Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Mısırda sokak ortasında hristiyan kadına tecavüz


Reflective

Öne çıkan mesajlar

Ardeth said:

kurtulamaz çünkü islam insanların kafasını karıştırıyor. ortalama insana göre bir din değil. bir yandan barış marış, anlayış, şevkat denen yerleri var daha sonra birden bizden olmayanlar yakıp yakıp gebertcez diye yerler var falan. bunu gören ortalama insan haliyle çelişkiye dayanamayıp mavi ekran veriyor. aslında "onlardan" olmayanları öldürmeye muhtemelen sadece yaratıcının hakkı var gibi duruyor (kendi yaşamını savunmadığın sürece) amma velakin insanlar yaratıcdan başlayıp dünyaya doğru inen bir hiyerarşi yaratıp bu gücü kendilerine transfer ediyorlar ve olan oluyor işte


Islama göre aciklayayim. Sadece hayatin tehlikedeyse veya baska birisini öldürüyorlarsa öldürebiliyorsun hatta baska sansin varsa etkisiz hale getirmek mümkünse yine öldürmemen gerekiyor.
Bununla beraber cezasi ölüm olan günahlar var adamlarda evlilik disi sex gibi bu durumlarda da olaya sahit olsan da örnegin karin sütcüyle aksiyona girdiyse öldüremiyorsun yargilaniyorlar sonra öldürülüyorlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ardeth said:

kurtulamaz çünkü islam insanların kafasını karıştırıyor. ortalama insana göre bir din değil. bir yandan barış marış, anlayış, şevkat denen yerleri var daha sonra birden bizden olmayanlar yakıp yakıp gebertcez diye yerler var falan. bunu gören ortalama insan haliyle çelişkiye dayanamayıp mavi ekran veriyor. aslında "onlardan" olmayanları öldürmeye muhtemelen sadece yaratıcının hakkı var gibi duruyor (kendi yaşamını savunmadığın sürece) amma velakin insanlar yaratıcdan başlayıp dünyaya doğru inen bir hiyerarşi yaratıp bu gücü kendilerine transfer ediyorlar ve olan oluyor işte


Abi çok güzel bir yorum ama ya. İşte kendini kısa ve öz ifade edebilen adamın hali başka. Şunu ben yazmaya kalksam hem WoT olurdu hem de istemeden bir ton tepki çekerdim verdigim örnekler vs sebebiyle =)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

olm sadece yunus emre desem,çıkıp karşıma ebu suud efendinin,yunusu tekfir ettiği fetvayı öne süreceksin,ama ne yapacaksın,siyah ve beyaz bitmeyecek bu dünya da hiç bir zaman...

şimdi şu alttaki resimde,yahudiler hz ibrahim in türbesinin bulunduğu yere ,islama göre hakaret addedilen,çizmelerle botlarla giriyorlar aşırı sağcı bir yahudi bakanı koruma babında,şimdi demekki yeni doğmuş yahudi bebeğinden,100 yaşındaki yaşlı yahudilere kadar hepsini ortadan kaldırmak gerekir diye bir düşünceyemi kapıldım sizce?



ya da,hz peygamberin,bir cenaze geçtiğinde,oturduğu esnada saygı icabı ayağa kalktığı ve yanındaki sahabe nin;''ey peygamber! bu bir yahudi'' , demesine binaen ''O bir insan'' demesi düşüncesimi daha hümanistçe sizce?

2. yi tercih ederim ben,ama asla hakaret de ettirmem,düşman çizmesine de müsaade etmem,feto gibi de salya sümük olmayan evliya hurafesi masalları anlatarak da millete ezilmişliğin demagojisini yapmam...

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

evet bu da 2.nci mesajım ve bayağı uzun,eğer yüreği olan varsa da okusun bakalım!

hani diyorsunuz ya budizm barış dini v.s v.s v.s ben demiyorum bunu o çok sevdiğiniz batı medyası diyor işte buyrun

+15

Müslüman kadınlar tecavüz kamplarında! Gönüllü gazetecilerin kurduğu "Vice" adlı internet sitesinde yayınlanan haberde, Myanmar'da Rohingyalı Müslümanların sadece Budistler tarafından kötü muamele ve şiddete maruz kalmadıkları aynı zamanda ordu tarafından kurulan askeri kamplarda tecavüze uğradıkları iddia edildi. "Vice" internet sitesi adına Arakan bölgesindeki Sitve kasabasına giden gazeteci Assed Baig, Myanmar'da askeri kamplarda seks kölesi olarak çalıştırılan Rohingyalı kadın ve kız çocukların korkunç hikayesini anlattı. Arakan bölgesinde, evlerinden ve yurtlarından edilen Rohingyalı Müslümanların yaşamak zorunda bırakıldıkları kampların büyük bir bölümünün Sitve kasabasında yer aldığını belirten Baig, Müslümanların bu kamplarda maruz kaldıkları zorlukları haber yapmak için gittiği bölgede korkunç bir gerçekle karşılaştığını belirtiyor. ILO SORUŞTURMA İSTEDİ Myanmar'a gittiğinin ilk haftasında Sitve'de bazı Rohingyalı Müslüman kadınların askeri bir kampta zorla tutulduğunu öğrendiğini belirten gazeteci Assed Baig, "Arakan bölgesinden gelen Müslüman kadınların, Myanmar ordusu tarafından askeri bir kampta tutulduğuna dair güçlü kanıtlar olduğunu öğrendim. Bu kanıtlar ve veriler Uluslararası Çalışma Örgütü'ne (ILO) ulaştırıldı. Söz konusu kanıtlardan yola çıkan ILO, Mymanmar hükümetinden bu konuda bir soruşturma başlatmasını ve tutsak kadınların serbest bırakılmasını talep etti." Rohingyalı Müslüman kadınların, Sitve'de 270'inci Alay Komutanlığı'na ait üste seks kölesi olarak tutuldukları iddia edildi. 20 KADIN VE 3 ÇOCUK Görgü tanıklarından, Sitve'nin 5 kilometre dışında Myanmar ordusunun 270'inci Alay Komutanlığı'na ev sahipliği yapan askeri üste, 20 Müslüman kadın ve 8 yaşından küçük 3 çocuğun tutulduğunu öğrendiğini belirten Baig şunları anlatıyor: "Görgü tanıklarından Emine, birgün kampın yakınından geçerken, kendisine seslenen kadınlar olduğunu duymuş. Emine'nin Müslüman olduğunu öğrenen kadınlar, yardım için yalvararak başlarından geçen korkunç olayları anlatmışlar. Müslüman kadınlar, her gün birçok askerin kampa gelerek kendilerine tecavüz ettiğini belirtmiş." Ailelerinin bu durumdan haberdar olmadığını belirten askeri kamptaki kadınların geçtiğimiz yıl Haziran ayındaki olaylar sırasında buraya getirildiklerini ifade etmişler. 'BİZİ ÖLDÜRÜRLER' Myanmar'ın Bağımsızlık Günü törenlerinde askerlerin büyük bir kısmı kutlamalar için kamp dışına çıkınca Emine, Müslüman kadınlarla yeniden bağlantı kurmuş. Kadınlar askeri kampta yaşadıklarını şu cümlelerle dile getirmiş: "Uzun zamandan beri bu kamplarda tutululuyoruz. Bugün bizi rahat bıraktılar çünkü özel bir misafirleri var. Burada tutulduğumuz etrafa yayılırsa, bizi öldürürler." Görgü tanığı Emine, kamplardaki bazı kadınların tecavüz sonrasında hamile kaldıklarını da belirtiyor.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Cibetpet said:

ya da,hz peygamberin,bir cenaze geçtiğinde,oturduğu esnada saygı icabı ayağa kalktığı ve yanındaki sahabe nin;''ey peygamber! bu bir yahudi'' , demesine binaen ''O bir insan'' demesi düşüncesimi daha hümanistçe sizce?


kurandan da haberin yok zındık

Onlardan ölen birinin namazını hiç bir zaman kılma, mezarı başında durma. Çünkü onlar, Allah'a ve elçisine (karşı) inkâra saptılar ve fasık kimseler olarak öldüler. Tevbe / 84
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

senden iyi demagog olur bak o ayetin açıklaması neymiş,bilip bilmeden,ne için indirildiğini yazmadan bir daha bana karşı yazma,başkasına yazıp kandırabilirsin,agnostik.org dan alıp alıp ekliyorsun buraya,kullandığın meali de çok iyi biliyorum.

88. Bu ayet, Tebûk seferinden kısa bir süre sonra ölen münafıkların lideri Abdullah İbn Ubey'in cenaze namazını kılmaktan alıkoymak için nazil olmuştur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

onunda cevabı var.

bu ayet,bu münafığın namazını kıldırmaya tam niyet edecekken,nazil oluyor peygambere,tabii trölölö yapan olacak buna ama tefsiri böyle,adamlar bilip bilmeden ayet yazıyorlar ya ,nerede indirildi,neden indirildi,kimin yüzünden indirildi,bir fussilet suresinin ne yüzünden indiğini bilmeyecek kadar cahil,bu ayeti koyacak kadar müslüman davrananlara münafık diyoruz dinen maalesef
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

MAİDE 33. Allah ve Resûlüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.


bu kime özel geldi acaba
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

olorin84 said:

MAİDE 33. Allah ve Resûlüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.


bu kime özel geldi acaba


Olayları meşhur olan Ureyneliler hakkında inmiştir ki, Ukûl, Ureyne ve Beciyle'den bir kısım halk yoksulluk ve hastalık içinde oldukları halde Medine'ye gelmişler, Müslüman olduklarını açıklamışlar, Resulullah kendilerini zekattan toplanan beytü'l-mâl develerinin otladıkları yere göndererek bunların sütlerinden içip geçinmelerini emretmiş, varmışlar. Bir müddet sonra tamamen sıhhatlerini kazanıp iyileştikten sonra dinden dönmüşler, çobanları öldürüp develeri sürmüşler ve yolları kesip ırza da tecavüz ederek kaçmışlar, fakat takip edilerek yakalanmışlardı.

Öldürülmeleri, yani adam öldürmüşler ise kısas yoluyla değil, affı caiz olmamak üzere cezayı tatbik ederek öldürülmeleri veya asılmaları, yani hem adam öldürmüşler, hem de mal almış veya ırza tecavüz etmişlerse diri olarak asılıp, süngü ile öldürülecek, yahut öldürüldükten sonra ölü olarak asılarak halka gösterilmeleri, veya ellerinin ve ayaklarının çapraz kesilmesi, yani adam öldürmemişler de yalnız mal almışlar ise, biri sağdan, biri soldan olmak üzere birer elleriyle birer ayaklarının kesilmesi, veya bulundukları yerden sürülmeleri, (yani bunların hiçbirisini yapmış olmayıp yalnız yolda tehdit etmişler ise yeryüzünden sürülmeleri), hapsedilmeleri veya bulundukları yerden diğer bir yere sürülmeleri.

İşte Allah'a ve peygamberine harp vaziyeti alarak silahlanıp bozgunculuk yapanların derecelerine göre tayin edilen cezaları, yani şer'î cezaları bu şekilde öldürmek veya asmak veya kesmek veya sürgüne göndermekten ibarettir. Bilinmektedir ki, herhangi bir savaşın mahiyeti bu dördün birinin dışında kalmaz ve bu cezalar bunların gerektirdikleri fiillerin mahiyeti gereği olarak hakkıyle karşılıklarıdır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi inanmayan insanların cehennemde göreceği ceza derilerinin yanarken soyulup soyulup tekrar çıkması ve maksimum acı çekmeleri değil mi? sadece inanmayan bak, başka hiç bir özelliğini saymıyorum.

e sen bu dini alır vahşete yatkın bir ırka verirsen ne olur? bu gücü ve hakkı kendine transfer eder.

bitti.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Cibetpet said:

olm sadece yunus emre desem,çıkıp karşıma ebu suud efendinin,yunusu tekfir ettiği fetvayı öne süreceksin,ama ne yapacaksın,siyah ve beyaz bitmeyecek bu dünya da hiç bir zaman...

şimdi şu alttaki resimde,yahudiler hz ibrahim in türbesinin bulunduğu yere ,islama göre hakaret addedilen,çizmelerle botlarla giriyorlar aşırı sağcı bir yahudi bakanı koruma babında,şimdi demekki yeni doğmuş yahudi bebeğinden,100 yaşındaki yaşlı yahudilere kadar hepsini ortadan kaldırmak gerekir diye bir düşünceyemi kapıldım sizce?



ya da,hz peygamberin,bir cenaze geçtiğinde,oturduğu esnada saygı icabı ayağa kalktığı ve yanındaki sahabe nin;''ey peygamber! bu bir yahudi'' , demesine binaen ''O bir insan'' demesi düşüncesimi daha hümanistçe sizce?

2. yi tercih ederim ben,ama asla hakaret de ettirmem,düşman çizmesine de müsaade etmem,feto gibi de salya sümük olmayan evliya hurafesi masalları anlatarak da millete ezilmişliğin demagojisini yapmam...


Kuran-ı Kerim'de botla halıya basmayın mı yazıyor ? Saçma sapan anlayışların, kültürlerin ve inanışların sonucu bu. Orada namaz kılınıyor, millet eli, yüzü deyiyor diye normalde ayakkabıyla basmama olayı var ama hemen müslümanların eline verince kutsallaşmış tabi olay. Milletin çorapları falan daha pis ve mikroplu lan. Mantar okadar zararlı birşey ki haddi hesabı yok yayılmasının.

Adam olsaymış oranın imamı poşet verseymiş. Giyerlerdi poşet zor değil.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Cibetpet said:

olorin84 said:

MAİDE 33. Allah ve Resûlüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.


bu kime özel geldi acaba


Olayları meşhur olan Ureyneliler hakkında inmiştir ki, Ukûl, Ureyne ve Beciyle'den bir kısım halk yoksulluk ve hastalık içinde oldukları halde Medine'ye gelmişler, Müslüman olduklarını açıklamışlar, Resulullah kendilerini zekattan toplanan beytü'l-mâl develerinin otladıkları yere göndererek bunların sütlerinden içip geçinmelerini emretmiş, varmışlar. Bir müddet sonra tamamen sıhhatlerini kazanıp iyileştikten sonra dinden dönmüşler, çobanları öldürüp develeri sürmüşler ve yolları kesip ırza da tecavüz ederek kaçmışlar, fakat takip edilerek yakalanmışlardı.

Öldürülmeleri, yani adam öldürmüşler ise kısas yoluyla değil, affı caiz olmamak üzere cezayı tatbik ederek öldürülmeleri veya asılmaları, yani hem adam öldürmüşler, hem de mal almış veya ırza tecavüz etmişlerse diri olarak asılıp, süngü ile öldürülecek, yahut öldürüldükten sonra ölü olarak asılarak halka gösterilmeleri, veya ellerinin ve ayaklarının çapraz kesilmesi, yani adam öldürmemişler de yalnız mal almışlar ise, biri sağdan, biri soldan olmak üzere birer elleriyle birer ayaklarının kesilmesi, veya bulundukları yerden sürülmeleri, (yani bunların hiçbirisini yapmış olmayıp yalnız yolda tehdit etmişler ise yeryüzünden sürülmeleri), hapsedilmeleri veya bulundukları yerden diğer bir yere sürülmeleri.

İşte Allah'a ve peygamberine harp vaziyeti alarak silahlanıp bozgunculuk yapanların derecelerine göre tayin edilen cezaları, yani şer'î cezaları bu şekilde öldürmek veya asmak veya kesmek veya sürgüne göndermekten ibarettir. Bilinmektedir ki, herhangi bir savaşın mahiyeti bu dördün birinin dışında kalmaz ve bu cezalar bunların gerektirdikleri fiillerin mahiyeti gereği olarak hakkıyle karşılıklarıdır.


hayattan soğudum
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dworgian said:

Ayfon said:

Adam gücünü Islam'dan alarak kadinlari kiz cocuklarini öldürüyo, tecavüz ediyo, sonra burdan birkac dogru müslüman cikip bunun dinle ne alakasi var diyo. Aptal misin arkadasim. Bu insanlar bu ahlaki Islam'dan almiyolar mi? .


Adam gücünü Ateism'den alıyor, seri katil bu arada. yakalandığında "inanacak ve korkacak bir tanrı yoksa içimden gelen dürtüleri niye bastırayım ki?" diyor. Bu gerçek bir vaka bu arada. Bu adam ahlakını nereden alıyor peki?

Ayrıca, savunduğum dinler değil sadece şu: "insanın içinde bir kötü varsa buna kılıf bulur."




