Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Türk kimliği


Feamer

Öne çıkan mesajlar

Ogurlar
http://turk-boylari.blogspot.com.tr/2015/04/ogurlar.html
said:
Tarihi kaynakların ışığında Ting-ling'lerin batı grubundan çıktıkları anlaşılan Ogurlar.
Doğu Avrupa'ya doğru göç etmeden önce üç ayrı kütle halinde yaşıyorlardı.
Birinci Kütle Sır Derya - Çu ırmakları arasında,
ikinci kütle Emba Nehri havzası yani kuzey batı Kazakistan bozkırlarında,
üçüncü kütle ise Yayık Irmağı Irmağı civarında yaşıyordu.
Büyük ihtimalle birinci kütle On Ogurları, ikinci kütle Otuz Ogurları,
üçüncü kütle ise Dokuz Ogurları meydana getiriyordu [40].
Ogurlar daha sonra Sarogur (Sarı/Ak/Ogur), Bittigur (Beş Ogur),
Ultingur-Altziagir (Altı Ogur), Kutrigur-kuturgur (Tukurgur-Dokuz Ogur),
Ungur- Hunugur (On Ogur), Utigur/Uturgur (Otuz Ogur) gibi
boy birlikleri halinde görülmektedir [41].
Sabarlar tarafından 461-465 tarihlerinde
Ural Dağlarının doğusundan batısına itilmişlerdi [42].

Ogurların, Tanrı Dağları civarında yaşayan Wu-sun'ların devamı olduğu şeklindeki görüşe katılmıyoruz. Çünkü onların tarihi farklı mecrada gelişmiştir.
Diğer taraftan İli bölgesine yakın yerde gösterilen Ho-chie boyunun da
Ogurların ataları olma ihtimali vardır. Ancak, onlar hakkında fazla bilgi yoktur [43].
Belki Ho-chie adlandırılan boy Ting-ling'lerin güney kolu idi.
Kaynak yetersizliği dolayısıyla bu konuda fazla bir şey söylenememektedir.
Ogur Türkleri, meşhur oldukları avcılık ve kürkçülük yanında
yaşadıkları sahanının gereği ziraatle de uğraşıyorlardı.
Tarımın her türlüsü ve meyvacılığı yapıyorlardı [44].

Karadeniz'in kuzeyine geldikten sonra devletleri parçalanıp yıkılan Avrupa Hun'larının idaresindeki İrnek'e katılan Ogurlar (M.S. 360-470) daha sonra karışık anlamına gelen Bulgar adıyla anılmaya başladılar.
Yani geldikleri sahada da üç ayrı kütle halinde yaşamaya devam ettiler:
Kafkasların kuzeyinde, Azak Denizi'nin doğusunda On-Ogurlar, Don-Volga arasında yani daha kuzeyde Otuz Ogurlar, batıda Dnyeper'e doğru Dokuz Ogurlar.
Doğudaki iki grup Sabarların ve Gök-Türklerin himayesine girdi. Batıdaki Dokuz Ogur (Kara Bulgar)lar ise Bizans'la ilişki kurup, çeşitli mücadelelerde bulundular ise de kendi aralarındaki çatışmalardan zayıflayıp,
doğudan gelen Avarlar'a bağlandılar.
Doğuda kalan Otuz Ogur ve On Ogur grupları ise
Büyük Bulgarya (Magna Bulgarya) adı verilen devleti kurdular [45].

Kaynakça

40. L. Rasonyi, Tarihte Türklük, s. 88; Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, s. 186.
41. Gy. Moravscik, Byzantino-Turcica, s. 89, 152, 189 vd. 196, 198, 228.
42. Kafesoğlu, s. 186.
43. B. Ögel, ''İlk Töles Boyları'', s. 800-803.
44. Kafesoğlu, s. 188.
45. A. Kurat, Karadeniz'in Kuzeyindeki Türk Kavim ve Devletleri, Ankara 1992, s. 110-118;Kafesoğlu, 189 vd.

Çin Kaynaklarına Göre Eski Türk Boyları, 2. Baskı (tıpkıbasım), sf: 14-15,
Türk Tarih Kurumu Yayınları-2013, Prof. Dr. Ahmet Taşağıl
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kültür Tarihi Açısından İskit-Türk Aynılığı

Emine Sonnur Özcan
SELENGE YAYINLARI
http://www.kitapyurdu.com/kitap/kultur-tarihi-acisindan-iskitturk-ayniligi/408539.html&filter_name=iskit

said:
Bizanslı tarihçi Menandros eserinde Daha önce Saka denilen Türkler.. şeklinde bir ifade kullanmaktadır. Dolayısıyla elinizdeki kitabın temel iddiası da, en eski tarihî devirlerden ortaçağlara ve modern döneme, Türkler ve İskitlerin aynı halklar olduğudur. Bu iddia, atlı-savaşçı Türk-İskitlerin konar-göçer yaşam tarzı unsurları ve eklemeli dilleri üzerinden delillendirilmeye çalışılmıştır. Kıl çadırları, araba-evleri, ete dayalı beslenmeleri, kısrak sütü-kımız içmeleri, kadınların erkeklerle eşit konumu, Tûran taktiği, at üstündeyken geriye ok atmaları, giyim-kuşamları, yas törenleri, ölü gömme biçimleri, kanaatkârlık ve cesaretleri, bu çalışmada üstünde durulan karakteristik Türk-İskit yaşam tarzı unsurlarından bazılarıdır. Doğrusu, dünya üzerindeki tüm varlıklar gibi topluluklar da tanımlanıp adlandırılmak için bir ötekiye ihtiyaç duymaktadır. Bu bağlamda konar-göçer Türk-İskitler ve yaşadıkları coğrafyayla ilgili ilk tanımlamalar, yerleşik eski İranlılardan da geriye, Sümer coğrafyasındaki yerleşik topluluklara kadar gitmektedir. Bununla beraber, tarih boyunca bir topluluğun, ötekisi saydığı bir diğerine karşı vehmettiği üstünlüğün zaman, mekân ve aidiyetle sınırlı olduğuna inanıyoruz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kaşgarlı Mahmud'un deyişiyle Türk halklarının en yakışıklısı olan Kıpçaklar*

Kıpçaklar Türk Halklarının Katalizör Boyu
http://www.kitapyurdu.com/kitap/kipcaklar-amp-turk-halklarinin-katalizor-boyu/146514.html
Sercan M. Ahincanov
SELENGE YAYINLARI

said:
Napolyon "Hangi Rus'un altını biraz karıştırsanız Tatar çıkar" demişti. Tamamıyla doğru değilse bile, gerçeği büyük ölçüde yansıtan bir sözdür bu.

Aynı şekilde Türk dünyasında yaşayan Türk dilli halkların neredeyse tamamının damarlarında Kıpçak kanı vardır.

Hunlar döneminde Ting-ling, Göktürkler döneminde Seyanto veya Sir-Tarduş ve daha sonraki dönemlerde Kıpçak, Çin kaynaklarında Kinça, Rus kaynaklarında Poloves, Batı dillerinde Kuman olarak geçen bu Türk boyu, Milat öncesinden başlayarak günümüze kadar Doğudan Batıya doğru Türk dilli halklardan Saka-Yakutlar, Uygurlar, Altaylılar, Kazaklar, Kırgızlar, Özbekler, Türkmenler (Oğuzlar ve Anadolu Türkleri dahil), Azerbaycanlılar, Kazan ve Kırım Tatarları, Karakalpaklar; gayr-ı Türk halklardan Tacikler, Araplar, Pakistanlılar, Ruslar, Ukraynalılar, Bulgarlar, Macarlar, Ermeniler ve Gürcülere bol miktarda etnik gen ve kan şırınga etmişlerdir. Bugün Ukrayna'da soyadı "Enko" ile bitenler Kıpçak asıllıdır.

Kıpçaklar, tarihte üç güçlü beylik, sekiz kabile federasyonu, Kimaklarla ortak bir devlet kurmuşlar, ama kendi müstakil devletleri olmamış; bunu önce Harezmşahlar, sonra Moğol istilası önlemiştir. Yine Altın Orda Hanlığı'nı aslında bir Kıpçak Hanlığı olarak görmek gerekir. Mısır Memluk devleti de tamamıyla bir Kıpçak devleti idi.

Günümüzde Kazan Tatarları dediğimiz halk, aslında İdil Bulgarları ve Kıpçaklardır. Kırım Tatarları da ağırlıklı olarak Kıpçak ve Oğuzlardan teşekkül etmektedir. Karaimlerin dili aslında Kıpçak lehçesidir.

Kaşgarlı Mahmud'un deyişiyle Türk halklarının en yakışıklısı olan Kıpçaklar için "Türk halklarının katalizör boyu" denilmesi son derece tabiidir.


okuyucu yorumu:
said:
Eski Türk tarihini, Orta Asya tarihini, Bozkır tarihini okumaya kalktığımızda Kıpçaklar ile ilgili bir bölüme mutlaka rastlarız. Bu arada Memlüklular devletinin kurucusu Sultan Baybars bir Kıpçaktır. 1220’lerde Semerkant’ta Moğol saldırıları sonucunda henüz küçük bir çocukken esir edilerek Mısır’a köle olarak satılan Baybars, orada idareyi ele geçirir ve Memluklular devletini kurar. Adı geçen tüm kayıtlarda fiziksel özellik olarak sarışın mavi ya da yeşil gözlü olduklarından bahsediliyor. Kıpçaklar bu gün bir topluluk ya da devlet olarak yoklar. 14. Y.Y’dan itibaren diğer Orta Asya toplulukları ile kaynaşmışlar. Diğer Türk toplulukları içindeki sarışın renkli gözlü olanların Kıpçak kökenli olduklarını ileri süren tarihçiler de az değil. Bu kitap Kıpçakları ilk ortaya çıkışlarından yok oluşlarına kadar her yönleriyle ele almış. Siz de okuduğunuz tarih kitaplarında sık sık adıyla karşılaştığınızda kimdir bu Kıpçaklar diye merak ediyorsanız, bu kitap merakınızı giderecektir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 1 ay sonra ...
bu paylaşımın ana fikri, orta asya dan gelen çekik gözlü köse tiplerin anadolu da nasıl pala bıyıklı olduğu yönünde kanıt teşkil etmesi

öyle herkes anlayamaz B)-

ki klip Özbekistan menşeli

özetle, konu için ehemmiyeti var, gerçi bunun açıklamasını niye yapıyorum...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 4 hafta sonra ...
https://www.youtube.com/watch?v=yZMPMP4Vex8

bu güzel bir program olmuş, konunun önceki sayfalarında değinilen bir çok konu için referans olacak olması ise yine benim için artı B)-

ek yapayım,

içerik için bir indeks yapıp öyle paylaşayım diyordum ama tekrar dinlemeye fırsat olmadı ama kabaca biri arkeolojik diğeri genetik bulgular ile açıklama yapıyor

ha bir ek daha yapayım bu videonun ışığında, bu anlatılanları değerlendirmek daha kolay olur, gerçi açılış iddiası ile yazı çelişiyor ama gelişme kısmında paralellikler var ve yazının ele aldığı kısımlar dikkate değer, üstelik bir çoğunun çıkış noktasının iskandınav araştırmacılar olması ise ayrı bir konu,

ALPLAR VE ELFLER: TÜRK VE İSKANDİNAV DÜNYALARINDA KAHRAMANLIK OLGUSU
http://www.altayli.net/alplar-ve-elfler-turk-ve-iskandinav-dunyalarinda-kahramanlik-olgusu.html
https://docs.google.com/viewerng/viewer?url=http://www.genelturktarihi.net/wp-content/uploads/2012/06/Alpler-ve-Elfler.pdf&hl=tr
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ha birde şu kitaba yeni denk geldim,

Tarihte efsanede ve kahramanlık destanlarında Attilâ - Helmut de Boor
https://books.google.com.tr/books/about/Tarihte_efsanede_ve_kahramanl%C4%B1k_destanl.html?id=1FAtAQAAIAAJ&redir_esc=y
https://tr.scribd.com/document/242593890/Attila-pdf
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Feamer said:

bu paylaşımın ana fikri, orta asya dan gelen çekik gözlü köse tiplerin anadolu da nasıl pala bıyıklı olduğu .........


Bakmıyordum buraya da dayanamadım. Türklerin envayi çeşit boyu var, hepsi çekik gözlü güdük siyah şaçlı değil.

Kuzey Avrupaya göcen sarı şaçlı mavi gözlü gençler de varmış.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

rusyada başkurtlar diye birileri var daha doğru başkurdistan diye bir yer var

diyorlar ki, bende internet üzerinden kısa bir araştırma yaptım :), rusya içinde güzellik sıralamasında o bölge ukrayna ile kafaya oynar, birincilik burun farkı falan olur...

başkurlar için ekstra birşeyler yazmaya gerek pek yok federe bir yer nihayetinde ama ukrayna için kuman/kıpçak-iskit gibi "sarı" türki kavimler için vatan olduğu belirtmek gerekebilir

bağladık ama neyi bağladın :)

alp-elf odin falan çıkarımları için bahsedilen türkler bunlardır büyük bir ihtimal

mesela şöyle iddialar var,
said:
Snorre Sturlesson‘un Edda‘sında, Odin‘in Turkland‘dan kuzeye yolculuğu anlatılır. Sturlesson, sadece Odin‘in Turkland‘dan geldiğini yazmıyor aynı zamanda onun İskandinavya’ya Türk geleneklerine uygun adetler getirdiğini, Türk dilinin İskandinav diline ve hatta İngiliz diline etki yaptığını da yazıyor.


said:
Hervavar Destanı‘nda ise şu cümlelere rastlarız: “(…)O sıralar Doğu’dan Asyalılar ve Türkler geldiler ve buraya Kuzey’e yerleştiler. Önderlerinin ismi Oden idi. Sekiz oğlu vardı. Hepsi birer büyük ve güçlü adam oldular.”[6].


bunlar alıntı yapılırken saga dan alıtı diye verilmiş okumadığım ve ilk defa duyduğum için bir şey diyemiyorum. zaten ilk okurken buraya koymamıştım ama laf geldi diye yazıyorum.

said:
Odin‘in Asyalı kökeninden bahseden yalnızca Edda‘lar değil elbette. Birçok yazar ve tarihçi bu konuya değinmeden geçememişler eserlerinde. Örneğin, bunlardan biri “A Modern Theory of Language Evolution” adlı eserin yazarı Carl J. Becker. Becker, bu eserinde Odin‘in Asya kökeninin yanı sıra “Od” kelimesinin Türkçe “ateş” anlamına geldiği vurgusunu da yapıyor: “Odin, Aesir tanrılarıyla birlikte kuzey halklarının deneyimine Orta Asya’dan, Asgard’dan gelen yeni bir deneyim kazandırıyor. İskandinav geleneklerinde Gök-Türkler, İskitler ve/veya Sarmatlar Alfheim’daki beyaz Elfleri hatırlatırlar. Alfheim’deki beyaz elflerin kralı Freyr’dır. Bu elfler Swartalfheim’ın siyah cüceleri gibi metal işçiliği konusunda yetenek sahibidirler. Bu durum, Doğu Anadolu’da Toros vadilerinde yaşayan Türk kavimlerinde de görülür. (…) Odin doğudan döndüğünde yanında metal işleme bilgisini de getirmişti. “Od”, Türkçe’de ateş anlamına gelir, “Odun” kelimesi ise “odun (firewood)” anlamına gelir. Bu durumda “Odin the Ygg”, “İyi ve genç odun”a dönüşür.”[8]. “Norse Mythology A Guide To Gods, Heroes, Rituals and Beliefs” adlı eserde ise “Biz aynı zamanda onu (Oden’i) Ynglinga Saga’nın ilk kısmında görüyoruz. Bu bölümde Odin’in halkının lideri olarak onları Turkland’dan İskandinavya’ya getirdiğini anlıyoruz” satırları vurgulanıyor[9].


Köklerden biri Asyalıların oturduğu Asgard‘ın (Asyalıların yurdu) altındadır[16].

http://www.altayli.net/iskandinav-mitolojisinin-kokenindeki-turk-mitolojisi.html

açıkçası, gayet enteresan bir makale, bazı yerleri benim mevcut bilgim ile şişirme ve özü itibari kısalığı ile biraz üstün körü geçilmiş olsa da, konu için yerli ve yabancı bir çok kitap zaten var, onlara bakmak lazım. hatta bu konu üzerine bir program yapılmıştı onuda koymadım kalıba buraya bakayım
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Iskitler sari bir Turk kavmi degil, zira Iskitler Turki bir kavim degil.

Ukrayna'da yasayan Turki kavimler de ekseriyetle esmer, Tatarlar'da bunu net olarak goruyoruz. Mongoloid tasiyiciliigi da soz konusu, Tatarlar arasinda oldukca yaygin ve bunun dogudan tasindigi bariz. Baskurtlar da keza, irsi olarak Mongoloid-Slav karisimi. O halka ait resimlerde cogunun Mongoloid oldugu goruluyor.

Kisacasi, Turkler gittikleri heryere Mongoloid fenotipi tasimis, baska bir fenotipi degil. Kipcaklar'da bir sarisinlasma soz konusu ise muhtemelen Slavlar ile karistiklari icindir. Kazaklar da teknik olarak Kipcak boyundan, ama hic de Avrupai gorunumlu degiller. Demek ki sonradan edinilmis bir ozellik bu. Turki kavimler arasinda direk sarisin, renkli gozlu olarak ortaya cikan birtek Yenisey Kirgizlari, onlarin neden oyle oldugu hala muamma.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bende mongoloid fenotip var mesela..elde simian cizgisi dedikleri sey var..soy kutugumde de hep kirim tatari dolu bilebildigimiz 3 kusak gecmisimde..hatta disaridan bir evlilik mevcut degil..

ama sarisinlik esmerlik konusunda ise baba tarafi mesela -ayni gene sahip olmasina karsin babam esmer bugday amcam bildigin pletorik sari ( sari sacli mavi gozlu beyaz tenli deri alti damarlari mormor gorunen ince tenli vs birisi..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...