Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

İbn-i Sebe Retoriği


odiflame

Öne çıkan mesajlar

Eleştiri Uzmanı Arkadaşlarımızı Açıklayan Bir Yazı.

Atılgan Bayar --- korsanhaber.com

İbn-i Sebe'nin Hz.Ömer devrinde yaşadığı rivayet ediliyor.

İslam içinde ilk fitnenin onunla çıktığı söyleniyor.

Eshab-ı Kiram (Sahabe) düşmanlığı onun devrinde doğuyor.

Sunni ulemaya göre, önce Hz.Ömer için, 'çok saygındır ama... hilafet Ali'nin hakkıdır,' diyor.

Sonra, Hz. Ali'ye gidip, 'Hz. Ömer çok saygındır, ama hilafet senin hakkındır,' diyor. Demekle de kalmıyor...

Hz. Ali'nin bizzat 'Allah' (haşa) olduğunu iddia ediyor.

'Sen, O'sun,' diyor.

Hz. Ali bu bozguncuyu Medayin'e sürgüne gönderiyor.

İbn-i Sebe'nin ve takipçilerinin amacı İslam'ı içeriden çürütmek. Fitne oluşturmak.

Teozofiye bir de kavram hediye etmiş İbn-i Sebe... 'İbn-i Sebe Mantığı' deniliyor.

Ben, 'İbn-i Sene Retoriği' demeyi uygun buluyorum.

Severek öldürme, iltifat ederek yok etme yöntemi.

İçinde her zaman 'ama' kelimesi bulunan, ve bu bağlaçtan önceki kelimelerin hepsini geçersiz kılan bir retorik.

İbn-i Sebe, Hz. Muhammed'in ne kadar üstün bir insan olduğunu, Hz. Ömer'in ne derece adaletli olduğunu ifade ettikten sonra, bir 'ama' ekler ve bu ama ile zihniyet yapılarını bombalarmış. Gündelik hayatınızdan biliyorsunuzdur. Tuhaf tipler vardır. Birisinden bahsederken, örneğin, 'çok çalışkan, çok bilgili, çok yetenekli ama...' derler ve sonra bunların hepsini yok edecek birşey eklerler.... 'ama sanki biraz geçimsiz,' gibi...

İşte İbn-i Sene retoriği bu.

Batıda, 'Yes, but... retoriği' olarak biliniyor.

Nereden çıktı memleketin bu kadar güncel derdi varken İbn-i Sene Retoriği, diye soruyor musunuz?

Şurdan çıktı...

Hz. Muhammed (S.A.V)'e ve Sahabe'ye İbn-i Sene'nin yaptığını şimdi bazıları PEYGAMBER OCAĞI'na yapıyor.

Cümleler, 'Türk Silahlı Kuvvetleri göz bebeğimizdir,' diye başlıyor, sonra ise, '... ama PKK'ya da terörist demesin. Dediği zaman siyaset yapmış oluyor. Siyaset yapmak TSK'nın işi değil. Hem Avrupa terörist diyor mu canım,' diye devam ediyor.

İşte o yüzden,

'Türk Silahlı Kuvvetleri gözümüzün bebeğidir,' diye başlayan bir cümle duyduğum zaman irkiliyorum artık...

Arkasından gelecek 'ama'yı, o 'ama' ile o cümlenin nasıl tırnak içine alınacağı ve anlamının değiştirileceğini biliyorum...

İlk, 'TSK'ya karşı News Management' analizini yazmamın üzerinden iki yıl geçmiş. İki yıldır, bir merkezden İbn-i Sene Retoriği üretiliyor. Üstelik, o retoriğe bir çok iyi niyetli insan da farkında olmadan bir kez olsun katılıyor. En erken farkına varıp, hiç komplekse kapılmadan bugünkü yazısında hatasını tashih eden Can Ataklı'yı kutlamama buradan lütfen izin verin.

Artık İbn-i Sene Retoriği deşifre olduğuna göre, bundan sonra TSK hakkındaki eleştirilerde bu 'ama'lı tuzak, bu 'tırnak içine alma,' numarası yenmeyecek demektir.

TSK'ya karşı yapılan News Management'in yöntemi İbn-i Sene Retoriği, 'yes, but...' tuzağıdır.

Cevabı ise şu soruda saklıdır:

Madem, bu kadar sorun var, madem bu kadar problem var, bu ulus, bu devlet, bunca yıl nasıl ayakta kaldı ve kalıyor? Rusya'nın altında, Yunanistan'ın yanında, Irak'ın ve İran'ın üzerinde, onlarca devletin elini içine soktuğu bu ülke nasıl ayakta?

Kurtuluş Savaşı'nı yaptık, İkinci Dünya Savaşı'ndan geçtik, Sağ-Sol terörünü bertaraf ettik, Ayrılıkçı Terör'ü sindirdik...

Nasıl yaptık bunu? Bu bir mucizedir.

Bu mucizeyi milletimizle birlikte Silahlı Kuvvetler'imizin başarılı yönetimine de borçlu olmayalım sakın?

İbn-i Sebe'cilere önce bu soruyu sorun...

Sora, 'Türk Silahlı Kuvvetleri gözbebeğimizdir, ama...' dediklerinde tıynetleri anlaşılır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...