AthleT Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın, yasaların kendisine verdiği yetkiler dışında yetki kullanmadığını söyledi. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde YYÜ Rektörü Aşkın ve 9 sanığın yargılanmasına duruşmanın ikinci bölümünde, kimlik tespitinin ardından iddianame okundu. Duruşmada savunmasını yapmak için söz alan Rektör Aşkın, yaklaşık yarım saat süren savunmasını rahatsızlığı nedeniyle oturarak yaptı. Aşkın, sağlık durumunun ne şekilde olacağını bilemediği için savunmasını yazılı olarak getirdiğini, ama önemli bulduğu bazı yerleri sözlü olarak ifade edebileceğini belirtti. Üniversitenin 1999 yılındaki durumunun doğru değerlendirilmesi için 1982 ve 1999 yıllarının iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Rektör Aşkın, ''Benim dönemimde, üniversitede huzur ve sükun hakim oldu. Personel alımı akademik ölçütlere göre yapıldı. Üniversitemiz, Türkiye'nin en iyi üniversiteleri arasına girdi. İddialar asılsızdır'' dedi. Rektör Aşkın, 1995 yılında 6-8 Nisan tarihleri arasında yapılan akademik ilan başvurusuyla ilgili delili mahkemeye sunarak, şöyle konuştu: 'Tarih bölümü ve Alman Dili bölümü için iki akademik ilan verilmiş. İlanda beden eğitimi bölümünde lisans eğitimi alanların başvuracağı belirtilmiş. Kimya bölümüne genel biyoloji alanında doktora yapabilenlerin, sınıf öğretmenliği bölümüne matematik bölümünde doktora yapanların alınabileceği belirtilmişti.'' Örgüt suçlamasını da yanıtlayan Aşkın, yasaların rektöre tanıdığı yetki dışında yetki kullanmadığını belirterek ''Benim hakkımda bir örgüte yataklık yaptığımla ilgili suçlamada bulunanlarla çalıştım. Bu suçlamada bulanan İsmail Alkan, üç ay öncesine kadar benim danışmanımdı. Mehmet Koyuncu benim danışmanlığımı yaptı. Muammer Karaayvaz benim döneminde iki kez başhekimlik yaptı. Bu kişinin iddia ettiği gibi benim ve rektör yardımcılarımın baskısı olmadı'' dedi. İddia edildiği gibi, terör örgütü PKK yandaşlarına ayrıcalıklı davranmadığını, yönetimin her anlayıştan kişilerle çalıştığını dile getiren Aşkın, tembel ve çalışmayan kişilere de müsamaha gösterilmediğini ifade etti. İddianamede yer alan ''Sürgün etme'' tabirinin doğru olmadığını dile getiren Aşkın, bu kişilerin denenmek üzere başka üniversitelere gönderildiğine ifade ederek, bu uygulamanın sadece YYÜ'de olmadığını kaydetti kaynak : internethaber[signature][hline]Kırlara ilk kar düştüğü zaman, ölümünün ne güzel olduğunu sevdim seni içimde öldürdüğüm zaman... Güzel, Özlü Sözler Arşivi by insighT a.k.a AthleT
Buzx Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Emin çölaşanın bugünkı yazısı çok ilginçti. [spo1=Yazının tamamı..]Hırsız, çeteci, namussuz, akılsız rektör! CUMHURİYET tarihinde görülmemiş bir yöntemi, yargıyı da kullanıp uyguladılar. Van Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın ve Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı’yı ‘çete kurup soygun yaptıkları’ iddiasıyla tutukladılar. Arpalı bu haksızlığa ve zulme dayanamadı, cezaevinde intihar etti. Rektör Yücel Aşkın hastaneye, yoğun bakıma kaldırıldı. Odasının penceresine hiç utanıp sıkılmadan demir parmaklık yapıldı. Van adliyesinin savcısı tutuklama istemişti. Mahkeme bu istemi kabul etti. Fakat gelin görün ki iddianame bir türlü hazırlanmıyordu. Onlar cezaevinde yatadursun, iddianameden ses seda yoktu. Şeytanın azapta olması gerekirdi! Ne zaman ki bu acı olaylar oldu ve kamuoyunda kıyamet koptu, savcılık iddianameyi acele hazırladı ve dava açıldı. Yücel Aşkın Van’daki üniversiteyi gerici kadroların, tarikatların elinden kurtarmıştı. Bazı rektörlerle birlikte AKP iktidarının bir numaralı boy hedeflerinden biriydi ve ‘halledilmesi’ gerekiyordu. Mekanizma ‘başarıyla’ çalışmaya başladı. * * * Sevgili okuyucularım, şimdi size savcılık iddianamesinin giriş bölümünü veriyorum. Lütfen çok dikkatle okuyunuz! ‘İddianame. Sanıklar: Prof. Dr. Yücel Aşkın (Rektör)... Prof. Dr. Ayşe Yüksel (Rektör Yardımcısı.) Prof. Dr. Hasan Ceylan (Rektör Yardımcısı)... Prof. Dr. Fırat Cengiz (Ziraat Fakültesi Dekanı)...’ 10 sanık var. Şimdi aynı iddianamenin başlangıcını okuyalım: ‘Suç 1: Suç işlemek için örgüt kurmak. ‘Suç 2: Örgüte üye olmamakla birlikte bu örgüt adına suç işlemek...’ En önemli ve ilk sırada yer alan ‘suçlar’ böyle! Şimdi şu hukuk mantığına (!) bakınız! Bu insanlar suç işlemek için örgüt kurmuşlar. Fakat bu örgüte üye olmamışlar! Bununla birlikte örgüt adına suç işlemişler! Valla helal olsun. Sen örgüt kuracaksın ama örgüte üye olmayacaksın! Peki örgütün üyeleri kim? Üyesiz örgüt olur mu, üyeler nerede? Herhalde şeytan aldı götürdü! Rektör Yücel Aşkın’ın kafası hiç çalışmıyormuş! Hırsızlık, hortum, çetecilik (!) yapmış ama örgüt kurmayı bile becerememiş. Akılsızmış bu Rektör, akılsız! Van savcılığının ‘bilimsel’ iddianamesinden bu sonuç çıkıyor! * * * Şimdi size aynı iddianameden -özetle- bir bölüm daha iletmek istiyorum. Aynen şöyle: ‘Rektör Prof. Dr. Yücel Aşkın’ın Güzel Sanatlar Fakültesi çalışma odasında bulunan şifreli çelik kasa içerisinde: İhbar, tehdit mektupları, Van Valiliği ve YÖK tarafından yapılan yazışmaların asılları, isimli isimsiz ihbar dilekçeleri, YÖK’e yazılmış yazılar, bazı sivil toplum kuruluşlarından gelen davetiyeler, öğrenci dilekçeleri, personelin askerlikle ilgili referans belgeleri, türbanlı personelle ilgili belgeler, muhtelif mahkeme kararları, PKK ve Hizbullah’la ilgileri tespit edilen personelle ilgili işlemler tablosu, Danıştay kararları, öğretim elemanları hakkında MİT’ten alınan bilgiler, Kürdistan İslami Devrim Hareketi dosyasında imzasız bilgi notu ve Van Emniyet Müdürlüğünün bu örgüt mensubu öğrencilerle ilgili tutuklama kararları...’ Gördünüz mü çelik kasadan ne gibi ‘suç unsurları’ çıktığını! Ama dahası var. Yine savcılık iddianamesinden aynen alıyorum: ‘...Köşe yazarı Emin Çölaşan’ın yazılarını içeren alıntı kupürler... Kendisinden önceki rektöre gelmiş YÖK yazılarının asılları.’ Hukukçu değilim ama bu satırları okuyunca aklım durdu. Savcılık iddianamesinde ‘suçlar’ sıralanır ki, dava aşamasında belge olsun. Peki bu belgelerin hangisi suç? Tereciye tere satacak, Van savcılarına bu konuda ders verecek konumda değilim ama ne yazık ki böyle. Bu tür belgeler ancak polis aramalarında tutanağa yazılır. Ne çıktıysa kayda girer. Savcılık iddianamesinde bunların ‘suç unsuru’ imiş gibi gösterilmesi hukuka, adalete sığmaz, yakışık almadığı gibi hem hukuk, hem de adalet kavramlarını küçük düşürür. Kasadan Emin Çölaşan’ın yazıları çıkmış! Vay be, demek ki suçmuş! Cezaevinde bir kişi intihar etti. ‘Çetenin başı!’ bugün -aylar sonra- ilk duruşmaya çıkacak. Adalet mülkün temeli imiş! Öyledir de, eğer siyasi iktidarlar adalete karışmıyor, müdahale etmiyor, hakim ve savcılara ‘bizim istediğimiz kararı verirsen seni er geç Yargıtay’a üye seçtiririz’ demiyorsa! * * * (Emin Çölaşan’ın notu: Bazıları bugünkü duruşmaya AB gözlemcilerinin de gelmesini istiyordu. Burası sömürge değil. Biz kendi sorunumuzu yabancılara gerek kalmadan kendimiz çözeriz.) [/spo]http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/3646243.asp?yazarid=5&gid=61 [Bu mesaj Buzx tarafından 14 Aralık 2005 18:50 tarihinde değiştirilmiştir]
Rebelution Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Abi suçlu ki yargılanıyo ... eki eki[signature][hline]AthleT, 24 Ekim 2005 13:42 tarihinde demiş ki: Bu adam suçlu olmasa yargılanmaz.!
sir Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 eaheha bu iddianameyle herkes suçlu..ben de olmayan bir örgüt adına suç işlemiş olabilirim yani..[signature][hline]BabacumMostors, 30 Kasım 2005 23:32 tarihinde demiş ki: Rapperzâde Ceza Efendi'den geliyor diss mâkâmından; yoğurt koydum dolaba, oy sagopam, o telekler boğazına kaça
Laurelin Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 said: Bizi seçerseniz, Iktidara gelirsek butun dokunulumazlıkları kaldırıcagız. Magdur kontenjanından basbakan adayı Recep Tayyip Erdogan said: Bağımsız yargıya guvenmedigimizden dokunulmazlıkalrı kaldırmıyoruz Bushbakan Recep Tayyip Erdogan said: Yucel Aşkın meselesinde bagımsız yargıya guvenın bız sonuna kadar guvenıyoruz Alt kımlık Ulema Ust kımlık Basbakan Recep Tayyip Erdogan bu 3 cumlede aynı kısının agzından cıktı bunu asla ama asla unutmayın[signature][hline]Bizim apartmanın en geniş anime ve görüntü kalitesi en düşük arşivi... 31 CD ve 4-5 DVD tutan arşivi... Görmek için mail filan atmayın,ben sizi ararım bir ara... "If your enemy has a choleric temper, seek to anger him." Roy Mustang [Bu mesaj Viktor tarafından 14 Aralık 2005 19:01 tarihinde değiştirilmiştir]
armra Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 ayıp ya göz göre göre bir insanı intihara sürüklediler. bu muymuş iddiaları yani yuh diyorum! yuh[signature][hline]
forgiver Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 haksızsa cezasını bulacaktır.[signature][hline]be the vanquisher, to forgive
ShadowFury Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Bence haklı olduğu için cezayı yapıştırcaklar Sırf susturmak için... Ya bu adamlarda hiç mi haysiyet yok şeref yok namus yok yaa? Sırf kendi çıkarlarına uymadı diye adama saçma sapan suçlamalar yüklüyolar... (Upps pardon o şeylere adam dememek lazımdı)[signature][hline] beybin, 02 Kasım 2005 20:51 tarihinde demiş ki: hep dedim dinsizlikte bir din olmalı. sir, 06 Kasım 2005 23:15 tarihinde demiş ki: "allahın sopası yok" lafı cuk oturuyo ama kafiriz be abi lol
eldar Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 haklıysa bu duruma yola açanlar cezasını bulucak mı peki?
Rahan Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 adamın tutuklu yargılanmasının zaten anlamı yoktu (delil olcak belgelere el konulmuştu vs..), bi de hastanede demir parmaklık taktılar odasının camına. öehh diyorum sadece. van'da suçlu çıksa üst mahkemeden döner, aihm'ye veya benzeri bişilere kadar yolu vardır herhal.. ama bu arada adamın hayatının içine sçtılar, istediklerini aldılar zate..[signature][hline]Try Reality! the invisibile and the non-existent look very much alike!
forgiver Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 suçlu çıktığı taktirde bütün iddiaların ispatlarıyla çıkar yani kasti olarak suçlu gösterme gibi bir olay mümkün değil, üst postlarda da geçtiği gibi, temyiz için bürsürü seçeneği var zaten kullanacaktırda. suçsuz bulunması halinde yargının ayıbı olarak geçecektir; yargılanması açısından değil suçsuzsa(tabi ki dava sonucu) olduğu halde kanunların izin verdiği en kötü muameleye tabi tutulduğu için. bu sadece yücel aşkın için deil, yargılanmayı bekleyen binlerce mahkum var, bir tv programında 7 sene lafını bile duymuştum, daha mahkemeye çıkmamış. eğer yücel aşkını bir sembol olarak kabul ediyorsak; bu sembolun aldığı ceza veya beraatla çoğu kişi bedel ödemek zorunda kalacaktır, işin ahlaki boyutu açısından. yok normal bir yargı süreci olarak bakıyorsak ki olması gereken de bu, yargıya baskı yapmaktan kaçınılmalıdır[signature][hline]be the vanquisher, to forgive [Bu mesaj forgiver tarafından 14 Aralık 2005 21:53 tarihinde değiştirilmiştir]
hulahoppadanayar Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 hee forgiver ok ok... abi adama hayatı zindar ettiler şerefsiz itler ya[signature][hline]FASTRELOAD Spidee, 03 Aralık 2005 00:49 tarihinde demiş ki: Abi sevgiline atacağın mesajı Paticik'de mi soruyorsun ? Hep beraber mi çıkacağız bu kızla ?
kinetica Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 said: forgiver, 14 Aralık 2005 21:09 tarihinde demiş ki: haksızsa cezasını bulacaktır. bu kadar suya sabuna dokunmayan bir cevap... hiç konuşmadan daha iyiydi belkide...[signature][hline][b]oasisoyun.net
Buzx Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Yargıya baskı yapmak nedir yahu. Tayyip hapishaneye girdiğinde arabaların arkasına "Tayyipin kafasını demir parmaklıklar arkasında gösteren resimler" yapıştırmak da yargıya baskı mıydı? Bu ülkede adalet sistemi çokmu iyi çalışıyor? Yargı sistemini özetlemek için,hortumlayan adamla baklava çalan çocuğun hikayesinimi anlatalım illa. Geçiniz,yargıya baskıymış. Peki ölen adam ne olacak,o adam baban olsaydı,haksız yere suçlasalar ve diyelimki babanda o kadar gururlu birisi olsa ve intahar etseydi? Yargıya güvenecektin yani. Kimseyi korumak zorunda değilsin forgiver,rahat ol.[signature][hline]Hepinizi teker teker dövmek çok zaman alacak. O yüzden hepinizi beraber dövücem. Buzkiprisi
Antimodes52 Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Bunları böyle tartışmak kolay arkadaşlar. Aranızdan hangisine gerçekten haksızlık yapıldı? Hiç, sonuna kadar iyi niyetle bir hareket yaptığınızda, sizi çok kötü şeylerle suçladılar mı? Üstüne size yardımcı olabilecek kimse olmadığı oldu mu? Türkiye'de bu olayların olması hala ne kadar aciz olduğumuzun ve AKP'nin gerçek yüzünün ne olduğunun tam bir kanıtıdır. Bu noktadan sonra devletin Yücel Aşkın'ı serbest bırakması/bırakmaması önemli değildir, nitekim bir kişi intihar ederek ölmüştür, bir kişi de kelimenin tam anlamıyla ayakta duramayacak hale gelmiştir. Şimdi masumiyetin kanıtlanmasının ne önemi kaldı? Bu adamlar harcanmadı mı kaş göz arasında? Hani rüyalarda bazen yaşarız, elimizin kolumuzun bağlı olma hissi vardır, hiç bir şey yapamazsınız, çığlık bile atamazsınız. İşte o hissi iyi belleyin, sonra onla çarpın, belki Yücel Aşkın'ın hastahane odasında bile demir parmaklıklarla donatıldığında hissettiği şeye birazcık olsun yaklaşırsınız. Masumsa çıkar demek dile kolay arkadaşlar. Bu olay medyaya sakız olduğundan beri Yücel Aşkın'ın da bir birey olduğunu çoğu kişi unuttu, herkes hapse konuldu mu robot gibi duracak hissiz bir obje olarak görüyor. Emin Çölaşan yazısının sonunda AB gözetmecileri gelmesin, biz sorunumuzu kendi aramızda hallederiz demiş. Görünüşe bakılırsa, koskoca Türkiye Cumhuriyeti olarak kendi sorunumuzu halledebilecek kapasitede değiliz, öyle ki, ülke olarak bir kişinin intiharına, bir kişinin de ömründen seneler çalarak katil oluverdik. O zaman gelsin AB gözetmecileri, biz aciziz işte, bir insana adalet vermekten aciziz işte, her şey ortada.[signature][hline]L'enfer c'est l'Autre.
Quivalen-soth Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 14, 2005 Bu Politikanın Tarih boyunca görüldüğünü de göz önünde bulundurmamız gerekir.. Her zaman belirli idealar ve temsil edenler silinir, karalanır... bunu da en iyi yapan amerikalılardır...[signature][hline]they call us problem child we spent our lives on trial we walk an endless mile we are the youth gone wild we stand and we won't fall we're the one and one for all the writing's on the wall we are the youth gone wild
Aykan Mesaj tarihi: Aralık 15, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 15, 2005 suçsuz sa bişi olmaz Gerçi Burası Türkiye hiç belli olamaz![signature][hline]Promecium, 14 Aralık 2005 00:18 tarihinde demiş ki: yahu bu paralı siteler varya.acaba paralımı? bide nasıl satın alabiliyoz.Bide mesela netli açtım site yavaş oluyormu.Bilgisi olan varmı [Bu mesaj Aykan tarafından 15 Aralık 2005 10:01 tarihinde değiştirilmiştir]
BlackRose Mesaj tarihi: Aralık 15, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 15, 2005 Prof. Aşkın'ın tutuklanmasının ardındaki gerçekler VAN'dan ismi bizde saklı bir okurumuzun gönderdiği yazıyı aynen veriyoruz: 'Size ulusumuzu ilgilendiren bir konu hakkında bilgi sunmak istiyorum. 2003 yılında ODTÜ'den gelen bir profesör, Van'da biz AKP'lilerin de gözünü açtı. 1976 Çaldıran depreminin sadece Van, Erçiş, Muradiye ovaları ve diğer ovaları vurduğunu, kaya zeminlerde yıkım yapmadığını anlattı. Biz ise ovalarda yapılaşmayı sürdürdük. Bu hoca, 1.5.2003 Bingöl depreminden bir gün önce TV'de, Bingöl'de 6 ay öncesi verdiği konferansı kaynak göstererek, bu yıl deprem olacağını anlatırken, 'Olacak olan Bingöl depreminde, deprem sadece Çeltiksuyu ovası ve bitişiğindeki ovalarda yıkar. Yamaçlara dokunmaz' dedi. Ertesi gün de deprem oldu. Dediği yerlerin dışında hiçbir yerde yıkım olmadığını Türkiye'ye duyurdu. Ancak depremden 8 gün sonra; 2'si Türk 9 Amerikalı deprem profesörü Bingöl'e geldi ve dediler ki; 'Bingöl ovalarında zemin sorunu yok. Sorun binalardadır...' Böylece ovalarımızı katletmenin yolunu açtılar. Hocanın kaya zemine yapılaşmayı kaydıralım ve ovalarımızı ekip biçelim çırpınışlarına biz AKP'li Vanlılar da tanığız. En sonunda, hemşerimiz Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve eski Bayındırlık Bakanı ve Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen yapılaşmanın kaya zeminlere kaydırılması yönünde bilgilendirilmelerine ve uyarılmalarına karşın depremde yıkılan 146 okulu yine yıkıldığı ovalara yaptırdılar. AKP'Lİ BAŞKANA KIYAK Bütün bu olanlardan sonra esas bizi çıldırtan ise 2003'te parası ayrılan Van Toplu Konutları'nın, APK İl Başkanımızın da (Ebubekir Bey) sahipleri içerisinde olduğu ovaya yapılmasına karar vermeleriydi. Çelik dahil tüm Van milletvekilleri, toplu konutların ovaya yapılması kararını desteklediklerini defalarca açıkladılar. Ancak biz AKP'liler de, bu fikre karşı duran ve kaya zemin olup Hazine'ye ait olan yere toplu konutların yapılmasını öneren hocaya gizli olarak destek verdik ve ovaya yapılacak olan konutlara bir tek AKP'li bile üye olmadı. Sonuçta yetkililer, yarısını ovaya ve yarısını da kaya zemine yaptırmak üzere geri adım atarak ihaleye çıktılar. Hoca yine direndi. Ovaları imara açmanın Anayasa'nın 43-46 ve 168. maddelerine göre anayasal suç olduğunu kanıtlayarak ve bakan ve vekillerimizi anayasa ve ova katilliğiyle suçlayarak yerel basında uzun süre yer aldı. Hoca, Anayasamızın 56. maddesine göre yükümlülüğü olduğunu ileri sürerek 'Kümese bile izin veremem' diye haykırdı durdu. KANDIRILMAK İSTENDİK Biz de hocaya gizli desteğimizi sürdürdük. İhale gününe bir ay kala Bakan Hüseyin Çelik, yerel TV'ye çıkıp 'Ben inşaat profesörlerine sordum. Ovaya inşaat yapmak daha ucuz dediler, tersi durumda da, para başka ile gidecek' dedi ve bu şekilde bizleri kandırmayı sürdürdü. Ertesi akşam, aynı TV'de hoca 'Bu adamlar sizin canınıza göz koymuşlar. Çünkü ovaya en az 1 trilyon TL daha fazla para gerekir' diye haykırdı. Doğrusu biz de o güne kadar, ovaya inşaatın daha ucuza yapılabileceğini biliyorduk. Ancak bir ay doldu ve 30.12.2003 tarihinde ihale yapıldı. 593'ü ovaya ve 593'ü de kaya zemine yapılacak şekilde konut yapımı ihale edildi. Ovaya inşaat ihalesi 1 trilyon 403 milyar TL daha fazlaya sonuçlandı. Devam eden günlerde hoca, 'Ovaya yapılması ihale edilen 593 konutun da, önerilen kayalık Hazine arazisine yapılmasına karar verilinceye kadar milletvekillerinizi Van'a sokmayın' dedi. Hocaya desteğimizi sürdürdük. Sonunda, aynı ihale parasına Toplu Konut sayısı da ikiye katlanarak önerilen kayalık alanda inşaat tamamlandı. Bu durum, Bakan ve çevresinin hesaplarını bozduğu için Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve onun Rektörü Prof. Yücel Aşkın hedef seçildi.' Van'daki olayların ardındaki gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. Kaynak: Yalçın BAYER[signature][hline]Halatsız A3 .:. He who fights with monsters should look to himself does not become a monster...When you gaze long into the abyss, the abyss also gazes into you .:. - Friedrich Nietzsche [Bu mesaj BlackRose tarafından 15 Aralık 2005 10:33 tarihinde değiştirilmiştir]
ocean Mesaj tarihi: Aralık 15, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 15, 2005 bu bilgilerin gerçekligi ne derece ki belge vs.. varmı ! yolsuzluklar hakkında bir cok belge vs.. var dendi vede bu kişi tek bir suctan yargılanmıyor. "Bu durum, Bakan ve çevresinin hesaplarını bozduğu için Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve onun Rektörü Prof. Yücel Aşkın hedef seçildi " bu da bir başka hikaye ola bilir ne olcagı hiç belli deil bence. zaman la cıkar herşey meydana diye düşünüyorum.[signature][hline]
Aykan Mesaj tarihi: Aralık 15, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 15, 2005 Serbest bırakıldı.../[signature][hline]Promecium, 14 Aralık 2005 00:18 tarihinde demiş ki: yahu bu paralı siteler varya.acaba paralımı? bide nasıl satın alabiliyoz.Bide mesela netli açtım site yavaş oluyormu.Bilgisi olan varmı
Buzx Mesaj tarihi: Aralık 15, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 15, 2005 Serbest falan bırakılmadı. Tarihi eser kaçakçılığı suçlamasından beraat etti. http://www.ntvmsnbc.com/news/353576.asp http://www.hurriyet.com.tr/gundem/3654482.asp?m=1&gid=69[signature][hline]Hepinizi teker teker dövmek çok zaman alacak. O yüzden hepinizi beraber dövücem. Buzkiprisi
SoulCube Mesaj tarihi: Aralık 15, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 15, 2005 of arkadailar nolucak bunları tartışınca.ne geçicek elimize birbirimizi kırmaktan başka. gülün,eğlenin,sevişini ya[signature][hline]Night Elf - Rogue lvl 52 ( Kulak ) Magtheridon = Undead [ name : Updead] Lvl 34 tee eskiden uo oynarken nickim Azeroth du
BlackRose Mesaj tarihi: Aralık 15, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 15, 2005 said: ocean, 15 Aralık 2005 13:11 tarihinde demiş ki: bu bilgilerin gerçekligi ne derece ki belge vs.. varmı ! yolsuzluklar hakkında bir cok belge vs.. var dendi vede bu kişi tek bir suctan yargılanmıyor.... birden fazla suçtan yargılanınca yukarıdakiler geçerliliğini yitiriyor mu? hedef olarak seçilmiş bir kişi hakkında elde avuçta ne varsa ortaya koyup herşeyden dolayı dava açmak gayet normal yukarıdakilerin belgesi bizzat yerel televizyonlar, gazeteler ve gelişen olaylar, yani bilmemkaç konut oraya değil de buraya yapıldı/yapılmak istendi diyenlerin herhalde bunu kafadan atacak halleri yok, arşın burdaysa Van orda, araştırın madem inanmıyosanız[signature][hline]Halatsız A3 .:. He who fights with monsters should look to himself does not become a monster...When you gaze long into the abyss, the abyss also gazes into you .:. - Friedrich Nietzsche
SoulCube Mesaj tarihi: Aralık 15, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 15, 2005 +1 Blackrose'a katılanların sayfası katılıyoruz sana...[signature][hline]Night Elf - Rogue lvl 52 ( Kulak ) Magtheridon = Undead [ name : Updead] Lvl 36tee eskiden uo oynarken nickim Azeroth du
ocean Mesaj tarihi: Aralık 15, 2005 Mesaj tarihi: Aralık 15, 2005 said: BlackRose, 15 Aralık 2005 13:39 tarihinde demiş ki: said: ocean, 15 Aralık 2005 13:11 tarihinde demiş ki: bu bilgilerin gerçekligi ne derece ki belge vs.. varmı ! yolsuzluklar hakkında bir cok belge vs.. var dendi vede bu kişi tek bir suctan yargılanmıyor.... birden fazla suçtan yargılanınca yukarıdakiler geçerliliğini yitiriyor mu? hedef olarak seçilmiş bir kişi hakkında elde avuçta ne varsa ortaya koyup herşeyden dolayı dava açmak gayet normal yukarıdakilerin belgesi bizzat yerel televizyonlar, gazeteler ve gelişen olaylar, yani bilmemkaç konut oraya değil de buraya yapıldı/yapılmak istendi diyenlerin herhalde bunu kafadan atacak halleri yok, arşın burdaysa Van orda, araştırın madem inanmıyosanız savuncak deilim de elde avuc ne varsa koymuşlar tabi bu elde avucda olan şeyleride özenle hazırlayıp onamı verdiler.. kac yıl önceki şeyler deilmidi. ( yanliş da biliyor olabilirim.) zaman herşeyi belli eder acıkcası okadarda beni ilgilendirmiyor kim yolsuzluk yapıyorsa gercekligi varsa ceksin cezasını bunce sene yapılıyordu heryerde ama birşeyler yapılmıyordu diye düşünüyorum buda sadece o kişiye yönelik asılsız bir suclamadan ibaretse kurtulsun tabi. araştırın demişsin bu benim işim deil sen ortada olan bir kaynak belge gösterdin bende onun hakkında düşüncelerimi yazdım nasıl sen bunların belgeleri var diyorsan o suclamalarında elbette belgeleri vardır. bilmem karsik bir durum. Dedigim gibi adam gercekten sucsuz ise kanıtlanır elbet kurtulur. [Bu mesaj ocean tarafından 15 Aralık 2005 17:37 tarihinde değiştirilmiştir]
Öne çıkan mesajlar