Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

The Extra-Terrestrial Concept (Açıkfikirli insanların bakması rica olunur)


Sovereign

Öne çıkan mesajlar

Disclosure Project'in tanık olarak gösterdiği isimlerin arasında astronot Ed Mitchell'da yer alıyor. Bu adam UFO'ların varlığına inanan bir Apollo (aya çıkmış yani) astronotu.

Bakalım kendisi Disclosure Project hakkında ne diyor:

"Edgar Mitchell) Jack, et al: The Washington Times (story) on UFO disclosure mentions my name as a witness for the Disclosure Project -- which I am not ...and have not been. "- Bu bir Wahington Times röportajından alıntı.

Sonra başka birisine verdiği röportajda bakalım neler diyor:

"(Edgar Mitchell) I cooperated with Steve Greer some years ago, but he began to overreach his data continuously, necessitating a withdrawal by myself, and, I believe, several others. I have requested to be removed from any web site, announcements, etc., but see that has not taken place."

"(Edgar Mitchell) Although I firmly believe it is time for openness and disclosure by government, I object to being misused in this fashion and acquire guilt by association with certain claims that simply are not true."

Peki bu kadar akıllı bir adam, Disclosure Project'e katılmasa bile UFO'lara inanıyor. Nasıl oluyor bu iş?

Mesela bu videoya bir bakalım [video]http://www.reuters.com/news/video?videoId=87905&videoChannel=1?feature=oembed" width="459">



Bu adam yalan söylüyor demek için insanın manyak olması gerekir, bu adamın dediği şeylere inandığına kalıbı basarım.

E artık MIT doktoralı bir bilim adamı, bir astronot da bunu diyorsa yanılıyor olamaz değil mi? Değil.

Ed Mithcell'ın ünlü olduğu 2. konu ne biliyor musunuz? Uri Geller'i keşfeden kişi olması! Hani Fenomen yarışmasının sunucu vardı ya, o Uri Geller daha İsrail'de bir restoranda gösteriler yaparken bunu bulup iki fizikçi ile tanıştıran kişi Mitchell'dır! Bu iki fizikçi bu astronotun(MIT doktoralı olduğunun altını çizerim) yanılacağına inanmadıkları için Uri Geller'a destek veriyorlar ve bu Geller'in bu kadar meşhur olmasına yol açıyor.

Sonra bu fizikçiler desteklerini tabii ki çekiyorlar, neden mi?
James Randi Uri Geller'in şarlatan olduğunu ortaya çıkardığı için, işte ünlü kaşık bükme numarası:

http://www.youtube.com/watch?v=mxSNuIx4m5k
(videodaki kişi Michael Shermer'dır)
watch?v=mxSNuIx4m5k

Bir de:
http://www.youtube.com/watch?v=V1Y7QR314xA
watch?v=V1Y7QR314xA
Pusulanın yönünü "beyin gücü" ile değiştirirken ceketinin kolundaki MIKNATISA dikkatinizi çekerim.

Buradaki kimsenin Uri Geller'a inandığını söylemiyorum, fakat bu muazzam eğitimli, Apollo astronotu halen bu herifin psişik güçleri olduğuna inanıyor! Hatta Uri Geller'in websitesinde bu herife övgüler yağdırdığı bir bölüm bile var.

Yani bir insanın dünyadaki en iyi eğitimi alması, ayda yürümesi onun bu tür saçma sapan şeylere gerçekten inanabileceği gerçeğini değiştirmiyor, o yüzden biz kim dediden ziyade ne dedi ve bu dediğini kanıtlamak için verdiği kanıtlar nelerdir'e bakıyoruz.

Peki verdikleri kanıtların ne kadar geçerliliği var? Bu konuda Phil Plait'in bloguna bakmanızı bir öneriyorum, burada söylenen bir söz zaten bütün olayı özetliyor:

"Show me anything other than blurry pictures and videos, eyewitness testimony, and black-out government documents. I want evidence."


Çeviri:

"Bana bulanık fotoğraflar ve videolar. Görgü tanıklarının söyledikleri ve karalanmış(ABD'de bütün gizli dökümanlar, gizliliğin korunması için markerlarla çiziliyorlar, siz fotokopisini çekince oralar siyah gözüküyor, bi bok anlaşılmıyor) dökümanlardan başka bir şey gösterin. Ben kanıt istiyorum."


[hr]

Peki şu disclosure projesine ve dolayısıyla Dr. Greer'a gelelim. Bu adamın iddiasına göre zero-point enerjisi adı ile anılan enerjiyi uzaylılar kullanıyorlar.

Bizim de bu gibi enerjileri bulmamamız için devletin yaptığı komplolar olduğunu öne sürüyor. Bu alanda araştırmalar yapan bilim adamları öldürülüyormuş(büyük şirketler tarafından), falan filan.

Bunun için kurduğu vakıflar var A.E.R.O. ve Orion Project gibi. Bu vakıflar kanalı ile milyonlarca dolar para topluyorlar(en azından amaçları o), şu ana dek mesela Orion Project'te 663bin dolar para var, insanların bağış olarak verdiği. Bir arkadaşın da dediği gibi, dünyadaki en zeki bilimadamlarının bulunduğu bir grubun neden deliler gibi proje aradığı da sorulması gereken bir soru. İnsanları bariz bir biçimde söğüşlediklerinin nasıl görülemediğini anlayamıyorum.

Peki bu Dr.Greer'ın öne sürdüğü zero-point enerjisi ile ilgili iddialar ne kadar mantıklı?

Bunun için Wikipedia'ya bir bakalım:

Buna göre zero-point enerjisi dediğimiz olay,kuantum mekaniğinde, bir sistemin sahip olabileceği en düşük enerji seviyesi. E(0) yani.

Peki buradan iddia edildiği gibi "sonsuz ve temiz" enerji almak mümkün mü?

"But zero point energy is a minimum energy below which a thermodynamic system can never go, thus none of this energy can be withdrawn without altering the system to a different form in which the system has a lower zero point energy."

Kabaca: Zero-point energy zaten bir sistemin sahip olabileceği minimum enerji, bu enerjiyi almak demek o sistemin enerjisini daha da düşürmek demek, ki bu da imkansız. En düşük konumdaysan daha düşüğe nasıl geçebilirsin ki?

Daha da detay için bana tıkla

As a scientific concept, the existence of zero point energy is not controversial although it may be debated. But perpetual motion machines and other power generating devices based on zero point energy are highly controversial. Descriptions of practical zero point energy devices have thus far lacked cogency. Experimental demonstrations of zero point energy devices have thus far lacked credibility. For reasons such as these, claims to zero point energy devices and great prospects for zero point energy are deemed pseudoscience.[7] The discovery of zero point energy does not improve the world's prospects for perpetual motion machines. Much attention has been given to reputable science suggesting that zero point energy is infinite. But zero point energy is a minimum energy below which a thermodynamic system can never go, thus none of this energy can be withdrawn without altering the system to a different form in which the system has a lower zero point energy. The calculation that underlies the Casimir experiment, a calculation based on the formula predicting infinite vacuum energy, shows the zero point energy of a system consisting of a vacuum between two plates will decrease at a finite rate as the two plates are drawn together. The vacuum energies are predicted to be infinite, but the changes are predicted to be finite. Casimir combined the projected rate of change in zero point energy with the principle of conservation of energy to predict a force on the plates. The predicted force, which is very small and was experimentally measured to be within 5% of its predicted value, is finite.[8] Even though the zero point energy might be infinite, there is no theoretical basis or practical evidence to suggest that infinite amounts of zero point energy are available for use, that zero point energy can be withdrawn for free, or that zero point energy can be used in violation of conservation of energy.[9] In principle, there remains the prospect of finding something that can be irreversibly altered or consumed to draw a net positive amount of energy through a zero point energy effect. Enthusiasm should be tempered by the realization that the Casimir effect produces tiny amounts of energy and those only in a non-renewable fashion.



Uzuun bir laftan sonra söylemek istediğim şey şu, ben de aynen Phil Plait gibi düşünüyorum, bana bulanık fotoğraflar ve görgü tanıkları dışında bir şey getirmediğiniz sürece bu tür şarlatanların ipi ile kuyuya inecek değilim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Benim not aldigim dikkat edilmesi gereken isimler arasinda Greer ve Mitchel yoktu.

John Callahan (FAA Head of Accidents and Investigations)
Lt. Col. Charles Brown (US Air Force (Ret.)
Sergeant Michael Smith (US Air Force Radar Controller)
Commander Graham Bethune (US Navy (Ret.)
Dan Willis (Top Secret Crypto Level 14 - US Navy)
Don Philips (US AirForce - Lockheed Shunkworks and CIA Contractor)
Captain Robert Salas (US Airforce - Missile Launch Officer (at the time))
Lt. Colonel Dwynne Arnesson (US Air Force - Communication Officer - Top Secret SCITK Clearance (above Top Secret)
Harland Bentley (PFC US Army)
Sergeant 1st class John Maynard (Defence Intelligence Agency (Ret.) Top Secret clearance)
Sergeant Karl Wolf (US Air Force - Top Secret Clearance)
Donna Hera (NASA Employee)
Larry Warren (US Air Force Security Officer)
Maj. George A. Filer (US Air Force (Ret.))
Sgt. Clifford Stone (US Army - Secret Clearance -
Mark McCandlish (US Air Force)
Lieutenant Colonel Charles I. Halt (US AirForce)


Astronauts
Gordon Cooper (NASA Astronaut)
Buzz Aldrin (NASA Astronaut - Apollo 11)
James McDivitt (NASA Astronaut)


Bunlar benim inanilir buldugum insanlar. Ozellikle 1980 Randelsham Forest Incident bence en onemli olay suan. Daha isim eklerim hatirlarsam, gorursem falan.

Greer projeyi baslatan bir doktor, gerek bile gormedim adami credible gostermeye. Gerci yaptigini destekliyorum, sonucta buyuk bir kampanya baslatti.

Mitchel ise tutarsiz aciklamalar yapiyor. Ilk basta gordum diyor sonra bir televizyon programinda ben gormedim bisey diyor. Sonra tekrar gordum diyor falan. O yuzden listeye eklemedim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Drigeolf said:
Disclosure Project'in tanık olarak gösterdiği isimlerin arasında astronot Ed Mitchell'da yer alıyor. Bu adam UFO'ların varlığına inanan bir Apollo (aya çıkmış yani) astronotu.


Şimdi burda yaptığın yüzlerce kişi arasından bir tanesini seçip hayatı konusunda ufak bir araştırma yapmak. Bu adamın manyak veya şarlatan olduğunu kanıtladın diyelim, geri kalan yüzlerce insanı nasıl açıklayacaksın? Bu işle alakası olmayıp, gördükleri veya yaşadıkları şeyleri kariyer ve sosyal saygı korkusundan sadece 1 veya 2 kişiye anlatan insanları nasıl açıklayacaksın?

Şimdi burda genel olarak 2 topic boyunca karşı argüman olarak şunları gösterdiniz bana:

1. Hepsi manyak
2. Hepsini para için yapıyorlar
3. Anlattıkları şeylere gerçekten inanıyorlar

Şimdi bir insanın manyak olup olmadığını genel olarak konuşmasından, vücut dilinden veya hareketlerinden anlayabilirsin diye farzediyorum. Sadece çoğunluğun inanmadığı veya gülünç bulduğu birşeye inanması manyak olduğunu göstermez.

Para için yapılıyor diyorsun. Şimdi Amerika'da hakkaten bu iş üzerinden para kazanan bi sürü kişinin olduğu doğru, sektörünün olup olmadığı konusuna değinmiyeceğim. Şimdi sence Disclosure Project'in bütün amacı, o kadar ciddi konferans düzenleyip websayfasındaki bağışlardan para yapmak mı? Onca uğraş, onca emek, yüzlerce kişiyi her sene bir odaya toplayıp medya'yı kandırıp organizasyonlar düzenlemek, ve bundan sadece websayfasındaki 3-5 kitaptan para yapmak mı?

Steven Greer'a aşağıda değinecem.

Buraya koyduğumuz videolardaki btüün insanların anlattıkları şeylere inandığı bir gerçek. Bunu söylemek için bir uzman çağırmamıza hiç gerek yok.

CNN'deki Larry King bile bu konu üzerine 6'dan fazla program yaptı. Her programda bu konuyu sağlıklı bir şekilde tartışıyorlar. Hiçbiri para için çıkmıyor, konu üzerine yapılan videolar BEDAVA OLARAK internette yayılıyor.

Drigeolf said:

Peki verdikleri kanıtların ne kadar geçerliliği var? Bu konuda Phil Plait'in bloguna bakmanızı bir öneriyorum


Verdiğin URL'e baktım "ed-mitchell-going-to-the-moon-doesnt-mean-youre-right". Sayfa daha URL'den kaybediyor. Adamın tek amacı Edgar Mitchell'ı yalanlamak. Komik biraz fikrimi sorarsan.

Yukarda Lathspell bu konu hakkında konuşup açıklamalar yapan önemli ve credible kişilerin listesini vermiş. Hatta listede eski Kanada savunma bakanının ismi bile yok. Bu kişilere karşı özel hazırlanmış websiteleri de bulabilecekmisin bakalım?

Yani bulamazsan, araştırma yapıp kendin de açabilirsin mesela. Neymiş efendim Kanada savunma bakanı bilmemne skandalına karışmış. Her insanın geçmişinde kötü şeyler vardır. Yeteri kadar araştırma yaparsan bulursun. Obama konusunda da aynı şeyleri söylüyorlar. Diğer ünlüler için de aynı şeylerü söylediler. Bu birşeyi değiştirmiyor.

Drigeolf said:

burada söylenen bir söz zaten bütün olayı özetliyor:

"Show me anything other than blurry pictures and videos, eyewitness testimony, and black-out government documents. I want evidence."


Çeviri:

"Bana bulanık fotoğraflar ve videolar. Görgü tanıklarının söyledikleri ve karalanmış(ABD'de bütün gizli dökümanlar, gizliliğin korunması için markerlarla çiziliyorlar, siz fotokopisini çekince oralar siyah gözüküyor, bi bok anlaşılmıyor) dökümanlardan başka bir şey gösterin. Ben kanıt istiyorum."


[hr]



Dünya üzerinde her türlü mahkemede, blurry resimleri geçtim, yukarda saydığın her türlü unsur KANIT olarak gösteriliyor.

Şöyle ilginç bir bakış açısı getirecem: eğer hakkaten bütün bu UFO konusu uzaylılar falan filan hepsi yalan olsaydı, bence bahsettiğin gibi bi "gerçek" bir kanıt kesin çıkardı ortaya ve tartışılırdı. Hatta sadece bir tane değil durmadan biri çıkar alın size kanıt diye, medya da bu konuya daha ilgili olurdu.

Böyle şeylerin olmamasının tek sebebi bu tür black-ops operasyonları kontrol eden ünitenin bu tür projelere akıttığı paranın haddi hesabı olmaması.

1999'dan 2002'ye kadar sanırsam, yıllardan emin değilim ama 3 yıl üst üste Pentagon'un bankasından 2.7'şer TRİLYON dolar kayboldu. Bu paralar NEREYE gitti acaba? Bulabildiler mi? Hayır. Bulabilecekler mi? Hayır.

Dri'cim, yeteri kadar parayla değil benim arka bahçeme, Allahın en unuttuğu dağın köşesine bile UFO düşse 5dk içinde adamlar olay yerine gelip ne ver ne yok süpürürler.

Drigeolf said:

Peki şu disclosure projesine ve dolayısıyla Dr. Greer'a gelelim. Bu adamın iddiasına göre zero-point enerjisi adı ile anılan enerjiyi uzaylılar kullanıyorlar.

Bizim de bu gibi enerjileri bulmamamız için devletin yaptığı komplolar olduğunu öne sürüyor. Bu alanda araştırmalar yapan bilim adamları öldürülüyormuş(büyük şirketler tarafından), falan filan.

Bunun için kurduğu vakıflar var A.E.R.O. ve Orion Project gibi. Bu vakıflar kanalı ile milyonlarca dolar para topluyorlar(en azından amaçları o), şu ana dek mesela Orion Project'te 663bin dolar para var, insanların bağış olarak verdiği. Bir arkadaşın da dediği gibi, dünyadaki en zeki bilimadamlarının bulunduğu bir grubun neden deliler gibi proje aradığı da sorulması gereken bir soru. İnsanları bariz bir biçimde söğüşlediklerinin nasıl görülemediğini anlayamıyorum.


Dr. Greer bu konular üzerinde araştırma yapmaya başlamadan önce çok ciddi ve ünlü bir hastanede başhekimdi. Adam sırf bu işi devam ettirip gerçekleri gördüğü için evine ve ailesine TONLA para getiren doktorluk işini BIRAKTI ve bütün enerjisini bu işe vermeye başladı. Adam kariyerini elinin tersiyle attı.

O basın toplantılarına çıkardığı insanlar bu adamın bütün donation paralarını cebe atmasına izin verir mi zannediyorsun? Lütfen hayal dünyasından çıkalım.

Drigeolf said:

Peki bu Dr.Greer'ın öne sürdüğü zero-point enerjisi ile ilgili iddialar ne kadar mantıklı?

Bunun için Wikipedia'ya bir bakalım:

Buna göre zero-point enerjisi dediğimiz olay,kuantum mekaniğinde, bir sistemin sahip olabileceği en düşük enerji seviyesi. E(0) yani.

Peki buradan iddia edildiği gibi "sonsuz ve temiz" enerji almak mümkün mü?

"But zero point energy is a minimum energy below which a thermodynamic system can never go, thus none of this energy can be withdrawn without altering the system to a different form in which the system has a lower zero point energy."

Kabaca: Zero-point energy zaten bir sistemin sahip olabileceği minimum enerji, bu enerjiyi almak demek o sistemin enerjisini daha da düşürmek demek, ki bu da imkansız. En düşük konumdaysan daha düşüğe nasıl geçebilirsin ki?

Daha da detay için bana tıkla

As a scientific concept, the existence of zero point energy is not controversial although it may be debated. But perpetual motion machines and other power generating devices based on zero point energy are highly controversial. Descriptions of practical zero point energy devices have thus far lacked cogency. Experimental demonstrations of zero point energy devices have thus far lacked credibility. For reasons such as these, claims to zero point energy devices and great prospects for zero point energy are deemed pseudoscience.[7] The discovery of zero point energy does not improve the world's prospects for perpetual motion machines. Much attention has been given to reputable science suggesting that zero point energy is infinite. But zero point energy is a minimum energy below which a thermodynamic system can never go, thus none of this energy can be withdrawn without altering the system to a different form in which the system has a lower zero point energy. The calculation that underlies the Casimir experiment, a calculation based on the formula predicting infinite vacuum energy, shows the zero point energy of a system consisting of a vacuum between two plates will decrease at a finite rate as the two plates are drawn together. The vacuum energies are predicted to be infinite, but the changes are predicted to be finite. Casimir combined the projected rate of change in zero point energy with the principle of conservation of energy to predict a force on the plates. The predicted force, which is very small and was experimentally measured to be within 5% of its predicted value, is finite.[8] Even though the zero point energy might be infinite, there is no theoretical basis or practical evidence to suggest that infinite amounts of zero point energy are available for use, that zero point energy can be withdrawn for free, or that zero point energy can be used in violation of conservation of energy.[9] In principle, there remains the prospect of finding something that can be irreversibly altered or consumed to draw a net positive amount of energy through a zero point energy effect. Enthusiasm should be tempered by the realization that the Casimir effect produces tiny amounts of energy and those only in a non-renewable fashion.





Zero Point enerji üzerine yorumda bulunamam. Niye bulunamam çünkü şuanda üniversitede fizik okumuyorum. Aldığım tek fizik dersinden de "D" aldım malesefki. Aslında şimdiki kafam olsa çook daha ilgili olabilirdim.

Benim yaptığım araştırmalardan sonra aldığım görüş şöyle:

Tarih boyunca yavaş ve genel olarak geliştirdiğimiz fizik hep etrafımızda algıladığımız gerçeklik üzerine. Yani doğru olduğunu bulduğumuz bütün kurallar genellikle sadece Dünya üzerinde doğru. Uzaya çıkıyorsun, denklemlere space-time variable'larını ekliyorsun ve herşey değişiyor.

Farklı bir örnek olarak anti-gravity'den bahsediceğim. Söylenenlere göre adamlar hakkaten bütün dünya çevresinde bu konu üzerine yapılan bütün araştırmaları durdurmayı başardılar. Nasıl mı? Araştırma yapan şirket veya kuruluşlara başka konularda araştırma yapmaları için milyonlar önerdiler. Kısacası funding verdiler ama verdikleri funding'in bir şartı bu konu üzerinde araştırma yapmamalarıydı. Ve bunun çok güzel bir örneğini Project Camelot'un yaptığı bir interviewda adamın anlattıklarıyla görüyoruz.

http://projectcamelot.org/ralph_ring.html

Bu linkte adamın interview videosuna da link var, girip bir izlemeni öneririm. Hatta izledikten sonra bu adamın en yukarda saydığım 3 maddeden sonuncusuna teşkil ettiğini söyleyeceğine eminim.(Anlattığına gerçekten inanıyor)

Drigeolf said:

Uzuun bir laftan sonra söylemek istediğim şey şu, ben de aynen Phil Plait gibi düşünüyorum, bana bulanık fotoğraflar ve görgü tanıkları dışında bir şey getirmediğiniz sürece bu tür şarlatanların ipi ile kuyuya inecek değilim.


Bütün videolardaki bütün bu insanların birer şarlatan olduğunu ima etmişsin. Ne kadar yanlış olduğunu sana anlatamam. Sadece bir tanesinin geçmişinde bir kirli çamaşır bulduğun hepsinin birer şarlatan olduğunu HİÇBİR ZAMAN göstermez. Bu konuyu yukarda konuştuk zaten.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu arada Drigeolf,

tartışma ortamına verdiğin katkıdan dolayı özellikle sana teşekkür etmeyi unuttum. Burda birçok diğer insanın da yaptığı gibi dalga/laf sokma içerikli bir mesaj atacağına düzgün biraz araştırıp karşı-argümanlar bulup yazman farkını gösterdi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

gram ayar verme amacı gütmemekle beraber, bu kadar ateşli savunmanızın sebebinin temelinde, değersiz varlığınıza (varlığımıza; extra terrestrial varlığını savunan olduğunuz için siz dedim. değersiz derken de modern insanın gereksizliği, sadece siz değil tüm insanlığın yani) anlam katma, bir amaç bulma çabası olduğu ve bunun "tanrı, insanın inanma ihtiyacının, zayıflığının sonucu olarak ortaya çıkmış bir olgudur" lafının belirttiği eksikliğin evrim geçirmiş versiyonu olduğu düşüncesi içten içe büyümüyor değil aklımda.

cümle bi acayip oldu devrik olduysa özür bu saatte toparlayamadım
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Güvenilir bulduğunuz birkaç kişinin verdiği açıklamalar:

Colonel Ross Dedrickson: US Air Force/Atomic Energy Commission (ret.): “After retiring from the Air Force I joined the Boeing company and was responsible for accounting for all of the nuclear fleet of Minuteman missiles. In this incident they actually photographed the UFO following the missile as it climbed into space and, shining a beam on it, neutralized the missile. I also learned of a number of incidents which happened, a couple of nuclear weapons sent into space were destroyed by the extraterrestrials. Our government sent a nuclear weapon for explosion on the moon’s surface…[And] the ETs destroyed the weapon as it went toward the moon. [Apparently] the idea of any explosion in space by any Earth government was not acceptable to the extraterrestrials, and that has been demonstrated over and over.”

Nükleer tennis maçı yapıyor galiba Amerikan hükümeti...Burdan gönderelim füzeyi uzaylılar yakalasın dimi...

Lt. Colonel Dwynne Arneson: US Air Force (ret.): “I was the top-secret control officer at Malmstom AFB for the 20th Air Division. I happened to see a message that came through my communications center. It said...that ‘A UFO was seen near missile silos'...and it was hovering. It said that the crew going on duty and the crew coming off duty all saw the UFO just hovering in mid-air. It was a metallic circular object and from what I understand, the missiles were all shut down. What I mean by ‘missiles going down’ is that they went dead. And something turned those missiles off, so they couldn’t be put back in a mode for launching.”

Dünyadaki hiçbir nükleer füze, başlığı ile beraber fırlatılmaya hazır bir şekilde bekletilmez. Nükleer başlık sadece yetkili 2 kişinin aynı anda açabileceği bir odada, cadmium containerlar içinde yarı ömrü bitinceye kadar bekler, kullanılmaz ise nükleer atık olarak işlem görür. Amerikan filmlerindeki gibi siloların başında eli "dünyayı yoket" butonu başında bekleyen adamlar yoktur, sadece "futbol" dan gelen kodlar ile aktif olan ve general onayı ile SAVAŞ ZAMANI açılabilen insansız silo kontrol sistemleri vardır. Air Force da çalışan hiçbir personel füze silosu görmemiştir. Bu mühimmatçıların işidir. 33rd Area Support Group'a ait Mühimmat sorumlusu olarak çalışan personel başlığı yerleştirir ve fırlatmaya hazır hale getirir. Aynı personel'in Türkiye de 3 ayrı silosu vardır. Bu silolardan biri yeni adı ile 43.Balıkesir Sütlüce mühimmat Bölüğü, ikincisi Konya Akıncı da bulunan hava üssü depoları ve sonuncusu da İncirlik hava üssüdür.Sözü geçen bu 3 siloda toplam 43 adet havadan yere fırlatılmaya hazır nükleer başlık bulunmaktadır. Bu üslerde çalışan hiçbir personel, nöbetçi veya sivil çalışan herhangi bir füze kaybetmemiştir, nitekim nükleer füze kaybedilebilen bir şey değildir, gerekli izinler verilmeden kapısı açılamaz, temizliği ve bakımı sadece yetkili personel tarafından yapılabilir, hava üssünde çalışan Air Force personeli "hacı, ne ile uçuyorum bugün, var mı yanar dönerli nükleerli füze ?" diye soramaz...

Bu güvenilir dediğiniz insanların bunları bu şekilde anlatması ya çok büyük bir aptallık, ya da bariz ilgi çekmekten başka bir şey değildir...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

uzun bişiler yazıp siliyorum, keza buradaki konsepte uygun değil.. daha çok diyeceğim -biraz kendini tekrar etmek oluyor ama- hale bopp kuyruklu yıldızı olayları ya da carlos roa gibi olmadığı sürece sorun olmadığı gerçeği.

yani 2012'ye aşırı bağlanmayın. bişi olmazsa sorun yaşamayın gibi bişi..

gerisi dert değil.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ramocan said:
Güvenilir bulduğunuz birkaç kişinin verdiği açıklamalar:

Colonel Ross Dedrickson: US Air Force/Atomic Energy Commission (ret.): “After retiring from the Air Force I joined the Boeing company and was responsible for accounting for all of the nuclear fleet of Minuteman missiles. In this incident they actually photographed the UFO following the missile as it climbed into space and, shining a beam on it, neutralized the missile. I also learned of a number of incidents which happened, a couple of nuclear weapons sent into space were destroyed by the extraterrestrials. Our government sent a nuclear weapon for explosion on the moon’s surface…[And] the ETs destroyed the weapon as it went toward the moon. [Apparently] the idea of any explosion in space by any Earth government was not acceptable to the extraterrestrials, and that has been demonstrated over and over.”

Nükleer tennis maçı yapıyor galiba Amerikan hükümeti...Burdan gönderelim füzeyi uzaylılar yakalasın dimi...

Lt. Colonel Dwynne Arneson: US Air Force (ret.): “I was the top-secret control officer at Malmstom AFB for the 20th Air Division. I happened to see a message that came through my communications center. It said...that ‘A UFO was seen near missile silos'...and it was hovering. It said that the crew going on duty and the crew coming off duty all saw the UFO just hovering in mid-air. It was a metallic circular object and from what I understand, the missiles were all shut down. What I mean by ‘missiles going down’ is that they went dead. And something turned those missiles off, so they couldn’t be put back in a mode for launching.”

Dünyadaki hiçbir nükleer füze, başlığı ile beraber fırlatılmaya hazır bir şekilde bekletilmez. Nükleer başlık sadece yetkili 2 kişinin aynı anda açabileceği bir odada, cadmium containerlar içinde yarı ömrü bitinceye kadar bekler, kullanılmaz ise nükleer atık olarak işlem görür. Amerikan filmlerindeki gibi siloların başında eli "dünyayı yoket" butonu başında bekleyen adamlar yoktur, sadece "futbol" dan gelen kodlar ile aktif olan ve general onayı ile SAVAŞ ZAMANI açılabilen insansız silo kontrol sistemleri vardır. Air Force da çalışan hiçbir personel füze silosu görmemiştir. Bu mühimmatçıların işidir. 33rd Area Support Group'a ait Mühimmat sorumlusu olarak çalışan personel başlığı yerleştirir ve fırlatmaya hazır hale getirir. Aynı personel'in Türkiye de 3 ayrı silosu vardır. Bu silolardan biri yeni adı ile 43.Balıkesir Sütlüce mühimmat Bölüğü, ikincisi Konya Akıncı da bulunan hava üssü depoları ve sonuncusu da İncirlik hava üssüdür.Sözü geçen bu 3 siloda toplam 43 adet havadan yere fırlatılmaya hazır nükleer başlık bulunmaktadır. Bu üslerde çalışan hiçbir personel, nöbetçi veya sivil çalışan herhangi bir füze kaybetmemiştir, nitekim nükleer füze kaybedilebilen bir şey değildir, gerekli izinler verilmeden kapısı açılamaz, temizliği ve bakımı sadece yetkili personel tarafından yapılabilir, hava üssünde çalışan Air Force personeli "hacı, ne ile uçuyorum bugün, var mı yanar dönerli nükleerli füze ?" diye soramaz...

Bu güvenilir dediğiniz insanların bunları bu şekilde anlatması ya çok büyük bir aptallık, ya da bariz ilgi çekmekten başka bir şey değildir...



Eee? Burda neyin cevabini verdin? Burda karsi ne arguman urettin? Bende yukarda ki aciklamalar dogru. "aa adamlar tenis maci oynuyor heh" diyerek olayin gercekligini ve olma ihtimalini ne curutuyorsun ne bir debunk ozelligi sunuyorsun.

Nasil anlatacaklardi peki bana onu soyle. Ne gibi anlatmasi gerekiyor? Ayrica Nukleer silahlarin hazir bekletilmedigini nerden biliyorsun?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Overseer said:
gram ayar verme amacı gütmemekle beraber, bu kadar ateşli savunmanızın sebebinin temelinde, değersiz varlığınıza (varlığımıza; extra terrestrial varlığını savunan olduğunuz için siz dedim. değersiz derken de modern insanın gereksizliği, sadece siz değil tüm insanlığın yani) anlam katma, bir amaç bulma çabası olduğu ve bunun "tanrı, insanın inanma ihtiyacının, zayıflığının sonucu olarak ortaya çıkmış bir olgudur" lafının belirttiği eksikliğin evrim geçirmiş versiyonu olduğu düşüncesi içten içe büyümüyor değil aklımda.

cümle bi acayip oldu devrik olduysa özür bu saatte toparlayamadım


Bu argümana dayanarak Dünya'da herhangi bir dine mensup olan bir insan için aynı şeyi söyleyebiliriz.

Hadi onu da geçtim, bu argümanı gelmiş geçmiş her filozof için de söyleyebilirsin.

Birşeyi açıklamaya çalışmak, tartışmak, araştırmak hiçbir şekilde bir suç/eziklik/manyaklık/ihtiyaç olarak algılanmamalı. Burda yaptıklarımızı böyle algılayan insanlar cahil ve kalın kafalıdır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

askerliğimi bu 3 yerden birinde(hatta üçünde birden diyelim) yaptım ve bu konuda görevli personel ile uzun zaman geçirdim. Bu da bana nükleer başlıklar hakkında pek çok bilgi ve deneyim sahibi yaptı...
Nükleer füze dediğin çocuk oyuncağı değil ki oraya buraya atasın, uzay çöplük olmasın diye uzaya gönderdiğin ufacık bir metal parçası için binbir türlü kayıt yapma zorunluluğu varken nereye gönderiyorsun nükleer bombayı? Ondan sonra kaptırırsın elin uzaylısına tabi...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bazi kisiler 2012'ye inaniyor. Ben notr'um konuyla alakali. Kimisi gezegen carpacak olecegiz diyor, kimisi Major contact olacak hidayete erecegiz diyor. Gelsin o tarih gorecegiz.

Bakin mesela yalan soyluyor olmasi muhtemel bir adami tanitayim.
Sgt. Clifford Stone (US Army)

Bu adam Top Secret clearance'a sahip bir cyprographer'mis ve Disclosure Project'e konusan adamlardan biri.
Konferansta bir UFO enkazini recover etmeye giden ekipte oldugunu, recover edilenler arasinda canli ve cansiz ET ele gecirdiklerini anlatiyor.

Tabi arastirma yaptim, adamin bir Interview videosu cikti (Project Camelot'tan) karsima. Adam orda da spiritual leader havasina burunuyor. Vietnam'da olmus o crash olayi. Ve ele gecirilen uzaylinin kacmasina yardim etmis! Sonrada communicate etmeye devam etmis sanirim. Bence adam deli salliyor. Yalan olmasi kuvvetle muhtemel. Iyice izlicem videosunu bir ara.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

harbiden de o kadar üzerine kavga edecek bir konu değil bu onca şey dururken uzaylılar yoksa herkes bu tartışmayı unutacak uzaylılar varsa da inanmayanlara kapak olacak ama uzaylıların varlığı kanıtlanırsa zaten kimsenin bu konuyu düşüneceğini sanmam dünyanın şaftı kayar sdf
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sovereign said:

Hadi onu da geçtim, bu argümanı gelmiş geçmiş her filozof için de söyleyebilirsin.

Birşeyi açıklamaya çalışmak, tartışmak, araştırmak hiçbir şekilde bir suç/eziklik/manyaklık/ihtiyaç olarak algılanmamalı. Burda yaptıklarımızı böyle algılayan insanlar cahil ve kalın kafalıdır.


neden ihtiyaç olarak algılamayalım ki? ya da filozof merak(ihtiyaç?) yüzünden başlamıyo mu düşünmeye? ben orda insanın genel zayıflıkları yüzünden böyle bişeye yeltendiğini söyledim. ha daha derine inersek annenizle ilişkilerizle alakası bile olabilir.(rastgele örnek verdim)ayrıca dediğim gibi, modern ego'nun düşünceyi istemsiz yöneltmesinden başka bişey olmadığını düşünüyorum, kalın kafalıyım.

durumun felsefeden farkı muhakeme öğelerinizin evrensellikten uzak olması. yani felsefenin bir duruşu varken bu konsept, yapılan açıklamalarla, göz önündeki insanların bilumum gülünç savunmalarıyla, "abi bak valla gerçek, tamam burdan öyle gözükmüyo ama ordan öyle gözüküyomuş, oraya da spec opslar bizi götürmüyo" gibi cümlelerle, tümüyle 12 yaş sonrası fazına doğru geçiş yapamamış insanların fantazi dünyası gibi gözüküyo.

edit :bu arada i want to believe gayet. o ihtiyaç bende mevcut mesela üstte dediğim. ama bu şekilde sunarsanız güler geçerim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Overseer said:
Sovereign said:

Hadi onu da geçtim, bu argümanı gelmiş geçmiş her filozof için de söyleyebilirsin.

Birşeyi açıklamaya çalışmak, tartışmak, araştırmak hiçbir şekilde bir suç/eziklik/manyaklık/ihtiyaç olarak algılanmamalı. Burda yaptıklarımızı böyle algılayan insanlar cahil ve kalın kafalıdır.


neden ihtiyaç olarak algılamayalım ki? ya da filozof merak(ihtiyaç?) yüzünden başlamıyo mu düşünmeye? ben orda insanın genel zayıflıkları yüzünden böyle bişeye yeltendiğini söyledim. ha daha derine inersek annenizle ilişkilerizle alakası bile olabilir.(rastgele örnek verdim)ayrıca dediğim gibi, modern ego'nun düşünceyi istemsiz yöneltmesinden başka bişey olmadığını düşünüyorum, kalın kafalıyım.

durumun felsefeden farkı muhakeme öğelerinizin evrensellikten uzak olması. yani felsefenin bir duruşu varken bu konsept, yapılan açıklamalarla, göz önündeki insanların bilumum gülünç savunmalarıyla, "abi bak valla gerçek, tamam burdan öyle gözükmüyo ama ordan öyle gözüküyomuş, oraya da spec opslar bizi götürmüyo" gibi cümlelerle, tümüyle 12 yaş sonrası fazına doğru geçiş yapamamış insanların fantazi dünyası gibi gözüküyo.

edit :bu arada i want to believe gayet. o ihtiyaç bende mevcut mesela üstte dediğim. ama bu şekilde sunarsanız güler geçerim.


Yukarda eziklik ve manyaklıkla başlayan sıradan ihtiyaç'ı çıkarabiliriz aslında çünkü genel olarak bilim de bir ihtiyaç.

Senin gözünde 12 yaş sonrası fazına doğru geçiş yapmamış insanların fantezi dünyası olarak gözükebilir. Ama bunun sebebi benim gördüğüm ve izlediğim videoları izlememen bence.

Ortada bize sunulan bilgileri araştırıp değerlendirdikten sonra genel olarak okların hangi yönü gösterdiğini anlayacak kadar olgun insanlarız.

Senin burda yaptığın bu konunun sosyal çevrelerde gördüğü ortak reaksiyonu benimsemek (binevi kuzu sürüsüne uymak) ve hiçbir araştırma yapmadan insanların bizi ne kadar gülünç gördüğü konusunda hemfikir olduğunu göstermek.

Bizim yaptığımız ise; bu konuya bütün duyularımızı kapatmadan açık fikirlilikle araştırma yapmak. Bulduğumuz bilgileri değerlendirmek, genel herkes tarafından bilinen bilgilerle karşılaştırmak, doğru olabilitesini ölçmek ve doğduğumuzdan beri bize doğru olduğu söylenen bütün kavramları hiç korkmadan test etmek. Bu demek değildirki ne bulursak inanıyoruz, ne diyorlarsa doğrudur diyoruz. Daha önce de defalarca söylediğim gibi internette bu konuda yazılar yazıp da tamamen fake, yanlış ve disinformation olan yazı, resim ve videolar var. Bu bir gerçek.

Ama fake olduğu kanıtlanamayan o kadar çok video, söylediklerine tamamiyle inanıp da birbirinden bağımsız bir şekilde aynı şeyleri söyleyen o kadar çok şahit, önümüze HEPSİ de fake olamayacak kadar çok belge ve radar kayıtlarıyla gelen sayısız eski hükümet çalışanı var ki..

sizin burda bizim söylediklerimizi çürütmek için söylediğiniz bütün fikirler, gerçekler veya yalanlar benim izlediğim ve dinlediğim kanıtların belki bir bölümünü disprove edebilir, ona da lafım yok. Ama dünyanın her tarafından çıkıp biribiriyle alakası olmayan adamlar aynı şeyi söyler mi allah aşkına ya

Bütün oklar bir yönü gösteriyor. Detaylar bulanık, neyin tam olarak gerçek olup olmadığını bilmiyoruz. Ama bir gerçek var ki birşeyler dönüyor, benim de burda tartışmaya çalıştığım şey de bu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Onemli olan bu tip bir konuya nasil dahil oldugunuzdur.

Eger normalde bir insan E.T. visitation'a inansada yada inanmasada gidip ona "uzaylilar geliyorlar, kontak kurdular ama ABD bunu gizliyor oooluuuuummm boooo" dersen olay gerceklikten cikar, komik gorunur, adamin aklina negatif puan yazilir konuyla ilgili. Ama bence gercek.

Bu gercegin anlatimi onemli. Nedenleriyle, baglantilariyla, mantikli olarak anlatilirsa, aciklanirsa bu konu kisi daha ciddiyetle yaklasacaktir.

Bu olayi yani "approach" olayini bu konu dahil bircok kisi uzerinde test ettim. Kimisi daha "UFO" denilince gulmeye basladi, kimisine "olum geliyorlar ama ABD gizliyor" diince konuya ilgisini kaybetti. Ama bir presentation gibi anlattigim kisilerin ilgisi degismedi ve inanilir buldular.

Yani onemli olan sey yavastan anlatmak ve anlamak.
Ayni seyde bu topic'te gecerli. Konunun basinda biraz advance dusuncelere yer verdik. Yani sonsuz enerji, kontak kurdular, kacirilanlarin icinden cipler cikti gibi direk yazilinca insana inanilir gelmeyen konulardan girdik.

50 Yildir amerikanin sakladigi gercekler konusuyla bende giris yaptim bu konuya. Iyiki o sekilde acmis konuyu Soverign. Cunku dikkat ederseniz ilk mesajim "konunun icerigini soylememissin."

Eger "UFO'lar gercek ulen" diye alenen bir konu basligiyla acsa muhtemelen es gecebilirdim. Ama izledikce dikkat kesildim ve konferansta konusanlarin arasindan sectiklerimle incelemeye basladim. Bu bilgi seyivemi dogru orantida arttirdi. ileri derecede ki konulara direkman girmemi engelledi. Sonra yavas yavas baglantilar kurmaya basladim, diger konulara zipladim. Daha mantikli geldi cunku alt yapiyi dogru kurdugumu dusunuyorum.

Bu konuda biraz fazla advanced giristik. Direk sonsuz enerji, vucuttan cikan cipler falan insanin kolay inkar edecegi konular olmus. (ben bile hala cip olayini muallakta goruyorum mesela)




2012 olayina gelirsek o farkli bir konuya bagli. Sumerlerin yapitlarinda gorulen seyler falan 2012'yi gosteriyormus. 12 gezegen resmetmisler tabi 11 gezegen var gunes sisteminde, birisi demis 12. gezegen var yorungesi daha genis oldugundan uzun surede bir geliyor falan filan. 2012'de bu "nesne" ulkemize geliyor. Iste "carpacak yok olacagiz" diyende "o nesne aslinda ET'ler, kontak olacak" diyenlerde var. Sumerlerin diger yapitlarina bagliyorlar bunuda. Annunaki denilen bir irktan bahsediliyor yapitlarda sanirim, inanildigina gore bu "ustun" irk uzaylilar ve sumerlilere yardimda bulunmuslar. Onlar geliyor falan diyorlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...