Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Dostlarımızı Tanıyalım


orc_lord

Öne çıkan mesajlar

  • Genel Yönetici
Bu başlık altında en iyi dostlarımız;petler hakkında bilgiler bulabilirsiniz. Petler hakkında kendiniz direk olarak bilgi, resim veya video gibi şeyler ekleyebilirsiniz.
İlginize teşekkür ederiz.

Not:Bu topic tüm evcil hayvanlar için geçerlidir. Başlığa diğer hayvanlar hakkında bilgi eklemek istiyorsanız direk olarak yazabilirsiniz. Lütfen fark ettiğiniz hataları alan yetkililerine bildiriniz.

[Bu mesaj orc_lord tarafından 18 Temmuz 2004 04:01 tarihinde değiştirilmiştir]
[Bu mesaj orc_lord tarafından 29 Kasım 2004 20:56 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Genel Yönetici
*Golden Retriever*
Golden Retrivier'lar 19. yuzyilda turu bilinmeyen altin tuylu kopeklerin Bloodhound ile ciftle$tirilmesiyle turetilmi$tir.
Ortalama agirliklari 28-35 kilo arasindadir; guclu bir yuze ve makas ceneye sahiptir. Yumu$ak ifadeli siyah gozler, orta buyuklukte du$uk kulaklari vardir. Kuyrugu uzun olmasina ragmen kivrik degildir; bacaklari kemik, baldirlari ise kaslidir. Tuyleri parlak ve dalgalidir, ikinci tuy tabakasi su gecirmez.ozellikle bu yuzden yuzmeyi ve suyu a$iri severler. genellikle renkleri altin ve krem renginin butun tonlaridir.
a$iri hareketli, uysal iyi huylu, duygulu ve sevimlidir. Koku alma duyusu en yuksek kopeklerden biridir ayriyetten yeterince gucludur. Iyi huylu bir tur oldugu icin genellikle Siberian Husky'ler gibi insan dostudur, toplum icinde kendini sevdirecek kadar sevimli, bulundugu ortamdaki insanlara kendini cabucak belli edip oyun oynamayi severler.
//dmx'e teşekkür ederiz.

Bir Av Köpeğidir.
- bataklıkta avlanabilir.
- avı bulur.
- avı getirir.
Kökeni: Bu cins, muhtemelen, on dokuzuncu yüzyılın ortalarında İngiltere'yi ziyaret eden bir Rus sirkine mensup türü bilinmeyen altın tüylü köpeklerin bloodhound ile çiftleşmestirilmesiyle geliştirilmiştir.
Özellikleri:
Yükseklik: erkeklerde 58-61 cm., dişilerde 55-57 cm. Ortalama ağırlık: erkeklerde 29-34kg., dişilerde 27-32 kg. İri, güçlü bir yüzü vardır ve makas çenelidir. Gözler: siyah, yumuşak ifadeli. Kulaklar: orta büyüklükte, düşük. Boyun: kaslı. Göğüs: geniş. Uzun kuyruğu kıvrık değildir. Bacakları kemikli, baldırları kaslıdır. Tüyleri parlak ve dalgalı olmalıdır. İkinci tüy tabakası su geçirmez. Renkler: altın ve krem renginin bütün tonları. Kırmızımsı gölgeler kusur sayılır.
Kişiliği: Hareketli, uysal, iyi huylu, duygulu ve sevimli.
Kullanımı: Sağlam ve güçlü, koku alma duyusu gelişmiştir. Toprakta ve suda gayet iyi çalışır. İyi huylu olduğu için insana eşlik eden köpek olarak da değerlidir ve aile hayatına uyum sağlar. Çocuklara hatta bebeklere karşı çok sabırlı ve naziktir.
Kaynak: Köpek Ansiklopedisi - Arkadaş Yayınevi

Avı bulup sahibine getiren bu köpek türü, 1913 tılında kişiliğini ortaya koyup iyice tanındıktan sonra, aile köpeği olarak çok benimsenmiş, av için de büyük bir ilgi sağlamıştır.
Öz Geçmişi
Düz, yatık kürklü ebeveynleri gibi, Golden retriever zeki, çalışkan bir hayvandır, aşırı soğuklara dirençlidir, rutubete aldırmaz. Her iki tür de aslında yabanda kuş avlamak için seçilmişlerdir. Bunların seter köpekleriyle eşleşmelerinden, hatta St. John Newroundland yütleriyle aşılanmalarından yeni cinsler elde edilmiştir. Sonraları da Water spaneil türü diziye ilave edilmiştir. Diğer ebeveyni gibi Golden retriever yüzmeye bayılır.
Köpeklerin Huyu
Uysal, iyi huylu çehresinden köpeğin kişiliğini çıkarabilirsiniz. Ayrıca çok itaatli ve zekidir.
İstek ve Gereksinimleri
Çok çok gezi ve idman ister; ayrıca soğuk iklimi arzu eder. Belirli bir program çerçevesinde eşleştirilmelidir.
Kuyruk: Yatay olarak uzanır, tercihen kalkık ya da yukarıya kıvrık olmamalıdır.
Kulaklar: Köpeğin başında biraz yüksektedir, çok geniş olmamalıdır.
Gözler: Oldukça ayrı konumdadır, siyah renkli, siyah halkalıdır.
Baş: Oldukça gösterişli bir baş, güçlü bir alın ve siyah bir burun.
Gövde: Derin göğüslü ve dengelidir.
Kürk: Dalgalı veya düz tüyler, oldukça sık olup sarı, ya da gri renktedir. İçinde beyaz karışmamıştır hiç.
Büyüklük: 51-56 cm boyunda olan erginlerine karşın, yetişkinlerin boyları 56-61 cm kadardır.
Kaynak: Köpek Bakımı - David Taylor.
//bonecrusher'e teşekkür ederiz.

ve golder retrivier resimleri:

ve golden retriever resimleri:







[Bu mesaj orc_lord tarafından 29 Kasım 2004 20:53 tarihinde değiştirilmiştir]
[Bu mesaj orc_lord tarafından 09 Haziran 2005 03:47 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Genel Yönetici
*Doberman*
Öz Geçmişi:
1860'lı yıllarda Almanyada Louis Doberman adında bir vergi tahsildarı tarafından, çevik ve gerektiğinde saldırabilecek nitelikte bir bekçi ve muhafız köpegi olması amacıyla geliştirilmiştir.Ilk kez 1876 yılında bir köpek gösterisinde sergılenmiş ve büyük bir beğeni kazanmıştır.. .

Kişiliği:
Erkek ve dişiler arasında mizaç farkı vardır. Dişiler ailelerine karsi sakin, duyarlı ve duygulu,ancak yabancılara karşı kuşkucudurlar.Erkek,son derece zeki,ancak aceleci ve genellille saldırgandır.bu nedenle otoriter ve enerjik bir efendi tarafından yönetilmelidir.

Kullanımı:
Bekçi ve gard köpegi olarak oldukça başarılıdır.Enerjik bir köpek olduğundan genellikle açık alanlarda büyük bahçeli evlerde ya da iş yerlerinde tercih edilmelidir,bu sayede hayvan rahatça enerjisini desarj edebilir ve kendine uygun bir gorev yapmis olur..

Tavsiye:
Dobermanin kisiligi iki yasindan sonrada gelismeye devam eder.Biraz dik kafalıdır, patronun kim oldugunun ona öğretilmesi gerekir.Bu yüzden iyi bir eğitimden geçmesi gereklidir.. Ortalama ömürleri 10 yıldır..

//pawliger'e teşekkür ederiz.

ve doberman resimleri:







[Bu mesaj orc_lord tarafından 18 Temmuz 2004 03:56 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Genel Yönetici
*Siberian Husky*
Husky turleri ismindende anla$ilabilecegi gibi Sibirya kokenlidir; Siberian Husky'ler 1909 yilinda Alaska'dan getirilmi$tir.

Gorunu$ olarak; orta buyuklukte, dayanikli, canli, ho$ ve hareketli bir kopektir (ozellikle yavru hallerinde iken sahipleriyle oyun oynamayi cok severler) yakla$ik agirliklari 20-25 kilo arasinda degi$mektedir. Kahverengi ya da parlak mavi gozleri egik ve dostca bir ifade ta$ir. Kulaklari ba$in biraz ust kisminda ve diktir, ilk 4 ay boyunca kulaklara ozen gosterilmelidir, cunku kirilmasi durumunda gorsel olarak butun guzelligini kaybedebilirler. Kuyruklari kurtlara benzer; sirta dogru ve kivrik. Tuyleri yumu$ak, derileri kalindir. $iddetli soguklara (-50 alti) dayanabilir. Kurt grisinden gumu$ griye, beyaz desenli acik kum renginden siyaha kadar bir cok renkleri mevcuttur.

Bu tur; insanlara a$iri uyumlu ve duygulu hayvanlardir. Insanin en samimi arkada$i olabilecek tur olmakla birlikte, inatci ve canI kolay sIkIlan bir tur kopektir.

Hafif oldugundan hizli ko$abilir ve bu yuzden kizak yari$larinda kullanilabilir.
//dmx'e teşekkür ederiz.

Kökeni
Sibirya kökenli bir köpektir.

Tanımı:
Orta büyüklükte, dayanıklı, canlı, hoş görünüşlü, hareketli bir köpektir. Erkekler 53-60 cm, dişiler 51-56 cm yükseklikte; ağırlıkları erkeklerde 20.5-27 kg, dişilerde ise 16-22.5 kg’dır. -50, -60 derecedeki soğuğa dayanabilirler. Kurt grisinden gümüş griye, beyaz desenli açık kum renginden siyaha kadar her renk olabilirler.

Kişiliği:
İnsanlara uyumlu ve duyguludur. İyi bir arkadaş olmakla birlikte, son derece inatçıdır ve kolay canı sıkılır.

Özelliği:
Hafif olduğu için hızlı koşabilir ve bu özelliği nedeniyle kızak yarışlarında kullanılır. Özellikle Kanada'da ve ABD'nin kuzeyinde popülerdir.

Genel Özellikler:

* Ürkek, duygusal ve onurlu bir türdür.
* Yapacağı en fazla gürültü uluması olur, oda her zaman rahatsız edecek seviyede değildir ve nadiren olur.
* Husky'ler kesinlikle sadece soğuk hava hayvanları değillerdir.
Her türlü iklime ayak uydurabilecek deri ve tüye sahiptirler, -50 Dereceye kadar dayanabilirler.
* Çok enerjik bir türdür, günün her anı birşeyle uğraşmayı severler, evin içerisinde dolaşabilecekleri alan olması gerekmektedir.
* Yetişkinlik dönemlerinde dahi rahatlıkla eğitilebilirler, sizin sabrınıza bağlı tabiki bu.


Onları diğer köpeklerden ayıran ana unsurlar:

* Tüyleri özeldir, astımı olanlara ve tüye karşı alerjisi olanlara dokunmaz.
* Tüyleri koku salgılamalarınıda engeller.
* Diğer köpekler gibi havlamazlar, rahatsız edecek hiçbir özellikleri yoktur, aksine cana yakın bir türdür.
* Görünümlerinin aksine saldırgan içgüdülere sahip değillerdir, hiçbir canlıya saldırma gibi bir özellikleri yoktur.

(?) Tüy dökme problemi aşırı değildir, senede 2 kez tüy dökerler, tüylerin dökülmesini engellemek amaçlı vitamin ve köpük takviyesi yapılabilir, tüyler düzenli olarak fırçalanabilir, sonuç sağlayacaktır.

Siberian Husky'nin Resmi Standartları
Genel Görünüm:
Siberian Husky orta büyüklüktedir. Hızlı, çevik, özgür ve zariftir. Tüm iklimlere uyum sağlayan sağlam kürklü vücudu, dik kulakları ve bol tüylü sırtına doğru kıvrılan kuruğu kuzeyin mirasını sergiler.
Karakteristik yürüyüşü hiç bir köpekte yoktur, düzgün ve zahmet çekmeden yürür. Kendine özgü en büyük yeteneği algısıdır. Söz konusu özgürlüğü olduğunda üzeri yükle dolu olsa dahi ölçülü bir hızla, saatlerce uzun mesafeler aşabilir. Sabit bir yere bağlı kaldığında kurtuluş için durmadan bağına asılıp ölümüne bile neden olabilir.
Vücut orantısı ve şekli güç dengesini, hızını ve dayanıklılığını yansıtır. Siberian Husky ırkının erkekleri kaslıdır ama kaba değildir. Dişileri ise daha kadınsı görünümlüdür ama asla bir zayıflık söz konusu değildir erkeklerle eşit güce sahiptir.

Boyut, Orantı, Detaylar:
Boy- Erkeklerde (omuzdan yere) 52.5-57.5cm, Dişilerde 50-55cm'dir.
Kilo-Erkeklerde 20.5-27 kg. Dişilerde 16-22.5 kg'dır.
Kilo ile boyları orantılıdır. Bu sözünü ettiğimiz rakamlar, askari veya azami olması gerekenlerdir. Bunların altında veya üstünde olması tercih edilmemiştir. Aşırı kemikli yapı ya da kilo kusur olarak kabul edilmiştir.
Profilden bakıldığında. vücudun omuz ile kalçanın en uç noktası arasındaki uzunluğu, vücudun yerden omuzların tepesine kadar olan yüksekliğinden daha fazla olmalıdır. 57.5cm'den uzun erkekler ve 55cm'den uzun dişiler diskalifiye edilmişlerdir.

Kafa:
Sert ama dostça bir ifadeye sahiptir. Meraklı, yaramaz bakışları vardır. Gözleri badem şeklinde ve ölçülü şekilde aralıklıdır. Alaycı bir bakışa sahiptir. Mağrur, öne doğru dik bir başı vardır.
Göz rengi ya açık kahve ya mavidir. İki gözü farklı olanlarda vardır. Gözlerin birbirine yakın olması ve eğri olması hata sayılır.

Kulaklar:
Normal büyüklüktedir (vücuda oranla) Üçgen şeklinde, birbirine yakındır.

ve siberian husky resimleri:






Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Genel Yönetici
*Muhabbet Kuşları*

MUHABBET KUŞLARI F.A.Q.

1- Muhabbet kuşunun yuvası nasıl olmalıdır?
2- Yuva yapmasına yardımcı maddeler neler olmalıdır?
3- Muhabbet kuşunun eşleşmesini nasıl gözlemlersiniz?
4- Yumurtlayan bir dişinin davranışları nasıldır ve neden bazen yumurtasını aşağıya atar?
5- Yumurtaların döllendiği nasıl anlaşılır?
6- Yavru muhabbet kuşu kaçıncı günde yumurtadan çıkar?
7- Yavru muhabbet kuşunun sağlıklı yetişmesi için nelere dikkat edilmelidir ?
8- Yavru muhabbet kuşunun gelişmesi nasıl olur?
9- Yavru muhabbet kuşu eşleşmeye kaçıncı ayda hazır olur?
10- Kuşunuzun erkek yada dişi olduğunu pratik olarak nasıl anlarsınız?
11 -Muhabbet kuşu ile arkadaş olabilmek için neler yapmalısınız?
12- Muhabbet kuşunu evcilleştirmek için nelere dikkat etmeliyiz?
13- İki muhabbet kuşu yanyana olunca evcilleştirmek zor mudur?
14- Muhabbet kuşunu konuşturmak için ne yapmalıyız?
15- Yavru muhabbet kuşuna yada yeni aldığımız bir kuşa nasıl davranmalıyız?
16- Muhabbet kuşunu eğitmeye nereden başlamalıyız?
17- Muhabbet kuşu ile hangi tür oyunlar oynamalıyız?
18- Muhabbet kuşunun özellikleri nelerdir ?
19- Muhabbet kuşunuzun güvenini nasıl kazanırsınız?
20- Muhabbet kuşları nelerden mutlu olurlar?
21- Muhabbet kuşları nelerden korkarlar?


1- MUHABBETKUŞUNUN YUVASI NASIL OLMALI?

Pet shoplarda, muhabbet kuşları için uygun ölçülerde hazırlanmış yuvalar bulmak mümkün. Dilerseniz, 25 santim yüksekliğinde, 15 santim derinliğinde ve 15 santim genişliğinde bir yuvayı kendiniz de kontraplaktan yapabilirsiniz. Yuvaların arka kısmında, yavruları kontrol edebilmek için dışarı doğru açılan bir kapı ve ön kısmında anne ve babanın girebilmesi için bir delik bulunmalı. Giriş deliğinin birkaç santim altına, kuşcuların konarga adını verdiği kısa tüneği yerleştirmeyi unutmayın. Dişi kuş, yuvalığa uçtuğu zaman, giriş deliğinin kenarına değil, konargaya konacaktır. Ayrıca dişinin yuva yapabilmesi için arka kısıma bir oyuk yapmanız yuvanın düzgün durmasını sağlayacaktır.

2-YUVA YAPMASINA YARDIMCI MADDELER NELER OLMALIDIR?
Doğada yaşayan kuşlar, güçlü gagalarıyla ağaç dallarını ufalayıp, elde ettikleri talaşı, yuvalığın dibine taşırlar. Kafeste yaşayan kuşlara yardımcı olmak için, yuvanın tabanını üç santim yüksekliğinde, talaşla kaplayın. Yuvaya koyduğunuz talaşın, kimyasal maddelerle işlenmiş ağaçlardan elde edilmediğine emin olun. Ayrıca yuva yapmasına yardımcı olamak için kendir liflerini kafese koyarsak, dişi yuva yapmak için bu malzemeyi kullanacaktır.Yuva geniş bir kafese yerleştirilmeli. Kafes küçükse, yer kaplamaması için kapıyı açıp, dışarıdan yerleştirin. Muhabbet kuşları önce , yuvayı merakla izler. Dişi kuş gün geçtikce, yuvayla daha çok ilgilenir. Yuvanın içine gözatmaya başlar. Bir süre sonra içine girip, sağı solu gagalayıp, kontrol eder. Giderek, yuvada daha çok kalır. Erkek kuş da yuvaya gözatar ama içeri girmez. Dişiden uzak duran erkek kuş, artık daha cüreetkar davranacaktır.

3- MUHABBET KUŞUNUN EŞLEŞMESİNİ NASIL GÖZLEMLERSİNİZ?

Muhabbet kuşlarının dişisi daha zor eşe gelir, erkek ise dişinin engel olmasına rağmen, her fırsatta dişisinin kuyruğuna dokunmaya çalışır. Dişiyi etkilemek için, kafesteki çanı kuvvetli şekilde çalar. Durmadan uçar, konmak için dişinin yanını seçer. Yan yan sekerek yürür. Ateşli bir şekilde başını sallayarak dişinin yanına yaklaşır. Gagasıyla omuzuna vurur. Bu sırada, heyecandan göz bebekleri küçük siyah noktalara dönüşür. Dişi, birleşmeye hazır olduğunu günlerce sonra gösterir. Dalın üzerine konar oturur. Başını arkaya uzatır. Kuyruğunu havaya kaldırır ve hareketsiz kalır. Erkek mesajı alınca, dişinin sırtına çıkar. Çiftleşme bittiğinde dişi uçup gider.

4-YUMURTLADIĞI ZAMAN DİŞİNİN DAVRANIŞLARI NASILDIR VE NEDEN BAZEN YUMURTASINI AŞAĞIYA ATAR?

İlk yumurtadan sonra iki günde bir olmak üzere toplam 4 ile 6 yumurta yaparlar. Yumurtlamak, dişi için muazzam zordur. İlk yumurtadan sonra kuş kuluçkaya yatar. Yalnızca, tuvalet ihtiyacı için dışarıya çıkar. Artık, erkeğin onu besleme zamanı gelmiştir. Bu arada meraklanarak yuvanın içine bakmak gibi bir harekette bulunmanız dişiyi rahatsız edeceğinden bazen yumurtaları kırmak yada aşağıya atmak gibi eylemlerle de karşılaşabilirsiniz. En iyisi uzaktan takip etmektir.Muhabbet kuşları hislerini çabuk gösteren, çabuk kızan kuşlardır. Özellikle yumurtladıktan sonra yuvasına bakılmasından, kendisi yada eşi ile ilgilenilmesinden, Kafes yada yuvasının yer değiştirilmesinden kesinlikle hoşlanmaz. Bunu yumurtalarını kırarak yada yuvadan aşağı atarak gösterir. Hatta yumurtadan çıkmış yavrusunu dahi yuvadan atabilir yada gagalayarak öldürebilir. bazen yeniden yumurtlayacağı zamanda yavrusunu öldürerek aşağıya atabilir. Buda bu kuşun yapısında olan ve henüz çözülememiş bir durumdur. Eğer yumurta boş yada yavruya bakma niyeti yoksa zaten yumurtayı aşağı atar.

ve muhabbet kuşu resimleri:




Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 3 hafta sonra ...
  • Genel Yönetici
*Siyam Kedisi*
Tayland'ın geleneksel kedilerinden olan siyamlar, dünya çapına yayılmaya başladığından beri görenleri büyüledi. Siyam kedileri hakkında birçok farklı söylenti vardır. Bir efsaneye göre, siyam kedileri yüzyıllar boyunca Bangkok'ta Siyam Kralı tarafından sarayda titizlikle saklandı. Diğer bir efsaneye göre de Budist tapınaklarını korudular. Her iki durumda da siyamlar kutsal olarak kabul edilmişler ve sadece rahipler ve soylular tarafından beslenmişlerdir.

Bu gizemli kedilerin dünyaya yayılması, kralın bir ingiliz büyükelçisine siyam hediye etmesi ve büyükelçinin evine dönerken bu kedileri yanında götürmesiyle gerçekleşti. Kısa zamanda hemen her İngiliz kedi gösterilerinde görülmeye başladılar. Siyam kedileri amerikan kedi dünyasına ise 20. yüzyılın başlarına doğru patilerini attılar.

Tüm kediler arasında en eski türleren biri olan siyam, başka hiçbir türe benzemeyen bir iletişim yeteneğine sahiptir. Konuşurken hem sesini hem de vücudunu kullanır. Kucakta, yatakta ve kalplerde olmayı seven insancıl (sosyal) kedilerdir.

İlk siyam kedileri Batı'da 1800'li yılların ortalarından sonra görünmeye başladılar. Siyamlar, ilk zamanlarında hassas ve sağlık problemlerine meyilliydiler. 'Doğal olmayan, kabus gibi bir kedi' şeklinde tanımlamalara maruz kaldılarsa da, hayvan meraklıları tarafından çabucak popülerlik kazandılar. Sözü geçen ilk örneklerin hepsinin şaşı gözleri ve karışmış kuyrukları vardı. Bunlar günümüzde kusur olarak görülen, ve dikkatli bir yetiştiricilik sonucu neredeyse tamamen yok olmuş özelliklerdir.

Siyam'dan ithal edilen ilk kedilerin1880'li yıllardan kalan fotoğrafları, bize geleneksel Siyam Kedisi'nin günümüzün şov Siyam Kedisi'nden farklı olduğunu, geleneksel olanların kafalarının daha kalın ve yuvarlak, vücutlarının sağlam ve kaslı olduğunu gösterir.

Siyam Kedileri'nin Özellikleri
Geleneksel Siyam Kedisi akıllı, - bir kucak ısıtıcısı ya da kovalanacak bir oyuncak olarak - insanların dostluğundan hoşlanan insan-odaklı bir kedidir. Meraklı ve dost canlısıdırlar. Bununla birlikte hiçbir şey onları okumaya çalıştığınız herhangi bir kitabın üzerine oturmaktan daha mutlu edemez. Arkadaşları olan insanlarla sevecen ve samimi bir şekilde konuşurlar. Sakin tabiatları sayesinde bir evdeki ya da apartman dairesindeki hayata uyum sağlamakta hiç zorluk çekmezler. Her daim hareket halindeki kedilerden değillerdir; oldukça dengeli bir faaliyet seviyeleri vardır ve bir oyuncağı kovalarken, kucağınıza kıvrılıp uyudukları zamanlar kadar mutludurlar.

Çok iyi birer aile kedisi olurlar ve küçük çocuklara karşı çok hoşgörülü davranırlar; yetişkinlerin kendilerine asla yapamayacakları özgür hareketleri, onların yapmalarına izin verirler (kötü davranmak gibi davranışlar hariç). Sıkıldıkları zaman sadece ortalıktan yok olurlar. Çoğu, insanla oynarlarken tırnaklarını kapatır, bu yüzden onların patileri tarafından tırmalanmak az rastlanılan bir olaydır.

Siyam kedileri çok zekidirler, fakat bu ille de kolay eğitilebilir oldukları anlamına gelmez. Her kedinin farklı bir karakteri vardır. Bazılarına sadece "Hayır" dendiğinde sorunun kaynağı olan davranışı yapmazken, bazı afacanlar da sahibi ortalarda yokken yine o hareketi tekrarlar. Çoğu Geleneksel Siyam Kedisi, insanlara atıp-geri getirme ya da başka oyunları öğretecek kadar yeteneklidir. Bazıları sorun çıkarmadan tasma takmayı öğrenirler. Tabii ki tüm bunlar ne kadar erken yaşta öğretilirse o kadar iyidir.

Bazı Siyam Kedileri'nde izlemesi pek keyifli olan bir huy görülür: Patileriyle genellikle battaniye ya da kazak (ne yazık ki bazen de insan derisi) olan bir nesneyi tutarlar ve ona masaj yaparlar; tüm bu işlem sırasında da mutlu mutlu hırlayıp salya akıtabilirler. Gözleri genellikle buğulu olur ve gürültülü bir şekilde hırlarlar. Tabiatları gereği dışarısı, yani açık hava için uygun kediler değillerdir. Bazı yetiştiricilerin kedilerini sadece kapalı mekanlarda bakılmalarını, dışarıya çıkartılacaksa bile bir tasmayla çıkartılmalarını isteyen bir sözleşme karşılığı verdiği bilinir.

Siyamların genel özellikleri tüylerinin rengidir. Vücütları açık kahve -krem rengi arası, boyun altı ve göğüs daha açık renklidir. Benekler koyu kahverengi, burun, sırt ve ayaklar beneklerle aynı renktedir. Siyam Kedileri derinlemesine araştırma gerektiren birer cevherdirler. Başlangıçtan beri bu türün standartı uzun, çivi (takoz, kama) şeklinde bir kafa ve uzatılmış vücut hatlarını gerektirmiştir. Kaslı, tüp şeklinde vücut uzun bacaklar tarafından desteklenmiş, uzun bir boyun ve kuyruk ile süslenmiştir. Tüm bunlara aykırı şekilde kısa, sıkı tüyler uzun hatları mükemmel bir şekilde vurgular. Düz hatları, çarpıcı renk zıtlıkları, ince ince işlenmiş aristokratik kafaları, derin mavi badem gözleri, ve kısa ipeksi tüyleri onları yaşayan bir sanat eserine dönüştürür. Saydığımız tüm bu güzellikleri güçlü bir zeka, meraklı bir kişilik ve sevecen bir tabiatla birleştirince bir Siyam Kedisi'nin nasıl olduğu hakkında genel bir fikir edinebilirsiniz.

ve siyam resimleri:




Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 3 ay sonra ...
  • Genel Yönetici
akvaryum hakkında bilgi almak için:
Akvaryum Tutorial
Akvaryum Kurulumu Tutorial

//Fistan'a teşekkür ederiz.
//elma'ya teşekkür ederiz.

[Bu mesaj orc_lord tarafından 29 Kasım 2004 20:57 tarihinde değiştirilmiştir]

[Bu mesaj orc_lord tarafından 09 Haziran 2005 03:46 tarihinde değiştirilmiştir]

[Bu mesaj orc_lord tarafından 16 Ağustos 2005 02:42 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 1 yıl sonra ...
  • 2 hafta sonra ...
  • 1 yıl sonra ...
Arkadaslar birde ben birsey sorucam araya gecistirmis olayim, yeni topic acmiyalim .. Ortalama bir kopegin masrafi ne kadar oluyor ve terbiye edilmesi hakkinda nerden bilgi veya yardim alabillirz ? ( Yiyicek,icicek ilac veteriner masrafi v.s ne varsa artik )

Gerci su an apartmanda oldugumuz icin kopek zor gibi,ayrica annemi de zor razi ederim :) Temizlik isi nasil oluyor terbiye olmalari uzun ve zahmetli midir ? ( tabi turune gore degisir ama Alman kurt kopegi ya da sivas kangali dusunuyorum ilerisi icin, bi ihtimal da g retriever)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 3 ay sonra ...

*Russian Blue*

Kökeni
Önceki yazılarımızda, birçok popüler kedi hakkında bazı efsanelerin yaratılmış olduğundan bahsetmiştik. Mavi Rus Kedisi ile ilgili olarak söylenegelen bir efsane mevcut değil. Sadece, bu kedinin, esas itibariyle, kuzey ülkelere ait olduğu ve buralardan Avrupa'ya ve Amerika'ya yayılmış olduğuna işaret edilmektedir:

Bir iddiaya göre, bu kedi dünyaya İskandinavya'dan yayıldı. Vikingler bu kediyi çok benimsemişlerdi, onlar vasıtası ile önce İngiltere'ye geçmiş olduğu ifade edilmektedir. Bir ikinci hikayede, ilk adlarından biri olan “Archangel Blue” sözcüğü ile izah edilmektedir. Kedi, Kuzey Rusya'nın Archangelsk limanından İngiliz gemiciler tarafından alınıp önce İngiltere'ye getirilmiştir ve oradan diğer ülkelere yayılmıştır. ABD'ye geçişi ve orada popüler oluşu daha ziyade 1940-1950 yıllarına rastlamaktadır.
(bunu alıntı yaptım)

Tanımı:
Gri tüylere sahip kendine has yeşil gözleri ile aristokrat bir kedidir.Ortaboylarda olur ve özel bir durum olmadıkça da çok şişman olmazlar =) yani kiloları tam ortakarardır diyebiliriz.

Kişiliği:
Çok soyludur bu kediler. Böyle mıncıklanmaktan çok hoşlanmazlar.Ciddidirler ve insanlarla belirli bir mesafe kurmayı severler. Ancak çok ta naziktirler. Karakterlerinde saldırganlık ya da yavşama gibi bir durum sözkonusu kesinlikle değildir. Hep soylu zengin bir tavır takınırlar. Ancak tabi ki her canlı gibi sevgi isterler bu yüzden çok uzak durmamak gerekir.Ne kadar az yaklaştırsa bile..

Özelliği:
en önemli özelliği karakteridir. Yani ona göre davranmak gerekir. Yemeğini seçer, yanına yaklaştırıcak kişiyi seçer , beğenmediği kişiyi de tırmalamaz ama yaklaştırmaz da. Böel başından hafif hafif okşanmak onun sevilme tarzıdır. Yemeğini beğenmediği için önündeki über düber lüx kedi maması bile olsa en az 10 dakika daha iyisinin gelmesini bekleyebilir. (Ancak sonunda yiyor tabi ki..çok şımartmamak lazım..)

Genel Özellikler:
- Tüyleri gridir.
-Aristokrattırlar.. Soylu kedilerdir.
-Karakterleri inanılmazdır. İnsanlara sosyal faaliyetlerde katılmaktan hoşlanırlar ve en önemlisi saygı beklerler.
- Bağışıklık sistemi en az kendileri gibi aristokrattır. Yani iyi şartlarda beslemek önemlidir. Gerçi her kedi sokağa alışır ama kesinlikle sıcak ortamda daha uzun ömürlü olurlar diğer kedilere göre.

Onları diğer kedilerden ayıran ana unsurlar:
Karakteri..

Rusian Blue'nin Resmi Standartları
Ne çok kısa ne çok uzun olan ortaboy tüy
Gri renk
Kasları çok gelişmez , her yemeği yemediğinden çok kilo da almaz.. Tam tamına ortakarardır kilosu.

(bir tane bende var 8 yıllık dostumdur ondan ve veterinerden aldığım bilgilere göre birazcık ta alıntılardan yazdım hepsini)

ve russian blue resimleri:







[ Mesaj 14 Haziran 2007, Perşembe - 04:02 tarihinde, ghost_boo tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 3 ay sonra ...
Cane Corso Italiano

Orta büyüklükte köpeklerdendir. Kuvvetli ve belirgin kas yapısı ile oldukça dikkat çekici, kuvvetli ve bir o kadar da zarif görünüşlüdür. Bu ırk köpekler kuvvetli, çevik ve dayanıklı olarak tarif edilir. Kas ve kemik yapısı gelişmiş olan bu köpeklerin iki kürek kemiği arasındaki boşluk belirgin bir şekilde yüksektir. Bu yükseklik genel vücut yapısındaki ahengi bozmaz ancak bu özelliği nedeniyle profilinde bir uyumsuzluk yaratır. Ağız ve burun çıkıntısı enli ve uzundur. Burun kenarlarının şişkinliği ve çenesinin genişliği nedeniyle ön yüzü yassı ve kare biçimindedir. Burun kemiği önden yassı ve profilden düz bir yapıdadır. Burnu üst dudakları tarafından sıkıştırılmış gibi görünen bu köpeklerin alt dudak bölgesi ise yontulmuş gibi görünmektedir. Baş bölgesinde son olarak göze çarpan kısım belirgin kaşlar ve şişkin alın kemiği boşluğudur. Boynu hafif kemerli, oval biçimli, güçlü ve çok kaslı bir yapıdadır. Vücudu sıkı, güçlü ve çok kaslıdır. Derisi kalındır. Mukozalar siyah renktedir. Ayak ve tırnakları koyu rente olmalıdır.

Tüyleri kısadır. Tüy yapısı şeffaf, parlak, sert, yapışık ve çok sıktır. Tüyleri kış aylarında bile vücudunu tamamen kaplamaz. Ağız-burun çıkıntısındaki tüyler, çok kısa, düz ve yapışıktır. Göğüs bölgesinde ve burun kemiğinde küçük beyaz leke bulunur.

Karakteri

Çok sadık, içten ve ev ortamında sessiz köpeklerdir. Bu ırk köpekleri çok yetenekli ve eğitilmeye uygun köpeklerdir. Hareketli, istekli, dikkatli ve koruyucudur. Bu ırk köpekler, çocuklara karşı harikadır. Sahiplerine karşı uysal ve sevecendir. Koruyucu olma durumları dışında kibardır.

Cane Corso azimli bir yapıya sahiptir. Mükemmel bir bekçi köpeğidir. Ev yaşamında zorlanmadan uyum gösteren bu ırk, sahiplerinin en yakınında, destekçileri olur. Evde ve açık alanlarda korkulacak anlarda ve insanların korunması gereken durumlarda orada bulunur.

Bu ırk köpekler kavgacı değildir. Yüzlerce yıldır bekçi köpeği olarak yetiştirilmiştir. Bu köpekler için tecrübeli sahipler gerekir. Diğer köpeklere ve yabancılara karşı agresiftir. Yavru dönemlerinde toplum kuralları öğretilmeli, sosyalleştirilmeli ve mutlaka itaat etmesi öğretilmelidir. İtaat etmeyi öğrendikleri zaman yumuşak başlı bir arkadaş olacaktır. Yabancılara karşı daima kuşku duyar, ancak ailesine karşı harikadır. Sahiplerinin misafirlerine genellikle anlayışlı davranmaya çalışır.

Yaşam Ortamı

Bu ırk köpekleri yeteri kadar egzersiz yapma fırsatı buldukları takdirde apartmanda yaşayabilirler. Onlar yaşadıkları yerde açık alan yada bahçeli ev olduğunda memnun olacaklardır. Bu tarz bir ev onlar için uygundur.

Egzersiz İhtiyacı

Cane Corse gibi hareketli köpek ırkları için düzenli egzersiz gereklidir.

Bakımı

haftada bir yapılacak fırçalamalar tüy bakımı için yeterlidir.

Kökeni


Cane Corse Italiano orjinal bir ırktır. Kökeni İtalya'dır. Bu ırkın soyunun Canis Pugnax (eski Roman Molossian)'tan geldiği bilinmektedir. Ataları, yabani hayvanları avlamak ve savaş sırasında yardım amaçlı kullanılmıştır. O yıllarda İtalyan insanları için önemli bir arkadaş olan Cane Corso açık alanlarda, bekçi köpeği ve avlanmak için yetiştiriliyordu. Bunları, İtalya'nın tarihi, geçmişte yapılan resim ve heykelleri kanıtlamaktadır. Son olarak güney İtalya'da Puglia, Lucania and Sannio'da bulunan tarihi eserlerde bu ırka İtalyanca Cohors adını verdiklerini ve bunun anlamının İtalyanca bekçi, koruyucu, kral vekili olduğu ortaya çıkmıştır.

Boyut ve Ağırlık
Irk boyutu:Büyük
Yükseklik Erkekde:64-68 cm
Yükseklik Dişide :60-64 cm
Kilo Erkekde :45-50 Kg
Kilo Dişide:40-45 Kg

Tüy Özellikleri
Tüy Uzunluğu:Kısa tüylü
Tüy Yapısı:Tüy yapısı şeffaf, parlak, sert, yapışık ve çok sıktır.
Fırçalanma İhtiyacı:Haftada bir fırçalama yeterlidir
Traş ve Banyo Traş ihtiyacı yoktur. Gerektiğinde kuru şampuan uygulaması veya banyo yaptırılabilir.
Tüy Dökümü:Orta derecede tüy döker
Taşıdığı Renkler:Siyah, Kahve, Kızıl Kahve, Mavi Gri,

Irk Özellikleri

Kişilik:Sadık, Yetenekli, Koruyucu, Sevecen
Kötü Huyları:Yabancılara saldırgan olabilir.
Yetenekli Olduğu Görevler Bekcilik
Yaşadığı iklim:Ilıman İklim
En uygun yaşam alanı Bahçeli Ev
Yatkın Olduğu Hastalıklar:Kemik ve eklem rahatsızlıkları
Yaşam Süresi:10-11 Yıl

ve cane corso italiano resimleri:








Diğerleri
Irk grubu:Sportif
Diğer İsimleri:Cane di Macellaio, Sicilian Branchiero, Italian Mastiff
Bağlı Olduğu klüp:FCI, NKC, APRI, ACR
Kökeni:İtalya

Alıntıdır
Kaynak:Juenpet

[ Mesaj 08 Ekim 2007, Pazartesi - 22:23 tarihinde, Enyalios tarafından güncellenmiştir ]
[ Mesaj 08 Ekim 2007, Pazartesi - 22:26 tarihinde, Enyalios tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 ay sonra ...
Kırmızı yanak su kaplumbağası

(Trachemys scripta elegans) Emydidae familyasına ait, ve ev hayvanı olarak dünyanın dört bir yanına yayılmış olan bir kaplumbağa türüdür.
Singapur kaplumbağası olarak da bilinir ancak anavatanı kuzey Amerika (Meksika- Florida)dır.yetişkinleri yaklasık 1.5 Kg agırlıga ,30cm boya ulasabilirler.Genellikle yetişkin dişiler erkeklerinden büyük olur. Erkeklerin ön ayaklarının tırnakları daha uzundur, bu tırnakları erkekler birbiriyle kavga ederken ve dişilere kur yaparken su atmakta kullanırlar. Aynı zamanda erkeklerin kuyruğu dişilerden daha uzundur.

Hem etçil hem de otçul özellik gösteren bu hayvanlar gençken daha çok et,ağırlıklı yaşlılıklarında ise ot ağırlıklı beslenmelidirler.Özel kaplumbağa yemleri kullanabileceğiniz gibi marul,çilek,elma,fasulye ille de besleyebilirsiniz. Bu konuda tek dikkat etmeniz gereken konu;tek tip besinden uzak durmak olmalıdır.Yukarıda yazdıgım sebzeleri karides ,çesitli böcekler,solucan gibi besinlerle desteklemelisiniz ki kaplumunuz proteinsiz kalmasın.Verdiğiniz bu besinler vitamin ve mineral yonunden eksik olabilir bu nedenle petshoplardan temin edeceginiz vitaminler kullanım kosullarına gore kullanılmalıdır.Yavrular hergün,yetişkinler 2-3 gune bir beslenmelidir.
Akvaryumunuzda en az ne kadar su olacağını kaplumbağanızın yüksekliğine göre ayarlamalısınız. Su yüksekliği kaplumbağa yüksekliğinin en az 1.5 katı olmalıdır. Örneğin kaplumbağanız 8 cm yükseklikteyse su 12 cm olmalıdır. Yüzme yerinin boyu da kaplumbağanın en az 5 katı olmalıdır. Örneğin kaplumbağanız 15 cm ise 75 cm uzunluğunda yüzme yeri olmalıdır. Genişlik ise kaplumbağa genişliğinin en az 3 katı olmalıdır. Akvaryumu seçerken kaplumbağanın geleceği boyutları da hesaplamakta fayda var.

Kaplumbağalar özellikle yem yerken çok fazla kirlilik yaratırlar. Bu yüzden kaplumbağa akvaryumlarında iyi bir filtrasyon gereklidir. İç veya dış filtreler filtrasyon için yeterlidir. Bu sistem su değişim sıklığınızı azaltsa da haftada bir %25 su değiştirmelisiniz. Kaplumbağanızı ayrı bir kapta yemlemeniz filtrasyona binen yükü azaltacaktır.
Kaplumbağanın suyu 24-30 °C'da tutulmalıdır. Eğer daimi olarak bu sıcaklığı sağlayacak bir ortam yoksa bir ısıtıcı kullanılmalıdır.. Tamamen suya giren ısıtıcılardan alıp, ısıtıcıyı tamamen suyun içine konumlandırmalısınız.
Güneşlenme kaplumbagalar için olmazsa olmazlardandır.
Kaplumunuzun güneşlenme yerini ısıtan ayrı bir ampül kullanılmalıdır. Buradaki sıcaklık 29-31 °C arası olmalıdır. Lambanın kaplumbağanın erişemeyeceği yükseklikte olmasına dikkat edilmeli.,çevre sıcaklığının da 23 °C altında tutulmaması gerekir.
Olası sağlık problemleri gözlerde enfeksiyon ve kabuk yumuşamasıdır;enfeksiyon vitaminlerin duzenli kullanımıyla ,kabuk yumusaması ise hafta bir kabuk sertleştiricisi(kullanım talimatı göre)kullanarak önlebilir.

kırmızı yanak1




kırmızı yanak2





yumurtadan cıkarken.)


Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Cennet Papağanı- Sevda Papağanı- Lovebird

Latince Adı: Agapornis


Familyası: Psittaciformes (Papağanlar)

Alt Familyası: Psittacinae (Papağangiller)

Yaşam süreleri: 10-15 sene olarak bilinmektedir.

Yaşam Alanları:
Afrika kıtası anavatanlarıdır. Madagaskar’da da oldukça yaygındırlar. (Madagaskar Cumhuriyeti, Afrika'nın doğusunda, Hint Okyanusu'nda yer alan bir ada ülkesidir ve dünyanın 4'üncü büyük adasıdır). Çoğu tür gibi cennet papağanları da, gerek ticaret gerekse göç yoluyla tüm dünyaya yayılmışlardır. Günümüzde Türkiye’de bile vahşi olarak doğada yaşama ayak uydurabildikleri bilinmektedir. Guruplar halinde yaşayan sosyal papağanlardır. Sıcak ve nemli iklimi severler.

Renkleri ve Boyutları:

Ortalama 13-17 cm boyutlarında, 40-45 gr ağırlığındadırlar. Kısa kuyrukludurlar. Bu özellikleri ile çoğu zaman papağan dünyasının en küçük üyeleri olarak adlandırılırlar. Türlerine göre renklerinde farklılık gösterirler. Tüm renkleri canlı ve parlaktır. Çoğunlukla parlak yeşil ağırlıklı renklere sahiptirler.

Bazı Türleri:

Bilinen 9 ana türü vardır.

1.Peach-faced Lovebird, (Agapornis roseicollis ) (Şeftali Yüzlü) : En sık rastlanan cennet papağanı türüdür. Yüz ve kafanın tepe kısmı şeftali rengi, gaga ten rengi, kuyruğun kanatlar arasında kalan kısmı parlak saks mavi, kuyruk tüylerinin en ucu turuncu ve siyah, geri kalan kısımları parlak yeşildir.

2.Masked Lovebird (Agapornis personata) (Maskeli) : Bu tür ilk olarak Tanzanya’nın kuzeydoğu kesimlerinde ortaya çıkmıştır. Kafa ve yüz kısmı koyu ve parlak siyah, göz çevresi beyaz, kanatlar çok koyu yeşil, kanat uçları siyah, boyun kısmı beyaz-sarıdır. Bu tür en küçük cennet papağanı türlerinden biri olarak bilinir. Beslenmesi daha çok taze meyve sebzelere dayalıdır.

3.Fischer's Lovebird (Agapornis fischeri) (Fischer’s): Doğal yaşam alanları Viktorya Gölü, Tanzanya ve Afrika’dır. Adını 1800’lerin sonunda bu türü keşfeden Almanyalı araştırmacı Gustav Fischer’dan almıştır. Kanatları, sırtı, göğsü parlak yeşil, başın en üst kısmı zeytin yeşili, boyunları altın sarısından turuncuya geçişli renklerde, yüzü ve gagası kırmızı, gözlerinin etrafı ise beyaz halkalıdır. Mavi renkli olanları da vardır. Bunlarda yüz siyaha yakın, boyun beyaz, kanatlar, sırt ve diğer kısımlar ise mavidir.)

4.Nyasa Lovebird (Agapornis lilianae) (bu ismi dünyanın 9. en büyük gölü olan Nyassa (Malawi) gölünden almıştır): Lilian's Lovebird olarak da bilinmektedirler. Fischer’s ile çok karıştırılmaktadır ama görünüş olarak çok benzemelerine rağmen, bu tür Fischer’s dan daha küçüktür aralarındaki en belirgin fark budur. Nesilleri tükenmektedir, şu an Malawi’deki Liwonde National Park’da koruma altında olan bir türdür.

5.Black-cheeked Lovebird (Agapornis nigrigenis) (Siyah Yanaklı): Yaklaşık 14cm boyutundadır. Yüz ve kafanın üst kısmı koyu kahve-siyah, boyun turuncu, gaga kırmızı, göz çevresi beyaz halkalı geri kalan tüm vücut parlak yeşildir. Afrika kökenlidir ve kurak mevsimde yaklaşık 800’er papağanlı gruplarla göç ederler.

6.Madagascar Lovebird (Agapornis canus) (Adını Madagaskar adasından almıştır): Adından da belli olduğu üzere Madagaskar adası anavatanıdır. Yaklaşık 30-36 gr ağırlıktadırlar. Gagaları diğer cennet türlerine göre daha küçüktür. Grey-headed Lovebird (Gri kafalı) olarak da bilinirler. Kafa, boyun ve yüzleri açık gri tonlarındadır. Vücut ve kanatlar yeşilin tonlarındadır. Kanatları açıkken vücutlarına büyük geliyormuş izlenimi verir.

7.Abyssinian Lovebird (Agapornis taranta) (Adını Habeşistan’dan almıştır): Aynı zamanda Black-winged Lovebird (siyah kanatlı) olarak bilinirler. Cennet papağanları arasında en büyük türdür. Red Faced lovebird ile aynı özellikleri gösterir. Koyu yeşil renktedirler. Dişileri ve erkekleri farklı görünüşlere sahiptirler. Dişilerin yüzleri de tamamen yeşildir, kırmızılık yoktur. Erkek olanların alın kısmı kırmızıdır, kuyruk altındaki tüyleri sarımsı bir şekilde parlar, gözlerinin çevresinde kırmızı halka vardır ve kanatlarının altı siyahtır. Erkek olanlar dişilere göre daha uysal, daha meraklı ve daha cesurdurlar.

8.Red-faced Lovebird (Agapornis pullarius) (Kırmızı Yüzlü): Boyları 15, kuyruk boyları 5 cm kadardır. Tüm vücut parlak yeşil, sadece yüz ve gaga parlak –koyu turuncu, kanat ve kuyruk uçları siyahtır. Genelde 20’li gruplar halinde ormanlarda yaşarlar.

9.Black-collared Lovebird (Agapornis swinderniana) (Siyah Yakalı): Swindern's Lovebird olarak da bilinirler. Çok sık rastlanan türlerden değildir. Küçük cennet papağanı türlerinden biridir. Ayaklar gri, ense kısmı siyah, tüylerin geneli yeşil, göğüs kahvemsi kırmızı, gaga grimsi siyah, gözün irisi ise sarıdır.

Erkek – Dişi Farkı:

Erkek ve dişi farkı Abyssinian Lovebird dışında görünüşte ayırt edilemeyecek gibidir. Cinsiyetin kesin olarak belirlenmesi DNA testiyle belli olmaktadır. Ancak dişilerin kuyrukları yelpaze gibi açık şekilde, erkeklerinki ise daha düzgün ve uca doğru sivrilir şekildedir. Ayrıca dişi kuşlar tünekte veya ağaç dalında tünemiş durumdayken ayaklarını erkek cennet papağanından daha ayrık tutar.

Bakım:

Oldukça meraklı, sosyal ve gürültücü, uçucu kuşlardır. Günün her saatinde seslerini duymak mümkündür ancak özellikle sabah saatlerinde bu sesler daha da fazladır.

Çok aktif papağanlardır, her daim hareketlidirler. Kafeslerinden çıkarıldıklarında dikkatle takip edilmeleri gerekir çünkü kemirmeyi ve çiğnemeyi severler. Mobilyaları, duvarları, elektrik kablolarını kemirebilirler. Dikkatli olmak gerekir.

Zaman zaman agresif tavırlar sergileyebilirler. Bunun nedeninin çok küçük papağan türleri olmalarına rağmen doğal yaşam alanlarında diğer kuşlarla ve daha büyük papağan cinsleriyle yaptıkları yer veya yiyecek kavgalarını evde de size karşı sürdürüyor olabileceğini savunan bir tez öne sürülmüştür. Bu yiyecek ve yer kavgalarını kazanan tarafın da çoğu zaman cennet papağanları olduğu bilgisini ek olarak vermek isteriz.

Uçucu bir tür oldukları için kafes boyutları kanatlarını açtıkları zaman rahatça hareket edebileceği büyüklükte ve içinde küçük uçuşlar yapmasına olanak verecek derinlikte, köşeli formlarda olmalıdır. Günlük olarak mutlaka birkaç saat kafes dışında olması ve uçarak kanat egzersizleri yapması gerekir. Kanat ayarı bu tür için gerekli değildir, uçamamak cennet papağanının depresyona girmesine sebebiyet verecektir. Cennet papağanınıza kanat ayarı yaptırmayınız. Tüneklerinin ağaç dallarından (Narenciye ağaçları, Dişbudak Ağacı, Manolya, Karaağaç, Okaliptüs, Avustralya Çamı, Dut ağacı) ve farklı kalınlıklarda olması gaga ve tırnaklarını törpüleyip sabit uzunlukta kalması için faydalıdır. (Gagaları oldukça güçlüdür ve tırmanma, yer değiştirme, tohumları kırma gibi hayati işlemlerde gagayı kullandığı için gaga bakımını yapabilmesi hayati önemdedir.)

Doğalarında oldukça geniş gruplar halinde yaşadıkları için genellikle eş olarak beslenmeleri tavsiye edilmektedir. Cennetler çift olduklarında onları evcilleştirmek çok zor birşeydir, çünkü çiftler kendi aralarında anlaşarak hareket ettikleri için size ne kadar ilgilenirseniz ilginin alışmaları çok güçtür, çünkü eş olmuşlardır ve onlar için amaç bir şeyler öğrenmek değil çiftleşmek ve üremektir. Tek olarak alınacaksa mutlaka yakından ilgi ve sevgi gösterilmelidir. Evcilleştirilmeleri oldukça güçtür, güvenleri zor kazanılır. Ancak tek başına beslenecekse sabır ilk şarttır. Ayrıca erişkin bir cennetin evcilleştirilmesi neredeyse imkansızdır denilebilir. Evcilleştirmek için 50-70 günlük yavrular idealdir. Bunun için iki erişkin cenneti çiftleştirip alınan yavruların evcilleştirilmesi en akla yatkın yoldur. Bir cennetin güvenini kazanana kadar onun izin verdiği bir uzaklıkta kalarak onunla konuşmalı, sevdiği bir yiyeceği (mesela yeşilbiber) ikram etmeli, sıkılmasını önlemek adına ses çıkaran ve renkli oyuncaklarla ilgisini çekmeyi denemelisiniz.

Konuşma özellikleri yok denecek kadar azdır. Konuşsa bile birkaç kelimeden fazla bir şey beklememek gerekir.

Ayrıca diğer tüm türlerde olduğu gibi her gün suyunu, yemlerini ve gerekirse kafesin altını değiştirmek, haftada bir tünekleri, yemlikleri, kafesindeki aksesuar ve oyuncakları ılık sabunlu suyla yıkamak sağlıklı bir cennet papağanı için gereklidir.

Cennet papağanları banyo yapmaktan çok hoşlanırlar. Kafeslerinde özellikle yaz aylarında sürekli bir banyoluk bulunması yararlı olacaktır. Eğer cennet papağanınızı siz su püskürterek yıkayacaksanız dikkat edilmesi gereken nokta burnunun ve kulaklarının ıslanmasını ve kuşun ıslakken uyumasını önlemektir.

Beslenme:

Doğalarında aynı muhabbet kuşları gibi, çiçek ve bitki tohumları, ayçiceği tohumu (bildiğimiz tuzsuz çekirdek) yeşil yapraklı sebzeler, meyveler ile beslenmektedirler. Hazır yem olarak muhabbet kuşu için hazırlanmış paket yemler cennet papağanınız için de uygundur ama sadece hazır yem beslenme için yeterli değildir. Her gün mutlaka taze meyve ve sebze verilerek vitamini bu şekilde almaları sağlanmalıdır. Meyvelerin tümü kabul edilir olmakla birlikte, yüksek su içerikleri nedeniyle isale sebebiyet vermemek için küçük miktarlarda sunulmalıdırlar. Ayrıca meyve çekirdekleri toksik etki yapacağı için mutlaka ayıklanmalıdır. Günlük olarak verilebilecek karışım nijer, akdarı, keten tohumu, yulaf, mevsimine göre elma, muz, portakal, kayısı, şeftali, üzüm şeklinde olabilir. Sebzelerden yeşil ve kırmızı biber, brokoli, karahindiba, bezelye, kereviz, mısır, taze fasulye verilebilir. Erişkin bir cennet papağanına ek olarak fındık, fıstık (kabuksuz olarak), ceviz, pişmiş tavuk, yağsız ve tuzsuz peynir, yağsız yoğurt, pişmiş yumurta, pirinç, düşük şekerli düşük sodyumlu tahıl gevrekleri ve bunun gibi besinler verilebilir. Daha önce muhabbet kuşu konusunda değindiğimiz gibi toksik etkisi ile ölüme sebebiyet verebilen avokado, çikolata, elma çekirdeği asla verilmemelidir. Yağ ve tuz oranı yüksek besinlerden kesinlikle kaçınılmalıdır.

Ek olarak kafeslerinde mineral takviyesi sağlayıcı gaga taşı (mürekkep balığı kemiği) bulundurmak gereklidir.

