Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Kamboçya’ya Yerleşerek Bakkal Çırağı Olan Kaptan


Xaero

Öne çıkan mesajlar

Adam hayatta ozlemini cekip de cok yuksek paralara ragmen karsilayamadigi ihtiyaclarini Kambocya'da karsiliyabiliyor ise orada mutlu olabilir. Hala 30bin lira ile bakkal cirakligini karsilastirmaniz oldukca sacma o yuzden. Para bir ise yaramadigi, sonuc getirmedigi surece degersiz birsey. 2, 5, 10 yil sonra pisman olur mu olmaz mi onu bilemeyiz ama bilmeden yargilamaniz karsilastirmaniz falan sacma yani.

Bilenlere soru; Kambocya yabancilar icin guvenli biryer midir? Ciddi bir hirsizliga, gaspa, saldiriya maruz kalma tehlikeleri var midir?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sorun şu ki özenilen kalburaltı yaşam, vasıf olarak özenilmiyor. İnsanlar istiyor ki bir rahatlasın, kafasını boşaltsın, ciddiyetten uzaklaşsın.

Bunların çözümü sadece şehirden ya da medeniyetten kaçarak yapılmalı diye bir şey yok. Ki bu maksatlı domates yetiştiren tipler geldikleri gibi geri gidiyorlar. Bu konuda Esh haklı. Yaptıklarınızı, peşinden koştuklarınızı sorgulamanız hatta eşinizi dostunuzu gözden geçirmeniz daha mantıklı.

Yaşamınızı değiştirmenizi tenkit etmiyoruz. Değiştirin ama aptal bir boşluk hevesiyle değiştirmeyin. Cahilliği övmek gibi bir şey tamamen vasıfsızlığa özenmek. Zaten yapamazsınız. Domates ekseniz nasıl daha iyi ekerim, nasıl daha iyi tarım yaparım vs derken limiti yine modern şehirlere varacak şeylere girişirsiniz.

İncelerseniz biraz böyle olduğu aşikâr, mesela http://www.hayalimbiciftlik.com/ ,bunlar ortaçağ ya da antik insanlar gibi yaşayamıyorlar.

O yüzden insanlığın gelişiminin verdiği bıkkınlığı yanlış yorumlamamak lazım. Basit yaşamı amaçlamak yerine yaşamınızı basitleştirin. Keşmekeş içinde ölüp gitmek modern insanın sorunu. Çözümü de medeniyeti reddetmek olmamalı işte bunu anlatmaya çalışıyoruz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi adam gitmiş ve mutlu, paraya ihtiyacı olsa o adam iki ay denizde çalışır oyar cebine 10k doları geri gleir yine o bakkal tezgahının arkasına geçer kafasına estiği gibi de çalışır adamın zaten yüksek mevkide gözü yok

benim de gözüm mevkide değil ama yarın istifa etsem 8 ay sonra hâlâ iş bulmuş olur muyum onu bilemiyorum, e mevcut pozisyonumda kazanacağım para da belli, eşek gibi çalışıp üstüne bir de sinir stres sahibi oluyorsam sikerler abi giderim başka iş yaparım

ha şu anda götüm yemiyor çünkü bankaya kredi borcum var onu kapattıktan sonra istifa işini daha ciddi düşüneceğim, şu anda tatlı bir fantezi

o yüzden ben o bakkal tezgahının arkasına geçen adamı anlıyorum, iş stresi yüzünden kazandığım parayı tedaviye harcamam gerekecekse kalsın amk sanki ayda elime 10k 10k para sayıyorlar da
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ahahah ne tartışma dönmüş.

Esh, insanların adama imrenmesinin nedeni "bu bok ülkeden kaçmış" olması. Bir nevi başarı hikayesi olarak algılanıyor belliki.

Adam Hollanda'da veya İngiltere'de 20.000 Euro aylık kazancı varken Kamboçya'ya taşınsaydı post'lar farklı olurdu tabi. Söz konusu ülke Türkiye olunca adam "kral".

Sen bu forumdaki kitleye dahil değilsin ki, Bodrum'da yaşıyorsun yılın büyük bir bölümünde. Forumdakiler İstanbul trafik çilesini hergün yaşayıp, politik kara bulutların üstlerine kabus gibi çökmesiyle, emeklerinin de karşılığını alamamalarının bilinciyle Kamboçya'da bakkal çıraklığını mantıklı görüyorlar.

Ben de çok rahat bir adam olmama rağmen artık nefret eder oldum yaşadığım yerden. O yüzden bu adam bir "kahraman" oluyor işte.

Vergiyle ilerlemenin ne alakası var onu da anlamadım. Cidden muasır medeniyetler seviyesinde bir yerde olsak savunacağım o fikride, burda verdiğin her vergi ilerlemeye yönelik değil bakan oğullarının kumar parasına gidiyorken argüman zayıf oluyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

LathspeLL said:

Vergiyle ilerlemenin ne alakası var onu da anlamadım. Cidden muasır medeniyetler seviyesinde bir yerde olsak savunacağım o fikride, burda verdiğin her vergi ilerlemeye yönelik değil bakan oğullarının kumar parasına gidiyorken argüman zayıf oluyor.


vergiyi ilk soyleyen saniyorum "amerikadan yaziyor ben yeaa" diyen ergen yalniz.

esh'in dedigi sey verginin cok otesinde. ama ergenin anlamasi icin biraz karmasik. henuz degil, daha sonralari belki. cunku adamin sunabildigi "basari" amerikada yasamak... bu yani, argumanini da "ben amerikada vergi vermiyorum" gibi hayali bir sey ustune dayandiriyor sanirim. ha bir de gotunu tr'de silmemeye dayandirmis, pardon bu onemli dusunceyi unutuyordum.

insanlar olarak bir seylerin olmasi, yapilmasi icin ugrasiyoruz, cunku biz bunu yapabiliyoruz. elimizden gelen, gucumuzun yettigi sinirlar icinde dunyayi degistiriyoruz, yeni bilgiler ekliyoruz ve yeni seyler uretiyoruz.
(dogrusu zamaninda yapilan cografi kesiflere ve kolonizasyon olaylarina hep bi imrenmisimdir)

bu uretimin icinde olmaktan memnun olmak/olmamak ayri bir sey.
bu kendi istedigim ve diledigin zaman cikabilecegin seyler icin "sistem bu yeaa" demek daha ayri
burada gelip 3.dunya ulkesinden, daha ucuz bir 3. dunya ulkesine gecip, orada (turkiye'de olsa anadolu comari derim de) vasat yasamak veya bunu savunmak tamamen farkli bir sey.

adamin anlattiklarinin dukkan onunde oturup gelen gecen kari/kizi kesen comar hakki abi'den tek farki TEKNOOOO diye bagirmasi gencler. yemeyelim birbirimizi.

ingiltere'de bbc mi channel 4'mu emin degilim bir belgesel vardi. adamlar ingiltere'den evlerini satip bu uzak diyarlarda ise giriyorlar. ne bileyim mini bir otel acani var, danismanlik yapani var etc.

bak onlar bayagi degillerdi, vasat degillerdi.

vasata ovgu cok sacma yahu. adamin yaptigi bir seyi kirmak degil, vasatliga katlanmak. istanbul'dan bahseden Lath mesela, abi ac bi bakkal bodrum'da sen de.. koyde acacak kadar paran vardir. koyluler gecerkes SELAMUN TEKNOOOO diye bagir hatta..

mis gibi huzur sana.. tek gorecegin trafik sabah cikan ineklerin trafigi falan olsun.

vasatliga doyamayin e mi?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Vergi konusunu kaçırmışım herhalde.

Adamı överken "İTÜ mezunu, 2. kaptan, yüklü gelir" kıstaslarına bakarak adamı "en azından aklı başında, belki de kültürlü" olarak değerlendirip Kamboçya hareketinin arkasında daha bir felsefik duruş olduğunu varsaydım. "Karı kız var la burda" diye indirgemedim aslen. Öyleyse tabiki resim değişir.

Şimdi felsefe demişken "insanlığın ilerlemesi" konusuna da girersek işin içinden çıkamayız. Olayı "suya, sabuna bulaşma; çekil bir ücra köşeye kendi halinda yaşa" ile "toplumu ileri taşıyacak aksiyonlarda bulun" arasına çekmemek gerek.

"Hepimiz gidelim bakkal çırağı olalım" da denmiyor herhalde. Dediğin gibi hotel açılır, danışmanlık yapılır ama işte adım atmak önemli. Burada da konu bu, bu adam adım atmış.

Çoğumuzun kafasında benzer planlar/istekler var. Benim bütün arkadaşlarımın kafasında işi gücü bırakıp güneyde yeni bir hayat kurmak veya ülkeden ailecek kaçmak var. Herkesin kendine göre de planları var. Kimisi Esh'in dediği gibi realize etmesi zor hayaller, kimisi gayet yapılabilir şeyler. Benim bile var güney ve yurt dışı planım "plan A and plan B" olarak.

Bu tip hikayeler umut oluyor sadece.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Fakat şu da var bu adam aldığı yüksek maaşı gece hayatında harcamış birisi. Demek ki gece hayatını seviyor. Bu çırak olarak çalıştığı bakkal da yazıya göre 10 tane barın kesiştiği noktada. Adam sadece gece hayatının ortasında olduğu için bile mutlu olabilir ve bunu nerede yaptığının bir önemi olmayabilir.
Bunun dışında bu tarz yerlere Hindistan ın Goası olsun Tayland ın adaları olsun veya bu adamın yaşadığı ada olsun bu tarz yerlere genellikle dünyanın her yerinden 20-30 yaş arası gençler geliyor. Çiçek çocukların devamı nesil. Oraya 175 ülkeye vizesiz girebilen pasaporta sahip adam da geliyor bizim gibi 102 ülkeye vizesiz girebilen adamda gelebiliyor. İkinizde orada yabancısınız ve kaynaşmanın önündeki engeller büyük oranda yıkılıyor. Bu da bir avantaj.
Yazıdaki önemli olan nokta ise adamın mutlu olması. Bu da tamamen kişinin düşünce yapısına göre değişir. Yani bu tartışmaya açık bir konu bile değil.

Tartışmanın ortaya çıktığı konu ise elinin kolunun nereye kadar uzayabildiği imkanlarının ne olduğu. Burada tabiki Esh haklı. Mesela herkes böyle yerleri gezmek bir şekilde kafa dinlemek ister. Buna kimse karşı çıkmıyor zaten. Ama kimse de 250 dolara çalışan bir Kamboçya vatandaşı olmak istemez. Bu da bir gerçek. Diğer bir gerçek ise Londrada evi olan bir ingiliz o kutu kadar evinin kirası ile Türkiye de çok rahat bir şekilde yaşayabiliyor. Sen İstanbuldaki evinin kirası ile ancak Kamboçyada rahat bir şekilde yaşarsın. Fark şu ki Londrada evi olan adam senin ülkende de kamboçya da da ve bir çok ülkede de rahat bir şekilde yaşayabiliyor veya pasaportu ile bir çok ülkeye rahat bir şekilde giriş yapabiliyor. İşte belki en önemli gerçek bu. Elinin kolunun nereye kadar uzayabildiği, gelirinin miktarı ve vatandaşı olduğu ülkenin imkanları. Sonuçta hangi insan mob başına 10k xp veren zone varken mob başına 2k xp veren zone da level kasmak ister?
Ayrıca en önemli konu da insanın sınırlarını bilmesi ve bu sınırları genişletebileceğinin de farkında olması. Herkesin çalışması için gerekli motivasyonu farklı. Her işin kazancı eşit değil tabi ki bu bir gerçek. Fakat herkes de yüksek kazancı olan bir işi yapabilir mi? Zihin yapısı, yetenekleri, işin getirdiği stres yükünü kaldırabilme kapasitesi ve eğitimi bu iş için uygun mu? En önemlisi de istiyor mu? Bunların sorgulanması gerektiği de bir gerçek. Onun için gelirim çok olursa çok mutlu olurum yanılgısına da düşmemek gerek. Kimisi kahvede arkadaşları ile 25 kuruşa çay içip laklak etmek ister. Fakat 5 tane apartmanı olduğu için herkese hava atıyor ve adamı dışladılar diyelim Böyle bir adamda sevilmediği için acı halindedir. 20 bin tl maaş alan bir beyaz yakalı artık her haftasonu 500 tl ye 1kg et yediği restorandan ve şehirden sıkılmıştır daha çok tecrübe satın almak ister. Gezmek ister. Fakat vakti yoktur gezmek için bir an gelir basar istifayı dünya turuna çıkar böyle hikayeleri de çok görüyoruz hatta bir nevi pazarlanıyor bu hikayeler. Kimisi sadece daha çok sevişmek ister ona göre bir hayat tasarlar kendine tasarlayamazsa acı çeker. (Türkiyenin geneli). Sonuçta istemek arzulamak sınırsızdır. Sıkıntının kaynağı da bu zaten. Sınırsız olması. İstekler, beklentiler, belirsizlikler azaldıkça insanın kafasındaki tilki sayısı da azalır ve insan mutlu olmaya başlar. İnsan kafasında tilkiler olmadığında mutludur, sağlıklıdır gözlerinin içi ve derisi parlar. Çünkü zihninde yaşam enerjisini yiyecek düşünceler kalmamıştır artık. O yüzden bana göre insanlar temel ihtiyaçlarını karşılamalı ve beklentiyi isteği arzulamayı mümkün olduğunca azaltabilmeli. Yoksa hiç bir zaman mutlu olamaz. Bu adamda mutlu gözüküyor en azından şu an için. Bence insanların özendiği de bu mutlu olabilmesi yoksa bakkal çırağı olmasına kimse özenmez.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

baslik falso. adam sanki kambocyada gecekonduda yasiyor, bakkalda calisarak karnini doyurmaya calisiyormus gibi baslik atilmis.

adam turistik mekana yerlesmis. 7/24 deniz kum gunes. geceleri parti. etraftaki insanlar hep turist. parasi da var demek ki yeterince. sikilana kadar takilir iste orada.

oturum icin de resmi olarak calismasi gerekiyodur. girmistir bakkalci olmustur resmi olarak. gemiden bayan adam bakkalda oturup kasaya bakacak, komik.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu adamın yaşamak istediklerini anlamanız için 30+ hatta 35+ olmanız lazım. Ben anamı babamı göremez oldum lan çalışmaktan.. Bırak sıfır motor aldım bayiden almaya vakit bulamadım iki gün sonra alabildim. Şimdi binmeye vaktim yok. Param var ama ne için diye soruyorum tek açıklaması çocuklar için başka hiçbir kıymeti yok paranın.

Hala bakkal falan diyorsunuz olayın bakkal çakal Kamboçya olmadığını bile cozemiyorsunuz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu senin tercih ettigin bir sey.

su anda is yukunu azaltip, baska bir iste calismaya baslayabilirsin

ben de 30+'im. yaptigim isi sevdigim icin yapiyorum.
tek amaci bakkalda oturup, gelen turist kariya bakacak kadar da vasat bir hayata da (beyni falan kapatim) giremem.

ama dilersen ve yapabiliyorsan bunu da yapabilirsin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aga adam 30k maaş alıyormuş. 1 yıllık birikimini bankaya atsa faiziyle yaşar zaten kamboçyada. bi iş beceriyomuş gibi haber yapmışlar bide + istediği zaman kaptanlığa geri dönme ihtimali de vardır. takılır 1-2 yıl sıkılınca döner yine.

ama güzel kafa param olsa yaparım
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu olay tamamen yasam gorusuyle, insanin mutlu oldugunu yapmasiyla alakali. "Kalkipta kimse uc kurusa Kambocya'da calismak istemez, herkes Istanbul'da 20k maasa bakar" tamamen gereksiz bir arguman. Zaten insan, ben niye boyle dusunuyorum diye kendine sorunca anliyor ki aile, cevre ve sistemin etkisi altinda kaldigini. Benim eski mudurun bir lafi vardi, is birazda uyusturucu gibidir, alistin mi cikamazsin isin icinden. Esasinda sistemde boyledir, alistin mi degistirmek zordur. Ayrica zamanla sistemin savunucusu da olursun(bkz. bu konudaki yorumlar). Kisacasi hayatta mutluluga, huzura giden yol tek degildir. Kimisi CEO olup mutlu olur, kimisi cami imami olarak mutlu olur, kimisi tropik ada da party animal olarak.

Kambocya'ya da cok bok atmissiniz bu arada. Gidip gormediginiz yerler hakkinda sallamak ne kadar kolay. Umut Sarikaya'nin hep beraber Iran'i ovuyoruz karikaturun "haydi kendi durumumuzu yuceltmek icin baskasina bok atalim" versiyonu gibisiniz. Hemen bir wikipedia belgesi okuyup yorumda yaparsiniz simdi.

Kambocya'da ana mekanlarda herhangi bir gerilla tehditi yok, zaten turizme yavas yavas aciliyor. Bu saatten sonra kimse bindigi dali kesmeye calismaz. Ama yankesicilik, soygunculuk tarzi petty crime var, gerci Istanbul'da da var. Butun memleket rusvetle donuyor. Bana ilk basta bayagi garip gelmisti. Amerikali guesthouse isleten bir elemana sormustum, nasil boyle corrupt bir ulkede rahat ediyorsunuz diye. Eleman bana "Benim ulkemde devlet duzenini kendi lehine cevirmek icin cok zengin olman gerekli, ya presidential campaign a bagis yapicaksin, ya bilmem ne senatorunun projesine funding vereceksin, ancak oyle birseyler elde edebilirsin. Ama burada cebindeki 1 dolarla bile istedigine rusvet verebilirsin. Fakiri de zengini de rusvet verebiliyor, bana gore Amerika'dan cok daha adil" demisti. Enteresan bir bakis acisi. "Ya cok sert %100 rusvet free takilmak gerekli, ya da Kambocya misali" gibi bir yaklasimi vardi.

Kambocya feci ucuz, vize derdi yok. Yukarida bir arkadasta yazmis, bu durum equal ground a sebep oluyor. Orada ya yabancisin ya Khmer. Haliyle yabancilar feci kaynasiyor. 1 hafta icinde oturma izni, banka hesabi, arazi leasing i hallebiliyorsun. Yapilan kaba hesaba gore 5k USD ye bir sene krallar gibi yasiyorsun. Backpacking yaparken gelip yerlesen koca bir expat grubu var. Kimi kendi isini kurmus guesthouse, bar, restoran, bakkal isletiyor, kimi turist rehberligi yapiyor. Kimisi de karin tokluguna calisiyor. Birde donemlik isi olanlar var. Adamin tarim isi var kendi memleketinde, senede 6 ay kendi memleketinde calisiyor, 6 ay Kambocya'da takiliyor. Ya diyorsun, buralar turizmle beraber bozulursa ne yapacaksiniz. Adamlar leasing i aldigim fiyatin 2-3 katina devredip baska yere giderim diyor o derece rahatlar.

Kambocya hazir turizme acilirken, Tayland'a donmeden once gidip gormekte fayda var. Elemanda Sihanoukville e yakinmis zaten. Orada cok ufak bir Turk komunitesi var. Bizim Fransiz arkadas ben en az 5-6 Turk taniyorum demisti. Donerci filan vardi kentte. Girdigimiz bir barda bamboo shot sampiyonasinda Turkiye 5. siradaydi, artik nasi gaza geldilerse acimadan icmisler.

Bir ara oturup dusunduk, gitsek yapabilirmiyiz diye. Sanirim ilk bir-iki sene iyi gecer, sonrasinda duzenli Avrupa ulkesi hayaline gireriz gibi geldi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Denklem basit neden bu kadar kıllatıldı;

Sonsuz paran olsada göreceğin bu, üstüne üstlük köpek gibi çalışıp seni sömürecekler, ciddi anlamda kanser riskine yakalanmaya açık bi ülkede yaşıyorsun.Ve gitgide cahilleşen bir ülkede yaşıyorsun.Herşeyi yoluna koysan bile eve gidip biranı açıp tv'yi açtığında şu görüntüden yine de kurtulamayacaksın.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...