Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

çok merak ettiğim bir konu Deniz Gezmiş


Frekans

Öne çıkan mesajlar

slickers said:
o kadar insanı örgütlemek devlete kafa tutmak amerikalıları infaz etmediyse insanlığındandır bilmiyorum bilgin warmı o konuda


kimi orgutlemis yahu devlete kafa tutmusta ne yapmis banka soymus ufff nasil bir kafa tutmak ama..

Ya ciddiyim adami kucumsuyor degilim, ama bence gereksiz abartiliyor.

Yani bakin kimse suraya sunu yapmistir diyemiyor, bu ulkede degistirdigi birsey varmi? Veya olmesi birseyi degistirdimi?

Yani onun ideolojisi diye birsey varmi?

Bende en az onun kadar vatan severim, olen her turk genci o devirde onun kadar vatan severdi. Bir coklari kandirilmisti evet ama hepside vatani icin oldugunu oldurdugunu dusunuyordu..

Denizde bu gencler sadece 1 tanesidir ve amerikalilari oldurmemistir bence yanlis yapmistir. Korkmustur!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Recall bir git ya! Öldürememiş korkmuş??? 30 arkadaş rejimi devirmek için dağa çıkacak kadar cesur, canı pahasına davasının aleyhine tek laf etmemiş, idam sehpasında gözünden tek damla yaş süzülmemiş bir halk kahramıdır o korkak dediğin adam. Sen anlamazsın ama onun yaptığına insanlık denir.

''Bizler, Türkiye toplumunun tarihi geçmişindeki sağlam, ulusal ve devrimci olan ne varsa onun mirasçısıyız...''

THKO Savunması'ndan...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ombakkombak said:
30 arkadaş rejimi devirmek için dağa çıkacak kadar cesur,


Her daga cikan cesur ve kahramansa PKK da bu rejimi yikmak icin daga cikti. Her baldiri ciplak ben dogurusnu biliyorum YIKARIM bu rejimi derse daha cok isimiz var demektir.

Bence TURK gencliginin kahramana ihtiyaci var.

Eger bir i$ik ariyorsaniz ATATURK en parlak yoldur sizin icin..

Boyle deniz gezmisler ABDullah catlilar filan degildir..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Atatürk'te o zamanki rejim tarafından idama mahkum edilmişti. Halkına ihanet eden rejime karşı dağa da çıkılır, Samsun'a da çıkılır.


Deniz Gezmiş'e saldıracak açığını bulamamışsın yok korkaktı Amerikalıları öldüremedi bilmemne diyorsun, şimdi benim dediğim lafı bir tarafından çekip meseleyi PKK'ya getirmeye falan çalışıyorsun. Benim orada demek istediğim adam 30 kişiyle bu işe girişecek kadar; belki de haddinden fazla; cesur birisi, sen onu korkaklıkla suçlamaya çalışıyorsun. Olacak iş değil.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yahu nedir bu bizden olamayan dusunmeyen cahildir aptaldir sacmalamistir olayi yahu..

Ulkuculerde abdullah catliyi kahraman olarak gorur ve yaptiklarini vatan icin yaptigini soyler.

Solcu devrimcilerin bir kismida deniz gezmisi oyle gorur.

Yani simdi ben diyorumki bunlar degildir vatansever vatansever ATATURK tur.

Ama denizle mustafa kemalin yaptiklarini karsilastiracak kadar fanatiksiniz. O daga cikmis oda samsuna cikmis diyor arkadas gelmis.

Halen hakaretten baska hicbirsey soylemediniz.

Ne yapmis bu adam?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu ülkede tam bagımsızlıgı savunmuş ülkenin amerikan mandasına göz göre göre girişini engellemeye calışmış ve en önemlisi kitleleri arkasından sürükleyebilmiştir. halkın ezilmesinin önüne gecmek icin hak icin özgürlük icin 60 anayasasının iyi uygulanmasını istemiştir. sadece ona mal etmeyelim o dönemi. o ve onun gibi düşünen pek cok devrimci.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Atatürk var diye başka kimseyi sevemezmiyiz? Atatürk'le yatıp Atatürk'le mi kalkalım? Senin elinde sanki argüman varda bize hakaretten başka laf duymadım diyorsun. Elindeki tek argüman Amerikalıları öldürememiş bilmemne gibi saçma sapan bir argüman. Ne yapmış olduğunu sana anlatmak zorunda değilim, ne desem zaten anlamayacaksın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

benim anlam veremedigim sey, birinin düşüncelerine zit düşünceleri soylemenin yolu sen bir şey bilmiyorsun demekten mi ibarettir ? Yoksa bunu soyleyenlerin aslinda bir şey bilmedigi midir ???

Herneyse, deniz gezmiş bir çok notun'da da belirttigi gibi, Atatürk'ü önderi olarak kabul eden bir insandir. Idam'ina ismet inönü ve bülent ecevit red oyu kullanirken süleyman demirel ve yanlış hatirlamiyorsam cevdet sunay idami onaylamiştir..

Deniz gezmiş, bir çok ayaklanmada rol oynamiştir, kimi eylemlere karişmiştir, ancak hayatinin cogunu hapishanelerde gecirmiştir. Çunku her olaydan sonra tutuklanmiştir. Gerilla kapinda kalmiştir. vs.. Yaptigi en buyuk eylemlerden biri banka soygunu digeri ise istanbul universitesinin işgalidir.
Banka soygunu ne kazandirdi bilmiyorum ama iü işgali sonucu ogrencilere bir takim haklar taninmiştir.

Bir çok konuda kara bir donem oldugu için, aslina bakarsaniz neyin dogru, neyin yanlış oldugu soylenemez..

Ancak süleyman demirel daha sonra verdigi karar nedeniyle ozur dilemiş, yanlış bir karar oldugunu dile getirmiştir, muhtemeler siyasi kaygılar nedeniyle yapmiştir bunu.

Benim daha fazla bilgim yok bu konuda, sosyalist olduklari dogrudur, anarşist degillerdir. İlginçtir ki babasina yazdigi mektupda ise kardeşinin bilim adami olmasini ister..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@Baluu bir insanın a. çatlı ile Deniz Gezmiş'i aynı kefeye koyması, Deniz Gezmiş'in Atatürkçü olmadığını söylemesi,Deniz Gezmiş hiçbir şey yapmamıştır demesi o kişinin Deniz Gezmiş hakkında sıfır bilgiye sahip olduğunu gösterir.EMPERYALİZME karşı ve özgürlükler, demokrasi, Atatürkçülük uğruna, kitleleri de peşinden sürükleyerek, sonunun ne olacağını gayet iyi bilerek çok yürekli bir şekilde insanca savaşmış bu cesur insanın neler yaptığını çok daha detaylı anlatabilirim ama Recall06 nın gerek Deniz Gezmiş hakkındaki saldırgan ve aşağılayıcı yazıları gerekse tersini savunanlara gösterdiği saldırgan ve saygısız tavrı nedeniyle Deniz Gezmiş hakkında fazla bir bilgi verme gereği duymadım, aynı şekilde Frekans'ın da daha fazla bilgiye ihtiyacı yok gibi geldi, Recall ın söylediklerini hemen mutlak doğrular olarak benimsediğini görünce. Bu nedenle onlarla daha fazla paylaşım içine girmenin gereksiz olduğunu gördüm. İsterlerse konu hakkında ulaşabilecekleri milyonlarca kaynak var, onlara ulaşıp bilgilenebilirler..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bilmiyorum hangisi dogrudur, ancak ben verebilecegim bir bilgi varsa, veririm, eger bu karsimdaki kişiyi düşünmeye sevk ederse, benim için bir kazançtir. Hangi konuda olursa olsun, bence ozellikle ideolojik konularda yani fikirsel durumlarda, birakin fikirler konussun.

Bir de aklima gelmişken, CHP anayasa mahkemesine itiraz etmiş ve bir ara bu insanlarin asilmayacagina dair, halkı umutlandirmiştir. Bir belgeselde denildigi üzere Meclis'in kapatilma korkusu ve askerin yönetime el koyma durumu nedeniyle karar yeniden gündeme gelmiş, CHP karar için bir şey yapamamiştir. ( Bu da hatirladigim bir bilgi, ama cok oldu ben bu kitaplari okuyali edeli )

Yukarda oylama hakkinda biraz bilgi vermiştim, o bilgi benim aklimda kalandi..Tam oylama;

İdamları TBMM'de 24 Nisan 1972'de oylanmıştı.

İdam kararına 276 milletvekili "Evet", 48 milletvekili de "Hayır" demişti.

2 çekimser vardı. 115 milletvekili de katılmamıştı.

İsmet İnönü, Bülent Ecevit, Mehmet Ali Aybar, Muammer Erten, Necdet Uğur retçiler arasındaydı.

Süleyman Demirel, Alparslan Türkeş, İsmet Sezgin, Nahit Menteşe, Hasan Korkmazcan, Oğuz Aygün, Necmettin Cevheri, Zeki Çelikel, "Kabul" demişti.

