Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

AKP ye kapatma davası


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
2 gün önce türkiyenin gitmesi gereken yolu var diyenler, bugün gelip türkiye demokrasi abidesidir diyor.

demokrasi abidesiydik de neden almadınız demezler mi adama?

ki akp kapansın & ab ye de almasınlar; benim için bir taşta iki kuş.

Öyle noktaya gelmeli ki türkiye ab türkiyeyi gel bize katıl diye çağırmalı, ama yok nerde bizde o akıl?
Mesaj tarihi:
Avrupa Birliği, Maastricht Antlaşması'yla üç kolon üstünden kuruludur.
Bu kolonların biriyse İnsan Hakları ve Demokrasi'yi içerir.
Meali: Demokrasi ve İnsan Hakları üstüne kurulu olmayan devletlerin Avrupa Birliği'nde de yeri yoktur.
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi'nin siyasi parti kapatma konusundaki standartları bellidir, iki kriter mevcuttur:
1-) Şiddet yanlısı söylemler
2-) Demokrasi karşıtı söylemler
Bu kriterlerin ötesindeki parti kapamalar hem İnsan Hakları ihlâlidir (bkz. seçme ve seçilme hakkı), hem de demokrasiye aykırıdır.
Eğer Türkiye, Avrupa Birliği'ne üye olmanın gereksinimlerinden olan demokrasi ve insan haklarını güvence altına alamıyorsa, elbette ki Avrupa Birliği ilişkileri de kesilir.
Ha, bu arada Avrupa Birliği'ne girmeyelim zaten, hede hödö diye bik bik ötenler görüyorum.
O arkadaşlara da "gümrük birliği" hakkında küçük çaplı bir araştırma yapmalarını öneriyorum, baksınlar bakalım Türkiye'nin ithalat ve ihracatının ne kadar yüzdesi gümrük birliği çerçevesinde yapılıyor, bir de ekonomi okuyan bir tanıdıkları varsa yarın gümrük birliğinden çıkarsak sonuçları nasıl olurmuş, onu da sorsunlar bir zahmet. Nitekim Avrupa Birliği süreci durursa, gümrük birliğinden de çıkarılırız, aklınızda bulunsun.
Mesaj tarihi:
Gümrük birliğinde ab hiçbirşey almadan türkiyeye al sana para verelim kar verelim demiyor.Türkiyeden ab ye giden mallarda birlik içi tarife uygulanıyor. Türkiye abden daha ucuza mal alıyor olabilir fakat ab de buna karşılık türkiyeden ucuz mal alıyor.

ekonomi prof.u olmasamda gbden çıkarsak çok iyi sonuçlar vermeyeceğini biliyorum, fakat böyle zırt pırt siz şöyle demokrasi yaptınız böyle olucak, bak keseriz ilişkileri demesinler.

türkiye herhangi bir ülke değil. kendi içinde önemli dengeleri var bunları oturtması gerek..
Mesaj tarihi:
Gümrük Birliği'nin kişisel ve ulusal düzeyde yarar ve zararları var hepsini tartmak lazım. En kötü yanı yalnız şu; Türkiye Gümrük Birliği'ne tabi. Kurallara uyuyor sorumlulukları yükleniyor. Ancak karar verme süreçlerine katılamıyor.
Mesaj tarihi:
Antimodes52 said:
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi'nin siyasi parti kapatma konusundaki standartları bellidir, iki kriter mevcuttur:
1-) Şiddet yanlısı söylemler
2-) Demokrasi karşıtı söylemler
Bu kriterlerin ötesindeki parti kapamalar hem İnsan Hakları ihlâlidir (bkz. seçme ve seçilme hakkı), hem de demokrasiye aykırıdır.


Komik olan şu, "Demokrasi'nin beşiği" denilen Yunanistan'da bile yasak olan şeylerin bizde "demokrasi adına" serbest olması isteniyor.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/8673515.asp?yazarid=1&gid=61&sz=19783

said:
Barroso’dan birkaç izlenim


AVRUPA Birliği’nin (AB) patronu Jose Manuel Barroso dün TBMM Genel Kurulu’nda konuştu. Konuşması, AB sözcülerinin son günlerde hayli tartışma yaratan beyanları nedeniyle ilgiyle bekleniyordu.

