Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Anayasada Atatürk ilke ve inkılaplarına gerek yok


Apache

Öne çıkan mesajlar

YÖK kaldırılırsa büyük şehirlerdeki üniversitelerin özerkliği açısından olumlu bir adım olur ama taşradaki üniversiteler için tam tersi etkiye yol açar; gerici odakların yuvaları olur bu üniversiteler.

Ayrıca Üniversitelerarası kurulun yetkilerinin arttırılması da olumsuz sonuçlar doğuracaktır tahminen. Bir eğitim kurumundan ziayde ticarethane olan vakıf üniversitelerinin karar mekanizmalarında güçlenmesi devlet üniversitelerinin ve kamunun aleyhine olacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Köşk yetkisine tırpan:

başkanlık sistemine geçilmesini istiyorum ben zaten. daha akp ortaya çıkmadan önce bu görüşteydim.

YAŞ'a yargı denetimi:

diğer ülkelerdeki uygulamalarına bakmak lazım, net fikrim yok ama gerekli değil bence.

HSYK'da bakan olmayacak:

mantıklı.

YÖK kalkıyor:

geç bile kalındı.

Hak ve özgürlüklere AB standardı:

beğendim bunu özellikle, çok isabetli bir tercih.

Anayasa Mahkemesi'ne dokunulacak:

e zaten meclisin seçtiği cumhurbaşkanı karışabiliyorsa meclisin kendisi karışmış çok birşey farketmez. ama meclis de karışmasa en doğrusu tabii.

MGK anayasa dışına:

oh be nihayet, tez zamanda kalksın hatta tümden.

Zorunlu din dersi kalkıyor mu?:

işte mevcut anayasanın gayet gereksiz bölümlerinden biri, doğrusu bu. hangi ders okutulacak ne alakası var anayasa ile?

genel olarak olumlu buldum anayasa mahkemesi üye seçimi dışında. inşallah yapabilirler iyi kötü bir sivil anayasa.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

http://www.internethaber.com/author_article_detail.php?id=5826

[spo]Günlerdir Zafer Üskül"ü ve AKP sözcülerini izliyorum. Anayasa"da gerçekten demokratik bir açılım mı yapmayı amaçlıyorlar, yoksa Anayasa değişikliği bahanesiyle yeni bir krizi mi tetikliyorlar, kuşkuluyum.



Diyorlar ki, “Anayasa"da Atatürk milliyetçiliğine, ilke ve devrimlerine yer vermeye gerek yoktur. Bunları değiştirelim ve Anayasayı Kemalist ideolojiden arındıralım.”

İyi hoş da bizim Anayasamızda, bırakın ideolojik anlamda bir “Kemalist devlet” tanımlamasını, "Kemalizm”in adı dahi geçmiyor. Başlangıcı ile 2., 42. ve 58. maddelerinde "Atatürk milliyetçiliği" ile "Atatürk ilke ve inkılapları" atıfları yapılıyor.


Peki, adı geçmese de bu atıflar “Kemalizmin ideolojik kalıntıları” olarak nitelenebilir mi?

Dilin kemiği yok. “Ben söylersem olur” diyenler çıkabilir. Ancak bu doğru olmaz. Bilgi temelinde de haklılık kazanmaz..

* * *


“Kemalizm” ve “Kemalist” sözcükleri, Kurtuluş Savaşı sırasında işgal devletleri ve yerli işbirlikçileri tarafından Atatürk ve silah arkadaşlarını tanımlamak için kullanılmıştır.

Bir görüşe göre “Kemalizm” 1935 yılında “CHP"nin altı oku” ile ideolojik bir anlam kazanmış ve “altı ok” 1937 yılında da Anayasaya girmiştir. Tek parti zamanında “parti-devlet özdeşliği” böylece tanımlanmıştır.

Bu geçmişte kalmış bir olaydır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında çok partili yaşama geçilince “altı ok” ile simgelenen ilkeler Anayasadan ayıklanmıştır.

Günümüz Anayasası altı okun sadece iki ilkesine, milliyetçiliğe ve laikliğe yer veriliyor. 2. maddede Türkiye Cumhuriyeti"nin nitelikleri, “Atatürk milliyetçiliğine bağlı... demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti” olarak tanımlanıyor.

AKP sözcüleri, “Bizim 2. maddeyle bir sorunumuz yok. Sorunumuz diğer maddelerdeki "Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları" atıflarıyla” diyorlar. Ancak inandırıcı değiller.

Anayasayı okumak zahmetine katlananlar açıkça görecektir.. “Başlangıç bölümü ile 42 ve 58. maddelerdeki “Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları” atıfları 2. madde doğrultusundadır. Cumhuriyetin “demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” olma özelliğiyle ilgilidir.

Anayasada Atatürk"ün adının üzerinden ideolojik bir dayatma yapıldığı iddiasının maddi bir dayanağı yoktur. Yapılan, dünyanın her demokratik Anayasasında olduğu gibi Türkiye"de de “kurtuluş ve kuruluş felsefesinin” vurgulanmasıdır. Bundan da hiç bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşının rahatsız olmaması gerekir.

* * *

“Atatürk milliyetçiliği” ve “laiklik” konusundaki itirazlara gelince..

“Atatürk milliyetçiliği” için yapılan “ırkçı bir vurgu” itirazı, yersiz ve haksız bir zorlamadır.

Atatürk"ün belirlediği milliyetçilik anlayışı, bizi birbirimizden ayıran etnik köken, din ya da mezhep farklılıklarına dayanmaz. Bunların yerine bizi birbirimizle birleştiren Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığı bilincini esas alır.

“Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk ulusu denir” tanımlamasını anımsayın.. Bu bir ırk üstünlüğünün ifadesi değildir. Tam aksine, “Türkiye halkı” vurgusuyla ülkenin bütün etnik yapılarını birarada kucaklayan çağdaş bir ulus anlayışını yansıtmaktadır.

Laiklik konusundaki itirazlar da, aynen “Atatürk milliyetçiliği” konusundaki itirazlar gibi fazlasıyla zorlamadır. Nitekim bu konuda her kim ne söylerse söylesin, kimse laikliğin demokratik ve sosyal hukuk devleti olmanın olmazsa olmaz koşulu olduğunu yadsımamaktadır.

* * *

Kimse kusura bakmasın.. Anayasada yer almadığı halde Kemalist ideolojiyle başlatılan bu kavga bana Don Kişot"un yeldeğirmenlerle olan savaşını anımsatıyor. Bir de sevgili Uğur Mumcu"nun “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak” sözünü..

Ne dersiniz, anayasa konusunda başlatılan bilgi temelinden yoksun bu hayali tartışmayla kim neyi amaçlıyor olabilir? Türkiye"ye ikinci bir Anayasa krizi yaşatmanın kime nasıl bir yararı bulunabilir?

Türkiye"ye ve Türk insanına hiç bir yararı olmayacağı kesindir..[/spo]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...