zerobey Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 get a life.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 Bir hukukcu olarak, iktisat okumayi birakip hukuka gectim sonra, bu son dedigine tamamen karsiyim. Dogru oldugunu dusundugum seyi yapmaya calisiyorum ben. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kolektifinsan Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 Üretim araçlarının sahibi olan kapitalistler her daim maliyeti düşürmek, geliri artırmak böylece kar marjını artırmak zorundalar, bunu yapmazlarsa zaten serbest piyasanın rekabeti içerisinde yok olur giderler. Doğanın sömürüsü, aşırı üretim, emeğin ve doğanın sömürüsünü her daim korumak ve artırmak durumundalar, savaşlar, milliyetçilik, din, cinsiyetçiliğin kullanımı böylece katmanlar oluşturarak daha üstte kalan katmana sistemin içindesin mesajı vermek ve emekçi kesimleri bölmek ve bunların korkunç sonuçlarını halkın sırtına yüklemek kapitalizmin zorunluluğu ve bu sistemin sınırsız sömürüsüyle dünyayı ve insanlığı önü alınamayacak bir yokoluş sürecine gayet sürükleyebilir. Bugün madenler çok daha temiz hale getirilebilir, işçi yeraltına indirilmeyebilir, bunun için gerekli teknoloji var ama bunun yatırımını yapacak firma rekabet sürecinde yok olacağı için bunu asla gerçekleştirmeyecek. Her yeni teknoloji karın yani sömürünün artışı için kullanılacak ancak. En basitinden bugün 60lı yıllara göre kişi başı üretim muazzam derecede artmış durumda, peki niçin 60larda üniversite öğrencileri tam zamanlı öğrenci olabiliyor, çıktığında hemen iş bulabiliyor, aldığı burslarla geçinip hatta bu bursları artırıp ailelerine yollayabilirdu? Bugün neden eğitim sektörü talan ediliyor, eğitim paralılaştırılıyor? Çünkü o gün mücadele halk lehine geliştiği için keynesyen sistem kullanılarak kapitalizmin devamı sağlanmaya çalışıldı, bugünse egemen lehine dönen denge neoliberalizmin kullanımını mümkün kılıyor. Üstelik denge egemenin lehine döndüğünde daha da sömürmeme gibi bir lükse yok çünkü o yapmazsa diğeri daha fazla sömürecek ve kendisini paçalarından aşağı çekecek. Her şey bu kadar basit, bu kadar kirli. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
hamsilipilav Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 kolektifinsan adeta 1844'den zaman makinası ile gelmiş Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
zerobey Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 üniversitedeyken vardı çevremizde, memur çocuğu, hayatında hiç çalışmamış (insanın bu kadar ıvır zıvırı ezberlemesi için çok boş vakti olması gerek), 18-20 arası üniversite öğrencileri. abileri eline broşür,70'lerden kalma birkaç kitap vermiş olurdu, fantezi dünyasına takılıp kalırlardı. acaba biri gidip madendeki işçilere teklif etse, siz yeraltına inmeyin, sizin yerinize son model makinalarla kömürü çıkaracağız dese, o işçiler bunu diyene ne yapar merak ediyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kolektifinsan Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 GERGE said: Bir hukukcu olarak, iktisat okumayi birakip hukuka gectim sonra, bu son dedigine tamamen karsiyim. Dogru oldugunu dusundugum seyi yapmaya calisiyorum ben. DHKP-C'nin tümden yanlış çizgisi de senin soğuk bakışına sebep olabilir, kitleselliğe ulaşmadan parti-cephe mücadelesine girmek sonu gelmeyen bir yenilgi ve çöküştür, buna sebep olan sakat anlayış bu yenilgi ve çöküşü engellemek için abuk subuk işlere mafyalığa varan finansman faaliyetlerine girişebilir, kendi sekter duruşundan solun geri kalanına aralıksız saldırıyı bir iç motivasyon kaynağına dönüştürebilir. Bu baştan sakat anlayışla kurulmuş sol örgütlerin kaderidir. DHKP-C, Dev-Yol'dan kopup daha 1980 öncesinde yenilen Dev-Sol'dan ayrışmayla kurulmuş bir örgüt ve kuruluşu dahi dağılış ve çöküş sürecini durdurabilmek, engelleyebilmek için, ancak kısa vadede getiri sağlasa da uzun vadede sonuçsuz bir girişim. Bunlar lider fetişleştirmeye, devrimcilik yerine salt yıkıcı bir anlayışı yerleştirmeye, küçük burjuva kesimine saldırıya kadar her yola doğal olarak girdiler, girmek zorunda kaldılar. İşin en başındaki Dev-Sol ayrışması da Dev-Yol'un bürokratikleşme ve iç-dinamizm yetersizliğinin sonucundaki pragmatist, kopmaya yönelik hatalı tutumlarıyla gerçekleşti, orta-öncü militan kitlenin politik çekince ve özerklik eğilimleriyle partileşme süreci arasındaki gerilimi idare edemediler. Yine bür. ve iç din. yetersizliği örgütü 2 adamın eline bıraktı. Bu liderliğin önündeki açık faşizm, resmi kuvvetlerin mücadeleye dahil oluş sürecine hazırlanmayı becerememesi yüzünden 12 eylül darbesi Dev-Yol açısından tam bir politik,askeri, örgütsel yeniliş ve yok oluşla sonuçlandı. Aynı irade yetersizliği THKP-C'nin verdiği gibi bir mücadele verilmesini de imkansız kıldı. Mücadele verilememesi Kızıldere'nin kitlelere verdiği moral ve sempatinin bir benzerinin 12 Eylül sonrasında halkta oluşmasının önüne geçince 80'lerde 70'lerdekine benzer bir yeniden oluşum süreci yaşanamadı. Adam akıllı bir eleştiri ve 0dan başlamak ancak 2000li yıllarda dev-yoldan gelen eski bir grubun girişimleriyle gerçekleşti. EK: DHKP-C özelinden çok taşmışken şunu da ekleyeyim bu yenilgiler aynı anda kazanımdır, daha ilerici, geçmişin deneyimlerinden yararlanan daha doğru çizgilerin oluşumunun önünü açmışlardır. EK2: Yine bu deneyimler ve mücadeleler bugün verilen ve gelecekte verilecek olan mücadelelerle beraber insanlığın aydınlık geleceğini kuracaktır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Drall Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 bu tartismada fikirlerinden, fikirlerini sunus biciminden ve bilgi duzeyinden oturu gergeye arti rep vermek isterim. kafamda kendimce olusturdugum dusuncelere arastirmalik saglam bilgiler eklendi sayende, tesekkurler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 Soğuk bakışımın sebebi kötü solcular değil, solun hakim devlet anlayışı. Neden bilmiyorum ama modern Türk solcularının anarşistlere karşı her zaman böyle bir tavrı var. Anarşist faşist, ümmetçi ya da Keynesian filan olmadığından iyi adam ama solcu değil; nasıl yahu kalması var burada sanırım. Fikrinizin dogmatik olduğunu söylememin en büyük nedenlerinden biri de bu. "Tanrıyı umursamıyorum; var ya da yok, bana ne" diyince şaşkın bakan şakirtlere benzemeyin. Evet, hepsini okudum, bilgiliyim, faşist ya da objektivist değilim ama sosyalist de değilim. Gerçek sosyalism bu değil durumu yok ortada, basitçe ve farkındalığa sahip olarak sosyalist değilim. Doğrusu Türk solunun iç olaylarıyla da pek ilgilenmiyorum. Not: Tablete geçtim şimdi; Türkçe klavye ya, özlemişim seni =) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kolektifinsan Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 Bir şey dogmatikse sosyalist düşünce tanımlamasına artık giremez. Ortada bir nasıl yahu kalması olduğunu nerden çıkardın? Ben bir tezi ortaya koyuyorum sen ''okudum bitirdim'' diyorsun ''inanmıyorum'' diyorsun. İnanmak? Dogmatik düşünce budur. Nasıl yahu diye kalmak da budur. Anarko-kapitalizme ben bir eleştiri ortaya koydum. Komünizmi öngören anarşist düşüncenin ana akımı da sakattır zaten, Paris Komünü bunu çok net ortaya koyar, devlet aygıtını kullanıp egemen sınıfı, karşı-devrimciyi ezmezsen o gelir senin kafanı ezer. Ek: Biz anarşiste ''iyi'' demiyoruz ''sağa yeğdir'' diyoruz. Anarşistlerle ideolojik tartışmalar dışında bir mücadeleye girmemize bir sebep de yok Ek2: Bu anarşistin nasıl yahu diye kalma durumu da sadece bu özelde değil genel olarak anarşizmin ''Sosyalist devrimci özne devlet aygıtını ele geçirince kendisi egemen sınıfa dönüşür'' dogmasına verilen yukarda italiğe çevirdiğim cevaba yanıt üretememekten kaynaklanır. Ek3: Devlet için anarşist tabi iyi adamdır, anarşist iş yapmaz çünkü, sola yönelen insanları da kendisi gibi pasifize etme eğilimini de bir yandan taşır. Komünizme karşı kara propagandanın dibine vuran kapitalist sinemanın V for Vendetta gibi filmlerle anarşizme özendirmesinin bir sebebi var. Ek4: Türkiye tarihinin en büyük, en kitlesek sol örgütü Dev-Yoldan ve onu yaratan fikirlerden bi-haber olup ''herşeyi okudum'' demek de anlamsız duruyor biraz. Bir de kesintisiz devrim 1-2-3ü okudun da hani antitezi derler insana. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Murray Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 abi bi arkadaki reklama bakın bi de yazdıklarınıza. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Akito Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 mypati'ye gir (en üstte) ordan temayı yeşil tema yap. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DoubleW Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 10, 2012 kolektifinsan said: Bir şey dogmatikse sosyalist düşünce tanımlamasına artık giremez. Ortada bir nasıl yahu kalması olduğunu nerden çıkardın? Ben bir tezi ortaya koyuyorum sen ''okudum bitirdim'' diyorsun ''inanmıyorum'' diyorsun. İnanmak? Dogmatik düşünce budur. Nasıl yahu diye kalmak da budur. Anarko-kapitalizme ben bir eleştiri ortaya koydum. Komünizmi öngören anarşist düşüncenin ana akımı da sakattır zaten, Paris Komünü bunu çok net ortaya koyar, devlet aygıtını kullanıp egemen sınıfı, karşı-devrimciyi ezmezsen o gelir senin kafanı ezer. Ek: Biz anarşiste ''iyi'' demiyoruz ''sağa yeğdir'' diyoruz. Anarşistlerle ideolojik tartışmalar dışında bir mücadeleye girmemize bir sebep de yok Ek2: Bu anarşistin nasıl yahu diye kalma durumu da sadece bu özelde değil genel olarak anarşizmin ''Sosyalist devrimci özne devlet aygıtını ele geçirince kendisi egemen sınıfa dönüşür'' dogmasına verilen yukarda italiğe çevirdiğim cevaba yanıt üretememekten kaynaklanır. Ek3: Devlet için anarşist tabi iyi adamdır, anarşist iş yapmaz çünkü, sola yönelen insanları da kendisi gibi pasifize etme eğilimini de bir yandan taşır. Komünizme karşı kara propagandanın dibine vuran kapitalist sinemanın V for Vendetta gibi filmlerle anarşizme özendirmesinin bir sebebi var. Ek4: Türkiye tarihinin en büyük, en kitlesek sol örgütü Dev-Yoldan ve onu yaratan fikirlerden bi-haber olup ''herşeyi okudum'' demek de anlamsız duruyor biraz. Bir de kesintisiz devrim 1-2-3ü okudun da hani antitezi derler insana. Abi siz bukadar okuyosunuz ezberliyosunuz, başarı oranınız çok düşük.Hakkınız yeniyor cidden Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kolektifinsan Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 Başarı oranımız gayet yüksek, muhalefette en etkili olan biziz 10 yıl önce 0dan başlayan bir hareket olmamıza karşın. Solun geri kalanının aksine de sürekli büyüyoruz. Ek: Bir örneğini oluşturduğun türde sataşmalar da söyleyecek sözü ve tartışma kültürü olmayan insanın genel tepkisi :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Dark_Soul Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 Su toplum içinde , hala saf sol görüşüyle bir yerlere gelebileceğine inanan insanlar var,acıyorum. Bilmemne örgütü kurmadan önce gidin orta , dogu anadoluda , karadenizde insanları bilinçlendirin , belki insanlar yavaş yavaş tüm devrimci, solcu , yenilikçi(atatürk dahil)lerin 7 sülalesine sövmekten vazgeçer.Akp dahil sağ partilere oy veren insanların daha kafa yapısını anlayamadan , yok en büyük muhalefet hareketi biziz vs , seçim zamanı da desteklediği tüm sol partilerin toplam oyu % 5 i geçemeyince (chp hariç lakin soldan baya saptı)de halk bizi anlayamıyor vs masalı.Beyni yıkanmış halka ne yaptın da seni anlasın da sana oy versin.Ankarada , istanbulda miting yapınca tüm yurttan oy kazanabileceğini sananların durumu çok komik gerçekten. 50 yıldır iç anadoluda , doğuda , karadenizde insanların beynini din vs ile yıkayıp , kendi amacı içi kullanan örgütün yaptığı işin 10 da 1 ini sol partiler ve örgütler yapsaydı bugün kimse durumdan şikayet etmezdi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DoubleW Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 kolektifinsan said: Başarı oranımız gayet yüksek, muhalefette en etkili olan biziz 10 yıl önce 0dan başlayan bir hareket olmamıza karşın. Solun geri kalanının aksine de sürekli büyüyoruz. Ek: Bir örneğini oluşturduğun türde sataşmalar da söyleyecek sözü ve tartışma kültürü olmayan insanın genel tepkisi :) Hemen ötekileştirdin sdf, bu kafayla zor hacı kusura bakma. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
riglous Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 kolektifinsan said: ... RTE'nin olmayan ''hitabet gücü'' değil(Karşısında metin olmadan konuşamadığı ortada) halkın bilinci, algısı, umuduyla ilgilidir halk düşmanı liderleri kitlelerin sahiplenmesi. ... Uzuun uzun laf sokan seyler yazdim da sonra vazgectim. Abi orta okuldaki kompozisyon dersini ciddiye almaniz gerekiyordu. Kimse size geri bildirim vermiyor sanirim ama soylediklerinizin topu sizin kendi jargonunuz dahilinde. Bu nedenle de bildigin antipatiksiniz. Sadece sen degil, TKP'sinden bilmem nesine kadar. Genel olarak hepinizin anlatis tarzi ayni. Kim size ogretiyor boyle konusmayi bilmiyorum ama size "iyi hitabet" diye ogretilen sey yanlis. Iyi falan degil. Ne dediginizi anlamak icin oturup dusunmek gerekiyor. Kitap okuyan birisi dusunmek ister. Ders calisan birisi dusunmek ister. Ne dedigini anlamak isteyen birisi anlamak ister, dusunmek degil. Hitabet gucu, bir seyi kendine gore ne kadar iyi ifade edebildigin degildir. Ulasabildigin toplulugun ne kadarinin seni anladigi ile alakali degil midir? RTE'nin soyledigi cumleleri herkes anliyor; sen de, ben de. Ama senin su yazdiklarini anlamak icin okuyan insanlarin bile muhtemelen %10u ne demek istedigini cozuyordur, veya anladigini saniyordur. Bu nedenle de is tartismaya donusuyor bir anda, gereksiz yere. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nutella yerim Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 riglous said: kolektifinsan said: ... RTE'nin olmayan ''hitabet gücü'' değil(Karşısında metin olmadan konuşamadığı ortada) halkın bilinci, algısı, umuduyla ilgilidir halk düşmanı liderleri kitlelerin sahiplenmesi. ... Uzuun uzun laf sokan seyler yazdim da sonra vazgectim. Abi orta okuldaki kompozisyon dersini ciddiye almaniz gerekiyordu. Kimse size geri bildirim vermiyor sanirim ama soylediklerinizin topu sizin kendi jargonunuz dahilinde. Bu nedenle de bildigin antipatiksiniz. Sadece sen degil, TKP'sinden bilmem nesine kadar. Genel olarak hepinizin anlatis tarzi ayni. Kim size ogretiyor boyle konusmayi bilmiyorum ama size "iyi hitabet" diye ogretilen sey yanlis. Iyi falan degil. Ne dediginizi anlamak icin oturup dusunmek gerekiyor. Kitap okuyan birisi dusunmek ister. Ders calisan birisi dusunmek ister. Ne dedigini anlamak isteyen birisi anlamak ister, dusunmek degil. Hitabet gucu, bir seyi kendine gore ne kadar iyi ifade edebildigin degildir. Ulasabildigin toplulugun ne kadarinin seni anladigi ile alakali degil midir? RTE'nin soyledigi cumleleri herkes anliyor; sen de, ben de. Ama senin su yazdiklarini anlamak icin okuyan insanlarin bile muhtemelen %10u ne demek istedigini cozuyordur, veya anladigini saniyordur. Bu nedenle de is tartismaya donusuyor bir anda, gereksiz yere. su boldladıgım yerler tr de neden siyasetin/bilimin gelişemediginin özetidir herhalde,güzel noktalara deginmissin,turk insanı anlamaya calısmaz/anlamadıgı seye kafayı cevirir gider,bi self adaptation olayı yok acayım bakayım su surda sunu dedi neymis acaba diye,o yüzden kahvehanede nutuk atan mahalle abisi kıvamında adamlar yönetiyor ülkeyi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Myshkin Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 RTE liselerarası münazara yarışması kazanmış bir insan. konuşmaları da gayet net ve anlaşılabilir valla anneye anlatır gibi anlatıyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 Abi, biraz retorik calis cidden, ayip olmasin diye yapmadim simdiye kadar ama argumanlarin bastan sona catlaklarla dolu, istesem cok guzel legit bir sekilde saldirip komik duruma sokardim seni. En basitinden ornek veregim; kendin dedin teorik olarak eksiklerin oldugunu ve halk dusmani olarak gordugun ideolojileri empirik olarak inceledigini sadece (burada uzun uzun Quine ve Two Dogmas of Empiricism girer ve empirik incelemeni yerlere atardim), sonra da dogmatik olmadigini soyledin (burada biraz inductive cikarim kullanip confirmation bias yardimiyle yaptigin seyin dogmatik oldugunu gosterirdim tek tarafli bilginden de yararlanarak) sonrada bak iste dogmatiksin derdim. Ayrica "bugüne kadar yaşanan devrimler kalıcı bir başarıya ulaşmış olaydı" dedin, tam Popper ve falsifiability kullanilacak yer. Teoriyi aciklar sonra da "Benim siddet yoluyla devrim yapilmaz argumanim hala yanlislanmamis, senin parmaklarindan dokulen sozler bunu soyluyor. Oyleyse hakliyim sanirim ya da sen dusunmeden yaziyorsun?" derdim. Bu isi uzatip epey daha argumantal saldirida bulunabilirim. Cidden retorik calis biraz. Su kitapla basla bak: http://www.amazon.com/Philosophy-Science-Contemporary-Readings-Routledge/dp/0415257824 Klasik sofist retorik degil ama bu yukarda dedigim her seyi ogrenirsin orada. Bilim felsefenin en temel makaleleri var icinde. Ama yorum ya da yardim yok hic, kendin dusunup cozeceksin. Ayrica Turk solunu okumam cidden gereksiz. Kizacaksin belki ama Turk