Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Bağdat Baharat - İş Görüşmesi


mokoko

Öne çıkan mesajlar

Feamer said:

Rewendor said:


Feamer said:

Konuyu yeni gördüm, 19 sayfa olmuş ne konuşuldu bilmiyorum ama ekşide baktığım kadarı ile insanlar yine konunu şaçma sapan bir yerinden tutup işi mallarını almayalıma kadar getirmişlerdi...

Yani, kim olduğunu dahi bilmediğin iki adamın arasında geçen bir konuşmanın çıkarımı olarak "bedavaya adam çalıştırıyorlar" kanısına varıyorsun ve bütün firmayı etkiletecek bir karar alıyorsun

Aslında okuduğum o kadar yorumda atlanan ama asıl boykot yapılmasını gerektirecek hadise ise böyle mantalitede üretim yaptığını düşündüğünüz bir firmanın ürünlerine ne kadar güvenerek alıp yiyebilecek olmamız




ekşi sözlükte okuduysan daha ilk 10 mesaj içerisinde linkler var, firma çalışanının konuyu kabul ettiği hatta yapılan haksızlığı kabul etmekle beraber "firma imajı zedeleniyor" diye entry'i sildirmeye çalıştığı ekran görüntüleriyle konmuş ortaya.

Ortada "kim olduğunu bilmediğin iki adamın konuşması" değil firma yetkilisince (tabii entry'i atan gerçekten firma yetkilisi mi bilinmez, ama karalama veya sahte olsa çok daha iyi yapılabilirdi o yazışma) kabul edilmiş bir durum ve ileriki sayfalarda aynı firmada iş mülakatında benzer olay anlatan 3-4 kişi var.


telefonda yazdığım için fazla ayrıntıya giremedim, ama zaten bende doğru olduğu kabul ederek başka bir boyuttan bakmaya davet ediyorum,

böyle bir kafada üretim yapan bir firmanın yaptığı üretime ne kadar güvenerek alabiliriz?

konu ile alakasız ama ekşide o kadar yazı okurken kimsenin bu konuda fikir beyan etmemesi garibime gitmişti o yüzden


O konuda da fikir beyan eden var sözlükte, "alacağı adamın maaşında gözü olan adam üretimi yaparken ne hammadde kullanıp yediriyordur siz hesap edin" tarzı birkaç yorum vardı :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

20 sayfa tartışmanın özeti

- şirketler şerefsiz

- tecrübeli mavi yaka tecrübesiz beyaz yakayı döver

- patronlar hıyar

- ama patron tarafından da bakın

- üniversiteler adam yetiştirmiyor.

- hayatın gerçekleri

Şimdi bu ülke daha 50 yıl önce köylü toplumdu. Hala öyle, patronların alayının iki kuşak öncesi ya çiftçi ya memur doğal olarak. Çiftçiler daha zor şartlarda yaşadıkları için daha acımasız oluyorlar, memur çocukları ise şehir içerisinde yetiştikleri için daha naif bir kişiliğe sahip oluyor.

Özal ile başlayan Anadolu kaplanları macerasının bugün bir diğer noktasındayız. Bağdat Baharat tipik Anap döneminde ortaya çıkan Anadolu Kaplanlarından. Bu yüzden böyle rezil bir muamele çekmeleri doğal. Başvuran kişi çok tecrübesiz olabilir, süzme salak dahi olabilir ancak yapılacak muamele bu değildir, insan onurunu kırarak, onu kendi çöplüğünde olmanın gazı ile ezerek bir şey elde etmek mümkün değildir anca şahıs kendi hayat bakış açısını ortaya koyar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu ülke 80 yıl önce mühendis bir toplumdu.

Daha 920'lerde kendi garajında uçak yapıp o kendi yaptığı uçakla Eskişehir-Ankara arasında uçan mucit mühendislerle başladı, sonra o mühendislerle kendi uçak fabrikasını kurup dönemin kendi uçağını üretebilen 8 ülkesinden biri oldu, yurtdışına uçak sattı. Bu ülke kendi kendine açılabilen paraşüt sistemini icat etti, bugün hala bu ülkenin icat ettiği sistem dünyanın her yerinde kullanılıyor. Bu ülke 1930'larda helikopter tasarımları yaptı. 10 sene önce motorlu araç bulamayıp cepheye kağnıyla cephane taşırken otomotiv sektörüne girdi, modern gemi tershanelerini kurdu, uçak fabrikaları açtı, demiryolu fabrikaları kurdu, telsiz telefon şirketi kurdu yirmilerde. Bunları da dönemin en uç teknolojik atılımları olarak sayıyorum, yoksa açılan sayısız normal fabrika da var.

Bunları da yenik çıktığı 1. Dünya Savaşı'nın üstüne bir de Kurtuluş Savaşı'ndan çıkmış kaynaksız, parasız, genç nüfusu savaşlarda tükenip bitmiş, yaşlı nüfusu bilgisiz haliyle yaptı.

"50 sene önce" deyince dönem olarak Adnan Menderes sonrasına geliyor. Kendisinin Marshall yardımları kabulü ve ılıman bağımlı dış politikası sayesinde hepsi kapatılıp yine sanayi devrimi yarıda kaldı, bu atılımlar tamamlanamadı ama "Bu ülke köylü toplumuydu" diyip geçmek o 50 senenin bir tık daha gerisinde bu atılımları yapanlara ayıp.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hem oyle hem degil.

Tum o yapilanlarin devaminin gelememesinin sebebi marslilar degil zira.

Salt fabrika icat ile olmuyor.

Koyluyduk demeyek. Feodalizm, toplumsal kutuplasma, jakobenizm girla vardi diyek oyleyse.

Marshall yardimlari ve devaminda gelen ekonomik siyasi surec salt sebebi degil hic bir femomenin. Sadece snowball etkisine yol acan seyler.

Mayasi bozuk da demeyelim hadi. Tarihi ve cografi bir dolu sebebe dayandiralim ama onlari da saymayayim zahmet olur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Rewendor said:

Bu ülke 80 yıl önce mühendis bir toplumdu.

Daha 920'lerde kendi garajında uçak yapıp o kendi yaptığı uçakla Eskişehir-Ankara arasında uçan mucit mühendislerle başladı, sonra o mühendislerle kendi uçak fabrikasını kurup dönemin kendi uçağını üretebilen 8 ülkesinden biri oldu, yurtdışına uçak sattı. Bu ülke kendi kendine açılabilen paraşüt sistemini icat etti, bugün hala bu ülkenin icat ettiği sistem dünyanın her yerinde kullanılıyor. Bu ülke 1930'larda helikopter tasarımları yaptı. 10 sene önce motorlu araç bulamayıp cepheye kağnıyla cephane taşırken otomotiv sektörüne girdi, modern gemi tershanelerini kurdu, uçak fabrikaları açtı, demiryolu fabrikaları kurdu, telsiz telefon şirketi kurdu yirmilerde. Bunları da dönemin en uç teknolojik atılımları olarak sayıyorum, yoksa açılan sayısız normal fabrika da var.

Bunları da yenik çıktığı 1. Dünya Savaşı'nın üstüne bir de Kurtuluş Savaşı'ndan çıkmış kaynaksız, parasız, genç nüfusu savaşlarda tükenip bitmiş, yaşlı nüfusu bilgisiz haliyle yaptı.

"50 sene önce" deyince dönem olarak Adnan Menderes sonrasına geliyor. Kendisinin Marshall yardımları kabulü ve ılıman bağımlı dış politikası sayesinde hepsi kapatılıp yine sanayi devrimi yarıda kaldı, bu atılımlar tamamlanamadı ama "Bu ülke köylü toplumuydu" diyip geçmek o 50 senenin bir tık daha gerisinde bu atılımları yapanlara ayıp.


80 yıl önce nasıl mühendis toplumdu ? Yani bunu iddia edebilmek için elde ciddi bir veri olması lazım.

Gelelim yapılan ağır sanayi atılım hamlelerine hepsi şuan boşa düştü dikkat edersen. Yani elinde mevcut kaynaklarla belli noktalara yoğun yatırım yaparsın ama geleceği olur mu ? O yatırım tutar mı ? Bunlar ayrıdır. Atıyorum güçlü bir sermayem var, kendi arabamı üretmek istiyorum, Türk işi bir şirket kuracağız (İmza gibi fason proje değil ciddi bir proje) risk analizlerini uzmanlara yaptırdım, sermayeyi gömdüm, ülkenin en iyi mühendislerini istihdam ettim, pazara iyi reklamlarla hızlı bir giriş yaptım, şirketin geleceği için tüm bunlar yeterli olacak mı ? Hayır çünkü sen yatırım yaparken diğer rekabet unsurları da harıl harıl çalışıyor. "Milli" duygularla yerli arabaya tüketici yöneldi ve aldı, en azından kısa vadeli sürdürülebilirlik elde ettik, bu geleceği garanti eder mi ? Hayır. Şirketin kırılganlığı ülke ekonomisinin dışında mı ? Hayır. Kötü yönetimler şirketi de olumsuz etkiler, başka şirketlerin yapacağı rüşvetle ayak kaydırma çalışmaları yine kötü etkiler. Bunların hepsi çok büyük problemler yaz yaz bitmez.

Bir devrim yapılıyorsa önemli olan bu devrimlerin sürdürülebilir olması ve toplum nezdinde tutunmasıdır. Toplumun içselleştirmediği her şey anlamsızdır. Mesela Meiji reformlarını ele alalım, ne oldu bu reformlar sonucu ? Japonya sürdürülebilir bir gelişme elde etti. Hala gelişiyor ama diğer taraftan feodal alışkanlıklar ve davranışlar devam ediyor. Demek ki Meiji reformları köylü toplumundan gelişmiş bir ülke yaratmayı başarmış. Bizde olmamış.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

paparnoz said:


80 yıl önce nasıl mühendis toplumdu ? Yani bunu iddia edebilmek için elde ciddi bir veri olması lazım.

Gelelim yapılan ağır sanayi atılım hamlelerine hepsi şuan boşa düştü dikkat edersen. Yani elinde mevcut kaynaklarla belli noktalara yoğun yatırım yaparsın ama geleceği olur mu ? O yatırım tutar mı ? Bunlar ayrıdır. Atıyorum güçlü bir sermayem var, kendi arabamı üretmek istiyorum, Türk işi bir şirket kuracağız (İmza gibi fason proje değil ciddi bir proje) risk analizlerini uzmanlara yaptırdım, sermayeyi gömdüm, ülkenin en iyi mühendislerini istihdam ettim, pazara iyi reklamlarla hızlı bir giriş yaptım, şirketin geleceği için tüm bunlar yeterli olacak mı ? Hayır çünkü sen yatırım yaparken diğer rekabet unsurları da harıl harıl çalışıyor. "Milli" duygularla yerli arabaya tüketici yöneldi ve aldı, en azından kısa vadeli sürdürülebilirlik elde ettik, bu geleceği garanti eder mi ? Hayır. Şirketin kırılganlığı ülke ekonomisinin dışında mı ? Hayır. Kötü yönetimler şirketi de olumsuz etkiler, başka şirketlerin yapacağı rüşvetle ayak kaydırma çalışmaları yine kötü etkiler. Bunların hepsi çok büyük problemler yaz yaz bitmez.

Bir devrim yapılıyorsa önemli olan bu devrimlerin sürdürülebilir olması ve toplum nezdinde tutunmasıdır. Toplumun içselleştirmediği her şey anlamsızdır. Mesela Meiji reformlarını ele alalım, ne oldu bu reformlar sonucu ? Japonya sürdürülebilir bir gelişme elde etti. Hala gelişiyor ama diğer taraftan feodal alışkanlıklar ve davranışlar devam ediyor. Demek ki Meiji reformları köylü toplumundan gelişmiş bir ülke yaratmayı başarmış. Bizde olmamış.


Elde yeterli veri zaten var bu konuda, biraz araştırmayla da bulunabiliyor.

Dönemin koşulları da buna son derece uygundu, nitekim her ülke tüm ekonomisi çökmüş, iş gücünü kaybetmiş bitap halde çıkmıştı 1. Dünya Savaşı'ndan. Nitekim ABD'ye yarayan ve ileri atılmasını sağlayan da bu oldu zaten.

