Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

lightworkers tarikati


chrome

Öne çıkan mesajlar

http://international.lightworker.com/?page_id=3042

web sitelerindeki açıklamaları

İnternette Işık işçileri’nin (Lightworker) toplanacağı bir alan yaratmam için Grup’tan güçlü bir uyarıyı Mayıs 1997’de aldım. Bu, hepsinin toplanabileceği ve kişisel güçlendirilmelerini/yetkilendirilmelerini deneyimleyecekleri bir yer olmalıydı. Bu, onların kişisel güçlendirilmeleri ile bağlantıda olmalarına yardım etmek hakkındaydı. Bunu harekete geçirmek birkaç ay aldı ve Ekim 1997’de pek çok yardımla Işık İşçileri’nin ilk canlanmasını oluşturduk; Lightworker.com

Bu proje için Grup pek çok prensip verdi. Bunların hepsi, insanların bir araya gelecekleri ve kim olduklarını ve unuttukları güçlerini (insan olma oyununu oynamanın sonucu olarak unuttukları güçlerini) hatırlayacakları bir yer yaratma hakkındaydı. Gezegendeki Işık İşçileri’nin hayatlarına yansımasını istediklerini söylediler ve ayrıca evrimin sürekliliğinin bir parçası da olabilmeyi de. Değişimde rahat olmak çok önemlidir. Bana söyledikleri bir şey de; ön sayfada bir yerlerde “İkinci Dalga” (Second Wave) kelimelerinin bulunması idi. Sıkıntılı bir görünüm yaratacak şekilde değil fakat sadece bilincin ana akışının dışına kelimeleri koymak. Bu etiket insanların okumaları veya hakkında soru sormaları için değildi, basitçe bu iki kelime enerjiyi özümsemek içindi.

Önce bu iki kelimenin anlamını anlamadım fakat tohumları ekmek için önemli olduğunu biliyordum. Şimdi, biliyorum ki o insan bilinci için gerçek bir dalgaydı; örnek öğretmenler aracılığıyla birinci öğrenme dalgasından, ikinci dalga olan deneyimsel kendini güçlendirme dalgasına geçiş. Kısaca, “liderleri takip etme” oyunundan , “kendini takip etme” oyununa geçiş. Bu ilk talimatın sonucu olarak “ikinci dalga” kelimelerini akışın dışında bir yerler göreceksiniz; bazen de yazdırdığınız bir evrakta ve bazen de kitaplarda gizlenmiş olarak göreceksiniz.

Toplumumuzda tam yetkili insan için yer oluşturma Grup’un tam işlevidir/nedenidir ve wep sayfası bunun bir örneğidir. Grup der ki; internet dünyanın gelecek toplumları için bir paradigmadır çünkü o kontrol olmadan, doğal olarak dengelenir ve en yüksek/ nihai güçlenme alanını yaratmak için mükemmel bir alandır. Sayfaya her girdiğinize değişen “günün fikri” bölümünden, aylık olarak yayınlanan Işık İşçileri canlı yayımına (Lightworker Live Lightcast) kadar her bölümde size dünyadaki cenneti sunuyoruz.

Grup, birçok sahne ve maskeler ile ayrıntılı bir oyun olarak burada yaptığımız oyunu tüm sürecini açıklar. “Gizli ve Aramanın Büyük Oyunu” isimli kitabın ilk sayfası dünyadaki yaşamın bir açıklamasıdır. Bu yazıda, oyunun amacı açıklanıyor; kim olduğunuzu ve yeniden yaratımdaki gücünüzü hatırlama farkındalığı oyununun. Oyunun sonraki adımı bu gücü yuvayı perdenin bu tarafında yaratmak için kullanmaktır. Bu web sitesi yeryüzünde cenneti yaratmaya adanmıştır. Grup der ki; gücünüzü hatırlamanın en kolay yolu ruh ailenizin üyeleri ile yeniden bağlantıya geçmektir. Bu bütün gezegene açıklanan bir süreçtir. Derler ki; biz bu insanların gözlerine baktığımızda kim olduğumuzu açıklıkla görürüz. Bu yeniden birleşme süreci bütün yazılarımız ve seminerlerimizle desteklenir. Bu web sitesi ruhsal ailenizle bir araya gelmek için bir alandır. Düşüncelerinizi, ümitlerinizi ve hayallerinizi paylaştığınız bir alandır. Gerçekten kim olduğunuzu hatırlama ve gücünüzü perdenin bu tarafında yuvanın bir uyarlamasını yaratmak için kullanabilme alanıdır.

