Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Taraftan şok iddia: Genelkurmay dağlıca baskınını biliyordu


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
Ne kanıtı yahu?
Bakın bu belgenin dediği tek şey: Bu bölgede şu gün baskın olabilir.

Bu tarz belgelerin her gün TSK'nın eline ulaştığını zaten konuşmuştuk ama hadi bu "detayı" atlayalım.

TSK bu belgeyi onaylamanın yanında belgenin bütün karakollara gönderildiğini de açıkladı.

Bölgeye baskından önce Jandarma özel harekatçıların aktarıldığını hepimiz biliyoruz,haberlerde gördük, askerler helikopterle bölgeye sevk ediliyorlardı(o saçma sapan iddialar, yok askerlerin el bombaları alınmış filan, hiç doğrulanmadı yani spekülasyon, komplo teorisi, BELGESİ KANITI YOK YANİ, EĞER O BİLGİLER DOĞRUDUR DİYORSAN KANITINI GÖSTER, MADEM KANITSIZ BİR ŞEYE İNANMIYORSUN).

Ayrıca evet havan topları ve RPG'ler ile saldırdılar, zaten o kadar şehir verilmesinin sebebi askerlerin kaldığı binanın bombalanmasıydı, silahlı çatışma değil.

Soruma cevap alamadığımı da belirtmek isterim.
Mesaj tarihi:
Bu ülkede 112 acil servisi arayıp adres soran öküzler var, bu ülkede 110 itfaiyeyi arayıp ateş gibi yanıyorum gelin söndürün dyen var. Bu ülkede her paketi bomba sanıp polisi arayan insanlar var. Kaç tanesi gerçek bomba? Askere acaba günde kaç ihbar gidiyodur. Tabiki adamlar gereken önlemi alıyorlardı. Baskında belki haberleride vardı ama nasıl emin olunabilir? Eğer bir komutanın komutasındaki askeri teröristlere bırakacak kadar teröre destek verebileceğini düşünüyorsanız, söyliyecek kelime bulamam size. Hangi zaman diliminde asker bu kadar göz önünde oldu? Çok laf etmek istemiyorum, yörünge dışı olacam yoksa kendimi tutamayıp.
Mesaj tarihi:
Sam said:
evet hakikaten çok güzel haber vermişler, süper hazırlık yapılmış. hepimiz gördük ülkece. her nasıl olduysa çok güzel üstüste dizmişler dtp üyesi askerleri silahları tutukluk yapacak şekilde belli bir karakola filan.

...

ama yok bende kesin hata var, kanıtlar < tsk = halkın güveni her zaman için zira.


kanıt değil bu saydıkların.

taburda bilinçli zayıflatma yapıldığına dair hipotez ortaya atıyorsun. şüphe yaratması doğal ama bu gerçek olduğu anlamına gelmez.

belki de gelen 10 larca istihbarattan yalnızca biri olduğu için kimse sallamadı? belki istihbarat eksik bilgi içeriyordu belki öyle belki böle. somut bir kanıt yok burda TSK'nın taburu bilerek ateşe attığına dair. (çıkarsa da orduyu yine de savunurum demiyorum sadece "yok" diyorum)
Mesaj tarihi:
Sam said:
evet hakikaten çok güzel haber vermişler, süper hazırlık yapılmış. hepimiz gördük ülkece. her nasıl olduysa çok güzel üstüste dizmişler dtp üyesi askerleri silahları tutukluk yapacak şekilde belli bir karakola filan.

adamlar tanklarla toplarla saldırmıyor nihayetinde, saldırıyı önceden alıp da buna rağmen böyle hezimete uğrayacak bir karakol? oldu..

ama yok bende kesin hata var, kanıtlar < tsk = halkın güveni her zaman için zira.


hadi olay sirasindaki supheli seyelri analrimda istihbarat raporunu bu sekilde yorumlaman cok komik olmus sam

orda daglicaya yapilan pinpoint bir saldiridan bahsedilmiyor
bolgede saldiri tehlikesinden bahsediyor

genelkurmayin elinde saat 9 da gelicekler su kadar adamla gelicekelr diye bir rapor yok


silahalr neden tutukluk yapti komutan neden yoktu vs derseniz anlarimda bolgedeki butun birliklere verilen bir raporu onceden biliniyordu genelkurmay dedi derseniz komik olur
Mesaj tarihi:
burada kanıt olduğu iddiasında bulunmadım zaten, yanlış anlaşılmış. kanıt çıkarılsa bile inanılmaz ordu "hayır doğru değil" derse. kaldı ki kanıt olsa bile ordunun elinde olur ancak. böyle "sızdırıldı olacak iş mi" denir geçer en fazla.

gleiwitz incident diye bir aratın. herşey son derece ideal hale gelmiş. yani viktor'un dediği silahın tutukluk yapmasından tut dtp'lilerin esir düşmesine kadar. film çekeyim dersen bu kadar senaryo olur.

bu arada 112 acil servis nedir ya heh, adamların elinde muhbirden gelen bilgi yok mu? sokaktan adam mı aramış ihbar etmiş sanki? ve yani bölge desen zaten ihbara gerek yok, bizim bodrum turgutreis'teki jandarma karakolu filan değil. böyle hazırlıksız olacaklar?

komutan teröre destek veriyor diye bir iddia yok, ilk sayfada daha yazmışım ikiz kulelere çarpan uçaklar gibi adeta bir 'casus belli' verdi bu olay, dtp'nin gömmenin ve milliyetçi duyguları körüklemenin de bir vasıtası oldu. böyle sıradışı bir olayın birdenbire bir taşla birkaç kuş vurma formatında gerçekleşmesinin tesadüflük şansını sorgulamışım.

sövmek isteyen de tutmasın kendini, basur yapar. (:P)
Mesaj tarihi:
Askerler...


DOKTORUNA "doktor", mühendisine "mühendis", polise "memur bey", müdüre "sayın müdür", öğretmene "hoca" der halkımız.

Ama asker gördü mü...

Tüm rütbelilere "komutanım" derler Anadolu'da.

Çünkü Türkler askerlerini severler.

*

Ama yobaz sevmez...

İslam ülkeleri arasında, Batı uygarlığına yakın tek devlet asker eliyle kurulduğu için... Ve yobazın karanlık-ilkel dünyası o devrim yasaları ile engellendiği için...

Şimdi dahi; devrim yasalarını silip yerine getirmek istedikleri "dinci devlet"e en büyük engeldir askerler.

Bu yüzden hedeflerinde askerler var.

Kravatlı mollalar, askerleri ürkütüp sindirebilirlerse, kendi özlemlerindeki rejimlerini kurabilecekler.

Yoksa, yok...

*

Ve bunu yapıyorlar şimdi...

Üç yöntemleri var:

Birincisi; iktidara yalakalık yapıp bir avanta peşinde olan ikiyüzlü "aydın"ları... Ya da dinciden demokrasi bekleyecek kadar aptal olan "demokrat"ları bulup bulup Allah'ın günü askerlere saldırtmak...

İkincisi; suça karışmış kimi eski-yeni, rütbeli-rütbesiz askerleri cımbızla seçip tüm askerleri karalamak...

Üçüncüsü; cumhuriyetin başına gelenleri görüp sessiz kalmayan yürekli askerlerden emekli olanları yargının karşısına çıkartarak tüm askerleri korkutmak...

(........)

İşte:

Bizler askerlerin darbe yapmasını ya da kendi yapılarında olmayan demokrasiyi ikide birde "rayına oturtmaya" kalkmasını istemeyiz.

Ama, Türk ordusu, her zaman varlığımızın ve bağımsızlığımızın güvencesidir.

O bizim ordumuz...

Bu linçler, bu hakaretler, bu saldırılar haksızlık.

Günah...

Türkiye geceleri derin uykudayken, uzaktaki dağlarda ulusuna o huzurlu uykuyu vermek için ölenlere haksızlık...

Ve siz o ordunun, ömrü boyunca terörle savaşmış generalini "terörist" diye, bir hırsızmış gibi içeri attınız...

Öyle mi?.
.



Bekir Coşkun'un 19 Temmuz 2008 tarihli köşe yazısı
Mesaj tarihi:
@Sam:
Eğer elimizde somut bir kanıt olsa, bir iki marjinal dışında, hepimiz inanırız zaten, ama bu bir komplo teorisinden öteye gitmiyor.
Yok silahlar tutukluk yapmış, yok komutan o sırada düğündeymiş, hani kanıt nerede,olmuş mu bu olay, yok?
Bir düğünde tek fotoğraf ta mı çekilmez komutanın bulunduğu?
Bir tane bile somut kanıt yok iken TSK sanki ciddi bir suç işlemiş havası yaratılıyor gazetede. Benim kızdığım nokta bu zaten.
Adamların amacının üzüm yemek yerine bağcıyı dövmek olduğunu düşünüyorum, çünkü elinde somut veriler olmadan bu tarz bir haber yapmanın başka bir açıklaması yok(ki eleştirilen Doğan medyası da aynısını yapıyor bunun, Taraf'ın iddiası farklı olmaktı).
Eğer bu tarz iddialar var ise bunun iddia olduğunu, kesin olmadığını belirterek yazarsın, haberin başlığı, sunuş şekli tamamiyle "taraflı".
Ülkemizin en önemli kurumlarından birisi olan TSK'nın bu tarz komplo teorileri ile harcanmasıdır beni üzen, başka bir şey değil.
Yoksa elinde kanıt olacak(ki çok zor değil, mesela generalin olduğu düğün fotoğrafları), biz de inanmayacağız, olacak şey değil.

not: O kaçırılan askerler DTP'li miymiş? Benim bildiğim o tarz siyasi oluşumların içindeki askerler doğuya gönderilmez, haberi gösterebilir misiniz?
Mesaj tarihi:
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Tarafin_sahibi_konustu_190049_1&tarih=21.07.2008&Newsid=190049&Categoryid=1

Taraf ekonomik açıdan büyük zarar ediyormuş, o yüzden 1 YTL'den 40 kuruşa düştü fiyatı.. Güzel önlem.

Hayır bunlara inanacak kadar saf insanlara üzülüyorum ben, hayatta çok sıkıntı çekerler bu kapasiteyle :(
Mesaj tarihi:
vay arkadaş Abdullah Öcalan bile dahil oldu olaya. buldular fantastik hollywood senaryosu herkez oscar peşinde.

hayır madem bukadar köklü ve gelişmiş bir derin devlet organizasyonu bu ergenekon, paşalar madem bu işin başındaki insanlar gidip neden PKK nın elebaşıyla görüşsün. bu işi yapacak ve kendi adını gizli tutmasını sağlayacak adamları olmaz mı?

e tabi bu senaryoları demokrat diye adlandırılan bir takım yeşil aydınla ve Atatürk devrimlerine düşman binbir türlü çapulcuyla hazırlarsan bazı mantık hataları oluyor haliyle.

olsun buda tarihimizde kült olarak yerini alır. belki torunlarımız buraları kazdıkları zaman yıllar sonra ergenekon operasyonu hitabelerine ulaştıklarında nekadar fantastik atalara sahip olduklarını anlarlar.

şu lafta ayrı bir komik olmuş.


Ergenekon’u bizimle ilişkilendirmeye çalışıyorlar. Bunlar, boş iddialardan ibaret. Benim ismimi kirletmeye çalışıyorlar” dedi.

adını kirletmeye çalışıyorlarmış. meğerse pollyanna ı atmışız terorist ele başı diye.
Mesaj tarihi:
Fatih Altaylı said:
Taraf’ın parası nereden?

Önce ben sordum, “Taraf’ın finansman kaynağı kim?” diye.
Sonra Genelkurmay Başkanı aynı soruyu tekrarladı.
Yanıt yerine hassas kalplerin yazarı Ahmet Altan’dan küfür geldi.
Soruyu tekrarladım, basit bir yanıt istiyorum diye.
Musluk sesi geldi, “Tısss” diye.
Madem o yanıt vermiyor, yanıtın en azından bir bölümünü ben vereyim.
Taraf isimli mevkutenin masraflarının büyük bölümü Çalık Grubu, daha doğrusu Vakıfbank ve Halkbank tarafından finanse edilen Turkuvaz Medya tarafından karşılanıyor.
Yani sizin, benim, devletin parasından.
Taraf gazetesi, Çalık’a ait Sabah gazetesinin matbaalarında basılıyor.
Kağıdı,. mürekkebi bu grup tarafından karşılanıyor.
Dağıtımı yine aynı grup tarafından yapılıyor.
Taraf Gazetesi, bütün bu işler için Çalık Grubu’na daha beş kuruş ödemedi.
Masrafları Çalık Grubu yapıyor, karşılığında Taraf’tan 1 yıl vadeli çek alıyor.
Taraf’ın günde 150 bin gazete bastırdığı raporlarda görünüyor.
Bu gazetelerin tenesi 30 kuruşa mal olsa, günde 45 bin lira kağıt ve baskı parası var.
Buna yazı işleri harcamaları dahil değil.
Sadece bu maliyet ayda 1,5 milyon YTL.
Dağıtım maliyetini de ekleyince bu rakam hemen hemen 2 milyon YTL.
Yılda 24 milyon YTL.
Taraf bu harcamalar için “Çek” veriyor.
Teneşir vade.
Bu durum TMSF yönetiminden beri sürüyor.
Çalık Grubu Sabah’ı devraldığı zaman Medya Grup Başkanı Serhat Albayrak bu durum bir rapor halinde sunuluyor.
Zaten mali sıkıntıda olan gruba bunun da büyük bir yük getirdiği söyleniyor.
Taraf’ın finans kaynaklarından biri bu.
Yaptığı hizmete oranla bence düşük bir maliyet.
Mesaj tarihi:
Fatih Bey de son zamanlarda "ben ulusalcıydım aslında yahu" mantosunu üstüne astı ve yardırdıkça yardırıyor. Düşmanımın düşmanı dostumdur felsefesi buradada işliyor. Yardır Fatih, neler var çıkınında biz de görelim öğrenelim. Ama sakın Tuncay Özkan klişelerine girme :D
Mesaj tarihi:
Esh said:
ne gibi kli$eler mesela?


Ben ulusalcıyım, milletçiyim, halkçıyım, bu yobazlara derslerini vereceğim deyip, fethullaha televizyonu satmak gibi mesela. Gerisi hikaye.
Mesaj tarihi:
parayi sen vereydin de alaydin o zaman..

adam bas bas bagirdi parayi siz verdiniz de satmadik mi diye. Haciz gelmi$ ustune sati$a cikmi$ kanal, ilk ihaleden sonuc cikmadi , 2. ihale de kanali satmadan 2 gun sonraydi. yok parasina biri alacak, bunlara da 5 kuru$ odemeyeceklerdi.

ne yapsaydi adam?
Mesaj tarihi:
Biz de aç kalınca fethullaha satalım herşeyimizi, napalım ölelim mi di mi? İyi mantık oldu valla.


Tunca Özkan Halkın Kahramanı uçarak gelir ve mitinglerde:
- Fethullah sen şölesin bölesin hııııı... der

Söyledikleri yüzünden açılan davalarda milyarla lira kanal zarara uğrar... Bir kaç zaman sonra:

- Ya bizim bi kanal var alır mısın dardayız da Fethullah? hadi be baba hııı...

Kanal satılır, borçlar ödenir, Tuncay Özkan yine konuşur:

- Ben 7 senedir kanalın sahibiyim, öyle battık böyle ettik, kendim program yaptım kfürüler ettim, ama nedense kimse reklam vermedi. Demekki küfür edince reklam alınamıyormuş. Cüneyt Arcayürek'le program yapıyodum, ama o kadar küfüre o da dayanamadı ve bizi bıraktı. Neyseki Kerimcan geldi Kanal D'de dikiş tutturamayınca ortada bırakmışlar aldım oturttum onu kenara, ben küfrettim o dinledi. Ama olsun ben devam ediyorum, bu yobazlara bu ülkeyi bırakmıcaaaaaaaz, çek elini anamın başörtüsündeeeeeen.. Yeni gazete cıkarıcaaam, televizyon kurucaaaam, siyasete giriceeeeem.

Muhtemel 3 4 sene içinde olacak konuşma:

- Feto be 3 5 kuruş var mı siyasete giriyozda dardayız? Ha kanka? Ben gene reklam almayı beceremedim :(...
Mesaj tarihi:
C/P'lerde durmak yok, yola devam:

Taraf’ın mali kaynakları meselesi

BİR süredir medya dünyasında Taraf Gazetesi’nin mali kaynakları ile ilgili bir tartışma sürüyor.

Bu konudaki ısrarlı sorulara yanıt verilmedi.

Sadece gazetenin genel yayın yönetmenlerinden biri olan Ahmet Altan’ın bir meydan okuması vardı.

Altan, tüm medyayı hesaplarını açıklamaya davet etti.

Yönettiğim Doğan Burda Dergi Grubu, halka açık. Hesaplarımız bağımsız kuruluşlarca düzenli olarak denetleniyor, ayrıntılı mali tablolar İMKB ve SPK’ya sunuluyor. Dileyenler bu bilgilere internet üzerinden serbestçe ulaşabiliyorlar.

Bir köşe sahibi olduğum Hürriyet Gazetesi de halka açık bir şirket tarafından yayımlanıyor. Hesaplar denetleniyor, şeffaf kurumsal yönetim ilkelerine uyuluyor ve meraklılar her türlü bilgiye kolayca ulaşabilir.

Eskiden yönetici olarak görev yaptığım Milliyet, Radikal, Posta ve Fanatik gazeteleri için de aynı durum geçerli.

Ben de Ahmet Altan’a destek veriyorum. Herkesin hesabını, kitabını görelim.

Bu arada Taraf Gazetesi’nin sahibinin dün Sabah’ta yayımlanan söyleşisini okudum.

"Zarar ediyoruz, gazeteyi borçla çıkarıyoruz" diyor ki bu sözleri bendeki bilgiyle örtüşüyor.

Hatta bir kamu bankasından 10 trilyon lira borç istendiğini, ancak kredi talebine beklediği hızda yanıt alamayan gazete için "yukarıdan gelen bir emir" ile özel bir uygulama yapıldığını da biliyorum.

Kredi talebi bankanın yönetim kurulunda beklerken bölge müdürlüğü onayıyla bir acil nakit akışı sağlanmış.

Bununla ilgili temerrüt söylentileri de var ama işin orasına artık "bağımsız" BDDK bakar nasıl olsa.

Elbette bu bilgiler için Taraf’ın açıklama hakkı saklı.

Ahmet Altan, hazır herkesi hesaplarını açıklamaya çağırdığına göre işe kendisinden başlayabilir mi acaba?

Taraf’ın kamu bankalarına ne kadar borçlu olduğunu, geri ödemelerdeki durumu merak eden çok kişi var, buna eminim.

Mehmet Y. Yılmaz
Mesaj tarihi:
said:

TARAF'IN SAHİBİ KONUŞTU
Son günlerin en çok tartışılan gazetesi Taraf'ın patronu Başar Arslan Sabah Gazetesi'nden Ecevit Kılıç'a konuştu. İşte ilginç açıklamalar.

İlk kez konuşan Taraf gazetesi sahibi Başar Arslan: "Fethullah Gülen cemaati tarafından finanse edildiğimiz iddiaları ahlaksızca. Ama ekonomik açıdan büyük zarar ediyoruz"..

Bu haftaki Haftanın Sohbeti'nin konuğu Taraf gazetesi ve Alkım Yayınları'nın sahibi iki kardeşten Başar Arslan. Sekiz ay önce yayın hayatına başlayan Taraf, bir süredir en çok konuşulan gazete. Özellikle Ergenekon soruşturmasıyla ilgili her gün yeni bir belge yayımlıyor. Ama gazetenin Fethullah Gülen cemaati tarafından finanse edildiği ve belgelerin kaynağının da burası olduğu iddiaları var. Belgeler Taraf'a nereden geliyor? Gazeteyi nasıl finanse ediyorlar? Tirajları fazla olmasına rağmen neden ilan alamıyorlar? Kitap piyasasından çekiliyorlar mı? İlk kez konuşan Başar Arslan'a göre sorun Taraf'ın bu belgeleri yayımlaması değil diğer gazetelerin yayımlamaması.

* Taraf sekiz ayı geride bıraktı. Patron olarak nasıl buluyorsunuz gazetenizi?
Tam böyle bir gazete çıkarmak istiyorduk. Gazete çıkmadan önce "Diğerlerinin söylemediğini söyleyeceğiz" dedik. Gerçekten diğerlerinin söyleyemediğini söyleyen, diğerlerinin yapamadığını yapan bir gazete oldu. Tek isteğimiz dürüst ve prestijli gazete yapmaktı. Bugün eğer başka bir gazetede çıkan haberi Taraf yayımlamazsa, haberin doğruluğu sorgulanır hale geliyor.

GİZLİ KAYNAK YOK
* Gazeteyle ilgili finansör tartışmaları var. Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt da "O gazeteyi finanse eden kim? Ona bakın anlarsınız" dedi...
Ahmet Altan bununla ilgili yazı yazdı orgeneral Yaşar Büyükanıt'a; "Bizim bir gizli kaynakla ilişkimizi gösterin o gün gazeteyi kapatacağım" dedi. Gizli bir kaynaktan para alan bir gazete çıkarmak utanç vericidir benim için. Böyle bir utanç öldürür beni. Böyle iddiaları ileri sürenler sanırım utanç duygusuna pek aşina değiller.

* Bazı gazetelerde ve internet sitelerinde Taraf'ın Fethullah Gülen cemaati tarafından finanse edildiği şeklinde yazılar yazılıyor...
Açıkçası bu tür iddiaları ahlaksızca buluyorum. Yalan söylüyorlar. Biz gazetemizde her söylediğimizi belgeliyoruz, onlar ise bizim hakkımızda yazdıklarını belgeleyemiyorlar. Aramızdaki fark da bu zaten. Bizim dürüst, onların yalancı olması.

* Ulusal çapta gazete çıkarmak ekonomik açıdan zordur. Nasıl karşılıyorsunuz?
Yayıncılık yapıyoruz, dergilerimiz var. Milyonlar satan kitaplarımız oldu. Dün alınmış bir karar değildi gazete çıkarmak. Ama ekonomik açıdan büyük zarar. Zorlanıyoruz oldukça, maliyetli bir iş. Ama gelecek açısından da bakıyoruz. Zarar ediyoruz ama bir yandan da bir değer yaratıyoruz. Taraf çok iyi bir marka oldu. Zaman içerisinde bu yatırımın karşılığını alacağımızı düşünüyoruz.

* Sekiz aylık zararınız ne kadar?
Epey.

* Peki, nasıl karşılıyorsunuz?
Çok sıkıştığımız zaman hisse karşılığında borç alıyoruz. Gerekirse hisse vereceğiz. Zaten bize destek olanlar da ortak olmaktan gocunmayacağımız insanlar.

* Kimlerden aldınız?
Bu şekilde işadamı Mehmet Betil'den destek aldık. Zor zamanımızda destek oldu bize.
Gülen cemaati ile ilgili iddiaların kaynağı ne?
Bunların kaynağı yok. Cumhuriyet, çocuğumu parasızlıktan kolejden aldığımı yazdı. Benim çocuğum yok. Bu gazetede ortağım olan ağabeyimin de çocuğu yok. Diğer ağabeyimin de henüz iki yaşında bir çocuğu var. Aynı şekilde Oray Eğin, yazarımız Leyla İpekçi'nin Gülen bursuyla Amerika'ya gittiğini yazdı. Oysa İpekçi hayatında hiç Amerika'ya ayak basmamış. Bu açıklık ve netlikte yalan nasıl yazılabilir? Serdar Akinan, Zaman gazetesinin tesislerinde basıldığımızı yazdı. Fakat gazetenin künyesine baksaydı; orada basılmadığımızı görürdü. Taraf'ı çıkarttıktan sonra Türkiye'deki gazetecilerin ne kadar kolay yalan yazabildiğini gördüm. Dürüst bir gazete çıkartabildiğimiz için de bin kere daha seviniyorum. Gülen veya herhangi başka bir kaynakla ilişkimizi gösteren bir belge çıkarsınlar ya da herhangi bir yerle böyle bir ilişkiyi düşündürecek bir bağ bulsunlar gazeteyi o saatte kapatırım.


* AKP'ye yakın olduğunuz ve enerji ihalesine gireceğiniz yazılıyor...
Yeri geldiğinde AKP'yi de eleştiren bir gazeteyiz. Eğer bilinçli bir okuyucu, AKP'ye yakın olduğumuzu söylerse şaşarım. Ama o tür isimlerin söylemesi beni hiç şaşırtmıyor. Bu iftiralar çok ahlaksızca. Sorun onların iyi gazeteci olmaması ve Taraf'ın iyi gazetecilik yapması. İhale peşinde olan gazete sahiplerinden değilim. Olmayacağım da...
* Taraf, haberleriyle Ergenekon operasyonunda simge haline gelmedi mi?
Simge haline geldiğini biz de görüyoruz. Ama darbelere, çetelere karşı dürüstlükten ve şeffaflıktan yana bir simge. Hukuk dışı her işin üstüne gidiyoruz konuyu ve kişileri ayırt etmiyoruz. Bu gazete her gerçeği yazar. Peki, o belgeleri yayımlayacak olup da eline gitmeyen gazete var mı sizce? Yoktur.

* Gazetecilik anlamında başarılı ama bir o kadar da belli kesimleri rahatsız ediyor. Geçmişte bir Nokta dergisi örneği var. Nokta da benzeri belgeleri yayımladı. Ama kapandı. Bu noktada bir kaygınız yok mu?
Hiçbir kaygımız yok. Çünkü hukuk dışı işleri, karanlık ve gizlenen işleri açığa çıkartıyoruz. Darbeler ve çeteler gibi... O nedenle bunların üstüne gidiyoruz. Prestijli, cesur ve aynı zamanda eğlenceli, kısacası iyi bir gazete yapmak istedik. Saygın bir gazete olsun istedik. Güvenilir bir gazete olmak istedik. Bunu başardık. Doğruları yazıyoruz ve doğru olanı yaptığımıza inanıyorum ve öyle olduğunu da görüyorum. Yaptığımız işlerin hepsi de belgeli. Ben hayalini kurduğum bir gazeteye sahibim. İnsanın hayalini gerçekleştirmesinden daha büyük bir mutluluk olabilir mi? Hangi kaygıdan dolayı insan bu mutluluktan vazgeçebilir?
* Ergenekon ve diğer kritik dosyalarda belgeler neden Taraf'a geliyor?
Eğer cesaret gösterip onları yayımlayacak başka gazeteler veya yazarlar varsa biz elimizdeki tüm belgeleri onlarla paylaşmaya hazırız. Asıl soru, niye diğer gazetelerde bu haberler yok. Eğer Taraf çıkmamış olsaydı, halk bu haberlerden nasıl haberdar olacaktı? Bu haberlerin niye bizde olduğunu merak edenlerin, neden diğerlerinin yayımlamadığını merak etmemeleri beni şaşırtıyor.

* Eleştiriler farklı noktada; bu belgelerin servis edildiği...
Belgeli olan her bilgiyi yayımlarız. Kim getirirse getirsin ve kiminle ilgili olursa olsun. Gazetecilik de bu değil mi? Haberlerin üstünü örtmek değil, açmak. Neden Taraf'ta toplandığı ise; yayımlamayacağını bildiğiniz birisine götürüp eline belge koymanın anlamı var mı? Belgelerin darbelere ve çetelere karşı durmayan gazetelere gitmesine gerek yok.

* Yazı işleri toplantılarına katıldığınız oluyor mu?
Hayır.

* Yayımlanan belgelerden veya haberlerden önceden haberdar oluyor musunuz?
Gazeteden okuyorum.

* Kaynağını merak edip de, sorduğunuz oluyor mu?
Sormuyorum. Yazıişlerinin her şeyin doğrusunu yaptığına inancım tam. Haberim olsa da hiç tereddüt etmem. Eğer yayımlanacak bir haberden korkacak olsaydım bu işe girmezdim. Korku, alışkın olduğum bir duygu değil.
Tirajınız kaç?
Satış ortalamamız altmış binin üstünde. Biz Radikal'den yirmi bin daha fazla satıyoruz. Niye kimse Radikal'in üstündeki o promosyonlarla kaça mal olduğunu merak etmiyor da bizim gazeteyi merak ediyor...

* İlan alabiliyor musunuz?
Şu anda gelişme sürecinde. Her geçen gün aldığımız ilanlar artıyor. Tiraj artışının ilana dönüşeceğini düşünüyoruz. Bizden çok daha az tiraja sahip gazeteler bizden daha fazla ilana sahip.

* Medyada büyümeyi düşünüyor musunuz?
Büyümeye bakıyoruz ama şu anda gazeteye odaklandık. Taraf artık birçok yazarın bulunmak istediği gazete. Kitap işini de biraz yavaşlattık. Ama çok yakında yeniden hız vereceğiz.