Süreklilik dönem koşullarında mümkündü, nitekim her konuda üretime son derece aç ve ihtiyaç halinde bir dünya vardı. Diyorum ya, Danimarka'ya uçak satmışlığımız var.

Sürekliliğin sağlanamamasının sebebi Adnan Menderes'tir, atılımların sürdürülebilir olmaması değil.

Bugünkü koşullar çok farklı, Bugün gelişmekte olan BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) ülkelerini saymazsak doyuma ulaşmış bir dünya pazarı var, Avrupa, Japonya, Avustralya ve Kuzey Amerika o pazarı oturttu, tüm sektörlerde markalar konumlandırmalarını yaptılar, kendi içlerinde her sene +3 -5 oynarlar ama yeni bir oyuncunun dahil olması zor. Dolayısıyla tabii ki sürdürülebilir veya talep edilir ürün sunmak çok daha zor. Ya yeni sektör yaratacaksın, ya da çok büyük yatırım veya fiyat farkı yapacaksın.

70'lere kadar bizimkiler bu piyasada daha iyi konumlanabilirdin. Ama bahsettiğiniz vizyonsuzluk o dönem vardı işte, son darbeyi indirdi. Bizimkilerin Anadol üretmek için Ford'dan araba motoru istediği dönem, az bir süre farkla biraz önce bir Kore firması da istedi aynı motoru. Ford ikisine de verdi, Anadol'un geldiği nokta ortada. Niye böyle oldu? Talep mi yoktu? Deli gibi vardı, 2 sene sonra üreteceği arabayı bile satmış parasını almıştı Koç. Ama kurumsallaşamadılar, üretimi sağlayamadılar, o geniş vizyona o dönem sahip olamadılar. Diğer firma mı? Kendi motor şirketini kurdu, Ford'un motorunu aldı, evirdi, çevirdi, önce onu öğrendi, sonra kendi motorlarını üretmeye başladı. Bugün hala piyasada. Adı Hyundai.

Ama 20'ler, 30'lar, 40'lar müthiş bir fırsattı, aç bir dünya, ihtiyaç halinde bir dünya, her sektörde açık, ve kendinden hiç beklenmeyecek kadar iyi mühendislik yapan bir Türkiye.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dedigim sey farkli anlasilacak ama yanlis da degil.

Bahsettigin muhendis toplum adnan menderesi secti (burasi hafif ironik)

Hitler zamanindaki Almanya da dunyanin en gelismis ulkesiydi muhendislik ve uretim acisindan (burasi da yanlis anlasilcak kisim, fakat kalkinmanin salt muhendislik uretim guc kudretle olmadigini demeye calisiyor. Bir yandan da demokrasi ile paralel toplumsal arkaplanin gelisimine isaret eder. Demokrasiyle despot yonetim secerek kalkinan ulke versus despot yonetimden demokrasiyle kurtulan ulkenin kalkinamamasi. Sonucta ikisi de fail.)

Yane adnan menderes donemini gunah kecisi yapmak kuantum fizigine ters diyerek ne idugu belirsiz gozuken bu mesaji sonlandirmak istiyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ne mühendis toplumu şaka mı
o zaman toplasan bi köy etmez mühendis sayısı, hangi okullardan 20 lerde mühendis oldular, dışarıdan destek gelenler vardı ama öyle müthiş atılımlı 6-7 taneyi geçmeyecek işleri sayarak mühendislik iyiydi demek komik oluyor
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

o müthiş atılımlı 6-7 iş diyerek küçümsediğin şeyler zaten büyük devletlerin sanayiilerinin temelini oluşturuyor. bir boeing, airbus, rolls royce aviation, ge, bilmemne hep böyle çıkmış şirketler. bir hyundai'nin çıkışının hikayesini zaten anlatmış yukarıda rewendor. bunlar "bir şirket sadece" denilip geçilebilecek bir şey değil.

bugün türkiye'de "otomobil montaj sanayiisi" bile oluşturduğu yan iş kolları ile milyonlarca kişiye ekmek sağlıyor. bu işin ciddi ciddi üretiminin burada yapıldığını düşünsenize? uçak koltuğu yaptık diye seviniyoruz şu an, "uçak yapmak"tan bahsetsek kim bilir nasıl olurdu? o yan iş kolları ile bu 6-7 ana girişim zaten ülkeyi çok daha farklı bir konuma taşımaya yeterdi.

1930'larda uçak üretip, bunu İHRAÇ edebilen bir ülkeymişiz. ülkede bu sanayiinin gelişmesi için kurulmuş bir rüzgar tüneli dahi varmış ki dünyada sayılıdır o günlerde. böyle bir vizyondan, nerelere gelmişiz. bu halkın değil, yönetimin suçudur, yapacak bir şey yok. "abi zaten anadolu böyle" deyip bırakırsanız zaten ancak iran olursunuz.

ha gerçi bu küçümseme refleksinin altında kemalist rejimi küçümseme dayanağı da yatıyor ama o çok ayrı bir konu zaten. genelde akp'lilerden duyarız böyle şeyleri, "abi osmanlıydık ufacık toprağa sığıştık işte atatürk yüzünden", "ismet inönü lozanda balkanları iki ciklet parasına salmış" gibi abuk subuk şeyler. necmettin erbakan'ın iki tane dandik bitirme projesine methiyeler düzenler 1930'larda hollanda'ya ihraç edilen ambulans uçakları hatırlamazlar. maklube yemekten kafa erimiş çünkü adamlarda.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu arada ben tekrardan belirtiyorum, bağdat baharat bu dandik mentalite ile öküz gibi fabrikalar kurup büyüyebilecek noktaya gelmiş bir şirkettir görüyorsunuz. Demek ki Kanban'a, ona buna çok da ihtiyacı yok. Önemsemiyor. Arz talep meselesi. O yüzden tekrar yazmak isterim, ben hala patrona hak veriyorum, ve gelen çalışan adayına da altın bir fırsat sunduğunu düşünüyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

6-7 işi küçümsemek değil 6-7 işle mühendis toplumduk demek olmuyor dedim ben sen neler yazmışsın
kimse salak degil o kadar hangi yatırımın önemi nedir falan bilmeyecek
ben anadolu insanına da bisey demedim zaten. ataturk devrimlerini devam ettiremeyenlerin sucudur su ülkenin hali.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yav said:


Bahsettigin muhendis toplum adnan menderesi secti (burasi hafif ironik)



Adnan Menderes ilk seçiminde tek parti iktidarına son ve demokrasi, özgürlük sözleriyle geldi. İkinci seçiminde zaten büyük oranda düştü oyları, üçüncü seçimi ise hile ile kazandı, millet isyan etmesin diye meclisi tanklarla çevirerek açtırttı. Dolayısıyla farklı etkenler dolayı seçildi toplum yapısının ötesinde bir konu. Sonrası zaten malum.

Pek günah keçilik hali de yok kendisinin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"roket adam" said:

Bu arada ben tekrardan belirtiyorum, bağdat baharat bu dandik mentalite ile öküz gibi fabrikalar kurup büyüyebilecek noktaya gelmiş bir şirkettir görüyorsunuz. Demek ki Kanban'a, ona buna çok da ihtiyacı yok. Önemsemiyor. Arz talep meselesi. O yüzden tekrar yazmak isterim, ben hala patrona hak veriyorum, ve gelen çalışan adayına da altın bir fırsat sunduğunu düşünüyorum.


tarım&hayvancılık vs. teknoloji olmuş direk

bu mesajı alıntıladım ama genel olarak yazayım

1930larda uçak yapmak ve 2000lerin uçağını tasarlamak mesele
biz icad eden toplum değildik
herkesin yaptığını yaparsan yuvarlanıp gidersin.

bakın biraz gerilere gidelim :)
Fatih döktürdüğü toplarla, İstanbul'u fethetti
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kimse bi günde tasarlamadı bugünün uçaklarını da. 30'larda o dönemin uçağını tasarlayıp, kendi modellerini oluşturmuş, yurtdışına uçak satmış bir ülkesin. Dünyada uçak üretebilen 8 ülkeden birisin, oradan yürüseydin üstüne koya koya bugünün uçağını da tasarlardın. Arada ne oldu ama, Marshall yardımları geldi, dışarıdan müdahale geldi, kapattın fabrikayı, hem know how gitti hem de o ilerleme durdu.

"İcat yapan ülke değildik" lafına sırf bu sektörden 3 tane örnek verdim zaten uçak modelleri (ambulans uçağımız var mesela yaptığımız), bugün hala kullanılan otomatik paraşüt açma sistemi ve helikopter tasarımları diye. O dönem yaptırdıp sonra yüzüne bakmadığımız, 50 sene sonra bkaınca da ne kadar teknolojikmiş diye hayret ettiğimiz rüzgar tünelimiz var o dönem. Düzgün kullanımla pek çok sektörde inanılmaz bir avantaj rüzgar tüneli. Kısaca "icat eden toplum değildik" diyen herkesin alması gereken cevap "halt etmişsin sen".

Ha, bu saatten sonra o trenler kaçtı tabii, atı alan Üsküdar'ı geçti de Mars'a koloni hesabına girdi.

Ama bugün "biz icat eden toplum değildik" diyebilecek kafa yapısında bilinçsiz yetişmiş bir nesil bütün o atılımların önünün kesilip yarıda kalmasından daha büyük utanç bu toplum için.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bizim milletten bir bok olmaz kompleksi diye birşey var; ama devletin milletin önünü açmaz, kapar bir karakteri olduğu da doğru.

çok şeyler yapabilecekken çok az şey başarabilmiş olmanın acısını bir daha yaşamamak için akıllı olsak kafi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Rewendor said:



Ha, bu saatten sonra o trenler kaçtı tabii, atı alan Üsküdar'ı geçti de Mars'a koloni hesabına girdi.

Ama bugün "biz icat eden toplum değildik" diyebilecek kafa yapısında bilinçsiz yetişmiş bir nesil bütün o atılımların önünün kesilip yarıda kalmasından daha büyük utanç bu toplum için.


neden hala araba montajı yapıyoruz
madem icad eden bir toplumduk?

bireylerin yaptıklarını desteklemeyen devlet ve diğer insanlar var ortada

şu yüzyılda araba yapmaya ne gerenk var yazanlar yok mu (evet geç kalındı)
o devirde de ya zaten uçağın kralını amerika gönderiyor diyenler var

icad olmayanı yapmaktır
demirağ devam etseydi, elektronik sistemlere de geçer miydik ayrı bir mevzu

şu an ülkede yapılan var olanın daha iyisini yapmaya çalışmak
ve az çok destekleniyor
20-30 sene sonunda kilosu binlerce dolar ürün çıkartabilecek miyiz o önenmli
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şu anda araba montajı yapıyorsun, çünkü kendi motor fabrikanı, uçak fabrikanı 50'lerde kapattın.

Elinde nasıl yapıldığına dair bir bilgi, bir know-how yok.

Zaten mesajımda açıkladım sebebini, tekrar niye sorduğunu anlamıyorum? Daha detaylı anlatayım:

Bir teknolojiyi üretmenin iki yöntemi var. İlki işin baş evresinde başlarsın, global pazarda ilk başlayanlarla rekabet eder hep en üst teknolojide kalır, ileriyi takip edersin. O treni kaçırdık. Daha doğrusu o trenin lokomotifinde gidiyorduk, 30 sene öyle gittik, sonra "bak bu durak güzel" diye kandırıp bizi o trenden indirdiler, tren kaçtı.

İkinci yöntem ise o treni kaçıranlar için. Önce montajla başlarsın, sonra yedek parçayı kendin üretmeye başlarsın. Basitten komplikeye doğru yavaş yavaş monte ettiğin parçaları tedarikçilere ürettirip yerlileştirirsin, son adımda ise taklitin önüne geçerek daha iyisini üretmeye çalışırsın. Bir nevi "hızlandırılmış kurs", yoksa tekerleği baştan icat etmeye kalkarsan sittin sene yakalayamazsın eskileri.

Ha, şu an yerli araba üretmeye kasmak hata bana göre. Dünya pazar dağılımı çoktan yapılmış, dünyanın doymuş olduğu bir sektör, ağır sanayi, hammadde, işçilik ve kompleksite çok çok fazla. Kendini kurtarması yıllar sürecek, başlangıç için de korkunç bir sermaye gerektirecek bir sektör.

Şu an bilgisayar programı, elektronik ve bilişim, telefon, televizyon, tablet vb gibi nispeten daha ucuz, kendini yenileme süresi daha kısa ve daha basit aradaki mesafe kapatılabilecek alanlara yönelmek çok daha mantıklı. Ama biz güvenli tarafta kalmak için ucuz işçi gücünden en fazla faydalandığın ve bir teknolojik ilerleme sağlamayan kısır düz inşaata yapıştık kaldık.

Edit: İcat öyle sıfırdan icat etmek değildir bu arada. Artık Rönesans'ta değiliz. İcat da kademeli gelişiyor bu dönemde. Bir evreyi bitirince oradaki teknolojileri birleştirerek, üzerine kendi yaratıcılığını ekleyerek bir sonraki kademeye geçersin. Havacılığı, uçağı çözdükten sonra yavaş yavaş uzay teknolojilerine girer yörüngeye uydu yerleştirirsin, uzay mekiği yollarsın, oradan da ilerler Ay'a adam yollarsın mesela. Motor ve elektrik sektörlerinde ilerler, bunları birleştirir, sonunda elektrikli motor üretir elektrikli araç yaparsın. Bizim ShowTV haberleri gibi garajına kapanıp 6 ay sonra "suyla çalışan araba yaptım" diye çıkmazsın yani. İcat yapmanın birinci koşulu zaten teknolojik seviyeyi yukarıda tutmak, o icadın gerektirdiği altyapıya sahip olmak. Civilization misali.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

farklı şeyler yazmıyoruz ama beni "icad çıkartamamakla" itham ediyorsun

şu an hidrojen pili çalışılıyor
bunun yanında x pili çalışmaları da başlatmak vizyondur

uçak yapmakla birlikte
uçağı yapmanı sağlayan makinaları üretmek daha öenmli bir teknolojik gelişmişlik göstergesidir

inovasyon, ürün geliştirme terimleri de var.

araba ise milyar dolar değil, milyon dolar isteyen bir yatırım
zaten yedek parça çalışıyoruz, döküm çalışılıyor
bahsettiğin gibi dünyalar gömülmeyecek
türkiyedeki her üniversitede güneş arabası yaptırma vizyonu zaten montaj sanayimizin temelini oluşturuyor.

dünyada bu kadar marka varken bu işe girmek bence de saçma ama
tesla örneği var

elektrikli araba olacak
iyi bir alt yüklenici modeli ile zarar etmesi önlenebilir bu projenin
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Dünya pazar dağılımı çoktan yapılmış, dünyanın doymuş olduğu bir sektör


bu dünyadaki her ürün için geçerli bir sorun

uçak üreticileri çok mu bakir bir pazara hitap ediyor
ya da çindeki chip üretimiyle kim rekabet edebilir
dünyadaki toplam çelik üretimi bile azalmaya başlayacak
ağır dan hafif sanayiye kadar her şey de doyuma ulaşma ve talep düşüşleri başlayacak

bu durumda milyon üretim yapan reno, senin butik araba fabrikadan daha zor durumda kalacak
100binlik üretim yapan tesis çok daha verimli hale gelecek
mercedes 1.5 reno motoruyla, ucuz üretip kar marjını arttırmaya çalışırken
wv emisyon dan darbe yiyor
petrol fiyatları düşerken
türkiyenin altından geçmeyen doğalgaz borusu kalmayacak
nükleer de gelişmeler olurken
pil teknolojisi daha hızlı ilerleme trendine geçecek
bir de ww3 gelir herhalde

neyse anlatmak istediğim çin çoğu alanda dünyayı domine ederken, gelişmekte olan ülkelerin de mantıklı kapasitelerde ağır ve hafif sanayi teknolojisi kasması gerekiyor

rüzgar türbinleri ve güneş panelleri bilemedim
bunlar herhalde esamesi okunmayacak oyuncaklar olarak kalacak
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Arabanın esas kısmı şasi veya tekerlek üretmek değil, motoru üretmek, istenen norm çıkış değerlerinde egsozu üretmek, elektroniğini kontrol ünitelerini üretmek. Yedek parçanın falan ötesine geçen, gerçek arge isteyen esas kısım bunlar. Yoksa şasi kaporta yapılır, aks da üreten firma var Türkiye'de.

Bir de ben icat çıkartamamakla itham etmedim, tam tersine "icat çıkmıyor" sözüne laf ettim. Şu anda otomotiv sektöründe kısa vadede icat beklemek hayalcilik zaten, önce aradaki mesafeyi kapatmak lazım. Bu bağlamda yakın zamanda satın alınan Cadillac modeli aslında mantıklı bir girişimdi, ama model seçimi de uygulaması da lansmanı da o kadar kötü yapıldı ki kendini bitirdi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Mrlee said:

said:
Dünya pazar dağılımı çoktan yapılmış, dünyanın doymuş olduğu bir sektör


bu dünyadaki her ürün için geçerli bir sorun

uçak üreticileri çok mu bakir bir pazara hitap ediyor
ya da çindeki chip üretimiyle kim rekabet edebilir
dünyadaki toplam çelik üretimi bile azalmaya başlayacak
ağır dan hafif sanayiye kadar her şey de doyuma ulaşma ve talep düşüşleri başlayacak

bu durumda milyon üretim yapan reno, senin butik araba fabrikadan daha zor durumda kalacak
100binlik üretim yapan tesis çok daha verimli hale gelecek
mercedes 1.5 reno motoruyla, ucuz üretip kar marjını arttırmaya çalışırken
wv emisyon dan darbe yiyor
petrol fiyatları düşerken
türkiyenin altından geçmeyen doğalgaz borusu kalmayacak
nükleer de gelişmeler olurken
pil teknolojisi daha hızlı ilerleme trendine geçecek
bir de ww3 gelir herhalde

neyse anlatmak istediğim çin çoğu alanda dünyayı domine ederken, gelişmekte olan ülkelerin de mantıklı kapasitelerde ağır ve hafif sanayi teknolojisi kasması gerekiyor

rüzgar türbinleri ve güneş panelleri bilemedim
bunlar herhalde esamesi okunmayacak oyuncaklar olarak kalacak


Uçak işi kaçtı diye söyledim zaten. Onda 30'lardan 50'lere kalan dönemi daha ileriye taşısaydın bugün yerini kapmış olurdun.

Çin'deki çip üretimiyle baş etme, yine çipi oradan al, ama o çiple telefon çıkar. Telefonu senede bir, iki senede bir değiştiriyor insanlar, dahası sürekli atılımda, gelişmekte olan bir teknoloji. Çok daha dinamik, oradan girersin. Tablet, telefon, bilgisayar, bilişim sektörlerinde doyum zor, zira hızlı tüketime giriyorlar, 1-2 senede bir yenileniyorlar. Enerji sektörüne gir mesela, güneş panellerine yönelim var dünya genelinde. Ama araba öyle değil, iki tip araba kullanıcısı var. Ya alıp 7-8 sene kullanıyor adam, ya da 2-3 senede bir ikinci el pazarında değiştiriyor (ki bu da üreticiye çok kar sağlamıyor). Son zamanlarda araba yedek parça fiyatlarının artmasındaki sebep de bu zaten. 100.000 Lira'ya sattığın arabadan 5000 TL kar ediyorsun, adam 3000 TL'ye sattığı tabletten 2500 TL kar ediyor. Senin sattığından daha geniş kitleye hitap ettiği gibi bir de üstüne senden çok daha hızlı yenileme süresi var, tekrar tekrar satıyor aynı müşteriye, üstelik de üretim maliyeti senden çok daha düşük. Ya da bir örnek, Facebook youtube gibi web siteleri, airbnb gibi hizmetler kendi taleplerini yaratıp sıfırdan pazar payı oluşturdular (Facebook öncesi yonja falan da vardı ama aradaki fark ortada). Çeşitli bilgisayar şirketleri şu anda Avrupa ve dünya çapında hizmet veriyorlar Türkiye'de, hatta dünyada ilk 5'e giren isim yapanlar var ama alanları çok spesifik olduğu için çok duyulmuyorlar.

Çin üretimde domine ediyor, arge için de çok sağlam atılımlar yaptı ve önümüzdeki nesilde bunun kaymağını yiyecek ama şu anda bir boşluk var. Fikir ve geliştirme hala batı dünyasında veya Japon pazarında.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...