Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

İşe alım sürecinde yaşanan ayrımcılık


Masquerade

Öne çıkan mesajlar

Otedengelen said:

Apis said:

Yemişim fırsat eşitliğini. Düne kadar varmıydı böyle birşey?


U.S. Equal Employment Opportunity Commission

gercekten alayiniz cahil, alayiniz cok bilmis yahu.

her firsatta batida boyle batida oyle diyip millete laf atip ne bileyim sigara icene vergi gelsin diye batida zaten bi paket 50 kagit burda da oyle olsun vs. ne bileyim bati bati diye otenlerin simdi gelip istedigini alir istedigini almaz sanane demesinin 2 sebebi olabilir.

1- Cehalet
2- Muhendislik

ikisi de birbirinden vahim.




Burda bir arkadaş bana Amerikadan örnek vermiş.
Sevgili arkadaşım, Türkiyede yaşıyoruz. Ha sen belki oralardasın ama biz genellikle Türkiyedeyiz.

Avustralyada da suç oranları çok düşük biliyormusun, ne güzel.

İsviçre'de de kişi başına düşen milli gelir bizden 8-9 kat yüksek.

Evet? Gönül ister fırsat eşitliğinide alalım, hatta yukardaki diğer şeylerde bizde olsun ama iki dakika gerçekçi düşün, şu an üzerine yorumlar yapıldı zaten. Kimse demedi ki "şu anki durum iyi, alayalım forsat eşitliğini".

Bence oraya 3. bir şık ekle;

Okumamak, okuduğunu anlamamak.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

DynamicK said:

Lancelion said:

BonePART said:

abi cidden bilmedigimi soluyorum
yane buraya gelip bana endustri muhendisi sunu yapar makineciden fazla dersneiz anlicam
sanirim sey gibi bisi

makina + isletme + yonetim felan
gibi
yane kafasi insan iliskilerine basan muhendisimsi


öss tercihleri falan sırasında bize, tüm mühendislik disiplinleri hakkında bilgisi olup, hiç birini tam bilmeyen bölüm olarak lanse ettiler.

öyleymiş.


eh aynen öyle ama büyük işletmelere, özellikle fabrikalara lazım tabi.

bir şeyden çok iyi anlayan adam başka şeyden anlamayabilir, anlasa da zamanı yoktur vb. fabrikanın yönetimi işlerin tıkır tıkır işlemesi, enerji vb tüketim tasarrufu ve optimizasyon vb işler için kafası az çok genel mühendislik birimlerine basan ve onlar ile bütçe planlaması vb arasında bağ kurup işlerin yürümesini sağlayacak ve iş kalitesini artırıcak çözümler için alternatif mühendislik olarak endüstri mühendisliği oluşturuldu.

en kısa olarak, herşeyden biraz ama aslında hiç bir şey diyebiliriz ;)




ve Türkiye piyasasında inanılmaz tuttu .
tutacakta daha .
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bone said:

Ractamainus said:

heheh öss'de neyi kanıtlıyorsun yahu? süper bir takım elemanı olduğunu mu mesela? =)

neyse amacım polemik yaratmak değil ama türkiye'de İK süreci gerçekten kötü işliyor. komik iş ilanlarına komik cv'lerle cevaplar veriliyor vs..

katılıyorum, "adam istediği üniversiteden seçer, iyi üniversite iyi eleman demektir" diyenlere abartıyorsunuz diyorum.
ODTÜ'den çıkan herkesin iyi eğitimli süper bilgili felan olması gerekmiyor.

ÖSS hiç de "takım çalışması, araştırma geliştirmeye ilgisi, çalışkanlık, üniversiteden mezun olduğunda konun hakkında ne kadar bilgin olacağın" gibi şeyleri belirlemez. birbirimizi kandırmayalım.
ÖSS dediğin şey bir ezber testidir. Ne kadar çok soru çözüp ne kadar çok dersaneye gidersen ÖSS'den o kadar yüksek not alırsın. Ezberci eğitimin ezberci sınavı.
Hani ÖSS'yi bazıları zeka/yaratıcılık testi felan sanıyor ama o sorulardan cacık olmaz.

Bu tip iş ilanları ayrımcılıktır evet. Ama ne yazık ki bunları kontrol eden bir kurum/organizasyon bulunmuyor.

ODTÜ'den mezun olanın, başka bir üniversiteden mezun olandan daha bilgili, deneyimli felan sanıyor dümbelek.
Adam hiç derslerle ilgilenmiyorsa, zar zor dersleri geçip, hiç deneyimi felan da olmamışsa ODTÜ diplomasını ne yapacak, rafta tozlatır anca. Ya da böyle dandik şirket ilanlarına başvurup dandik şeyler yapar (:P)


bazen hiç düşünmeden mi yazıyorsunuz diye düşünüyorum. adam dersini zar zor geçiyorsa ortalamasında belli olur bu değil mi? veya kaç senede bitirdiğinden anlayabilirsin

konu ODTÜ'den mezun olanın başka bir üniversiteden mezun oladan daha bilgili, deneyimli falan olması değil. Konu ODTÜ'den çıkacak 100 öğrenciyle GAZİ'den çıkan 100 öğrenci arasındaki karşılaştırma. GAZİ'den çıkan 1 öğrenci bütün ODTÜ'lü mezunlardan çok daha iyi olabilir ama bu ortalamaya vurduğunda ODTÜ mezunlarının GAZİ mezunlarından çok daha iyi olduğu gerçeğini değiştirmez. GAZİ'den çıkan o 1 kişi de çok büyük ihtimalle GAZİ'de derece yapmıştır. Orada derece yapan adamı da zaten ilanla bulmazsın. Her okuldaki derece yapan öğrencilere ulaşmak kolaydır bunun için ilana gerek yok. Ha o adam seni tercih eder mi etmez mi orası ayrı. Ancak GAZİ'ye girmiş über süper muhteşem bir adam ama derece yapamamış. O adam zaten tembeldir. O adamı aramak için emek sarfetmek gereksiz yere kayıptır. Daha az zeki ama daha çalışkan birini çok daha az zaman/emek harcıyarak bulmak çoğu zaman daha mantıklıdır.

Ha Microsoft olursun sana başvuranları 321432 tane ayrı mülakattan geçirirsin, beyin haritalarını çıkarısın sonra Penth'in dediği gibi teklifi yaparken adamı A'dan Z'ye tanıyor olursun o ayrı. ama her şirketin bunu yapabilmesini bekliyorsanız hayal aleminde yaşıyorsunuz


ÖSS'nin ideal olmadığı bir gerçek ama bu kadar bok atanlar da komik oluyor. ÖSS ezberci filan değil aksine düz beleş bir sınav. ben össyi eleştireceksem basitliğine olabilir, saçma sapan tek sınavla öğrenci seçmesi olabilir. ÖSS'de başarılı olabilmek için (başarıdan kastım mesela ilk 100) hem çalışkan olacaksın hem çok dikkatli olacaksın hem de belli bir seviyenin üstünde zekan olacak (çok zeki olmana gerek yok)

bu saydıklarım tipik ideal yeni mezun çalışan özellikleri. dikkatli olacaksın çalışkan olacaksın ortalama veya üstü zekan olacak. Takım çalışması bla bla demeyin o kadar kolay değil onu ölçmek mülakatta

Kimse ÖSS süper kriter demiyor. Elinizdeki tek kriter çoğu zaman bu yeni birini işe alırken. madem ezber testiydi oturup ezberleseydin de yapsaydın derler adama

Hayır gören de ODTÜ'nün filan takım çalışması vs.de diğer üniversitelere ezildiğini zanneder.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Gazanfer said:

hangi universiteden mezun oldugu onemliyse sinav gibi bisey yap, tahminen senin istedigin universitelerin basarili olabilecegi bi baraj koy, kazananlar baska unilerden mezun olmus olsalar bile senin kriterlerini sagliyodur zaten.
en ideali bu tabi ki. bankaların vs. yaptığı gibi. ama her şirketten bunu yapmasını bekleyemezsiniz. öyle kolay birşey değil

önce sağlıklı bir sınav sistemi hazırlayacaksın, dengeli olacak, bunu ölçüm kriterlerini hesaba katacaksın. bir süre sonra sorular piyasada çıkmaya başlayacak, çalışanlar yakınlarına bu soruları vermeye başlayacak.

yani zaman içinde bu sınavın değeri (eğer çok büyük yatırımlar yapıp çok sağlam bir sistem kurmazsan) git gide azalacak ve üzgünüm ama üniversitenin değeri düşmeyecek.

teoride ne kadar güzel gözükse de pratikte o kadar verimli değil ve çok masraflı. genelde binasında çok personel çalıştırmayacak şirketlerde gereksiz kalır (yani atıyorum bir bankada 5000 personel çalışır ama inşaat şirketinde 200 personel çalışır çünkü asıl olayı şantiye vs.dir orada da 4000-5000 işçi vardır yani mühendis sayısı azdır yine).

bütçeni bu şekilde yeni girenlere harcayacağına, tecrübeli, kendini kanıtlamış kişilere harcarsın riske girmemiş olursun

bu bahsettiklerim hep tipik insan kaynakları teorik konuşmaları tabi. duruma zamana vs göre değişebilecek şeyler
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

DynamicK said:


Our client is a group comprising Underwriting and Distribution divisions that provide a wide range of motor insurance policies, under various brands, throughout the UK. Due to the expansion of the group, they are seeking an Underwriting Clerk in their Sundridge office paying a fantastic salary of up to £20K (dependent on experience).

To be suitable for the role you will have a minimum of 6 months claims underwriting experience and will require a strong Administration background as you be in complete control of all Administration issues and ensure they are dealt with in a professional and effective manner.

You must be willing to take on various activities and not specialise in just one area and be prepared to work on their own, but also as part of a successful and fun team, which will enable you to learn various aspects of underwriting.

If you believe you have the necessary experience to demonstrate your capability, and are looking to make a difference within a vibrant, exciting customer focused company in a niche market this opportunity could be for you. Our client will offer you the platform to be become the best and provide you with a fantastic opportunity for personal and career growth.

With an excellent benefits and salary of between £16,000 and £20,000 depending on experience this is an opportunity not to miss. Send your CV into scott.bennetts@ Parksiderec.com and [email protected] now.


Parkside Recruitment Ltd is acting as an Employment Agency in relation to this vacancy.


Parkside Recruitment is an Equal Opportunities Employer


cunku patronun sekreteri ya da tipin biri yazmiyor ilani, profesyonel ise alim ajansiyla calisiyor adamlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Apis said:

Otedengelen said:

Apis said:

Yemişim fırsat eşitliğini. Düne kadar varmıydı böyle birşey?


U.S. Equal Employment Opportunity Commission

gercekten alayiniz cahil, alayiniz cok bilmis yahu.

her firsatta batida boyle batida oyle diyip millete laf atip ne bileyim sigara icene vergi gelsin diye batida zaten bi paket 50 kagit burda da oyle olsun vs. ne bileyim bati bati diye otenlerin simdi gelip istedigini alir istedigini almaz sanane demesinin 2 sebebi olabilir.

1- Cehalet
2- Muhendislik

ikisi de birbirinden vahim.




Burda bir arkadaş bana Amerikadan örnek vermiş.
Sevgili arkadaşım, Türkiyede yaşıyoruz. Ha sen belki oralardasın ama biz genellikle Türkiyedeyiz.

Avustralyada da suç oranları çok düşük biliyormusun, ne güzel.

İsviçre'de de kişi başına düşen milli gelir bizden 8-9 kat yüksek.

Evet? Gönül ister fırsat eşitliğinide alalım, hatta yukardaki diğer şeylerde bizde olsun ama iki dakika gerçekçi düşün, şu an üzerine yorumlar yapıldı zaten. Kimse demedi ki "şu anki durum iyi, alayalım forsat eşitliğini".

Bence oraya 3. bir şık ekle;

Okumamak, okuduğunu anlamamak.


Cehaletin kısır döngüsü diye bir olgu var, onun örneği olmuşsun. Herkes burası Türkiye, yuvarlanıp gidiyoruz dediği için ukalalık yapabilirsin anca "Evet? hedehodo" şeklinde. Bu zihniyeti kabullenirsen, karşı çıkanlara okumuyosun okuduğunu anlamıyorsun dersen köpek gibi yaşamayı hak eden insan çöplüğüne katılıyorsun güzel ülkemizin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

cemad said:

Gazanfer said:

hangi universiteden mezun oldugu onemliyse sinav gibi bisey yap, tahminen senin istedigin universitelerin basarili olabilecegi bi baraj koy, kazananlar baska unilerden mezun olmus olsalar bile senin kriterlerini sagliyodur zaten.
en ideali bu tabi ki. bankaların vs. yaptığı gibi. ama her şirketten bunu yapmasını bekleyemezsiniz. öyle kolay birşey değil

önce sağlıklı bir sınav sistemi hazırlayacaksın, dengeli olacak, bunu ölçüm kriterlerini hesaba katacaksın. bir süre sonra sorular piyasada çıkmaya başlayacak, çalışanlar yakınlarına bu soruları vermeye başlayacak.

yani zaman içinde bu sınavın değeri (eğer çok büyük yatırımlar yapıp çok sağlam bir sistem kurmazsan) git gide azalacak ve üzgünüm ama üniversitenin değeri düşmeyecek.


devamını almadım quote'un da, 3. parti profesyonel firmalarla çalışılırsa bu bahsettiğin durumlar ortaya çıkmaz. Çalışanın eline geçmez zaten insan kaynaklarının "kaynakları" düzgün çalışan kuruluşlarda, kritik bilgidir ve materyaldir hepsi ve sonunda insanlar rencide olabilir.

universitenin degeri tabii ki dusmeyecek, kimse niye ODTU mezunu istiyolar demedi ki?

muhendis alirsam teknik universiteden alirim diyor genel tanidigim muhendisler, mba masteri yapip mudur olduktan sonra ki ufak atolyelerde calisacaklar sanirim kendileri eleman alimiyla ugrasicaklarina gore, mantikli aciklamasi vardir elbet universitenin sagladigi pratik imkanina gore. Sonucta muhendislik istedigin kadar teoriyi versen de al sana X al sana Y dediginde istenilen islemi yapamadiginda cope atilacagin bir alan.

sacma olan is ilaninda belirli olan tek sey, cinsiyet, yas bir universitenin tek bir bolumu. belki gay pornosu cekicekler, oyuncularin performansini arttiracak besin tasarlaticaklar adama? belirli degil, ustune ayrimcilik var, on yargi var.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Otedengelen said:


Cehaletin kısır döngüsü diye bir olgu var, onun örneği olmuşsun. Herkes burası Türkiye, yuvarlanıp gidiyoruz dediği için ukalalık yapabilirsin anca "Evet? hedehodo" şeklinde. Bu zihniyeti kabullenirsen, karşı çıkanlara okumuyosun okuduğunu anlamıyorsun dersen köpek gibi yaşamayı hak eden insan çöplüğüne katılıyorsun güzel ülkemizin.


Bak tekrar ve son kez yazıyorum;


Evet? Gönül ister fırsat eşitliğinide alalım, hatta yukardaki diğer şeylerde bizde olsun ama iki dakika gerçekçi düşün, şu an üzerine yorumlar yapıldı zaten. Kimse demedi ki "şu anki durum iyi, almayalım forsat eşitliğini".

Bence oraya 3. bir şık ekle;

Okumamak, okuduğunu anlamamak.

Var mı bu zihniyetin ilelebet üzerimizde olmasını isteyen?

Yok.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu tamamen işverenden değil işçiden kaynaklanan bir sorun ben kendi olayımda vurdum masaya kalktım ama orada olan diğer insanlar denileni yapmaya devam etti.Sonuç itibariyle ben ne yaparsam yapayım konu hakkında genel bir refleks gelişmediği sürece başarılı olunma ihtimali yok.

Mesela youtubeda filan ideal görüşme nasıl olur vs bin tane video var hepsi sizde sorun sizde eşitsiz ne isterseniz sorun nekadar sorarsanız okadar iyi diyor bizde görüşmede soru sormaya başladığınızda sorunlu adam damgasını yiyorsunuz çünkü işveren kayıtsız şartsız itaat edicek elemana alışmış durumda
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Admin
Otedengelen said:


cunku patronun sekreteri ya da tipin biri yazmiyor ilani, profesyonel ise alim ajansiyla calisiyor adamlar.


O sadece bir örnek.

Ajans neticede firmanın isteklerine göre ilan verebilir. Firma tutup da çok bilgi vermezse maaş belirtmezse ajansın oraya o sekilde ilan yazması gibi bir durum olamaz zaten.

Ajansların yaptığı ilan verilen sitelerin çoğu ile anlaşmalı olmalarından ötürü firmanın iş açığını en kısa sürede kapatmak için uygun çalışanı daha rahat bulabilmeleri ve firmaları yüzlerce başvuru arasında filtre görevi görerek zaman kaybından kurtarmaları olarak sayılabilir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

istatistiksel olarak, boğaziçi, odtü, itü öğrencisi, diğer üniversitenin öğrencilerinden iyidir. haliyle mezunları da diğerlerinin mezunlarından iyidir.

sen zaten bartın üniversitesinden mezun olmana rağmen yeterince iyiysen kendini ispatlarsın. ayrıca bu ayrımcılık değildir ki, "prezentabl" denseydi ayrımcılık olurdu. buna kriter deniyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

DynamicK said:

BonePART said:

ben su an dusundumde
mesela bende gidip bogazici mezunu adam almam
muhendis alcaksam itulu yildizli felan alirim


isletmeci alcaksamda gidip ogazicili bakarim yane



sırf laf olsun diye söylemişsin ha. ytü lü sün diye tutup yıldızlı alırım demişsin =)

herkes bilir yıldızın yatış mühendisi mezunu verdiğini


yildix dememin nedeni
TEKNIK UNIVERSITESI diye bitmesi
ktu dende adam alabilirsin
bence muhendis teknik universiteden cikar mntigi cunku bu
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ayrıca yaş seçmemek ne demek ya ? ne kadar saçma birşey.

ben işverenim. KENDİ çıkarlarımı düşünürüm, işçinin haklarını sömürmediğim sürece. 25 yaşında adam ile, 35 yaşında adamın, 65 yaşında adamın öğrenme kapasitesi, tecrübesi, hızı, çağa uyumu falna bambaşka şeylerdir.

cinsiyet ve ırk lafımız yok. fotoğraf konmasın zaten.

ama her işveren, istediği kişiyi seçer. İŞ verecek sonuçta. işçi de işveren seçiyor bir yandan bu arada, köle pazarı mı demeyin hemen.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

fizban said:

ayrıca yaş seçmemek ne demek ya ? ne kadar saçma birşey.

ben işverenim. KENDİ çıkarlarımı düşünürüm, işçinin haklarını sömürmediğim sürece. 25 yaşında adam ile, 35 yaşında adamın, 65 yaşında adamın öğrenme kapasitesi, tecrübesi, hızı, çağa uyumu falna bambaşka şeylerdir.

cinsiyet ve ırk lafımız yok. fotoğraf konmasın zaten.

ama her işveren, istediği kişiyi seçer. İŞ verecek sonuçta. işçi de işveren seçiyor bir yandan bu arada, köle pazarı mı demeyin hemen.


fizbancim adamin qualifikasyonu egitimi is tecrubesiyle felan olculuyo iste yas bi sey olarka koyarsn kicndan kan aliyo amerikalilar
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İşletme Mühendisliği'ne "herşeyden biraz ama aslında hiçbirşey" denmiş arada, bir lafı etmeden önce biraz bilgi sahibi olmak, sonra da düşünmek lazım. Normal işletme mezunu, o "hepsinden biraz" dediğimiz kadarını bile bilmiyor, fikri yok.

İşletme Mühendisliği bölümünde iktisat, muhasebe, İK gibi daha sözel şeylerden kısıp, genel mühendislik eğitimi veriliyor. Üzerine üretim planlama, yöneylem analizleri, kalite planlama/kontrol, istatistik gibi daha sayısal şeyler çok daha kapsamlı veriliyor.

Dolayısıyla evet, Türkiye'deki küçük/orta işletmelere gerekmeyen bir bölüm, ya adam ziyan olur ya fazla para verirsin. Muhasebeci falan lazımsa git düz işletmeci al, kendini yetiştirmiş açıköğretimci bile canavar çıkabiliyor yer yer. İşletme Mühendisliği daha büyük işletmelerin daha spesifik pozisyonlarına hitap eder. Endüstri mühendisleri daha da çok üretim ve fabrika kısmına yoğunlaşır işin, öyle bir farkı vardır, makineciyle uzaktan yakından alakaları yoktur.

"Kimya varken Kimya Müh. neymiş" gibi "oha filan" bir cümle bile telaffuz edilebildikten sonra şu açıklamaların ne kadarı kimin kafasına ne kadar girmeyi başarır bilmiyorum da, öyle anlatasım geldi. Gerisi sivrisinek saz hesabı olsun artık.

Bir de ek not; "ÖSS neymiş, YTÜ'lü adam Boğaziçi'li adamdan iyidir" gibi şeyler, zamanında o üst üniversitelere girememiş insanların fakir edebiyatından başka bir şey değildir. Bir öğrencinin daha iyi bir üniversiteden mezun adamdan iyi olması istisnai bir durumdur, %10 diyelim mesela. Kalkıp çoğunluk öyleymiş gibi ahkam kesmenin alemi yok. İşverenler de "o %10'luk dilimi tuttururuz belki" diye fazladan binlerce insanla uğraşmak istemiyor olabilirler. İK masraflarını siz karşılamıyorsunuz adamların sonuçta.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Admin
Baggio said:

İşletme Mühendisliği'ne "herşeyden biraz ama aslında hiçbirşey" denmiş arada, bir lafı etmeden önce biraz bilgi sahibi olmak, sonra da düşünmek lazım. Normal işletme mezunu, o "hepsinden biraz" dediğimiz kadarını bile bilmiyor, fikri yok.



endüstri mühendisliği için demiştik gerçi. yanlış okumuşsun =)

ha o tanımlamanın açılımını da yazdım altında. herhangi bir müh.lik profesörü gözünden ya da mühendisliği ciddi anlamda yapan bir kişi açısından bakar isen "hiçbirşey" çünkü ne bir elektrik müh kadar bilebilir, nede bir mak. mühendisi kadar.

yani o kısıtlı bilgiye sahip olan birisine pek önem verilmeyeceğinden o sektörler içinde "hiçbirşey" olarak değerlendirilir. lakin büyük işletmeler için önemli bir pozisyona hizmet edeceğinden gerekli bir bölüm.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Arada diğer türlüsünü diyen de olmuş, senin cümlende hayat buldular özet halinde, ondan öyle oldu :p

Tabii ki işin erbabı kadar bilemez de, bir işletme de tek bir alanda uzman olan bir mühendis tarafından yönetilemez. Yirmi Anadal Programı gibi bir şey de söz konusu olmadığından, bön bön bakan bir yöneticiden iyidir yani.

Ne var ama, çeşitli mühendislik bölümlerinden işletmeye çift anadal ya da açıköğretim yapanlar var. Atıyorum adam Elektronik & İşletme Müh. ise, sana da geleceği olan elektronikçi lazımsa onu tercih edersin falan, anca öyle.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Baggio said:

Bir de ek not; "ÖSS neymiş, YTÜ'lü adam Boğaziçi'li adamdan iyidir" gibi şeyler, zamanında o üst üniversitelere girememiş insanların fakir edebiyatından başka bir şey değildir. Bir öğrencinin daha iyi bir üniversiteden mezun adamdan iyi olması istisnai bir durumdur, %10 diyelim mesela. Kalkıp çoğunluk öyleymiş gibi ahkam kesmenin alemi yok. İşverenler de "o %10'luk dilimi tuttururuz belki" diye fazladan binlerce insanla uğraşmak istemiyor olabilirler. İK masraflarını siz karşılamıyorsunuz adamların sonuçta.

"fakir edebiyatı" yakıştırması feci bir genelleme olmuş =) yani ben bu sisteme hiç inanmıyorum ama bunu dillendirdiğim anda "fakir edebiyatı" yapıyorsun oluyor.

...ki bir açıklık getiriyim kendi mesajıma. ben aslında orada üniversitelerden çok öss'nin çok anlamsız bir değerlendirme kriteri olduğunu belirtmek istemiştim. çünkü bir üstteki mesajda "öss" üzerine bir şeyler denmişti. 4 sene üniversite havasını teneffüs etmek önemli. bazı üniversitelerde okumak da, diğerlerine göre bir avantaj. ama bu avantaj daha çok, bilgi birikiminize katkısı değil de ufkunuzun genişlemesine yaptığı katkıyla doğru orantılı.. yoksa o bilgiler teorik, iş hayatında "doğrudan" geçerli değil sıklıkla (mühendislikleri biraz ayırabiliriz pek tabii).

ama öss demeyin allah aşkına..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

işletme mühendisliği ne iş yapar ben de bilmiyorum itü makinalı bir öğrenci olarak. sanırım her mühendislikten ders alıyorlar bir miktar ama endüstri mühendisliğinden ne artısı ya da eksisi var diyecek olursanız hiçbir fikrim yok.

geçen dönem makina fakültesinde açılan elektroniğe giriş dersinde vardı bir sürü eleman işletme mühendisliğinden.birine sordum ne ayak ne işiniz var makinada diye meğer seçime bağlı bir ders imiş diğer seçenekler termo mukavemet falan demişti konuştuğum eleman. endüstride ise bildiğim kadarıyla termoymuş mukavementmiş gibi makinacıların zorunlu dersleri seçmeli olarak bile yok.

yani özetle hala çözebilmiş değilim ne farkları var endüstri ile aralarında.muhtemelen 3-4 sınıfta aldıkları dersler değişiyor.tek bildiğim bir şey kız oranı baya yüksek erkeklere göre, makinayla karşılaştırılamayacak derecede.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...