* Bu iddialar üzerine Taraf'ı çıkarttığınıza pişman mısınız?
Hayır. Bilerek girdik. Bu rahatsızlığı yaratacağımızı da biliyorduk. Çok ağır, zor zamanlar atlattık. Cenneti de cehennemi de yaşıyorum. İkisini de aynı anda. Gazete çıkarmak benim çocukluk hayalim. İnsanın çocukluk hayalini de gerçekleştirmesi çok kıymetli.
21 Temmuz 2008, 10:48


kaynak

Yalan haberleri ve bazı yazarların yazılarına da birşey demiyorum. Alıştık yalancı habercilere ve yazarlara.
Mesaj tarihi:
Taraf'ın borcu milli iradenin borcu ne var yani? Satarız 2 orman, bir kuruluş, bakın yarın Atatürk Orman Çiftliği'ni 49 yıllığına ankara tkaımlarına kiralayacaklar. Para yağıyor para, sizde şikayet ediyorsunuz. Hayret yani. Satacak bir sürü şey var, Taraf'ında borcu ödenir Sabah'ında ödenir üste 2 3 şey daha alınır...


hori yazı koymuşta accccccccccccccccccaip komiğime gitti bir yeri alayım herkesle paylaşayım istedim:

Taraf'ı çıkarttıktan sonra Türkiye'deki gazetecilerin ne kadar kolay yalan yazabildiğini gördüm. Dürüst bir gazete çıkartabildiğimiz için de bin kere daha seviniyorum.


apuahhauahuauhzhauhzahzhuahuzhuahuzuhahuzhauhzha yarıldım sabah sabah yeminle, dürüst gazete çıkardığı için seviniyo hauhzuahzuauhhua
Mesaj tarihi:
Taraf okumadan o şekilde gülmen nekadar gülünç olduğunu gösteriyor. Yazıyı bile okumamışsındır uzun gerçi ama , belgesiz haber yapmadığını söylemekte. Belgesiz yalan haberini çıkar sonra her tarafınla gülebilirsin. Aynı zmaanda taraf diğer gazetelerin eleştiremediği birçok hükümet politikasını ve olaylarıda eleştirebiliyor. İşte önemli olan gazetenin ismi değil , nekadar açık bakabildiği.
Mesaj tarihi:
said:
Bombalar bulundu
Taraf/SONER ARIKANOĞLU/ANKARA - Istanbul - 21.07.2008

Ergenekon tutuklularının avukatlarının “Ümraniye bombaları patlatıldı, deliller karartıldı” iddiası gerçek dışı. Yedi el bombası dışında, ele geçen bütün bombaların patlayıcıları imha edildi ama gövde ve tapaları savcılığın elinde. Ergenekon tutuklusu Vedat Yenerer’in avukatı Vural Ergül, Ümraniye soruşturmasında ele geçen el bombalarının imha edildiğini, dolayısıyla dava konusu delillerin karartıldığını ileri sürmüştü. Soruşturmaya gölge düşüren bu iddia gerçeği yansıtmıyor. Geçen yıl Ümraniye’de Oktay Yıldırım’ın evinin çatısında ele geçen 27 ve Eskişehir’de emekli Binbaşı Fikret Emek’in annesinin evinde bulunan 12 el bombasından sadece yedisinin, patlayıcıları ayrıştırılamadığı için tümüyle imha edildiği öğrenildi. Çoğu MKE yapımı olan kalan el bombalarının patlayıcıları imha edildi. Gövde ve tapaları ise delil olarak saklandı. Genelkurmay Askeri Savcılığı bu bombaların askeri birlikten nasıl dışarı çıkartıldığını araştırıyor

Ergenekon operasyonu kapsamında, emekli Astsubay Oktay Yıldırım’ın eski askeri Mehmet Demirtaş’ın Ümraniye’deki eski evinin çatısında 27 adet el bombası, emekli Binbaşı Fikret Emek’in annesi Emine Emek’in Eskişehir’deki evinde de 12 adet el bombası ve on adet el bombası tapası bulunmuştu. Ümraniye’de bulunan bombalardan 18 adedinin MKE (Makine Kimya Endüstrisi), beşinin Amerikan, dördünün Alman yapımı; Eskişehir’de bulunan 12 el bombasıyla on el bombası tapasının da MKE yapımı olduğu saptanmıştı. MKE, kendi yapımı olan otuz el bombası ve on tapanın, çeşitli tarihlerde Kara, Hava ve Jandarma Genel Komutanlığı’na teslim edildiğini açıklamıştı.
Ümraniye ve Eskişehir bombalarının kafile numaraları, Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Daire Başkanlığı Bomba Bilgi Merkezi’ndeki sabıkalı el bombalarının numaralarıyla karşılaştırılmış; bugün Türkiye genelinde meydana gelen 17 olayda, aynı kafile numarasını taşıyan el bombalarının kullanıldığı anlaşılmıştı.
25 Mart 1999 tarihinde Şırnak’ta gerçekleştirilen Hizbullah Operasyonu’nda ele geçirilen altı adet el bombasından birinin üzerindeki kafile numarasının (MKE MOD 45 KF MKE-1-25-10-92), Ümraniye bombalarından birinin numarasıyla aynı olduğu; Danıştay tetikçisi Alparsan Arslan ve arkadaşlarının, Cumhuriyet Gazetesi’ne 10 Mayıs 2006 tarihinde attıkları ikinci el bombasının da Eskişehir bombalarından ikisiyle aynı kafile numarasına (M 204 A2 MKE 173-9-85) sahip olduğu saptanmıştı. Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastına adı karışan İzmirli kabadayı İbrahim Çiftçi cinayetinde kullanılan iki el bombasından birinin kafile numarasının da Ergenekon bombalarından dördünün numarasıyla, bir rakamı dışında örtüştüğü belirlenmişti.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’nin talebi üzerine kriminal incelemesi tamamlanan el bombalarının içindeki patlayıcı maddelerin imhasına karar vermişti. Soruşturma kapsamında tutuklanan Vedat Yenerer’in avukatı Vural Ergül, bombaların imhâ edilmesiyle en önemli delillerin karartıldığını iddia etmişti.

GÖVDE VE TAPALAR DURUYOR • Ne var ki bu iddianın gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre; el bombalarının sadece patlayıcı maddeleri imhâ edildi. Patlayıcılar, gövde ve tapaları ayrıldıktan sonra patlatıldı. Ancak pres halde olduğu için patlayıcı maddesi izole edilemeyen yedi el bombası, tapasından ayrıldıktan sonra gövdesiyle birlikte imhâ edildi.

ASKERî SAVCILIKTA • Patlayıcı bölümleri imhâ edilen bombaların gövde ve tapalarının yanı sıra gövdesiyle birlikte imhâ edilen yedi el bombasına ait tapalar, Genelkurmay Askeri Savcılığı’na iletilmek üzere 1. Ordu Komutanlığı’na teslim edildi. Askerî savcılığın, bombaların kim ya da kimler tarafından dışarı çıkarıldığını belirlemek amacıyla soruşturma başlattığı öğrenildi. Bu soruşturmanın sonucuna ilişkin bugüne kadar herhangi bir açıklama yapılmadı. Genelkurmay Başkanlığı, sadece, “Envanterimizde kayıp bomba yok” demekle yetindi.

HURDA DEĞİL • Bu arada imhâ işlemine ilişkin rapor, bombaların, iddia edildiği gibi hurda olmadığını ortaya koydu. Hepsinin sağlam olduğu belirtilen bombaların, imhâ edilen patlayıcı bölümlerinin emsallerine eşdeğer patladığı; canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı etkisi olabileceği rapor edildi.


Bu konunun geçtiği konuyu bulamadığım için buraya ekliyim dedim.
Mesaj tarihi:
Horizon said:
Taraf okumadan o şekilde gülmen nekadar gülünç olduğunu gösteriyor. Yazıyı bile okumamışsındır uzun gerçi ama

Evet yazıyı okumadan o kısmı alıp güldüm, bir anda vahiy geldi, kesin hori böyle birşey yazmıştır deyip orayı yazdım mesajıma ve güldüm. Uzun ya yazdığın yazı okuyamadım, ben uzun yazı okuyamıyorum ya çok garip bi sorunum var benim :D. Uzun yazılar böyle ne bileyim dünyamı karartıyor :D. Uzun yazıları gece rüyamda görüp terli terli uyanıyorum, taraf gazetesinin uzun yazılarına hastayım :D. Uzun yazılar yazdıkça daha bir geriliyorum :D okuyamadığım için stres oluyorum uzun yazıları :D. Copy Paste yaptığın yazı da çok uzundu ama neyseki vahiy geldi demin, okumadan aynı yazıyı yazdım, nasıl ama sağlam kaynak di mi? :D


Ayrıca da körler ve sağırlar birbirini ağırlar. Taraf Gazetesi Sabah Gazetesi'ne röportaj vermiş. Nasıl suyunda sorular, nasıl açık kapılar, nasıl muhabetler. Sabah hakkaten ters köşe sorular sormuş, baya zorlamış Taraf Gazetesi'ni. Madem bu kadar kolaydı Cumhuriyet Gazetesi'nden bir muhabirle röportaj yapsaydı ya? Ama olur mu be abi, o zaman nasıl böyle rahat konuşacak,

Sabah'ım güzel destekçim sor sor hadi en güzel sorunu sor!
Sabah: diyolar ki feto ödüyo diyolar parayı diyolar ne dicen?
Taraf: Amaaaan Sabah, canııııım Sabah, olur mu öle bişeeeey? Sizi de halkbankası ve vakıfbanktan almadılar mı? Katar'dan almadılar mı? bize gelen para da öyle işte canım Sabah.
Sabah: Ya yaaa Tarafçık cancık, kankacık, büyücek misiniz hayırlısıyla?
Taraf: Büyüceeez büyücez, sizin gibi olup halkın parasını emicez, sora da onlara ödeticez, abilerimiz bizim, yol göstericilerimiz AMPULLL tutanlarımız!

Copy Paste yaptığın yazının gerçeği bu aslında ama görmek istediğimiz gibi görüyoruz biz :D Aaamaaaan sabah canıııım sabah, ooohh oh taraf!
Mesaj tarihi:
eheh ben hala aydınlık dergisinden bomba belgeler bekliyorum bu "finansör" iddialarını doğrulayacak..o zamana kadar hava cıvadır bu söyledikleriniz =)
×
×
  • Yeni Oluştur...