throne_eins_meister Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Taraf'ın bugünkü sürmanşetini değiştirmeden yazıyorum. İki de bir bize Taraf'ı referans gösteren tatlı su liboşu üyelerimizden birileri utanır umarım. (Öcalan'ın yazıda ısrarla PKK Lideri olarak tanımlanmasına, "Dünden bugüne çözüm istedim her fırsatta ama hala beni bitirmeye çalışıyorlar" gibi bir çok pislik kokan cümleye de dikkatinizi çekerim) http://www.taraf.com.tr/haber/20039.htm Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 özgürlük ile serbestliğin karışmasına bu kadar izin verirsen her şeyi gelir yazarlar.. beni bağlamayan şeyler yazıldığında özgürlük sınırları çiğnenmiş olsa bile ses etmem dersen gün gelir seni bağlayan şeyleri de yazarlar.. vs. vs. vs. ifade özgürlüğü ile sınırsızlık farklı şeyler sonuçta ama millet bi garip oldu Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 öcalan açıkladı diyince avukatlık mı oluyo? öcalan zaten her hafta düzenli olarak avukatlarıyla görüşüyo ve söylemek istediklerini söylüyo. ama bu sefer söyledikleri önemli, türkiyenin en büyük sorununun neden çözülemediğiyle ilgili. TC öcalanı pkkyı bitirmek için kullanabilir, zaten başka türlü bitmesi de mümkün gözükmüyo. taraf, devletin resmi bi organı falan değil, istediği kişinin açıklamasını koyar, önemli buluyosa manşet de yapar. haberde "affedilsin, serbest olsun" falan gibi bi yorum da yok ama avukatlık nerden çıkmış acaba..ha öcalanın askeri cezaevinden alınıp normal bi cezaevine konmasının tansiyonu büyük ölçüde düşüreceğini söyleyen gazeteciler var, yıldıray oğur "voodoo" yazısında bunu anlatıyodu, çok da haklıydı. ayriyeten perihan mağdenin ahmet türk ve öcalan hakkındaki şuyazısını bi okuyun derim ben, belki o da avukatlık yapmıştır. mesele özgürlük, sınırsızlık falan değil. bu açıklamalar, haber niteliği taşıyo, çünkü konuşan adam sadece pkk lideri değil, belki yüzbinlerce kürdün örnek aldığı, desteklediği veya takip ettiği bi adam. içinize sinsin veya sinmesin bu böyle. özgür bi basın bunun haberini de yapar, manşetten de verir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Horizon Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Geçmişte Fatih Altaylı da öcalan ile görüşmüştü , konuşmaları tv de yayınlandı. O damı avukatlık yapmış oldu ? Yıllardır neden bu sorun çözülemiyor ? Sebep böyle kıt bakış açısı işte , daha doyamadık kıtlığımıza. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Absolut Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Devam eden davanız yokken avukatla görüşme hakkı ve düzenli bir hak var mı? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
paramecium Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Selam, throne_eins_meister said: Taraf'ın bugünkü sürmanşetini değiştirmeden yazıyorum. İki de bir bize Taraf'ı referans gösteren tatlı su liboşu üyelerimizden birileri utanır umarım Misâl bu da özgürlüğün getirdiği bir avantaj olsa gerek. Tabi ilk soru şu olacaktır; n'oldu gocundun mu? Doğru ya, illâ ki bir tarafı tutmak gerek. Saygılar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Buyse Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Absolut said: Devam eden davanız yokken avukatla görüşme hakkı ve düzenli bir hak var mı? dava bitse de yeni gelişmeler ortaya çıkan yeni deliller vs için dava tekrar açılabilir. bu nedenle görüşebilir avukatlarıyla insanlar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
