Dev Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Her şey nefret ettiğim lise günlerinden birinde başlıyor. Şımarık çocuklar gibi hiç bir şeyi takmadığım, umursamadığım, bünyemi fermante içeceklerle bok ettiğim bir dönemin tam ortasında yani. Merdivenlerden ağır ağır aşağı inerken 'Çan'lı yanıma usulca yaklaşıp; "Baran'ın bir film projesi var. Özel efektleri yapabilecek birini arıyor. Ben de seni önerdim. Bir git konuş istersen." diyor. Çok umrumda değil. O projeler hep yalan olur. Kaç proje yalan ettim ben öyle, haddi hesabı yok. Aradan bir veya iki gün geçiyor. Konuşuyoruz, daha doğrusu o anlatıyor, ben ise tek kelime etmeden dinliyorum, arada bir de "yaparız kolay o" diyorum. Ekmek almaya üşenirken onları nasıl yapacağıma dair hiç bir fikrim yok. Proje laf olacak ya, benimki de laf olsun kaynasın arada maksadında. Ne zaman yaparız falan diyorum ilgileniyormuş gibi gözükmek için, o da kamera ayarlamamız lazım diyor. Daha kamera bile yok ortalarda, biz film çekiyoruz hesapta. Eve gidiyorum, yatıyorum, kalkıyorum, eve gidiyorum, yatıyorum ve yine kalkıyorum. Aralardaki boşluklarda da bir kaç sosyal etkinlik ve biraz da kafa karışıklığı var işte, o kadar. Arada bir de konuşuyoruz böyle olur şöyle olur diye. "Olur mu ki acaba?" demeye başlıyorum. Ama aradan haftalar geçiyor, olacak gibi değil. Bir gün geliyor, çağırıyorlar. Yarışma varmış İstanbul Lisesi'nin düzenlediği. Kısa filmler yarışıyormuş hesapta ve Baran'ın dediğine göre de geçen seneki birinci çok kötüymüş. Biz bir film çeksek beş basarmışız. Aşka geliyorum ben de, "basarız anasını satiyim". Kamera geliyor Sönmez ailesinin cünyırından. Yapımcımız oluyor kendisi, pek de enteresan bir karakter. Nerede yapılacak sorusunun yanıtını Baran veriyor; "Babam Mustafa Reşit Paşa'da öğretmen, çekeriz orada bu haftasonu." Nasıl heyecan basıyor içimi, nasıl mutlu oluyorum anlatamam. Elimizde ne senaryo var, ne de bir plan. Ben efektleri nasıl yaparım, nasıl ederim düşünmemişim bile daha. Aynı gün gidiyoruz arkadaşlarla okulun çıkışında, bostanlının ünlü çarşamba pazarına. Yeşil çarşaf soruyoruz, pahalı geliyor, geziyoruz, döndüğümüzde o da yok. Mavi bir çarşaf alıp üstüme geçiriyorum, arkadaş ta eline tesbih alıyor, tesettürlü kadınlar da bize bakıp gülüyor. Hepimiz acınacak haldeyiz belli ki. Birbirimize gülüyoruz karşılıklı, ama biz içimizden. Cumartesi sabahı yönetmen koltuğumu alıp gidiyorum okula. Ortam çok hoş, herşey istediğim gibi ve ılık bir sevinç kaplıyor içimi. Mutluyum. Enteresan. Uzun süredir hissetmediğim bir duygu bu. Çekimlere başlıyoruz ama çekimler de çekimden çok bir oyunu andırıyor. Sıraları diziyoruz, sınıfı topluyoruz, perdeleri ayarlıyoruz. Sınıfların birine girip Körfez dershanesinin verdiği bir haritayı bozup, çarşaf geçiriyoruz çerçeveye. Büyük suç okul malına zarar vermek, ama öğreniye zarar vermek daha büyük suç bence, şartlı tahliyemizi isteriz en kötü ihtimalle. Sahneleri iki dakikada yazıyor Baran, ben de ayarlıyorum özel efekt için 'yeşil sahne' olayını. Bir de küçük bir ekranımız var kameraya bağlı. Oturup başına sahneleri yönetiyorum. Direktifler veriyor, resmen filmi düzenliyorum. Kendimi kaybeder gibi oluyorum ki mola veriyoruz, toparlanıyorum. Gün karşıyaka sahilinde biralarımızı yudumlarken bitiyor. İçim içime sığmıyor. Ama asıl zor noktaya geldik, montaj ve özel efektlere. Babamla aramın neredeyse tamamen paramparça olmasıyla eve bile uğramıyorum. Her akşam montaj, her akşam efekt. Küçücük dükkana 7-8 kişi sığıyoruz. Filmin yetişmesine 4-5 gün kalmış ve biz hala geyik yapıyoruz. Egomu da yenip yönetmene Baran yazıyorum. Fikir ondan çıktığından, oraya Devrim yazmamın beni suçlu hissettireceğini biliyorum. Bunu düşünüp istediğim için kendimden utanıyorum bir an ve işe kaldığım yerden devam ediyorum. Son günün sabahı film bitiyor ve birlikte biz de bitiyoruz. Filmi kargoya verdikten okula dönüyoruz ve galayı yapıyoruz. İnsanlar ya beğendiklerini söylüyor ya da anlamadıklarını. Yüzümde hain bir gülümseme beliriyor. Sonra eve gelip kusuyorum biraz, biraz da uyuyorum. Bir filmin sonu gibi adeta ama kimse gelip "her şey geçecek" demiyor. Biraz daha kusup tamamlıyorum haftayı. Her şey bitmiş gibi devam ediyoruz hayatımıza. Ne yarışma umurumuzda ne de film. "Önemli olan çekmekti" ve "eğlendik ama en azından" gibi argümanlarla haftaları ucuca ekleyip yakıyoruz. Bir akşam balkonda, karanlığın göbeğinde tek ışığım sigaranın közü iken telefonum çalıyor. Baran'ın sesi geliyor kulağıma; "KAZANDIK