Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Rijkaard Yanlış Yolda


Shaggy

Öne çıkan mesajlar

(Hıncal Uluç'un Yazısı)

Rijkaard yanlış yolda

* Rijkaard geçen sezondan kalma sorunları henüz çözemedi. G.Saray farklı kazandığı maçların hakkını veremiyor
* Baros'u adam etmek yolunda çabası yok. Hakemi aldatmaya çok meraklı. Keita, daha iyi bir santrfor ama ondan hoşlanmıyor
* Elano, Hagi tipinde bir adam. Topa iyi vuruyor, iyi paslar atıyor ama savunmaya yardım etmeyi sevmiyor. Buna mutlaka önlem alınmalı

Galatasaray rakip tanımıyor. Kayseri karşısında da farklı galibiyetlerine devam etti. Geçen hafta Gaziantep karşısında fazla beğenmemiştiniz. Bu hafta takımı ve Rijkaard'ın tercihlerini nasıl buldunuz?

Bu hafta da aynı düşünüyorum. Galatasaray- Kayserispor maçının gollerini çıkar, geri kalan 85 dakikayı şöyle bir izlet bakalım ve sor insanlara, 'Bu maç kaç kaç bitmiş olabilir' diye!.. '4-1' diyecek kaç kişi çıkacak! Galatasaray'ın birinci golü tartışmalı. Baros'un kalecinin tutmak üzere olduğu topa vurmasına hakem faul çalsa pek çok kimse itiraz etmezdi. Bence faul yok ama faul çalsa kimse bir şey demezdi. İkinci golde korner yok, golü atan da hiç alakasız pozisyonda kendi kalesine gönderdi. Hani Galatasaraylı bir adam orada olur da baskı yapar. Hayır. Adam muhteşem bir santrfor golü attı kafa ile. Topun başında bir kaleci var, bir de o var. Bu ilk iki gol hiç olmayabilirdi. Sadece hakem kararıdır o iki golün kaynağı... Üçüncü golün konuşulacak hiçbir yanı yok. Öyle bir gol senede kaç kere olur bilinmez. Ve o gol atıldığı zaman Galatasaray hiçbir şey oynamıyordu, Kayseri yükleniyordu, her an beraberlik golü bekleniyordu. Böyle bir ortamda 30 metreden muhteşem bir şut çıkardı Elano ve maç bitti. Şöyle bir baktığın zaman Galatasaray'ın 4- 1 galip gelmesi, Kayseri'yi futbolla boğmasının, ezmesinin sonucu değil. Hatta geçen hafta da söyledim. "Maçın başında 15-20 dakika fırtına gibi oynuyorlar" diye. Bu defa o da yoktu. Galatasaray'ın bu seneki görüntüsüne uyan, yakışan bir galibiyet aldılar sadece. 3.63'lük gol ortalaması yakaladılar ama görünen şu ki 'Bu takım birisinden çok kötü bir tokat yiyecek.' Futbolda şans iyi oynayanın yanındadır. Doğru, ona da itirazım yok. İyi bir kadrosu var. Ama Galatasaray bu gollerin hakkı olan futbolu bana seyrettirmiyor. Bence Rijkaard'ın önemli yanlışları var.

ARAGONES'E BENZİYOR
1- Milan Baros'u adam etmek yolunda bir çabasını hissedemedim. Geçmişteki maçlarda egoistlik yaptığı için iki kere oyundan aldı. 'Yüzde yüz gol pozisyonunda olan yanındaki adama pas vermediği için oyundan alıyorum' dercesine Baros'u kenara aldı. Ama şimdi düşünüyorum, tesadüf müydü acaba bunlar!.. Çünkü Baros'un çok büyük bir kusuru var, Galatasaray'a zarar veren bir kusuru var. Baros hakemi aldatmaya çok meraklı. Bu yüzden rakip kendisini düşürdüğü zaman dahi hakem Baros lehine düdük çalmaktan çekiniyor; 'Yine aldatıyor mu!' diye. Baros ayakta kalmak için direnmiyor. Oysa golcü adamın, santrfor adamın sonuna kadar ayakta kalmaya çalışması lazım. Santrfor adamın görevi penaltı kazandırmak, rakibe kırmızı kart göstermek değil. Santrforun işi gol atmak. Bunu anlatamazsa Baros'a, Galatasaray çok şey kaybeder. Bunu birisi anlatacak. Ya Rijkaard anlatacak ya Neeskens anlatacak. Bunlar anlatmıyorsa da Galatasaray'ı yöneten birisi anlatacak. Baros geldiği günden beri bu!.. Galatasaray'ın pek çok frikik ya da penaltı kazanmamasının sorumlusu Baros'un hakem aldatmaya yönelik hareketleri. Yanından birisi geçse kendisini yere bırakıyor ve hakem diyor ki 'Ya kendini attı ya da buna faul yaptılar.' Yüzde elli, elli. Sen olsan ne yaparsın? Düdüğü çalmazsan 'hakem vermedi' olur, kendini yere attıysa, 'Baros hakemi uyuttu' olur. Hangisini tercih edersin? Hakemin vermediklerini bu ülkede tartışan yok! Ama üç kere aldatılmış bir hakem olursan rezil olursun, bir daha sana maç vermezler. Onun için çalmıyor adam. Kendini garantiye alıyor hakem, Baros'un bu huyu yüzünden. Bu huyun temizlenmesi lazım. Geldiğinden beri böyle Baros!.. Birisinin buna, 'Böyle oynamaya devam edersen oynatmam seni' demesi lazım. Bugün Galatasaray'ın elinde Keita gibi bir adam var. Baros'tan çok daha iyi santrfor ve oyuncu Keita. Ama anladığım kadarıyla Rijkaard, Keita'dan hoşlanmıyor. Buna artık eminim. Sahada Aydın ile Ayhan ne yaptığı belli olmaz bir şekilde dolanırken Elano'yu gördüm ısınırken ve söyledim: "Keita'yı çıkaracak yine." Ezberlemiş. Aynı geçen sene Aragones'in yaptığı gibi. O zaman iyi antrenör, saygın antrenör olamazsın. Rijkaard ile Neeskens ezberlemişler; 'Kim değişecek: Keita!'

İKİ MİSLİ DAHA HIZLI
Keita, Galatasaray'ın ileriye doğru top oynayan tek adamı. Aldığı her topla atak yapan bir futbolcu. Baros'tan iki misli hızlı, Baros'tan iki misli adam eksiltiyor, Baros'tan iki misli topa daha iyi vuruyor. Niye Keita sağ çizginin üzerinde hapsoluyor da Baros santrfor oynuyor ve dünya kadar pozisyon harcıyor? Kayseri karşısında 2 tane attı, 20 akını öldürdü. Ama o Baros 90 dakika oynuyor, o Ayhan, o Aydın oynuyor, Keita'yı oyundan alıyor. Sürekli bunu yapıyor. İkinci soru işaretim bu!.. Niye durmadan Keita alınıyor oyundan?
3- Elano ne oynayacak bu takımda? Buna karar verilmesi lazım. Elano gördüğüm kadarıyla Hagi türünde bir adam. Her pozisyonda topa iyi vuruyor, çok iyi paslar atıyor. Takımı iyi yönetiyor ama fazla koşmayı sevmiyor, savunmaya yardım etmeyi düşünmüyor. Tipik Hagi. Hagi'yi niye oynattığını Fatih Terim çok iyi biliyordu ve Hagi'nin zaafları Galatasaray'ı seyrederken fark edilmiyordu. Terim, Hagi'nin eksik yanlarını Suat ve Emre'nin koşuları ile kapatıyordu. Şimdi eğer Elano, Hagi tarzında oynayacaksa o zaman orta sahada oynayacak adamların Elano'nun arkasını kollamaları lazım. Fatih Terim'in Galatasaray'ında Suat'ın asli göreviydi Hagi'nin arkasını kollamak.

-

Bu Hıncal, hakikaten hiç değişmeyecek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Shaggy said:

Bu hafta da aynı düşünüyorum. Galatasaray- Kayserispor maçının gollerini çıkar, geri kalan 85 dakikayı şöyle bir izlet bakalım ve sor insanlara, 'Bu maç kaç kaç bitmiş olabilir' diye!.. '4-1' diyecek kaç kişi çıkacak! Galatasaray'ın birinci golü tartışmalı.

öle denilcek olsa zaten 8-1 biterdi maç
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hıncalın değişmeyen argümanları:

1- Xyz çok cesur oynattı takımı karşılığını aldı. Bravo!

Bir hafta sonra:

2- Xyz derhal istifa etmeli. Gassaray gibi bir takım böyle oynatılmaz.

3- Gassaray'da yönetim çok kötü. Futbolu bilmiyorlar.

4- Fenerin biraz üstüne giden takım 5 yapar. Bakın Manisa.

Değişmez. :D

Hıncal yaw. :D (tu)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya hıncal uluc yetersiz bi adam olup cıktı.. oylesine sıradan medyadan biri.. gs icin guzel bi yazdıgını gormeyeli yıllar oldu.. istersen git allah kupasını al bu adam bi sorun gene bulacaktır..

bu demek degildir ki takım tam inanılmaz oynuyor falan.. ama suan rakiplerini deviren mucadele eden kosan bi yapısı olan bi takım yaratıyor yepyeni transferlerle rejkard.. bi sus otur yerinde izle 3 4 hafta sora yaparsn yorumunu daha ne kadar oldu keita geleli elano geleli..

keitayı forvet oynat demek aptallıktır bi kere.. keitayı ortaya koyarsan yokederler onu tek forvetli gs sisteminde ortada.. ama kanada koyarsan o hızıyla basar gecer istedigini..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hıncal uluç'un teknik direktörleri korkak bulması

hıncal uluç'a göre dünya yüzünde ve özellikle galatasaray'ın başında korkak olmayan teknik direktör bulunmaması şeklinde özetlenebilir. kendisinin bazı teknik direktörler ve spor insanları hakkındaki yazılarından alıntı yapmak gerekirse:

- bülent korkmaz için (10.03.2009)

"itiraf ediyorum; ben hayatımda bu kadar ağır yanıldığımı hatırlamıyorum. bülent korkmaz ile ilgili ettiğim olumlu lafların hepsinden utandım. bu kadar kısa sürede utanacağımı tahmin etmiyordum. eğer adnan polat olsaydım, eğer galatasaray kulübünün başkanı olsaydım bursa maçının bittiği anda bülent korkmaz'ın işi biterdi. hiç kimsenin galatasaray'ı bu kadar aşağılamaya hakkı yok. ayrıca gördüm ki futbolun f'sinden haberi yok. ayrıca gördüm ki galatasaray'ı hiç bilmiyor. ayrıca gördüm ki soyadının tam tersine müthiş bir korkak. böyle bir adamın galatasaray'ın başında yeri yok."

- michael skibbe için (02.09.2008):

"tartışılmayacak bir tek şey var; galatasaray'ın kazanamayacağı açık saçık ortaya çıkmışken skibbe oyuna müdahale etmedi. 'antrenör' dediğim şey bu. galatasaray orada göz göre göre puan kaybetti. galatasaray açısından 1 puanla, sıfır puan arasında hiçbir fark yok ama skibbe açısından var. yenilirse şutlanabilir ama berabere kaldığı sürece kalır. 'korkak bezirgan; ne kâr eder, ne ziyan.' "

- karl heinz feldkamp için (02.10.2007):

"lincoln'ü oynatmak istemedi. lincoln'ü oynatmama düşüncesinde de haklıydı. ben de olsaydım oynatmazdım lincoln'ü beşiktaş maçında.
beşiktaş'a karşı 11'e 11 oynamak gerek, 11'e 10 oynayamazsın. iki; burası çok önemli, aynen gerets gibi, kalli'de de korkak türk spor medyasının ve yorumcularının tesirinde kalarak, hücum futbolundan, savunma futboluna ricat görüyorum."

- eric gerets için (14.09.2006)

"gerets onu unuttu bile.. geleceğin süper starlarını kullanıp unutmak, hatta takımdan göndermekle meşgul hazret. galatasaray'a teknik direktör değil de casus diye gelmiş sanki.. niye cihan ve mehmet böyle bir anda?.. çünkü korkak gerets artık kazanmayı düşünmüyor. beraberliği sağlama almaya bakıyor. çünkü bir de gol yerse, kelle tehlikede.. böyle uyuz ve ucuz beraberlikler olunca, tepki pek gelmiyor, biliyor.

- george hagi için (02.10.2004)

"bu sabri'yi de saidou gibi bağıra çağıra medya takıma koydu. hagi değil. ama yarın conceiçao ve baliç iyileşirse hagi kimleri oynatır göreceğim. g.saray'ın ne yazık ki fikri sabitlerinden kurtulamayan korkak bir hocası var."

- mircea lucescu için (22.11.2004 ama sanırım lucescu'nun adını her andığında korkak demiştir)

"lucescu'nun bu ülkeye kabul ettirmeye çalıştığı, korkak, tatsız tutsuz, ana hedefi yenilmemek olan futbola iki isyan var. fatih terim galatasaray'ı, daum fenerbahçe'yi, hücum futboluna, seyri keyif veren futbola yönlendirmek üzere kolları sıvadılar."

- mustafa denizli için (02.12.2008)

"ntv'de 90 dakika'da başta haşmet (babaoğlu) arkadaşlar, beşiktaş'ı överken, "size katılmıyorum" dedim. "mustafa denizli korkuyor. korkak oynatıyor beşiktaş'ı"

- bülent uygun için (11.02.2009):

"sivas'a gelince... sivas arayı çoktan açardı ama bülent uygun'un korkaklığı yüzünden o da alakasız puanlar verdi. her maçın ilk 45 dakikasını 'hele bir yatalım da ondan sonra bakarız' diye geçiren bir hocayla bir takım nasıl şampiyon olur?"

- şenol güneş için (09.09.2008)

"2002'de şenol güneş'in korkaklığına kurban gittik. türkiye'nin dünya şampiyonu olacağına şenol güneş inanamadı. öyle inanamadı ki ben aylar öncesinden "dünya futbolunda büyük bir düşüş var. biz burada şampiyon oluruz" dediğim zaman bunu 'hıncal uluç, türkiye'nin dünyadaki yerini anlatmıyor. bana saldırmak için zemin hazırlıyor' diye yorumladı."

- fatih terim için (10.06.2008)

"bu işi bırak fatih hoca; fatih terim'in portekiz'den korkacağını hiç tahmin etmiyordum. sahaya futbol oynayacak değil oynatmayacak bir takım çıkardı
26 kişilik kadro yanlış, gönderilen 3 kişi yanlış, o 23'ten seçilen ilk 11 yanlış, taktik yanlış, takımı kenardan izlemesi yanlış. bu fatih terim felsefesinin, imajının iflasıdır. rakibe göre seçim yapıyorsan bu işi bırak. takıma güvenen birisi gelsin."

- ömer üründül için (bonus olarak; 24.06.2008):

"insan olarak bir pırlanta. ama futbol bilgisi, üç beş cümleyle sınırlı.. üstelik fena halde korkak.. risk alanları yermeyi marifet sayacak kadar korkak. yani bir yerde maçı atv'de izleyen gençlere kötü yaşam dersleri veriyor.. korkaklığı kendisi için de geçerli. cesur yorumlar yapamıyor, durumu idare ediyor."

dikkat edilirse, bazen korkaklara örnek gösterilen isimler de zaman zaman korkaklığa düşebiliyor. daha bunlar gibi sayısız örnek gerek futbol içinde gerek dışında bulunabilir. hatta şöyle diyeyim ki, bu yazıyı hazırlarken hıncal'ın hakkındaki yorumlarını bilmediğim bir çok kişinin daha "korkak" olduğunu öğrendim, bazılarını da ekledim.

bu kadar korkağın olduğu bir ortamda, hıncal'ın biraz da "acaba ben mi korkaklığı yanlış tanımlıyorum?" diye düşünmesinde fayda var sanki. ama yıllarca ekmeğini bundan kazanmış, hala da kazanıyor. neden değiştirsin?

hıncal'ın korkak bulduğu sadece teknik direktörler de değildir. malesef henüz direkt "korkak" kelimesini kullanmasa da dolaylı olarak korkaklıkla suçladıkları arasında roger federer bile vardır:

"ben hayatımda federer kadar adına layık olmayan büyük bir tenisçi görmedim. (...)bugüne kadar ki büyük tenisçilerin hepsi, gelseler federer'i paçavra ederler. (...) tamamen pasif oynayan bir tenisçi federer. (...) sayıları kazanmak için değil kaybetmemek için oynuyor, topu sadece rakip sahaya atıyor rakibin hatasını bekliyor."

(mavi)

ekşisözlük'ten alıntıdır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya bu herif nasıl galatasaraylı.bazen çok güzel konusuyor tamam da bazen ciddi saçmalıyo.

herif herkesin beğendiğini beğenmiyor.taraftar memnun futbolcu memnun yönetim memnun ama o değil :)

illaki yeniliceğimiz maçlar olucak.aha bak ben demiştim demek için öyle dio herhalde :)

hangi takım tokat yemiyor ki biz yemeyelim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu ülkede futbol takımları da t.direktörler de ne çektilerse medyadan çektiler. Şu ülkede futbolun gelişmemesinin tek sebebidir medya, ve kendini duayen sanan bilinçsiz şaklabanlar. Hıncal da bunların başında geliyor.

Bu adam yıllardır futbol yazıyor, hala futboldan zerre anlamıyor, en ufak bir gelişim de göstermedi. E niye kasıyor o zaman? Mizah yazsın, mizahı beceriyor. Güncel yazılar yazsın, onları takip ediyor. Ama tutup futbol yazmasın.

O kadar söyleniyor, t.direktörlerin arkasında durulması lazım, durulmadığı için habire kovuyor takımlar, ardından da pişman oluyolar, en ufak tökezlemede şikayet, saldırı. Şimdi tökezleme bile yokken 2-3 maçla bir adamı asmış, takımdan şikayetçi. Hıncal gibiler yüzünden Lucescu gibi adam bile gönderildi.

Bir çay koy Hıncal, bi daha da futbol yazma lütfen.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...