solu teorik olarak cok sonuk, buyuk oranda yurtdisini tekrarliyor. Global sola bir katkilari yok. Turk kapitilizmini de okumadim ben, gerek de yok. Yapanci sol journal'larda yayinlanmis kac makale, ya da cevilip kitapcilarda satilmis kac kitap var? Sen bana niye 3 yil once cikmaya baslamis bir dergiyi okumadin, niye basilali bir yil olan egitim odakli bu kitabi okumadin diyorsun. Sen niye Hegel okumadin derim ben de? Solcu diyalektigin temelinde o adam var. Hegel'i, Feuerbach'i, Proudhon'u, Spinoza'yi okumadan Marx'i anlamanin mumkun olmadigini dusunuyorum; bir context olmadan bilgin sadece havada kalmis dogmalardan ibaret olur. Neyi savundugunu bilmek, bence, yerel dergileri bilmekten cok daha onemli. Devrimci Yol tarihimizin buyuk orgutlerinden biri olabilir, onlarin adami da Mahir Cayan iste. Devrimci Yok uluslararasi ortamda sesini duyurabilmis tek turk orgutu, otekileri okumaya gerek duymuyorum kendi aralarinda konusup eylem yapma asamasini asmayi basarincaya kadar iclerinden biri. Riglous'un dedigi jargon olayi da dogru. Kimseyle tartisamamanizin, anlasilmiyoruz demenizin ana nedeni de bu. Kendi terminolojinizi kullaniyorsun inatla, boyle yapmayin dedikce daha da koyulasiyorsunuz terminolojinizin kullaniminda. Benim gibi dilinizden anlayan ve sizden olmayan adam Pati'de vardir epey ama disarda pek bulamazsiniz, ulkenin en egitimli (ve garip bir sekilde sol olmayan) online topluluklarindaniz biz. Durum boyle olunca anlasamiyorsunuz insanlarla elbette, sadece kafasi calissa da cahil olan insanlara kendi kitaplarinizi verip tek tarafli olarak kendi ideolojinizi benimsetip, sadece kendi terminolojiniz ile tartisarak ve tartistirarak saglikli bilgi alisverisini ve ogrenimi keserek yeni solcular uretiyorsunuz. Bunu da dogmaya baglayabilirim, dogmatik degildir de nedir bu? Kendi kucuk diliniz bile var. Benim bu tum konu boyunca yazdiklarimi az biraz siyaset bilimiyle ya da felsefe ile ilgilenmis herkes anlar (su anda bilmeyene derdimi anlatmak gibi bir kaygim yok, onu da beceririm istersem) ama senin dediklerini anlamak icin ozel olarak sol ile ugrasmis olmak ya da Riglous'un dedigi gibi oturup ne demeye calismis acaba diye dusunmek gerekiyor. Yani sozun ozu sizin tartisma biciminiz yazili olarak az-cok ilerleyebilir sadece, basbakanin karsisina cikarsaniz kalirsiniz kimsenin soylediklerini analiz etme vakti olmayacagi icin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sam Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 ya arkadaşlar araya girmeseydiniz, ilk sayfada popcorn almıştım öyle kaldı. :/ Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 Cetin Tas cikti tartismadan =( Anti-sol kastim sadece, benim de niyetim basta anti-ulusalci gitmekti. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
moncici Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 gerge hayatı hiç anlamamışsın ya... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Frostbite Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 şu yukarıdaki wot u okuyacam diye başım ağrıdı...biri migrene,porno izlemek iyi geliyor diyordu deniyim geliyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kolektifinsan Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 GERGE said: Abi, biraz retorik calis cidden, ayip olmasin diye yapmadim simdiye kadar ama argumanlarin bastan sona catlaklarla dolu, istesem cok guzel legit bir sekilde saldirip komik duruma sokardim seni. En basitinden ornek veregim; kendin dedin teorik olarak eksiklerin oldugunu ve halk dusmani olarak gordugun ideolojileri empirik olarak inceledigini sadece (burada uzun uzun Quine ve Two Dogmas of Empiricism girer ve empirik incelemeni yerlere atardim), sonra da dogmatik olmadigini soyledin (burada biraz inductive cikarim kullanip confirmation bias yardimiyle yaptigin seyin dogmatik oldugunu gosterirdim tek tarafli bilginden de yararlanarak) sonrada bak iste dogmatiksin derdim. Ayrica "bugüne kadar yaşanan devrimler kalıcı bir başarıya ulaşmış olaydı" dedin, tam Popper ve falsifiability kullanilacak yer. Teoriyi aciklar sonra da "Benim siddet yoluyla devrim yapilmaz argumanim hala yanlislanmamis, senin parmaklarindan dokulen sozler bunu soyluyor. Oyleyse hakliyim sanirim ya da sen dusunmeden yaziyorsun?" derdim. Bu isi uzatip epey daha argumantal saldirida bulunabilirim. Cidden retorik calis biraz. Su kitapla basla bak: http://www.amazon.com/Philosophy-Science-Contemporary-Readings-Routledge/dp/0415257824 Klasik sofist retorik degil ama bu yukarda dedigim her seyi ogrenirsin orada. Bilim felsefenin en temel makaleleri var icinde. Ama yorum ya da yardim yok hic, kendin dusunup cozeceksin. Ayrica Turk solunu okumam cidden gereksiz. Kizacaksin belki ama Turk solu teorik olarak cok sonuk, buyuk oranda yurtdisini tekrarliyor. Global sola bir katkilari yok. Turk kapitilizmini de okumadim ben, gerek de yok. Yapanci sol journal'larda yayinlanmis kac makale, ya da cevilip kitapcilarda satilmis kac kitap var? Sen bana niye 3 yil once cikmaya baslamis bir dergiyi okumadin, niye basilali bir yil olan egitim odakli bu kitabi okumadin diyorsun. Sen niye Hegel okumadin derim ben de? Solcu diyalektigin temelinde o adam var. Hegel'i, Feuerbach'i, Proudhon'u, Spinoza'yi okumadan Marx'i anlamanin mumkun olmadigini dusunuyorum; bir context olmadan bilgin sadece havada kalmis dogmalardan ibaret olur. Neyi savundugunu bilmek, bence, yerel dergileri bilmekten cok daha onemli. Devrimci Yol tarihimizin buyuk orgutlerinden biri olabilir, onlarin adami da Mahir Cayan iste. Devrimci Yok uluslararasi ortamda sesini duyurabilmis tek turk orgutu, otekileri okumaya gerek duymuyorum kendi aralarinda konusup eylem yapma asamasini asmayi basarincaya kadar iclerinden biri. Riglous'un dedigi jargon olayi da dogru. Kimseyle tartisamamanizin, anlasilmiyoruz demenizin ana nedeni de bu. Kendi terminolojinizi kullaniyorsun inatla, boyle yapmayin dedikce daha da koyulasiyorsunuz terminolojinizin kullaniminda. Benim gibi dilinizden anlayan ve sizden olmayan adam Pati'de vardir epey ama disarda pek bulamazsiniz, ulkenin en egitimli (ve garip bir sekilde sol olmayan) online topluluklarindaniz biz. Durum boyle olunca anlasamiyorsunuz insanlarla elbette, sadece kafasi calissa da cahil olan insanlara kendi kitaplarinizi verip tek tarafli olarak kendi ideolojinizi benimsetip, sadece kendi terminolojiniz ile tartisarak ve tartistirarak saglikli bilgi alisverisini ve ogrenimi keserek yeni solcular uretiyorsunuz. Bunu da dogmaya baglayabilirim, dogmatik degildir de nedir bu? Kendi kucuk diliniz bile var. Benim bu tum konu boyunca yazdiklarimi az biraz siyaset bilimiyle ya da felsefe ile ilgilenmis herkes anlar (su anda bilmeyene derdimi anlatmak gibi bir kaygim yok, onu da beceririm istersem) ama senin dediklerini anlamak icin ozel olarak sol ile ugrasmis olmak ya da Riglous'un dedigi gibi oturup ne demeye calismis acaba diye dusunmek gerekiyor. Yani sozun ozu sizin tartisma biciminiz yazili olarak az-cok ilerleyebilir sadece, basbakanin karsisina cikarsaniz kalirsiniz kimsenin soylediklerini analiz etme vakti olmayacagi icin. Benim tartışma yöntemimde çatlaklar yok, sadece sen daha ilk argümanlara cevap üretemediğin için bir sonraki tartışma aşamasına geçemedik. Silahlı mücadelenin gerekliliğinin cevabını verdin mi yok. 10 tane kitap ismi sayıp laf kalabalığıyla olmaz, tez-anti-tez şeklinde yürür tartışma ki ben tezi ortaya koymuşum sen anti-tezini ortaya atmıyorsun, atsan çatlak zannettiğin şeyler üstünden bir sonraki aşamaya geçeceğiz. Sen daha silahlı mücadelenin sebebini anlamadan, başka yol var diye tez üretirken senle ben silahlı mücadele iyi sonuç da verir bak şöyle* diye tartışmaya başlayamam. Ek: Türkiye solu ile ilgili kaba materyalist olduğuna dair yazıların da çok anlamsız, yani tamam Dev-Yol'u öğrenmedin, öğrenmeme gerek yok diyorsun, HDY'yi bilmesem olur diyorsun bi okuduğun kesintisiz devrim tamam okuma da bilmediğin şey hakkında konuşma, yoksa şu an olduğu gibi %100 yanlış sözler söylersin. Kaldı ki tüm dünyada sol yazının %90 kaba materyalisttir, %10la yaşanıyor sıçramalar. Ek2: İyice tıkandı tartışma farkında mısın bilmiyorum? Anti-tezi tartışmanın başından beri üretmedin ve daha da gelmeyecekse cevap vermeyeceğim artık. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kolektifinsan Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 11, 2012 "nutella yerim" said: riglous said: kolektifinsan said: ... RTE'nin olmayan ''hitabet gücü'' değil(Karşısında metin olmadan konuşamadığı ortada) halkın bilinci, algısı, umuduyla ilgilidir halk düşmanı liderleri kitlelerin sahiplenmesi. ... Uzuun uzun laf sokan seyler yazdim da sonra vazgectim. Abi orta okuldaki kompozisyon dersini ciddiye almaniz gerekiyordu. Kimse size geri bildirim vermiyor sanirim ama soylediklerinizin topu sizin kendi jargonunuz dahilinde. Bu nedenle de bildigin antipatiksiniz. Sadece sen degil, TKP'sinden bilmem nesine kadar. Genel olarak hepinizin anlatis tarzi ayni. Kim size ogretiyor boyle konusmayi bilmiyorum ama size "iyi hitabet" diye ogretilen sey yanlis. Iyi falan degil. Ne dediginizi anlamak icin oturup dusunmek gerekiyor. Kitap okuyan birisi dusunmek ister. Ders calisan birisi dusunmek ister. Ne dedigini anlamak isteyen birisi anlamak ister, dusunmek degil. Hitabet gucu, bir seyi kendine gore ne kadar iyi ifade edebildigin degildir. Ulasabildigin toplulugun ne kadarinin seni anladigi ile alakali degil midir? RTE'nin soyledigi cumleleri herkes anliyor; sen de, ben de. Ama senin su yazdiklarini anlamak icin okuyan insanlarin bile muhtemelen %10u ne demek istedigini cozuyordur, veya anladigini saniyordur. Bu nedenle de is tartismaya donusuyor bir anda, gereksiz yere. su boldladıgım yerler tr de neden siyasetin/bilimin gelişemediginin özetidir herhalde,güzel noktalara deginmissin,turk insanı anlamaya calısmaz/anlamadıgı seye kafayı cevirir gider,bi self adaptation olayı yok acayım bakayım su surda sunu dedi neymis acaba diye,o yüzden kahvehanede nutuk atan mahalle abisi kıvamında adamlar yönetiyor ülkeyi. Anlaşılır burada diye böyle yazdım, uzun uzadıya yazsam kaşıkla besler gibi yazdım diye de biri atlayıp eleştiri yapacaktı ve gene ''solcuların jargonu, anlatım tarzı bla bla'' diyecekti. Yani napayım anlamadım ki Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar