Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Kuran Kurslarında Yaş Sınırı Kalkıyor


sg-1

Öne çıkan mesajlar

Abi sorun zaten aile çocuğunu şekillendirebilir/şekillendiremez değil ki..Burada konu 5.sınıf olan kuran kursuna gitme yaşının geç bulunup daha da aza indirgenmesindeki feci saçmalık,daha doğrusu tümden kaldırılmasındaki anlamsızlık...
Oldu olucak okuma yazma öğrenmeden direk yollasınlar...
Buradaki saçmalık daha çocuk hayatta belli şeyleri öğrenemeden/kavrayamadan din gibi derin bir kavramın içine girmesi,bilmediği dilde,o yaşıyla anlaması imkansız olan bir kitabı okumaya/anlamaya çalışması...
Buradaki saçmalık insanların, çocuklarına din eğitimi verilmez ise "yoldan çıkabilecekleri" düşünmeleri ve bu işi bir an önce yapmak istemeleri...
Buradaki saçmalık bir çocuğun o yaşında çok daha yararlı işler yapması gerekirken (hayal gücünü geliştirici,oyun oynamak,arkadaş edinmek,sokaklarda,yazlıklarda,memlekette başka insanlarla bir arda olmak,gerekirse top oynamak,zamanı gelince dersine çalışmak) yerine o yaşa göre inanılmaz gereksiz şeylere kafasını doldurmak...
Bir tek ben mi anlamıyorum buradaki saçmalığı biri açıklasın lütfen....
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sotto said:

Buradaki saçmalık bir çocuğun o yaşında çok daha yararlı işler yapması gerekirken (hayal gücünü geliştirici,oyun oynamak,arkadaş edinmek,sokaklarda,yazlıklarda,memlekette başka insanlarla bir arda olmak,gerekirse top oynamak,zamanı gelince dersine çalışmak) yerine o yaşa göre inanılmaz gereksiz şeylere kafasını doldurmak...
Bir tek ben mi anlamıyorum buradaki saçmalığı biri açıklasın lütfen....



O bold kısım zaten milli eğitimle mecbur olmalı.


Buna ekstra isteyen varsa aile yapısı bunu istiyorsa engellemek saçma. Ailenin tercihi der geçersin insanların hata yapma hakları var belli sınırlarda.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sanırsam patideki 3-5 müslümandan biriyim ama insanın düşünmeyi öğrenmeden kuran kursu falan olaylarına girmemesi gerektiğine inanıyorum. aklı erdikten sonra istediği şeye inansın banane?
okulda da dini eğitim verilmemeli eğer kişi bir dine merak sarıyosa kendisi öğrensin zorla değil. böyle yapa yapa ülkedeki insanların %50si düşünme özürlü oldu. gerçek anlamda sadece kendi bildiklerinin doğru olduğuna inananlar , başka insanların dedikleri doğru olsa bile "gerizekalıya bak nasıl saçmalıyo" diyen insanlar.
sonra niye gelişemiyoruz... meeh

insanlara düşünmeyi öğreteceklerine düşünmemeyi, nasıl düşünülmez? onu öğretiyolar
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

uzgunum sam, beylll ile kaybettin :(

saurona soyledim 3 vakte projectoru yatak odana cevirip birdaha uyutmiycak seni

http://meadhall.files.wordpress.com/2008/08/theeyeofsauronwithmountdoominthebackground.jpg

seni artik baromir bile kurtaramaz uzgunum cunki

http://geekpadshow.com/files/2009/08/552569792_0fb0e0c1d2.jpg
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Selam,

Kuran/din öğrenmeme ile düşünme özürlü olma arasında bir bağ yok ki.

Onlarca insan müslüman hayatını iyi/kötü yaşamayı becerirken, kendi düşüncesi haricindeki düşüncelere kapalı olabiliyor. İyi insan sadece müslüman toplumundan çıkar demeye gelir bu işin sonu. Cuma namazına giderim, orucumu tutarım, bayram namazı kaçırmam ama inanıp takip ettiğim şeyi de sorgular ve nedenlerine bakarım. Böyle gelmiş böyle gider mantığı saçmalıktan öte bir kavramdır söz konusu din olunca.

Kuran'ın öğrenme yaşının düşürülmesi için en önemli sebep Arapça okumayı öğrenmenin zorluğu sebebiyle daha küçük yaşta başlayanların bu işi çok daha iyi kotarabilmeleridir. Ben ortaokulda öğrenmeye çabaladım ama nato mermer, nato kafa diyebilirim :)

Bir müslüman olarak bana saçma gelen onca insanın ellerini açıp amin dediği şeyin en anlama geldiğini bilmemesi. Bu da en basit cahillik örneğidir nazarımda. TR'de kaç kişi Kuran'ın ne anlattığını biliyor? Peki bilmiyorsa tek klavuz olan Kuran'ı nasıl takip ettiği söylenebilir? Toplumdan gördükleriyle 'ben inançlıyım' diyor sadece. Onca Yasinler okutuluyor, anlamı? Kuran size önceki nesillerin ve toplumların yaptıkları hatalar neticesinde başlarına geleni anlatır temelde. Sizin bu olaylardan ders alıp, nasıl bir sosyal yaşam belirlemenizi istediğini gösterir. Tabi elimizdeki tüm Türkçe kaynaklar da seneler evvelden kaldığı için güncel bilim ve sosyal yaşam ışığında yorumlanmamıştır. Eğitimli ve belirli bir IQ seviyesini tutturan her müslüman okuyup araştırmakla yükümlü olduğuna göre yorumlama kısmı ortalama bir insan için sorun olamamalıdır. 600'lü yıllarda çöl kavmindeki insanların giyimini taklit ederek 'ben sünneti yerine gitirip harbi müslüman hayatı yaşıyorum' diyebiliyorsa sözüm yoktur ona.

Diğer bütün ülkelerde din, o ülkenin dilinde verilir. Dini kitaplarının ne anlattığını bilir insanlar. Yahu Arapça diye kasıyoruz da Arapların kendi dilleri olduğu için adamlara sorun yok, olan bize oluyor :)

Ezan gibi basit kavramlar arapça olarak kalarak kendi has mistik özelliğini korumalı. Temelde herkes bunun bir çağrı olduğunu bilir çünkü. Ama kitabın ne anlattığını bilmek onu Arapça şekilde ezbere okuyabilmekten çok daha önemlidir.

TR'de din kavramına netlik kazandırılmak istenmiyor. Çünkü hocalar, üfürükçüler bu yoldan para ve saygı kazanıyorlar. Her yerde tek kaynak Kuran denir ama okuyabilen pek yok, okuyan da ne anlattığını anlamıyor ki zaten.

Müslümanlıktaki ilk emir neydi; oku! O zaman geri kafalı örf anene inanışlar yerine sorgulayan ve çevremizi anlamaya çalışan bireyler olmamız gerekli.

Çok konuştum yine :P

Saygılar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kuran kursları


HAFIZANIZ güçlüyse “Bu konu bana hiç de yabancı değil” demişsinizdir. Gerçekten Devlet Bakanı Faruk Çelik’in yaz aylarında, Kuran kurslarına gönderilen çocuklarla ilgili asgari yaş sınırını kaldıracaklarına ilişkin sözlerini bir yerlerden anımsamanız lazım. Çünkü bu proje Başbakan Tayyip Erdoğan’ın özlemini dile getiriyor.


Tayyip Erdoğan’ın Haziran 2005’te Beyrut’a yaptığı bir geziden dönerken gazetecilere uçakta, “Kuran kursları için yaş sınırı konulmasına karşıyım. Ben de 7 yaşında Kuran kursuna gittim. (...) Bir çocuğun Kuranı öğrenmesinin ona getireceği olumsuz ne olabilir? Burada bir yaş sınırı getirildiği zaman öğrenme kolay olsun diye değil, tam tersine bunun önünü nasıl keseriz; bu anlayışla getirildi. Şu anda Diyanet konu üzerinde çalışıyor. Milli Eğitim de çalışıyor. Birisinde 12 yaş, diğerinde 15 yaş. Diyor ki bu yaşlardan önce öğretemezsin. Bırakalım kitabını, Kuranı öğrensin. Bu durumdan niye rahatsız olalım? Bırakalım rahat rahat öğrensin. Tommiks-Teksas okumaya hiç kimse mani olmuyor ama kendi kitabını öğrenmesine niye mani oluyoruz. (...)” dediği hâlâ kayıtlarda görülüyor.

Başbakan bu projesini gerçekleştiremedi. Çünkü hem pedagoglar ve eğitimciler hem de sonraki yıllarda “antilaik eylemlerin odağı olduğu” iddiasıyla “Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) kapatılması” için açılan dava, konunun pek de Başbakan’ın dediği kadar basit olmadığını ortaya koydu.

Örneğin pedagoglar “çocuğun soyut kavramları özümseme ve onlara dayalı düşünce üretme çağının 12 yaştan itibaren başladığını” ileri sürdüler. Bu yaştan önce verilecek “dini” kavramları onun “muhakeme etmeden” benimseyeceğini söylediler. Bunun da çocuğun “özgür düşünme” ve “yaratacılık” yeteneğini engelleyeceğini savundular.

Bazıları da “Belki o yaşta Kuran öğretmenin yararları da savunulabilir ama onu hangi hocaların hangi metotla öğretecekleri çok önemlidir. Bu kurslar eğer cemaatlere, tarikatlere mürit yetiştirme aracı olursa, o zaman çocuk, bir dinin vereceği olumlu değerler yerine, algımaları bozulmuş, toplumun gerçekleriyle ve laik sistemle kavgalı, antisosyal bir yaratık haline dönüşebilir” görüşünü savundular.

Bunun yanında hem Anayasa’nın hem de 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun bu ülke çocuklarına verilecek eğitimle ilgili koyduğu temel ilkeler “çocukların en erken ilköğretim okulu 5’inci sınıftan sonra Kuran kurslarına gitmelerinin doğru olduğu” görüşünün çoğunluk kazanmasına yol açtı.

Nitekim konu, yukarıda söylediğimiz gibi AKP’nin kapatılmasını isteyen İddianamede ve daha sonra Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararda da yer aldı.

Ve Yüksek Mahkeme iktidar partisinin bu konuyla ilgili tutumunun ve çabalarının “antilaik eylemlerin odağı” haline gelmesini sonuçlandıran hususlardan biri olduğunu hükme bağladı.

Şimdi soru şu:

Acaba Yüksek Mahkeme’nin görüşü mü değişti, yoksa hükümet “Artık bu tür politikaları uygulamaktan bize zarar gelmez” kanaatine ulaşmak için yeterli bir sebep mi buldu?

Bekleyelim görelim bakalım...

Oktay Ekşi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Biri bana anlamadığımız şekilleri okuyup durmanın ne önemde olduğunu ve neden gerekli olduğunu söyleyebilir mi?

Gayet samimi soruyorum, dinde nerede emredilmiş bu? Türkçe çevirisini anlayarak okuma varken anlaşılmayan karakterleri tekrarlayıp durmanın bize getirisi nedir?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kuran kursunda sanırım arapça harfleri ve anlamları da öğretiliyor? mesela elif "tek" anlamına geliyor, bunun gibi bir çok şey.
arapçayı ya da kuranı ne kadar bildiğini bilmediğin insanın çevirisinden okuyacağına kendin okuyup kendin yorumlaman en iyisidir her şeyi. ben destekliyorum bu kararı, çocukların anlamını bilmeden dualar ezberlemesinden çok daha mantıklı buluyorum.
sağdan soldan söylenilen hz. muhammed ile ilgili şeyler şimdi yavaş yavaş yalanlanmaya başladı. yaşar nuri öztürk'ün allah ile aldatmak kitabını okuduktan sonra zaten tüm bakış açım değişti din konusuna. gerçekten türkiye üzerinde oyunlar dönmekte olduğunu düşünüyorum.
belki de o yüzden çocukluğumuzdan beri islamiyet hakkında ilk duyduğumuz şey "oku" dur. herkes kendisi okumalı, çünkü her okunan şeyden herkes farklı şeyler anlayabiliyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kur'an kursunda kimse Kur'an ı yorumlamayı öğrenemez. Yani okudun şeyi anlayamazsın. Sadece okursun. Sen nasıl şuanda Latif Alfabesini okumasını biliyorsan, Kur'an kursunda da Arap alfabesini okumasını öğrenirsin. Ancak senin Latin alfabesini okumayı bilmen demek, Fransızca, Italyanca anlayabiliyorsun anlamına gelmiyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kuranin ve islamin turkce olarak sunulmasi bir numarali gelisme idi ulkem icin ama din gene siyasete alet edilip yalan oldu turkce ezan
keske turkce okutsalar su kuran kurslarinda ama yemez, anlamadan okuyup gaza geldikleri metinlerin hikaye ve nasihattan ibaret oldugunu anlayinca isin buyusu kacar yobaz halkim icin
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu arada paramecium çok güzel yazmış ve yazısının büyük bir bölümüne tamamen katılıyorum fakat bir kısmın da altını çizmek isterim .

Dikkat ediliyorsa binbir türlü meal var piyasada, nasıl iş diyebiliyorsunuz ama kelimelerin kökleri ve nereden geldiğini bilmek bi arap felsefeci'nin ya da dil bilimcinin işi de tam olarak değil. Herkes kafasına göre yorumlayınca siyerden , fıkıhtan, tefsirden ve islam alimlerinden uzak , çok abes ve mantıksız şeylerle bile karşılaşılabiliyor . Neden?

Bakın Kuran'ı Kerim'in mesajı evrensel ve daimi . Fakat ordaki insanlara belirli davranış ve olayların akabinde geldiği için Kuran'ı Kerim'in mesajları , bunları belirtmek ve insanlara yansıtmak gerekir ki ordaki bir ayeti doğru anlasın insanlar . Kafasına göre dan dun yorum yapmadan önce ne denmek istediğini iyi anlasın . Din insanlar üzerinde her an oluşabilecek konum ve durumlar hakkında tavsiye ve nasihatlardan oluşan bir olgu. Kelimenin hangi şartlarda söylendiği , ne zaman geldiği, peygamber'in hangi durumunda kayda alındığının alelade olması gerekir .

Birincisi, bu ezan değişme işi taa ezelden beri halkımızı aydınlatıyoruz ve yobazlardan kurtuluyoruz anlamında denenmiştir fakat yenmemiştir . Aklı başında biri paramecium gibi düşünürse bu mantığın biraz gereksiz olduğunun farkına varır .

İkincisi, Kuran'ı Kerim'i arapça okumanın namazlardaki anlamı ; Allah'ın kelamıyla namaz kıldırmaktır . Burda üstünlük arapça değildir . Tamamiyle Allah'ın söylediği sözlerle namaz kılınması gerekir . Hz.Muhammed'in sözüyle ya da Türkçe veya Portekizce okuyarak namazını eda etmiş olamazsın .

Ayrıca Kur'an-ı Kerim'in burada tercümeleriyle doğru sözünden çıkacağı da muteber bir gerçektir . İnsanlar arasında orjinal metni yaymak ,Allah'ın kelamıyla birine bir şey okumanın sevabı ve anlamı da gayet büyüktür.

Ama esasında Parameciumunda belirttiği gibi din nasihattir . Hayatı şekillendiren bir olgudur ve bu noktada Kur'anın Türkçesinden araştırmak , öğrenmek kısacası dinini doğru düzgün öğrenmek her müslüman üzerine bir farzdır . Ve bir müslümanın dinini öğrenmesi için de yeterince imkan bulunmaktadır .
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...