Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Ben demokrat değil cumhuriyetçiyim!.


fedaykin

Öne çıkan mesajlar

Ben demokrat değil, cumhuriyetçiyim.. Bu ikisi arasında akla kara kadar büyük bir fark var, insanlar pek farkında değil.. Bu iki terim çoğu zaman birlikte kullanıldıkları için..

Demokrat için "Halkın sesi hakkın sesidir.. " Son zamanlarda ''..hakkın" derken, ''H''yi büyük de yazar olduk.. "Hakkın sesi" diye..

Yani, halkın oyunu alanlar, onun adına her şeyi yapma hakkına sahiplerdir. Ama her şeyi..

Halkın oyu nasıl alınır, orası karışık, tarih boyu.. Dünyayı geçin.. Türk demokrasi tarihi yığınla değişik sistemde aldı, halkın oyunu..

Babamı Meclis'e sokan Milli Bakiye Sistemi'nde, ziyan olan tek oy yoktu, baraj falan hak getire.. Ülke genelinde, bir, tek bir milletvekili çıkaracak oyu aldın mı, Meclis'e bir temsilci sokardın. Şimdi bir ilde bütün oyları alsan, ülke genelinde yüzde 9.9 ise toplam oyların seçilemezsin.

Bugün Milli Bakiye Sistemi olsa, AKP'nin milletvekili sayısı 353 değil, 190 olacaktı. Bırakın tek başına ülke yönetmeyi, karşısındaki laik koalisyon yüzünden iktidar bile olamayacaktı. Nasıl "Halkın sesi, halkın seçimi" oluyor o zaman AKP'nin, daha doğrusu tek başına onun liderinin kararı?..

Seçim sisteminde baraj yüzde 10.. Niye?.. Yüzde 20 de olabilirdi. Sınır yok ki.. Çıkar yasayı olsun.. O zaman da AKP 550 milletvekili sokardı Meclis'e.. Yüzde 100.. Anayasayı değil, babayasayı bile değiştirme gücü ile..
Yaptığı her şey de demokratik olurdu. Halkın oyu ile geldikleri için..

Diyeceksiniz ki, yüzde 24, yüzde 35 oylar halkın sesi olur mu?.. Halkın gücü olur mu?..

Hitler yüzde 10 oyla iktidara geldi. Sonunu biliyorsunuz..
Şimdi bakın..

Türk Anayasasının ilk dört maddesi aynen şöyle..

"1 . Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

2 . Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milldayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

3 . Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millmarşı 'İstiklal Marşı'dır. Başkenti Ankara'dır.

4 . Anayasanın 1'inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2'nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3'üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez."
Şimdi dördüncü maddeye dikkat..

İşte bu dördüncü madde cumhuriyetçi ile demokratı ayırır.
Demokrat için, halk istedi mi, değiştirilmeyecek şey yoktur, olamaz.. Halk istiyorsa, imparatorluk da geri gelir, hilafet de.. Ülke eyaletlere bölünür istenirse, iç işlerinde serbest.. Bu eyaletler kendi anadillerini belirleyebilir, kendi yargı düzenlerini bile seçebilirler.. İsterlerse Medeni Kanun, isterlerse Mecelle.. İsterlerse Ceza Kanunu, isterlerse şeriat.. Daha aklınıza ne gelirse..

Cumhuriyetçi için ise, halkın sesi, her yerde hakkın sesi değildir. Bazı şeylerden, çoğunluk öyle istiyor diye vazgeçilmez, geçilemez.. Bu bazı şeyler, Cumhuriyetin Anayasasında "Değiştirilmeleri teklif dahi edilemez" diye geçer.. Yani Türkiye Cumhuriyeti'nin üniterlikten vaz geçmesi, dilinin Türkçe dışında olması, bu devlet yıkılmadığı sürece mümkün değildir. Atatürk Milliyetçiliğinden, laiklikten vazgeçilmesi söz konusu edilemez. O laikliğin tarifi de, Anayasa'nın giriş bölümünde aynen şöyle anlatılmıştır..
"..laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı.. "
Cumhuriyetçi, Meclisin yüzde 100'ü de oylasa, hiçbir siyasal gücün bu ilkeleri değiştirmesini kabul etmez. "Halk isterse.. " demez.

Ben Cumhuriyetçiyim..

Demokratlarla farkım da burada..

Medyada sayımız az.. En hızlı Cumhuriyetçiler bile, giderek artan hızla demokratlaşıyorlar nedense..

Ama halkın içinde sayımızda azalma yok.. Kriz anlarında parti, siyasal düşünce farkına bakmadan, nasıl kenetlenip, nasıl bir araya geldiğimizi, 14 Nisan mitingi gösterdi..

Sivil Toplum Örgütlerinin büyük bölümü cumhuriyetçi..

Ordu, sapına kadar cumhuriyetçi..

Üniversiteler, cumhuriyetçi..

Yargı, cumhuriyetçi..

Daha ne olsun!..


Hıncal Uluç
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Cumhuriyetçi için ise, halkın sesi, her yerde hakkın sesi değildir."

Kimin sesi hakkın sesi peki?
Cumhuriyetçilerin mi?

Nefret ediyorum şu kibirinizden yeter artık.


yani sana göre halkın %25 i cumhuriyeti , laikliği , atatürk devrimlerini istemiyosa ; şeriat düzeni iran gibi islam ülkesi istiyosa bu ilkeler değişmelimidir ?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Genel Yönetici
Hıncal Uluç'un söylediği sistem , devleti insanların üzerine koyar ; insanların kendi yaşamları hakkında doğru kararlar veremeyeceklerini söyleyerek Machiavellian bir ütopya yaratmaya çalışır.

Ben ne demokratım ne cumhuriyetçiyim , anarşistim ; peki neden anarşistim? Çünkü ; insanların kendi başlarına ya da bir topluluk içinde tek başlarına , özgürce yaşayabileceklerine inanıyorum.

Cumhuyetçilerin kabul ettirmeye çalıştığı genel ahlak yasalarının yalanlığına ; hatta ahlağın toptan bir şaçmalık olduğuna inanıyorum. Genel doğrular sadece kötüyü çağırır , ordunun kurulmasını sağlar.Ordu ise birsürü gerizekalının eline silah verip birsürü masumu öldürmelerini söyleyen ; erkeklik , cesaret , kahramanlık ya da disiplinle hiç bir ilgisi olmayan - en büyük korkuların cismi halidir.

Demokratların , toplumun içinden çıkan en baskın ses doğrudur savını duyduğum da ise ürperiyorum. Toplumlar değişime karşı çıkıp ; özgürlüğü ve sanatı dışlayarak yokederler.

Cumhuriyetçilerin sembolü ölümdür.
Demokratların ki post-modern sıradanlık,
Anarşistlerin ki ise sanat.

Hangisinin daha iyi olduğuna siz karar verin.

[ Mesaj 25 Nisan 2007, Çarşamba - 14:38 tarihinde, GERGE tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sasirdim hicnal uluctan boyle bir yazi gordugume

ha kisisel dusuncem turkiyede hicbir olguyu kati kurallarla ayiramiyacagimzi yonundedir
turkiye ozel bir ulke ve yurtdisindan ozenilmeden kendine has yonetilmesi gerekir
tipki toprakalrimizin asya ve avrupa arasinda kaldigi gibi ulkemizde yasalarimizda halkimizda iki arada kalmistir

iki taraftan birine kaymadan ortasini bulmamiz lazim
o yuzden kemalizm turkiye ye has sadece turkiyede ise yarayabilicek bir dusunce sistemidir
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Hıncal Uluç'un söylediği sistem , devleti insanların üzerine koyar ; insanların kendi yaşamları hakkında doğru kararlar veremeyeceklerini söyleyerek Machiavellian bir ütopya yaratmaya çalışır.

Ben ne demokratım ne cumhuriyetçiyim , anarşistim ; peki neden anarşistim? Çünkü ; insanların kendi başlarına ya da bir topluluk içinde tek başlarına , özgürce yaşayabileceklerine inanıyorum.

Cumhuyetçilerin kabul ettirmeye çalıştığı genel ahlak yasalarının yalanlığına ; hatta ahlağın toptan bir şaçmalık olduğuna inanıyorum. Genel doğrular sadece kötüyü çağırır , ordunun kurulmasını sağlar.Ordu ise birsürü gerizekalının eline silah verip birsürü masumu öldürmelerini söyleyen ; erkeklik , cesaret , kahramanlık ya da disiplinle hiç bir ilgisi olmayan - en büyük korkuların cismi halidir.

Demokratların , toplumun içinden çıkan en baskın ses doğrudur savını duyduğum da ise ürperiyorum. Toplumlar değişime karşı çıkıp ; özgürlüğü ve sanatı dışlayarak yokederler.

Cumhuriyetçilerin sembolü ölümdür.
Demokratların ki post-modern sıradanlık,
Anarşistlerin ki ise sanat.

Hangisinin daha iyi olduğuna siz karar verin.


evet ordular bir suru gerizekalinin eline silah verip oraya buraya ates etmesini saglar, tipki kurtulus savasinda emperyalizme verdigimiz savas gibi di mi?

farkli olmak isteyebilirsin anlarim fakat ezbere konusmayalim

demokrasiyi sevmiyorum cunku bir universite mezunu insan ile okuma-yazma bilmeyen insanin verdigi oy esit sayiliyor buda bizim gibi egitim duzeyi dusuk ulkelerde karin agrisi yaratiyor.ama bundan daha iyisi gelene kadar boyle idare edicez, daha iyisi daha cikmadi :)

hincal ulucun yazisi cok guzel hakkikaten, galatasarayli diye pek sevmem ama :P
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

demokrasinin düzgün işleyebilmesi için bir kere milletin adaletli temsil edilmesi gerekmektedir. cogunlugu ele gecirenin diger kesimi tamamen görmezden gelip kendi yandaslarını öne cıkaracak kararlar almak yerine, toplumu kucaklayacak bir tavır içinde olması gerekir.

demokrasi cogunlugu ele geçirenin ülkeyi babasının çiftligi gibi yönettigi, ben yaptım oldu mantıgıyla hareket etmek degildir. kaldı ki cogunlugun nasıl elde edildigine bakarsanız, milletin adaletli olarak temsil edilmedigi de ortadadır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...