Bu sayfanın yan tarafındaki tuşlar hakkında kısa bir not. Burası kontrol merkezidir ve Lightworker.com içinde pek çok sayfaya aittir. Sizi her sayfaya yönlendirmez fakat onları tanımak bu sayfada dolaşmanıza yardımcı olacaktır. Bu tuşlar içerik ve görünüm olarak sık sık değişir. Eğer sitede yeni bir şey varsa, o, tuşların en üstünde yer alacaktır. Burada pek çok bilgi vardır ve umarız burada vakit geçirmekten hoşlanırsınız. Işık İşçileri çalışanları sizin burada olmanızdan çok gurur duyarlar. Bu bizim yerküredeki cennet uyarlamamızdır.

Bu alan gönüllülerin çabaları ile desteklenmektedir. Eğer sizde desteğinizi göstermek isteseniz, burada çeşitli yollarını bulabilirsiniz, rüyaları gerçekleştirmenin bir parçası olabilirsiniz. Zamanda farklı bir kalp yapıyoruz.

Bu alanda Grup’un yazılarını sunuyoruz. Yuvayı hatırlama – Işık Fenerlerine yüksek titreşimle yaşamak için Grup’tan bilgiler sunulmaktadır. Bu bilgi sizin bireysel muhakemeniz için sunulmaktadır ve bunun anlamı kendi yaratma gücünüzü hatırlamanıza yardım etmektir. En hassas olduğunuz konuları seçmenizi ve diğerlerini bırakmanızı söylüyoruz. Bu alan sınırsız sevginin sunulduğu alandır. Bu alan sizin yerküredeki kendi cennet uyumlamanızı anlatır ve gözlerimize bakıp gerçekte kim olduğunuzu hatırlama alanıdır.

Önümüzdeki aylarda, insanların kendi güçlenmesini bulmaları için birçok alan sunmak niyetindeyiz. Seçtiğiniz herhangi bir yolla bu ailenin parçası olduğunuzu için size hoş geldiniz diyoruz.

Işık daima sizinle olsun.

Yuvaya hoş geldiniz.

Kucak dolusu sevgilerle

Steve ve Barbara Rother



ben bi rahat 7 senedir falan biliyorum bunları Türkiye yapılanmasını yapan amerikalı elemanlardan biri wing chun dan arkadaşımdı. bunlar ne kadar inanç varsa hepsine inanıyoruz abi biz, sevelim sevişelim diyen bir grup. enerji alıp gönderiyorlar, ışıkla tedavi falan yapıyorlar. düzenli aralıklarla toplanıyorlar. kendilerine ışık işçisi diyorlar. zararsız bir grup gibi görünüyor. derin bilgim yok. içerik olarak patide dursun istedim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Noyan gelmesin bıraktı o işleri Noyan

İmana geldi,evliya oldu.




K for Kadir Gecesi

Bir terasda uzanıp yıldızları izliyordum. Beyaz bir ışık çok hızlı hareket ederken gözüme takıldı. Kayan bir yıldız olduğunu düşünüp sağa doğru gittiği yöne doğru izlemeye devam ederken havada tuhaf yönlere doğru hareketler etmeye başladı.. Çok uzun mesafeleri çok kısa zamanlarda alıp bazı noktalarda durunca kayan bir yıldız olmadığına emin oldum . Uzandığım minderlerin üzerinden doğrulup ayağa kalkıp gözlerimi daha da kocaman açarak uzayın karanlığına analog zoom yaptım. Gördüğüm şey öylece bir ışık oyunu ya da gök cisimi değil, bildiğimiz tüm fizik kuralları ve teknolojinin ötesinde hareket edebilme yetisine sahip bir “şey” idi..
Niyeti ne acaba, atmosferin içinde mi yoksa dışında mı… buralarda ne yapıyor ki diye daha da dikkatli bakarken sanki benim onu farkettiğim gibi o da beni farketti ve beyaz ışığı solarak gitgide şeffaflaşmaya başlasa da hala görüyordum ve görememem gerektiği esnada şeffaf varlığının hareketini karanlıkta takip edebildiğim kadar ettim…
Keşke bugün Sultan Ahmete gitseydim ve biraz dua etseydim diye kendi kendime hayıflanırken edecek duam var mı ki sabretmekten başka diye düşüncelere daldım… Sadece sabrediyorum bir süredir… Hatalarını anlamak kefaletimin ödendiği anlamına gelmiyor ya…. Kendime yaptığım hataların ağırlığını hala hazmedememiştim.. Belki kendi kendimi affedebilmek için dua ederdim ?
O esnada konuştuğum bir arkadaşımla dışarı bir gece gezmesine çıkma kararı alıp Aksaray’ın eski istanbul sokaklarına attık kendimizi. Telefon’umdan saat kaç diye bakacakken otomatik olarak açılan tinder ekranında gördüğüm uzakdoğulu kızın güzelliğine şaşırırken ne acayip gün dedim…
Gitmemiz gereken yere vardık… Hayatın farklı oktavlarından samimi insanların koğuş gibi takıldığı ilgin. bir yerdi…. Yediğimiz ve içtiğimiz şeylerin egzotik tatları ile teknolojik kokuları arasında derin düşlere daldım.. Sanki Aksaray da koğuş gibi bir yer de değil de Akyakadaki Azmak yakınlarında ağaçların arasındaydım. Öyle hissediyordum , öyle hayal ediyordum ta ki etrafımda sigara içen herkesin dumanları yüzünden miğdem gaz yapıp bulanmaya başlayana kadar…
Kendimi bahçeye atıp bir çay içtim. Kusmayı denedim ama çıkan tek şey havaydı.. Ama hava bile olsa içimde uzun süredir birikmiş sıkıntılar çözülüyordu….
Kadir gecesi gerçekten mübarek bir gece dedim…. Kim olduğumun önemini tekrar hatırlamaya başladım… Güç, özgüven, cesaretin güzel niyetlerle mükkemmel birleşimi ile birlikte yükselen dev dalgalar içimden yukarı yükselirken dışarıya sessiz kalabilmek konusunda yeteneğim artıyordu…
Mutluydum.. böyle sürsün , böyle artsın, böyle yerine doğru aksın diye içimdeki tek dua soluk közlerin arasından yeniden parıyordu : KENDİM OLMANIN HAKKINI VERMEK.
Tek niyetim , arzum , yaşam amacım kendim olmanın hakkını vermek olduğu konusunda herşey içimde bir bütünlüğü oluşturmaya başlamıştı….
Sevgiyi, imanı , yaşamı , varoluşu ve diğer tüm güzelllikleri suistimal ederek varolanlara karşı tavrım da olgunlaşıyordu…. Onca sesin arasından birisi “iyilik ve güzellik” dedi . Kendi kendime tekrar ettim : iyilik ve güzellik diye…. Evet hem iyi hem de güzel olarak kendim olmanın hakkını verebilirim…
Sadece körü körüne inanarak , dua ederek , göstermelik ibadet ederek herkesin kendisi olmanın hakkını verebilmesinin sınavını layığı ile verebilmenin bilincine ve gücüne ulaşabilmesi için dua ediyorum…
Herşey ve herkes için sağlanabilecek adalet , bolluk , barış ve güzellikler ancak bu şekilde tezahür eder…

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Masticore said:

Noyan gelmesin bıraktı o işleri Noyan

İmana geldi,evliya oldu.




K for Kadir Gecesi

Bir terasda uzanıp yıldızları izliyordum. Beyaz bir ışık çok hızlı hareket ederken gözüme takıldı. Kayan bir yıldız olduğunu düşünüp sağa doğru gittiği yöne doğru izlemeye devam ederken havada tuhaf yönlere doğru hareketler etmeye başladı.. Çok uzun mesafeleri çok kısa zamanlarda alıp bazı noktalarda durunca kayan bir yıldız olmadığına emin oldum . Uzandığım minderlerin üzerinden doğrulup ayağa kalkıp gözlerimi daha da kocaman açarak uzayın karanlığına analog zoom yaptım. Gördüğüm şey öylece bir ışık oyunu ya da gök cisimi değil, bildiğimiz tüm fizik kuralları ve teknolojinin ötesinde hareket edebilme yetisine sahip bir “şey” idi..
Niyeti ne acaba, atmosferin içinde mi yoksa dışında mı… buralarda ne yapıyor ki diye daha da dikkatli bakarken sanki benim onu farkettiğim gibi o da beni farketti ve beyaz ışığı solarak gitgide şeffaflaşmaya başlasa da hala görüyordum ve görememem gerektiği esnada şeffaf varlığının hareketini karanlıkta takip edebildiğim kadar ettim…
Keşke bugün Sultan Ahmete gitseydim ve biraz dua etseydim diye kendi kendime hayıflanırken edecek duam var mı ki sabretmekten başka diye düşüncelere daldım… Sadece sabrediyorum bir süredir… Hatalarını anlamak kefaletimin ödendiği anlamına gelmiyor ya…. Kendime yaptığım hataların ağırlığını hala hazmedememiştim.. Belki kendi kendimi affedebilmek için dua ederdim ?
O esnada konuştuğum bir arkadaşımla dışarı bir gece gezmesine çıkma kararı alıp Aksaray’ın eski istanbul sokaklarına attık kendimizi. Telefon’umdan saat kaç diye bakacakken otomatik olarak açılan tinder ekranında gördüğüm uzakdoğulu kızın güzelliğine şaşırırken ne acayip gün dedim…
Gitmemiz gereken yere vardık… Hayatın farklı oktavlarından samimi insanların koğuş gibi takıldığı ilgin. bir yerdi…. Yediğimiz ve içtiğimiz şeylerin egzotik tatları ile teknolojik kokuları arasında derin düşlere daldım.. Sanki Aksaray da koğuş gibi bir yer de değil de Akyakadaki Azmak yakınlarında ağaçların arasındaydım. Öyle hissediyordum , öyle hayal ediyordum ta ki etrafımda sigara içen herkesin dumanları yüzünden miğdem gaz yapıp bulanmaya başlayana kadar…
Kendimi bahçeye atıp bir çay içtim. Kusmayı denedim ama çıkan tek şey havaydı.. Ama hava bile olsa içimde uzun süredir birikmiş sıkıntılar çözülüyordu….
Kadir gecesi gerçekten mübarek bir gece dedim…. Kim olduğumun önemini tekrar hatırlamaya başladım… Güç, özgüven, cesaretin güzel niyetlerle mükkemmel birleşimi ile birlikte yükselen dev dalgalar içimden yukarı yükselirken dışarıya sessiz kalabilmek konusunda yeteneğim artıyordu…
Mutluydum.. böyle sürsün , böyle artsın, böyle yerine doğru aksın diye içimdeki tek dua soluk közlerin arasından yeniden parıyordu : KENDİM OLMANIN HAKKINI VERMEK.
Tek niyetim , arzum , yaşam amacım kendim olmanın hakkını vermek olduğu konusunda herşey içimde bir bütünlüğü oluşturmaya başlamıştı….
Sevgiyi, imanı , yaşamı , varoluşu ve diğer tüm güzelllikleri suistimal ederek varolanlara karşı tavrım da olgunlaşıyordu…. Onca sesin arasından birisi “iyilik ve güzellik” dedi . Kendi kendime tekrar ettim : iyilik ve güzellik diye…. Evet hem iyi hem de güzel olarak kendim olmanın hakkını verebilirim…
Sadece körü körüne inanarak , dua ederek , göstermelik ibadet ederek herkesin kendisi olmanın hakkını verebilmesinin sınavını layığı ile verebilmenin bilincine ve gücüne ulaşabilmesi için dua ediyorum…
Herşey ve herkes için sağlanabilecek adalet , bolluk , barış ve güzellikler ancak bu şekilde tezahür eder…



paranın kokusunu aldı denir ona
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...