adamınbiri Mesaj tarihi: Haziran 4, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 4, 2008 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
xueshen Mesaj tarihi: Haziran 4, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 4, 2008 çernobil sonrasında ben çay içiyorum bakın bana birşey olmuyor diyen zihniyet malesef devam ediyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenris Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 öfke 4chan a bile sıçramış :P Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
elaidi Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 ÇOK FENA Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
knoxville Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 ya hadi süper arıtılmış olsun gene de ben bu adamların pişkinliklerine inanamıyorum. kene hortlar paçalar çoraba diye açıklama gelir. ne bir bilgilendirme ne bişey. bilgiye erişimimiz var allahtan, kendimiz öğrenebiliyoruz. bu arada iddia falan değil ki nerden çıkardın iddia olduğunu? kanıt falan demişsin de Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 byzasz said: @ bone senin benzinlin yada dizelin yokmu.. Benim yazilarımı almışsın yapıştırmışsın oraya, kendi kendine bir mücadeleye girmiş don kişot misali. o kadar makaleye, yazıya, belgeye karşı bunu söylüyorsan helal olsun. boşverin çocuklar byzasz'ı, "dont feed the troll" Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dreagloth Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Her İ. Melih Gökçek konusunda olduğu gibi, yine yazıyorum: İ. Melih Gökçek teki, İ. nın anlamını bilmeyen kaldı mı? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Horizon Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 said: Kanada’dan ithal edilen bu cihaz ile havadan su üretilebiliyor. Ürettiği suyu 4 kez filtre eden cihaz, günde 32 litre su üretebiliyor. Cihaz üretim için neme ihtiyaç duyduğundan Ankara’da günlük üretim 19-20 litreyi buluyor. Havadan 20 litre suyun bedeli de yaklaşık 2 YTL’dir. Birde cihaz için 2.500 YTL gerekiyor. Cihaz öncelikle aldığı havayı hava filtresinden geçiriyor ve büyük partiküller, kir ve toz bu filtrede takılıyor. Daha sonra hava yoğunlaştırıcı ünitede hava su damlaları haline getiriliyor. Yoğunlaştırılmış su ilk olarak karbon filtresinden geçiriliyor ve depolama tankına aktarılarak burada biriktiriliyor. Burada biriken su 4 adet karbon filitreden geçerek en üstteki tankta toplanıyor. Burada suya Ultra Viyole ışınları gönderilerek suyun taze kalması sağlanıyor. Çankaya ve TBMM cihazı test ediyormuş. Eğer uygun görülürse devlet dairelerinde de kullanılacakmış. Yıllardır su tüketimi için tasarruf tedbirleri uygulanmayan ülkemizde, baraj seviyeleri 50 - 60 cm’e yaklaşınca iki günlük su kesintileri ve bu cihazlar gibi çözümlere yöneldiler. Su kesintileri de en çok bidon satıcıların işine yaradı herhalde. Fiyatlar hemen iki katına çıkmış durumda. Sıcaklar bastırınca vanitilatörler, sular kesilince bidonlar karaborsa. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 o değil de havalar böyle giderse 3-5 sene sonra boklu suya bile hasret kalabiliriz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Adiemus Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 İ.Melihe küfretmek, allaha.. Yok böyle değildi bu :S Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sg-1 Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Boşverin yav, Türk'e bişey olmaz. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/9104865.asp said: Rusya’nın ithalat yasağına domates yiyerek protesto 5 Haziran 2008 RUSYA Federasyonu’nun, aşırı zirai ilaç içerdiği gerekçesi ile Türkiye’den yaş meyve-sebze ürünlere ithal yasağı getirmesi, Trabzon’da protesto edildi. Konuyla ilgili basın toplantısı düzenleyen ihracatçılar, yasak kararını domates yiyerek protesto ettiler. Trabzon Limanı'nda toplanan ihracatçılar ve kamyoncular, 7 Haziran’da başlayacak yasak nedeniyle yaş meyve ve sebzelerin araçlarda çürüdüğünü belirterek tepki gösterdi. İhracatçı ve kamyon sürücüleri, basın açıklaması öncesinde bir koli domatesi açıp yiyerek ilk protestolarını yaptı. Konu hakkında açıklama yapan Doğu Karadeniz İhracatçıları Birliği (DKİB ) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Rusya Federasyonu’nun yaş meyve sebze ihracatı açısından en büyük ve en önemli pazarı olduğunu belirterek, bu ülkeye yönelik yaş meyve-sebze ihracatının yüzde 60’ının Trabzon’dan yapıldığına dikkat çekti. Bu ihracatın bölge ekonomisi açısından çok önemli olduğuna vurgulayan Gürdoğan, şunları söyledi: “Bu yasaklamanın bir faydası olmayacaktır. Bu konu sadece teknik yönlerinden ziyade, siyasi yönden de ele alınmalı. Rusya ile ilişkilerimizin en üst noktalara taşınarak, serbest ticaret anlaşmaları bir an önce tesis edilmeli. Yasaklama ne hikmetse hep aynı mevsime denk geliyor. Bunun da sebebi irdelenmeli. Türkiye’yi bu piyasada en büyük rakip gören ülkelerin, yasaklama kararı konusunda Rusya Federasyonu nezdinde yoğun girişimleri bulunduğu yönünde bilgiler alıyoruz.” DEVLET ÜST DÜZEYDE İLGİLENSİN Siyasetçileri de göreve çağıran Gürdoğan, ticaret yapılan ülkelerle ilişkilerin geliştirilmesi için politikalar üretilmesini isteyerek şöyle devam etti:. “Bugün için en büyük dış ticaret hacmine sahip olduğumuz ve ihracatımızın neredeyse 5 katı oranında ithalat yaptığımız bir ülke olan Rusya Federasyonu ile aynı sorunu defalarca yaşamamızın bir örneği yok. Bu nedenle yetkilileri göreve çağırıyoruz. Konu acil bir şekilde Başbakanlık düzeyinde ele alınmalı. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı ve Başbakanı ile görüşme yapılarak, yasaklamanın kaldırılması sağlanmalı. Bu yasaklamanın sadece teknik olarak değil, politik yanlarının olduğu da unutulmamalıdır. Ülkemizde AB’ye verilen önemin dörtte biri Rusya Federasyonu ile ilişkilerimizin geliştirilmesine harcanmadı. İki ülke arasındaki bir serbest ticaret anlaşması, benzer sorunlarla bir daha karşılaşmamızı engelleyecektir.” Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 huun said: o değil de havalar böyle giderse 3-5 sene sonra boklu suya bile hasret kalabiliriz. vallahi doğru dedin. adamlar kurar denizden bile pırıl pırıl arıtan merkezi, bizimkiler kanalizasyon suyunu çökeltip, klorlayıp basarlar borulara.. bi de iyi bişi yapmış gibi çıkarlar 3ay sonra "size boklu su içirdik hehehe. ben içiyom paso. eve gittim diktip 2bardak. oh. miss" falan der, övünürler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Absolut Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Ankarada tuzlu su varda Melih mi arıtmadı? :) Adam elinden geleni arıtıyor. Sen deniz getir gerisini o halkleder :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 kanada'da yapıyorlarmış o işi, diskoviri çenılda vardı. koca şehrin şebeke suyu lağımdan geliyor, tabii kimse içmiyor ama isteyen içebiliyormuş da. yani o bakımdan alıştırın kendinizi boklu su fikrine :D Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 heh aradaki fark şu.. -adam deniz suyunu falanı arıtır -biz de bekletir, klorlar basarlar.. arıtmaydı, aktif çamurdu falan hikaye bize yaw. "ohh misss biz içiyoz hep bişi olmadı şimdiye kadar" Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Masticore Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 huun said: kanada'da yapıyorlarmış o işi, diskoviri çenılda vardı. koca şehrin şebeke suyu lağımdan geliyor, tabii kimse içmiyor ama isteyen içebiliyormuş da. yani o bakımdan alıştırın kendinizi boklu su fikrine :D kanada mı 0_o kanadaya hayvan gibi kar yağıyor yinede kuralıkmı var.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Horizon Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Yahu daha bu hafta haberde seyrettim , çok büyük bir tesis veya fabrika ne derseniz deyin , içinde fabrikalar barındıran bir mekan. Demir-çelik sanayi hemde. Adamlar tüm su ihtiyaçlarını denizden arıtarak karşılıyorlar. Hem de içme suyu kalitesinde. İçiliyoe yemekte kullanılıyor hem de işte kullanılıyor. Canlı olarak gösterdiler , kalite oranı da gayet yüksek bir su elde ediyorlar , günde yanlış hatırlamıyorsam 6 ton arıtıyorlar. Yetkili kişinin söylediği de şu; Arıtma maliyeti , normal su fiyatlarından daha ucuza geliyor. Yani bunu bir şirket yapabiliyorsa , adam gibi bir proje ile heryerde yapılabilir. Bi ara arıtma çok pahalıya geliyor vs. şeklinde konuşulmuştu ortalıkta ama görünüşe göre öyle değil. (Bir de adamlar tesisin etrafına tarla , sera , ahır kurmuşlar kendi zebzelerini ve etlerini de yetiştirip yiyorlar. Köylülere de bakın temiz iş yapıyoruz , çevreye zarar vermiyoruz söylemini ispatlamak için.) Görünce helal dedim yani. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Absolut Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Sen kanalizasyonu da arıtırsın içirirsin yeter ki o suyun temizlendiğini kanıtla ve ikna et vatandaşını. Melih Gökçek temizletememiş ve halkı kandırdı temiz su diye. Fark burda Melih'ten önce İ. kısaltması :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Absolut Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Yerine göre su petrolden pahalı olunca artıma daha ucuza gelebilir. IRakta 75sente ~70 litre benzin almıştım 2004te. Hehehe tipik amcalar gibi konuştum :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Horizon Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Absolut said: Yerine göre su petrolden pahalı olunca artıma daha ucuza gelebilir. IRakta 75sente ~70 litre benzin almıştım 2004te. Hehehe tipik amcalar gibi konuştum :) Verdiğim örnek Türkiye ama , yani benzinden pahalı olmadığına göre işe yarayan birşey demekki. Iraktan dönüşte senden depo parası almadılar mı sınırda ? Normalde alıyorlar biliyorum fiyat farkını bildikleri için. Ağabeyim Suriyeden dönerken onlardan depo farkı parası almışlardı. Yani uyanıklığa taktik bulmuş adamlar :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Absolut Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 1 depo full sokmaya izin var ama onun dışında 1 litre dahi sokarsan arabaya el konuyor. O yüzden bütün arabaların depoları (karıncalar deniyordu gunluk ıraga gidip gelen arabalara) genişletilmiş abartılı haldeydi :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Horizon Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Evet çaktırmadan ek depo yapanlar filan var , bikere otobüsle sınırı geçerken salak adamın kaçak deposu yüzünden 1 saatlik yolumuz 4 saat olmuştu. Sınırda adamın yedek depoyu söktüler kullanılamaz hale getirdiler. Adam da yolun yarısından depoyu tekrar onardı küfür ettirdi tüm yolculara :) Ama eskisi gibi yemiyorlar , artık çok daha dikkatli ve sertler o konuda sınırdakiler. Tabi rüşvet ayağı herzaman bi yanda durur :p Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 5, 2008 Absolut said: Sen kanalizasyonu da arıtırsın içirirsin yeter ki o suyun temizlendiğini kanıtla ve ikna et vatandaşını. Melih Gökçek temizletememiş ve halkı kandırdı temiz su diye. Fark burda Melih'ten önce İ. kısaltması :) deniz suyunu çok güzel arıtırsın. boklu suyu bile arıtırsın. ama olay şu ki, Melih abimiz arıtmadan su verecek bir adam. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Haziran 6, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 6, 2008 kärcher'in de güzel bi sistemi var http://www.fasadmuhendislik.com/karcher/su.swf Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Alexi_Septimus Mesaj tarihi: Haziran 6, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 6, 2008 Haha hayır herkesin anlaması gereken bir şey, Avrupa'da böyle bir şey yapsa biri, yasa çıkartıp asarlar adamı, olmadı linç ederler. Millet iki eliyle bir ski kaldırmaktan aciz olduğu için herif hala rahat. - Ankara'da kaç kişi dilekçe hakkını kullanmış? - Kaç kişi telefonla arayıp insan mısınız kutunuza koyim ya? demiş? - Kaç kişi belediye'ye gidip bu rezaletin kendisine açıklanmasını istemiş yada şiddete başvurmuş? Gerçekten çok komik ya, milletin çocuğunu sikertip açıklama yapsa yine bir şey yapmayacağız belli ki. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar