Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

"Sorduk mu?" diyeceğiniz birtakım şeyler söylemek istiyorum....


Eternalus

Öne çıkan mesajlar

Şimdi bakındım biraz, tüm yaz bilgisyar başında geçirdiğim vakti kaplayan her şeye yorum yapasım geldi.

öncelikle oyunlar.
painkiller ve expansionını bitirdim. bu yaz canım daha çok hikaye istedi. o sebepten orcinal oyun sık sık giren cinematicleriyle beni eğlendirdi, bir hikayeyi kovalamak güzeldi. ama expansionın sadece başında ve sonunda cinematic olması beni üzdü.

daha sonra battlefield vietnamı indirdim, biraz bakındım campaign modu yok. dedim ki kaybol gözümün önünden.

kotor 1 gerçekten çok güzeldi, iki sonunu da gördüm, çok zevk aldım. hatta ikinci oynayışımda tam çözüm açtım arkaya side questler nerden öğreniliyo diye.

kotor 2 ilk oyundaki inventory kabusunu hallederek daha ilk anda gözüme girdi, ilk oyunun çift sonu olmasına rağmen hikaye bağlantısında sorun yoktu. kılıç teknikleri olsun, kendi itemımızı yapabilmemiz olsun her şey çok güzeldi. ama iki sonu üzerinize afiyet, tenasül organı gibiydi. hatta ben oyunun sonu olduğunu beklemediğim bi anda credits'i görünce, olay yerinden geçmekten olan H.U.(23) önce bir çığlık attığımı, gözlerimin siyahının kaybolduğunu, sonra görünüşümün bulandığını, bir an gözden kaybolup geri geldiğimi aktardı bana. ben hiç bişey hatırlamıyorum. team gizka'nın modunu bekliyorum.

star wars battlefront bana star wars evrenin mekanlarında, filmler boyunca hikayeye yön vermiş büyük savaşlarda ana karakter değil de, piyade olarak mücadele etme olanağı sundu çok güzeldi. küfrederek darth vader'dan kaçmak ilk kez bu oyunda mümkün oldu.

star wars battlefront 2 ilk oyunu beklediğimden çok öteye taşımış. darth vader olarak prenses leia'yı yakalamam beni mest etti. klon savaşlarında elimde ışın kılıcıyla clone trooperların önünde koşmak müthişti. fallen anakin olarak 501.st legion'la coruscant'ta jedi academy'yi basmak bölümün filmden sahnelerle başlaması falan, oyunun akılda kalıcı anıydı. saf kan kalan 501. lejyonu 6 filmin başından sonuna kadar yaşamak tarifsizdi benim gibi bir star wars hastası için. clone trooperken storm trooper olduk, o askerlerin motivasyonunu gördük. jedi'ları cumhuriyete ihanet ettikleri için öldürdük order 66 ile.

splinter cell iyiydi de, o kadar hamallık yapıp hikayede yancı olmak kötüydü. saklaması sorun oluyor diye, hiç kimseyi öldürmeden bölüm tamamladım nerdeyse. ateş etmeden mermi harcamadan, medpac kullanmadan oyunu bitirdim. bi yerde bi kutu mermi buluyodum, içinden bi tane alıp yere koyuyodum mesela. hikaye öncesizdi, ve biz sadece amelelik yapıyorduk. gönlümde asla bi metal gear solid olamaz ama, serinin diğer oyunlarını görmek istiyorum yine de.

texas hold'em, msn konuşmalarım sırasında güzel oldu hep, çok feci sarıp konuştuğum adama "abi gelince konuşuruz benim şimdi gitmem lazım" diyip oyuna abandığım zamanlar oldu. masanın maksimum buy in'inden kat kat fazla parayla bir kenarda oturan heriflerin elini boşaltmak için gerekirse para kaybettim, ama herifin parasızlıktan çıktığını görmek çok güzel oluyor. sadistlğine değil, herifte çok para var ya, yok herkese en pahalı içkiden ısmarlamalar, dansöz oynatmalar falan, gıcık ettiğinden.


filmlere gelirsek, "adaya düşen insan" filmleri aşkı yıllardır içimdedir mesela, bu yaz hepsini bir araya topladım. hepsini önceden izlemiş olmama rağmen zevkle izledim hepsini.

cast away benim için tom hanks'in zirvesidir, hatta param olsa internette özel wilson'lar satılıyo üzeri kan izi desenli, ondan alcaktım.

swept away ne yaptığı müziği ne de kendisini fiziksel anlamda beğendiğim madonnaya ısınabildiğim tek filmdi. ilk kez televizyonda izlemişti, mr. esposito'nun aksanı ayrı bi tat katıyomuş filme meğer.

the blue lagoon ve return to the blue lagoon'u herkes izlemiştir, ama bir iki laf edicem yine de. iki filmi televizyonda izleyip sevenler mutlaka edinmeli internetten tekrar. bi çpk sahne sansüre uğramış çünkü. yani iki filmde de çıplak yüzdükleri ve bayan ana karakterlerimizin göğüslerinin ortada olduğu için kesilip atılan çok kısım olmuş. yani cinsel bi uyarı almak da mümkün değil zaten, nasıl olduğunu anlamadıkları bebeklerini neyle besleyeceklerini düşünürken, bebeğin annesinin memesini kendi bulması falan, güzel anlar filmde, sansür edilmesi kötü olmuş. cast away de tom hanks'in sıfırdan bişeyler yapması tabii ki güzel, yani buz pateniyle hindistan cevizi kırması falan, ama blue lagoonlarda çocukluktan itibaren adada yalnız kalıyor karakterlerimiz, hiçbir şey bilmiyolar ve kendileri öğreniyolar. blue lagoonlar bu kategorinin en iyisidir o yüzden.

siz days seven nights'ta harrison ford ve anna heche bir adaya düşüyorlar. adada hayatta kalma çabası zaten benim için bu filmi izlenebilir kılıyor ama, harrison ford'un replikleri ve tepkileri bana hep han solo'yu hatırlattı, daha bi hoş oldu.

adada geçtiği bildiğim bi başka güzel film de, dear claudia idi ama, koca internette iz yok. torrent morrent hikaye.

başka filmler de izledim, resident evilllara söyleyecek sözüm yok.

erkan can'ın müthiş performansıyla gemide tartışmasız şu ana kadar izlediğim en güzel türk filmiydi. ilk film olmasa ayakta duramayacak olan laleli'de bir azize, peruklu güven kıraç'ı ve ilk filmdeki kadına karşı işlenen suçları lanetlerken içimizi parçalayan güzelliğiyle ella manea'sıyla benim için izlemeye değerdi. ella manea'nın başına daha sonra ne geldi merakıyla saldırdığım film, beni çok da hayal kırıklığına uğratmadı.

arkadaşlara sorarken adını duyduğum good will hunting'i sadece robin williams için bile izleyebilirdim. adam süper. zekanın bi boka yetmediği günümüz işleyişinde, zekasıyla sosyal sınıfını aşıp herkesi dumur eden temizlikçi çocuk, imkansız bir şeyi mümkün göstermesiyle ayrıca keyif verdi bana.

postal hakkında hiç bi laf etmesem iyi aslında, oyunu oynamamış olanlar, filmdeki beğenmedikleri noktaları uwe boll'dan bildiler ama yanlış. sapkın komedi anlayışı, uzun bacaklı, koca göğüslü kadınlar, gereksiz yere milletin birbirini öldürmesi, hepsi sevdiğimiz postal oyunlarından devşirmeydi. hollywoodun ısrarla kaçındığı, oyun firmalarının yasaklarla baskılarla yok saydığı bir şeye bile bile abanıyordu mesela film. ölen çocuklar. yok yere, millet çatışırken vurulan çocukları slow motion izledik filmde. hollywood anca hikayeyi ateşleyecek şekilde, kahramanımızın çocuğu düşmanlarınca öldürülecekse bi tane olmak üzere izin verir bi çocuğun ölmesine. oysa amerikanın adım attığı, savaşın olduğu her yerde gerçektir ölen çocuklar. sırf eleştiri olsun diye çocukların vurulup öldüğünü gösterdi film. çarpık bi espri ve eleştiri anlayışı vardır postal dünyasının, oyunları sevenler filmi de sevdi inanın.

mad max trilogy fallout tadını en başarılı veren seridir gözümde. en iyisi 2.si olmak üzere, üç film de zaman kaybı değildir asla.

dracula 2000 listeme vampir filmleri kontenjanımdan girdi, aşmış değilse de güzeldi.

underworld ve underworld evolution hikayeleri world of darkness'tan arak veya değil, kate beckinsale'in güzelliğini 2. plana itecek kadar başarılıydı. 3.sünü heyecanla bekliyorum.

amelie ruh hastası bi filmdi, o ne lan öyle? esas kız rahatsız, esas oğlan zaten dengesiz. aşk hikayesi değil bişey değil. en genelden başlayarak, sevgi ya da nefret dahil, kendimle film arasında ortak bi duygu bulabilirsem filmi izlerim iyi kötü. amelie'de tamamen yabancı olduğum türden sevgiler, güdüler... "oha noluyo, bakalım ne olacak" diye izledim. salad fingers'ı izlerken ne hissediyosam öyle bi boşlukla izledim. media playerı kapatınca, "o neydi lan" dedim, film ne bi his kattı bana, ne bişey hissettirdi, ne de düşündürdü.

You Don't Mess with the Zohan adam sandler'ın "hep hikaye komik oluyor, bir de efektlerle komedi yapayım denemesi olmuş. adam sandler için kötü olsa da bi komedi filmi adına iyi.

isteyen okusun yorumlasın, sonra bunlar başka bi yerde lazım olcak, işlemcim başka bişey yapamayacak kadar meşgul olduğundan yazıverdim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

painkiller bunu bi denemek istiyorum güzel diyor herkes

battlefield vietnambf dediğin multi olur zaten

kotor 1 SW fanı adam nasıl sever o üfürükten light side dark side dialoglarını anlamıyorum. İyi değil abi o kadar

kotor 2 Arayüz evet çok iyi de oyunun asıl üstün olduğu nokta hikayesi. Dialoglar bariz daha iyi yazılmış ve insanı içine çeken sağlam bi kurgusu var. Ha oyun Starwars : Torment o ayrı.

star wars battlefront
star wars battlefront 2 Upgrade çekmeden önce çıkan oyunlar. Fpsler sıkıyo beni ama sw atmosferini güzel yaşatabiliyorlarsa denemeye değer

splinter cell Hmm denemek lazım gelen bi başka oyun

texas hold'em Aman poker kalsın


cast away Fena diildir

swept away Ben de madonnayı sevmem. Kalsın.

the blue lagoon ve return to the blue lagoon Güzeldir bunlar. Ama çook zaman geçti izleyeli lisede falandım.

siz days seven nights Bu bildiğin anne filmi ya annemle izlemiştik. Başarılıdır ama.

dear claudia emulada da yok. bizim ordaki dvdciye sorayım senin için.

resident evil mila için izlenir.

gemide güzeldir ama laleli'de bir azize yi izlemedim izleyeyim bi ara

good will hunting başarılı film.

postal haha bunu merak ediyorum ya

mad max trilogy çok iyidir

dracula 2000 bu ne hiç bilmiyorum

underworld izledim ama underworld evolution izlemedim daha. Bu minvalde nightwatch ve daywatch var rus yapımı. 3. filmi onların da daha gelmedi.

amelie bence baya iyi bi kız filmidir. Boş bi zamanında bi kere daha izle bence.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...