Necmettin Erbakan, Osman Bölükbaşı, Hüdai Oral, Mustafa Timisi, Orhan Kabibay, oylamaya katılmayanlardandı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Gene T.C'deki idamlarin araştirildigi bir kitap'dan alintilar Deniz gezmiş için elini kaldiran bazi devlet büyüklerinin sözleri :

Nahit Menteşe: "Deniz Gezmiş ve arkadaşları konusunda yanlış yaptık. Adli hatalar olabilir. O zaman 'Devlet elden gidiyor' görüşü vardı. Bunlar da gözünü budaktan sakınmıyordu. Asker de bunların mutlak surette idam edilmesi taraftarıydı. (...) Ben idam cezasına karşıydım, ama o dönemin koşulları gereği öyle oldu. İçimizden 'Keşke tasdik edilmese' diyorduk. Ama oy verdik. Aksi halde vatan haini ilan edilirdik".

İsmet Sezgin: "Bir baskı ortamı vardı. Meclis, kendini o ortamdan kurtaramadı. Yanlış olmuştur. İdam hiçbir meseleyi halletmiyor. Bu gençler asıldı da ne oldu? Bir kin meydana geliyor. Devlet, duygularla, heyecanlarla değil, akılla, hukukla yönetilir. Can almak Tanrı'ya mahsustur".

Zeki Çeliker: "Ben hiçbir zaman bir idamı onaylayacak bir tavır içinde olmadım, elim kalkmadı (Deniz'lerin idamına 'Evet' dediği hatırlatılınca...) Demek ki, orada unutmuşum, yanlış yapmışım. Şartlar değişikti. Mazide olanları tasvip etmek mümkün değil. Pire için yorgan yakmamak lazım".

Oğuz Aygün: "Deniz Gezmiş yakışıklı bir adamdı. Film artisti gibi... İnsanın içi sızlıyor. Belki ben de üzülmüşümdür, gözlerim dolmuştur, keşke olmasaydı diye... Ama Deniz Gezmiş, arkadaşlarının lideri durumundaydı. Fizik yapısı, durumu, inatçılığı ve iddialarıyla... Son dakikaya kadar kapıldığı yoldan en ufak bir sapma göstermeden Türkiye Cumhuriyeti'ne meydan okudu. Bir tek adam, filmlere konu olacak kadar yakışıklı, kabadayı bir adam devlete meydan okuyordu. O ideolojiye taviz verseydik, belki Türkiye'yi bugünlere getiremezdik. Ya devletin prestiji sıfır olacak, ya Deniz Gezmiş asılacaktı. O gün verdiğim karardan bugün pişman değilim, ama üzülüyorum, bunlar olmamalı..."

Süleyman Demirel: "Devirler değişiyor. Bundan 30 sene evvelin şartları bugün yoktur. Başka şartlar vardır. Bugünkü şartları düne götürerek düşünemezsiniz, çok yanlış olur. Binaenaleyh insani tarafını düşündüğümüz zaman, kimsenin, karıncanın incinmesine razı olmayız. Fakat bir olay var: Hikmet-i idare, devletin bekası gibi kavramlar bizim geleneklerimizde vardır. Padişahlar, kardeşlerini, çocuklarını astırmıştır".
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sanıklar 150 sayfalık savunmalarını ortaklaşa hazırlamışlar, bölüm bölüm okuyorlardı.
İlk sözü alan Deniz Gezmiş kürsüde ortak savunma metnini okurken, birden kapı açıldı. Salona resmi elbiseli bir görevli girdi. Kuş uçurtulmayan, basına kapalı mahkemede dikkat çekici bir rahatlık içinde yargıçların önüne kadar geldi ve Deniz'in fotoğraflarını çekip gitti.
Ardından okuma sırası Yusuf Aslan'a geldi. Yine aynı adam salona girip bu kez Yusuf'u görüntüleyip çıktı.
İzleyiciler, tüm sanıkların fotoğraflanacağını düşündüler önce...
Ancak Yusuf'tan sonra savunmayı devralan Atilla Keskin'de "beklenen adam" gelmedi.
Sonra Hüseyin çıktı kürsüye ve kağıtlara bakmadan sözlü savunmaya başladı. Kapı açıldı. "Azrail" geldi. Flaşını Hüseyin'in üzerinde patlattı ve çıktı.
Davadaki 23 sanıktan sadece 3'ü fotoğraflanmıştı.
Sonunda asılan o 3'ü olacaktı.
* * *
Demek sonucu belliydi mahkemenin...
Nitekim idamların 20. yıldönümünde 68'liler Vakfı'nın ortaya çıkardığı bir belge, idam kararının "emirle" alındığını kanıtlamıştı.
Genelkurmay Başkanlığı, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı'na yazdığı yazıda sanık Ömer Ayna'yı Türk Ceza Kanunu'nun 168. maddesinden 36 yıl hapis cezasına çarptıran kararının düzeltilmesini ve sanığın 146. maddeden idamla yargılanmasını istiyordu.
O günden sonraki bütün davaların seyrini değiştiren bu "yazılı emir"in üzerindeki tarih 16 Temmuz 1971'di.
Yani Deniz'lerin Ankara'da yargılanmaya başladığı tarih...
* * *
Mahkemenin "emirle" verdiği idam kararıyla ilgili Meclis görüşmeleri ayrı bir "ibret vesikası"dır.
Nihat Erim'in idam isteyen sesi,
Demirel'in infaz için kalkan eli,
Ecevit ve İnönü'nün "siyasi suça idam olmaz" çığlığı unutulur mu?
Bir başka "unutulmaz vesika"yı da Berat Günçıkan yayımladı.
30 yıl önceki "7 Mayıs gazeteleri" nasıl çıkmış, kim ne yazmıştı?
Bilmek isterseniz pazar günkü Cumhuriyet Dergi'yi bulun ve ibretle okuyun.
* * *
Bahse konu faciadan ve bu yazıdan alınacak dersler:
Emir komuta zinciriyle adalet olmaz, 1.
İdam, dönüşü olmayan bir insanlık suçudur, 2.
Ve tarih, dediğinizi, yaptığınızı, yazdığınızı unutmaz, bu da 3.

Yazının Yayın Tarihi : 07.05.2002
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal yürüyüşü düzenleyen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Türk halkına çağrısı:

Büyük Türk Milleti!
Atatürk için toplanalım!
Mustafa Kemal'in milli kurtuluş idealini yaşatmak için,
Mustafa Kemal devrimine saldıran karanlık güçlere dur demek için,
milletçe yabancı uşaklığına düşmekten kurtulmak için,
tam bağımsız gerçekten demokratik Türkiye için,
Gazi Mustafa Kemal'in milli kurtuluşçu saflarında toplanalım.
Yaşasın Türkiye! Yaşasın yarının bağımsız Türkiyesi için mücadele!

Deniz Gezmiş'in thko savunmasında savcıya son sözü:

1.amerikan emperyalizmi gayri millidir.
2.ona ortaklık edenler ulusumuza ihanet etmişlerdir.
3.emperyalizme karşı mücadele suç değildir, silahlı mücadele ise anayasayı ihlal değildir.
4.gayri milli olan emperyalizm ve ortaklarının sömürüsü, anayasaya aykırıdır.

buna göre iki şey var:

1.eğer belli bir hata sonucu, iddianame ve mütalaayı hazırladıysanız, dikkatli olunuz; idamını istediğiniz kişiler kasaplık koyun değildir ve siz savcısınız..
2.yok eğer yaptığınızın bilincinde iseniz: yolunuz açık olsun.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Deniz Gezmiş ve çevresindekiler hakkında objektif yazılar bulmak pek mümkün olmaz. Ama alt tarafa alıntı yapacağım yazı oldukça objektif geldi bana. Ben deniz gezmişi pek sevmem, ideolojisini de asla benimsemem. ama yaptıklarına ve düşündüklerine (belli ölçütlerde) saygı duyarım. sonuta benim de bir ideolojik bakış açım ve siyasi görüşüm var ve ben de bu noktada bana saygı gösterilmesini isterim. bahsettiğim yazı da bu:
----

Hayatı

1965'ten sonra, Türkiye'de gelişen gençlik hareketinin en önemli önderlerinden ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO)'nun kurucu ve yöneticilerinden Deniz Gezmiş, 27 Şubat 1947'de Ankara'nın Ayaş ilçesinde doğdu. Öğretmen bir ailenin çocuğu olması sebebiyle ilk ve ortaöğrenimini Sivas'da, liseyi İstanbul'da okudu. Gezmiş, henüz lise öğrencisiyken sol düşünceyle tanıştı ve kendini dönemin eylemleri içinde buldu. 1965'de Türkiye İşçi Partisi (TİP)'nin Üsküdar ilçe başkanlığına üye oldu. İlk kez 31 Ağustos 1966'da Ankara'dan İstanbul'a yürüyen Çorum Belediyesi temizlik işçilerinin Taksim Anıtı'na çelenk koymaları sırasında işçileri destekleyen ve Türk-İş yöneticilerini protesto eden gösteri sırasında gözaltına alındı. 7 Kasım 1966'da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. Ardından 19 Ocak 1967'de Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) binasının yedd-i emine verilmesi sırasında çıkan olaylarda yakalandı ve bir gün sonra iki arkadaşıyla çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakıldı. 22 Kasım 1967'de öğrenci örgütlerinin düzenlediği Kıbrıs Mitingi sırasında Aşık İhsani ile birlikte ABD bayrağını yaktıkları gerekçesi ile gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan Deniz Gezmiş, Hukuk Fakültesi'nde birlikte okuduğu arkadaşlarıyla birlikte 30 Ocak 1968'de Devrimci Hukuklular Örgütünü kurdu. 7 Mart 1968'de İÜ Fen Fakültesi konferans salonunda düzenlenen AIESEC genel kurul toplantısında konuşma yapan Devlet Bakanı Seyfi Öztürk'ü protesto ettiği için tutuklandı. 2 Mayıs'a kadar tutuklu kalan Gezmiş, 30 Mayıs'ta 6. Filo'yu protesto ettiği için yargılandı ve beraat etti. Öğrenci eylemleri içinde etkinliği giderek artan Deniz Gezmiş, 12 Haziran 1968'de İstanbul Üniversitesi'nin işgal edilmesinde önderlik etti. İşgal Konseyi adına İÜ Senatosu ile Baltalimanı'nda yapılan görüşmelere katılan öğrenci heyetinin içinde yer aldı; öğrenci haklarının elde edilip işgalin sona erdirilmesinde etkili oldu. İşgalden kısa bir süre sonra İstanbul'a gelen 6. Filo'yu protesto eylemlerinde yer alan Gezmiş, 30 Temmuz'da bu eylemlerden dolayı tutuklandı ve 20 Eylül'de serbest bırakıldı.

TİP içinde yoğunlaşarak, ayrılıklara ve tartışmalara yol açan ideolojik sorunlarda Milli Demokratik Devrim (MDD) görüşünü benimseyen Deniz Gezmiş, bu görüşün özellikle devrimci öğrenciler arasında yayılmasında etkili oldu. Ekim 1968'de eylemlerde birlikte olduğu Cihan Alptekin, Mustafa İlker Gürkan, Mustafa Lütfi Kıyıcı, Cevat Ercişli, M. Mehdi Beşpınar, Selahattin Okur, Saim Kurul ve Ömer Erim Süerkan'la birlikte Devrimci Öğrenci Birliği ( DÖB )'ni kurdu. 1 Kasım 1968'de TMGT (Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı) , AÜTB, ODTÜÖB ve DÖB'ün başlattığı Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal Yürüyüşü'nü düzenledi. Ardından 28 Kasım 1968'de ABD büyükelçisi Kommer'in gelişi sırasında Yeşilköy Havaalanı'nda düzenlenen protesto gösterileri nedeniyle tutuklandı ve bir süre sonra serbest bırakıldı.

İstanbul Üniversitesi'nde sağcı güçlerin 16 Mart 1969'da girişmiş olduğu hareketlere öğrenci kitlesiyle birlikte karşı koyan Gezmiş, bu eylemi gerekçe gösterilerek 19 Mart'ta yeniden tutuklanarak 3 Nisan'a kadar hapis yattı. Ardından 31 Mayıs 1969'da İÜ Hukuk Fakültesi öğrencilerinin, reform tasarısının gerçekleşmemesini protesto için giriştikleri işgale önderlik etti. Üniversitenin kapatılıp, polise teslim edilmesi nedeniyle çıkan çatışmalarda yaralandı. Hakkında gıyabi tutuklama kararı olmasına rağmen hastaneden kaçan Gezmiş, Haziran'ın sonunda Filistin'e gitti. Filistin'e gitmeden önce 23 Haziran 1969'da TMGT'nin topladığı 1. Devrimci Milliyetçi Gençlik Kurultayı'na kendisi gibi haklarında tutuklama kararı olan FKF Genel Başkanı Yusuf Küpeli ile birlikte bir mücadele programı gönderdi. Eylül'e kadar Filistin'de gerilla kamplarında kalan Deniz Gezmiş,1 Eylül 1969'da, 10 Haziran'da "üniversiteyi işgal" ettiği gerekçesiyle Hukuk Fakültesi'nden ihraç edildi. Hakkında tutuklama kararının olduğu bu dönemde gazetecilere gizlendiği yerden demeçler verdi. 23 Eylül 1969'da Hukuk Fakültesi'nde olduğu sırada haber verilen polislerin de fakülteye gelmesi üzerine teslim olan Gezmiş, 25 Kasım'da serbest bırakıldı. Ancak Yıldız Devlet ve Mühendislik Akademisi'nde Battal Mehetoğlu'nun sağcılar tarafından öldürülmesinden sonra okulda yapılan aramada, ele geçirilen dürbünlü bir tüfeğin Gezmiş'e ait olduğu öne sürülerek hakkında yeniden tutuklama kararı alındı. 20 Aralık 1969'da yakalanan Gezmiş, kendisiyle birlikte tutuklanan Cihan Alptekin'le birlikte 18 Eylül 1970'e kadar tutuklu kaldı. Bundan sonra öğrenci eylemlerinden uzaklaşarak, mücadelesini değişik alanlarda sürdürdü. Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan'la birlikte THKO'yu kurdu. 11 Ocak 1971'de THKO adına Ankara İş Bankası Emek Şubesi'nin soygununu gerçekleştirenler arasında yeraldı. 4 Mart 1971'de dört ABD'li erin Balgat'taki Tuslog Tesisleri'nden kaçırılması eyleminde de bulundu. Kaçırılan erler daha sonra serbest bırakıldı.

Eylemler

* İstanbul Üniversitesi'nin 12 Haziran 1968'de devrimcilerin eline geçmesine önderlik etti. İşgal konseyi adına üniversite senatosu ile Baltalimanı'nda yapılan görüşmelere katılan öğrenci heyetinin içinde yer aldı.
* 1 Kasım 1968'de TMGT, AÜTB, ODTÜÖB ve DÖB'ün başlattığı Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal Yürüyüşü'nü düzenledi.
* 11 Ocak 1971'de THKO adına Ankara İş Bankası Emek Şubesi'nin soygununu gerçekleştirenler arasında yeraldı.
* 4 Mart 1971'de Ankara'daki Balgat Amerikan Üssü'nden dört ABD'li erin kaçırılması eyleminde bulundu. Bu eylemden sonra, Sivas'ın Gemerek ilçesi girişinde yakalandı.


Yakalanışı ve İdam Edilişi

12 Mart darbesinin ilk günlerinde Yusuf Aslan ile birlikte Sivas'a gitmekte iken motorsikletleri bozuldu. Bir ihbar sonucu polislerin gelmesi üzerine çıkan çatışmada Aslan ile birbirlerini kaybettiler. Aslan o esnada, Gezmiş ise 16 Mart 1971 salı günü Sivas'ın Gemerek ilçesinde yakalandı ve Kayseri'ye getirildi. Buradan Ankara'ya zamanın İçişleri Bakanı Haldun Menteşoğlu'nun makamına götürüldü.

Mahkemesi 16 Temmuz 1971 günü Altındağ Veteriner Okulu binası'nda Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığında Baki Tuğ savcılığında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 no'lu Mahkemesi'nde başladı ve 9 Ekim 1971 günü bitti. Deniz ve arkadaşları 16 Temmuz 1971'de başlayan THKO-1 Davası'nda TCK'nin 146. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, 9 Ekim 1971'de idam cezasına çarptırıldı.

İdam cezaları o zamanlar senato tarafında onaylanmak zorundaydı. İsmet İnönü "siyasi suçlar idamla cezalandırılmamalıdır" diyerek Bülent Ecevit ile birlikte red oyu kullanır. AP genel başkanı Süleyman Demirel ise infazdan yana oy kullanır. Olaydan 15 yıl sonra, Süleyman Demirel bir gazeteciye verdiği demeçte idamlar için:soğuk savaşın talihsiz olaylarından biri yorumu yapar. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ise idamları onaylayarak özür dilemeyi reddeder.

Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile birlikte 6 Mayıs 1972 tarihinde, gece 1:00-3:00 arası, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde idam edildi. İdama giderken imam istemedikleri bilinmektedir, fakat definlerinde bir imam bulunmuştur.


Son isteği hakkındaki iddialar

Deniz Gezmiş ve diğerlerinin idam edilmeden önce son istekleri üzerine farklı iddialar vardır:

Örneğin; Deniz Gezmiş'in Joaquín Rodrigo'nun Aranjuez konçertosunu (muhtemelen Adagio'sunu) dinlemek ve bir bardak demli çay içmek istediği söylenir. Yazar Erdal Öz'ün Gezmiş'le yaptığı görüşmelerde tuttuğu ve Gülünün Solduğu Akşam eserinde bulunan notlara göre Gezmiş idamını bu şekilde düşünmüştür. Fakat yine aynı eserde bulunan notlara göre avukatının anlattığı idam anında bu istek geçmemektedir.

Bir başka iddiada ise son isteği sorulduğunda idamını kendi gerçekleştirmek istemiş ve tam idam edileceği sırada altındaki tabureyi kendi itmiştir. Öz'ün eserindeki avukat notlarında bu da geçmemektedir. Aksine son sözleri olan "Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm-Leninizm! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği!! Yaşasın işçiler, köylüler! Kahrolsun Emperyalizm!" şeklinde bağırırken taburesine vurulmuş ve "emperyalizm" kelimesinin 'izm'ini söyleyemediği kaydedilmiştir. Yalnız Hüseyin İnan'ın kendi taburesini tekmelediği belirtilmektedir.

Bir başka iddia da ise idam edilecek olan diğer iki arkadaşıyla vedalaşmak istediği söylenir. Hoşçakal Yarın filminde de böyle gösterilmektedir. Fakat bu istek aslında Gezmiş'in değil Yusuf Aslan'ındır.

İdam kementi boynundan geçirilirken, hücresinden alınıp apar topar darağacına götürülürken giymesine izin verilmeyen botlarının askerlere bırakılmamasını, ailesinden birinin almasını istediği doğru değildir. İdama giderken postalları ayaklarındadır, sadece bağcıklarını bağlamaya fırsatı olmamış, ve idamdan önce asıldığında ayaklarından düşmesin diye görevlilerden birine bağlatmıştır. Yalnız parkasını giyememiş ve onun babasına verilmesini istemiştir.

Öz'ün eserindeki avukat notlarına göre, Gezmiş'in son istekleri, avukatlarının idamı gözlemleyip sonraki kuşaklara "doğru" anlatmaları, cezaevindeki devrimci arkadaşlarını onun adına "tek tek öpmeleri", 1969'da öldürülen devrimci arkadaşları Mustafa Taylan Özgür'ün yanına gömülmeleri ve cezaevindeki parkasının ailesine verilmesi olmuştur.


Kitaplar

* Acılara Yenilmeyen Gülümseyişler, Atilla Keskin, Gendaş Kültür, İstanbul, Mayıs 1999, ISBN 9789753086806
* Bizim Deniz, Turhan Feyzioğlu, Doruk Yayınları, Ankara, 1998, 15. Basım, ISBN 9755531459
* Darağacında Üç Fidan, Nihat Behram, Everest Yayınları, İstanbul, Kasım 2007, 39. Basım, ISBN 9789753168175
* Deniz: Bir İsyancının İzleri, Turhan Feyzioğlu, Ozan Yayıncılık, İstanbul, Ağustos 2004, ISBN 9789757891406
* Deniz: Fırtınalı Yıllar, Tarkan Tufan, Nokta Yayınları, İstanbul, Şubat 2007, 1. Basım, ISBN 9789944174022
* Deniz Gezmiş Anlatıyor, Erdal Öz
* Deniz Yusuf Hüseyin, Ahmet Kahraman, Civiyazıları, İstanbul, 2001, 10. Basım, ISBN 9789758086474
* Emirle Gelen İdam Kararı, Veli Yılmaz, ISBN 9757350079
* Gülünün Solduğu Akşam, Erdal Öz, Can Yayınları, İstanbul, 1997, 27. Basım, ISBN 9789755100869
* İdam Tarih Oldu, Utancı Kaldı (Ölüme Oy Vermek...), Türey Köse, Ümit Yayıncılık, Adana, Mayıs 2004, 1. Basım, ISBN 9799758572549
* İdam Gecesi Anıları, Halit Çelenk, Tekin Yayınevi, İstanbul, 1996, 13. Basım, ISBN 9789754781045


Filmler

Hoşçakal Yarın (Deniz Gezmiş rolünü Berhan Şimşek üstlenmiştir)


Diziler

Hatırla Sevgili (Deniz Gezmiş rolünü Barış Koçak üstlenmiştir)

not: tekrar hatırlatmak istedim, sol görüş çoook solumda kalıyor =) sosyalizm ve komünizm asla benimsemediğim, benimseyemeyeceğim, zaten ulaşılması imkansız olan ve zamanında denenip çöken ütopik kavramlardır benim gözümde. Ama herkesin görüşüne ve özellikle tarihe saygı göstermek benim için en önemli ayrıntıdır. lütfen birbirinize saygılı olun arkadaşlar. sağcı, solcu olup da 2 kelimeyi insan gibi tartışamıyorsanız, hala 80lerde kalmışsınız demektir. yıl 2008. ilerleyn biraz. koyu bir milliyetçiyim (baya koyu açıkçası). burdan da solculara selam ederim ^^ hepinizi de öptüm.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

. said:

Eylemler

* İstanbul Üniversitesi'nin 12 Haziran 1968'de devrimcilerin eline geçmesine önderlik etti. İşgal konseyi adına üniversite senatosu ile Baltalimanı'nda yapılan görüşmelere katılan öğrenci heyetinin içinde yer aldı.
* 1 Kasım 1968'de TMGT, AÜTB, ODTÜÖB ve DÖB'ün başlattığı Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal Yürüyüşü'nü düzenledi.
* 11 Ocak 1971'de THKO adına Ankara İş Bankası Emek Şubesi'nin soygununu gerçekleştirenler arasında yeraldı.
* 4 Mart 1971'de Ankara'daki Balgat Amerikan Üssü'nden dört ABD'li erin kaçırılması eyleminde bulundu. Bu eylemden sonra, Sivas'ın Gemerek ilçesi girişinde yakalandı.



Bumudur yani? Kahraman olmak icin universitede eylem yapmak, yuruyus duzenlemek,banka soymak,amerikali askermi kacirmak gerekiyor?