KADINDA FAHİŞELİK EĞİLİMİ OLMALI.
Anne-oğul, baba-kız!
AİLE İÇİ İLİŞKİ OLABİLİR SINIR TANIMIYORUM
GÜNDE 8-10 KİŞİYİ ÖLDÜRMEK İSTEYEBİLİRİM

alıntı yeri
kadınca dergisi gelişim yayınları sahibi mason ercan arıklı kasım 1985 sayfa29-30

KADINDA FAHİŞELİK EĞİLİMİ OLMALI. * Her çeşit ilişkiyi onaylarım Kadında fahişelik olmalı Hayvanla cinsellik normal * Günde 8-10 kişiyi öldürmek isterim. Böyle bir vahşet var insanlarda... Benim de bir yakınlığım var vahşete... Cinayet benim için çekici! İçinde olanları döktü Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, bir kadın dergisine verdiği röportajda sado mazohizmden ensest ilişkiye, tabuların kalkmasından cesaretine, cinayet işleme isteğinden yaşlı kadınlara olan zaafına kadar içindekileri bir bir ortaya döktü. İşte kendisine sorulan bazı sorular ve Altan'ın verdiği cevaplar: Mazohizm aykırı değil! KahramanlarInIz sevişirken acı çekmeyi ve çektirmeyi seviyorlar. Neden? Herkeste sado mazohist eğilimler var. Böyle bir sevişmede vahşet olabilir, kardeşlik olabilir, öfke olabilir. Ben sevişmeyi böyle algılıyorum, onun için de sado mazohist eğilimler ortaya çıkabilir. Bu bana çok aykırı gelmiyor. Anne-oğul, baba-kız! TABULAR kalkar mı? Kalkmalı. İki kardeş arasındaki cinsel ilişki Mısır'da, Roma'da var. Birbirini çok seven insanların, sevişmeye ulaşmamasında yanlışlık olduğunu iddia ediyorlar. Katılıyor musunuz buna? Cesaretimi mi deniyorsunuz. Sekste sınıra inanmıyorum. Evet. 2 insan istiyorsa her şey olur. ALTAN'ın gerçek yüzü Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve köşe yazarı Ahmet Altan'ın yaptığı açıklamalar mide bulandırdı, okuyanların kanını dondurdu. Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan'ın geçmişte skandal denilebilecek sözler sarf ettiği ortaya çıktı. 1985 yılında, aylık yayınlanan "Kadınca" dergisinin Eylül sayısı için açıklamalarda bulunan Altan, "Ensest ilişkiyi onayladığını, hayvanlarla cinselliği normal karşıladığını ve bütün kadınlarda bir fahişe eğilimi olması gerektiğini" söylemiş. Hayatında cinayet işlemek istediği dönemler olduğunu ifade eden Altan, ayrıca yaşlı kadınlardan hoşlandığını dile getirmiş. İşte Altan'ın sorulara verdiği çarpıcı cevaplar: SADO-MAZO İLİŞKİYE DESTEK VERDİ * Kendi hayatını anlattı sözlerinin yanı sıra romanlarınızda seksi, şiddeti ve ölümü öne çıkarmanız da ilgi ile karşılanıyor. Gerçekten niçin bu konular öne fırlıyor. - Bence seks, şiddet ve ölüm yaşamı oluşturan öğelerden bazıları. Ve insanlar seksle, şiddetle ilgimi çekiyor. * Kahramanlarınız sevişirken acı çekmeyi ve çektirmeyi seviyorlar. Kadın ve erkekleri sado - mazohist mi görüyorsunuz ki böyle anlatıyorsunuz ? - Zannediyorum herkeste sado - mazohist eğilimler var. Bu derece derece ortaya çıkabiliyor... Ben sevişmenin, hayatın bir çok rengini içinde taşıdığını zannediyorum. * Örneğin neler ? Hangi renkler ? - Böyle bir sevişmede vahşet olabilir, kardeşlik olabilir, öfke olabilir... Ben sevişmeyi böyle algılıyorum, onun için de sado mazohist eğilimler ortaya çıkabilir. Bu bana çok aykırı gelmiyor... AİLE İÇİ İLİŞKİ OLABİLİR SINIR TANIMIYORUM * Kadınla erkek arasında bir fark gözetmiyorsunuz ama aşkla etsel çekimi ayırıyorsunuz... Romanınızda aşıkken insanlar müthiş ışıklarla sevişiyorlar. Etsel çekimli sevişmelerse ışıksız... Niçin böyle ? - Zaman ve mekan kavramları değiştiği zaman zengin duygular sevişmeler olabilir.... * Neler olabilir peki o zaman ? Tabular, yasaklar kalkar mı ? - Aslında kalkmalı. Eski kültürlerde var aslında. İki kardeş arasındaki cinsel ilişki Mısır'da, Roma'da var. * Veya anne - oğul, baba - kız arasında olan ilişkiler... - Tabii... Bunlar yeni teoriler değil. Bu benim fikrim değil. Özellikle araştırmacılar Amerika'da bunu araştırıyor. Birbirini bu kadar seven iki insanın mesela bir erkek kardeşle kız kardeşin, bir anne ile oğlun, bir baba ile kızın... Birbirini bu kadar çok seven insanların, kadınla erkek arasındaki sevginin son noktası olan sevişmeye ulaşmamalarında bir yanlışlık olduğunu iddia ediyorlar. Doğru olabilir... * Katılıyor musunuz buna ? - Benim cesaretimi mi deniyorsunuz. Sekste sınıra inanmıyorum. Evet... İki insan da istiyorsa her şey olabilir. * O zaman hayvanlarla da seks doğal... - Eğer insan istiyorsa... Eğer insan istediğini yaşamıyorsa çok acıklı. 'Eşcinsellik bence doğal' * Normal şartlarda anormal diye adlandırılan ilişkiler yaşanıyor ama... - Olabilir... Yani adam eşcinselse bu onun seçimi. Demek ki bundan zevk alıyor. * Bazı uzmanlar eşcinselliği sizin gibi karşılamıyor... Eşcinselliğin tedavi edilebilir bir sapma olduğunu iddia ediyorlar. Doğal görmüyorlar eşcinselliği. - Hayır. Bence doğallığı yasaklar ortadan kaldırıyor. Andre Gide de tam tersine eşcinselliğin çok normal olduğunu anlatmış. Zannediyorum doğada kedilerde var. Ama bu işin uzmanı değilim. Beni de eşcinsellik çok fazla ilgilendirmiyor. KADINDA FAHİŞELİK EĞİLİMİ OLMALI * Gündüz Güzeli filmi... Oradaki kadın gizlice fahişelik yapan evli bir kadın olduğuna göre kadınların içlerinde fahişelik yapma isteği taşıması gerektiğine mi inanıyorsunuz kötü ve çekici olabilmeleri için. - Evet. Böyle bir eğilim olması gerektiğine inanıyorum. Ama fahişelik derken para ile yatmak değil. Bazen kadınlar bunu da özleyebilirler. Mesela eski Roma'da Aristokrat kadınlar kölelerle yatarlardı. Böyle bir düşmüşlük özlemi olabilir kadınların içinde. * Niçin böyle bir düşmüşlüğün özlemini çekiyorlar peki ? - Şu veya bu nedene bağlarken çok dikkatli olmak gerekli. Belki bilmediğimiz nedenleri vardır. Kadın ve erkek ilişkisinde çekiciliklerin nerede saklı olduğunu tam bilemeyiz. * Kadın da, erkek de cinsellikten uzak yetişiyor. Hele kadın... "Cinselliğin yok deniyor. Dürtülerini bastır deniyor. Aşk başka cinsellik başka. Cinsellik kirlenmedir deniyor." Ve sonuçta da bölünüyor. Eğer böyle bir düşüklük özlemini çekiyorsa bu yüzden çekiyordur bence. - Evet kadın bölünüyor ama. Bizim gibi baskılı toplumlarda bu böyledir. * Ama batı toplumu da sınırsız özgürlüğe sahip değil ki. Orada da kadınların bizimle çakışan evrensel sorunları var. - Var tabii. Mutlaka bunda toplumsalın büyük bir payı vardır. Ama benim söylediğim bir çok şeyin de payı vardır. Yani yasağın, ayıbın, aşağılanmanın çekiciliği vardır. * Aşağılanmanın çekiciliği mazoşistliği akla getiriyor. İnsan bu kadar mazoşist değildir. En azından doğuştan. Mesela siz aşağılansanız zevk alır mısınız ? Alırsanız nasıl bir zevk? - Ben aşağılanmaktan zevk almam. Zevkler genel şeyler değildir. Böyle ortak parçaları vardır ama aynı şey değildir. Ben cinsellikte sağlıksızlığın, insanın isteğini yapamamasından kaynaklandığına inanıyorum. Cinsel hayatta yasakların çok acı olduğuna inanıyorum. İnsanın kısa bir ömrü vardır. Bir şeyler yapmak istiyorsun. Üstelik bunun kimseye zararı yok ama yaptırmıyorlar. YAŞLI KADINLARDAN HOŞLANIRIM * Kaç yaşındasınız onu öğrenmek istiyorum. - 35 * Romanlarınızdaki kahramanlar da takriben sizin yaşınızda. Kahramanlarınız özellikle baştakiler yaşlı kadınları çekici buluyor. Niçin böyle ? - Burada benle ilgili bir şey ortaya çıkıyor. Evet, ben yaşlı kadınlardan hoşlanırım. * Niçin ? -Orasını bilmiyorum, kendimi çözmeye çalışmadım. * Yaşlı kadınlara duyduğunuz çekimde şefkatin etkisi olabilir mi? - Belki böyle bir şey vardır., tam bilemiyorum. Belki benim çocukluğumdan kalan bir şeydir. Ama yaşlı kadın derken anneanne kadar yaşlı kadınlardan hoşlanmam. * Ama psikolojiye göre yaşlılara duyulan ilgilerde Oedipus ve Elektra kompleksi vardır... - Ben bu kadar kolay çözümlemenin doğru olacağını sanmıyorum. Bu çok basit bir mekanizma, bizde çok geçerli olan bir sokak psikolojisi vardır. Ben insanların bu kadar kalıplara gireceğini zannetmiyorum. *Yaşlılara duyulan bu ilgi hiç mi böyle gerçeklik taşımaz... - Belki bir gerçeklik payı vardır ama ben hemen insana bakıp gözünden anlamaya inanmıyorum. Şap diye iğnenin deliğinde Hindistan'ı görmek. Büyük erkekten hoşlanıyor, tamam babasını arıyor... bence bu kadar basit değil... Belki yaşlı kadınlarda beni çeken onların o dünyayı bilir halleridir. GÜNDE 8-10 KİŞİYİ ÖLDÜRMEK İSTEYEBİLİRİM * Cinsellikten başka romanlarınızda ölüm ve cinayetler önemli. Cinayetler çekiyor, niçin? - Bir şeyi geri dönülmez bir şekilde yok etmenin, bu kadar kesin ve geri dönülmez bir şeyi yapmanın nasıl bir duygu uyandıracağı beni ilgilendiriyor... Çok küçük bir eylemle bu kadar büyük bir sonuca ulaşan işlemi yapmak ilginç. * Cinayet ilginizi çekiyor işlemek ister miydiniz? - Cinayet işlemek ister miydim, belki... Ama bazı şeyler sadece fikir olarak çekici gelir. Cinayet işlemek istediğim zamanlar da olmuştur. Somut bir kişiye karşı değil sadece. Günde 8 - 10 kişiyi öldürmek isteyebilirim. Böyle bir vahşet var insanların içinde. Benim de vahşete bir yakınlığım var. Ama somut bir cinayet bana çirkin gelebilir. Kanlar akacak, adam yıkılacak, düdükler çalacak, polis gelecek... Uzun iş...Ama soyutta cinayet çekici benim için. ZEHİRLE DEĞİL SİLAHLA HALLETMEK DAHA İYİ * Peki nasıl bir cinayet işlerdiniz ? - Tabii silahı tercih ederdim. Zehir işin dehşetine pek uygun düşmüyor. Fazla sinsice. * Ölümden çok söz etmeniz akla ölüm korkusunu getiriyor. - A, evet ölümden korkuyorum. Belki biraz da seviyorum. Belki beni korkuttuğu için seviyorum. Ama ben insanların ölüm korkuları olabileceği gibi yaşamaktan da korkuları olacağına inanıyorum. Çünkü yaşamın tehlikeleri karar verme zorunlulukları, eyleme geçme zorunlulukları, bütün bunlar var. * Yani yaşamak ölümden daha zor. - Bazıları için... Oscar Wilde'nin güzel bir sözü vardır. İnsanların yüzde 90'ı yaşamazlar, sadece vardırlar. Bence de bir çok insan yaşamın tehlikelerini göze almaktansa yaşama taklidi yaparak ölmeyi bekliyorlar.

vay vay vay

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Jaegerjaquez said:

dat spoiler aahahahaha


malesef bu spoiler işini beceremedik



Ardeth said:

destur said:




selam ben de kim yeniçağ gazetesi okuyor diye merak ediyordum. kaynağı bir tek yeniçağ olan bu haberi bizle paylaştığın için teşekkürler


a selam
yok abi 93 yılında aldığım bir kitaptan alıntı yapacaktım ama kitaptaki tüm kaynakları yazmak bayya zaman alacak diye nette arattım yeniçağ haber yapmış .anlayacağın işin kolayına kaçtım
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...