Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Gabriel Batistuta


Holy

Öne çıkan mesajlar

Daha önce kaç futbolcu için konu açıldı bilmiyorum ama arama yaptığımda Batistuta ile ilgili bir konu bulamadım. Futbolu benim için güzel kılan en önemli sebeplerden biri, en sevdiğim futbolcu, bir golün ne kadar farklı yollara atılabileceğinin kanıtı, Arjantin milli takımının 56 gol ile en çok gol atan oyuncusu, oyunu kafasıyla oynayan oyuncular arasında benim için en büyüğü ve kendisi hakkında yazabileceğim sıfatların sonsuz olduğu bir adam.

Futbol aşkım 4 yaşındayken ilk mikasa futbol topum ile başladığında henüz aileden gelen Fenerbahçelilik dışında futbolda olup bitenlerden habersiz iken, televizyondan duyduğum bir isimdi yalnızca. Babam bir futbol programı izlerken duymuştum sanırım. Çok küçüktüm ve o zaman çok bir anlam ifade etmiyordu adının güzel olmasının dışında. 2-3 yıl geçtikten sonra futbol aşkımla sokaklara taşmaya başladığım yıllarda o coşkuyla herkesin kendine bir futbolcu bulması gerekiyordu. Herkes tuttuğu takımın oyuncularının oynadıkları mevkilere göre tek isim öğrenir ve hep onu kullanırdı. Batistuta'nın adı hafızamın derinliklerinde saklanmışken ben kimi zaman Boliç, kimi zaman Uche oluyordum mahalle maçlarında. Euro 96 turnuvasından sonra dünya futboluna yavaş yavaş ilgim artıyordu. Avrupadaki takımların oyuncularını biliyordum artık ve mahalle maçlarında Ronaldo, Klinsmann, Maldini oluyordum. Derken Fransa 98 geldi çattı. Artık tamamen bir futbol hastası olmuştum. Sene içinde okuldan arta kalan zamanımın çoğunluğu geçirdiğim sokaklardan eve kapanmama sebep olan turnuvayı gözlerimi kırpmadan her saniyesiyle takip ediyordum. 14 Haziran günü Arjantin-Japonya maçı için televizyon başındayım her zaman olduğu gibi. Kadroda adını gördüğümde hafızamda adı canlanıyor ve onu izlemek için sabırsızlanıyorum. Maçın başlama vuruşuyla birlikte sahada toptan çok Batistuta'da gözlerim ve 28. dakikada yerimden zıplamama sebep olan yine kendisi oluyor. Maçı Arjantin'e kazandıran golü 28. dakikada atıyor ve Arjantin turnuvadaki ilk maçında onun golü ile galibiyete ulaşıyor. Turnuva boyunca izledikçe aşık olunacak kadar güzel bir oyun sergiliyor Batigol. O kadar büyüyor ki içimde artık ben mahalle maçlarında sadece Batistuta oluyorum. Forvet, ortasaha, defans hatta kale hiç farketmiyor, ben hep Batistuta oluyorum. O turnuvadan sonra fırsat buldukça spor programlarında gollerini izleyebiliyorum sadece. Fiorentina formasıyla attığı gollerin hepsi birbirinden zekice, birbirinden güzel. 2001 yılında Roma ile ilk sezonunda şampiyonluğu tattığında Fenerbahçe şampiyon olmuş kadar seviniyorum. Yıllar geçtikçe ben artık onu daha fazla izleyebiliyorum diye sevinirken o yılların verdiği yorgunluğa biraz erken de olsa yavaş yavaş yenik düşmeye başlıyor. 2003 yılında, 34 yaşında futbolunun sonbaharını yaşamak için Katar'a transfer olurken onu artık izleyemeyecek olmak üzüyor en çok beni. Attığı o güzel golleri artık görememek, yaşayamamak koyuyor belki de. 2006 yılında Katar'da futbolculuk kariyerini sonlandırıyor. Bir jubilesini bile izleyemeden...

Umarım ki bir gün herhangi bir şekilde futbola geri döner.
Umarım ki onu, yeşil sahalarda attığı gollerin yanısıra, teknik direktör olarak kazandığı başarılar ile de görürüm.

Son olarak attığı gollerin güzel bir özetini koyuyorum ve dilerim ki bir gün onun kadar iyi bir forveti tekrar izleyebilirim.

http://www.youtube.com/watch?v=5pgWCXldwrM

[ Mesaj 27 Ağustos 2007, Pazartesi - 21:58 tarihinde, Holy tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 3 yıl sonra ...
Şansın küçükken Batistuta ismini duyman, şansızlığın ise onun kariyerinin son döneminde yakalayabilmen.

Sen Batistuta duydun ben Oman-Bıyık. bu golü ile tanımıştım. (Yazılarda Nijerya yazıyor ama yanlış onlar. Kamerun futbol tarihinin en büyük başarısı idi 90 dünya kupasında yaptıkları)

Ben nedense çok sevemedim Batistuta'yı. Belkide Arjantin'e hiç sempati duymadığımdandır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

çok aşırı bir fark da yok aslında, Yunanistan veya Mourinho tarzı aşırı kapalı savunmaları saymazsak. Onu italya faktörü egale ediyor. Bir de "total futbol" anlayışı var, herkes her görevi yaptığı için gol atmak forvetlere has değil artık. ;O yüzdfen forvet gol ortalamaları az da olsa biraz düştü, arkadan orta saha atnca forvet de kasmıyo kendini gol atmaya.

Eh, Batistuta'nın kariyerinin büyük kısmını da İtalya gibi 85 dk kapanıp 5 dk atak yapılan bir ligde geçirdiği düşünülürse daha bile değerli oluyor golleri.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...