ninjaturtles Mesaj tarihi: Ekim 17, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 17, 2008 Khelben said: klasik laf : beğenmeyen izlemez. yorum yazmadan once oturun bi zahmet okuyun, duvara mi yazildi onca yazi? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Dragonmax Mesaj tarihi: Ekim 17, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 17, 2008 Masquerade said: ninjaturtles said: Bir kurbaganin mutasyona ugrayip pek farkın yok nincatörtıl.(tu) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Suark Mesaj tarihi: Ekim 17, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 17, 2008 şu var pokemon ızleyıp camdan atladı cocuklar delıyurek ızleyıp uzun palto satışı patladı Cocuklar duymasın çıktı herkesın agzında "Ana BABABAABAB" türedi Star wars çıktı kendini jedi sanan tipler çıktı Lotr çıktı mıllet buyu falan yapmaya basladı sagda solda Cogu fılmden cogu ozentı bulunup cıkarabilir Ama bu insanın en dogal en normal hakkıdır, yani eger ki yapılan yapıt etkıleyıcı ıse etkılenılir bunu yansıtmak kişinin kendisiyle, kişiliğinin oturmuşluğuyla veya kendini ne kadar serbest bırakabileceği ile alakalıdır. Dolayısıyla, yapıtları suçlamak mantıklı gelmiyor bana.Hani eğer öyle ise,sürekli ders çalışan işini namuslu duzgun yapan ve bu halde sureklı hatunları goturup buyuk saygı goren karakterler yapalım dızılerde çoşalım ülke olarak Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
riglous Mesaj tarihi: Ekim 17, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 17, 2008 Yokken sanki cok bi seydik de olunca iyice bi sey olduk, afedersiniz. Izlerim izlemeye de devam ederim. Sonuna kadar da yayinlanmasi taraftariyim. O dizinin basinda en azindan "Bu dizinin kahramanlarinin gercekle iliskisi yoktur" tarzi seyler yaziyo. Ana haber bultenleri dupeduz kan, vahset, duygu somurusu, vs. vs. Ama onlarin yayinlanmasi normal; cunku onlar GERCEK! Acikcasi hangisinin halkin psikolojisini daha kotu etkiledigi retorik bi soru olur heralde. Ayrica ilk mesajda, KV izleyen insanlarin aydin olamayacagi gibi bir onerme de bulunuyor ki halt etmis onu yazan diyorum. Eger o diziyi 30% izliyorsa, kendisini toplumun 30%undan soyutlamis bir kisinin birak toplumu ortacagdan yenicaga tasimasini, aydin olmak gibi bir vasfi agzina alabilecegini dusunmuyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ninjaturtles Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 kurtlar vadisinin fasizm ve ozellikle militarizm propagandasi yapan IDEOLOJIK bir dizi oldugunu soyluyorum.izleyenler de zaten beynini yikatmak icin izliyor, cikip havaya silah sikmalar vs. bi ara rauf denktas falan cikmis siyaset yapmisti dizide, o derece bir manyaklik soz konusu. fasizm, postal yalayiciligi, militarizm, cehaletin ve kapitalizmde alt siniflarin bir parcasidir arkadasim, lisedeki felsefe derslerinde dusuncenin evrimini anlatirken sana bunlari ogretmis olmalari gerek. yok simdi oturup itiraz mi edeceksin yine? madem oyle bana cakir denen gotu boklu mafya babasina niye topluca tapindiginizi anlat aydin, zeki arkadas. amerikalilari ezdiginizi hayal edip 31 cekisinizi, o genis siyaset ufkunuzu, insanligi nasil ileriye tasimayi planladiginizi, eger liseyi bitirdiysen ne ogrendigini anlat insanlara. icinizden ogun samast gibi kof beyinlilerin kahraman olmak icin savunmasiz yazarlari vurdugunu, kitapevi basip bogaz kesenlerinizi, kurtlar vadisi izleyip havaya silah sikanlarinizi anlat. hepiniz ayni bi ske benzemeyen diziyi, sirf size o narsist, sapikca fasizm iceren havayi hissettirdigi icin izliyorsunuz. ama baziniz ipi kopariyor baziniz koparmiyor.koparmayanlarinizin da dunya gorusu etkileniyor, yazdigin zirvaliklardan belli oluyor beyninin yikandigi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Saeros Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Xaenin said: Kurtlar Vadisi'nde şiddet var diye yakınmanın, Will&Grace ibne kaynıyor diye yakınmaktan pek farkı yok bence. EHAHEA Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SoulCube Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 ahah adamlar oturup saymış. " abi tokat koydu" yok lan sevdi görmüyon mu" yürü polatım yürüüüü" Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
irenikus Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 aydınların toplumlarını kucaklaması gerekmez, onlara bir borçları da yoktur. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Killer Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 saçma tek dizi vardır o da kalp gözü 5034093043. kapı gibi asalak dizilerdir.bitane aksiyon dizisi var 3 5 tane kan vahşet görmeye dayanamayan tip bok atıyo diziye.ben de izliyorm kv ama hayatımda bi kere reislik,kabadayılık yapmadım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
KillJoy Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Xaenin said: İşte o yüzden Will&Grace örneğini verdim. Diziyi izleyen kimse herhalde gaylik ne güzelmiş ben de olayım bari demiyor, ama Kurtlar Vadisi izleyenler direk şiddete yönelebiliyorlar. Aynı şey değil diye de çıkışmanın anlamı yok, şiddet gaylikten daha kötü bir olay haliyle. O yüzden çıkıp da diziyi boklayacak yorumlar yapmadan önce dizinin hedef kitlesinin cehaletinden bahsetmek gerek. gaylik şiddetten daha kötü bişeyde.. bilinçli izlemek kurtlar vadisini..çok farklı bi olay. bir sürü örneği var önce gördüğün sonra duyduğun olaylar oluyor türkiyede. neyse. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ninjaturtles Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 anlasildi, ne desek papagan gibi ayni seyi tekrarlayip duracaksiniz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Kenjuro Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 ninja törtıla katılıyorum Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rock Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 ninjaturtles said: anlasildi, ne desek papagan gibi ayni seyi tekrarlayip duracaksiniz. Alışırsın Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Zeppelin Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 kurtlar vadisi başlıyo diyip dotadan çıkan elemanlara kılım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Kenjuro Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 aynen bide dün cumaya gidecem diye çıktı elemanın biri onlarada kılım Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Esh Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 KillJoy said: kurtlar vadisini bilinçli izlemek tamam. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Esh Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Bi de tekrar aradim buldum o ba$ligi ek$i den, biri oyle bir dokturmu$tu ki, hala duruyo, yapi$tiriyim buraya. ba$lik bu, Mesaj da bu Dikkatle okuyoruz; "kurtlar vadisine bok atan zihniyet" gibi son derece yanlış, abuksubuk bir tanımla ifşa edilip "halk kitlesinden kopuk, elitist bir takım entel danteller" olarak etiketlendirilen insan guruhunun sahibi olduğu mentalite, esasında "bok atan zihniyet"ten ziyade ortada mevcut olan "bok"u parmağı ile gösterip "bakın bu bok" diyen insan kümesine dahil olabilir, olabilmektedir. "kurtlar vadisine bok atan zihniyet" olarak bir kısım insanca tanımlanabilecek zihniyetin örnek bir savunusu şu şekildedir. birincisi bu dizi bir dizi olarak bir çok eksikliğe sahip bir dizidir, ikincisi dizinin potansiyel etkileri kabul edilemezdir, üçüncüsü de dizi bu nedenle yayın saatini değiştirmeli prime time'dan çıkıp gece 23.30 gibi yayınlanmalıdır. neden? tane tane gidelim. bu dizi bir dizi olarak ele alındığında bir çok eksikliklere doludur.. en başta bu dizi iddia ettiğinin aksine bir mafya dizisi değildir. bu dizi türkiye gerçeklerine ışık filan da tutmamaktadır, ışık tutarmış gibi yapmaktadır. karakter derinliği yoktur. ve sanat camiası acısından bir faciadır zira intihal gırla gitmektedir. neden bu dizi bir mafya dizisi değildir? çünkü mafya oluşumları sanıldığının aksine bir kaç tane çapulcunun çek senet tahsilatı işine girmesinden ibaret değildir. gerek türkiye cumhuriyeti sınırları dahilinde, gerek bu sınırlar dışında mafyanın öncelikli uğraş alanları beyaz kadın ticareti, uyuşturucu ticareti ve silah kaçakçılığıdır. bu üç alan kanunlar çerçevesinde suç olduğu gibi talebi ve karı en yüksek alanlar olduğu için mafyaların en önemli uğraş alanları olmuşlardır. ancak soner yalçın'ın da çok iyi bildiği gibi türkiye'de mafya yalnız bunlarla ilgilenmemektedir. türk mafyası devlet ihalelerine girmek, şantaj yoluyla ihaleye fesat karıştırmak, hazine arazileri üzerinde kaçak yapılaşmada bulunmak gibi temel mafya konseptinden uzak ancak türkiye sınırları içinde karı daha yüksek alanlara da karışmaktadır. bunun icin politikacılarla çok yakın bağlantılar kurmakta, türkbank ihalesinde görüldüğü üzere bir takım insanları arkasına alarak devlet ihalelerinde gerek şantaj gerek politik güç ile etkin olmakta, satın aldıkları bir takım hakimler, savcılar ve avukatlar aracılığı ile yargıdan kaçabilmektedir. yani türkiye'de gözlenen ve problem olan mafya gerçeği, sokaktaki değnekçiler değil, türk devlet yapısında güç sahibi olmuş, banka satan, banka satın alan, devlet ihalelerine giren, politikacılar ile akçeli ilişkiler geliştiren -alaattin çakıcı'nın eyüp aşık ile muhabbeti bu manada manidardır- bunun yanında uyuşturucu, silah ve beyaz kadın ticareti yapan, borç tahsilatı işlerine giren, adam öldüren büyük suç şebekeleridir. kurtlar vadisi mafyayı değil, basit cürüm işlemek için kurulan teşekkülleri göstermektedir. bu dizide örneğin mafya-polis-siyaset adamı- hukukçu- medya beşgenine dair tek kelam yoktur, tek laf edilmemektedir. eğer "gerçekleri türkiye'ye gösteren dizi" iddiası var ise dizinin bence yapması gereken, bu büyük suç şebekelerini ve derin devlet denilen konsepti göstermesidir, mafya ile işbirliği yapan politikacıları, bunlar arasındaki hukukun nasıl oluştuğunu, devlet ihalelerinde dönen şantajları, rüşvetleri, yakalanan suçluların nasıl hukuk düzeninde ki çarpıklıklar ve çeteleşmiş hukukçularca salıverildiğini de gösterirse eğer "türkiye gerçeklerine ışık tutan dizi" hüviyetine bir miktar sahip olabilr. mevcut durumda olan ise bir takım mafya adı verilmiş çapulcunun yarattığı güç ve iktidar olgusu -ki kitleleri çekmekte çok önemlidir- ile rating yapmaya çalışan aslında etliye sütlüye dokunmayan bir yapıttan başka birşey değildir. bir kaç tane güçlü, iktidar sahibi, özenilebilecek, herkesin empati kurabileceği karakter yaratılır, action öğeleri ile bir takım sözde "tarihsel arkaplan" üstünde bol bol adam öldürme, kovalamaca, beylik laf serpiştirilir, halkımızın önüne yiyebileceği ve yemekten haz alabileceği bir yapıt konulur. dizinin babadan ayrıldığı da budur. babanın hikayesi, sanıldığının aksine herhangi bir mafya değil, mafyadan kaçan bir mafyadır. legalize olmaya çalışan bir mafyadır. baba filmlerinde mafya-politikacı ve adalet ilişkileri ortaya açıkça konulmuştur (baba1'de satın alınan emniyet müdürü, baba 2'de michael corleone'yi yargılayan komisyondaki senatör, baba3'te para ile gene satın alınan ve inmobiliare hisselerinin corleone'ye devredilmesini sağlayan vatikandaki papaz vs..) yani baba filmi hakikaten mafya'yı tüm yönleriyle anlatabilmeye emsal bir filmdir, bunun karşısında ise kurtlar vadisi ancak üçüncü sınıf "mafya" özlü action dizisi olabilir. dizi de şiddet sahneleri ekseriya bol keseden ve anlamsız olarak kullanılmıştır. şiddet sahnesinden kastım artık filmlerde görmeye alıştığımız silahlı çatışmalar değil pornografik olarak adlandırılabilecek şiddet sahneleridir. örneğin, testere necmi'nin bir adamını kütüğün üstüne bağlayıp otomatik testereden geçirmesi (ki 10 dakika sürdü bu sahne) veya çakır'ın adamın tekini bilardo masasına bağlayıp karşısında sigara içe içe beyzbol sopası ile dövmesi.. baba filmindeki "at başı" sahnesi -ki sahnede atın başını keserken kimseyi göstermemişler sadece atın başını yatağa koymuşlardır, en pornografik baba sahnesi de budur- bir mana ifade ederken bu sahneler ancak basit bir hıncın göstergesi olabilmişlerdir. ulunanan tehdit yöntemi ile "bana yamuk yapanı otomatik testereden geçiririm bu doğaldır" arasındaki farka dikkatleri çekmek ise vecibemizdir. yani yapılan sembolik bir aktarım değil körlemesine konulmuş ve flaş bir etki yaratacağı bilinen bu yönüyle prim toplamaya çalışan pornografik bir parça yerleştirmekten ibarettir. üstürupsuzdur. üçüncüsü, filmlerde bir karakter derinliği yoktur. çakır dediğiniz adam adi, üçüncü sınıf, baştan savma bir ortalama heriftir. sokakta görsem suratına tükürmekten çekinmem. hiç bir zeka belirtisi olmadığı gibi kendisinde, onu keselim, bunu biçelim, ona geçirelim, bana yamuk olmaz dan öte bir karakter de taşımamaktadır. polat alemdar -ki kendisi hacker, insomnia, zeka küpü, strateji uzmanı bir evliya gibi aksettirilmektedir- devlet tarafından kullanılan, karakter olarak tek duruşu adam öldürme konusundaki üstün becerisi olan bir insan evladıdır. diğer karakterlere değinmeye bile gerek görmüyorum. bu adamlara "namuslu" denilemeyeceği gibi onurlu filan da denilmesi mümkün değildir. bir erkek portresinden çok erdemsiz bir çakal portresine daha yakın olan bu kişiler vito corleone'nin rasyonalitesinden uzak, michael corleone'nin sağlam karakter gelişiminden azade adeta sokaktaki psikopat olarak adlandıracağımız hergelelerden biridir. zerre saygı duyulası tarafları olmadığı gibi, suratlarına tükürsek yeridir. buna karakter diyorsanız bu da benim problemim değil, hayatınızda bir kaç şeyi gözden geçirmenizi öneririm yine de.. dördüncüsü film baba filminden üsturupsuz intihallerle doludur. "ona reddemeyeceği bir teklif yapacağım", "benim dostum ol" sözleri bir kenara, bir gecede tüm mafya babalarının öldürülmesi gibi baba filminin en flaş sekansı -ki michael corleone tarafından ben geceleri sokaklarda mafya babası evi gözetliyorum tadında değil bayağı planla yapılmış bir iştir- aynen apartılmıştır. al capone'un bir sözü polat alemdar'a mal edilmiştir. örnekler çoğaltılabilir. yani yapım özgünlükten de uzaktır. yapım ile ilgili eleştiriler bir eser olarak kabul edildiğinde çoğaltılabilir ancak kanımca bu kadarı kafidir. dizinin potansiyel etkileri üzerinde burada çok laf edilmiş. "efendim bizim evde kimse çek senet tahsilatçısı olmadı"dan tutunda -ki `bir toplumsal ölçü olarak bizim ev- ne derece kabul edilebilir zekanıza bırakıyorum- "efendim tarantino filmleri de şiddet iceriyor, baba da şiddet içeriyor onlarda olmadıysa bunda hiç olmaz, tv de izlediğimiz herşeyi olacak mıyız?" gibi açıkçası ipe sapa gelmez laflar da bu kelamlar içinde yer alıyor. neden ipe sapa gelmez diyorum? basit, birincisi bir dizi bir sinema filmi ile karşılaştırılamaz. bir sinema filmi içerdiği şiddet yoğunluğuna göre sınıflandırılır ve o sınıflandırma dışında insanlar izleyemez. ikincisi bir sinema filmi para karşılığı bir sinema salonunda izlenir ve bunun bir süresi vardır. bir filmi bir insan her hafta saat 20.30'da bedava izlemez. üçüncüsü türkiye'de sinemaya giden insan sayısı mali olanaklar ile belli iken, tvde kurtlar vadisi dizisi izleyen sayısı ile bu sayı karşılaştırılamaz. dolayısıyla ilkokul 2 öğrencilerinin kurtlar vadisi izleme oranı ile baba filmini izleme oranı arasında dağlar vardır. dördüncüsü baba filmi, tarantino filmleri, once upon a time in america gibi filmler yayınlandığında sansürden geçmektedirler. filmi tvde izleyenler ile vcd, dvd gibi ürünlerden izleyenler bileceklerdir ki bazı sahneler trt tarafından kırpılmıştır. buna karşın kurtlar vadisinde şiddet öğeleri alabildiğine ortaya çıkarılmaktadır. dolayısıyla sinemadan da etkilenirler o zaman argümanı en basit manada mesnetsizdir. peki dizinin potansiyel etkileri bu saçma karşı çıkışı bertaraf edersek neler olabilir ona bir bakalım. ülkemizde ortalama insan yılda 2000 dolar gelir sahibi olmaktadır. ortalama eğitim düzeyi 4,5 senedir. ülkemizde şiddet kültürü yaygın olarak bulunmaktadır. bu ülke de bir siyasal partinin başkanı mehmet ağar'dır, abdullah çatlı sevilen bir figür hatta milli kahramandır. sürekli aydınlık için bir dakıka karanlık eylemlerinde türkiye genelinde gözlenen bu eylemlere katılanlara (erzurum, bitlis, adana gibi illerde özellikle) şiddet ile saldırıldığı hala hatırlardadır -ki bu eylemlerin devletin mafyalaşmasına karşı olduğunu hatırlatmakta faide görüyorum- üstüne bu ülke de mafyalaşma yoğun olarak yaşanmaktadır. istanbul, ankara, izmir gibi şehirlerde sokaklar mafya kontrolündedir. uyuşturucuya ilk başlama yaşı 11e düşmüştür ve özellikle liselerde yoğun bir uyuşturucu kullanımı vardır. şiddet yaygın bir toplumsal kültürdür. töre cinayeti konseptinden tutunda ilkokul öğrencilerinin işkence yapması gibi olaylara kadar değişen bir skalada memlekette gözlenmektedir. gözlemek isterseniz bir lise çıkışına gitmenizi tavsiye ederim, gözleriniz açılır. şimdi böyle bir kitleye sunulan portre çakır, polat alemdar gibi üçüncü sınıf adi mafya babalarını kahramanlar olarak aksettirilen, şiddeti meşru gören bir dizi olduğunda ve bu insanlar bunu prime time'da izlediğinde bu insanların bundan etkilenmeyeceğini söylemek mümkün değildir. dahası kişiliği oturmuş insanlar için bu ancak bir eğlencelik olarak sayılabilecek iken bu dizi, ilkokul çağındaki çocuklar için dizi de sunulan karakterler birer rol model olarak alınabilecektir. babasının, annesinin hayranlıkla izlediği, insanların övgü ile bahsettiği çakır karakteri türkiye'de çoğu çocuğun hayal kahramanıdır. diyarbakır da sokaktaki çocuklara ntv muhabiri büyüyünce ne olacaksın diye sorduğunda "mafya babası olucam, ama iyi mafya babası çakır gibi" cevabını alıyorsa eğer bir kendinize çeki düzen vermenizde yarar görüyorum. karakterini henüz oturtamamış ilkokul çocukları kadar, lise ve dengi düzeydeki eğitim safhasında öğrenim gören gençler arasında da mafyalaşma bu itibarla övgülenebilecek bir durum olarak ortaya çıkmaktadır. insanlar bu adamlara özenmekte, bu densiz, karaktersiz, namussuz, adi, üçüncü sınıf suratına tükürülecek insanlar gibi davranmaya ahdedmektedirler. zira "güçlü" portresi olarak sunulan ve iktidar öznesi haline getirilen bu adamlar gençler için toplumsal statülerini belirlemede ve statü içinde yer almada önemli birer emsaldirler. varoşlarda ise durum daha vahimdir -ki varoşlarda baba filmini bilen her 1 kişiye karşı kurtlar vadisini devamlı izleyen 100 kişi bulunmaktadır- zira bu insanlar geçim derdinde ve toplumsal anomi pozisyonundadırlar. yeni değerler edinerek toplumsal basamaklarda bir statü elde etme peşindedirler. eğer toplum tarafından çakır gibi adamlar meşru birer statü sembolü haline getirilirse -ki getirilmiştir- bu insanların buna doğru yönelmesi doğal ve mantıklıdır. dolayısıyla varoşlarda bu dizinin özellikle tutulması heybeye değildir, oradaki insanların "hırslarına" tercüman olmasındandır. olayın bir başka boyutu da dizinin mafyanın meşrulaşması üzerindeki etkisidir. kahraman semboller olarak gösterilen mafya üyeleri sanki bir suç işlemiyorlarmış gibi gösterilmekte, onur, namus timsalleri olarak empoze edilmektedirler. bu durumda insanların genel algılayışı bu adamların "iyi" olduğu kanısına gelmesidir ki dizi mafyanın meşrulaşmasına ve meşruiyetin mafyalaşmasına bu manada prim vermektedir. dolayısıyla dizi toptan kötü etkilerle dolu ve bunu bizzat yapan bir yapımdır. bu demek değildir ki bu dizi insanları mafya yapar. hayır yapmaz. ancak bu dizi insanların mafya olmasına, mafyaya ilgi duymasına neden olabilir, oluyordur ve bütün diğer nedenlerle beraber bir nedendir. bunu anlamak zor değil sanırım. bütün bu olumsuz etkilerini bertaraf etmenin en kolay ve doğru yolu dizinin prime time'dan çıkmasıdır. çocukların ve gençlerin izleyemeyeceği saatlerde yayınlanırsa bu dizi, karakteri oturmuş, temyiz kudretine haiz bireyler üzerinde bu tipte etkileri olmayacaktır. seven de o saatten sonra izlesin. bu kadar savunulan ve sevilen bir diziyi eminim insanların 23.30'dan sonra izlemeye karşı bir çıkışı olmayacaktır. madem sefasından bu kadar hoşnutsunuz cefasına da siz katlanın. niçin temyiz kudretine haiz olmayan ilkokul çocuklarının gelişimine kendi zevkiniz için ket vurasınız değil mi? eklemek istediğim bir diğer şeyde bu dizi hakkında "mütedeyyin" kesimden hiç bir olumsuz şey duyamamamdan duyduğum şaşkınlıktır. uyuşturucu kaçakçılığı yapan, silah ticaretine atılan, leblebi gibi adam öldüren, alabildiğine yalan söyleyen insanlar ve bunların çocukları üzerindeki etkisi demek ki kendileri için umursanacak bir şey değil. demek ki bu mühim br hadise değil. bir hassasiyet noktası yaratmıyor. yani televole'de poposu açık bir kadın gördüğünde "çocuklarımız, ahlak gidiyor" diye bağıran insanlar, erotizmden rahatsız olan insanlar, adam öldürülmesinden, uyuşturucu ticareti yapan insanların kahraman addedilmesinden rahatsız olmuyorlarsa neden rahatsız olmaya hakları var bunu da ayrıca merak ediyorum. bir diğer nokta da uyuşturucu, silah, beyaz kadın ticareti yapan, adam öldüren katillerle "eşcinsel şarkıcıların" "kıçı kırık mankenlerin" "televoleden akan erotizm"in bir tutulması. eşcinsellik bir suç değildir. eşcinsellik bir suç olmadığı gibi adam öldüren bir katille eşcinsel bir insanın karşılaştırılması akli sakatlığa dalalet eder ancak. had bilmekte fayda var. insanlar cinsel tercih olarak sizden farklı olabilirler, ancak bir insanın cinsel konum farklılığı herhalde bir adamı öldüren katille bir tutulmasını gerektirmez. bu kadar ahmakça bir şey daha düşünemiyorum. dahası eşcinsellik bilinçli bir tercih değil, psikolojik ve biolojik faktörlerin toplamının oluşturduğu bir durumdur ve irdelemesi size bize kalmaz. çocuğunuz bir heteroseksüel ise öyle kalacaktır, merak etmeyin televizyondan özenip eşcinsel olmak ancak marjinal bir durumdur. buna karşın televizyondan adam öldüren bir katilin, üçüncü sınıf bir mafya babasının kahraman olabileceğini ve takdir görebileceğini ögrenmek ise yaygın bir hadise, toplumsal bir vakıadır. bir insanın poposunu göstermesi -bikinili filan çıplak gösteren de yok- de bir adama işkence yapılmasının gösterilmesi ile bir tutulamaz. en nihayetinde popo insanlara zarar vermez. insanlara zarar vermeyi de teşvik etmez. bir kadın poposu ile işkence sahnesini bir tutabilmek leblebi kadar aklın bağdaştırabileceği bir şey değildir. televoledeki "kıçı kırık" mankenler de çakır hayvanı, polat eşşeği ile bir tutulamaz. deli derler adama. mukayese ettiklerinize bir bakın. masum bir insan ile bir katil, bir alçak bir tutulamaz. hiçbir yerde olmaz bu. ahlak dediğiniz şey kadınların kimle cinsel ilişkiye girdiği ile korelasyonlu birşey değildir ancak adam öldürmek bir ahlaksızlıktır, suçtur, uyuşturucu kaçakçılığı yapmak ahlaksızlığın daniskasıdır. bir tuttuğunuz şeylere bakın kendinize bir çeki düzen verin. siz bu diziyi seviyor beğeniyor olabilirsiniz ama bu sizin gerçekleri görmenize engel olmamalı. izleyecekseniz izleyin kimse karışamaz ama bunun savunusu bu değildir, gidin 23.30'dan sonra ne şekilde izlerseniz izleyin. isterseniz çekirdek çitletin isterseniz silahınızı yağlayın ne halt ederseniz edin. velakin bu kadar ileri gitmeyin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Pýtýk Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 ninjaturtles said: kurtlar vadisinin fasizm ve ozellikle militarizm propagandasi yapan IDEOLOJIK bir dizi oldugunu soyluyorum.izleyenler de zaten beynini yikatmak icin izliyor, cikip havaya silah sikmalar vs. bi ara rauf denktas falan cikmis siyaset yapmisti dizide, o derece bir manyaklik soz konusu. fasizm, postal yalayiciligi, militarizm, cehaletin ve kapitalizmde alt siniflarin bir parcasidir arkadasim, lisedeki felsefe derslerinde dusuncenin evrimini anlatirken sana bunlari ogretmis olmalari gerek. yok simdi oturup itiraz mi edeceksin yine? madem oyle bana cakir denen gotu boklu mafya babasina niye topluca tapindiginizi anlat aydin, zeki arkadas. amerikalilari ezdiginizi hayal edip 31 cekisinizi, o genis siyaset ufkunuzu, insanligi nasil ileriye tasimayi planladiginizi, eger liseyi bitirdiysen ne ogrendigini anlat insanlara. icinizden ogun samast gibi kof beyinlilerin kahraman olmak icin savunmasiz yazarlari vurdugunu, kitapevi basip bogaz kesenlerinizi, kurtlar vadisi izleyip havaya silah sikanlarinizi anlat. hepiniz ayni bi ske benzemeyen diziyi, sirf size o narsist, sapikca fasizm iceren havayi hissettirdigi icin izliyorsunuz. ama baziniz ipi kopariyor baziniz koparmiyor.koparmayanlarinizin da dunya gorusu etkileniyor, yazdigin zirvaliklardan belli oluyor beyninin yikandigi. Arkadaşım üslubunu geçtim zaten de sen şu kurtlar vadisini oturup adam akıllı izledin mi? Papa'yı da KV izleyen M. Ali Ağca dengesizi vurdu dimi? Sen ogün samast'ın kv izleyip Hrant Dink'i vurduğunu düşünebilecek kadar sığ bir insansan dediklerimi zaten anlamıycaksın ama Hrant Dink vurulduğu zaman o kargaşada benim gözüme takılan petrolle ilgili sunulan yasanın meclisten geçmesiydi ve bunu adam akıllı kimse oturup konuşmadı. O kadar hakaret edeceğine oturup 2 bölüm izleseydin KV'de kitapevi baskınlarının - işlenen cinayetlerin dizi olarak karşısında olunduğunu ve kınayarak bölümlerinde de bunlara yer verip gündemi takip eden bir dizi olduğunu ispatladığını görürdün. Gerçek entellektüel arkadaşlar lütfen alınmasın bu yazacaklarımdan. Yurdum insanı işin kolayını bulmuş sırf entellektüelim diyebilmek için araştırıp etmeden izlemeden kalkıp bu dizi zararlı kapatılsın gibi şeyler söyleniyor. İşte koyma akıl olmak böle bişi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Aket-Atum Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Kurtlar vadisini bir dönem baya baya izledim, o diziyi izledikten sonra mafya olmaya anca aklı kıt olanlar özenir. Ama halkın büyük kısmıda ne yazık ki aklı kıt olduğu için evet bu dizi insanlara kötü örnek oluyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Flameoffear Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Fazla şiddet içermesi sorun değilde, insanlara örnek olma konumunda olan bir dizinin bu kadar şiddet içermesi sorun. Böyle büyük bi izleyici kitlen varsa aslında bunu daha yararlı şekilde kullanabilirsin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 boş zaman geçirmek için tv izlenen bir ülkede çekilen diziler içerisinde başarılı olarak gösterilebilecek bir yapıma bu kadar değer biçilmesi mi daha garip yoksa tv-kolik ülkemde hâlâ çok kalitesiz diziler yapılması mı? bak bilemiyorum.. visitors, V'nin de stat larını versinler aslında bunun yanında.. hani olay istatistik verip "ahanda bakın kötüüüğ" deme olayı manalı değil.. bir çok dizi gibi boş zaman geçirmek için izlenilen, hastalıklı beyinlerin aşırı paye biçtiği ve bazı hastalıklı beyinlerin de "PÜÜÜ!! BERBAT BUUU!!" dediği, seçime bağlı bi eğlence aparatı sadece. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ninjaturtles Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Pıtık said: Yurdum insanı işin kolayını bulmuş sırf entellektüelim diyebilmek için araştırıp etmeden izlemeden kalkıp bu dizi zararlı kapatılsın gibi şeyler söyleniyor. İşte koyma akıl olmak böle bişi. Yahu evet, sizin gibi degerli, harika insanlar karsisinda marjinal entel olunca gotumuz tavana vuruyor.bu yuzden yazilanlari (okumayip/gotuyle okuyup) ayni skten seyleri tekrarlayip duran siz harika insanlara oturmus laf anlatmaya calisiyoruz burada. yazdigin yazidaki tek dusunce kirintisi olan ipekci kismina gelince.80 ve onceki donemdeki cinayetleri de postal fetisisti fasist kopekler isliyordu, tipki catli ve ipekci gibi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ninjaturtles Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 fasizm, militarizm insanlik icin gelmis gecmis en buyuk virustur ve bunun yayilmasini saglayan herkes sucludur! bu basligi acmaktaki dusuncem buydu, kafasi anca insanlarin karsisinda skor yapmaya basan zibidilere entellik tasliyim diye bir niyetim olmadi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 ben en fazla 10 bölümünü izlemişimdir bu dizinin. onda da sanırım ilk ya da ikinci sezondaki tırışkadan mevzulara denk gelmiştim. o zamanlar ankara sincan gibi gecelerin hiç tekin olmadığı bir yerin tam ortasında çay bahçesi işleten arkadaşımın gözlemlerine göre bu dizinin genç nesle hiç iyi örnek olmadığını söyleyebilirim. gülverenden, çinçinden sonra ankara'nın en fazla gayrımeşru insanının olduğu bir mühitte senelerce mekan işleten birisine liseli, bilemedin 20'li yaşlarının başlarında veletlerin gelip mevzu çıkarması nasıl açıklanabilir başka türlü? ilk paragrafı boşuna yazmadım, kendi gözlemlerim de var. mafyaymış, yeraltı dünyasıymış bunlarla ilgili bu kadar fazla dizi, film, roman vs boşuna üretilmiyor. en okumuşundan, en cahiline kadar insanların çoğuna garip bir şekilde cazip gelen bir dünya bu. bi de kurtlar vadisi gibi bu alemin içine vatan, millet, sakarya geyikleriyle güya haklı sebeplerle bu ortamlarda bulunduğunu hayal ettirmeyi başardığını düşün? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Xaenin Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2008 KillJoy said: Xaenin said: İşte o yüzden Will&Grace örneğini verdim. Diziyi izleyen kimse herhalde gaylik ne güzelmiş ben de olayım bari demiyor, ama Kurtlar Vadisi izleyenler direk şiddete yönelebiliyorlar. Aynı şey değil diye de çıkışmanın anlamı yok, şiddet gaylikten daha kötü bir olay haliyle. O yüzden çıkıp da diziyi boklayacak yorumlar yapmadan önce dizinin hedef kitlesinin cehaletinden bahsetmek gerek. gaylik şiddetten daha kötü bişeyde.. bilinçli izlemek kurtlar vadisini..çok farklı bi olay. bir sürü örneği var önce gördüğün sonra duyduğun olaylar oluyor türkiyede. neyse. Şiddeti eşcinsellikten daha iyi bir durum olarak gören bir şahıstan ne derece bilinç bekleyebileceğimi sanırım tahmin edersin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar