Natanyal Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 Dünyayı bekleyen yeni bir tehlike: Çin'de 120 milyon erkek fazlası var... ULTRASONUN YAYGINLAŞMASINDAN SONRA BAZI ASYA ÜLKELERİNDE ERKEK ÇOCUK SAYISINDA PATLAMA YAŞANDI. ÇİN VE HİNDİSTAN'TA HER 100 KIZA KARŞI 120 ERKEK ÇOCUK DÜNYAYA GELİYOR. VE BU DURUMU DÜZELTMEK İÇİN HİÇBİR GİRİŞİM YOK: İHA - Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Nüfus Fonu'nun araştırmasına göre, özellikle Çin, Hindistan ve Singapur gibi bazı Asya ülkelerinde, bebeğin cinsiyetinin belirlenmesine imkan veren ultrason cihazının kullanımının yaygınlaşmasından sonra dünyaya gelen erkek çocuk sayısında patlama yaşandı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a göre, Türkiye'de böyle bir tehlike yok. Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Fonu'nun yaptığı bir araştırma, 1980'li yılların başında icat edilen ve anne karnındaki bebeğin cinsiyetinin belirlenmesine imkan veren ultrason cihazının tüm dünyada kullanımının yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan bir tehlikeyi ortaya koydu. Ultrason cihazının kullanımıyla özellikle bazı Uzakdoğu ve Güney Asya ülkelerinde erkek çocuk dünyaya getirme modası yayılmaya başladı. Çin, Tayvan, Singapur, Hindistan, Güney Kore gibi ülkelerde bazı ailelerin, ultrason cihazındaki cinsiyet tespitinden sonra kız çocukları aldırdıkları belirlendi. Bu yöntemin, önümüzdeki yıllarda sosyal patlamalara neden olabileceğine dikkat çekildi. Araştırmaya göre, Çin'de 100 kız çocuğa karşı 120 erkek dünyaya gelirken, Tayvan'da 100 kıza karşı 119 erkek çocuk, Singapur'da 100 kız çocuğa karşı 118 erkek çocuk, Güney Kore'de 100 kız çocuğa karşı 112 erkek çocuk, Hindistan'da 100 kız çocuğa karşı 120 erkek çocuk dünyaya geliyor. Ultrasonun yaygınlaşmasından önce ise Çin'de 100 kız çocuğa karşı 105 erkek çocuğun doğduğu bildirildi. Bu ülkelerin gelir seviyesi yüksek bölgelerinde uygulamanın daha sık görüldüğü de belirlendi. Bu dengesizliğin önüne geçilemediği takdirde ileriki yıllarda milyonlarca genç erkeğin evlenecek kadın bulamayacağı ve bunun krizlere neden olacağı bildirilirken, evlenemeyen erkeklerin organize eylemlere ve illegal faaliyetlere yönelebileceklerine dikkat çekildi. Türkiye'de normal kabul edilen değerin 104 kız çocuğuna karşılık 107 erkek çocuk olduğu, buna karşın günümüzde ortaya çıkan oranın ise 100 kıza karşılık 106 erkek olduğu belirtildi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye'de dünyaya getirilen kız ve erkek çocuk sayılarının birbirine yakın olduğunu belirterek, bu konuda bir risk bulunmadığını söyledi. Jinekoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş ise Türkiye'de yasal kürtaj süresinin 10 hafta olduğuna, bebeğin cinsiyetinin ise 13-14. haftalarda belli olduğuna dikkat çekerek, bu nedenle cinsiyete göre bebeğin aldırılmasının mümkün olmadığını açıkladı. Bazı ülkelerde, kürtaj süresinin aşıldığı dönemlerde hamile kadınlara, karnından sıvı alınarak düşük yaptırılabildiğini anlatan Tıraş, Türkiye'de hiçbir doktorun böyle yasal olmayan bir yola başvuracağına inanmadığını söyledi. (25 Mart 2006 Cumartesi) ARŞİV HABERİ... ARŞİV HABERİ... ARŞİV HABERİ... HABER KONUSUYLA İLGİLİ DAHA AYRINLI BİLGİ İÇERMESİ AÇISINDAN 2004'TE HÜRRİYET GAZETESİNDE YAYINLANAN ALTTAKİ HABERİ DE İLGİNİZE SUNUYORUZ Kadınsız Bir Dünya? BM Dünya Nüfus Fonu 1990’larda ‘kayıp kadın’ kavramını ortaya atmıştı. Bugün Çin’de kadın-erkek nüfusu dengesizliği ‘kayıp cinsiyet’ kavramına yol açabilir mi? Hürriyet’ten Ayşen Gür’ün araştırması. Çin’in en güneyindeki Hainan Adası için söylenen bir söz var: Evler erkek çocuklarla, yetimhaneler kız çocuklarla dolu. Çünkü Hainan Adası’nda erkek çocuklar kızlardan kat kat değerli. Zaten Hainan, Guangdong eyaleti ve Guangxi Zhuang Özerk Bölgesi ile birlikte, Çin’de yeni doğan erkek çocukların kızlara oranının en yüksek olduğu bölgeler. Buralarda dünyaya gelen her 100 kıza karşılık 140, hatta bazı yerlerde 150, 160 erkek doğuyor. Nasıl oluyor bu? Aslında normal olanı, her 100 kıza karşılık 104, bilemediniz 107 erkek çocuğun dünyaya gelmesi. Zaten 1980’de Çin’de de geçerli olan oran buna yakın. Ama o tarihten sonra iki değişim oluyor. Birincisi, Çin Komünist Partisi, nüfus artışını engellemek için ‘Tek Çocuk’ politikasını ilan ediyor, kürtaj günlük olay haline geliyor. İkincisi, tıp teknolojisi gelişiyor, ultrason yöntemiyle doğacak çocuğun cinsiyeti anlaşılabiliyor. Ve kadınların sağlığına, mutluluğuna katkıda bulunacağına inanılan bu gelişme, dünyanın en ‘maço’ ülkelerinden biri olan Çin’de, kadınların aleyhine dönüyor: Tek çocuklarının erkek olmasını isteyen çiftler, kız çocuklarını daha doğmadan ortadan kaldırıyor. 1990’da yeni doğan kız çocuğa karşı erkek çocuk oranı 111’e, 2000’de 117’ye tırmanıyor. Tüm ülkede 9 yaşının altındaki erkekler, kızlardan 12 milyon 700 bin daha fazla. Gelecek için yazılan senaryolar, bu durumun, erkekleri de mahvedeceğini gösteriyor. Çünkü, 2020’de bütün bu çocuklar büyüyecek ve ülkede kadınsız 40-50 milyon genç erkek ortaya çıkacak. Bu durumda kadınların nadir bulunduğu için değer kazanacağını da sanmayın. Aksine kadınların hayatı iyice kararacak. Fuhuş ve kadın ticareti artacak, çünkü bir kadının birden fazla erkeğe ‘hizmet etmesi’ gerekecek, kendisine eş bulamayan erkekler arasında rekabet, ciddi karışıklıklara, klan savaşlarına, kentlerde asayişin ortadan kalkmasına yol açacak. Eskiden Çinlilerin kız çocuklarını doğar doğmaz öldürüp gömdüğü söylenirdi. Tabii bu bir klişe, ama her klişe gibi doğru bir yanı da var. Çin’de kız çocuklara değer verilmemesinin sebebi, aynı koşullarda yaşayan başka ülkelerdekiyle aynı. Bir yanda hálá yaşayan geleneklere göre aileyi sonsuza kadar sürdürme görevi erkeğe ait. Öbür yanda, bir balıkçı kasabasında ya da bir pirinç köyünde oğul sahibi olmak, evlenip başka bir aileye ücretsiz işçi olarak gidecek bir kız ana babası olmaktan daha iyi. Her yıl 100 kıza karşılık 141 erkeğin doğduğu Hainan Adası’ndaki Taiping köyünde meydanda toplanan kadınlar, Amerikalı gazeteci Tim Johnson’la sohbet ediyorlar. Konu açılınca hepsi kıkır kıkır gülüyor. Aslında ideali, bir erkek bir de kız çocuk, diyorlar. Ama erkek şart. Wang Xixiao açık konuşuyor: “Eğer şartların elverirse, kız da yaparsın. Yoksa kürtaj olursun.” İşte Çin’deki kayıp kadın nüfusun temelindeki mekanizma bu: Kızsa, kürtaj yaptırırsın. Bir felakete doğru giden bu gelişme, 1980’de, Çin lideri Hua Guofeng’in Tek Çocuk politikasını ilan etmesiyle başladı. Hedef, 20. yüzyıl sonunda Çin nüfusunun 1.2 milyarı aşmamasıydı. Tek Çocuk, Çin Komünist Partisi’nin ilk yıllarda saplantılı bir şekilde dayattığı milli politika oldu. Kürtaj, bu politikanın temel yöntemi olarak kolay ve ucuz hale getirildi. Kimsenin aklına, Tek Çocuk politikasının, erkek egemen geleneğin emrine gireceği gelmemişti. Zaten Parti, bir süre sonra geleneğe boyun eğdi ve 1984’te ilk çocuğu kız olan köylüler için istisnalar getirildi. Ama o sıralarda ortaya bir başka sorun çıkmıştı. Tıp teknolojisi gelişmiş, ultrason yöntemi Çin’de yaygınlaşmıştı. Doğacak çocuğun sağlık durumunu görmek için geliştirilen bu tetkik, kısa sürede ‘kız mı oğlan mı’ testine dönüştü. Eğer sonuç kız çıkarsa, çare kürtajda aranıyordu. Böylece, 1982’de üçüncü genel nüfus sayımında cinsiyet oranı 108.5 iken, 1990’daki dördüncü sayımda 111.3’e, 2000’deki beşinci sayımda 116.86’ya çıktı. Bu rakamların ne anlama geldiğini anlamak için ABD ile bir karşılaştırma yapalım: Eğer Çin’deki kadın-erkek oranı, bu 20 yılda ABD’dekiyle aynı olsaydı, Çin’de bugün kadınların erkeklerden 28 milyon daha fazla olması gerekirdi. Oysa Çin’de 36 milyon daha fazla erkek var. Yani Çin’de 64 milyon kadın kayıp. 1990 sayımından sonra Çin, kayıp kadın nüfusun gelecek için büyük bir tehdit oluşturduğunu fark etti. Parti yöneticileri, kız-erkek oranının normalin dışına çıktığı her bölgede, şehir şehir yeni hedefler belirledi. Örneğin her 100 kıza karşılık 141 erkeğin doğduğu Yongxing kentinde önümüzdeki yıllar için ulaşılacak yeni oran belli: 128’e inilecek, in! Peki bu hedefe nasıl ulaşılacak? Parti, 1992’de doktorların ultrason tetkiklerinde anne babaya çocuğun cinsiyetini açıklamasını yasakladı. Yasak koymak ve hedef saptamak, Çin’de büyük kampanyaların ortak özelliği. Ancak, başarıya ulaşmaya yetmiyor çünkü insanlar yasakların etrafından dönmenin bir yolunu buluyorlar. Rüşvet karşılığı doktorlar, ultrasona giren kadınlara çocuğunun cinsiyetini açıklamanın yöntemlerini geliştiriyor. Ulusal Aile Planlaması Komisyonu Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Li Weixiong, gerçek hayatta olan biteni kısaca özetliyor: “Doktor size bir şey söylemiyor. Sadece işaret ediyor. Mesela sağ elini kaldırıyor.” Doktorlara verilen ceza şu ana kadar 30 doların altındaydı. Çünkü bir yandan da nüfus artışını kontrol etmek zorunda olan hükümet, kürtajdan vazgeçmek istemiyordu. Ancak geçen yıl, kayıp kadın nüfus Çin’i ciddi olarak düşündürmeye başladı. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun Çin’deki temsilcisi Siri Tellier şöyle diyor: “Son bir iki yılda, galiba Çin hükümeti sayım sonuçlarına gerçekten bakmaya başladı ve haa, ortada bir problem var, dedi.” Nitekim geçen yıl hükümet, nüfus dengesinin bozulduğu bölgelerde daha sert cezalara başvurmaya, cinsiyet ayrımcı kürtajların yapıldığı bazı hastaneleri kapatmak gibi dikkat çekici önlemler almaya başladı. Çin’i 20 yıl sonra bekleyen gelecek BM Nüfus Fonu raporlarından birinde kuru cümlelerle anlatılıyor: “Yeni doğan çocukların cinsiyet oranındaki dengesizlik, uzun vadede evlenme yaşı grubunda erkek-kadın nüfusu arasında büyük oransızlığa yol açacak, bu durum erkek nüfusunda sert evlilik rekabetine neden olacak, kız kaçırma olayları ve kadın ticareti artacak, aile ilişkilerinde istikrarsızlık doğacak, toplumun gelişimini tehdit eden sağlıksız sonuçlar ortaya çıkacak.” Bu cümleleri okuyup da yirmi yıl sonra 40-50 milyon kadınsız genç erkeğin neler yapabileceğini hayal etmek, iyi bir yazara tüyler ürpertici bir karşı ütopya yazdırdı bile. Arap asıllı Fransız yazar Amin Maalouf, erkek çocuk saplantısının nelere yol açabileceğini ‘Beatrice’ten Sonra Birinci Yüzyıl’ adlı romanında anlattı. Romanda, doğacak çocukların erkek olmasını sağlayabilecek bir ilaç bulunuyor. Önce herkes çok seviniyor. Ama bir süre sonra bazı ülkelerde doğan çocukların hep erkek olduğu görülüyor. Birkaç yıl sonra durumun vahameti fark ediliyor ve ilaç yasaklanıyor. Ama iş işten geçmiş bir kere... Yirmi yıl sonra bazı ülkelerde kadınsız bir yığın genç erkek çıkıyor ortaya. Ve dünyanın sonu geliyor. “Kayıp kız” ya da “kayıp kadın” terimi, Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Fonu’nun (UNFPA) 1990’larda ortaya attığı bir kavram. Çin, Hindistan, Güney Kore ve Kuzey Afrika ülkelerinde kadın-erkek dengesizliği bu tarihte ciddi bir soruna dönüştü. Çin, bu ülkelerin başında geliyor. 2000 verilerine göre Çin’de 100 kıza karşılık 116.86 (117) erkek doğuyor. Doğumdaki normalin üzerindeki bu eşitsizlik sonraki yaşlarda kızlara daha az özen gösterilmesi nedeniyle devam ediyor. Diğer ülkelerde doğuştaki erkek fazlalığı yaş ilerledikçe eşitlenirken, Çin’de ancak 65 yaş grubunda kadınlar öne geçiyor. Ama toplamda erkek nüfus kadın nüfustan daha fazla. Türkiye’de ise (2003 itibariyle), doğumda 100 kıza karşılık 106 erkek doğuyor. Normal kabul edilen değer 104-107 aralığı. Kadınlar 50 yaş grubundan itibaren öne geçiyor. Toplamda kadınlar 241 bin 226 daha fazla. Ama bu rakam Batı ülkelerine göre düşük. http://www.nethaber.com/?h=49660 yakında abazaları da tüm dünya'yi işgal eder :D
Utterable Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 Kurşuna dizelim! Bunlar Türkiye' ye gelseler bile bizim abazanlarla yarışamazlar merak etme. ;)
Bungala Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 Abazalar nasıl işgal edicek dünyayı kuzeybatı kafkasyadan toplasan o kadar adam çıkmaz..Abazan olmasın?(sempatik düzeltme baabında) Ama şöyle düşünün azaldıkça doğan kız sayısı bu sefer değerlenecekler zamanla...Zamanlar sonra kız çocuklar çok olacak erkekler değerlenecek...Dalgalana dalgalana gidecek benim fikrimce bir terslik olmazsa...(bu da ciddi cevap maksadıyla)
Penthesilea Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 Ya bu bilimadamlari iyi hos da, Cinlilerin Cinli olduklarini göz ardi ediyolar. Potansiyel belli adamlarda, doga da ona göre dengelemek icin bol bol yaratiyo iste : (
fede Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 kız fazlası olan yer yok mu oraya gitsinler
Rewendor Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 E zaten dünyada erkeklerden bilmemkaçyüzmilyon fazla kadın var, savaşlar vs oldukça da erkeklerin daha az kalması normal, eh ekoloji bu da dengelemek için erkeği arttırıyor demek ki? Ayrıca Y kromozomu Xden daha küçük olduğundan XYli sperm hücresi XXliden daha hızlı hareket edebiliyor, daha hafif. Bu yüzden erkek olma ihtimali kız olma ihtimalinden biraz daha fazla. 106-104 veya 100 107 felan ufak farklar.
Genel Yönetici orc_lord Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 Genel Yönetici Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 ben bu görüşe pek katıldığımı söyleyemem, kızların sayısı erkeklere göre daha fazla :) en azından çevreme baktığımda öyle hissediyorum..
elvyn Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 simdi iki yontem var ya karı ithal edicekler, ya da erkek ihrac edecekler. ikincisi daha tehlikeli gibi gerci
wanderer Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 isterse 100 milyon fazla cinli erkek olsun bi zenci geldimmi hepsinin aklini alir hehehuah
kanix Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 karı kızı kimlere kaptırıcak millet belli oldu. Rekabete girişicez...Keşke kızların sayısı artsaydı :'(
Ancalagan Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 Mesaj tarihi: Mart 25, 2006 Ykarimmmmm Uleyynn daha ben sifthaalamadim!!
matama Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 ne yazik fakir halklarin fakir dusunen insanlari. Erkek yapalimda hemen calistirip para kazanalim ustunden veya calissinda kendine baksin:(
senko Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 zıvanadan çıkmış bunlar ya insanlıklarını yitirmişler ne demiş bir büyüğümüz: insanlar ikiye ayrılır;insanları ikiye ayıranlar ve ayırmayanlar. :)
pekaziz Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 Çin'i karalamak için duyduğum saçmalıkların içinde en berbatı. Daha kaliteli şeyler bulun lütfen.
SoulCube Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 erkek olsalarda farketmez kız olsalarda nede olsa sabahtan aksama kadar gold farmlıyolar.o da amerikalı salakların işine yarıyo
RamsesII Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 Haa demek ondan travesti ve gay sayısında artış var...E normal tabi.MErak etmeyin arkadaşlar travestilerden de çok güzel kadın gibi olanları var,küçük bir ameliyatla kadın olabiliyorlar zaten...
ShadowFury Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 Ohaa yani çinde Türkiye toplam nüfusunun 2 katı kadar abaza mı var şimdi? Neyse çinliler genelde ufak oluyo başka ülkeden kız kaldırmaları zor olur=)
Dela Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 uzakdogu pornosunun verdigi izlenimlere gore 4 cinli birlesse bi ortalama bir turkle anca rekabet eder erkeklik baabinda. ha ucuz is gucu, 4 tanesini tutabilir 70 yasindaki dul kadinlarimiz jigolo olarak. neden olmasin?
maelstrom Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 iskandinavya'da bir yerlerde 1erkek başına 6 kız düşmüyor mu? 1milyon insan oradan kaysın da 119 kalsın :))
taz Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 adamlar zırt pırt kürtaj yaptırıp kızları aldırırlarsa böle olur işte. gerizekalılar.
Mino Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 Düşünsenize krizlere yol açacak bir libido. Asıl sorun bu bence. karşı cins (kadın, erkek farketmez) için rekabete girme olayına ben gülüyorum açıkçası. Gen yaymak bu kadar mı önemli... "İnsanın başına ya meraktan ya da ...... " demişler. Yazık.
only_devil Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 Mesaj tarihi: Mart 26, 2006 bunu yaklaşık 2 sene önce gazetede okumuştum ama o zaman 130 milyondu...
Öne çıkan mesajlar