sir Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 müthiş önemli ve başarılı bir röportaj, bence herkes iyice okusun, yorumlasın. bir de anket koydum, ama rica edicem röportajı okuduktan sonra cevaplayın. kulaktan dolma bilgiler veya yarım yamalak haberlerden duyacağımıza birinci ağızdan duyalım kürtlerin siyasi konumunu. neşe düzel bazı yerlerde feci kıstırmış yannız, dikkat =) Neşe Düzel - 27.04.2009 said: Ahmet Türk: ‘Operasyon konferansı engellemez’ “PKK, “DTP’ye barış sürecini geliştirsin diye şans vereceğiz. Silahları susturacağız” dedi. Devlet hemen tersini yaptı. PKK’nin kararını operasyonlarla durdurmaya çalıştı.” “Irak’ta olsam federasyonu savunurum. Çünkü oradaki Kürtle Arap kaynaşmamış. Ama bizde Kürtle Türk gerçekten bin yıldır birlikte. Biz bu yüzden, Türkiye’de federasyonu savunmuyoruz.” “Çözüm için ortamı yumuşatmak adına PKK, jest yapabilir ve silahlı militanları sınır dışına çekebilir. Barış çabasının ciddi olduğuna ve pusuya düşürülmeyeceğine inansa bunu yapar.” * * * NEDEN: AHMET TÜRK Aslında olumlu bir hava doğuyordu. Ortadoğu coğrafyasındaki bütün Kürtlerin temsilcilerini ilk kez biraraya toplayacak olan Kürt Konferansı’nın hazırlıkları sürüyordu ve Kürt meselesine kapsamlı bir çözüm bulunacağı, PKK’nın silah bırakmasının önünün açılacağı ümit ediliyordu. Birden DTP içinde tutuklamalar başladı. 51 DTP yöneticisi tutuklandı. Ama asıl çarpıcı gelişme bu tutuklamaların ardından geldi. Bir Özel Harekât polisi, kırda gösteri yapan küçük bir gruptaki 14 yaşındaki çocuğu yere yıkıp dipçikle kafasına defalarca vurdu, çocuğu tekmelere boğdu. Sanki özellikle birisi barış ortamını dinamitlemek ister gibiydi. Demokratik Toplum Partisi Eşbaşkanı Ahmet Türk’le bu olayları nasıl yorumladığını konuştuk. Barzani’nin ev sahipliğinde Erbil’de toplanacak olan Kürt Konferansı’nın geleceğini, DTP’nin konferansa katılıp katılmayacağını, PKK’nın davet edilip edilmediğini, tekrar tırmandırılmaya çalışılan şiddet ortamından nasıl çıkılabileceğini, havayı yumuşatabilmek için karşılıklı jestlerin yapılıp yapılamayacağını Ahmet Türk’e sorduk. * * * NEŞE DÜZEL: DTP yöneticilerine yönelik büyük bir operasyon yapılıyor. Bu operasyonun zamanlaması hakkında ne düşünüyorsunuz? AHMET TÜRK: Demokratik Toplum Partisi’nin yerel seçim başarısından sonra Türkiye’de farklı gelişmelerin yaşanacağını biz tahmin ediyorduk. ‘Ya alacağımız yüksek oy hazmedilmeyecek ve ortam sertleşecek, ya da halkın DTP’ye büyük desteği kabul edilecek ve Kürt sorununu demokratik yoldan çözelim mantığı gelişecek’ diye düşünüyorduk. Birincisi oldu, DTP’nin 29 Mart yerel seçimlerinde, Kürt coğrafyasındaki oyunu ikiye katlayarak birinci parti çıkması ve 99 belediyeyi kazanması hazmedilemedi ve operasyonlar başladı. -Seçim sonuçlarını hazmetmeyen kim? Başta siyasi iktidar. Ama hükümetin tek başına geliştirdiği bir operasyon değil bu tabii. Türkiye’de siyaset vesayet altında. Konu Kürt sorunu olunca, AK Parti ile siyaseti vesayet altında tutan kesimler, sorunun demokratik ve barışçı bir yoldan çözülmemesi ve çözümsüzlüğü esas alan seksen yıllık politikanın sürdürülmesi için uzlaştılar. Zaten AK Parti’nin yine böyle bir uzlaşı sonucunda kapatılmadığını da biliyoruz. -DTP’li yöneticilere yönelik başlatılan operasyonları sadece yerel seçim sonuçlarıyla mı açıklıyorsunuz? Bu, birinci neden. İkinci neden ise PKK’nin seçimden sonra yaptığı açıklama. PKK, “Kürt halkı seçimlerde DTP’yi destekledi. Biz, bu desteği önemsiyoruz. Barışçı çözümün önünü açmak için silahları 1 hazirana kadar susturacağız” dedi. Olumlu bir gelişme olması halinde sürenin uzatılacağı mesajını da verdi. Bütün melese bu. Çözümsüzlükten beslenen birileri... Savaş tanrıları endişelendi. Çünkü biliyorlar ki Kürt sorunu demokrasiyle çözülürse, Türkiye’nin AB üyeliği hızlanacak ve kendileri güç kaybedecek. Bunu istemeyenler sorunun barışçı yoldan çözülmemesi için devreye girdiler. DTP’ye yönelik operasyonların başlamasının üçüncü nedeni de... -Evet, nedir? Kürt coğrafyasına barışın egemen olması ihtimali. Kürtler, Türkiye, İran, Suriye ve Irak olmak üzere Ortadoğu’da dört parçada yaşıyorlar. Dört parçanın Kürt siyasetçileri, bu coğrafyada barış sürecini başlatma ve Kürtlerin demokrasi taleplerinin ne olduğu konusunda ortak bir karara varma konusunda arayış içindeler. Devlet bundan da rahatsız oldu. Bütün bu barışçı gelişmelerin önünü kesmek için DTP’nin üstüne geldi. -PKK, bu operasyon nedeniyle ateşkesten vazgeçti. Ateşkesten vazgeçmek sizce doğru bir karar mıydı? PKK ateşkesten vazgeçmedi. Geçen perşembe gene bir açıklama yaptı. “Devletin Kürt sorununu çözme konusunda niyetinin olmadığı açık. Ama biz buna rağmen 1 hazirana kadar kararımıza uyacağız” dedi. -Operasyonlar sürdüğü takdirde, PKK’nın 1 hazirandan sonra ateşkesten vazgeçecek olması, doğru bir karar mı sizce? Umudumuz ateşkesin devam etmesi. Kürt sorunu silahla çözülmez. Demokrasiyle çözülür. Biz hiç bir dönemde silahların tekrar gündeme gelmesini istemedik. Silahın acı ve gözyaşı getirdiğini biliyoruz. Ama gerçekçi olmak lazım. Barış yapmak siyasi iradeyi ve kararlılığı gerektirir. Barışa inanan ve barış isteyen bir siyasi irade olmadan sorun tek taraflı çözülemez. Devlet, bu barış taleplerine “evet” diyeceği bir sürece girmeli artık. Aklı başında hiç kimse, silahlı sürecin tekrar başlamasında rol oynamamalı. Biz endişeliyiz ve “sorunu oturup karşılıklı diyalogla çözelim” diye bu yüzden haykırıyoruz. -Sorunu çözmek için kimler karşılıklı oturmalı? Bu sorunun tarafları var. Eğer hükümet icra organıysa ve halkın iradesi sonucunda işbaşına gelmişse biz onu esas alırız ve taleplerimizi hükümete iletiriz. Ama hükümetle aramızda diyalog yok. -DTP olarak AKP hükümetiyle ya da başbakanla görüştünüz mü? Biz, karşımızda hükümeti bulamıyoruz. Görüşme taleplerimiz oldu ama bir sonuç vermedi. -Yakında Erbil’de bir Kürt konferansı toplanması bekleniyor. Bu operasyonlar Kürt konferansının toplanmasını engeller mi? Engellemez. Önemli olan, Kürtlerin böyle bir ortak konferansı gerçekleştirme konusundaki kararlılığıdır. Biz, DTP’li yöneticileri tutuklama operasyonlarına rağmen demokratik sürecin gelişmesi ve diyalog ortamının sağlanması için ısrarlı siyasetimizi ve mücadelemizi sürdüreceğiz. Bunu yaparken bize yapılan baskılar karşısında elbette geri adım atmayacağız. ‘DTP’li 50 yöneticiyi cezaevine attık, partiyi bitirdik’ diye düşünmesinler. Bu parti bitmez. Tutuklamalara karşı demokratik tepkimizi eylemlerle, açıklamalarla duyuracağız. -Gözaltına alınan ve tutuklanan DTP’lilerin PKK ile ilişkide olduğu iddia ediliyor. Siz bu iddialarla ilgili bir şey biliyor musunuz? Bugüne kadar hangi Kürt ben kimliğimi, kültürümü dilimi istiyorum dediyse, PKK’li ilan edildi. Kürt halkının kimlik, kültür ve dil talebi, bir ihanet, bir etnik milliyetçilik, ülkeyi bölme hareketi olarak değerlendirildi. Aslında devlet bize kısaca şunu söylüyor: “Ya susacaksınız, ya da sizi PKK’li olarak göreceğim ve size PKK’lisiniz gibi davranacağım.” -Eğer tutuklanan DTP’li yöneticilerin PKK’yla ilişkileri çıkarsa, bu tutuklamaları gene de eleştirecek misiniz? Bu soru anlamsız. Bu insanlar HEP’ten, DEP’ten beri demokratik siyasetin içinde olan, ellerine silah almamış, hiç dağa çıkmamış insanlar. Düşüncelerinden, toplumsal gerçekleri dile getirdiklerinden ötürü tutuklanıyorlar. Mesela ben, “PKK’nin 1 hazirana kadar ateşkes kararı alması barış için önemli bir adımdır” diyorum. Böyle bir şey söylediğim için yarın hakkımda dava açılabilir ve PKK’li olmaktan yargılanabilirim. -Niye? Tutuklanan arkadaşlarımız da bunun dışında bir şey söylemiyorlar ki. Onlar da benim gibi tespitlerde bulunuyorlar. Demokratik siyasetin önünü açmak için çalışıyorlar. Beğensek de beğenmesek de PKK bir realitedir. DTP’nin yerel seçimlerden güçlü çıkması üzerine, PKK, “Halkın desteğini alan DTP’ye barış sürecini geliştirmesi için bir şans tanımak lazım. Biz şans tanımak için silahları 1 hazirana kadar susturacağız” dedi. Olumlu bir karardı bu. Böyle bir şans doğdu. Ama devlet hemen tam tersini yaptı. Bu kararı operasyonlar yaparak durdurmaya çalıştı... -Siz bir keresinde bana “Bizim PKK ile tabanımız aynı” demiştiniz. Tabanın dışında bir ilişki de olabilir mi bazı DTP yöneticileriyle PKK arasında? Dünyadaki gelişmeleri doğru okumalıyız. Diyelim ki, barış için adımlar atıldı ve DTP olarak biz hükümetle, devletle görüştük. Bu görüşmelerin sonucunda devlet bize, “Peki ben bunları yaparsam PKK silahları bırakır mı,” diye sormayacak mı? Soracak. Demek ki PKK bir realitedir ve bu işlerde bir rolü vardır. Eğer bu rolü tespit etmeyi PKK’yle ilişki gibi değerlendirirseniz hiç bir sonuç alamazsanız. Barış için ortaya konan projeyi ve politikaları PKK’nin tanıyıp tanımayacağını hesaplamak zorundasınız. -Silahlı bir örgüt, bu örgüt ne olursa olsun, yasalara göre suç. Bu, dünyada da böyle. Siz bir parlamenter olarak silahlı her örgütün suçlu sayılacağını kabul ediyor musunuz? Terör kavramını biraz açmamız lazım. Bir El Kaide’yi, bir Hamas’ı doğru yorumlamak lazım. PKK’yi de, Mandela’nın partisini de, geçmişteki Filistin Kurtuluş Örgütü’nü de doğru yorumlamak lazım. -Nasıl yorumlamak lazım? Eğer bir hareket halktan destek alıyorsa, halkın taleplerini yerine getirmek için eylem yapıyorsa, onu farklı bir yere koymak lazım. Çünkü o, birilerine göre teröristtir ama birileri de ona öyle bakmıyordur. Bu gerçeği görmemiz lazım. Bugün Hamas da silahlı bir örgüttür ama Başbakan Erdoğan gidiyor, onunla görüşüyor ve barışta rol almasını istiyor. Geçmişte Mandela da hapislerde yattı, terörist olarak ceza aldı ama koşullar değişip de Güney Afrika’da diyalog ortamı oluştuktan sonra, kimse ‘Mandela teröristtir’ demedi. Barış ödülü aldı. Ama geçmişte onun örgütü de silah kullanmadı mı? -Siz Abdullah Öcalan’ı Mandela’ya benzettiğiniz için hakkınızda soruşturma başlatıldı... Ben süreçler açısından söylüyorum. Yoksa kimseyi kimseye benzetmiyorum. Kimsenin de kimseye benzemeye ihtiyacı yok. Ama tarihî süreç böyle gelişiyor. Bir mutfak oluşuyor, görüşmeler oluyor. IRA’yı da örnek olarak verebiliriz. -Sonuçta Öcalan’la da görüşülecek mi diyorsunuz? Öcalan’ın böyle bir talebi yok. Öcalan, ‘benimle görüşmezseniz olmaz’ demiyor. O, “Ben barışa inanıyorum, barış istiyorum. Silahla artık bu iş çözülmez. Barışa katkı sunmam için benimle görüşün” diyor. Barış için görüşüleceklerin adresi olarak da Kürtleri, sivil toplum örgütlerini ve DTP’yi veriyor. -DTP, Erbil’deki Kürt konferansına davet edildi mi? Tabii ki... Bu fikir ortaya atıldığından beri görüşmeler yaptık. Biz, “Bu konferansa bütün Kürtler katılmalı. Bir kesim katılmadığı takdirde eksiklik olur” dedik. -PKK da dahil mi buna? Tabii ki. Herkes katılmalı. Sonuçta elinde silah olan odur. Tartışılan odur. Oluşturulan bütün siyasetler ve yaşanan bütün gelişmeler onun üzerinedir. Onu dışladığınız zaman o konferansın ne anlamı kalır? -PKK, bu konferansa davet edildi mi? Bu konuda bir bilginiz var mı? Bilemiyorum. Bu konferans henüz tartışma düzeyinde. -PKK davet edilmezse DTP katılacak mı konferansa? Biz, konferansın ciddiyetine göre tavır alırız. Konferansın yapısına ve sorunların çözümünü ne kadar esas aldığına bakarız. Sonuçsuz bir konferansa niye hemen gidelim? Sonuç alınabilecek bir konferans yapılmalı. -PKK’nın davet edilmediği bir konferans sonuçsuz mu olur? Tabii ki eksik olur. -PKK’ya silah bıraktırmayı amaçlayan Kürt konferansından nasıl bir sonuç çıkmasını bekliyorsunuz? "PKK’ya silah bıraktırmak için konferans yapıyoruz” deniyor. Talabani de böyle söylüyor. Ve Kürt halkının taleplerini AK Parti Hükümeti’yle konuşmadığı için halkın tepkisini çekiyor. Çünkü bir konferans sadece silah bıraktırmak için yapılmaz. O zaman adam, ben silah bırakmak için mi dağa çıktım der. Açık konuşalım. Tabii ki bizim de esas talebimiz silahların olmadığı bir dünya kurmak. Ama Kürtlerin kimlik, kültür ve kendi anadilinde eğitimle ve yerinden yönetimle ilgili taleplerini karşılayacak bir proje sunulmazsa, bu iş, başında tıkanır. Önemli olan Kürt halkının taleplerinin yerine getirilmesidir. Bu, bugünden yarına olmasa da, işin önce alt yapısı hazırlanır. Bunun dünyada pek çok örneği var. Mesela Güney Afrika örneği var. Orada sorun nasıl çözüldü, kimler devreye girdi, barış nasıl sağlandı? -Siz, dünyadaki hangi çözümü örnek olarak alıyorsunuz? Hiçbir sorun birbirine tam olarak benzemiyor ama sonuç olarak dünyanın her yerinde barışın ve çözümün sağlanması önce işin mutfağı oluşturulmuş, taraflarla tartışılmış ve bir barış iradesi yaratılmış. Her yerde ortak olan şu ki, hükümetler, ‘ben halkımı ve ülkemi bu kaostan kurtaracağım’ iradesiyle ve barışı getirme kararlılığıyla ortaya çıkmışlar. -Sizin bir barış ümidiniz var mı? Biz barış umudumuzu hiç kaybetmedik ve kaybetmeyiz. Zaten barış umudumuzu korumadan siyaset yapamayız. Biz, “İnkâr ve imha mantığını sürdürmeyin. Barış, bugün olmasa bile bir gün mutlaka gelecek. Kürt halkının kültürel ve kimlik hakları mutlaka sağlanacak. Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğü içinde bir eşitlikçi ortam mutlaka sağlanacak. Demokratik refleksi bir an önce gösterelim” diyoruz. Zira son operasyonlar, birilerinin demokratik çözümü önlemekte kararlı olduklarını gösteriyor. -Kürt meselesinin barış içinde çözümlenmesi için neler yapılması gerekiyor? Biz bu konuda çok netiz ve açığız. Kürt halkının kimlik hakları anayasayla güvence altına alınmalı. Yeni anayasa yapılmalı ve bu anayasa, Türkiye’de farklılıkların bir zenginlik olduğunu kabul eden bir ruhla ve mantıkla hazırlanmalı. Biz de Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarıyız. Türk vatandaşlar hangi hakka sahipse Kürt vatandaşlar da aynı haklara sahip olmalı. Demokratik özerklik projesi çerçevesinde yerel yönetimler güçlendirilmeli ve bölgeler kendi ihtiyaçlarına göre ekonomi, sosyal ve eğitim konularında kararlar alabilmeli. Kürtçe eğitim yapan okullar açılabilmeli. Mesela TRT Şeş’i bir açılım olarak gösteriyorlar. -Bir açılım değil mi? Kürtlerin, TRT Şeş’in programını belirleme hakkı yok ki. Oysa İngiltere’de sordum. Üç milyon Galli var. Galler’de Galce öğrenmek zorunlu ve okullarda Galce eğitim yapılıyor. Bana, “Biz öyle asimilasyona uğramıştık ki. Nüfusumuzun yüzde 5’i Galce biliyordu. Ama şimdi Galce bilenler yüzde 20’ye çıktı. Gençlerde bu oran yüzde 40 oldu” dediler. İngiliz devleti, Gal kültürü gelişsin diye, Galce yayın yapan özel televizyonlara yılda 120 milyon sterlin veriyormuş. Bu, bir hakkın tanınması ve korunmasıdır. TRT Şeş ise bir hakkın suistimalidir. Bizim istediklerimiz işte bunlar... -PKK bu şartlar gerçekleşirse silah bırakır mı peki? Bizim söylediklerimizle onların söyledikleri arasında bir fark yok ki. Talepler hemen hemen aynı. Bunlar genel olarak Kürtlerin talebidir. Kürtlerin taleplerine ben de uymak zorundayım. PKK de uymak zorunda. -PKK hangi şartlar altında silah bırakabilir sizce? Devlet şeffaf ve açık olmalı. Dağdan indirdiğin zaman cezaevine mi atacaksın, yoksa o insanları toplumun içine karıştırıp, onlar için demokratik siyasetin önünü mü açacaksın? Bunlar açıkça tartışılmalı. -Barzani ile DTP arasında görüş farkları var mı? Biz ayrı ülkelerde yaşayan siyasetçileriz. Her ülkenin kendi koşulları ve talepleri farklı. Ben bugün Irak’ta olsam federasyonu savunurum. Çünkü oradaki Kürtler Osmanlı İmparatorluğu’nun parçası. Durum içselleştirilmeden, Araplarla biraraya getirilmişler ve kucaklaşamamışlar. Ama Türkiye’deki yapı farklı. Kürtlerle Türkler birlikte yaşamayı sürdürebilecek bir şansa sahipler. Çünkü gerçekten bin yıldır birlikte yaşıyorlar. Bu yüzden biz Türkiye’de federasyonu savunmuyoruz. Biz, özerk demokratik bir yönetim anlayışını savunuyoruz. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesini istiyoruz. -DTP, barışın sağlanması için ne önerecek? Artık şu anlaşılmalı. Kürtler, Türkiye’den kopmak gibi bir arayışın içinde değiller. Kürtler, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğü içinde eşit haklar temelinde sorunun çözülmesini istiyorlar. Eğer Kürtlerin bunu istediğine inanılırsa, sorunu çözmek o kadar zor değil. Çünkü sıkıntı bu noktada yaşanıyor. Ulus-devlet kurulduğundan beri ‘Kürtler potansiyel tehlikedir’ mantığı yürütülüyor. Birilerinin artık bu düşünceden, korkudan kurtulması, Kürtlerin ayrılmayı istemediğini kavraması gerekiyor. -Kesin barış sağlanana kadar ortamı yumuşatmak için karşılıklı jestler yapılabileceğini düşünüyor musunuz? Buna ihtiyaç var. Barış ve çözüm konusunda samimiyetin ortaya çıkması için mutlaka jestler yapılmalı. -PKK, bir jest olarak silahlı militanlarını sınır dışına çekebilir mi? Tabii ki... Eğer barışla ilgili ciddi bir çabanın olduğunu bilseler ve pusuya düşürülmeyeceklerine inansalar, niye yapmasınlar? Önce güven ortamı oluşturulmalı. Bunlar geçmişte yapıldı ve çekilme sırasında 300-400 militanı öldürüldü. Ayrıca geçmişte barış grubu geldi. Arkasından diğer gruplar da gelecekti ama gelenler 15-20 yıl ceza yiyince olay bitti. -Hem Kürtleri hem Türkleri bir barış atmosferine sokabilmek için Türk ve Kürt politikacılar neler yapmalı? Kabaran milliyetçi anlayışları önlemek için Türk demokratlarına önemli bir görev düşüyor. Geçmişte Fransa’da Sartre gibi Fransız aydınları nasıl Cezayir’in işgaline tepki gösterdilerse, bugün de Türk aydınları DTP’nin Kürt sorununu Türkiye’nin bütünlüğü içinde demokrasiyle çözme çabalarını desteklemeliler ve bu güveni, inancı halka yaymalılar. Biz de tabii Türkiye halkını bu konuda ikna etmeliyiz. Bizim amacımız Türk halkının da özgürleşmesi. Biz bütün samimiyetimizle bu ülkede birlikte yaşamak istiyoruz. -Kürtlerde, ayrılıp kendi devletlerini kurma özlemi yok mu? Birileri bunu isteyebilir ama, siyasetçi, toplumsal gerçekleri görmek ve günümüz dünyasındaki etnik milliyetçiliğin halklara ne kadar zarar verdiğini hesaplamak zorunda. Biz ulus-devlet mantığına karşı çıkıyoruz ve “demokratik devlet” diyoruz bugün. Ülkelerin birlikler oluşturduğu, AB’nin geliştiği bir dünyada etnik milliyetçiliği öne çıkararak halkları birbirine kırdırma hakkına sahip değiliz. -Ulus-devletin çok kanlı bir süreç olduğunu mu düşünüyorsunuz? Evet. Günümüz dünyasında ulus-devlet kurmaya ihtiyaç yok. Eşit vatandaşlığa, demokratik devlete ihtiyaç var. Ama birileri bu ülkede değişim istemiyor. Mevcut durum, statüko sürsün istiyor. Kürt sorununu çözmüş demokratikleşen bir Türkiye’de bazılarının siyaset üzerinde vesayetine imkân kalmayacak çünkü...
Red Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 alayını içeri tıksınlar. dtp lilerden bahsediyorum.kürtler iyi insanlar.birileri çomak sokmadıkça kardeş kardeş yaşıoruz
cado Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 dtp=pkk olduğu sürece dtp pkk yı kabul etmediği sürece kürt sorunu bitmez
Killer Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 cado said: dtp=pkk olduğu sürece dtp pkk yı kabul etmediği sürece kürt sorunu bitmez çelişki? yoksa fail'mıyım
dufrasne Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Red said: alayını içeri tıksınlar.karşı gelenlere sıksınlar dtp lilerden bahsediyorum.kürtler iyi insanlar.birileri çomak sokmadıkça kardeş kardeş yaşıoruz ya sen ne kadar boş bir adamsın. kardeş kardeş yaşamıyorsunuz onların çoğu zulümle, yasaklarla, ayrımcılıkla, yoksullukla, cahillikle kardeşler. MESAJ ATILMIŞ 21.17'DE SENİN YORUMUN 21.18. OKUSANA BE ADAM OKUSANA. "alayını içeri tıksınlar.karşı gelenlere sıksınlar" ne demek kime sıktırıyosun sen? Halkı kin ve düşmanlığa tahrikten yasal işlem başlatılır hakkında dikkat et çok hukukçu otoritecisin ya hani.
GEd Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Elinde silahı olanla ne anlaşması ne uzlaşması? Yarın canları sıkılınca bu silahı almıcaklarını tekrar kim garanti ediyor,bazı şeyleri beğenmediklerinde haydi ele silah dağa demeyeceklerini kim söylüyor,meclise girmişsiniz hala silahlı gruplarla işiniz ne.
Sam Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 pkk'yı reddetmezlerse, taleplerinin yerine getirilmesi için bir koz olarak öne sürerlerse kimseye dinletemezler kendilerini. bunu artık anlamaları lazım. şu son dönemde ciddi bir şans yakalamışlardı bu konularda seslerini duyurabilmek için, bunu boşa harcıyorlar ısrarla. onbinlerce insan ölmüş, insanlar unutamaz bunu. kendilerini uzaklaştırmaları gerek pkk'dan.
Red Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 nerde kardeş kardeş yaşamıosun.nufus cuzdanına bakarsak bende yarı kürt sayılırım.dede babaanne hep o taraflar.sen fazla kaptırmışsın kendini.yazıyı okumama gerek yok okmustum ztn. senin gibiler yuzunden böyle oluo işte.kürtlere haksızlık edildiğini düşünenler yüzünden okullarda kürtçe dersi yok yada kürtçe radyo falan yok (tv falan var gerçi radyo bilmiyorum) diye kardeş kardeş yaşamıomuyuz
mani Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 1. şık dışındaki seçenekler sanki çok anti-demokratikmiş havası yaratmış 1. şık ta geçen "demokrasi" lafından dolayı. ben 3. şık sağlanmadan bir halt olacağını sanmıyorum. DTP ve DTP e destek veren insanlar PKK nın bir terör örgütü olduğunu kabul etmek zorunda. PKK ile tabanımız aynı diyen adamlarla ben el sıkışmam kimsede sıkışmamı isteyemez.
Snefru Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 DTP,PKK nın siyasi kanadıdır.Bir çözüm varsa onuda ne pkk sağlayabilir ne de dtp..
Red Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 ayrıca ne zaman dtp ye laf atılsa ortalarsa geziosun.ne oldugun az çok belli o yuzden tartışmaa girmicem bile dtp pkk yı terör örgütü olarak kabul etse ve desteklemese ztn problem olmicak.ama bunu yapmayan adamların tutuklanmaması hata. cıkıp pkk lilar için şehitlerimiz falanımız kardeşlerimiz diyen adamları savunma bana pls kürt diye işe alınmayan ezilen dışlanan bir ülkede yaşamıyoruz.böyle mal mal konusunca deliriyorum.yok kardş kardeş yaşamıomuşuz.ne adamlar anasını satim ben direk dtp yi suçlarken sen tüm kürtlere mal ediosun dediklerimi.enteresna yani hukiki işlem konusunda asıl sen dikkat et defus kardeş.terör örgütü destekleme yanlıslıkla
roket adam Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Hala aynı geyikler. DTP bariz ve net bir biçimde "ayrılıkçı". Ayrıca yine bariz ve net bir biçimde "gerektiğinde silahlı mücadeleyi" de destekliyor. Daha ne yani, ne diyelim, bu mudur barış? Ropörtaja gel, adam pkklıları öyle barış yanlısı göstermiş ki, bilmesem vay be devlet ne adiymiş barış istemiyor diyeceğim. Bakın adam ne demiş "kürtlerin talebine ben de uymak zorundayım, pkk da uymak zorunda" Alttan ufak ufak siz haklarımızı vermiyorsunuz, kürtler de savaşa devam diyor şeklinde düşünceleri empoze ederek beyinlerde dtp=pkk=kürt denkleminin yerini daha da sağlamlaştırıyor bence.
Snefru Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Önce healerı kesmek lazım yoksa dtp de pkk da tırt yani :)
raw power Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Benim görüşüm ilk iki seçeneğin arasında bir yerde.Taraflar arasında diyalog olması lazım,fakat bu diyalog genel affı veya Öcalan'ın Mandela gibi bir barış elçisi olarak kabul edilmesini içermemelidir.Çözüm PKK'nın devlete yaklaşmasıyla gerçekleşir.Kanımca PKK silah bırakıp kendini feshetmeden bu iş çözülmez.Zaten DTP aracılığı ile siyaset yapıyorlar,barış istiyorlarsa bıraksınlar silahları.
dufrasne Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Red said: ayrıca ne zaman dtp ye laf atılsa ortalarsa geziosun.ne oldugun az çok belli o yuzden tartışmaa girmicem bile dtp pkk yı terör örgütü olarak kabul etse ve desteklemese ztn problem olmicak.ama bunu yapmayan adamların tutuklanmaması hata. cıkıp pkk lilar için şehitlerimiz falanımız kardeşlerimiz diyen adamları savunma bana pls kürt diye işe alınmayan ezilen dışlanan bir ülkede yaşamıyoruz.böyle mal mal konusunca deliriyorum.yok kardş kardeş yaşamıomuşuz.ne adamlar anasını satim ben direk dtp yi suçlarken sen tüm kürtlere mal ediosun dediklerimi.enteresna yani Mal mal konuşan sensin. Doğunun geri kalmışlığının sebebi ne o zaman? Türkiye tarihindeki tüm yönetimler oradaki toprak ağalarıyla işbirliği yaptı, hiçbiri halkın sorunlarını dinlemedi. Ne eğitim verdi, ne sağlık, ne de sosyal hizmet. Polislerin verdiği topu görünce o yüzden her şeyi unutuyor oradaki çocuklar. Bugün Türkiye'de özellikle sağ partilerden milletvekili olan çok toprak ağası, ağa çocuğu vardır. Bunların da allahı paradır, sömürüdür. Orada topraklarda çalışan Kürtlerin ne halde olduklarını sen bilmezsin, Hakkari'deki Batman'daki işsizlik oranlarını bilmezsin. Bu ülkede hala azınlıklar, ezilenler hakkında olumlu bir portre çizebiliyorsan, bunu da seni kandıranların başarısına ve genetiğinin başarısızlığına veriyorum. Senin ne olduğun belli demişsin, sen beni hiçbir şeyle suçlayamazsın. Ne PKK sempatizanıyım, ne Kürdistan savunucusuyum, Kürt bile değilim. Ben sana varolan gerçekleri, yaşananları söylerim, sen anlamamakta direnirsen bu senin güç yalakası ve değişimden korkan biri olduğunu gösterir.
Khelben Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 DTP üyelerinin hepsinin içeri tıkılması taraftarıyım. Kürdistanın sınırını seçimlerde çizdik diye açıklama yapanlar da var, 23 Nisan ı kutlamayanlarda. Bunlar provakasyon yapanlar işte. Onları kesmek lazım. Bütün sorunun başı Türkiyenin gelişirken tüm illere eşit bakmak yerine batıya konsantre olmuş olmasından kaynaklanıyor diyenlere de katılmıyorum ayrıca. Bu zihniyet heryerde olabilir, milliyetçilik ateşlenmesi kolay bir olgudur. Bunu kullanmayı bilen adam herşeyi yaptırabilir.
sg-1 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Bu konuyla ilgili daha bikaç gün önce yazılmış yazım vardı, bu sefer de kendimi c/p'liyorum. sg-1 said: aksini iddia etmedim, elbette devlet TÜRKİYE'NİN HER YERİNDEKİ HAYAT KOŞULLARINI DÜZELTMEKLE YÜKÜMLÜ. Kürtleri adam yerine koyacaz, devlet bürokrasisi, ordusu, hatta trtsiyle buna hazır. ama adres olarak gösterdiğiniz kürt temsilcisi "istediklerimiz olmazsa sokakları dar ederiz" diyen DTP. Yani senin söylediğin çözüm masası aslında bir şantaj bir fidye masası. Aslında sonucu çözüm değil, dayatma olacak. Aslında kalıcı huzur değil, gayet kırılgan, geçici çözümler gelecek. Sen bu adamları destekleyen biri olarak bizzat, bugün istediklerini verdiğinde yarın daha fazlası için "sokakları dar etmeyeceklerinin" garantisini verebiliyor musun, bundan %100 emin misin? devlet isyanı bastırmak, toprağını ve konuyla ilgisiz masum vatandaşını korumak zorunda. Kürtlerin terörist pkk'ya destek verdikçe karşılarında devleti bulacak olmaları kadar normal bişey yok. Burada iş kesinlikle ve kesinlikle kürtlere düşüyor. Ya şiddeti terkedecekler, Aleviler gibi kendi sosyal örgütlenmelerini kuracaklar ve haklarını demokratik yollardan arayacaklar. Ya da biz bu görüntüleri daha çok göreceğiz. Umarım amaçları üzüm yemektir, bağcıyı dövmek değil. sirle bi diyaloğumuzmuş, sen dediğim sir yani, alınmayın üzerinize. Bi de ekleme yapayım, merakıma mucip oldu: Neden kürtlerin hep tek partisi var? Neden daha ılıman, daha uzlaşmacı, daha devlete yakın bi kürt partisi çıkmıyor? Neden taaa DEP'ten beri biz hep aynı söylemlere muhatabız? Neden devlet yumuşarken, DTP tipi politika gittikçe daha da sertleşiyor?
Red Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 dufrasne said: Red said: ayrıca ne zaman dtp ye laf atılsa ortalarsa geziosun.ne oldugun az çok belli o yuzden tartışmaa girmicem bile dtp pkk yı terör örgütü olarak kabul etse ve desteklemese ztn problem olmicak.ama bunu yapmayan adamların tutuklanmaması hata. cıkıp pkk lilar için şehitlerimiz falanımız kardeşlerimiz diyen adamları savunma bana pls kürt diye işe alınmayan ezilen dışlanan bir ülkede yaşamıyoruz.böyle mal mal konusunca deliriyorum.yok kardş kardeş yaşamıomuşuz.ne adamlar anasını satim ben direk dtp yi suçlarken sen tüm kürtlere mal ediosun dediklerimi.enteresna yani Mal mal konuşan sensin. Doğunun geri kalmışlığının sebebi ne o zaman? Türkiye tarihindeki tüm yönetimler oradaki toprak ağalarıyla işbirliği yaptı, hiçbiri halkın sorunlarını dinlemedi. Ne eğitim verdi, ne sağlık, ne de sosyal hizmet. Polislerin verdiği topu görünce o yüzden her şeyi unutuyor oradaki çocuklar. Bugün Türkiye'de özellikle sağ partilerden milletvekili olan çok toprak ağası, ağa çocuğu vardır. Bunların da allahı paradır, sömürüdür. Orada topraklarda çalışan Kürtlerin ne halde olduklarını sen bilmezsin, Hakkari'deki Batman'daki işsizlik oranlarını bilmezsin. Bu ülkede hala azınlıklar, ezilenler hakkında olumlu bir portre çizebiliyorsan, bunu da seni kandıranların başarısına ve genetiğinin başarısızlığına veriyorum. Senin ne olduğun belli demişsin, sen beni hiçbir şeyle suçlayamazsın. Ne PKK sempatizanıyım, ne Kürdistan savunucusuyum, Kürt bile değilim. Ben sana varolan gerçekleri, yaşananları söylerim, sen anlamamakta direnirsen bu senin güç yalakası ve değişimden korkan biri olduğunu gösterir. doğuda ingilizler yaşasa yine yoksulluk olacaktı orda.bu devletin hatasıdır.kürtlükle bi alakası yok.sanki ülkemiz çok zengin ferah.ama ankaradan sorası klubede yaşıomulş giib konuşma.seni sucladıgım falan yok.ben teror orgutu ve dtpye karşı laflar soyluyorum.kürtleri savunuyorum.sen bana karşı cıkıosun. dtp liler içeri tıkılmalı.pkklılar yok edilmeli.bunda yanlıs olan birşey yok. istanbul gobeği işsiz kaynıo.sen bana batmandaki işsizlik oranlarıyla geliosun.ben yalansız türkiyenin bütün şehirlerini gezdim.işler gereği kürt dostlarımız çok.doğunun heryerini gezdim.ve temiz düşünen pis düşünmeyen her birey kardeş kardeş türk kürt ayrımı yapmadan yaşıor. kürt partisine karşı değilim.fakat pkk yı desteklemeyen parti doğuda hakim olsa daha iyi olur.
roket adam Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 doğudaki vatandaşların büyük kısmı şu anda dtp den başka alternatif göremiyorlar ki gidip oylarının büyük kısmını dtp ye vermişler. dolayısıyla bu partinin kapatılması çok ciddi tepki toplar orada. "bakın demokrasiye gelin diyorlar ama partimizi kapatıyorlar" düşüncesi yaratır. zaten şu anda da o yüzden dayanıyorlar bu heriflere.
dufrasne Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Red sen de oku sg-1 said: Bi de ekleme yapayım, merakıma mucip oldu: Neden kürtlerin hep tek partisi var? Neden daha ılıman, daha uzlaşmacı, daha devlete yakın bi kürt partisi çıkmıyor? Neden taaa DEP'ten beri biz hep aynı söylemlere muhatabız? Neden devlet yumuşarken, DTP tipi politika gittikçe daha da sertleşiyor? DTP'nin politikası sert değil ki. PKK'ya terör örgütü dememelerinin dışında demokratik olmayan hiçbir söylemleri yok. Sen bir de HAKPAR'ı falan gör sert politika istiyorsan. DTP'yi anlamak istiyorsanız parti programını ve milletvekillerinin açıklamalarını okuyun. Tamam PKK hakkındaki tutumları bence de yanlış ama adamlar Kürt sorunu çözüldüğü zaman PKK yine olacak falan demiyorlar yani yanlışın da bir yerinden dönüyorlar. Çok acayip bir algımız var ülke olarak. Solcu Starbucks'a gidiyor diye sol harekete küseriz, DTP'li PKK'ya alenen terör örgütü demiyor diye Kürt haklarını savunmaktan vazgeçeriz. Tamam sen DTP'li olma ama Kürt haklarını savunacağına inandığın bir partiye oy ver hiç değilse bu düzen partilerini desteklemek çok anlamsız. Bu düzen partilerinin geçmişlerindeki cinayetleri, idamları, derin devletleri de biliyoruz. Bunlar teröristin alası. İstatistik yaparsak düzenin dolaylı yoldan daha çok cana kıydığını da görürüz. Benim çözümüm her zaman Türk-Kürt solunun birleşmesi ve güçlü bir parti kurmasıdır. PKK sorunu da, Kürt sorunu da ancak böyle çözülür.
Thugsta Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Khelben said: DTP üyelerinin hepsinin içeri tıkılması taraftarıyım. Kürdistanın sınırını seçimlerde çizdik diye açıklama yapanlar da var, 23 Nisan ı kutlamayanlarda. Bunlar provakasyon yapanlar işte. Onları kesmek lazım. Benim yazacaklarımı yazmışsın saol Khelben..
raw power Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 DTP'nin politikası nasıl sert değil?Sürekli provokasyon yapıyorlar,taşlı sopalı eylemler için militanlarını sokağa döküyorlar,MHP bile artık yapmıyor bunu.Keza üniversitelerde de DTP'lilerin oluşturdukları gruplar var;güçlü oldukları yerlerde ülkücülerden pek farklı değiller.
roket adam Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 MHP çoğu yerde sokaktan çekildi artık. O psikopatların da sokağa dökülüp dtp'lilerle çatıştığını da görürsek zaten olay iç savaşa gider herhalde.
Snefru Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 27, 2009 Biz bugünki maşaları ortadan kaldırsak bile o coğrafyadan birdaha maşa yapılmasını önlemek için bize en aşağı 100 sene lazım.Bu 100 sene sürerken aynı zamanda dışarıdan hiçbir müdehale olmaması lazım.Sen bir maşayı kaldır dışarıdan müdehaleleri engelleyeme batılılar kendi çıkarları için başkalarını tekrar bulacaktır.Hem ortadan kaldırmak için ayrı güç hem dışarıdan engellemek için ayrı güç harcayacağına dışarı ile bağlantıyı kestiğin an kendileri çürür gider zaten.
Öne çıkan mesajlar