Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Heroes


SoulCube

Öne çıkan mesajlar

heroes'da o kadar mantık aramıyorum. yani claire niye ölmez, carttır curttur umrumda değil de..

"zamanda yolculuk" kavramı her hikayede kotarılması zor ve sorunludur zaten. heroes'da da çakıyor..

yani şu güçlerin yanında, zamanda yolculuk, teleportation ve zamanı durdurma harbiden de godsend bir hadise.. hatta godlike.. ama hiro (saçma biçimde) o kadar küçük düşünüyor ki. hiro ölsün, bir şey olsun ve ayrılsın diziden. bu hikayeden çıkmalı bence. zira gücünü olması gerektiği gibi kullansa hikaye akışı aptal eder izleyenleri zaten, takip edilmez. kullanmayınca da çok saçma oluyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

lostu nasıl bıraktınız abicim? sezon arası o sezon arası asdkasdk
hiro ya
traveler in time şarkısını yolluyorum
@vanilya


Alternatif Heroes finalidir. Kendi hikayemden bir kahramanı sokacağım finale ama ismini vermiyorum sadece efendi diyeceğim.

Efendi uzun süredir yalnızdı. Artık yolculuk için hevesi kalmamıştı. Bu değersiz dünyada değersiz insanlarla yaşamak zorundaydı. Onun ardından yokluğa dönüşmeyi düşünmüştü ama aklı bu adımı atmasına mani oldu. Duygularına yenilmeyecek ve bir gün tekrardan yolculuğa çıkacaktı. Görmesi gereken çok şey vardı, koca evrende gidilecek sonsuz zaman ve mekan onu bekliyordu. Önce yapması gereken bir şey vardı. Hep yaptığı gibi kötülüğe dur demeli dokunduğu diyara düzeni getirmeliydi. O feci olaydan sonra kaos içindeki dünyaya baktı. İnsanlar kimin tarafından izlenildiklerinin farkına varmadan pislik içinde yaşıyordu. Değersiz insanlar...

Ondan neyi aldıklarını bilmeden yaşıyorlardı. Işığı gitmişti ve o tekrardan yalnızdı. Tıpkı eski günlerdeki gibi. Belki yeni bir ışık kaynağı bulabilirdi, bunu bilemezdi. Geleceği görmek tehlikeliydi. O asla geleceğe bakmazdı. Çünkü orada göreceği sadece bir alternatif sondu. O sona etki yapmaya çalışırsa tüm evren yıkıma uğrayabilirdi. Zaten böyle bir şeyi hiç denememişti. Zaman ve mekan üzerine uğraşmak büyük enerji gerektiriyordu. Bir bağ oluşturmak bile onu yok olma noktasına getirebilirken tüm zamanı değiştirmeye çalışmak... çılgınlıktı.

Dünya adı verilmiş bu gezegende kahramanların olduğunu duymuştu. Onlardan bir kaçıyla karşılaşmıştı ama onu fark etmemişlerdi. Kendi hisleri için iyeler ve kötüler sürekli savaşıyor dünyaya ve insanlarına zarar veriyorlardı. Onlar düzeni tekrardan kurması için bir araç olabilirlerdi...

İçlerinde birisi vardı. Sylar... Kötülüğünü yaşadıklarına bağlayıp sorumluluktan kaçan küçük bir çocuk. Yaptığı seçimlerin sorumluluğunu almasının zamanı gelmişti. Efendi onun yanına gitti önce sadece sesi duyuldu.

-Artık değişmenin vakti geldi.
Ses Syların kafasında yankılanıyordu, çığlık atarak etrafına saldırdı. Attığı şimşeklerden birisi efendiye geldi ve onu doğruca geçti. Sylar yeni bir rakip kazanmıştı. Yeni özellikler kazanmanın arzusuyla gülümseyerek sordu.
-Sende kimsin?
-Senin efendinim.
Bunca yıldan sonra hala birileri onu kullanmaya çalışıyordu. Aptallar hep aptaldı!
-Kimse benim efendim değil! Sen hiç değilsin!
Efendinin üzerinde psişik güçlerini kullanmaya çalıştı. Başarısız olunca gücüyle onu ittirmeye bedenini kırıp geçirmeye... tekrardan başarısız olunca kızgınlıkla yeni bir şimşek fırlattı. Bu sefer tüm gücüyle saldırmıştı.

Efendi şimşeği parmağıyla emdi.
-Tüm yapabileceğin bu mu? Bana bunla mı saldırıyorsun?
Sylara okkalı bir şimşek yolladı. Bedeni çarpmanın etkisiyle sarsıldı, vücudundan dışarı çıkamayan akım sylar'ın bacak arasını patlatarak yere aktı. Bu çok acıtmış olmalıydı...(oww)
Efendinin sesi beyninde tekrardan yankılandı:
-Kendinden büyük güçlerle savaşmamalısın. Ya efendiliğimi kabul et ya da öl! Dünyada bundan böyle senin gibi kötülere yer yok!
Sylar'ın vücudu yavaş yavaş iyileşiyordu. "Öl" sözü onu güldürdü.
-Ben ölümsüzüm!
-Yaşayan her şey ölümlüdür. O halde sende ölümlüsün!
-Beni öldürmeyi denedin ve başarısız oldun.
-Huh? O sadece ufak bir dersti. Söyle bakalım neden ölümsüz olduğunu düşünüyorsun?
Efendi Sylar'ın üzerine doğru yürümeye başladı. Elini tutarak onu kaldırdı.
-Ya canlısındır ya ölü. Bana ölü gibi gözükmüyorsun ama belki onlardan biri olmak istersin.
Sana bir şey söyleyeyim çocuğum; yaşayan her şey bir gün mutlaka ölür. Sende ölümlüsün ve bunu sana kanıtlayacağım.
Efendinin gözlerinden bir ışık çıkmaya başladı. Vücudu da aynı renkte parıldıyordu. Syların tuttuğu eli bırakmamıştı. Işık onun vücuduna geçmeye başladı.
-Hücrelerinin yenilenmesi seni aldatmasın. Onlar ölebilir ya da atomlarına ayrılabilir, atomlar parçacıklara bölünebilir ve o parçacıklarda bölünebilir.
Işık vücudunda ilerlemeye başladı, geçtiği kısımları tamamen yok ediyordu ve Sylar bu yaraları iyileştiremiyordu. Acısı o kadar derindi ki bayıldı ama efendi onu ayık tuttu.
-İşte bu hissettiğinin adı ölümdür. Senin masumlara yaşattığın bu. Onları çürüyen cesetler olarak bıraktın ama ben seni bırakmayacağım!
-Lütfen affet
-Kes ulannnnnn!!
ve sylar evrenle bir oldu. Yok olup gitti :D



Öldürdüm böyle. Kısa kestim :P
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Jahrein said:

son bölümü ben de izledim.
artık izleyen yok zaten spoiler da sayılmaz ama bug oldu sölicem

peter bi kişinin güçlerini kapattı o adam shapeshift yaptı. ayıp ya yeter


peter, "iyileşmene izin veririm" falan diyor arada.. hatta sylar da "tek taraflı bir anlaşma bu" gibisinden bir şeyler söylüyor. yani peter, istediği güce izin veriyor gibi bir durum var orada.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 hafta sonra ...
Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...