Abi o kalite meselesi çok üzgünüm ama, şuan çok çok yakın arkadaşım ki babası ilahiyat profu dedesi erbakanın sağ kolu olması lazım bizim okula ilk geldiğinde elimizi sıkmazdı mesela, okula geldiğinde servisten inmeden baş örtüsünü çıkarırdı dönerken serviste yine başını kapatırdı. Biz hiç dışlamadık da ötekileştirmedik de biraz biz biraz o adım attı sonra okul bitmeden aramızdan su sızmaz hale geldik. Hala görüşüyorum nişanında kameramanlık yaptım resmen ki padawan kuyruğum vardı o zaman zehuaehau çoğusu bakıyordu bu çocuk kim diye ailesi de bi kere bile yargılamadı beni. Eğitiminiz ve çevreniz bizi öyle yapıyor biraz bahane oluyor..
Şimdi anekdot anlatmaya gerek duymuyorum ama dışlama ve ötekileştirme tek taraflı bir olay değil. O şikayet edilen şeyin aynılarını dindar olanlar da olmayanlara yapıyor.
Birinin diğerini doğruladığını söylemiyorum. Ama son senelerde sanki Türkiye'de AKP iktidara gelene kadar hiçbir dindar baskı yokmuş, hep dindarlar ezilmiş gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor ki gerçek bu değil.
kimse kusura bakmasin, butun bu olaylar sonucunda, RTE'nin bu noktaya gelmesinde emegi gecen herkesin, en azindan biraz olsun sucluluk duygusu cekmesi, elini vicdanina koyup da bir dusunmesi lazim.
Özür dilemek kişinin kendi bileceği bir iş. Medyanın tamamen olayları RTE yararına insanlara gösterdiği, beyinleri yıkadığı bir ülkede de kimse bana demokratik bir seçim sürecinden bahsetmesin.
oturun sakin kafayla bir dusunun.
Herkes elini vicdanına koyup düşünecek, çok doğru söylüyorsunuz.
8 yıllık zorunlu eğitim uygulamasına geçilmeden 1 sene önce mezun olmuştum 5 yıllık ilk okulumdan. O zamanlar annem çevresinden etkilendiği birkaç kapalı bayanın sözlerinden etkilenerek tesettüre girmişti. Babam ligth müslüman tarif edebileceğimiz ara sıra cumaya giden ara sıra keyfine içki içen türde bir adamdı. Ben ise 11 yaşında hayattan bihaber parkta sabahtan akşama kadar oyun peşinde, akşamları okuldan sonra tek gayesi tsubasa çizgi filminin yeni bölümüne yetişmeye çalışan bir çocuktum.
O vakitler refah partisinin yükselişi ile imam hatip okulları yeniden revaçta olmaya başlamıştı. İlkokuldan mezun olduktan sonra annem beni imam hatip okuluna yazdırdı. Tabi bu okula yazdırmasında çevresindeki o türbanlı kesimin çok etkisi olmuştu. 11-12 yaşında bu konulara vakıf olamıyorsunuz ne yazık ki. Bende bu şekilde imam hatip macerama başladım. O zamanlar imam hatip okulları orta okul ve lise olmak üzere 7 sene eğitim veriyordu. Gel zaman git zaman imam hatip okulundaki 6. yılımda liselerdeki eğitim süresi 4 seneden 3 seneye düşürüldü. Aynı yıl 28 şubat süreci yaşandı ve hükümet istifa etti. İmam hatipteki o son yılımda okul çevresinde devriye gezen polis arabaları hala aklımdadır. Okula girerken çantalarımız didik didik aranırdı. Hafta sonu ve hafta başlarında okul müdürümüz tüm öğrencilere konuşma yaparken yanında hep polisler beklerdi. Öğretmenlerimiz aman dikkatli olun çocuklar, yanlış birşey yapmayın, ne olacağı belirsiz gibi söylemlerde bulunurlardı. Üniversite sınavlarına gireceğimiz vakitlerde katsayı uygulaması ortaya çıktı. Lise 2. sınıftan itibaren Fen-Matematik bölümüne kaydırılıp hep sayısal dersler üzerine eğitim almış, kısacası sayısal bölümü öğrencisi olsam da, öss sınavında bize yapılan kısıtlamalardan dolayı puanımın hak yenmeden işleyeceği tek alan sözeldeki ilahiyat bölümüydü. Hiçbir zaman, okul yıllarımda bile dini görevleri yerine getiren birisi olmamışımdır. Haliyle ilahiyat bölümüne girmeyi aklımdan bile geçirmedim. Çünkü o alanda ilerlemek istemiyordum. Öss sınavında iyi puan almama rağmen İstanbul'dan alandışı bir yeri tutturamadım. Şehir dışında okumak ise ekonomik sebeplerden dolayı mümkün değildi.
O zamanlar hem okulda oluşturulan baskı, hem öğretmenlerin bize yönelik yatıştırıcı veya bazen kışkırtıcı sözleri, medyayı pek takip etmesemde imam hatiplere yönelik sanki biz öcüymüşçesine yapıştırılan etiketler benim ne yazık ki kabuğuma çekilmeme sebep oldu. Bu süre zarfında ekonomik koşullar sebebiyle geçim derdinden aileminde bana pek yardımı dokunamadı. Tek hatırladığım eğitim hayatım boyunca babamın derslerim iyi mi oğlum diye sorup benimde iyi diye cevap vermemdir.
Uzun lafın kısası o zamanlar kimliğimden utanır hale gelmiştim. Askerde bile hangi liseden mezunsun diye sorulduğunda başıma birşey gelir düşüncesiyle "paticik imam hatip lisesi" yerine "paticik lisesi" yazdırmıştım. O zamanki takıldığım sinema fanatik ve yüzüklerin efendisi forum buluşmalarında bile bu kimliğimi açığa vuramazdım. Çünkü çok kötü bir şekilde ötekileştirilmiştim. Bu saydığım örnekleri hayatın her alanında çoğaltabilirim. Bu ötekileştirmeye karşı imam hatip mezunları dernekler kurdu. Okumak isteyen öğrencilere burs sağladı ama bunların hiçbiriyle ilgilenmek istemedim. Çünkü bu yaptıklarının bize reva görülen ötekileştirmeden bir farkı olmadığını düşünüyordum. Çünkü onlarda sadece kendi öğrencilerine burs veriyordu. Birkaç sene kabuğuma çekildim. Kendi halinde bir iş buldum ve çalışmaya başladım. Bu süre zarfında açık öğretime girmeye karar verdim ve 4 yılık fakülteden mezun oldum.
Geriye bakıyorumda, AKP'ye sadece ilk seçimlerde belki de bu ötekileştirmeye uğramanın öfkesiyle oy vermiş olabilirim. Ama sonraki seçimlerde oy vermememin sebebi vaat ettiği özgürlükler yerine nefret ettiğim ötekileştirme hastalığına onlarında bulaşmış olmasıdır. Zamanında bize yapıştırılan etiket ve yapılan zalim uygulamalar bugün bir başkasına yapılmaya devam ediyor. Sadece roller değişti, o kadar. Düşünce yapısı aynı.
Biraz uzun oldu kusura bakmayın. Demek istediğim, her insan benim gibi kabuğuna çekilmez veya ona yapılanları sineye çekmez. O zaman yapılanları kenara not edenler bugün güç eline geçince daha kötüsünü yapabiliyorlar ve yapıyorlar da. Onları o şekilde davranmaya iten nedenleri iyi düşünmemiz gerekiyor. Ötekileştirmekle bir yere varamayacağımızı düşünüyorum. Bu şekilde devam ettiğimiz taktirde roller değişmeye devam edecektir ama uygulamalar ne yazık ki aynı kalacaktır.
ki bu olaylar sadece imamhatipe özgün bir durum değildi
ilkokulu istanbulun en iyi okullarından birinde okudum. sınıf arkadaşlarımdan annelerinin başı kapalı olanlar okuldaki dışlama ve ötekileştirme yüzünden ailelerinden utanırdı. 1-2 olay da değildi yani bu. çocukların gruplaşmasındaki dışlamadan, veli toplantısında "pardon diğer veliler sizden rahatsız oluyor lütfen çıkarmısınız" diyip başı kapalı velilerin toplantıdan atılmasına kadar her basamakta vardı bu tarz olaylar
hani ben hem sınıf birincisi olmamdan kaynaklanan pişkinlikten hem de karakter olarak vurdumduymazlığımdan sallamazdım. aynı sebeplerden bana da kimse bulaşmazdı ama benim bile başıma öyle olaylar geldi ki benim yerime birazcık kin tutan biri olsaydı şu anda gözü kapalı hükümeti savunur olurdu
çünkü korkuyorlar aynı şeylerin tekrar etmesinden
bunun sorumlusu kim peki ? di mi
bu yüzden gelip de burda 3-4 kişiye çullanmayın
onemli bir noktaya degindin. incelenmesi geregi var.
basortusu yuzunden dislandi bir kesim turkiyede evet.
ama hicbir zaman, laik, ataturkcu olan kisiler, ellerinde civili sopalarla polisle beraber dolasip kopek gibi basortusu olanlara saldirip oldurmeye calismadi.
ki, laik kesimden bir cok kisi, basortusu yuzunden dislanma nedeniyle sizin kesiminize destek vermisti.
ben o zaman 'bu sadece basortusu meselesi degil, basortunun arkasindan baska seyler gelecek, bu siyasi gorusun toleransi yok, kendisinden baskasina tolerans gostermez' demistim. dalga gecenler olmustu, yok efendim fasist diyenler, 'seriat mi gelecek haha' diye gulenler.
al bu gun neler oluyor. o kesim, icinde akpli kisiler olmasina ragmen direniscileri dovuyor, eziyor.
izmirde 1 gece once civili sopalarla dolasiyorlardi polisle beraber. apartmanlardan kendilerine bakan insanlara hakaret, hareket yapiyorlardi. yakaladiklarini dovduler.
akp izmir il genclik kolu baskani, polisle beraber gezip gosterici doverken, tutuklarken goruntulendi. facebookta geziyor fotograflari.
ozellikle senin gibilerin anlamaniz gereken nokta su. bu, giderek radikallesme egilimi olan, mekanizmasi, arkasindaki odaklar, amac ve niyetleri o dogrultuda olan bir akim.
muslumanlikla falan alakasi yok.
1960larda kennedy yonetiminin ortadoguda kontrolu elde tutmak icin baslattigi bir operasyon.
kacinilmaz olarak, hem kendi mekanizmasi (radikal olanlar her zaman daha baskin cikacak), hem de arkasindaki odak ve niyetler nedeniyle bu, giderek daha baskici, kontrol amacli bir odaga donusecek.
misirda ne oldugunu goruyorsunuz. musluman kardeslik 'demokratik' metodlarla iktidara geldi. ilk yaptigi sey muhalifleri oldurmek ya da bastirmak. bunlarin arasinda ISLAMCI olmasina ragmen, modern degerleri kabullenip korumaya kalkisan kisiler var.
sen, burada paticik diye acaip, oy verdigin kesimin ezici cogunlugunun anlamayacagi, anlayamayacagi, 'oyun' falan oynana, arka fonunda yari ciplak cucelerin ve kadinlarin aslanlar uzerinde birbirine hucum ettigi resimler falan olan bir sitede yaziyorsun.
bu gun kendini ait hissettigin o camiada yerin olabilir. yarin, o camia daha oturmus hale geldiginde, ufak tefek sana 'bunlar caiz degil' demeye baslayanlar cikacak. senin cevrende olmasalar dahi, bu kisiler, disaridan peydah olacak.
aynen odtude biz 1. sinifta okurken tiril tiril uzun saclari, modern kiyafetleriyle serbest serbest gezen, ilk sene sonrasinda cemaat yurduna yerlesmeye karar alan isletme ogrencisi arkadasim gibi - 'o saci kestirirler sana' dedim, 'abi yok yea bizim ortam oyle degil. cok serbestiz'.
6 ay sonra saci neredeyse kazittirmislar buna. konusmasi falan degismis. gozlerindeki fer sonmus. nesesi falan hep gitmis.
komutanım, o dediğin mahalle baskısı mahalleden mahalleye değişiyordu, haklısın da yukarıda bahsedilen olaylar devletin resmi ideolojisiydi. devletten güç alınarak yapılan bişeydi. şimdi tersine dönüyor işte.
aslıdna bakarsanız bu daha önce ötekileştirilen başörtülü yada dindar kesim artık daha aydın düşünmeye başladı onalrın gençliğinden de ümitliyim
yani bugün oturup adam gibi altı doldurularak akp uygulamalarını tartışaibliyorsak bu bir gelişmedir
şimdi ötekileştirmenin önüne geçmenin vakti keza o da insan onun da fikirleri ve inançları var
bir insanın inançlarını değiştiremezsiniz ama saygı duyabilirsiniz
fikirlerine ise saygı duymayabilirsiniz en nihayetinde fikir değişebilir çünkü bir fikrin altında tcrübeler, yaşanmışşlıklar ve paylaşılan diğer fikirler vardır, yanılma vardır, algılayamama vardır
bugün ne laik kesim dindarlardan korkmalı (ki ne saçma lan insan hem laik hem dindar olamaz mı?)
şöyle düzleteyim o zaman,
laik ve dindar diye bölünen insanlar artık bir araya gelmeli birbirlerinden korkmamalı öcü bu dememeli bunu yine biz yapacağız biz anlatacağız derdimizi
Öne çıkan mesajlar
wastyrx
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş
Komutan
Birinin diğerini doğruladığını söylemiyorum. Ama son senelerde sanki Türkiye'de AKP iktidara gelene kadar hiçbir dindar baskı yokmuş, hep dindarlar ezilmiş gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor ki gerçek bu değil.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş
dazuu
onemli bir noktaya degindin. incelenmesi geregi var.
basortusu yuzunden dislandi bir kesim turkiyede evet.
ama hicbir zaman, laik, ataturkcu olan kisiler, ellerinde civili sopalarla polisle beraber dolasip kopek gibi basortusu olanlara saldirip oldurmeye calismadi.
http://video.sozcu.com.tr/2013/video/haber/izmirdeki-eli-sopalilar-kim.html
ki, laik kesimden bir cok kisi, basortusu yuzunden dislanma nedeniyle sizin kesiminize destek vermisti.
ben o zaman 'bu sadece basortusu meselesi degil, basortunun arkasindan baska seyler gelecek, bu siyasi gorusun toleransi yok, kendisinden baskasina tolerans gostermez' demistim. dalga gecenler olmustu, yok efendim fasist diyenler, 'seriat mi gelecek haha' diye gulenler.
al bu gun neler oluyor. o kesim, icinde akpli kisiler olmasina ragmen direniscileri dovuyor, eziyor.
izmirde 1 gece once civili sopalarla dolasiyorlardi polisle beraber. apartmanlardan kendilerine bakan insanlara hakaret, hareket yapiyorlardi. yakaladiklarini dovduler.
akp izmir il genclik kolu baskani, polisle beraber gezip gosterici doverken, tutuklarken goruntulendi. facebookta geziyor fotograflari.
ozellikle senin gibilerin anlamaniz gereken nokta su. bu, giderek radikallesme egilimi olan, mekanizmasi, arkasindaki odaklar, amac ve niyetleri o dogrultuda olan bir akim.
muslumanlikla falan alakasi yok.
1960larda kennedy yonetiminin ortadoguda kontrolu elde tutmak icin baslattigi bir operasyon.
kacinilmaz olarak, hem kendi mekanizmasi (radikal olanlar her zaman daha baskin cikacak), hem de arkasindaki odak ve niyetler nedeniyle bu, giderek daha baskici, kontrol amacli bir odaga donusecek.
misirda ne oldugunu goruyorsunuz. musluman kardeslik 'demokratik' metodlarla iktidara geldi. ilk yaptigi sey muhalifleri oldurmek ya da bastirmak. bunlarin arasinda ISLAMCI olmasina ragmen, modern degerleri kabullenip korumaya kalkisan kisiler var.
sen, burada paticik diye acaip, oy verdigin kesimin ezici cogunlugunun anlamayacagi, anlayamayacagi, 'oyun' falan oynana, arka fonunda yari ciplak cucelerin ve kadinlarin aslanlar uzerinde birbirine hucum ettigi resimler falan olan bir sitede yaziyorsun.
bu gun kendini ait hissettigin o camiada yerin olabilir. yarin, o camia daha oturmus hale geldiginde, ufak tefek sana 'bunlar caiz degil' demeye baslayanlar cikacak. senin cevrende olmasalar dahi, bu kisiler, disaridan peydah olacak.
aynen odtude biz 1. sinifta okurken tiril tiril uzun saclari, modern kiyafetleriyle serbest serbest gezen, ilk sene sonrasinda cemaat yurduna yerlesmeye karar alan isletme ogrencisi arkadasim gibi - 'o saci kestirirler sana' dedim, 'abi yok yea bizim ortam oyle degil. cok serbestiz'.
6 ay sonra saci neredeyse kazittirmislar buna. konusmasi falan degismis. gozlerindeki fer sonmus. nesesi falan hep gitmis.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş