Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Türkiye muhafazakarlaşıyor mu?


Sparkcaster

Öne çıkan mesajlar

muamazakarlaşıo tabii ki bu bariz açık yani...

10 yıl önce yolda yürürken her 100 kişiden 10u türbanlıysa şimdi her 100 kişiden 40ı türbanlı nerdeyse.

eskiden mini etek daha çok giyilebilen birşeyken şimdi bi çok yerde giyilemior.

Eminim ki şimdi birileri çıkıp modern olmak kıçını başını açmak mıdır gibi saçma bi yorum yapıcak ama evet modern olmak bi yerde budur! Çünkü modern ülkelerde insanlar kadınları et parçası olarak görmezler bu yüzden de mini etek giyen kızlar hafif kız olarak görülmez ya da erkekler saçı açmak günahtır tahrik oluoruz gibi saçma şeyler üretmezler.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Evet ve bunu görmemek için kör olmak lazım.
Tabii biraz yavaş olduğundan belki bazıları alışıyor bu sürece.


10 sene önce iyi işler-iyi günlerin yerini hayırlı günler aldı yavaşça ve belki böyle ufak şeylerle başladı.

Hükümetin gazıyla muhafazakarlar daha çok çıktılar göz önüne evet bu da var tabii. Ama olay bundan ibaret değil ne yazıkki. Yönetimlerin dışında halkta muhafazakarlaştı gittikçe.

Tabii bu sadece AKP iktidarında olmadı. Uzun bir süreçti. Yeşil sermyenin evriminden İmam Hatip liselerine, siyasi örgütlenmeden sivil örgütlenmeye kadar yüzlerce noktada gelişti ve güçlendi muhafazakarlar. Bunlar hep vardı ama güçlenmeleri adım adımdı.

Tabii 80 darbesi sonrası yara alan eğitim sistemi, düşünce tarzı vs. bunlara eklendi.

Tabii şeriyat gelmeyecek bu ülkeye. Ama çakılıp kaldık işte yerimize. Uzun bir sürede kımıldayamayız bence. Türkyenin modernleşme serüveni hep yarım kaldı...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şöyle de bir güzelliğim olsun:

Newsweek Türkiye'de yayınlanan makaleyi taradım, imageshack'e yükledim. Son zamanlarda okuduğum en güzel makalelerden biri olduğunu söyleyebilirim güncel Türkiye ile ilgili; kesinlikle tavsiye ediyorum:

http://img441.imageshack.us/gal.php?g=26766578.jpg - Galleri linki


1. sayfa




2. sayfa




3. sayfa





4. sayfa




5. sayfa




6. sayfa


Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kadınların kapanmasını "aa ne güzel artık sosyal hayata katılabiliyor" diye değerlendirmek afedersiniz de baya saçma.
bu şuna benziyor. internete girmek istiyorsunuz ama size internet bağlatılmıyor , birisi size gelip diyor ki seni bir yere hapsetçez ama internete girebileceksin" bu duruma aa ne iyi adam artık internete girebilcek demenin üsttekinden bir farkı yok.
kadınların özgürlüğünü savunmak yerine bunu savunmak baya absürd geliyor bana.
yapmak istediği farklı, dayatılan farklı olunca üstü kaval altı şeşhane oluyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ZaugnaKhaldun said:
Şöyle de bir güzelliğim olsun:

Newsweek Türkiye'de yayınlanan makaleyi taradım, imageshack'e yükledim. Son zamanlarda okuduğum en güzel makalelerden biri olduğunu söyleyebilirim güncel Türkiye ile ilgili; kesinlikle tavsiye ediyorum:

http://img441.imageshack.us/gal.php?g=26766578.jpg - Galleri linki


1. sayfa




2. sayfa




3. sayfa





4. sayfa




5. sayfa




6. sayfa




düzeltilmiş hali budur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Akp'den çok, ceplerine giren para olacağını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim; yani aynı ekonomik imkanı şu anda Akp sunamasa ve Chp'nin sunabileceğine inansalar, hepsi anında laik, modern Türk vatandaşı olur şüpheniz olmasın


durduk yerde laik, modern olurlar mı tartışılır çünkü öyle olmadıklarını söylemek çok tartışılabilecek bir durum; ancak antalya'da hükümetin aklının almadığı seçim yenilgisi aynen böyle oldu. seçimden 4 gün önce gelen bir talebin yerine getirilmemesi nedeniyle, ilginçtir fettullahçıların büyük bir kısmı oyunu chp'ye verdi. bi de minibüsçüler var tabii antkart olayından hehe

yani türkiye'de şu anda ben oyumu kafamı kesseler bu partiye veririm diyen insan sayısı %10'u geçmez. bunlarda chp, mhp ve sp arasında paylaşılır.

konuya gelirsek; bundan 10 sene önce mini etekle giremediğin yere bugün de giremiyorsun. olsa olsa 10 sene önce o mahalledeki delikanlıların kızları falan belki mini etek giymeye başlamıştır. bunu da muhafazakarlıkla açıklamak mümkün değil. siyasi açıdan muhafazakarlıkla bu konuşulanların alakası yok. sosyal açıdan zaten muhafazakarlık denemez bunlara, tutucu, geleneklerine bağlı tabirleri de bahsi geçen konuyu keser mi bilmem. adı üstünde; muhafaza yani koruma, muhafazakarlık korumacılık.

ülkenin mevcut durumundan islamcısı, ulusalcısı, azınlıkları vs kimse memnun olmadığına göre diyebilirim ki; esasen bu ülkede siyasi açıdan muhafazakarlar azınlıktadır. hem de baya bi azınlıktadır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hürriyet hiç okumam, ne yazdığını bilmiyorum da, olay kapalı kadınların sosyal hayata dahil olması değil.
kapanmanın normal ve daha kötüsü dinin gereği olarak gösterilmesi.40-50 sene önce üretilmiş birşeyin 1400 yıl önce ortaya çıkmış bir dinin gereği olduğuna inanmamı beklememeli kimse.

öte yandan toplum ahlaklı bir hale geliyor da değil, dünyada genel bir bozulma var belki ama beni türkiye ilgilendiriyor, büyük bir ahlaki yozlaşma da var aynı zamanda.
ileride bir gün böyle bir ülkede kız çocuğumun olmasını isteyeceğimden pek emin değilim açıkçası.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Başını örtmeyi erkek egemenliği altında evde kul köle olma üzerinden argüman üretenler , başı örtülü insanların her ortama girip çıkabilmesini ve aktif sosyal yaşama katılmalarını nasıl değerlendiriyorlar merak ediyorum.

Başını örtüp eğlenen kadın görünce bu sefer bunların inancı dini bukadar(sahte) deyip , dinci dediklerinden daha fazla dincilik yapıyorlar. Komik :).

Yani kısaca belli bir kesimde ;

- başını örten ev kadını olup kilosuna kilo katar , evde kocasına köle olur

- başını örtüp , dışarıda dolaşan , eğlenen , fileli çorap giyenler ise sahtedir , dinle alakası yoktur

şeklinde bir düşünce var. Bunun ortasının olacağına inanmak istemiyorlar. Olunca da kendi kafalarına göre bir değerlendirme yapıyorlar. Yazık yahu :)

Malesef dünya genelinde böyle değil arkadaşlar. Başını örten insanlar çok kültürlü , üniversitesini okumuş , işinde gücünde çok iyi yerlere gelmiş , gerektiğinde çok rahat bir şekilde eğlenebilen insanlar olabiliyor. Kısaca o örtü sandığınız gibi insanların beynini kapamıyor.

Öyle olan yok mu ? Var , ama bu örtü ile alakalı değil. Ailesinin yetiştirme tarzı ile alakalı , normalde bizim onu tartışmamız gerekiyor ama memleketim böyle ne yaparsın. Kabulümüz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Metin duvarı geliyor. Uyarıyı şimdiden yapayım.

Erhan Göksel seçim sonuçları hakkında uzun bir yazı yazmış. Aynen kopyalıyorum.

“SEÇİMLER, TÜRKİYE TARİHİNİN EN TEHLİKELİ SONUCUNU ORTAYA KOYMUŞTUR



Bana göre;Türkiye Cumhuriyeti 85 yıllık tarihinin, seçim sonuçları itibariyle en önemli ve önemli olduğu kadar da “en tehlikeli seçim sonuçlarını” vermiştir. Burada partilerin aldıkları oyları veya siyasetteki iktidar mücadelelerini kasdetmiyorum.



Türkiye’de, sosyolojik olarak Türkiye’nin sosyal temelleri açısından bildiğimiz genel yapısından kopan “Üç Ayrı Siyasal Bölge” ortaya çıkmıştır. Hepimizin korkusu olan, Türkiye’deki Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı bölgelerin Türkiye’den kopması ve üniter yapının bozulmasına ilişkin endişeler, kimi kişiler tarafından bir süredir biliniyordu. Bunu gördük. DTP’nin aldığı sonuç kendileri açısından büyük bir zaferdir. Bana sorarsanız DTP, iktidara karşı da mücadele verdiği için bir anlamda belki de seçim sonuçlarının kendisi açısından en başarılı partisidir.



Ancak ilerisi için Türkiye’nin yaşayacağı tehlikenin boyutu sadece bununla sınırlı kalmamıştır. İkinci bir harita ortaya çıkmıştır. Bu harita “Türkiye’nin Sahilleri”dir. AKP’nin özellikle Antalya’yı kaybetmesinin nedeni, kendilerini yaşamsal olarak tehdit altında gören, gündelik yaşam biçimlerinin değişmesinden endişe duyan insanlardır. Genelde seçmen, CHP’li olduğu için değil, AKP’ye karşı oy kullanmışlardır. Sonuçta, sahil bölgelerinde; yakıştırma yapmak gerekirse “Laik bir Bölge” ortaya çıkmıştır ve bu bölgede, CHP, Türkiye ortalamasının iki buçuk katına yakın bir oy almıştır. Özetle, kendilerinin “yaşam tarzı”nı tehdit altında gören ve korkan seçmen, tüm kıyı boylarında AKP’ye karşı oy kullanmıştır. Ege ve Akdeniz seçmeni oyunu CHP alsın diye değil, AKP almasın diye maksimum oranda sandığa yansıtmıştır. Demek ki, oy CHP oyu olmanın ötesine geçmiştir. Bu durum bu açıdan parçalanmış olan ikinci bir bölgenin işaretidir.



Ama beni en çok endişeye sevk eden üçüncü bölgedir. Doğu Anadolu’nun bazı illeriyle, özellikle İç Anadolu’da, Orta Anadolu’da aşırı bir “sağa kayma” olmuştur. Bu bölgelerde yaşayanların beni yanlış anlamalarını istemiyorum. Kürt Siyasetine tepki olarak yani “Kürtler’e tepki” olarak adeta “Türk bölgeleri” ortaya çıkmıştır. Öyle ki, bu Türk bölgeleri gittikçe de Türkçülük İdeolojisi’nin etkisi altına girmiştir. Örnek mi; Erzurum’da, Sol’un oyları % 2’yi bile bulamıyor. Kayseri, Bayburt, Gümüşhane, Kastamonu, Kütahya, Nevşehir, Sivas, Yozgat ve Çankırı’da aynı. Öyle ki, Tokat, Amasya gibi Alevi nüfusun yoğun bölgelerinde Sol’un oy oranları tarihteki en düşük oy oranında.



AKP’nin, Güneydoğu’da Kürt siyaseti, Anadolu’da ise Türk siyaseti yapıyor olduğundan ve bu bölgede sınıfsal ve sosyal yapı da tam anlamıyla uygun olduğu için, “Türk-İslam Sentezi” ideolojisi İç, Orta Anadolu ve Doğu Anadolu’da Elazığ, Erzincan gibi illerde tamamen taban bulmaya başlamıştır. Öyle ki, bölgedeki Aleviler’de de ilk defa Türklük ağır bastığı için Kürt tepkisi ile geleneksel bağlarını CHP’den kopararak, MHP’ye oy vermişlerdir.



Bu sonuçlarda maalesef AKP’nin tarih önünde büyük vebali vardır. 22 Temmuz ve 29 Mart seçimleri’nde oyunu artırmak isteyen AKP, Türkiye genelinde yürüttüğü genel AKP seçim söyleminin aksine, İç ve Orta Anadolu ile Kürt bölgelerinde “bölgesel siyaset” yapmıştır. Hatırlayalım; AKP’nin afiş ve sloganları bile bu yönde olmuştur. Adayları da keza öyle; AKP’nin bu bölgedeki bütün adayları Türkiye’deki “Kürtçülük Kimliği “ağır basan adaylardır. Ayrıca AKP’nin “aksiyonları”, Kürt seçmende “reaksiyona” yol açtığı için PKK’ya da bir anlamda meşruiyet kazandırmıştır. Sonuçlar ortada. AKP’nin bu bölgesel siyaseti sonucu Kürtler de tepki olarak sistemden kopma noktasına gelmiştir. Bunun, Batı’da da ciddi yansımaları olmuştur. Özellikle İstanbul’da Kürt nüfusun yaşadığı ilçelerde DTP oy patlaması yapmış, hatta kimi ilçelerde % 10 barajının bile üstüne çıkmıştır. Kürt seçmenin bir kısmı AKP’yi protesto ederek rakibi “Tuncelili” Kemal Kılıçdaroğlu’na ve CHP’yebile oy vermemişlerdir. Üstelik DTP seçmeni, kendi adaylarının seçilme şansının olmadığını bildiği halde.



Anadolu’ya baktığımız zaman ise; en temel kentlerde, Türk kimliğinin abartılı bir şekilde öne çıktığı oy oranları görülüyor. Bu bölgelerde AKP ve MHP’nin oy oranlarının toplamı % 90-95’lerin üzerine çıkıyor. Ben bunu da Türkiye’nin “Üçüncü Bölgesel Haritası “olarak görüyorum.



Yani bu seçimlerin sonucu, Türkiye Cumhuriyeti maalesef sosyolojik olarak “ana yapıdan bozulmuş, bölünmüş ve parçalanmış 3 ayrı bölgeye” işaret ediyor. Bu durum Türkiye açısından beni, son derece endişeye sevk etmiştir.



Şimdi; “diğer bölgelerde bu neden yok?” dersek; Karadeniz’de ve Marmara’da, tüm partilerin seçmen davranışı Türkiye ortalamasına uyuyor. Doğal (tarihsel anlamda) geleneksel yarış devam ede gelmiş.



Son olarak, önemli bir hususdan; bir anlamda dördüncü bölge olarak “Kutup Bölgeleri”nden de bahsedeyim. Belki buna “Kutuplaşmış İller” de diyebiliriz. Kürt nüfusunun yoğun göç aldığı Mersin, Antalya, Manisa, Osmaniye gibi yerlerde, en çok da Mersin ve Antalya’da Kürt nüfusun yoğun göç aldığı yerlerin çevresindeki yakın belde ve ilçelerin neredeyse tamamında MHP ezici bir şekilde oy artırmıştır. Ben bu durumu, 3 büyük parçalanmanın dışında mevzi olarak “iller ve ilçeler bazında kutuplaşma “olarak görüyorum.



Kırıkkale, Isparta, Uşak, Balıkesir’de durum şeklen aynı gözüküyor. Ancak bu illerdeki tepkinin altında “en fazla şehit veren iller” olduğu gerçeğinin yattığını unutmayalım.



Siyasetin bu kadar kutuplaşmasının ardından bundan sonraki politik zeminde; eğer, hükümet , devlet, siyasi partiler ve herkes kendine gelmezse, yakın gelecek Türkiye için “felaketin arefesi” olacaktır. Bu parçalanmış toplumsal yapı, siyasetin “öngörüsüzlüğü” bu şekliyle devam ederse –ki edeceğine de malesef kuşkum yok - Türkiye’yi büyük bir gerginlik ve çatışma ortamına doğru hızla sürüklenecektir.



Bence bu seçimlerden çıkacak en temel sonuç şudur: AKP’nin ne kadar oy kaybettiği veya CHP’nin yerinde sayıp saymadığının çok anlamı yoktur. En önemli şey, bundan sonrası için büyük gerginlik oluşturabilecek “fay hatları ve mayınlı bölgelerin” oluşmuş olmasıdır. İnşallah Türkiye bu sıkıntılara girmez.”
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

buradaki iki konuya (muhafazakarlaşan türkiye ve seçim sonuçları) kısaca değineceğim.

birincisi, türkiye muhafazakarlaşıyor veya modernleşiyor gibi bir genelleme yapmanın, kıraathanede okey dönerken rakibin dikkatını dağıtmaktan öte giden bir yaptırımı olamaz. illa bir genellemeye girip, dersi kısa kesmek gerekirse; muhafazakar denilen, islami kanatın halk ayağının modernleştiği, yani şehirlerde sesinin yükseldiği bir gerçektir. onların haricinde var olan insanların da, a) tepki olarak muhafazakalaştığı b) küreselleşmeyi yakından takip ettikleri için varolan modernleşme eğrisini korudukları c) herhangi bir değişime uğramadıklarını söylemek mümkündür.

ikinci olarak, seçim sonunda ortaya çıkan renkli tabloyu tehdit olarak görmek, dedenizin dedesinin dedesinden kalan merkeziyetçi yönetim aşkının kıvılcımlarıdır. farklılıklardan bu derece korkmak, güvensizliği ve tedirginliği işaret eder. kardeşilikten bilinen aynı kanı taşımaksa, bu zihniyetin daha alması gereken çok yol vardır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

nerde sol un oyu 2% cikmiyo ? yav bi kere butun turkiyede butun sol partileri toplasan 01% etmiyor.
seriat gelmez diyen arkadaslara yeni anayasadan sonra bi eskiye bakmalarini oneririm 61 falan filan kisacasi seriat coktan gelmis ama ilan edilmemis.
o her 100 kadinin 10 u kapali falan diyosunuz ya sonra 40 i oldu diyosunuz simdi bi kere ayni kadinlar acik giyinen sonra carsaf giymeye bas ortu kapali giyinmeye baslamis
kapalilar 4 kat artmis peki nerden gelmis bu kadinlar arabistandanmi? yooo
aciklar kapanmis demekki
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Siz bizim hala muhafazakarlaştıramadıklarımızdanmısınız?

Kapanma oranı için gazetelere bakmaya gerek yok. Mesela dışarıya çıkıp gezindiğiniz yerleri 4 sene öncesiyle karşılaştırabilirsiniz. En azından benim yaşadığım yer ve okulum dolayısıyla farkı açıkça görüyorum.

Ayrıca genel seçimlerde yüzde 47 oy alan bir muhafazakar parti ve yüzde 18lerde oy almış milliyetçi parti varken muhafazarkar kesim nasıl azınlıkta oluyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...