Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Avukat Arıyorum


aramil

Öne çıkan mesajlar

arkadaşlar eski iş yerimden alamadığım kıdem tazminatım, yıllık izin ücretim, fazla mesaim ve son maaşımın yarısı mevcut. bir de dolandırıcılık olayı var o konuda avukatım bir şeyler yapıyordu ama sonra ne oldu hiç bilgim yok, onun da takibi yapılacak. ist avrupa yakasında güvendiğiniz, tavsiye edebileceğiniz bir avukat arıyorum. ben de araştırıyorum bir taraftan da hız katmak adına buraya yazıyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aramil said:

arkadaşlar eski iş yerimden alamadığım kıdem tazminatım, yıllık izin ücretim, fazla mesaim ve son maaşımın yarısı mevcut. bir de dolandırıcılık olayı var o konuda avukatım bir şeyler yapıyordu ama sonra ne oldu hiç bilgim yok, onun da takibi yapılacak. ist avrupa yakasında güvendiğiniz, tavsiye edebileceğiniz bir avukat arıyorum. ben de araştırıyorum bir taraftan da hız katmak adına buraya yazıyorum.


sadece bu tür iş hukukuyla uğraşan çok yakın arkadaşım var. hukuk büroları da tamamen iş hukuku ssk kıdem bok püsür üzerine.

ticaret hukuku işte.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Evet haddinden fazla var ve durumu bir çoğuna e-posta ile iletebildim. Hafta içi çok zaman kalmıyor mesaiden. İlgilerini mi çekmedi anlamadım ki. Gerekirse tahsil edilecek bütün parayı avukata bırakmaya hazırım zaten. Yeter ki o karaktersiz insanları sindiremeyeceğini anlasın. Yakın çevremde geri dönüş oranı 05.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İş hukuku alanında uzman çok sayıda avukat var. Bir avukatlık bürosuna giderseniz kolayca yardımcı olacaklardır. Mail ile bilgi vermemelerinin sebebi danışmanında ücrete tabi olmasından kaynaklanabilir.

Burada hukuk konusunda profesyonel bilgisi olmayan arkadaşların yorumlarını çok ciddiye almayın. Her olay kendi içerisinde farklılık oluşturur. Siz bir avukatlık bürosuna gidin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aramil said:

Fazla mesainin hesaplanması gerekiyor onu bilmiyorum nasıl hesaplayacağımı


Tanık bulacaksın iki tane şirketten ama kimse lehine tanıklık etmez iş korkusu dolayısı ile, genelde seninle aynı dönem çalımış ve işi bırakmış elemanlara git. Gİriş çıkışını ispatlayabileceğin kayıtlar varsa şirkette mesela kart okuma nanesi, veya şifre ile bilgisyara giriş yapma vs bunlarım kayıtları varsa onlara dayanbilirsin, mahkeme bu kayıtları istetir şirketten delil olarak, yoksa dediğim gibi iki tanık çıkıp işte haftada şu kadar mesaiyeye kalırdı (zaten tam hesaplama imkansız ortalama birşey alınacak bu durumda ) derler işte genelde akşam 9 a kadar mesai olurdu haftada 3 gün vs eğer böyleyse tabi, sonra bilirkişiye gidecek vs vs.

Kısaca başka hiç bir kayıt olmasa dahi tanık ile fazla mesai ücretini alırsın.

Kısaca bir avukata git.

Aşşağıda örnek bir yargıtay kararı var okumak isteyenler için.

Spoiler

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/20226

K. 2010/40754

T. 27.12.2010

DAVA : Davacı, fazla mesai ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Y. Tekbaş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2 - Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.

İşyerinde en üst düzey konumda çalışan işçinin görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamaz. Bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir yönetici ya da şirket ortağı bulunması durumunda, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma talep hakkı doğar. O halde üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin de araştırılması gerekir. İşyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği kabul edilmelidir.

Satış temsilcilerinin fazla çalışma yapıp yapmadıkları hususu, günlük faaliyet planları ile iş çizelgeleri de dikkate alınarak belirlenmelidir. Genelde belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak prim karşılığı çalışan bu işçiler yönünden prim ödemelerinin fazla çalışmayı karşılayıp karşılamadığı araştırılmalıdır. İşçiye ödenen satış priminin fazla çalışmaların karşılığında ödenmesi gereken ücretleri tam olarak karşılamaması halinde aradaki farkın işçiye ödenmesi gerekir.

İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.

Günlük çalışma süresinin 11 saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağını ve zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.

Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (m.69/3) . Bu hal de günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın bir sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden haftalık 45 saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde 7.5 saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararı bu yöndedir (Yargıtay 9. HD. 23.6.2009 gün 2007/40862 E, 2009/17766 K).

Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41. maddesinde yazılı olan fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir. Dairemizin kökleşmiş uygulaması bu yöndedir (Yargıtay 9. HD. 18.11.2008 gün 2007/32717 E, 2008/31210 K.).

Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.

Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanununun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.

Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay, 9. HD. 18.7.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K., Yargıtay 9. HD. 28.4.2005 gün 2004/24398 E, 2005/14779 K. ve Yargıtay 9. HD. 9.12.2004 gün 2004/11620 E, 2004/27020 K.) . Fazla çalışma ücretinden indirimi öngören bir yasal düzenleme olmasa da, bir işçinin günlük normal çalışma süresinin üzerine sürekli olarak fazla çalışma yapması hayatın olağan akışına aykırıdır. Hastalık, mazeret, izin gibi nedenlerle belirtilen şekilde çalışılamayan günlerin olması kaçınılmazdır. Böyle olunca fazla çalışma ücretinden bir indirim yapılması gerçek duruma uygun düşer. Fazla çalışma ücretinden indirim, taktiri indirim yerine, kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davacı tarafın kendisini avukat ile temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekir. Ancak, fazla çalışmanın taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.

Somut olayda davacı işçinin davalı hastanede fiilen röntgen teknisyeni olarak çalıştığı Kasım, Aralık 2007 ile Nisan 2008 tarihlerinde günde beş saatin üzerinde çalıştığı ve fazla mesai alacağının ödenmediği gerekçesi ile anılan aylara ilişkin fazla çalışma alacağının kabulüne karar verilmiştir. Davacı anılan alacakla ilgili olarak sadece işveren kayıtlarına dayanmaktadır. Davacının çalıştığı radyoloji bölümüne ait Kasım 2007 ayına ait normal ve nöbet çalışma çizelgelerinde davacının adına rastlanmamış ve 25.10-2511.2007 arsında izinde olduğu belirtilmiştir. İzinde olduğu ve anılan aya ait çizelgelerde ismi olmadığı halde fazla çalışma yaptığının kabul edilmesi yerinde değildir. Aralık 2007 tarihinde ise davacının haftada beş gün 08-16 saatleri arasında çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu sürenin beş saati normal çalışma, kalan üç saten yarım saatlik ara dinlenme indirildikten sonra günde 2.5, haftada 12.5 saat ve ayda 50 saat fazla çalışma yaptığı halde fazla olarak 60 saat fazla çalışma hesaplayan rapora itibar edilmesi hatalıdır.

Nisan 2008 tarihinde ise normal günlük çalışma listesinde isminin olmadığı, bu ay sadece 16-08 veya 20-08 saatleri arasında 7 adet nöbet tuttuğu görülmektedir. Bilirkişi tarafından bu ayda dava dilekçesindeki talep gibi günde 9 saat çalıştığı kabul edilerek günde dört saat fazla çalışma alacağı hesaplanmıştır. Dosyada tarihsiz, radyoloji teknisyeni yazısında ise aynı ayda günde beş saat çalıştığı yazılıdır. Bu nedenle davacının belirtilen hastaneden, gönderilen çizelge ve yazı örneklerinin birer örneği gönderilerek çelişkinin giderilmesi istenmeli, bu şekilde davacının gerçek çalışma şekli belirlendikten sonra; çalışma süresinden önce beş saatlik norma süre ve ara dinlenme indirildikten sonra ve taleple ve usuli kazanılmış hak ilkesi ile bağlı kalınarak davacının haftalık fazla çalışma süresi belirlenmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ve hatalı bilirkişi raporu ile sonuca gidilmesi hatalıdır.

3 - İşyerinde alacakların doğduğu tarihte yürürlükte olan 1.1.2007-31.12.2008 süreli TİS.nin 46/c maddesi, fazla çalışmaların, idarece tesbit edilecek usule göre takip edilerek kaydedileceği ve ücretinin müteakip ayın ilk on günü ödeneceği hükmünü taşımaktadır. TİS 46/c deki ödeme günü, sadece işverence belirli usullere göre kaydedilmiş fazla çalışma alacağının ödeme gününü belirlemektedir. Davacının fazla çalışma alacağı ise idarece kaydedilmiş bir fazla çalışma alacağı olmayıp, açılan dava sonucunda tesbit edilmiş bir fazla çalışma alacağıdır. Bu nedenle hükmolunan fazla çalışma alacağına dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde sonraki ayın onundan itibaren faiz yürütülmesi de isabetsizdir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İmza falan farketmiyor, baskı altında imzaladığını beyan edebilirsin pek çok durumda çünkü imzalatan patron, imzalayan işçi, her türlü senin üzerinde yaptırım gücü olan bir insan.

Murat Şakru var istanbul'da, gördüğüm görebileceğim en dürüst avukat. Numarasını istersen pm atarsın.

Adliyede çalışıyorum bakın bu tür durumlarda sorun pm ile, her zaman yardımcı olmaya çalışırım. Bir de bulunduğunuz şehre göre "katibim" diye bi arkadaş var, ona da sorabilirsiniz.

Adliye memurları HMK'yı CMK'yı, bazen uzmanlık kanunları falan neredeyse avukatlar kadar bilmek zorundalar zira.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aramil said:

hah onu soruyorum işte çok fazla hukuk bürosu mevcut, avrupa yakasında ikamet ediyorum. tavsiye edilen bir yer mevcut mudur? yoksa google dan random mu çekeyim? :


birader kaç yıl çalıştın, ne kadar sürelik bir mevzu bu?

tabi ki ufak bişeyse kimse bakmak istemez büyük şehirde.

ona harcanan mesaiye değmeyebiliyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Para mevzu değil işte onursuzca hayasızca çalışanlarına her turlu pisliği yapan bir adam bu. O yüzden uğraşacağım. Bu sürecin ardından daha çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı var. O kadar kolay değil insanları yıpratmak, onurlarını gururlarını kırmak.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...