Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Avrasya Birliği


DiabloTyrael

Öne çıkan mesajlar

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, çok uzun yıllar sonra Rusya'dan Türkiye'ye devlet başkanlığı düzeyinde bir ziyaret gerçekleştiriyor.

Bu ziyaret çok kısa olmasına karşın birçok bakımdan önemli. Her şeyden önce "dostumuz"(!) olan devletere karşı "sembolik" değeri var.

Bunun ötesinde, ele alınacak konular ve ABD ile Avrupa ülkelerinin ilgisi açısından da büyük önem taşıyor.

Bu ziyaret doğalgaz, turizm, Kıbrıs, Çeçenistan, 2 AB (Avrupa Birliği ve Avrasya Birliği), gibi bir çokkonuyu ilgilendiriyor.

Zaten böyle şeyler oldu. Geçtiğimiz haftada Başbakan Tayyip Erdoğan Putin'le bu konularda görüştü.


Avrupa birliğine üye olmaya çalışan ve bu konuda ulusal tartışmalara sahne olan Türkiye için bir alternatif olarak Avrasya Birliği (yeni AB !) öneriliyor. Hatırlanacaı gibi, eski MGK genel sektereri Orgeneral Tuncer Kılınç İstanbul'daki bir toplantıda bu yöndeki görüşlerini kamuoyuna açıklamıştı...

Avrasyacılık düşüncesinin yayıldığı Rusya ile Türkiye bu alanda bir işbirliğine girebilir mi? Gidebilecek mi? Küreselleşmenin yıkıcı etkilerine karşı "Türk-Rus strateji ortaklığı" kurulabilecek mi?.. Ulusal çıkarlarına uygun politikalar uygulamak durumunda olan Türkiye, diğer ülkelerden "izin" almadan hem Batı hem de Doğu, şimdi ise "Kuzey" ile çıkarları doğrultusunda işbirliği yapabilecek mi ?.. Yoksa, yine eski beceriksiz ve silik dış politikalar uygulamaya devam mı edecek, göreceğiz..

Bugün yeni bir kavram var: "Dağılmaya mahkum ülkeler."

Türkiye, her şeye karşın "dağılmaya mahkum bir ülke olmamalıdır.


Eğer Türk-Rus işbriliği kurulacaksa Avrasya Birliğinin başlangıcı olabilir. Çin de bu işbirliğine girme başvurulabilir zannediyorum. Orta Asya ülkeler de gelecektir. Belki de İran, Hindistan veya Pakistan olabilir..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

öncelikle ince bi kavram farkı var.
stratejik ortaklık değil, stratejik partnerlik.
abd gibi, kutup olduğundan herkesle stratejik ortak olmak durumunda olan birisiyle ortak çıkarlar adına bir şeyler yapma değil.
hatta burada ortak çıkar da gözetilmiyor, tamamen uygulamaya dönük, aktif partnerlik söz konusu.

fakat burada ele aldığımız devletlerin tamamamı aynı platformlarda bulundukları için bu haliyle, rusyayla, ve planlanan japonyoyla partnerlik her hangi bir şeye alternatif oluşturmuyor. temellerii üretim-ticaret alanında atılmış olan bir şey bu, rusyayla ekonomik ilişkimiz, gerek bizim üretimimizle, gerek onların yer altı kaynaklarıyla, gerek inşaat-yapı sektörüyle, hızlanan ticari trafikle zaten buna doğru gidiyordu. japonyayla ise başta otomativ firmaları, sonra teknolojik üretim, teknoloji paylaşımı, ortak girişilen projeler ve gene üretim bazında kurulmaya çalışılan, adımları atılmış olan bir şey bu.

aynı zamanda abdnin de dışlanmayacağı, üstüne belki de büyük rol oynayacağı bi partnerlik ilişkisi olacak, ışıklarını başbakanın abd ziyaretinde gördük bi nebze, abdli şirketlerin buraya gelmesiyle hız kazanacak bir süreç bu.

(örnek; amerika-israil, ingiltere-amerika, fransa-almanta var mesela, bu partnerler, partnerliğin meyvelerinden dolayı baya göze batsalar da bu da aynı zamanda oluşturulan cephelerin gücüne işaret eder.)

ama bahsettiğin avrasya birliği gibi bi oluşuma dönüşecek, avrupa birliğinin içeriğiyle pek de alakası olan bir şey değil bu kesinlikle. ekonomik çarklarla işleyen, gelişim gösteren bu süreçte önde olan şey daha çok bi cephe. örneğin rusya, bu ziyarete kadar kıbrısta rum kesiminin en büyük destekcisiyken, bu görüşmede kıbrısı konuşmamalarına rağmen, hemen ardından türk tarafının çıkarları doğrultusunda ilk ve oldukça güçlü bi adım attı, putin çözümü istemeyen, kabul etmeyen rumlardır, türklerin bağımsızlığı meşrudur anlamına gelecek şekilde bi açıklamada bulundu

aynı şekilde de tc rusyanın çıkarları doğrultusunda konumlanacaktır birlikte yer aldığımız, aslında tüm dengelerin de yer aldığı platformlarda.

stratejik konumdan doğan ortak çıkarları ortak olarak gerçekleştirmeye çalışmaktan çok daha farklı ve aktif bir şey bu o yüzden. ama diğer yandan çinle falan da pek bi alakası yok, hatta çok büyük ihtimalle çinle türkiye hiçbir zaman bu tür bi ekonomik süreç yaşamayacak, çeşitli platformlarda tcnin çinin aleyhine atılan en güçlü adımlarda büyük rol oynamasıyla su üstüne çıkmış, aslında ortada da olan bir şey bu.

türkiyede çok güçlü bi büyüme dinamiği var şu dönemde, ki bu gerçekten de çok nadir görülür, çok da değerlidir, değerlendirmek gerekir, bu dinamiğin özel anlamda doğası gereği de önümüzdeki yıllarda iyice belirginleşecek bi partnerliği oluşturuyor belli belirsiz. ve bunu avrasya birliği, islam birliği, türki cumhuriyetler birliği, turan birliği gibi suni ve çok öncelerin dengeleri üzerine geliştirilen fikirlere harcatmamak gerek, üzerine oynadığımız dengeler bugünün dengeleri olmak zorunda.[signature][hline]not sleeping okay/drinking too much.trapped in hyperspace.?.the girl disappeared, smiling and blowing kisses. A white light flooded the room/this was the moment of awakening: the audience were relieved to find themselves in their own company...someo (text unclear) did not awaken, this was a white nightmare: faces aglow with laughing, limp complacency/apparently uninhibited...

**no more dinosaurs @montezaus
*** montezaus.deviantart.com


[Bu mesaj montezaus tarafından 26 Temmuz 2005 17:12 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Avrupa Birliginin gelecegi pek parlak degil anlaşmazlıklar var ve Avrasya Birligi adı altında bir birlik eğer kurulursa gerçekten Türkiye'nin katılması ilerisi için ülkemiz adına büyük bir gelişme olur.Çin her bakımdan bir Süper güç olma yönünde büyük bir ilerleme sağlıyor,Rusya zaten kendini kanıtlamış bir ülke,orta asyadaki diğer türk kökenli ülkelerinde bu tür bir oluşum olması dahilinde katılacaklarından eminim,hem ticari hemde ekonomik yönden büyük bir birlik olucagı düşüncesindeyim bu tür birlik kurulursa.Çin neredeyse bütün iç piyasalara hakim,Japonya gibi bir teknoloji devi girebilir.Orta Asya devletleri en az Avrupa devletleri kadar gelişmiş devletlerdir.Ayrıca Avrupa birligie girmek için çektigimiz işkenceyi bu birlige girmek için çekmeyiz ,daha önemli bir konumumuz olur ve bizi kalkınma ve ilerleme konusunda çok daha ileri koşullara götürür inancındayım!![signature][hline] _Kusuk_

Aut disce aut discede.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Cin ve Rusya'nin bize ihtiyaci yok. Ancak kullanirlar bugun ABD'nin bize yaptiginin aynisi olur. Yani Incirlik ABD ussu yerine bir Cin veya Rus hava ussu oluruz. AB'nin de bize ihtiyaci yok, onlarda bizi somurmek kullanmaktan oteye gitmezler. En fazla piyon oluruz ya da bizim insanimizi askeri harekatlarda falan kullanirlar. Bunun otesine gitmez, cunku biz olmadan da bunlarin hepsi rahat rahat varliklarini surdurur. En basit ornegi ABD'nin PKK konusundaki tavri. Biz o kadar onemli olsaydik, PKK'yi bir gunde silerdi ABD.

Baskalarindan hayir beklemek hata. Kendi ayaklarimiz uzerinde durmayi ogrenmeden kimse bize saygi ve ilgi gostermeyecek, adam yerine koymayacak! Bunun da tek suclusu biz oluruz. Biz kendi birligimizi kendimiz kurmak zorundayiz. Cok zor ama baska alternatif yok... digerleri hayal. Asla da gercek olmayacak hayaller. Bizim gibi, kendi dengimiz ulkelerle bu birligi kurmak zorundayiz. Bu birlik demokratik olmak, insan haklarina saygili bir zemin uzerine oturmak zorunda.

Bakin illa Turk veya Islam ulkeleri demiyorum. Bize yakin Herkesle olabilir. Kafkaslar olabilir, Orta Asya olabilir, Guneydogu Asya olabilir, her dusunceye, her dine ve kulture acik olmak zorunda bu birlik, baska turlu rekabet edemez digerleri ile zaten. Turkce hem guzel hem kuvvetli hem de bolgede gecerli bir dil. Turkceyi temel alabilir bu birlik ama sart degil. "Turan" birligi deyince cogu kiside akla hemen irkcilik ya da kafatascilik geliyor. boyle olmak zorunda degil. Demokrasi, esitlik, serbest ticaret, insan haklari, saygi, sevgi uzerine kurulabilir bu birlik.

Bence imkansiz degil. Zaten bu yonde dusunen insan sayisi hic de az degil ve sadece bizim ulkemizle sInIrlI degil.

Diger guclerin bir boslugu, zayif ani olusmasini beklememiz ve o gune kadar da hazirlanmamiz lazim. En onemli sey sermaye. Sermaye biriktirmek lazim. Toprak satin almak lazim. O sermaye ile teknolojiye yatirim yapmak lazim. Eninde sonunda diger buyuk gucler bir zayif doneme girecekler, bir bosluk ani oalcak, ve o gune kadar da boyle bir birlik dusunulurse, resmiyet de kazanabilir. Imkansiz degil burada yazdiklarim, bence AB'den daha bile yuksek bir olasilik.

Ve cok onemli uzay calismalarina gecmemiz lazim. 10 sene icinde bir uzay araci yapabilir Turkiye bence herseyden onemli boyle bir yatirim yapmaya mecburuz. Bu temeli atmaliyiz ki bizim torunlarimiz onun uzerine 2ncu 3ncu 5nci katlari diksinler. Temel olmadan hic bir sey insa edilemez.

[Bu mesaj demirbilek2 tarafından 27 Temmuz 2005 03:51 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@Demirbilek2
Yazıların gayet güzel, az sonra değineceğim.


Avrasya'nın doğal coğrafi sınırları içinde (doğal diyorum, çünkü ABD coğrafi sınırların dışındaki bir alanı esas alıyor) gücüne ilişkin rakamlar vermek gerekirse, şu temem maddelere bakmak gerekir.

Toplam yüzölçümü:
8.6 milyon km2
Su alanları: 1 milyon km2.
Nüfus yapısı: 290 milyon kişi. (2030 yılında 460 milyona ulaşacak. Bunun yüzde 94'ü, 425 milyonu Müslüman, kalanı Hıristiyan olacak. 420 milyon Türk kökenli, 40 milyonu Tacik, Rus, Ermeni, Gürcü ve Abhaza olacak.)
Eğitim düzeyi: Yüzde 98 civarında (Dikkat edilirse inanılmaz rakam!)
Yaş: Yüzde 40'ı, 1-20 yaşında, yüzde 50'si 21-60 yaşında..
Sonuç olarak; genç ve çok yüksek düzeyde bir okur yazar nüfusa sahip bir Avrasya bölgesi, zengin yer altı ve yer üstü maden ve enerji kaynakları, büyük bir oranda ortak din ve ortak ırkî yapıya sahip bir "büyün güç." Bir başka deyişle, bir çok açıdan "bütünleşmiş bir güç", Avrupa Birliği gibi parçalı unsurlardan oluşan ve "birleştirilmeye çalışılan" dağınık bir yapı değil.



Rusyanın Çeçenistan sınırına yakın Kuzey Osetya'da 1 Eylül "Dünya Barış Günü"nde bir okul ilköğretimokulu teröristler tarafından basıldığını biliyorsunuz.

Çoğunluğu 6 ile 16 yaş arasındaki çocuklar olmak üzere ölü sayısının bugün 400'e yaklaştığını bildiriliyor.

Bu kanlı terör eyleminin insanlık dışı boyutu yanında, Türk-Rus ilişkileri açısından da büyük bir siyasi boyutu bulunuyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye'ye yapacağı ve 32 yıllık ambargoyu kıracağı resmi ziyareti engellemesi çok düşündürücü.

Ülkemizin "Batı" kaynaklı "Birlikler" karşısında kendisini koruma (ve aynı zamanda dışlanmama) çabaları içinde yeni bir alternatif olabilecek Avrasya Birliği'nin önüne set çekmeyi amaçlayan güçler mi var acaba ??

Türkiyenin böglesinde güçlenmesini, kendi çıkarları yönünde uluslararası ortaklıklara girmesini engellemek isteyen güçlerin olduğunu düşünmek hiç de akıl dışı değil..

Bugün bu çerçevede "büyük bir oyunla" karşı karşıya olduğumuz rahatlıkla söylenebilir.

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin'in Türkiye ziyaretinin, diğer ülkelere karşı da "sembolik" bir önemi vardı. Ziyaretin ertelenmesi ile bu sembol darbe aldı.

Türk-Rus yakınlaşması, Rusya'nın yeniden canlanması ve Türkiye ile birlikte bölgede yeni bir güç dengesi oluşturması AB ve ABD'nin işine gelmeyecektir.

Bu çerçevrede, Kuzey Osetya'daki kanlı terör eylemini gerçekten Çeçenler'in mi yaptığı tartışma konusudur. Nasıl ki, vaktiyle Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in her yaptığı iş ABD'nin elini ve tezini güçlendirdiyse, bu son Çeçen eylemi de birilerinin elini güçlendirdi. Bu eylemden kazançlı çıkanın, kesinlikle eylemi yapan Çeçenler olmadığı açık.


Bir zamanlar Putinin de Genel Sekreter olarak görev yaptığı Rusya Güvenlik Konseyi'nin danışmanı, olağanüstü ve tam yetkili büyükelçi Albert Çernişev de, "son terör eylemlerinin Putinin Türkiye ziyaretini engellemeyi amaçladığını" açıkladı. Ceviz Kabuğu programında, olayın sıcağıyla, sorularını cevaplandıran Çernişev, "Bu şartlar altında Putin Türkiye'ye gelemezdi" dedi.


Bu konunun yazmamın sebebi Cevizli Kabuğu Programında Çernişev sayesinde olduğunu söyleyebilirim.

1990'larda ABD'li Brezinski "kontrol dışı dünya" olarak tanımladığı ülkelerin kontrol altına alınmasından söz etmeye başlamıştı.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bu süper güce yaslanan birçok ülkenin "baş koyacağı yastık"(bu kavram bize ait) kalmadığını belirten Brezinski, bu ülkelerin ABD'nin de denetiminde olmadığını, kendi başlarına buyruk hareket etmelerinin ise sakıncalar doğuracağını vurguluyordu...

O günden bu yana, "kontrol dış dünyada" yaşamaya devam eden ülkelerin denetim altına alınması için, ister inanın ister inanmayın, bazı büyük devletler teröre bile vaşvurur hale geldiler.

Çernişev'in Ceviz Kabuğu'nda söylediği "Egemenlik bile çocuk kanı ile olmaz" sözü ile Akkan Suver'in "Rusya'daki terör bağımsızlık mücadelesi değil, paralı askerlerin, terör baronlarının olayıdır" sözü, bu hedef uğruna nelerin yaptırılabileceğinin diğer göstergeleri..


Türkiye ile Rusya Federasyonu arasındaki ilişkilerin "motor güç" oluşturmasına Rusya nasıl bakıyor?

Rusya Güvenlik Konseyi'nin danışmanı, olağanüstü ve tam yetkili büyükelçi Albert Çernişev, "Sizde de bizde de aşırı Batıcılar var.. Orada yer yok.. Kimse bizi bedava beslemez. Birlikte çalışalım.. Biraz gurur lazım" diyor. "Aramızda stratejik ortaklık konuşuyoruz. Bu mümkün" diyor..

Putin gelebilseydi ve "büyük oyun" oynanmasaydı bile Türkiye ile Rusya nasıl işbirliğine gidebilecekti? Bu işbirliği hangi temeller üzerine oturabilecekti, bunu da yarınki yazıda irdeleyelim..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Viktor, 27 Temmuz 2005 13:19 tarihinde demiş ki:
once yurumeyı ogrenın sonra ucarsınız :)


Olum niye bu kadare gıcık bi adamsın be[signature][hline][imzanız forumkurallarına aykırı - forumlarda din dil ırk etnik koken ayrımı yapılmasına müsade edilmemektedir. bir daha tekrarı halinde cezalandırırsınız]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Avrasyadaki tüm bankaları toplasan hollandadaki bi tane banka etimyorlar. Buna da deginseydiniz keske

yalan isler bunlar avrasya birligi bilmemne. Güneri Cıvaoğlunun süper bi cevabı vardı bu Turancılıktan türeme politikalara.

İki donsuzdan bi birlik yapınca ne olacak?

Aynen böyle durum.[signature][hline]Volfied, 04 May 2003 08:18 tarihinde demiş ki:
A mug of ale, and a fine tale!
Gimli yönetti
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

çıkıntı olmak için değil ama, avrasya, asya ve avrupa kıtalarının bütününe verilen ad değil mi?yani biz doğumuzdaki bilimum devletlerle böyle bi birlik oluşturucaksak "avrasya"nın avrupa ayağı nerde?biz miyiz o? hmm..[signature][hline]parce que moi je rêve, moi je ne le suis pas..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@Gimli

bi bankasi senin butun bankalarindan zengin olan hollanda napsin seni AB'de? Senin yuzune mi bakar o adam? yalan isler demisken aklima geldi.

gecin bunlari, ne AB'nin, ne ABD'nin ne Cin'in, ne baska super guclerin bize ihtiyaci yok. adamlar dupeduz bizi somuruyor iste. Kendi ayaklarimiz uzerinde durmayi ogrenmekten baska care yok.

evet Guneri C. dogru demis, biz donsuzuz. Biz anca diger donsuzlarla esit, denk iliskiler kurabiliriz. Baska kimse de yuzumuze bakmaz, bakmiyor da zaten. Bizim birlik olacagimiz diger donsuzlar. Bunu kabulenelim. Digerleri anca kullanir bizi, bugun ABD'nin de AB'nin de yaptigi bu.

not.avrasya icine malezyasindan singapuruna, taywan'dan japonyasina pek cok ulkeyi alir, bu ulkelerde bankacilik ne seviyede bi bak Gimli.

[Bu mesaj demirbilek2 tarafından 27 Temmuz 2005 18:43 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Demirbilek, kendi ayaklarımız üzerinde duralım da duralım diyorsun, bizi sömürüyorsun diyorsun da... Nasıl yapacağız? Donsuzuz demişsin zaten.

Bugün Türkiye hepimizin bildiği gibi, "Borçlu" bir ülke. Herkesin IMF'ye karşı söyleyeceği bir şeyler var, ama elimiz mahkum. Devletin memurlarına maaş zammı verecek parası çıkmıyor, bugün tek bir memura ödenen para açlık sınırına yakın, yoksulluk sınırının altında. Dışarıdan taze para gelmediği an, ülke döviz sıkıntısına bağlı krizlere giriyor, ekonomi gitgide sığlaşmış. Üstelik ülkenin ekonomisi, ancak aldığı borçların faizlerini ödemeye yetiyor, ki nerede anaparayı geri ödemek.

Bu durumda biraz gerçekçi olalım, sağa sola açılmadan, uzaya çıkmadan önce başka şeyleri toparlamamız lazım. O yüzden, "Bizi sömürüyorsunuz, size küstük" diyemeyiz, onlar da verin paraları o zaman derler.

Bence bu ülkenin uzay araştırmasına girişmeden önce, alt yapısını halletmesi lazım. Sen uzaya adam gönderirken ülkenin doğusunda çocuklar okula yollanmıyorsa, eğitim sistemi yozlaşıyorsa, insanlar anadillerinde yazmayı bilmiyor, yabancı dil kelimeleri dilini istila ediyorsa, ülkeni birilerine satmak isteyenler kuyruklara giriyorsa... Neye yaradı ki uzaya çıkmak? Neye yaradı ki onla bunla birlik olmak?

Bir aç varken, ikinci bir aç bulup birlik olması ancak onları daha çok acıktırır. Yapılması gereken, o aça bir iş bulmak, belini doğrultmaktır.

Türkiye'ye de gereken, kendine çeki düzen vermektir. Bu eğitim sistemi olsun, kanunları olsun, trafik düzeni olsun, ülkeyi bir yerden başlayarak çekip çevirmeye, düzeltmeye başlarsak, zaten gelişmekteyken iyice ileri atılırız. Ama bunları bir kenara bırakır, birlikler kurmaya, uzaya çıkmaya yoğunlaşırsak, onun sonu "Türk işi" olur, Türk gibi başlar ve öyle bırakırız, yarım yamalak kalır.

Bunlar tabii ki şahsi fikirlerim, tartışmaktan hoşnut olurum.

Avrasya birliğine gelirsek büyük yalan. Çünkü avrasya denen topraklar çok büyük bir coğrafyada, birbiriyle ilgisi az olan toplumları kapsıyor ve ortak bir çıkar yok. Bu toplumları bir araya getiren, kaynaştıran bir itki de yok. Böyle bir durumda, birlikten söz etmek gerçekten zor.

Saygılarımla,[signature][hline]Bir fincan kahveden daha güzel olan tek şey, ikinci fincandır." CAFEIN
Tüm Metalciler bir gün Led Zeppelini tadacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

belkı adamalr gundam fılan ızledı dunyanın atlantıc federasyonu (full amerıka kıtası) ıle avrasya fedarasyonu (asya+avrupa) seklınde bolundugunu gorup gaza geldıler ordan

avrasya avrupa+asyadır AB ne zaman rusları alır o zaman avrasya dıye genısler ama adamalr haklı oalrak rusları avrupalı olarak kabul etmıyor ruslarda bızım gıbı kompleks yapmyor bız avrupalıyız hedehede dıe tamamen ayrı sazdan calan turkı cumhurıyetlerı ve cın ı de gectım zaten[signature][hline]God's In His Heaven, All's Right With The World.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Cafein, 28 Temmuz 2005 00:21 tarihinde demiş ki:
Demirbilek, kendi ayaklarımız üzerinde duralım da duralım diyorsun, bizi sömürüyorsun diyorsun da... Nasıl yapacağız? Donsuzuz demişsin zaten.

Bugün Türkiye hepimizin bildiği gibi, "Borçlu" bir ülke. Herkesin IMF'ye karşı söyleyeceği bir şeyler var, ama elimiz mahkum. Devletin memurlarına maaş zammı verecek parası çıkmıyor, bugün tek bir memura ödenen para açlık sınırına yakın, yoksulluk sınırının altında. Dışarıdan taze para gelmediği an, ülke döviz sıkıntısına bağlı krizlere giriyor, ekonomi gitgide sığlaşmış. Üstelik ülkenin ekonomisi, ancak aldığı borçların faizlerini ödemeye yetiyor, ki nerede anaparayı geri ödemek.


dogru bu dedigin, katiliyorum. Iyi bir hukumet lazim bu durumu cozecek ama su anki mevcut partiler arasinda bile umit veren bir olusum yok maalesef. ne meclis icinde ne disinda.

said:
Cafein, 28 Temmuz 2005 00:21 tarihinde demiş ki:
Bu durumda biraz gerçekçi olalım, sağa sola açılmadan, uzaya çıkmadan önce başka şeyleri toparlamamız lazım. O yüzden, "Bizi sömürüyorsunuz, size küstük" diyemeyiz, onlar da verin paraları o zaman derler.


bence boyle bi sey demeyelim. AB'ye girmek icin Kopenhag kriterlerine tamamen uymaya calisalim, basvurumuz gittigi yere kadar goturelim. Amaaaa daha sonra geri alamayacagimiz seyleri vermeyelim, toprak vermeyelim, Kibris'i satmayalim, ermeni iddialarini kabul etmeyelim, Lozan ilkelerinden bir adim geri atmayalim. Basvurumuzu sonuna kadar kabul ettirmeye calisalim. Isteyenin bir yuzu vermeyeni iki yuzu kara.

said:
Cafein, 28 Temmuz 2005 00:21 tarihinde demiş ki:
Bence bu ülkenin uzay araştırmasına girişmeden önce, alt yapısını halletmesi lazım. Sen uzaya adam gönderirken ülkenin doğusunda çocuklar okula yollanmıyorsa, eğitim sistemi yozlaşıyorsa, insanlar anadillerinde yazmayı bilmiyor, yabancı dil kelimeleri dilini istila ediyorsa, ülkeni birilerine satmak isteyenler kuyruklara giriyorsa... Neye yaradı ki uzaya çıkmak? Neye yaradı ki onla bunla birlik olmak?


Bu konuda katilmiyorum. Belki diger sorunlarin cozumu de bu uzay arastirmalarina baglanacak ilerde, nereden biliyorsun? Bir ise baslamak icin her seyin mukemmel olmasini beklemek, yanlis, cunku asla her sey ayni anda mukemmel olmaz. ABD'de yuzlerce sorun var ama uzaya gidiyorlar. Ayrica boyle bir teknolojiye erken girersek, ilerde ulkeye gelir kapisi olma ihtimali bile yuksek. Belki issizlik, beyin gocu gibi konularda faydali bile olabilir, boyle bir organizasyon.

Ayrica simdi okudugum bir habere gore Iran kati yakit teknolojisini uretmis fuzeler icin. Simdi yarin obur gun bi gerginlik olsa, bi dakka biz daha o konulara gelmedik mi diyecegiz? Fuze teknolojisine girmemiz sart. Uzay ve uydu teknoljisine girmemiz sart. (http://www.hurriyetim.com.tr/haber/0,,sid~1@w~3@nvid~609763,00.asp)

said:
Cafein, 28 Temmuz 2005 00:21 tarihinde demiş ki:
Bir aç varken, ikinci bir aç bulup birlik olması ancak onları daha çok acıktırır. Yapılması gereken, o aça bir iş bulmak, belini doğrultmaktır.


Ataturk'un Sadabat Pakti ve Balkan Antlasmalarina bakarsak, bize benzer veya bizden geri ulkelerle iliskileri gelistirmeye ne kadar onem verdigini goruyoruz. Hele ki gunumuzde BM'de bir ulkenin oyunun bile bir cok konuda onemi olabiliyor. Hele ki 5-10 ulke bir araya gelince birbirlerinin eksiklerini tamamlayabilirler. Ozellikle Gurcistan, Azerbaycan gibi yakin komsularimizla, ve cikar birligi olan ulkelerle bu tip yakinlasmalar fayda getirir. Herseyi gectim oralara satacagimiz urunler var en azindan, o da olmadi en kotu ihtimal bir-iki degisik kultur tanimis oluruz.
Kucuk veya fakir ulkelerle dost olmaktan kaybedecegimiz hic bir sey yok! Ama cok sey kazaniriz. (Tabii teror estiren totaliter rejimler degil ama bizim gibi olan ulkelerden bahsediyorum.)

Bu insalari G.Civaoglu'nun yaptigi gibi "donsuzlar" diyerek bir kenara atmak bence yanlis. O kadar tepeden bakma luksumuz yok hic bir topluma.

said:
Cafein, 28 Temmuz 2005 00:21 tarihinde demiş ki:
Türkiye'ye de gereken, kendine çeki düzen vermektir. Bu eğitim sistemi olsun, kanunları olsun, trafik düzeni olsun, ülkeyi bir yerden başlayarak çekip çevirmeye, düzeltmeye başlarsak, zaten gelişmekteyken iyice ileri atılırız. Ama bunları bir kenara bırakır, birlikler kurmaya, uzaya çıkmaya yoğunlaşırsak, onun sonu "Türk işi" olur, Türk gibi başlar ve öyle bırakırız, yarım yamalak kalır.


Bunlari bir kenara birakalim demiyorum ki. Hepsi cozulmeli ama yeni dostluklar kurmak, yeni pazarlarla tanismak, ticaret yapmak veya uzay endustrisine girerek yeni gelir kaynaklari yaratmak bunlara engel degil ki. Tam tersine bu sorunlarin cozumunu hizlandirir.

said:
Cafein, 28 Temmuz 2005 00:21 tarihinde demiş ki:
Bunlar tabii ki şahsi fikirlerim, tartışmaktan hoşnut olurum.


tabii ki. Ben de duzeyli olarak gelisen tartismalardan cok mutlu oldugumu ve severek tartistigimi soylemek
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
demirbilek2, 28 Temmuz 2005 00:19 tarihinde demiş ki:
diyosun


hatta hepsi ingiliz sömürgesidir

Şuan kağıt üstünde olmasa da , ekonomik olarak ingiliz bankalarının avucunun içinde bu ülkeler. Taiwan sıyrılmış durumda biraz sadece. Malezyada doğru düzgün malayaca konuşan insan bile kalmamış durumda bugün

ne bilriği[signature][hline]Volfied, 04 May 2003 08:18 tarihinde demiş ki:
A mug of ale, and a fine tale!
Gimli yönetti
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Türkiye, AB'ye gireceğim diye en alt düzeydeki "yabancı komiserlere" bile her türlü tavizi(ödünü) veriyor. "AB yolunda ilerlemeyi, seçim kaybetmeye tercih ettiğini" defalarca tekrarlayan bir eski başbakanın(Mesut Yılmaz) "AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer" sözlerinden cesaret alan bir AB "komiseri" (Verhaugen) yaptığımız icraatları, çıkardığımız yasaları, verdiğimiz teavizleri yeterli görmemiş, iknâ olmamış ki; bizzat Diyarbakır'a giderek Türkiye Cumhuriyeti'ni "teftiş ediyor!"

Ülkeler çıkarları doğrultusunda her türlü uluslararası işbirliğine gidebilir. Türkiye de..

Ancak, bu işbirliklerinin "onurlu" olması gerekir. Onurumuzu kaybederek kazanacağımız hiçbir şey önemli değildir.
Bugüne kadar AB üyesi olan hiçbir ülkenin uğramadığı muamelelere uğrayan, aşağılayıcı davranışlara tabi tutulan Türkiye; Atatürk'ü de, İstiklâl şairimiz Mehmet Akif'i de unutmuş görünüyor.


Yüce Atatürk, Türk'ü tanımlarken "Türkler yüzyıllardan beri özgür ve bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı bir yaşam gereği saymış, bir kavmin yiğit çocuklarıdır" diyordu. "Şunu bilmenizi isterim ki, biz emperyalistlerin pençesine düşen bir kuş gibi yavaş yavaş, sefil bir ölüme mahkum olmaktansa, babalarımızın oğlu sıfatı ile vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ediyoruz" diyordu.

Gün gelirse, Atatürk'ün o sözleri de mutlaka yerine getirilir. Ama bugün ölmek günü değil, akıllı olmak günüdür.

AB ya da ABD'nin pençesinden kurtulmak, onlarla onurlu işbirliklerine girmek ve güçlü alternatifleri de oluşturmak gerekiyor.

Güçlü alternatif olarak görülen yeni girişimlerin başında "Avrasya Birliği" (yeni AB) geliyor. Bu olası birliği de, diğerlerini baktığımız gib eleştirel gözle bakmak ve iyi irdelemek zorundayız.............
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sayın patiler,

Avrasya birliğinin hala bir "hayal" olduğunu düşünüyorum, çünkü ucu bucağı belirsiz. Avrasyayı herkes kafasına göre tanımlıyor, neresi bu Avrasya? Avrupa ve Asya birleşimi olduğuna göre, Avrupa ve Asya ülkeleri mi? İki kıtanın arasında kalan ülkeler mi? Avrupa'da zaten AB var, doğuya doğru gittikçe kültürler, ekonomiler, toplum yapıları değiştiği için bu kadar büyük toprakları vs birlik altında toplamak bana inandırıcı gelmiyor.

Üstelik, Avrasya birliği tek hedef, tek çözüm demeden önce iki nokta üzerinde durmak istiyorum. Birincisi, Türkiye bugün üç tarafı denizlerle çevrili ve komşu bakımından çok zengin bir ülke. Ama denizcilik bakımından yerlerde sürünüyor ve ticarete baktığımız zaman komşulara dair tık yok, hatta sınır kapılarımız kapalı. İlkokuldan itibaren "Şu komşumuzun üzerimizde şu emeli var, bunun bu emeli var" diye, tecrit edilmiş bir coğrafyada paranoyak gençler yetiştirerek devam ediyoruz. Mesele böyleyken, kalkıp "Haaydi, Avrasya Birliği" denmesi bana komik geliyor, biz daha komşularımızla birlik olamamışız, hepsiyle kavgaya hazırız, onların üzerinden mi atlayarak birlik olacağız? Bugün Yunanistan dendi mi herkes dişini gıcırdatıyor, Bulgaristan dendi mi yumruklarını sıkıyor, İran dendi mi, Suriye dendi mi gözü dönüp delleniyor... Durumu anlatabiliyor muyum?

İkincisi, Avrasya Birliği diyerek, daha önceden kabul görmemiş bazı fikirler tazelenmek istenebilir mi, "Turancılık" gibi örneğin? Çünkü, söylenen iki kavramın da coğrafik sınırları benzer, ya bu da uçsuz bucaksız ve neredeyse olanaksız bir hayalin, farklı ve janjanlı bir pakete konarak yeniden önümüze sürülmesiyse?

Bu kadar karamsar konuşmamı mazur görün, ama ABD ve AB'yi eleştirmekten geri durmazken, "Heyooo yaşasın Avrasya Birliği, tek hedefimiz, kurtuluşumuz o!" diyerek, eleştirdiğiniz "Heyooo Yaşasın AB"cilerle aynı şeyi yapıyorsunuz, bilmem farkında mısınız. Beni de rahatsız eden bu.

Çekincelerimi sizinle paylaşmak istedim. Yoksa Rusya ile zaten deli gibi ticaret yapıyoruz, iyice yapalım, petrol hatları döşeyelim, turizmi iyice patlatalım, bunlar güzel şeyler, herkes ister bunları. Asya ülkelerinin bir kısmında çok güzel potansiyel olduğu da kesin, o bakımdan fikir güzel, ama madalyonun diğer yüzüyle de bakmak lazım bence.

Saygılarımla,[signature][hline]Bir fincan kahveden daha güzel olan tek şey, ikinci fincandır." CAFEIN
Tüm Metalciler bir gün Led Zeppelini tadacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Avrupa birliğinin temellerinin atıldığı yıllarda da benzer yaklaşımlarla tepki gösterilmişti (Almanlar ile İngiliz ve Fransızların aynı birlikte olması gibi) amma uçtunuz diye. Ancak zamanla bunlar konuşula konuşula, nimetleri görüle görüle gelişti bu günlere gelindi. İlk başta hatırlarsınız sadece ekonomik bir birlikti AB. Hatta en başında sadece belirli ticari alanları kapsayan bir birlikti.

Avrasya birliği ha diyince bir anda olabilecek bir şey değil orası kesin ancak temellerinin atılmasının da bize çok faydalı olacağı aşikar.[signature][hline]Özgürlüğün değerini ancak onu kaybedince anlarsınız. En zavallı insan ise esaret altındayken kendisini özgür zannedendir.

bi fransız gastesi de şey demiş:
"ırak üç parçaya ayrılıcak.
1-normal
2-süper
3-kurşunsuz"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@Cafein
Turkiye'ye yuklenmissin.

Peki Yunaistan'in hangi komususu ile arasi iyi?
Peki Ermenistan'in hangi komsusus ile arasi iyi?

Yunanistan'in Turkiye'den talepleri var. Lozan'i ihlal eder bu talepler. Lozan mesru ve uluslarasi bir antlasmadir, ve Turkiye'nin bagimsizligini guvence altina alan, altina imzalar atilmis bir antlasmadir. En basitinden 12 mil dayatmasi tutturmuslar. Ben yazlik evimin onunde denize girmek icin, Yunanistan'dan vize almam gerekecek oyle mi? Gemilerimiz kendi limanlarimiz arasinda gidip gelmek icin yunanistan'dan izin almak zorunda kalacak.

Gecelim Turkiye'yi kuzeydeki komsulari Makedonya'nin ismini bile kabul etmiyor adamlar. Makedonya makedonya'dir iste, bunun nesini tartisiyorlar diyeceksin, yok oyle degil, adamlar kendi ulkelerine F.Y.R.O.M (Former Yugoslavian Republic of Macedonia) adini vermek zorunda kaldi Yunanistan'in lobi faaliyetleri yuzunden. Denize olan ticaret yollarini kapadilar. Makedonya Yunanlilara aitmis, dertleri bu. Arnavutluk'la aralari nasil, Yunanistan yasayan arnavut azinliga bir sor bakalim, ne diyecek. Butun komsularindan talepleri olan bir ulke Yunanistan. Simdi bununla iyi gecinmek icin butun taleplerini karsilayalim mi diyorsun sen? O zaman hemen yeni talepler cikartirlar merak etme.

Ermenistan'a bakarsan, gene butun komsularindan talepleri olan bir ulke. Kendi komsularinin topraklarini guc yoluyla isgal etmis bir ulke ile sen nasil dost olacaksin? Al iste Karabag bolgesini isgal ettiler ve 1 milyon Azeri su anda evlerinden cikartilmis, daglarda, sokaklarda, terk edilmis tren vagonlarinda yasiyorlar. Ermenistan anayasasi'nin ilk maddelerinden biri Turkiye'den toprak kopartilmasi icin her yolun denenmesi diyor. Simdi boyle haydut bir ulke ile dost olunabilinecegini dusunmek Safligin sinirlarini zorlamaz mi? Gurcistan'la aralari cok mu iyi? Bakin Adige ozerk cumhuriyetine her gun ermeni gocmen yerlestiriliyor. Bi acin Cerkeslerin forumlarina bakin, neler oluyor Adige cumhuriyetinde. Trabzon'u alip denizlere acilmak istiyorlardi. Okullarinda bile buyuk ermenistan diye tutturmuslar, 3 deniz ulkesiymis: Akdeniz-karadeniz-hazar. fantaziye bak, sen bunla ne dostlugu kurarsin?

Simdi bu ulkeler zaten butun komsularindan bi seyler koparmaya calisan , ve kirli oynayan adamlar. Bati'dan destek aliyor olmalari onlari hakli mi yapiyor senin gozunde?

Suriye'ye gelelim. 5 sene oncesine kadar PKK'ya destek veren, birden donup degisen, ABD ile basi sIkIsinca bizle dost olmaya calisan yanardoner bir ulke. Acikca teror orgutlerini destekleyen bir ulke, sadece PKK'da degil, cesit cesit orgut. Bu durumu duzelttikleri oranda Turkiye ile aralari duzelir.

Iran demissin. Iran seriatci bir cumhuriyet, bir kadeh viski ictin diye kellen gidebilir, bu seviyede adamlar. Sen bunla ne kadar iyi dost olabilirsin? Nukleer silah sevdasindalar simdi, yakinda yapacaklarda.

Bulgaristan'da nufusun %20'si Turk, meclisteki ikinci buyuk parti Turklerin partisi. Koalisyon'a girip neredyse iktidara gelecekler, su an pazarliklar suruyor. Bunlari asimile etmek icin denemedikleri yol kalmadi. adamlar panik olmus durumdalar zaten. (Ki eskiden bu rakam 45% civariydi, cok kisi kacmak zorunda kaldi). Bu asimilasyon politikalrini biraktiklari olcude bizle aralari duzelir. Top onlarda.

Geriye kim kaldi? Azerbaycan ve Gurcistan. Bu iki ulke dogru yolda giden komsularimizdir. Bunlarla iliskilerimizi guclendirmemiz lazim diyorum, zaten eger daha onceki yazilarimi da okuduysan. Zaten bu ulkelerle aramiz giderek daha iyi yonde ilerliyor, ozellikle BTC boru hatti ve Saakasvili'nin baskanligi bu yonde cok olumlu gelismeler oldu.

Turkiye mesru bir ulkedir. Turkiye saldiri altindadir. Turkiye'den cok seyler talep edilmektedir. Bunlara "paranoya" diyenler, bu saldirinin bir parcasidir, bunlara kanmayalim.

[Bu mesaj demirbilek2 tarafından 28 Temmuz 2005 18:01 tarihinde değiştirilmiştir]

[Bu mesaj demirbilek2 tarafından 28 Temmuz 2005 18:07 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ben bunları yapalım, İzmir'i Istanbul'u Yunanlara, doğuyu Ermenistan'a mı verelim diyorum? Diyorum ki, bu kadar da kapalı olmamalıyız. Böyle "Siz korsansınız, hırsızsınız, hedehödö" diyerek hep düşman kalırız, bir bir şeyler başlatalım ki gerisini onlar getirsin. Kalkar bir halt yemeye çalışırlarsa, o zaman günlerini göstermek bize düşer.

Bakın, 2. Dünya savaşı patlamadan önce, Almanya'nın dış ticarette en iyi olduğu ülke Fransa'ydı. Sonra noldu, Almanlar haldır haldır Fransa'yı tepelediler, en kanlı düşmanlar oldular, Almanlar yenildi bu sefer Fransızlar müttefiklerle birlikte haldır haldır Almanya'yı işgal etti ve "tek esir almadan" savaşı bitirdiler. Şimdiki durum ne peki? Adamlar yine dış ticarette birbirleriyle en üst sıradalar. Kimse de "Almanlar bizden toprak koparmayı düşünüyor" diye yaygara yapmıyor. "Fransızlar" bizi sevmiyor da demiyorlar, komşularıyla ticaret yapıp, AB içinde geçiniyorlar bir yere kadar. Birlik böyle oluyor işte.

Diyeceksiniz ki şartlarımız eşit mi? Eşit değil tabii, evet üzerimizde çok fazla oyun oynanıyor, evet petrole yakınız, doğal kaynaklarımız çok diye okkanın altına gidiyoruz. Bunlar doğru. Ama bence, mesela "Bulgaristan şunu yaptı etti" diye onlarla ticaret yapmamak, ilişkiyi koparmak yanlış. Böyle bakmak, hep "Düşman" görmek yanlış. İki taraf da kamplara bölünüp silahlarını bilerse eninde sonunda kavga çıkar, bir sonuç da olmaz. Bence, bir tarafın bir şeyler yapması lazım, madem Avrasya birliği, heyheyhoyhoy diyorsunuz, neden Türkiye olmasın ki bu taraf? Delikanlılık bizde kalır reddedilsek dahi.

Her "İlişki başlatmak, sıcaklık göstermek, diş bilememek" taviz olarak görünüyorsa, asıl bence o zihniyet teslimiyetçi, bölücü ve korkaktır. Birine "Gel beraber bir şeyler yapalım" demek farklıdır "Aaabi, nolur bir şeyler yapalım mı aabi, nolur he?" demek farklıdır. İkincide şamar oğlanı olunur, birincide şartlar eşit, hatta biraz ilk teklif edenin lehinedir. Niye Türkiye bu ilk teklif eden olmasın?

Ben bunu diyorum kardeşim. Komşularımızın hepsine "tü kaka" diyerekten bir yere varamaz, birlik mirlik kuramayız. Biz Avrasya birliği kursak ama Ermenistan'la kan düşmanı olsak, neye yarar ki? Bizi birlikten ayırmış olur sonuçta, üstünden de hoplayamayacağımıza göre ne yapabiliriz o zaman? İşgal mi edeceğiz "Yoluma çıktın" diye?

Biraz da bu açıdan bakın. Bence Avrasya birliğine soyunacaksak, yakınlardan başlamamız lazım, yoksa Çin nireee, Malezya nireee, Kazakistan niree...

Saygılarımla,[signature][hline]Bir fincan kahveden daha güzel olan tek şey, ikinci fincandır." CAFEIN
Tüm Metalciler bir gün Led Zeppelini tadacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ermenistan senle iyi gecinmek istiyormu? Adamlarin anayasasinin ilk on maddesini oku.

Turkiye zaten butun komsularina acik. Bir cok ulke ile iyi gecinmemizi nasil acikliyorsunuz? Simdi Turkiye senin dedigin gibi bi ulkeyse niye mesela Gurcistan, Azerbaycan, Ukrayna ile aramiz iyi? o zaman onlarla da kotu olurdu. Ama ermenistan ve yunanistan'in herkesle aralari kotu, cunku buyukluk fantazileri yasayan, hayaller kuran ulkeler. Turkiye'nin boyle bir dis politikasi yok ki.

Bi de benim yazilarimi okusaydin Cin hakkinda, Malezya hakkinda ne dedigim gormus olurdun. Demek ki okumamissin boyle alakasiz bir cevap verdigine gore.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Birlikler boş ülke içinde adam kayırma,yolsuzluk,rüşvet varken birlik birşey ifade etmez gelen para giden para kaybolan para geriye tuzlu bir avuç ve uzun bir dil kalır[signature][hline]We cast our lot together four still stand as one
Here we'll remain forever till our kingdoms one

[Bu mesaj paparnoz tarafından 28 Temmuz 2005 22:06 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...