Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Ölüm ve Bağlılık


Phobos

Öne çıkan mesajlar

Her insanın bir gün ölüp gideceğini, bunun doğanın bir kanunu olduğunu bilmemize rağmen neden herhangi birisi öldüğünde arkasından büyük bir sarsıntı yaşarız? Ölüm gerçeğini aklımızdan çıkaracak kadar bizi o kişiye bağlayan nedir?

Mesela bundan 4 sene evvel babam vefat ettiği haberini aldığımda içimde ne bir üzüntü oluştu ne de bir damla göz yaşı aktı (Gerçi babamla aramdaki ilişkinin bağlarının zayf olması muhtemel olaiblir bunda). şehir dışında olduğumdan cenazesine yetişememiştim ancak daha sonradan mezara gittiğimde de içimde hiçbir dalgalanma olmadı.

Biraz evvel annem teyzesinin vefatının haberini aldığında resmen yıkıldı olduğu yere. Şimdi düşünüyorumda 88 yaşında kalp ve şeker hastası olan birisinin ölmesinden daha doğal hiçbir şey olamaz. Tüm ailece buna hazırlıklı olunması gerekir ama nedense hep tam tersi yaşanır. Biraz önce de annem bir köşede perişan halde dururken (artık soğukkanlılık mıdır, taş kalplilik midir bilemem) ben yine hiç istifimi bozmadım (Doğru bir anlatım mı oldu bilmiyorum :S). Biliyorum ki ileri de annem, eşim ya da çocuklarımın vefatında da içimde hiçbir his oluşmayacak.

Dediğim gibi soğukkanlılık ya da taş kalplilik olabilir bunu bilmiyorum ama gerçekten eninde sonunda öleceği kesin olarak bilinen bir kişinin vefatından sonra insanlar neden üzülür? Hadi üzülmeyi de geçtim günlerce hatta haftalarca psikolojileri bozuk bir şekilde dururlar?

Bu konudaki düşüncelerinizi merak ediyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ya "Aha birisi daha öldü dur biraz daha kasayım da bunun arkasından da ağlamıyayım" gibi bir tutum içerisinde değilim.

Sadece içimden gelmiyo. Olaya "Her canlı doğar-büyür-ölür" açısından bakınca zaten ölümün doğal olduğu aşikar...

Benim hissetmediğim o duyguların sebebini merak ediyorum açıkçası. Neden yaşayamıyorum u değil :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"öldüğü" için üzülmüyoruz, üzüldüğümüz şey kavram değil. onu bi daha göremeyecek, duyamayacak, ona bi daha sarılayamacak olmamız üzüyor bizi.

ölüm gerçek evet herkes ölecek. bunun farkında olarak hiç ölmeyecek gibi yaşıyoruz. o da ilginç.

ölümün kesin olması ölüme üzülmemeyi gerektirmez ayrıca. nasılsa bi gün ölecek diye yaşarsan bu da senin kaybın olur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

mantığın konuşuyomuş senin. bide evet, özleyeceğin insan ölürse o zaman değişebilir bu konuda hissettiklerin. bi daha görememek, göremeyecek olmak ağır bi üzüntüye sebep değil mi? düşünki en yakın dostun yada çok sevdiğin başka biri, belki çok çok uzun zaman senle beraber olmuş herşeyini paylaşmış 'hayatımdan asla çıkmicak artık. çok mutluyum. hep onla kalmalıyım' demeye başladığın bi sevgili.. örnekler arttırılabilir kanımca hayalgücüne bağlı olarak.

herneyse, bence değerli insanları kaybetmek, onları bir daha göremeyecek olmak son derece sarsıcı olcaktır senin içinde büyük ihtimalle.

1 saniyeliğinede olsa 1 yıllığınada olsa o acıyı hissediceksin...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Evet Laraken güzel yazmış ancak ben "Nasılsa herkes ölecek, kimse kimseyi sevmesin ölünce arkasından üzülmesin hede hödöö" gibi bir düşünce içerisinde değilim. :)

Mesajlardan birinde de dediğim gibi ben sadece sahip olamadığım bu hissiyatın nedeni merak ediyorum
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Açıkçası biraz zor bi soru oldu bu :)

Direk olarak şuna üzülürüm desem yalan olur. Çünkü aynı olayı yaşadığım 2 farklı ruh hali içerisinde farklı tepkiler verdiğim pek çok deneyim oldu.