Barroso’nun konuşmasını o nedenle biz de TBMM’deki çeviriden izledik. Metni ele alıp ayrıntılı bir inceleme yaptıktan sonra gerekirse tekrar değiniriz. Ama ilk izlenimimiz şu:

Barroso Adalet ve Kalkınma Partisi ile ilgili "yargılama süreci" üzerinde bir şey söylemiyormuş gibi yaparak daha önce kamuoyuna yansıyan düşüncelerini dile getirdi. Örneğin Avrupa demokrasilerinin "şiddet içermeyen görüşlerin yargılanmasına karşı" olan görüşünü tekrarladı.

Bu görüş genel olarak doğrudur. Ama istisnası da vardır. Örneğin "Nazizmi" savunmak, "Nazilerin Yahudi soykırımı yaptığı yalandır" demek, şiddet içermese de yasaktır. İsviçre gibi -AB üyesi olmasa da- en gelişmiş sayılan demokraside "Ermeni katliamı iddiası yalandır" demenin suç oluşturduğunu bilmekteyiz. Fransa aynı yönde adım attı ama yasayı henüz çıkarmadı. Demek ki onlar da "şiddet içirmeyen" görüşleri kendilerine özgü nedenlerle yasaklayabiliyorlar. Aynı şey Türkiye’de de buraya özgü nedenlerle geçerlidir. O yüzden "laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu" iddiasıyla bir parti hakkında dava açması normaldir.

Bay Barroso’nun tüm konuşmasına değinme olanağı bulunmadığı için bir noktaya daha dikkatinizi çekmekle yetineceğiz:

Bay Barroso’ya göre "PKK terör örgütü" imiş. "Terör karşısında yakın işbirliği" yapılmalıymış. Keşke bu sözü TBMM’de değil de öteki AB üyesi ülkelerin parlamentolarında özellikle Belçika, Almanya, Hollanda’da söylese... Onlara "PKK’yı görmezden gelme veya gizlice koruma" huyundan vazgeçin dese...

Ama asıl önemlisi daha doğrusu asıl dikkatimizi çeken sözü başka... Bay Barroso "Güneydoğu’daki Kürt kökenli Türk vatandaşlarının siyasi haklarının tanınmasından" söz ediyor.

Kürt kökenli vatandaşlarımızın Kürt kökenli olmayan vatandaşların sahip olduğu siyasi haklardan bir milim eksik hakkı olsa, bu lafa hak verirsiniz. Bay Barroso’ya Türkiye’de yasalar önünde herkesin eşit olduğunu söyleyen yok mu? Eğer bunu biliyor ise, bir kısım vatandaşlarımıza özel siyasi haklar talep etmeye kalkmak kendi boyunu aşan bir beyandır. Bunu Bay Barroso’ya birileri hatırlatmalıdır.


O.E.
Mesaj tarihi:
Müzakerede bulunduğunuz bir kurum size gelip şu şöyle olmalı bu böyle yanlıştır diyebilir deme hakkı vardır , çünki o masada sizin muhattap olduğunuz kişi odur. Biz oraya imzalar atmışız bazı taahhütlerde bulunmuşuz ve aşağı yukarı 50 senedir o yöne gitmeye çalışan bir ülkeyiz.

Tabiki onların beğenmediğimiz tarafları olucak , Erdoğan onlardan iyi yanları değil ahlaksızlıklarını aldık deyince kıyamet kopmuştu , tam tersine bu doğru yaklaşımın açılımı olan bir sözdür. Bir topluluğa girerken gözü kapalı dğeil açık girmelisiniz , her topluluğun iyisi kötüsü vardır. İdeale yakın olmak için o topluluğun iyi yanlarını alıp kötü yanlarını almamaya çalışmanız lazımdır.

Biz kendimiz için demokratikleşmeliyiz tam anlamda demokrasi tam anlamda özgürlük. Şu an demokrasi var sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz.
Mesaj tarihi:
Banane Yunanistan ' dan , bizde yarı anlamı bile yok demokrasinin , rejim rejim diye tutturduğumuz şey kendi insanını , vatandaşını hor gören devlet anlayışıdır. Kendisine karşı işlenmiş suçu affetmeyen ama vatandaşa karşı işlenmiş suçu bireyin adına affetme hakkını kendinde gören anlayıştır.
Mesaj tarihi:
Yunanistan örneğinin nedenini anlamadım ben. Yunanistan Türkiye'nin en modern çağdaşı mı ki? Tarihi nitelikleri onun bugünde önder olmasını gerektirmiyor sanırım. Öyle olsa büyük tiranlıklarında vaktiyle Yunanistan'da bulunduğunu gözardı etmemek lazım. (Ör: Corinth)

not: basit bir meraktır, yunanistana kıl kapmam, severim kerataları :P
Mesaj tarihi:
bence bu durum gercekten de su sorunun cevabı ıle cozulebılır... kapatılıcak partı AKP olsa bıle, partı kapatmayacak kadar demokrasıyı benımsemıs mıyız?

ayrıca en cok canımı sıkan sey ıse dunyadakı yerımız...
Mesaj tarihi:
Tabi o demokrasi de bizim anladığımız modern demokrasiydi?

said:
According to Plato a state, which is made up of different kinds of souls, will overall decline from an aristocracy (rule by the best) to a timocracy (rule by the honorable), then to an oligarchy (rule by the few), then to a democracy (rule by the people), and finally to tyranny (rule by one person, rule by a tyrant.


He hayır demokrasinin türü önemli değil demokrasi tarihi diyeceksen Mezopotamyaya sonra da Hindistana dön derim, Yunanistana değil, tabii yerdiğin batıcı yaklaşımdan uzaklaşırsan.
Mesaj tarihi:
Demokrasi'nin beşiği dediğim şey çıktığı yerdi zaten.
Yoksa "demokrasi dağıtan" ABD'den ziyade Kanada daha demokratik.

Ama "en demokratik" denilen İsveç'e gidip baksan, zırt pırt devlet düzenini silbaştan değiştirmek isteyen parti çıkmıyor orda.
Mesaj tarihi:
Antimodes52 said:
Avrupa Birliği, Maastricht Antlaşması'yla üç kolon üstünden kuruludur.
Bu kolonların biriyse İnsan Hakları ve Demokrasi'yi içerir.
Meali: Demokrasi ve İnsan Hakları üstüne kurulu olmayan devletlerin Avrupa Birliği'nde de yeri yoktur.
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi'nin siyasi parti kapatma konusundaki standartları bellidir, iki kriter mevcuttur:
1-) Şiddet yanlısı söylemler
2-) Demokrasi karşıtı söylemler
Bu kriterlerin ötesindeki parti kapamalar hem İnsan Hakları ihlâlidir (bkz. seçme ve seçilme hakkı), hem de demokrasiye aykırıdır.
Eğer Türkiye, Avrupa Birliği'ne üye olmanın gereksinimlerinden olan demokrasi ve insan haklarını güvence altına alamıyorsa, elbette ki Avrupa Birliği ilişkileri de kesilir.
Ha, bu arada Avrupa Birliği'ne girmeyelim zaten, hede hödö diye bik bik ötenler görüyorum.
O arkadaşlara da "gümrük birliği" hakkında küçük çaplı bir araştırma yapmalarını öneriyorum, baksınlar bakalım Türkiye'nin ithalat ve ihracatının ne kadar yüzdesi gümrük birliği çerçevesinde yapılıyor, bir de ekonomi okuyan bir tanıdıkları varsa yarın gümrük birliğinden çıkarsak sonuçları nasıl olurmuş, onu da sorsunlar bir zahmet. Nitekim Avrupa Birliği süreci durursa, gümrük birliğinden de çıkarılırız, aklınızda bulunsun.



AB'nin üç sütunuyla insan haklarının demokrasinin falan bir alakası yok karıştırmışsın ya da sallamışsın. Yine de Ab'nin, normal olarak, insan hakları ve demokrasiye özel bir yer verdiği muhakkak. Modern demokrasilerde, militan demokrasi anlayışı benimsenmiştir ve demokrasi karşıtı siyasi görüş ve partilerin sistemde yer alması engellenmeye çalışılır. Parti kapatma da bunu sağlamay yönelik araçlardan biri. Ha sen diyorsan AKP demokrasiye karşı somut bir tehdit oluşturmaz, haklı olabilirsin. Zaten Anayasa Mahkemesi buna karar verecek.

Biz AB'ye giremesek dahi Gümrük birliğine devam edebiliriz.

Son olarak da Türkiye'deki en büyük insan hakları ihlalini AKP'ye karşı açılan kapatma davası olarak görüyorsan sadece yuh diyorum.
Mesaj tarihi:
eldar,
http://en.wikipedia.org/wiki/Three_pillars_of_the_European_Union
Bak bakalım ikinci kolonda ne var? Nasıl bu kadar rahat sallamışsın diyebiliyorsunuz hiç bir araştırma yapmadan yahu, şaşırıyorum.
Ayrıca en büyük insan hakları ihlalidir türkiyedeki gibi bir iddiada bulunmuş muyum? Türkiye'deki en büyük insan hakları ihlali olmasa bile böyle bir ihlale gerek var mı?
Ha bir de, AB sürecindeki ülkeler gümrük birliğine üye olabilirler, ancak AB sürecinde olmayan bir ülke gümrük birliğinde kalamaz.
Mesaj tarihi:
AB'den insan hakları dersi almak sadece komik oluyor.
Neler neler yaptılar, yapıyorlar, yapmaktalar, çıkıp bize insan hakları nutku atmaya hakları yok,
bizim de "AB'den insan hakkı dersi öğrenelim" diyecek köşe yazarlarına ihtiyacımız yok.
Mesaj tarihi:
Kusura bakma haklıymışsın ortak güvenlik ve dış politikanın içine insan haklarını da kattıklarını bilmiyordum.

Ben diyorum ki bu parti kapatma istemine kadar ne insan
hakkı ihlalleri var; eğer alınmazsak önce onlar yüzünden alınmayız.
Mesaj tarihi:
bu demokraside mevcut devlet yönetim şeklini sil baştan kaldırıp değiştirebilmek de var mı?
yani şiddete dayalı olmadan, halkın "demokratik" oylama sistemini değiştirmeden, bir iktidar, Sultan gibi yönetebilir mi?
Peki bir Devletin Demokrasi Devleti değil de Cumhuriyet olması, Demokrasi maddesi geçiyor diye Hukuk, Laiklik ve Cumhuriyet prensiplerini "nx0=0" durumuna getirebilir mi?
Mesaj tarihi:
Aslında bizim ülkeye despot bi adam lazım...

Ya da monarşiye falan geçilse tadından yenmez bu ülke. füze gibi yükselişe geçer...

cahil demokrasiden ne anlar?

ben ömrümü eğitime vermişim. yurt dışı görmüşüm, avrupalaşma yolunu en iyi ben ölçer tartarım. hem okudum hem gördüm. üniversite bitirdim tezler yazdım. süper entellektüel bir adamım. ama seçimler gelince dağda dünyadan bi haber adamla eşit etkiye sahip benim attığım oy.

ben tonla faktörü göz önünde bulundurarak kendim için ülke için en iyi adam kim onu seçiyorum.

diğeri elinde verilen bi çuval kömür ve düğümlü iple beni ekarte ediyor...
Mesaj tarihi:
o kadar şey yapmışsın entelektüel in tek l olduğunu öğrenememişsin.

şaka bir yana o dediğinde kısmen haklısın ama o zaman sınıflaşma olur sen kral gibi yaşa diğerlerini köle gibi kullan demokratik ülkenin sistemine uymaz.
×
×
  • Yeni Oluştur...