Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Türkiye'de doğayı korumak, dernekler/gruplar


Bone

Öne çıkan mesajlar

Alışveriş yaparız, yemeği hazırlarız, yeriz ve çöpe atarız.
Çöpleri çöpçüler gelir alır böylece kurtuluruz.
Her gün arabaların egzosları, içtiğimiz sigaraların dumanları doğaya karışır ve gözümüzden uzaklaşır.
Kışın kar yağınca kötü hava deriz, ama kışın güneşli sıcak hava olunca seviniriz. Havalar iyi gidiyor diye düşünürüz.
Çöpler toprağa gömülür, biz de hayatımıza devam ederiz.
Monoton hayatımız boyunca doğanın sadece bize birşeyler vermekle yükümlü olduğunu düşünürüz.

Doğru, monoton hayatımız devam ediyor. Ancak bu sonsuza kadar böyle gidemez. Bilim adamları 15-20 yıl içinde kıtlık çıkıcak, su yüzünden savaşlar olacak diyor. Tabii, biraz tuhaf. Biz çöpümüzü atıyoruz dışarıya, dumanlar atmosfere karışıyor, bizim gözümüzün önünden kayboluyor. Ancak bunun devamı da var. Doğa bu yaptıklarımızın üstesinden nasıl gelicek?
Mesela Ayk'ı dışarda dolaştırırken çok gördüm. Toprağa/çime kaka yaptı diye kızan "bilinçli" vatandaşlarımız var. Ancak aynı toprakta cam şişe, pet şişe, sigara pakedi gibi maddeler var. İnsanlar çöplerini atmış oraya.
Tabii Ayk'ın kakası monoton hayatımızın bir parçası değil, ancak o sigara pakedini ortalığa atmak monoton hayatımızın bir parçası.
Ancak dediğim gibi bunun devamı da var. Bir havyanın dışkısı doğal olaydır, doğa onu birkaç gün içinde değerlendirir. Ancak o atılan sigara paketleri, pet şişeler birkaç günde gitmez. Onlarca, yüzlerce yıl gerekir.
Yani doğaya yaptığımız herşeyin bir bedeli var. Bu bedel bize eninde sonunda geri dönecek. Ağaçları katledip fabrika kurmak kolay iş, bizim de rahatımızı arttırıyor. Ancak işin sonunda kirlilik, erozyon, asit yağmurları, kıtlık ile başbaşa kalan yine biz olacağız.

Şimdi bunları neden yazdım? Asıl konuya geleyim.
Van Gölü ölüyormuş, gazetede okudum.
Kanalizasyon suları, çöpler, hep Van Gölü'ne atılmış. Hayatımıza devam etmek için çöpleri gözümüzün önünden kaldırıp doğaya bırakma yöntemi çok kolay gözüken birşey. Ama gördüğünüz gibi bunun doğurduğu sonuçlar da var.
Van Gölü'nün 25 yıllık ömrü kalmış. Yüzde 40'lık kirlilik oranı görülmüş. Ve uzmanlar şimdi temizlenmeye başlandığında 50 yıl sonra tamamen temiz olacağını söylemiş.
Çevre ve Orman Bakanı ile Bayındırlık Bakanlığı harekete geçmiş, ama Çevre ve Orman Bakanı hala Van Gölü'nün Turizm açısından öneminden bahsediyor. Yahu doğa ölüyor yetmez mi, illa Turizm açısından önemli mi olmak zorunda? Çevre ve Orman Bakanı'nın işi Çevreyi korumak mı, yoksa Ormanları kesmek isteyenlerin belgelerine imza atmak mı?
Neden bu kadar geç önlem almaya başladı?

Elimizin altında çok değerli göller, ırmaklar, ormanlar var. Ama göz göre göre teker teker kaybediyoruz. Sazlıklar yakılır, çöpler dökülür, kuşlar ölür... Ancak "Çevre" Bakanı çıkar turizmden bahseder.

Böyle bir topic açmayı düşünüyordum zaten birkaç gün önce. Van Gölü'ne kısmet oldu.
Türkiye'de yardım edebileceğimiz, aktif çalışan dernekler, gruplar veya organizasyonlar neler var? Sırf Türkiye değil Dünya'da birçok şeye yardım edebiliriz.
Tamam düğün yapıp basit ve saçma bir yüzüğe 1.5 milyon dolar, veya bir kere giyinip sonra atılacak gelinliğe 200 bin dolar verebilecek kadar zengin değilim. Emlak kralı da değilim.
Ancak yardım yardımdır. Gerek maddi olsun gerek manevi birşeyler yapalım.

Belki saçma ve zor işler gibi gelebilir. Ancak meşe palamudu dikimine yardım etsek, çam ormanlarını arttırsak, evimizin altındaki kedi köpekleri beslesek, balkonumuza veya camımızın kenarına kuşların su içebileceği ve yemek yiyebileceği basit de olsa kuşevleri assak, ekolojiye küçük de olsa katkıda bulunabiliriz.
Hatta PATİcik.com olarak bu tip faaliyetleri de destekliyebiliriz, bu tip organizasyonları arttırmayı sağlıyabiliriz.[signature][hline]Beş Hececiler

[Bu mesaj Bonecrusher tarafından 24 Ocak 2005 13:04 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

geçen gün cnn türk'te bir programda van üzerinde uçuyorlardı, van gölü'nün kıyıları beyazdı, ama garip bir beyazdı.
sırf van gölü değil her göl, ırmak etkileniyor bu kirlilikten. yeraltı suları da etkileniyor göremesek te. Eğer bu şekilde devam ederse ilerde çok sorun yaşayacağımız aşikar. bu tür olayları devletten beklemek te yersiz, malumunuz çoook bilinçli bir siyasi camiaya sahibiz:)
son çare olarak sivil toplum örgütleri kalıyor tabi. aslında devlet zarar vereceğine hiçbişey yapmayıp bu örgütleri desteklese daha iyi olacak bence.
katılıyorum uzun lafın kısası. bişeyler yapılmalı ve bizim bişeyler yapılmasını beklemek yerine bişeyler yapmamız lazım.[signature][hline]beş hececiler
H.B.E
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

eğer yapılacak birşeyler varsa beni de ilk sıralara yazın arkadaşlar..elimden geleni yapacağımdır..
ayrıca en küçük birşeyde duyarlılıktan bahseden paticik halkı nerede?2 saatte 2 mesaj?[signature][hline]herkes,
düşlerinin büyüklüğü kadar özgürdür.(chE)
I'm not fat!I'm big-boned..(obeLix)
Üstüne Şehir Örten Şehir
www.heavymetaltr.com/forum
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kirlenmenin etkileri zamanla daha da göz önüne çıkıyo, daha baya da bi çıkacak böyle giderse.
yurtdışındaki durumlardan çok haberdar değilim ama burda öyle dernekler de hiç etkili değil. lafta kalıyo bi ton şey. tabi onların da elinden gelen çok bişey yok millet ilgisiz olduğundan.
ha ama en azından şu "herkes kendi evinin önünü temizlese" olayını uygulamak lazım bireysel olarak. yani ne bileyim o derneklerin yaptıkları işlerde aktif olarak yer alınmasa bile maddi olarak üç beş bişey yardım etmek gerek.
sırf temaya üye olup bi tane rozeti takıp başka hiçbişey yapmadan çevreciyim diye geçinmekten daha etkili olur bu tip bireysel hedeler.[signature][hline]kender on the roof
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hepinizi canı gönülden destekliyorum çok doğru bir yazı...Çevremizi korumamız lazım yoksa ileride koruyacvak bir çevre kalmayacak :([signature][hline]Sleepwalker, 15 Ocak 2005 21:02 tarihinde demiş ki:
dikkat ederseniz hayvanın midesine bakıyor ve ne kadar çok gaz var böyle diyor içinden

-------------------------------------------
En ateşli ve içli ağlamalar, en sönük ve anlamsız gülüşlerde gizlidir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Butun Turkiye seyirci degil cevre kirliligine, Turkiye'de bu konuda cok ciddi calisan, iddiali, kar amaci olmayan bir vakif var, belki duymussunuzdur; TEMA (Turkiye Erozyonla Mucadele ve Agaclandirma vakfi). web adreslerini veriyorum, isteyen incelesin:

http://www.tema.org.tr/

Sadece, agac dikme degil, ayrica issiz koylulere aricilik, dokuma, organik tarim vs. gibi zanaatlar ogretip, ayni zamanda issizlik konusunda da calismalari var. Erozyon, toprak kirliligi gibi daha bir cok konularda calismalari var.

Bu adresi incelerseniz gorursunuz ki, aslinda cok cok dusuk miktarda bagislarla bile cok onemli isler yaratabiliriz. Hic parasi olmayanlarda gelsin hafta sonlari agac diksinler diyorlar yanlis hatirlamiyorsam. Ayrica bir cep telefonu mesajiyla bile yardim yapmaniz mumun.

Aslinda Turkiye agac dikme konusunda dunyanin en aktif ulkelerinden biri. Ornegin ODTU agaclandirma projesi (Ankara), bundan 6 sene once 'dunyada insan eliyle yaratilmis en buyuk orman alani' cevre planlama odulunu aldi. Ayrica askeriyenin de bu konuda calismalari var.

Tabii ayni zamanda tahribat ve ormanlari yok etme konusunda da tehlikeli bir bolgedeyiz. En buyuk tehlikelerden biri Turkiye arazilerinin yabancilara satilmasi. Ornegin su anda iki tane Alman turist golf oynayacak diye Manavgat ormanlari yok edilmek uzere. Buraya golf sahasi yapacaklarmis ormani kesip. Bence bu vatan hainligidir.

Ha bu arada AB,ABD ve Rusyanin bir gunde yaptigi kirliligi bizim garibanlarin pet siseyi yere atmalari falan yuz senede yapmaz, o da ayri konu. Onun icin her zaman oldugu gibi sadece kendimizi suclayip, moral dusurmeye gerek yok. Isteyenlere bu ulkelerin karbonmonoksit emisyon rakamlarini verebilirim.

Tekrar edeyim, web adresi:

http://www.tema.org.tr/

[Bu mesaj demirbilek2 tarafından 24 Ocak 2005 16:53 tarihinde değiştirilmiştir]

[Bu mesaj demirbilek2 tarafından 24 Ocak 2005 16:55 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
demirbilek2, 24 Ocak 2005 16:53 tarihinde demiş ki:
Ha bu arada AB,ABD ve Rusyanin bir gunde yaptigi kirliligi bizim garibanlarin pet siseyi yere atmalari falan yuz senede yapmaz, o da ayri konu. Onun icin her zaman oldugu gibi sadece kendimizi suclayip, moral dusurmeye gerek yok

Van Gölü'nün kirliliğinden sorumlu olan ABD yani?
ya da Gölbaşındaki Mogan Gölü'nün çevresindeki sazlıkları yakıp ordaki kuşları öldüren de ABD?[signature][hline]Beş Hececiler
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Bonecrusher, 24 Ocak 2005 18:09 tarihinde demiş ki:
said:
demirbilek2, 24 Ocak 2005 16:53 tarihinde demiş ki:
Ha bu arada AB,ABD ve Rusyanin bir gunde yaptigi kirliligi bizim garibanlarin pet siseyi yere atmalari falan yuz senede yapmaz, o da ayri konu. Onun icin her zaman oldugu gibi sadece kendimizi suclayip, moral dusurmeye gerek yok

Van Gölü'nün kirliliğinden sorumlu olan ABD yani?
ya da Gölbaşındaki Mogan Gölü'nün çevresindeki sazlıkları yakıp ordaki kuşları öldüren de ABD?


ABD bize cok uzak, kendi bolgelerinde Michigan golundeki asit yagmurlarindan ABD sorumludur mesela. Karadenizdeki kan kanseriyle dogan Turk bebeklerinden Rusya'nin Cernobil nukleer reaktoru sorumlu. Cezayir'in onemli oasislerinin yok edilmesinde Fransiz nukleer bomba testleri sorumlu. (daha yuzbinlerce ornek var bati'nin tabiat katliamina)

Gelismis ulkeler bu sorumluluktan kacamaz. Bu isi onlar baslatti, bati'nin yeralti nukleer testlerinin son yillarda giderek artan depremler uzerinde hic mi etkisi yok sence?

Van'a gelince...Izmir ornegine bakalim, 10 sene once kokudan sehrin girisinde durulmazdi, denizin birakin yuzmeyi, yanina bile yaklasamazdik bir cok yerde. Izmir belediyesi calisti, ugrasti, basardi... buyuk oranda temizlendi korfez, bu sene yunus baliklari, pelikanlar gelmis civara hatta duyduguma gore. Van belediyesi ve insanlari da incelesinler bu projeyi, benzerini uygulasinlar. Zorluklari olacaktir muhakkak, o zaman, bu konuda calisan vakif ve derneklerden yardim istesinler, eminim cevap alacaklardir, birinin web adresini verdim iste, bir seyler yapmak isteyip, ilginenlere....

www.tema.org.tr

Zaten mesajimin esas amaci da sana bu konuda calisan bir organizasyon oldugunu belirtmekti, sen detaya takilmissin. Ha bu arada kopek pislikleri de bayaa bi mikrop uretir, bunlari bir naylon poseti tersine cevirerek almani oneririm.

[Bu mesaj demirbilek2 tarafından 24 Ocak 2005 18:42 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Bonecrusher, 24 Ocak 2005 19:24 tarihinde demiş ki:
İzmir'den haberdarım, zaten Priştina'nın öldüğünü duyunca çok üzülmüştüm. Keşke tüm belediyeler onun gibi çalışsa.


Kesinlikle, hem Izmir hem Turkiye icin cok buyuk bir kayip, hem de daha 50 yaslarindaymis adam, eminim cok isler yapacakti yashasaydi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Eh sadece anı düşünmek insanın bir hatası işte. Yinede şimdiden böyle bir bilinç kazanmak en azından ilerde daha fazla olanağınız olduğunda yardım etme şansınızı arttırır, yada eliniziden geçecek olan kuşağa bunları göstermenizi. Şuan için bu bile önemli.[signature][hline]''It is very easy to disappear. Just examine ordinary people and act like them.''
Beş Hececiler
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Paticik.com olarak Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, TEMA vb. gibi vakıflara sürekli olarak maddi ve manevi yardımda bulunmak Paticik.com olarak kendi başımıza bir hareket başlatmaktan hem daha mantıklı hem de daha kolay.

Paticik Çevre Kirliliği ile Savaşma Ekibi adı altında bir ekip toplayarak bahsettiğim veya bahsetmediğim çevre yararına çalışan vakıflar ile görüşüp yardımlarda bulunmak, toplu etkinliklerde bulunmak hem yapılması çok kolay hem de bırakın Paticik.com her Türk insanının yapması gereken birşey.

Tavsiyem "Paticik Çevre Kirliliği ile Savaşma Ekibi"ni toplamaya çalışmamız. Bu tarz bir topluluğun oluşturulması için en müsait yerlerden biri Paticik.com forumları iken neden elimiz kolumuz bağlı oturalım ?

Mesaj için çok teşekkürler Bone..[signature][hline]Never come near me again..
Do you really think I need you..


John_Petrucci, 23 Ocak 2005 23:00 tarihinde demiş ki:
Neil Armstrong muson du zaten.Beklenir ondan
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

açık konuşiym ben yerlere çöp atmaktan nefret ederim...bir anlık bir hatayla çöpü yere atıp yerden aldığımı çok hatırlarım...ama insanlara dur diyemiyoruzki anasını satiym...adam açıyo cipsi yiyo sallıyo kaldırıma...dur da diyemiyosun...aslında yakalıcan basıcan cezayı..genede yapar bunlar...

küçüklükten verilmeli doğa, vatan sevgisi vs..[signature][hline]_iReM_, 09 Ocak 2005 22:16 tarihinde demiş ki:
ne bu ya kız diyince öyle altın günü gibi boş işler gelio hemen aklınıza.bitek çay servisine yaramıoruz yane.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Spidee'e katiliyorum, belki cevre konulari forumlarda bir sub-topic yapilabilir. Cok katilim olurmu ondan emin degilim aslinda, surda bakiyorum, yok bilmemne tarikati, yok ufolar 20 sayfa tartisilmis, hayatimizi dogrudan etkileyen bu kadar onemli cevre konusuyla ilgili pek kimsenin ilgilendigi yok. Tabii tartisilsa nolacak, bi cozum getiriyo mu diyeceksiniz, o da yanlis degil belki, ama bi yerlerden de baslamak gerekiyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

tahribat artik 6 ayda toparlanacak duzeyi gecti maalesef. Bizim her bos alana, her koseye agac dikmemiz lazim. Hatta devlete ait arsalara nasil gecekondu falan yapiyolar, ayni mantikla gidip bos devlet arazilerine agac dikeceksin. Eskiden okudugum bir cizgi-romanda vardi (Asterix'in bir macerasi), 3-4 saniyede buyuyen agaclar vardi, oyle bir sey lazim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bir dernek kurmak yerine, kurulmuş bir derneğe yardım ve bağış toplamak daha isabetli olacaktır bence. Doğa ile ilgili yardım kampanyalarının sticky topic yapılması, paticiğin bu şekilde seferber edilmesi daha kolay olacaktır.[signature][hline] Aşk böceği..
"I'm in love with an angel"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bekir Coşkun'un bir yazısını quotelamak istiyorum, Türkiye'de olduğu gibi, Paticik'te de ne yazık ki abuk sabuk konular ilgi görürken, çevre ve doğa ile ilgili bir konu çok az ilgi görüyor :)

said:
İNSANLIK bu sefer anladı:
Oxford'un bilim adamları 150 ülkede 95 bin bilgisayarla yaptıkları araştırmada, en geç 45 yıl içinde, sıcaklığın 11 derece artacağını ve denizlerin en az 6 metre yükseleceğini saptadılar.
Bu bir felaket.
Çukurova'nın yarısı yok olacak.
Mersin, Tarsus, Silifke, Bodrum, Marmaris, Kemer, Fethiye, İzmir, Ayvalık, Edremit, Çanakkale, Yalova, Kocaeli, daha binlerce yerleşim yeri sular altında kalacak.
Haliç sekiz kat büyüyecek ve İstanbul'un yarısı suları altında.
Tüm nehirler tersine akmaya başlayacak.
Çok uzak değil, çocuklar büyüdüğü zaman...

45 yıl içinde sizin durumunuzun ne olacağını merak ediyorsanız, metreyi alıp ölçün, denizin üzerine (en az) altı metre koyun.
Kimse yardıma gelemeyecek; çünkü dünyanın her yerinde herkes kendi canını kurtarmaya bakacak.

Bu size yine de senaryo gibi gelebilir; ama ileri ülkelere öyle gelmiyor, dünyayı korku sardı. Siz kaynana Semra ve oğlu Ata saçmalıklarına bayılırken, onlar uygar insan olmanın bilinciyle tartışıyorlar.
Bu tehdit depremden daha ciddidir.
Diyelim ki İstanbul'da depremin ne zaman olacağı belli değildir. Ama ciddi bilim otoritesi, en geç 45 yıl içinde İstanbul'un yarısının sular altında kalacağını bildiriyor.

Allah bize zodyak bot gönderecek değil; ama onun verdiği akılla hepimizin yapacağı bir şey var.
Artık dönüp doğaya bir bakmak gerekiyor.
Ormanın, denizin, ırmağın, gölün, ovaların, yaylaların insanlık için ne kadar önemli olduğunu öğrenmeniz gerekiyor.
Köylülerin anızları artık yakmaması, AKP'nin ormanları satmaktan vazgeçmesi, fabrikatörlerin pis sularını nehirlere-denize akıtmamaları, zenginlerin ellerini doğanın yakasından çekmeleri gerekiyor.
Ağaca, sazlıklara, sulaklara, kuşa, kurda saygı göstermeniz gerekiyor.
Doğaya düşman, sevgisiz, merhametsiz, acımasız insanların yakasına yapışmanız gerekiyor.
Dünyanın sadece insanlar için yaratılmadığını artık anlamanız gerekiyor.
En büyük otorite açıkladı; en geç 45 yıl sonradır büyük felaket.
Dönüp çocukların yüzüne bakmanız gerekiyor.
Hepimizin yapacağı bir şey var.


[Bu mesaj Bonecrusher tarafından 30 Ocak 2005 17:29 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Anafikir olarak katiliyorum yaziya da, su kismi bana pek inandirici gelmedi:

Bu size yine de senaryo gibi gelebilir; ama ileri ülkelere öyle gelmiyor, dünyayı korku sardı. Siz kaynana Semra ve oğlu Ata saçmalıklarına bayılırken, onlar uygar insan olmanın bilinciyle tartışıyorlar.

Ben de yillardir ''ileri ulkeler'' de yasiyorum. Bu heriflerin hic de bu konulari tartistigi, uygar insan olma bilincinde oldugu falan yok. Burada da tv.ler abuk subuk reality showlar, celebrity dot-bacak prgramlari falan. Cevre kirliligi ise Turkiye'den kat kat fazla ustelik. Burda da gene kucuk bir azinlik bu durumdan endise duyan, belki 5% bile degil.

Yani disardan hic bir sey umit edilmesin bu sefer. Bizim Turk gencligi daha duyarli ve oncu rolu ustlenmesi lazim bu konuda. Ilk olarak da surada bir cevre konulu forum basligi olsa nasil olur sizce? bilmiyorum moderatorle ne dusunur, mumkun mu boyle bir sey?

[Bu mesaj demirbilek2 tarafından 30 Ocak 2005 20:51 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Durum çok ciddileşmiş durumda. Ve asıl içler acısı olan bu ciddi duruma çıkarlarını korumaya çalışan bir takım insanlar yüzünden yeterince müdahale edilememesi. Dünyanın ekolojik sistemindeki hasar ne yazık ki göründüğünden çok daha büyük ve çok daha tedirgin edici. Yok olan canlı türleri ve kirlenen göller bunun sadece belirtileri.

Atmosferde artan karbondiyoksit seviyesi pek dramatik sonuçlara gebe. Eğer karbondiyoksit seviyesini düşürmek için geniş kapsamlı önlemler derhal alınmazsa deniz seviyesinin yükselmesinden çok daha trajik necilerle karşılaşacağız. Ekolojik sistemdeki bu değişim yeni bir buzul çağını veya sıcak çağı tetikleyebilir. Ve bu, dünya üstündeki bir çok canlı türünün -belki de insan dahil- sonu manasına gelir. Esasına bakarsanız bu değişim başladı bile. Azami sıcaklıklarla asgari sıcaklıklar ve sıcak gün sayısıyla soğuk gün sayısı arasındaki fark gittikçe artarken bir çok canlı türünün çoğalma ve göç alışkanlıkları değişmekte. Bu değişiklikler çok hassas olan dengeyi bozuyor ve doğaya tamir edilemez zararlar veriyor.

Dünya alarm veriyor. Yazımın başında bir takım insanların çıkarları yüzünden gerekli çalışmaların yapılamadığını söylemiştim. Atmosferdeki CO2 seviyesini düşürmek için atılabilecek en büyük adımlar alternaytif enerji kaynakları bulmak ve insan kaynaklı CO2 çıkışını (fabrikalar vs.) azaltmaktır. Alternatif enerji (fosil yakıt kaynaklı veya bir atomun çekirdeğini bölerek elde edilmeyen enerji kaynağı manasında) kaynaklarının bulunması en çok kimi tedirgin edecektir? Petrol zenginlerini tabii ki! Hepimiz biliyoruz ki bu fosil yakıtın stratejik ve finansal önemini kaybetmesini istemeyen çok güçlü gruplar var ve çıkarlarını korumak için ellerinden geleni artlarına koymayacaklardır. Bir fabrikadan çıkan CO2 yi azaltmak da ucuz bir işlem değildir. Milyonlarca dolarlık harcama ve ürünlerin maloluş fiyatında büyük bir artıdır. Eminim ki büyük şirket sahipleri bu zarardan hoşnut olmayacaklardır. Kyoto antlaşmasını imzalamayan ülkelerin bu büyük şirket sahiplerinin hoşnutsuzluğundan korkmuş olması da bir etken midir acaba böyle yan çizmelerinde?

National Geographic Türkiye dergisinin Eylül sayısında bu küresel tehdidi anlatan çok kapsamlı ve açıklayıcı bir yazı vardı. Bu yazın bence en çarpıcı olan kısmından kısa bir quote vererek bitirmek istiyorum:

"Kaçacak hiç bir yer yok"


Konuyla ilgilenenlere teşekkürler.
(daha rahat okunması için paragraf yaparak editledim)[signature][hline]G3nk is not dead.

[Bu mesaj Underpants tarafından 30 Ocak 2005 22:20 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...