Halen gelip ufff deniz gezmis qral adam demeyin. Sunu diyin..

O donemde ulkesinin emperyalist guclerin eline gecmesine karsi dik sekilde duran milyonlarda TURK gencinden sadece bir tanesidir. Idam edilirken gosterdigi dik durus, ornek olmalidir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Derdin ne senin birader?

Deniz Gezmiş'e bu garezin nereden geliyor yani, özel bir sebebi varsa anlat da anlayalım.

Günümüzde olsa, katılmaya çekineceğin hareketlerin önderi olmuştur Deniz Gezmiş, kendisi gibi düşünüp hareket eden milyonlarca insandan onu ayıran en büyük özellik budur.

"İdam edildi de kahraman oldu" geyiği çevirip Abdullah Çatlı'yla bir tutmuşsun da, önce otur bir düşün, niye o "milyonlarca genç" arasından seçilen 3 kişiden biridir Deniz Gezmiş ve Abdullah Çatlı'yla nasıl aynı kefeye koyulabilir.

Zaten senin anlayamadığın olay, Deniz Gezmiş'in yaptıklarının hiçbirinde "Kahraman olmak için ne yapmam lazım acaba?" diye düşünmediği gerçeği. O anda ne yapılması gerekiyorsa onu yapmıştır Deniz Gezmiş. Elbette ki doğrusu da vardır, yanlışı da, ama kalkıp da yaptıklarının onda birini yapacak cesaretinin olmadığı bir adama bok atmadan önce, iki kere düşün, adamın sinirini bozma.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kimse sadece Deniz Gezmiş var demiyor zaten; Mahir Çayan, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Ulaş Bardakçı, Sinan Cemgil, Taylan Özgür, Hüseyin Cevahir, Cihan Alptekin, Kadir Manga, Alparslan Özdoğan ve daha niceleri de var. Deniz Gezmiş sadece bir semboldür. Che Guevara nasıl ki Küba devrimini tek başına yapmadıysa ama devrimin sembolü olduysa; Deniz Gezmiş'te bu ülke solunun her fraksiyonunun benimsediği bir semboldür. Bu sembole duyduğun öfke ve düşmanlığı perdelemek için Atatürk'ü kullanman çok adice bir hareket. Ayrıca araştır öğren deyince, vikipedi'ye bakmanda ayrı bir güzellik.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

recallcım, bu konuda olmuş bitmiş ve tarihe yazılmış olan şeyleri doğrumuydu yanlışmıydı diye tartışmak bir çözüm olmaz artık.

farkettiysen, banka soygununun altını çizdim. çünkü devrimci hareketle hiçbir alakası yok. hatta devrimci hareketin tüm saygınlığını bozan bir davranış kanımca.

öte yandan üniversite baskınları vs. dediğim gibi bunların doğru olup olmadığını tartışmak bizi bir yere götürmez. bana kalırsa, şimdinin gençleri, bu gün okulalrında güzel güzel derslerini çalışıp, huzur içinde kitaplarını okuyarak ve bu günün kıymetini bilerek, o günlerdeki üniversite baskınlarının ne kadar gereksiz olduğunu anlıyorlar.

eğer siyaset yapılması gerekiyorsa, okul basıp kürsü yakarak değil, daha çok okuyup öğrenerek yapılması gerekiyor. bu noktada, bu gün kimse zaten deniz gezmiş gibi hadi okul basalım hadi banka soyalım demez eminim. en koyu komünist bile demez bunu.

ama şu var, olayları o zmanın değerleri içinde değerlendirmek zorundayız. o dönemde zaten kaosta olan bir ülkede bu olaylar maalesef günün getirisi gerçeklerdi. şu an kimse o kanlı günlere dönmek istemez eminim. ama bana kalırsa sol görüşlü arkadaşların, şu an savundukları şeyler de işte o eylemler değil. o kişilerin devrime olan inançları ve hırslarıdır. yoksa şu an bu topikte tartışmaya katılan sol görüşlü arkadaşalrdan hiç biri eminim ki, okullarını basıp hocaların kürsülerini yakmak istemiyorlardır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yahu halen havada asili kalan laflara devam. Biz vatan hainimi demisiz? Veya kotu adammi demisiz?

Fazla abartildigini soyluyoruz, o devirde deniz gibi milyonlarca genc vardi diyoruz.. O amerikan askerlerini bile oldurecek kadar o askerleri YABANCI BIR DUSMAN KUVVETI olarak gormedi..

Kizina siir yazan amerikan askeri goruntusu ve denizin ne kadar insancil oldugu offfff super yaaa

ama kendi ulkesinde banka soyacak kadar anar$ik...

Abicim bana laf sokmaya calismayi birakinda gidin BIRINCI sigaranizi yakip oturup dusunun..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...