OĞLUM KAZANDIK". Meğerse Baran'ı arayıp "gelecek misiniz" diye soruyorlar, o da şaka yapıyorlar sanıp "tabii canım benim" diyip kapıyor. Şaka olmadığını fark edince de babası arıyor adamları, "paramız yok, oğlumuz gelmek zorunda mı" diyor ve Cuma bey cevabı yapıştırıyor; "Bir bildiğimiz var ki gelin diyoruz." Okul aile birliği ve hocaların tamamı anca 45 kağıt çıkıyorlar bana. Canları sağolsun, 35 te babam veriyor, istanbula biletimi alıyorum Baran'la ve arkadaşı Genco'yla. Gece 1'de otobüse biniyoruz ve o gece hiç bitmiyor. Sabah beşiktaştayız. Biraz refakat yardımı aldıktan sonra da, İstiklal'den Cağaloğlu'na kadar yürüyoruz aklımız sıra gezeceğiz diye. Hayatımız kayıyor İstanbul Lisesi'ne varınca. Kantine oturuyoruz dinlenme amaçlı ve o anda her şey bitiyor. Gözlerim kararıyor öfkeden ve hüzünden. Gelenlerin konuşmalarını duydukça yerin dibine batıyorum. Biri üç yıl kurs almış, diğerinin ödülleri var, bir tanesine ise radyo-televizyon hocası yardım etmiş. Boku yediğimizin farkındalığıyla hepimiz ceset gibi çıkıyoruz kantinden ama Genco pes etmiyor; "kazanırız oğlum". Yedideki açılışta midemize bir kaç parça bir şey atıyoruz ve ben hiç içmediğim kadar sigara içiyorum kendimi öldürmek istercesine. Ödül töreni başlıyor ve önce istanbul lisesi ekibinin çektiği filmi izliyoruz. Hemen ardından açıklanıyor, bu sene üç adet mansiyon veriliyor hem de sırayla. "Sırasız verilseydi keşke, mansiyon alabiliriz belki" diyorum içimden. Hepimiz bıkkın bir şekilde izliyoruz üçüncü mansiyon filmini. Hiç ümidimiz kalmıyor. İkinci de bitiyor ki Baran refakatçimiz İbrahim abimizi arayıp, gel al abi bizi diyor. Toparlanıyoruz yavaş yavaş ki, birinci açıklanıyor. Baran'ın sahneye çıkışıyla ben de kitleniyorum, o da kitleniyor. Filmin başlangıcıyla da Baran'ı alkışlamayan kalabalık kitleniyor. Serseri ıslıkları ve gülüşmeler duruyor. Büyük bir sessizlik hakim oluyor okula, ve tek duydukları bir piyano melodisi. Diyaloglar susturamamışken bunca insanı, bir piyano melodisi kitliyor herkesi. Filmin bitiminde de temiz bir alkış kopuyor ve ben de Baran da dışarıdan izliyoruz tepkileri. Baran ilk kez içine çekiyor dumanı ve öksürüyor. Ben ise tekmeliyorum okulun duvarını sevinçten. Akşam Nevizade'de biralarla kapanıyor. Hemen ardından gece bir otobüsüyle de ver elini İzmir. Her şey o kadar çabuk oluyor ki... İzmir'e indiğimde ve evimin sokağında yürürken farklı bir insan olduğumu hissediyorum. Tamamen değiştiğimi fark ediyorum. Üretmenin, yaratmanın ve üstüne üstlük bunun da takdir edilmesinin sevinciyle deli oluyorum. Kafamı bir anlığına yönetmen'in adı olayı geliyor. Ve bir an daha, ve bir an daha. "Üzülme be oğlum" diyorum. Hayatın boyunca ikinci adamdın hep, gene ikinci adam olsan ne olur. Zamanın gelecek, bekle, bu daha başlangıç". Odama giriyorum ve yatağa uzanıyorum. Artık tavana baktığımda beyaz bir duvar görmüyorum, gökyüzüne uzanan bir merdiven görüyorum, çıkmamı bekleyen. Usulca kapıyorum gözlerimi ve kayboluyorum. Evet, başından beri bu iş güzel sonuçlansa da sonuçlanmasa da içimi dökeceğim diyordum, yalancı çıkmadım kendime karşı ya, bir de buna mutluyum ekstradan. Filmi merak eden arkadaşlar, İstanbul Lisesi filmleri upload edince ve YouTube açılınca falan izleyebilirler. Bu kadar. :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ZaugnaKhaldun Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Ahah gz rapide koyun filmi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 yazdığının konseptini anlayınca bıraktım okumayı çok uzun ama tebrikler heheh devamı gelir inşallah Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
yav Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 yazı hoş olmuş her gün yaz bence, filmini çekersin büyüyünce hem =p Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Afush Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Çok çok tebrikler!! Bi şekilde rapide filan koysana filmi? İzleriz hemen. Bi patinin ödül kazanması güzel bişiy =))) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
synorin Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 tamamını büyük heyecanla okudum ve çok takdir ettim arkadaşım seni umarım başka başarılara da imza atarsın... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nileppezdel Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Tebrikler. Bir film projesini yalan etmemek zor iş. Önemli olan iyi ve istekli oyuncu bulmak. Ben hiç bulamadım her projem yalan oldu. Oysa Türkiye'nin en kral bilimkurgu yönetmeni olurdum ben :( Güveniyorum da hala kendime ama ben tavana bakınca tavanı görüyorum sadece, kalifiye oyuncuların, fazla kamera ve dıştan mikrofonla sağlanacak başarının pahalı olduğunu. Sponsor bulmanın imkansıza yakın olduğunu farkediyorum. Hüzünleniyorum. Yine de çok tebrik ederim Dev, umarım daha büyük başarılara imza atarsın gelecekte Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
c_a_p_t_a_i_n Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Dev cidden çok sevindim.Bilmiyorum niye ama yazının sonuna doğru böyle "yürü be!" durumu oldu=).Tebrikler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
urmesque Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 vay be. tebrikler =) en yakın zamanda şu filmi de izlemek isteriz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
burtonesk Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 vay tebrikler=) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
utopia Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 ahaha tebrikler okulumlu=) sevindim be kaç günden sonra=) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Dev Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 teşekkürler herkese desteğinden dolayı :) yakında filmi de upload edince koyarım buraya. gerçi çok güzel olmadı, ilk işimiz işte, çok yolumuz var ama bir şeyler yapabilmek apayrı bir duyguymuş, o yetti. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
oper Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 tebrikler :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
proggorp Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 -benden niye çanlı diye söz ettin abi.artık kimse bana çanlı demiyor. ayrıca vizyon bölümüne filmin topiğini açtım sen videoyu koyarsın diye.hala bekliyoruz.ayarlasana onu bi şekilde? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
KosPer Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 gratz. =) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Xaenin Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Tebrikler. Genç yaşta böyle bir başarı umutlandırır insanı, devamı gelsin en azından. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
irin Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 huhuuuuuvv tebriks! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Alcadras Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 tebrik ederim şimdi okudum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
PrudenT Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 gratz bana bi djarum alırsın artık Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Queen Mesaj tarihi: Temmuz 11, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 11, 2008 Filmi gördüm Dev alçakgönüllülük ediyor, efektler falan müthiş yani, profesyonel yardım almadan yapıcak bu yaşta az insan vardır en azından Türkiye'de. Diğer filmlerde de proefsyonel oyucular mı dersin kurslar mı dersin bir sürü şey var. Gerçekten güzeldi yani. Buradan da bir daha tebrikler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Çokakýllýadam Mesaj tarihi: Temmuz 11, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 11, 2008 Tebrikler Devrim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ginaly Mesaj tarihi: Temmuz 11, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 11, 2008 obaa gratz agali. merakla beklioruz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
-Cleglaw- Mesaj tarihi: Temmuz 11, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 11, 2008 helal abi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
aquatik Mesaj tarihi: Temmuz 11, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 11, 2008 Dev said: İzmir'e indiğimde ve evimin sokağında yürürken farklı bir insan olduğumu hissediyorum. Tamamen değiştiğimi fark ediyorum. Üretmenin, yaratmanın ve üstüne üstlük bunun da takdir edilmesinin sevinciyle deli oluyorum. Odama giriyorum ve yatağa uzanıyorum. Artık tavana baktığımda beyaz bir duvar görmüyorum, gökyüzüne uzanan bir merdiven görüyorum, çıkmamı bekleyen. Usulca kapıyorum gözlerimi ve kayboluyorum. Of süper bir duygu olmalı, tüm içtenliğimle kutluyorum. Birşey yaratmanın verdiği hazzın inanılmaz olduğunu düşünüyorum. Ne mutlu sana! :) Umarım yılmadan, canla başla devam edersin. Başarılar.... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sixoms Mesaj tarihi: Temmuz 11, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 11, 2008 Tebrikler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar