Animasyon Sineması Üzerine

[Natanyal]

Heh uzun uzun yazmıştım makine kitlendi,baştan biraz daha kısaltarak yazayım.


Geçtiğimiz ayın Dvd+ sayısında Atilla Dorsay'ın bu konu üzerine bir yazısı vardı.Daha çok Disney filmleri ile ilgili bir yazıydı ama bu konu oradan geldi aklıma.

Animasyon sineması Disney'le başlar,bugün kime sorsanız aklına ilk gelen animasyon karakterlerinden bir tanesi Disney karakterlerindendir.Bu karakterler insanların kafasına kazınmış,her kesime hitap eden karakterlerdendir.

Hatırladığım kadarıyla sinemada izlediğim ilk film Lion King'di.5 yaşındaydım sanırım ve yaşında getirdiği eğlence anlayışıyla animasyon sinemasının yeri bende derinleşmişti.Şuan 18 yaşına girmek üzereyim ve hala vizyona giren iki filmden biri animasyonsa,gider ilk olarak animasyonu izlerim.

Bu eskiden belirli adamlar yapardı bunu ama günümüzde animasyon sineması neredeyse her kesime hitap etmeye başladı.Gelişen teknolojiyi buna sebep olarak gösterebiliriz.Animasyon sineması özellikle yetişkinlere doğru kaydıkça filmlerde artık yetişkinlerde düşünülerek yapılmaya başlandı.Filmlerin içindeki esprilerden,olaylara kadar basit çocuk klişeleri yerine her seferinde bir üst kademeye çıkmaya çalışılıyor.

Lion King 1994 yılında bu gelişimin öncüsü olarak kabul ediliyor.Ardından gelen filmlerle ilgi daha da arttı.Ama günümüzdeki haline gelmesindeki en büyük etken 1995 yılında çıkan Toy Story'dir.3D animasyon filmlerinin atası kabul edilen bu yapıtla birlikte büyük kitleler animasyona ciddi anlamda kaymaya başlamıştı.

Geçtiğimiz yıllardaki filmlere baktığımızda animasyon sinemasının sadece çocuk hayranlarının değil,neredeyse her yaştan hayranlarıyla birlikte büyümeye devam ettiğini görüyoruz.Toy Story,Monster Inc,Finding Nemo,Ice Age,Shrek,Madagaskar,Incredibles,A Bugs Life,Cars,Ratatouille gibi filmlerin tüm Dünya'da her yaştan hayranları var...

Diğer taraftaysa Doğu'da anime kültürü ise neredeyse yarım yüzyıldır sürekli gelişiyor ve tavan yapmış durumda,sürekli yeni şeyler çıkıyor.Şurası tartışılmaz ki Hollywood ve Dünya'nın önde giden stüdyoları anime filmleri olmasaydı iş yapmazdı.Ama bu bizim bölümde değilde,Çizgi Dünyası'nda konuşulmalı :)

Neyse işte,yazarlığımın kötülüğünü birçok arkadaşım zaten biliyor :) Eğer anlatmak istediklerimi anlatabilmişsem ne mutlu ki beceremedim sanırım.

Kısaca konumuz animasyon sineması,tartışalım.Neler düşünüyoruz,hayatımızı değiştiren filmler oldu mu ? Mesela Dory :) En canlı örneğimiz Pati olarak hehe

[Dragonfire]

Çok güzel bir konu seçmişsin animasyon sinemacılığı özellikle kıt bir dönemde amerikan sinemasının temel besin kaynağı olduğunuda düşünürsek sağlam yer etmiştir kendine. Daha çok komedi/eğlencelik tarzda olsda gerçekten bir devrim niteliği olan film Final Fantasy idi bence. Ama konuyu açmak gerekirse ucu illaki uzak doğuya ve anime ye dokunacaktır kaçınılmaz birşey bu =)

[Sam]

uzun metrajlı da olsa evet, çizgi dünyası'nın alanına giriyor. :)

buraya tam "lanet olsun ahbap, burası sizin yetkinizin dışında" repliği güzel giderdi ama bulamadım imdb'den eheh

[burtonesk]

ilgilenenler için:

istanbul animasyon festivali - 3-9 aralık
http://www.facebook.com/event.php?eid=9033855820&ref=nf

edit: hatta feysbuktan buraya c/p yapayım.

Event InfoName: İstanbul Animasyon Festivali
Tagline: www.iafistanbul.com
Host: iafistanbul
Time and PlaceStart Time: Monday, December 3, 2007 at 1:00pm
End Time: Sunday, December 9, 2007 at 10:00pm
Location: İstanbul Modern, Garajistanbul


IAF.4 Çizginin Gücünü İstanbul'a taşıyor.
Gitgide büyüyen festival bu sene birbirinden önemli çalışma ve konukla animasyon severlerin karşısında. Yurtdışından ve Türkiye'den konukların vereceği konferanslar ve atölye çalışmaları haricinde 300'e yakın film ile izleyicilere tam bir ziyafet sunuyor. Festivalde gösterilecek filmler başta Almanya, Amerika, Çek Cumhuriyeti, Hollanda, Kanada ve Fransa olmak üzere dünyanın dört bir yanından.

Ödüle Doymayan Filmler IAF.4'de.
Dünyaca önemli festivaller ve özellikle animasyon festivallerinde büyük ödüllere ulaşan Alman yönetmen Andreas Hykade'nin çizgi animasyon filmi The Runt, yine Almanya'dan Daniel Nocke'nin No Room for Gerold, Amerikalı Alex Weil'in One Rat Short, Arjantinli yönetmen Juan Pablo Zaramella son filmi Lapsus ve Kanadalı genç yönetmen Marie-Josée Saint-Pierre'in McLaren' Negatives gibi bir çok film seyirciyle buluşacak.

Ünlü Yönetmen Bill Plympton Festivalin Özel Konuğu
Ünlü Amerikalı yönetmen festivalin konuğu olarak bir konferans verecek. Başarı hikayesini izleyicilerle paylaşacak ve kendine has tarzı üzerine bir atölye çalışması yapacaktır. Bugüne kadar Oscar, Cannes Altın Palmiye ve Sundance'e iki defa aday gösterilen, Cannes'da “Eat” filmiyle Canal+ Ödülü, “Push Comes to Shove” adlı filmiyle de Juri Özel Ödülü alan, “Mutant Aliens”, “I Married a Strage Person” filmleriyle ise Annecy'de iki kez en iyi uzun metraj film ödülü alan Amerikalı başarılı film yönetmeni Bill Plympton ise bu yıl IAF.4'ün jüri üyeside olacak.

Festivalllerin Gözdesi En Deneysel Uzun Metraj Animasyonlar
Amerikalı yönetmen Eric Leiser'in ilk filmi Imagination fiziksel engelli ikizin doğanın ve cennetin sırlarını keşfetmesi üzerine bir çalışma. Blood Tea and Red String isimli kara ve kasvetli filmiyle festivallerin gözdesi olan Amerikalı yönetmen Christiane Cegavske. Ünlü Japan yönetmen Makoto Shinkai'nin son filmi 5 Centimeters per Second çok iyi iki ilkokul arkadaşının aileleri sonucu ayrılan hayatları üzerine bir dram.

Önemli Sinema Okullarının Öğrencileri'de IAF.4'de.
Fransız Esma, Alman Film Akademie, Çek Film School Zlin'in öğrencilerinin ve mezunlarının bir çok çalışmasının yanında. Türkiye'den Anadolu Üniversitesi Çizgi Film Bölümünün, Bilgi Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Kültür Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi'nin Görsel İletişim Bölümü öğrencilerinin çalışmaları'da festivalin öğrenci filmileri bölümde.

Reklam Camiasının En Yaratıcı Filmleri
Dünyaca ünlü animasyon stüdyolarından Amerikalı Sedelmaier,MK12, Lobo, Kanadalı Head Gear Animation'ın en son çalışmaları ve yaratıcı çalışmaları festivalde.

Güzel Müzik Güzel Video
Özellikle indie tarzında müzik yapan grupların indie video klipleri, dünyadaki video kliplerin en iyi örneklerini arasında.

Ücretler:
İstanbul Modern: Gösterim 1 YTL, Tüm Festival Bileti 5 YTL
garajistanbul: Ücretsiz

[GERGE]

Aksanat Kısa Film festivalinde bir sürü var bu hafta. Ücretsiz, gidin izleyin.

[nileppezdel]

Darkrider seninle aynı yaştayım ve aynı zevkleri paylaşıyorum bu konuda. Lion King inanılmaz bir filmdi. Beni ağlatan ilk ve tek çizgi filmdir. Ayrıca ağladığım 4-5 tane film var onlardan biri. Harika bir anlatım, çizimler, kurgu ve müzikler vardı.

Ondan sonrakileri de hep takip ettim. Pixar stüdyolarını Dreamworlse göre daha çok severim ayrıca :)

[Natanyal]

Hehe Pixar'da Brad Bird,John Lasseter gibi isimler, Disney'in büyük tecrübesi ve desteği var :)

Dreamworks'de çok gelişmiş işler yapıyor ama Pixar'in filmleri gibi değil,Pixar filmleri çok çok farklı.Herşeyden çok işlenen senaryo insanı etkiliyor.Cars ve Ratatuoille biraz klişe filmlerdi ama her seferinde gelişiyor filmler.

Ama ne bileyim yani Lion King cidden çok farklıydı ya,yerine göre gülerken yerine göre de ağlayabiliyorduk.Bunu yapan,bırak animasyonu normal film bile az...

Bu akşam Corpse Bride'i tekrar izleyeceğiz,son dönem animasyonlar arasında en iyilerinden tartışmasız.Seviyorum ulan animasyonu :)

[Cuce]

ıyı etmişsin guzel yazmışsında animasyon tarihi, disneyden cok öncesine gidiyo yanlış olmasın lütfen

[Natanyal]

Animasyon tarihi daha eskilere dayanıyor ama günümüz animasyon sinemasının babası Disney'dir bunu inkar edemeyiz.İlk uzun metrajlı animasyon filmi hatırladığım kadarıyla 1939 yılında Pamuk Prenses'di,ilk animasyon dizisi Micky Mouse,ilk renkli animasyon filmi çekende Disney'di.Disney olmasa belki bugün animasyon sineması adına hiçbir şey olmayacaktı,ya da en azından bu şekilde olmayacaktı.Onu geçtik Disney karakterlerinin birçoğu Hollywood'un klişe filmlerine bile esin kaynağı oldu,sadece Disney'de değil tabii birçok şirkette var işin içinde...

Bu yüzden ben bu tarihi Disney'le başlatmayı uygun gördüm,en azından bana göre böyle

[sir]

amerikanın pixar'ı varsa japonyanın tek bi adamı yeter bence: hayao miyazaki. spirited away-nausicaa-princess mononoke gibi biçok başyapıta imza atan bu kişi bence animasyon sineması dendiğinde ilk akla gelen şahıs olmalıdır, yaratıcılığı, üslubu, yeteneği..yani tartışma konusu bile olmayacak bi adam bence :)

[Lethious]

miziyaki'nin filmlerine ek olarak birde my neighbour totoro'yu ekleyebilirim. çok etkilemişti beni.

[Natanyal]

heh geçen gece Nightmare Before Christmas ve Corpse Bride'i izledik.Üstüne birkaç tane de kısa filmlerini izledik Tim Burton'un.Bu adam işi biliyor ya,reis animasyona devam etsin diyoruz hehe