Çiftleşme ve Üreme:

Evde üretim için oldukça uygun papağanlardır.

Yavru almak istenildiğinde unutulmaması gereken en önemli husus aynı türleri birbiriyle çiftleştirmektir. Farklı türlerde cennet papağanlarının çiftleşmesinden %90 oranında ya sonuç alınamamakta, ya doğar doğmaz ölen yavrular elde edilmekte ya da sakat yavrular alınmaktadır. Bu hususa özellikle dikkat edilmesi gereklidir.

Erişkin cennet papağanları üreme dönemlerinde her zamankinden daha gürültücü ve sinirli olabilirler. Agresif tavırlar sergileyebilirler.

Üreme dönemlerinde aynı kafes içinde tek çift kuş olması daha uygundur. Yuvalık için uygun boyutlar 20x20x20 cm şeklindedir. Yuvayı cennetler kendileri hazırlayacaktır, siz talaş, kum, gazete kâğıdı vs. gibi maddelerle yuva hazırlamaya kalkışmayınız. Yuvayı hazırlayabilmeleri için kafeste boyasız kâğıt parçaları, kâğıt havlu, dallar, yuva ipi, saman, kuru ot ve banyoluk bulunmalıdır (Banyoluk cennetlerin kâğıt parçalarını ıslatabilmesi için gereklidir. Ayrıca bu dönemde cennetlerin daha çok banyo yapmaya ihtiyaçları vardır). Çiftleşmeye hazır olan çift 4-5 gün içerisinde yuvalarını bu malzemeleri kullanarak hazırlar. Kafes dışında bulunmaya alışık kuşlar olsalar bile bu dönemde kafesin dışına çıkarılmamaları ve kafesin bulundukları odanın en sakin yerine taşınması cennetlerin rahat etmesi açısından uygun olacaktır.

Çiftleşme olduktan sonra dişi cennet 10 gün içinde hepsi birer gün arayla olmak üzere 4-8 yumurta yapar. Kuluçka 22 ila 30 gün kadar sürer. 5-6 günlük yumurta alınıp ışığa tutulduğunda döllenip döllenmediği anlaşılacak durumdadır (kuluçka süresince yumurtalara dokunmak çok doğru değildir ancak döllenip döllenmediğinden şüphe duyuluyors,a bir kaşık yardımıyla yumurta alınıp, kısa süre içinde incelenip tekrar yerine bırakılırsa bir sorun yaşama olasılığı en aza indirilmiş olur). Kuluçka döneminden sonra yavrular yumurta sırasına göre birer gün arayla çıkmaya başlarlar.

Tüysüz olarak yumurtadan çıkan yavrular, anne ve babasının ağızlarında onlar için hazırladığı sindirilmiş yiyeceklerle beslenirler. Bu nedenle kuluçka döneminde ve anne ile baba yavruları beslerken yumurta maması verilmesi faydalı olacaktır. Bu dönemde kafeste yukarıda değinilen taze meyve ve sebzeler günlük yemleri ile birlikte hazır bulundurulmalıdır. Yavrular doğduktan yaklaşık 1,5 ay sonrasına kadar yuvalıkta kalacaklardır. Bu süre içinde yuvalığı temizleme ihtiyacı duyulacaktır. Bunu yaparken yavrulara kesinlikle elle temas edilmemeli, bir kaşık yardımıyla yuvadan çıkarılmalı ve temizlik mümkün olduğunca çabuk halledilip tekrar yerlerine konulmalıdır. Yavruların ellenmemesinin nedeni ebeveynlerin bundan hoşlanmaması ve ellenmiş bir yavruyu yuvadan atabilme olasılıklarının olmasıdır.

Yavrular yuvadan 38-45 gün sonra çıkmaya başlarlar. Yuvadan çıktıklarında tamamen anne babadan bağımsız değildirler. Tamamen bağımsız hareket edebilmeye yuvalıktan çıktıktan yaklaşık 2 hafta sonra başlarlar.

Yavruların beslenmesinde ek olarak meyveli ve sebzeli konserve bebek mamalarını da kullanabilirsiniz. En azından bir yaşına gelene kadar çekirdek verilmemesi uygun olacaktır (çekirdek yavrularda çok daha hassas olan kursağı delerek ölümlere neden olabilir).

Bir cennet papağanının yavru olduğu tüylerinin matlığından ve gagasının siyahlığından anlaşılabilir (yavru cennet papağanlarının gagası erişkinlerininkinin renginde değil, koyu kahve-siyah arasıdır ve büyüdükçe renk açılır). Yavru cennetler çok çabuk büyür kilo alırlar ve de çok kısa bir sürede yetişkin boyutlarına ulaşırlar. Burada dikkat edilecek husus göğüs kısmının düzgün ve şeklini tam olarak tamamlamış olmasıdır. Omurga kemiği, göğsün merkezinde bulunmalı ama bir çıkıntı veya sertlik oluşturmamalıdır, ayak parmakları belirgin, şekilli ve kuvvetli, nefes alışı yavaş ve düzgün olmalıdır. Aksi bir durum kuşun sağlıksız veya hasta olduğunun göstergesidir.


foto1






foto2




(alıntıdır)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 1 ay sonra ...
ALMAN COBAN KOPEGİ , GERMAN STEPHERD DOG (GSD), -ALMAN KURDU-

Temel Özellikleri
Alman çoban Köpeği, Alsatian diye de tanınır. Gösterişli, dengeli ve çok güçlü bir köpektir. Kararlı, vefalı, efendisi ve çocuklara karşı sevgi duyan, öteki hayvanlara karşı hoşgörülü, yabancılara karşı uyanık ve kolay eğitilebilir bir ırktır.

Neler Yapar?
Çoğunlukla iş köpeği olarak kullanılan Alman çoban köpeği korkusuz, dikkatli ve zekidir. Cesur, neşeli, itaatkar ve öğrenmeye heveslidir. İnanılmaz sadakati ve cesareti ile tanınır.

Kendinden emin bir sukünete sahiptir; ancak asla düşmanca değildir. çok yüksek öğrenme kapasitesi vardır. Alman çoban köpekleri aileleri ile birlikte olmaktan büyük keyif alırlar; ancak yabancılara karşı mesafelidirler. Bu ırk ailesiyle olmaya gereksinim duyar ve uzun süre yanlız bırakılmak istemez.

Sadece gerektiğinde havlar. Alman çoban köpeklerinin oldukça gelişmiş koruma güdüleri vardır, bu nedenle aşırı korumacı olmaması için dikkatle ve özenle diğer insan ve hayvanlarla genç yaşta sosyalleştirilmelidir. İnsana karşı sergilenen saldırganlık dikkatsiz üretim ve eğitim nedeniyledir. Dikkatli üretilmiş ve eğitilmiş dengeli bir köpek diğer ev hayvanları, çocuklarla ve ailesiyle güvenilirdir.

Erken yaşta itaat eğitimine başlanmalıdır. Alman çoban köpeğini doğru üreticiden almak çok önemlidir. Bazıları çekingen ve huysuzdur. Bu karakterdeki köpeklerin korku nedenli ısırmaya eğilimi vardır. Yavrunun ailesini iyi incelemek gerekir. Cezaya dayalı bir eğitim bu köpeklerde başarıya ulaşmaz.

Irk o kadar zeki ve eğitilebilirliği öylesine yüksektir ki çoban köpekliği, koruma köpeği, polis ve asker köpeği, körler için rehber köpek, arama ve kurtarma köpekliğinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Alman çoban köpeği popüler bir aile ve show köpeğidir.

İlk kez sürülerin önderi olarak kullanılmıştır. Zekası ve sağlam karakteri nedeniyle savaş zamanında çeşitli görevlerde (ateş altında ve mayın tarlalarında mesaj taşır), ayrıca kurtarma köpeği (suda, dağda ya da yangında.) ve polis köpeği (eski bir izi bile sürebilir) olarak da kullanılmaktadır. Ancak Alman çoban Köpeği bekçi köpeği olarak eşsizdir, mükemmel refleksleri vardır ve çok çabuk saldırıya geçebilir. Kendisine verilen görevi daima iyi niyet ve çoşkuyla yerine getirir.

Kökeni
Alman çoban Köpeği'nin kökenine dair farklı teoriler vardır. Bir teoriye göre bu köpek Almanya'da var olan çeşitli çoban köpeklerinin çiftleşmesinden, bir başka teoriye göre de dişi çoban köpeklerinin kurtlarla çiftleşmesinden oluşmuştur.

Doğru yanıtın hangisi olduğu zamanla daha da belirsizleşmiştir. Ancak ilk Alman çoban köpeklerinin (uzun tüylü) 1882'de Hannover'de, kısa tüylü olan türünse 1889'da Berlin'de sergilendiği bilinmektedir.

Diğer Adları: Alsatian, Deutscher Schaferhund, German Shepherd Dog, Alman Kurt Köpeği, Alman Kurdu
Rengi: Beyaz haricindeki çoban köpeği renkleri
Çıkış Yeri: Almanya
Çıkış Tarihi: 1800'ler
Orjinal İşlevi: Koyun çobanı, koruma, polis köpeği
Günümüzdeki İşlevi: Yasadışı malları bulma, rehber, çoban köpeği yarışmaları, koruma, polis köpeği
Ortalama Ömür: 10-12 yıl
Kilo Erkek/Kilo Dişi: 34-43/34-43 kg
Boy Erkek/Boy Dişi: 61-66/56-61 cm


Fotograflar:











edit: alinti ofc.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Olivies said:

Temel Özellikleri
Alman çoban Köpeği, Alsatian diye de tanınır.


Alsatian ismini ingilizler bu ırka vermiştir. Almanyada 2. dünya savaşı sırasında çok meşhur olan alman çoban köpekleri ingiltereye alınmaya başlanmış. O sıralarda almanlara sinir olan ingilizler bu cinsin ismini Alsatian olarak belirlemişler fakat daha sonra gelen tepkiler ve bu ismin nerdeyse hiç kullanılmaması üzerine unutulmuş bir isimdir.

diye bir ek yapıyım
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 4 hafta sonra ...
  • Genel Yönetici

Afgan Tazısı




Kökeni:

Sina yarımadasının yerlisi olan, çok eski bir köpek cinsidir. Mısır papirüslerinin üzerinde ve Kuzey Afganistan'daki mağaralarda resimleri bulunmuşlur Bu cins yüzyıllarca saflığını korudu. lthali yasaklanmışlır. Bu nedenle ancak bu yuzyılın başlarında Avrupa'ya kaçak olarak sokuldu.

İlk çağlarda Ortadoğuda yetiştirilen ve avı gözü ile takip edip arkasından koşarak onu yakalayan köpeklerden türetilmiştir. O devirlerde göcebe kavimler bölgede bol bulunan yabani tavşan ve ceylan gibi hayvanları yakalıyabilmek için bu köpeklerin yardımından yararlanıyorlardı. Tavşan, ceylan, antilop gibi hayvanlar, göçebe veya yerleşik toplulukların et ihtiyaçlarının önemli bir kısmını karşılıyorlardı. Köpekler umumiyetle av için yetiştirilmiş şahin veya doğanlarla birlikte kullanılıyorlardı. Kuşlar avı görünce ani dalışlar yaparak köpekleri yönlendiriyorlardı.

Özellikleri:

Özellikle çok sarp dağlarla dolu Afganistan topraklarındaki avlanmalarda kullanılmak üzere, zorluklara tahammül edebilecek, dayanıklı, çok süratli köpeklere ihtiyaç vardı. Afgan Tazısı, nesilden nesile intikal eden bu avcılık örfü içerisinde yetiştirilip geliştirildi. Bu köpeğin en önemli özelliklerinden biri ınanılmaz bir zıplama kabiliyetine sahip olması ve çevikliğidir.

Güçlü, vakur, soylu bir görünüşu vardir, Yüksekiık: erkeklerde 68.58-73.86 cm. dişilerde: biraz daha az Ağirlik. Erkeklerde 26-34 kg. Uzun, düz, dar bir başı vardır, Kafatası bıraz çıkıktır, Bunu siyah ya da kızılımsı kahverengi. Çenesı güçlüdür. Gözler: üçgenimsi, siyah ya da altın renginde. Kulaklar: başın iki yanına sarkık, uzun ve ipeksi tüylerle kaplı. Boyun: uzun ve güçlü, Kuyruk: ucu halka gibi, Tüyleri, zengın, ipeksi (sırtında kısa), karekteristik blr özellik olarak başının tepesinde küme halinde toplanmış. Her renk olabilir. Genelde beyaz, açık kahve ve siyahtır. Parlak kestane renkli bölgeler olabilir. Üç renkli de olabılir.
Cesur, inatçı, tatlı, duyarlı, çok zeki, vakur ama kayıtsız değıl, yabancılara karşı kuşkucu ama düşman değil. Eğitım sırasında yumuşak davranılmalıdir.

Kırsal kökenli olduğu ıçin iyı bir çoban, kurt , çakal ve hatta leopar avcısı idi. Avrupa ve Amenka'da, olağanustü guzelliği nedeniyle avı seven ve kendisine eşlik edilmesini isteyenler için lüks bir süs kopeği halıne geldi.

Tüyleri bol ve ipeksi olduğu için, "pijamalı greyhound" denilmiştir. Sıksık fırçalanması gerekir. Sıcağa, soğuğa ve yağmura dayanıklıdırr. Ancak her gün uzun mesafeleri serbestçe koşması gerekir.

//SturmVogel'e teşekkür ederiz..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 3 ay sonra ...


İskenderun Güvercini

İskenderun Bağdat sınıfı ırklar içinde en ilginç ve benzersiz olanıdır. İngiliz Carrier, Fransız Bagdat, Steinheim Bagdat, İspanyol Bagdat, zaman içinde bazı melezlemelere maruz kalmıştır, İskenderun ırkı ise saf bir ırktır.

Aldrovani 1610, Willoughby 1676 ve John Moore 1735 yıllarında yazdıklarında, Iskenderun ırkını uzun, kıvrık gagalı, kuvvetli bir ırk olarak tanımlamışlardır. Bu ırkın Ingilterede Scandaroon olarak ismini koyan John Moore'dir.

Almanlar bu ırkı Nurnberger Bagdette, Pagadette, Pavdotte, Bagotten, Pagadotten taube ve Hocker-taube gibi isimlerle isimlendirmişlerdir. Fransızlar ise Pigeon bagadais a grande morille ismini vermişlerdir. Bu ırkın Iskenderun diye isimlendirilmesinin sebebi Avrupaya Iskenderun limanından götürülmüş olmasudur. Araşturmalar bu ırkın Bagdat'tan Turkiye'ye getirildiğini göstermektedir. Almanya'nın guneyinde, Nurnberg, Erlangen, Fuhrt ve Michelav Iskenderun üreticilerinin yoğun olduğu bölgelerdir. Ilk Alman Iskenderun güvercin cemiyeti 1895 yılında kurulmuş 35 üyeyle katıldıkları National Show'da 170 Iskenderun sergilenmiştir. Amerikada 1950 yılında George Neuerburg'a (N.P.A Master Breeder Certificate) Amerikanın en usta Iskenderun üreticisi unvanı ve diploması verilmiştir.

İSKENDERUN IRKINA AİT STANDARTLAR

1- Boyu ucundan, kuyruk bitimine kadar 42--43 cm'dir. 2- Gagası 4 cm'dir aşağıya doğru kıvrıktır. 3- Gaga üzerindeki kopuk çapı 3 cm'dir. 4- Gözlerinin etrafındaki kırmızı dairenin çapı 12—15 milimetredir. 5- Bacakların uzunluğu 11-12 cm'dir. 6- Kanatlar açık olduğunda bir uçtan diğer uca uzunluğu 74 cm'dir. 7- Ağırlığı aç haliyle 590 gramdır. 8- Göz rengi, tüm parçalı renklerde ve düz beyazlarda SIYAH'tır. Diğer renklerde koyu kırmızı, turuncu'dur. 9- Parçalı olanlarda gözlerinin altından gagaya doğru uzanan bıyık diye tabir edilen kısım vardır. Bunlar yüzün her iki tarafında da olmalıdır.

İSKENDERUN ÜRETİMİ

Üretimi diğer ırklara göre daha zahmetlidir. Bu kuşlarda döllenme, yumurtaya yatmama gibi problemler görülmez. Problem, yavrular yumurtadan çıktıktan iki hafta sonra başlar, yavruların gagaları uzadıktan sonra anaç Iskenderun çift yavrularını besleyemez hale gelir. (çok ender olarak besleyenlerde görülmüştür.)Ureticiler bu zorluklardan dolayı yumurtaları posta güvercinlerinin ya a Magpie (orta doğu ülkelerinde bu ırka yahudi deniliyor) ırkı güvercinlerin altına aktararak çıkan yavruları üvey anaçlara besletirler, bu yapılsa bile üretici zaman zaman yavruları yuvadan alıp kendisi beslemek zorunda kalır. Posta güvercinleri bu cinsi en iyi besleyen ırktır.

RENKLERI

Iskenderun'un düz renkleri; Beyaz, Siyah, Kırmızı, Sarı'dir. Gri veya Küllü dediğimiz renkler siyah kuşaklı olur.Parçalı diye tabir ettiğimiz çift renkli olanları ise, Beyaz üzerine Kırmızı, Siyah, Sarı, Gri renklerden oluşur. Bunlar düz renklere oranla daha populer'dir. Gözlerinin alt kısmında gagaya doğru uzanan yamalar (bıyık)olur.Iskenderun sert tüylü güvercinler sınıfına girer. Hızlı uçar vücudu ve kanatları kuvvetlidir. Filo uçucusudur. Turkiye'de eski yıllarda Iskenderun ve Tarsus bölgelerinde popüler olduğu bilinmektedir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 9 yıl sonra ...

Cins olmayan halk arasında rus finosu olarak bilinen bir köpek o. Bir tane sarı-beyaz, bir tane siyah-beyaz "rus finosu" sahiplendirdim. Bizim büyük olan da simsiyah safkan olmayan rus finosu. (gerçek rus finosu/papillon




)

Aslında baytar bir arkadaş, 1800'lü yıllarda bir İngiliz'in kitabında bu köpeklerin cins olduğunu ve İzmirli levantenlerin bunlara "Fayton köpeği" dediklerini yazdığını söylemişti. Adamın yazdığına göre tasmasız bir şekilde faytonu takip ederlermiş yabancı görünce havlarlarmış. Maalesef doğruluğunu bilemeyeceğim.

Türkiye'de sokaklarda oldukça çok bulunuyor. Bizim mahallede bunun sapsarı olanı var.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...