Ama en basitinden yalnız kalmak beni üzer açıkçası. :S
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Valla 1. dereceden akrabanın ölümüne tepkisiz kalmak soğukkanlılık ya da taş kalpliliktende öte bişey...

Psikolojik bi sorunun işareti bence. Ailene bile üzülmüyorsan epey içine kapanık, asosyal birisin. Paylaştığın hiç birşey olmadığındanda bu insanların ölmeleri sana bir anlam ifade etmiyor...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İçine kapanıklık konusunda haklısın. Belki de içimde birşeyler hissetmiyor olmamın sebebi budur.

Ama ben inatla "ben neden böyleyim" den ziyade bende olmayan duygunun/hissin kaynağını merak ediyorum :)

@Fistan; Çoğu kişi yalnız (yapayalnız) kalmaktan korkar. KOrkuyu yaşamış birisi olarak şunu söyleyebilirim ki yalnızlık bende sadece üzüntüye yol açar, korkuya değil.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

insanlar 3 sebepten dolayı üzülür ölüm vakasına

1- yalnız kalma korkusu
2- kendinin de ölebilceği gerçeğiyle yüzleşmek
3- mahalle baskısı: "üzülmezsem millet ne der. üzüleyim lan. ağlıyım abav" düşüncesi


nasıl da katagorize ettim hemen. hey yavrum hey.

üçünde de aslolan bireyin bencilliğidir. kimse aslında başkasının ölümüne üzülmez ancak yukarıdaki sebeplerden dolayı kendi durumuna üzülür. tür içinden bir bireyin ölmesi, ölmeyenin yaşama şansının artması demektir. bilnçsiz bir başarı hissi verir bu kişiye.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ataraksiya diye bir tabir kullanılır bu gibi durumlar için.
Şahsen ben de öyleyim.

Bildiğin kayıtsızlık durumu. Ölüm ya da başka bir şey frketmiyor. Okul bitmiş bitmemiş, kızdan ayrılmışsın ayrılmamışsın, iş buldun bulamadın, o öldü ötekisi öldü filan fıstık. Fark yaratmıyor.

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Ataraksiya, kişide tepki yokluğu, bu nedenle oluşan durgunluk durumu, hiçbir etkiyle uyarılamayan ruh dinginliği, acıya ve sevince ilgisizlik.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ginaly said:
insanlar 3 sebepten dolayı üzülür ölüm vakasına

1- yalnız kalma korkusu
2- kendinin de ölebilceği gerçeğiyle yüzleşmek
3- mahalle baskısı: "üzülmezsem millet ne der. üzüleyim lan. ağlıyım abav" düşüncesi


nasıl da katagorize ettim hemen. hey yavrum hey.

üçünde de aslolan bireyin bencilliğidir. kimse aslında başkasının ölümüne üzülmez ancak yukarıdaki sebeplerden dolayı kendi durumuna üzülür. tür içinden bir bireyin ölmesi, ölmeyenin yaşama şansının artması demektir. bilnçsiz bir başarı hissi verir bu kişiye.


kendimi bildiğimden beri tanıdığımı varsayıyorum... 6 yaşımda bişiler düşünebiliyorum desem 12 yıldır tanıyordum. 18 yaşımda kaybettim. babam olmasından çok dostumdu.

en küçük örneği;

lieseye giderken hafta içi, gecenin 2 sinde gel bira içecez can diye beni kaldırıp sabaha kadar derdini anlatırdı.

utku saydıklarından hiç biri geçerli değil durumumda. ölümü yaşamadan ahkam kesmeyin. sana değil lafım.

çok sevdiğin birini kaybedersen -ki umarım kaybetmezsin- ölüm o zaman daha farklı geliyor insana.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

dostum bu ölümün bi duygusal birde realistik boyutu var.
tamam insan öldü. biolojik yaşamı sona erdi.Bu gerçek tarafı.
Diğer tarafı ise insanların yaşamında kazandığı duygularla ölen kişiyi bir daha göremeyeceğini , konuşamayacağını , dokunamayacağını bildiği için gösterdiği tepki.

Alınma ama herkes odun duygulara sahip olmayı beceremiyor. Babam demişsin , cenazesine gitmemişsin. Tamam o senin kişisel bir olayın ; ama açıkçası benim babam ölse ki allah korusun ne yaparım bilemem.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...