throne_eins_meister Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Haklısın Buyse, cezaevinden dağa emir vermek de yeni bir uygulama değil zaten. horizon, ben burada Fatih Altaylı yada başkasını değil Taraf'ı söylüyorum. Üstelik bildiğim kadarıyla hiçbir "normal" gazete bugüne kadar Öcalan'ın söylediklerini cezaevinden tam sayfa sürmanşet yapmadı. Hadi gel bana bu haber PKK'ya moral vermedi de! sir ve minion'ları hala "Öcalan terörün bitilmesi için önemli insan" diyor ya, başka da birşey demiyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
GEd Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 öcalana yat kat villa verilsin gizli ödenekten. Öcalana özel tropik ada da olabilir hapishane niyetine. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rock Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 @throne_eins_meister Söylediklerin birbiriyle çelişiyor. said: Haklısın Buyse, cezaevinden dağa emir vermek de yeni bir uygulama değil zaten. sir ve minion'ları hala "Öcalan terörün bitilmesi için önemli insan" diyor ya, başka da birşey demiyorum. PKK'ya emir verenin Öcalan olduğunu itiraf edip, terörün bitmesi için onun önemini nasıl reddedebiliyorsun anlamadım. Kürtlerin bir kısmı(çoğunluk mu azınlık mı emin olamıyorum) hala lider olarak onu görüyor. Bu da ondan nekadar nefret etsekte onu önemli bir insan yapıyor. Taraf gazetesinin yazdıkları bir kesme(Ergenekon geçmişlilere) battığı için çarpıtılıyor. Ayrıca bir örgüt lideri böyle konuştuktan sonra, örgütü hala bir takım saldırılar gerçekleştiriyorsa o kişinin ve örgütünün barış yönündeki samimiyetini avrupada "PKK haklarını arayan özgürlük savaşçıları" diye öten bir takım gruplara da çok güzel cevap olacağı görüşündeyim. Tabi bunu kullana bilmek biraz beceri ister. Vatan, millet, sakarya diye ötüp, çözüm üretmeden yuhalama yapmakla olmuyor bunlar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ayayekokocambo Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 ayni konuyu 29834753u845[u intended] kez, ayni bakisacilari ve neredeyse ayni cumlelerle tartismaktan baymamaniz gercekten takdire sayan. keep going. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rock Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 ayayekokocambo said: ayni konuyu 29834753u845[u intended] kez, ayni bakisacilari ve neredeyse ayni cumlelerle tartismaktan baymamaniz gercekten takdire sayan. keep going. İnsana boş vakitlerini dolduracak bir uğraş sağlıyor ;) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sam Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 birinin beyanatını yayınlamak onun avukatlığı ne zaman olmaya başladı? utanmadan bir de ortaya sataşıyorsun çarpıttığın haber üzerinden. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sg-1 Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Mesele olan röportaj yapılması, bunun yayınlanması değil, kaldı ki ladin'in "bi tarafınızda bomba patlatacaz" içerikli kasetlerini yayınlayan amerikan tvleri de avukatlık yapmış olurlardı. Burada esas mesele yayınlanan haberin "suçu ve suçluyu övme" gibi bi hataya düşüp düşmemesi. Röportaj Öcalan'ın samimi mi yalancı mı olduğunu, birini tercih ederek, subjektif olarak göstermemeli, ne konuşulduysa onu yazmalı. Bundan sonrası okuyucunun buna inanıp inanmamasına kalıyor. Misal, ben haberle ilgili kendi yorumumu yazayım, haberden anladığım kadarıyla Apo masum, barıştan felan yana, örgütünü kontrol altına alamıyor, sözü dinlenmiyor. Kanlı olayların da sorumluluğu Şemdin Sakık'ta ve, ne ilginçtir ki, Sakık'ın ergenekon bağlantısı var, bak sen şu işe. Bana kalırsa ya gazete Apo'nun yalanlarına istemeyerek alet oluyor, ya da 30000 kişinin katili bir örgütün ele başısını iyi niyetli göstermeye çalışıyor. Her iki durumda da Taraf yanlış yolda demektir. Ha siz Apo'nun doğru söylediği seçeneğini de kabul edebilirsiniz tabi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 bugünkü taraf'ın orta sayfasını açarsanız neşe düzel'in ümit fırat'la yaptığı röportajı da bulabilirsiniz. o röportajdan da anlaşılacağı gibi gazetede öcalanı masum gösterme veya söylediklerini birebir doğru kabul etmegibi bi durum yok. tarafın bence bu haberleri yapmada iki hedefi var, biri derin devletle pkk arasındaki ilişkinin deşifre edilmesi, diğeri de kürt meselesinin barışçıl çözümü. ve bugün yayınladıkları beyanatlar da çoğunlukla bunun üzerine zaten. düzenli olarak okumayanlar için hazmetmesi zor olabilir tabi, ama taraf gerçekten de hiçbi partinin veya kurumun veya örgütün veya cemaatin tarafında değil. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rock Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 said: Öcalan açıkladı Gazeteci Avni Özgürel geçen pazartesi yayımlanan Neşe Düzel’le söyleşisinde, Abdullah Öcalan’ın kendisine “PKK’yı bitirirsem beni de bitirirler” dediğini anlatmıştı. İmralı’da avukatlarıyla görüşen Öcalan bunu doğruladı: Türk aydınlarının bunu söylemesi önemli. Görüşmede 1995-99 yılları arasında PKK’da kriz çıktığını, kendisinin bunu aşamadığını da anlattıktan sonra şöyle dedi: Sonra ortaya çıktı ki bunun nedeni, çözümün geliştirilmesini istemeyenlerle bazı PKK kadrolarının bağlantısı, Ergenekon ve Veli Küçük’le ilişkisiydi. Çözüm için bugüne kadar hemen her hükümetin girişimlerde bulunduğunu söyleyen Öcalan bunun bir biçimde engellendiğini söyledi: Rahşan affı da bununla ilgiliydi. Şam’da bizim oturduğumuz binaya gelen bir askerî ataşeyle irtibat fırsat olabilirdi, bunu yapmadık Fırat Haber Ajansı’nın haberine göre İmralı Kapalı Cezaevi’nde avukatlarıyla geçen çarşamba yaptığı görüşmede Abdullah Öcalan, Şam’da bulunduğu dönemde kendisiyle görüşmek isteyen bir Türk askeri yetkiliyle görüşmemesini hata olarak nitelendiriyor. Öcalan, gazeteci Avni Özgürel’in geçen hafta Taraf’ta yayımlanan Neşe Düzel’le söyleşisinde kendisiyle ilgili söylediklerine atıfta bulunarak “Avni Özgürel benim ‘Bu meseleyi bitirirsem beni de bitirirler’ dediğimi ifade etmiş. Türk aydınlarının bunları ifade etmesi önemli, çünkü bu sorunun çözülmesini istemeyen dış güçler var. Onun da kastettiği budur. Ben bunu hep söylüyordum” dedi. KÜRT SORUNU ASKERE HAVALE • Çözüm için bugüne kadar değişik hükümetler nezdinde girişimlerin olduğunu ancak bunlara izin verilmediğini dile getiren Öcalan, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Genelkurmay Başkanlığı ile Kürt sorunu konusunda anlaştığını iddia etti. Erdoğan’ın sorunu tamamen askere havale ettiğini öne süren Öcalan, şöyle devam etti: “Turgut Özal’ın girişimleri oldu. Bunu engellediler. Daha sonra Erbakan’ın girişimleri oldu. İzin vermediler. Ordunun bir kısmı da devreye girdi. Hüseyin Kıvrıkoğlu, zamanında bir albayını göndermişti. Ordu kendi çözümünü böylece hayata koyacaktı. Buna da izin vermediler. Böylece sorunu çözümsüz bıraktılar. RAHŞAN AFFI • 2002’de Bülent Ecevit de girişimlerde bulundu. Buraya gelen yetkili, ‘Ecevit adına sizinle görüşmeye geldim’ dedi. Ben şaşırmıştım. ‘Rahşan affı’ denen şey, bizden bağımsız değildi. Buna da izin vermediler. Daha sonra Tayyip Erdoğan’ın da aslında girişimleri oldu ama ABD ve diğer bazı dış güçler tarafından bu durum engellendi. Erdoğan daha sonra orduyla anlaştı, iktidarda kalmasına karşılık olarak sorunu askere havale etti. ‘PKK ortak düşmanımızdır’ söylemi bu nedenle ortaya çıktı.” ÇÖZÜM İSTEDİM • Tüm çözüm girişimlerine karşılık verdiğini iddia eden Öcalan, “Buradan Gül’e 10 sayfalık mektup yazdım. Benzer şeyleri bu mektupta da ifade etmiştim. Yine hücre cezamla ilgili Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunduğum itirazda da barış ve çözüm için girişimlerimi anlattım. Hiçbir çözüm önerisini karşılıksız bırakmadık. Burada da çözüm için elimden geleni yaptım ve yapmaya devam edeceğim” dedi. DEVLET İÇİNDEKİ KRİZ • Kürt sorununda çözümsüzlüğün nedeninin devlet içerisinde 1990’larda başlayan krizı olduğunu belirten Öcalan “Özal çözümü olmadı, öldü veya öldürüldü. Erbakan’ın çözümü olmadı, seçimi kaybetti. Ordunun çözümü olmadı, Ecevit’in çözümü olmadı, Erdoğan’ın çözümü olmadı. Bunlar, devlet içerisinde 1990’lardan başlayan ve hâlâ devam eden bir krizin sonuçlarıdır” diye konuştu. “ATAŞEYLE GÖRÜŞMELİYDİK” • Sorunun çözümü konusunda önemli bir fırsatın nasıl kaçtığını Öcalan şöyle anlatı: “Şam’dayken oturduğumuz binaya askeri bir ataşe geldi. Bu kişinin bizi bombalamak için geldiğini düşündük. Bulunduğu binaya bu nedenle gitmiyorduk. Ama daha sonra fark ettim ki bu kişi dolaylı bir diyalogun önünü açmak için gelmiş olabilirdi. Ben o dönem bu konuda yanlış bir yorum yaptığımı düşünüyorum. O’nunla o dönem görüşebilmeliydik. Onunla irtibat, diyalog kurmak çözüm için bir fırsat olabilirdi. Yine Özal’ın yazdığı mektuba cevap konusunda geciktik. 1999’dan sonra, yani buraya getirildikten sonra ise, benim demokratik çözüm için üzerime düşeni fazlasıyla yaptığımı herkes biliyor.” ASKERÎ ATAŞE ATİLLA UĞUR MU? • Öcalan’ın avukatlarıyla yaptığı görüşmede askeri ateşenin ismini vermezken, Halis Açar Nasname adlı internet sitesindeki köşesinde bu kişinin, Ergenekon’un tutuluklu sanıklarından emekli Albay Atilla Uğur olduğunu iddia etti. “Öcalan”ın Şamdaki komşusu albay kimdi?” başlıklı yazısında Açar şunları yazdı: “Öcalan albay Hasan Atilla Uğur’u yıllar öncesinden tanır/tanışırlar. Öyle söylediği gibi İmralı ile başlamış bir tanışma değil bu. Albay Hasan Atilla Uğur ile Öcalan arasındaki tanışıklık Uğur’un binbaşılık günlerine dayanır belki de çok daha öncesine. Yıl 1995; Öcalan`ın Şam günleri kaldığı apartmanın bir dairesinde oturan bir binbaşı var. Öcalan’ın eve giriş çıkışlarda karşılaştığını söylediği bir binbaşı. Bu binbaşı kimdi dersiniz ve nasıl oluyordu da Öcalan gibi ‘Bölücü/Terörist’ bir örgütün lideriyle aynı apartmanda kalıyordu? Bu binbaşı o dönem Türkiye’nin Şam Başkonsolosluğu’nda Askeri Ateşe ve Öcalan’la aynı apartmanda oturuyor.” Abdullah Öcalan’ın da 8 ekimde avukatlarıyla yaptığı görüşmesinde şunları söylemişti: “Hem Atilla Uğur hem de MİT Müsteşarı Emre Taner bana şöyle dediler: ‘Biz bu sorunu KDP, YNK ve Amerika ile değil sizinle çözelim.’ Bana konuşmaları olumlu geldi. Ama onların durumu şimdi ortada. Benim sorguma katılan paşa cezaevinde yatıyor ve neden tutuklandığı bilinmiyor.” ŞEMDİN SAKIK ERGENEKON BAĞLANTISI • Çözümsüzlük konusunda 1995-99 yılları arasında PKK içinde de krizin bulunduğunu belirten Öcalan “Ben bu krizin aşılması için çok yoğun olarak düşünüyordum, çözüm geliştirmeye çalışıyordum. Hatta savaş böyle olmaz, savaşacaksanız adam gibi savaşın diyordum. Tüm çabalarıma rağmen PKK içindeki bu krizi aşamıyordum. Bilindiği gibi meşhur Lice-Kulp-Genç üçgeninde yapılanlar vardı. Sadece dışa yönelik değildi bunlar. PKK içerisinde de onlarca değerli kadrolarımızın şehadetine de neden oldular. Sonra ortaya çıktı ki PKK içindeki krizin aşılamamasının nedeni, bunların çözümün gelişmesini istemeyen güçlerle ilişki halinde olması, Ergenekon ve Veli Küçük’le bağlantılarıydı.” “DİYARBAKIR ÜÇGENİ” • Öcalan’ın “meşhur Diyarbakır üçgeni” olarak sözünü ettiği konu, 1990-96 yılları arasında Lice-Kul-Genç üçgeninde yaşanan olaylar olarak biliniyor. Çatışmaların çok yoğun yaşandığı dönemde PKK’nın Diyarbakır, Bingöl ve Muş’u da kapsayan bölgenin tek sorumlusu “Parmaksız Zeki” olarak ün yapan Şemdin Sakık’tı. Sakık, PKK ateşkes ilan etmesine rağmen 24 Mayıs 1993’te Elazığ- Bingöl karayolunda yol kesme eyleminde 33 silahsız askerin kurşuna dizilmesi emrini vermişti. 1998’de PKK‘dan kaçarak Kuzey Irak’ta KDP’ye sığınan Sakık, daha sonra Türkiye’ye teslim edilmişti. Sakık, halen Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Aket-Atum Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 bizim konu dışı olarak bir gün bir yerde toplanıp çay içip sohbet etmemiz gerek. insanlar birbirini tanısında her başlıktaki şu gerginlik havası sona ersin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DoruK Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 sir said: düzenli olarak okumayanlar için hazmetmesi zor olabilir tabi, ama taraf gerçekten de hiçbi partinin veya kurumun veya örgütün veya cemaatin tarafında değil.buna neremle gülsem bilemedim. imkanı var mı böyle bir şeyin biraz mantıklı olun yahu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Penthesilea Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 17 yasinda cocuk asmis devletiz, terorist liderini asamadik lan. Serefsizler de nemalanir, ABD de karisir, hakettigimizden az degil yani. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
GEd Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 taraf için slogan ; taraf , hayal dünyasında yaşayanların gazetesi :=) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sam Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Aket-Atum said: bizim konu dışı olarak bir gün bir yerde toplanıp çay içip sohbet etmemiz gerek. insanlar birbirini tanısında her başlıktaki şu gerginlik havası sona ersin. beraber yemek yiyip fotoğraf çektirdiğin bile incir çekirdeğini doldurmayacak konular için küfür edebiliyor yıllar sonra. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 slat da böyle bişey teklif etmişti, hepimizi dövücekti bi güzel =) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
GEd Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 watch?v=EjTRwaqdNgA&feature=related yorumlar efsane alttaki :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nakerebanarimasen Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 sir said: öcalan açıkladı diyince avukatlık mı oluyo? öcalan zaten her hafta düzenli olarak avukatlarıyla görüşüyo ve söylemek istediklerini söylüyo. ama bu sefer söyledikleri önemli, türkiyenin en büyük sorununun neden çözülemediğiyle ilgili. TC öcalanı pkkyı bitirmek için kullanabilir, zaten başka türlü bitmesi de mümkün gözükmüyo. taraf, devletin resmi bi organı falan değil, istediği kişinin açıklamasını koyar, önemli buluyosa manşet de yapar. haberde "affedilsin, serbest olsun" falan gibi bi yorum da yok ama avukatlık nerden çıkmış acaba..ha öcalanın askeri cezaevinden alınıp normal bi cezaevine konmasının tansiyonu büyük ölçüde düşüreceğini söyleyen gazeteciler var, yıldıray oğur "voodoo" yazısında bunu anlatıyodu, çok da haklıydı. ayriyeten perihan mağdenin ahmet türk ve öcalan hakkındaki şuyazısını bi okuyun derim ben, belki o da avukatlık yapmıştır. mesele özgürlük, sınırsızlık falan değil. bu açıklamalar, haber niteliği taşıyo, çünkü konuşan adam sadece pkk lideri değil, belki yüzbinlerce kürdün örnek aldığı, desteklediği veya takip ettiği bi adam. içinize sinsin veya sinmesin bu böyle. özgür bi basın bunun haberini de yapar, manşetten de verir. Sen ve arkadaşların daha Türkiye Cumhuriyeti demekten acizsiniz. TC TC TC... birşeyden bu kadar korkulmaz ki Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2008 kısaltma kullanmak bile korkaklık oluyo ya, bugünleri de mi görücektik patide =) TÜRKİYE CUMHURİYETİ oldu mu şimdi bööle? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar