunda bile kimsenin aklına gelmeyecek türden desiseler bunlar. Temel sorunumuz bu fesat üretme işinin ne ölçüde emir-komuta zinciri içinde yapıldığını, bütünüyle kurumsal kimliğin bu işteki rolünü tespit etmek. Tamam, cuntacıları ordudan ayıklayalım; ya fesat ve komplo üreten kurumsal hiyerarşi ve yapı ne olacak? Fesat üretmek Yeniçeri ordusunda, Kabakçı Mustafa gibi birkaç düzenbazın işiydi. Bugün ise, kurumsal yapı içine yerleşmiş bir fesat merkezi yok mu? Gazi Fincan, "Ordu, Doğu Perinçek, Yalçın Küçük, Ergenekon sanıkları, Abdullah Öcalan, Deniz Baykal, Canan Arıtman'dan oluşur" derken gözümüzden kaçan bir "kurumsal kimliği" hatırlatmıyor mu?

Ordunun varlık gerekçesi güvenliği sağlamaktır. Vatandaşlarını suç işleyerek tezgâha düşüren bir ordu ile bir ülkenin güvenliği sağlanabilir mi? Karargâh merkezinde geniş çaplı komplolar, provokasyonlar tezgâhlayabilen bir ordunuz varken "demokratik açılım" yürütebilir ve etnik sorununuzu çözebilir misiniz? Ergenekon sanıklarını kurtarmak için operasyonlar planlayan askerlerinizle hukukunu koruyabilir misiniz?

"Gerçek" olduğu ortaya çıkan belge, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vatanı ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne karşı, bugüne kadar ortaya çıkartılmış en ciddi tehdidin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içinden geldiğini gösteriyor. Bu tehdidin ortadan kalkması için cuntacıların ordudan ayıklanması yetmez. Bu belgenin hazırlanması emrini veren Genelkurmay İkinci Başkanı'nın başında bulunduğu hiyerarşinin tamamının görevden alınması da yetmez. Hatta ve hatta, bu kurumsal yapıyı sürdürebilmek ve skandalı örtbas etmek için kendi itibarını riske eden Genelkurmay Başkanı'nın istifa etmesi bile bu tehdidi ortadan kaldırmaz.

Türk askerinin şerefini, ülkemizin güvenliğini, Türkiye'nin birliğini, halkın hukukunu, devletin bekasını koruyabilmek için bu "kurumsal yapı"ya son vermemiz ve yeni bir ordu kurmamız lâzım.

Bizim bir Nizam-ı Cedit ordusuna ihtiyacımız var.
Mesaj tarihi:
Politakaya karışıp sahada başarılı olması önemli değil de zaten ordu siyasate sadece 3. dünya ülkelerinde karışabilir, tarih bunu daha açık bir şekilde sunamazdı. Madem 3. dünya ülkesi olmak istemiyorsun o zaman her kurumun adam gibi çalışacak.

Kimse askerin oy kullanma hakkını elinden almıyor, ama askerin birincil görevi baştaki hükümet kimse onu dinlemektir.
Mesaj tarihi:
son paragrafın neyine şaşırdın ki, yahu şu kısımdan

said:
"İrtica belgesi" bir işaret fişeği oldu ve karanlık köşeler aydınlandı. Kendi halkına, ülkesine ve hatta kendi mensuplarına karşı komplolar, entrikalar çeviren bir fesat ocağı ile karşı karşıyayız.


son paragrafın geleceğini çıkaramadın mı? ben bunu okuyunca direk son paragrafa atladım zira.
Mesaj tarihi:
şu an askere güven çok asgari durumda ardeth , bu yazıyı çok absürt karşılamanın bir espirisi yok bence. Fakat bunu abartmanın da bi alemi yok bana göre Mümtazer Türköne gibi. bu tutumu da doğru karşılamıyorum fakat biraz radikal düşünüyor bu konuda kendisi. görüştür bi şey diyemem.

ama tasfiyeyse , istifaysa hukuka uygun olarak gereken yapılır .
yapılmalıdır.
Fakat tekrar şu açıktır ki eğer Genelkurmay başkanları bu işin içindeyse büyük bir illegal suçla karşı karşıya kalacaklar , bunun veballerini çok ağır öderler. Fakat silah arkadaşları tarafından bir oyun ya da kapalı kapılar ardında hazırlanmış planlarla ihanete uğruyorsa da bunların alayını hukuka teslim etmekle de bizzat sorumlu .
Mesaj tarihi:
her türlü kurumun hukuk karşısında sorumlu olduğu kısmından şüphemiz olmasın zaten (tabi tarafsız bir hukuk sistemimiz olduğunu var sayarsak). elinde silah gücü olan bir kurumun zaten hukuğa karşı sorumsuz olması korkunç olurdu bugün herkesin iyiliği için çalışan bir kurumun (zaman konusunda genelleme yaptım) 50 sene sonra ne olacağı belli olmaz zira. amma velakin bu adamın o bahsettiğim paragrafa giriş tarzından olayı nereye getireceği oldukça belliydi bence. sadece trollüğünü yazıyı uzatarak gizlemiş.

ben bazı olaylarda gözü kapalı orduyu savunan insanları da eleştirdim bir ordu fanatikliğim yok ama daha sonuçlanmamış bir konu üzerine böyle celallenen adam zaten kararını çoktan vermiş bir insandır, ona sorsan muhtemelen yargıya gerek olmadığını herşeyin ortada olduğunu söyleyecektir. benim de eleştirdiğim bu zaten. yani bu adamın yaptığının "irtica belgesi %100 yalan yırtıp atabilirsiniz" diyenlerden pek bir farkı yok. o tarzda bir yazı olsa o yazıyı yazanla da dalga geçerim.

ama tabi vatandaş olarak görevimiz aslında sadece dalga geçmek değil bu tarz şeylere karşı görülebilir bir tepki oluşturmak sanırım.
Mesaj tarihi:
said:
"İrtica belgesi" bir işaret fişeği oldu ve karanlık köşeler aydınlandı. Kendi halkına, ülkesine ve hatta kendi mensuplarına karşı komplolar, entrikalar çeviren bir fesat ocağı ile karşı karşıyayız.


adam ne yazmıs arkadas.Ülkenin ne kadar Atatürkcüsü, vatan severi varsa düzmece oyunlarla içeri tıktılar. Dağdan inen teröristi krallar gibi karşıladılar. Kıbrısı verip ermenistanın kuçağına oturmaya çalıştılar. Acaba bunlar ve bunların partisinden daha büyük bir fesat ocağı olabilirmi?
Mesaj tarihi:
Ardethin dediği gibi adam kesin sonuca varmış şekilde yazı yazmış. Adli tıptan çıkan sonucu %100 olarak doğru şeklinde kararını vermiş. Hadi ona öyle bir karar verdi , kimse yalanlamadı vs. , fakat belgenin nasıl ve kimlerin hangi mertebeye kadar uzandığını da kafasında kesinleştirmiş görünüyor. Büyük hata ve celallenme burada.

Bizim orduda zamanında genel kurmay başkanı da alaşağı edilmiştir. Bu yüzden adam gibi soruşturmalar sonuçlanmadan böyle ön yargı ile yazı yazılması bana göre iyi niyetli değil.

Ha bu arada hakatten politikaya , siyasete karışmış orduların başarısız olduğu bir gerçektir. Bizim ordu geçmişten bugüne olanlar olaylar ile otomatik olarak aşağı yukarı her söylemi ve hareketi ile siyasete boğulmuş durumda. Bunun böyle gelmiş olması, düzelmeyeceği ya da düzelmemesi gerektiği anlamına gelmez.

Bu ülke gelişecekse , güçlenecekse silahlı kuvvetlerininde siyasetten ve politikadan ırak asli görevine yoğunlaşması gerekir. Siyaseti isteyen kişinin yapması gereken bellidir , çıkarır apoletleri er meydanına çıkar , halkın huzuruna.
Mesaj tarihi:
fetocuların kendilerine ne kadar güvendiğini gösteren, ibret verici bir yazı ve yazınının yayınlandığı bir tuhaf gazete..

zamanında ecevit başbakanken, fethullah gülen e plaket falan veriyordu, zararsız sanıyordu bunları tüm naifliğiyle.. adamlar pervasızlıklarını açık açık göstermeye başladılar artık, gelecek yıllarda kimbilir neler yapacaklar...
Mesaj tarihi:
ilk duyulduğunda gülünç geliyor ama, bu adamlardaki zihniyetin iktidar olduğunu, bu adamın karısının iktidar partisinde vekil olduğunu düşününce, pek de komik değil..
Mesaj tarihi:
ordunun siyasete karistigi tek nokta laiklik ama oyel bir anlatiyorsunuzki sanki ordu bakanlar kurulunu basip "bana bak bu otoyolu surdan gecirin su vergi aysasini cikarin hadi bakalim" diye mudehale ediyor

ha laiklik konusundada karismamasi gerekir, kurt olayi konusundada ama bi sosyal bilimci olarak (hem fencilermi ahkam kesicek bu forumda :p) diyorumki efendim ordu siyasete karisiyor demeden once ordunun siyasete neden karistigini incelemek gerekir

bunuda tarafsiz soyluyorum, turkiyede yurutmeyi denetliyebilicek ve ustunde yaptirim uygiliyabilicak anayasal bir kurum yok, olanalrda direk yurutmeye bagli

yurutme yasamanin direk hakimi yargi ustundede cok ciddi bir baski gucu var

sirf turk tarihini degil medeniyet tarihini inceleyin, denetilemiyen gucu anayasal yolalrdan kisitlanamiyan iktidarlara karsi illegal bir baski mekanizmasi kendinden dogar

ingilterede bu magna carta ile olmustur mesela ve magna carta sonrasi soylular hep monarsi ustunde bir baski unsuru olmustur

romada bu brutus olmustur misal gene ayni sekilde soveyteler birliginde amac isci sinifinin egemenligi iken tek adam gucu ele gecirmis onun olumunden sonra kizil ordu icindeki fraksiyonlar hep iktidar ustunde baski unsuru olmustur

osmanlida yetkileri sinirsiz olan padisahi ancak yeniceriler denetliyebilmsitir, 2. mahmut yeniceri ocagini kaldirdirip isyan eden ayanalri kontrole aldiktan sonra bu defa sarayin mutlak otoritesini kabul etmiyen osmanlinin misir valisi kavalali mehmet ali pasa olmustur

yeniceriler kaldirildida ne oldu?
hemen pesinden genc osmanlilar sahneye cikti ve mucadele devam etti, abdulhamiti anayasayi kabul edip mesrutiyeti ilan etmesi sartiyal tahta cikardilar bu defa abdulhamit kanuni esasideki bosluklardan yararlanip tamamini surdu ve baski donemi basladi

abdulhamit tam otoriteye sahip oldugu halde bu defada jon turkler ayaklandi ittihatcilar abdulhamiti devirip darbe ile yoentimi ele gecirdiler

ikinci dunya savasi fiayskosundan sonra vahdettin ittihatcilari surdu ve tum gucu gene eline almaya calisti, ne oldu? bu defada anadolu isyan edip yonetimi kendi eline aldi

bu bir zincirdir, bu gerizekali herifin dilekleri olsa bugun TSK komple dagitilip yeni ordu kurulsa bu defada o ordu siyasete karisicak lol, bir ulkede ordular siyasi iktidara hep alternatif olmuslardir

sorunda burdan geliyor zaten

endiseleri olanlarin endiseleri giderilmedikce ve cogunlukcu bir sistemden cogulcu bir demokrasiye gecilmedikce bu surec islemeye devam edicek

orduyu siyasetten cekmenin tek ama tek yolu ordunun siyasete mudehalesini mesru kilan korkulari ve dusunceleri demokratik yontemlerle kontrol altina almaktir

kurt meselesine bu kadar onem veren insanlar nedense CHP ye oy veren secmenin isteklerini korkularini bir gidim sallamamaktadirlar

kafasinda darbe istegi olan bu insanlarin rejimle ilgili korkularini gideremeden orduyu siyasetin icinden nah cekersin

AKP bu korkulari gidermek icin zerre caba gostermedigi gibi kontrolundeki sebeklerin bu korkuyu koruklemesine ses cikarmadi, bu insanlari kucumseyip alay edip karsiniza alarakta hicbri yere varamassiniz, iki tarafinda arasidna zerre fark olmamasinin nedeni budur zaten

biri AKP ye oy veren halka cahil salak der digeride halka cahil salak diyen kesime cahil salak der

atese atesle karsilik vermeye devam edin, irkciliga gun gittikce yakinlasan bu kitle ulkemiz liberallerinin eseridir
Mesaj tarihi:
viktor güzel yazmışsın, güzel açıklamışsın ama şu durumu atlamışsın:

ya şu bahsettiğin korkular "sahteyse" ve o korkuları besleyen tehditler aslında yoksa? siyasete müdahaleyi meşru kılmak için, bizzat müdahale edenler ve onların siyasi-ya da medyatik uzantıları tarafından sürekli körükleniyorsa? ya "korku" zihniyetinden, "tehlike" bilincinden bir türlü çıkamayan, hatta varlık nedenini bir "tehdit" üzerinden üreten bir kurum söz konusuysa? olmayan bi tehdit üzerinden müthiş bir korku insanlara empoze ediliyorsa ve insanlar bu korkuyla yönlendiriliyorsa, bununla nasıl mücadele edilecek?
Mesaj tarihi:
bütün bu tartışmalarda belki de en çok anlam veremediğim husus, irticadan, bölünmeye, mandaya kadar her türlü komplo teorisini bağrımıza basıyoruz da, "kendine kaynak ve güç elde etmek için tehdit bahaneleri uyduran ordu" teorisi nedense "OLAMAZ BÖYLE BİRŞEY BENCE ÇOK SAÇMA" denerek üç maymun derecesinde reddediliyor daima.
Mesaj tarihi:
bugün ülkeyi yönetenlerin çok değil 10 sene önce türkiyeyi şöyle yıkıcaz cumhuriyeti böyle kaldırcaz diye gerine gerine gezen insanlar olduğu için daha gerçekçi geliyor heralde "kendine kaynak ve güç elde etmek için tehdit bahaneleri uyduran ordu" ya göre.
Mesaj tarihi:
ee çok değil 10 sene, 29 sene, 49 sene önce iktidarı zorla ele geçiren bi kurumun böyle bir hesabı olamıyo mu peki? çok mu ihtimal dışı?
×
×
  • Yeni Oluştur...