Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Günlük #5


Saeros

Öne çıkan mesajlar

net erişimim yoktu.

koşturmacalar.

iyiyiz. olabildiğince iyiyiz. komşudan net rica ettik. ben de teknolojiye kavuşabildim.
bullshitlerimizi koyabiliriz.

kısım-3

said:
Bi kaç tane ilaç, fotoğraflar, bir kaç tane eski not, eski faturalar.. Mesela bir akrabamızın da yer aldığı yerel koronun gecesinin davetiyesi. Geçen seneden. Özenle katlanmış şarkıların listesi... Üstünde "Belediye Başkanlığı, Kırklareli Sanat Sevenler Derneği Türk Sanat Müziği Korosu: Muhayyer-Kürdi Makamı Konseri" yazıyor.. Konuk sanatçı Ayşe Taş imiş. Trt'den. Çok severdi zaten rahmetli türk sanat müziğini. Koroda ilk sırada Asuman teyzemin adını yazmışlar. Muhayyer Kürdi Peşrev ile giriş yapılıyor hemen. Sonra var mı Hacet Söyleyim, ve ardından Bir Kızıl Goncaya Benzer... Arada Akşam Oldu Hüzünlendim de var.. "Akşam oldu hüzünlendim ben yine, Hasret kaldım gözlerinin rengine"
Şarkı sözlerinin kağıdı da özenle saklanmış.

Aslında her şeyi saklamak istiyorum ben. Her anıyı, her hatırayı. İmkansız olsa bile bunu istiyorum evet.

Çıkılmış yolculukların evrakları. Otobüs bileteri vs. Pek çok bilet var. Zaten yerinde duramayan bir insandı.. Bu kadar geziyorsa, elbetteki kolonyalı mendil stoğu da olması lazım öyle değil mi? Hah o da burada.

Çekmecenin altına doğru iniyorum bu sırada. Üsttekileri dışarı çıkartıyorum.

Alışkanlıklar; her kazağın üstünde şık bir iğne, broş.. Kendisi ile özdeşleştirdiğim kahverengi hırkası. Önden, yaka hizasından klipsli, hırkanın ön tarafındaki iki parçasının uç kısımlarında beyaz, krem renkli şeritler.. Kokusu üstünde.

İnsan ölünce arkasından bu gibi şeylerin kalıyor olması ne kadar garip öyle değil mi? Bi tane gazete küpürü: 50yaşından sonra kolonoskopi yaptırılmalı! Evet haber bu şekilde! Hiç ihtiyaç duyulmadı. "çalışmadığı yerden soru gelmiş" diyorum kendi kendime.hiç bekler miydi acaba bunu? Sanmıyorum. Bi iki gazete küpürü daha. Sağlık haberleri. Hüzünlü bi gülümseme ile bakıyorum. İşi her zamanki gibi geyiğe vurmaya çalışıyorum. "Beyin damarları hakkında bir haber küpürü yok!"

Bir şeylerle, üzücü bir şeylerle karşılaştığımda hep her şeyi engine vuruyorum, şakalarla boğuyorum adeta. Kimin bilmiyorum ama sufilerden birisinin lafı var. "Ben göze güvenmem. Göze yalan söylenir. Ama kulağa? Kulağa yalan söyleyemezsin. Ses titrer" bu bende geçerli değil işte! Ben geçiştiririm. Güzelce konuşurum, hiçbir şey olmamış gibi. Gözümde okusanız bile hüzünü çok önemsemezsiniz. İroni varsa üzüntü de var. Denklem basit. Komik bişi yazıyorsam, söylüyorsam, komedi unsuru varsa durum hoş değil demektir.

Üzgünüm.. Berbat bir sene geçirdim gerçekten. 2011'in sonu, 2012'nin tamamı berbattı. Ve 2013'e giriş.. Lol o da bok gibi oluyor galiba. Olay benimle alakalı değil, sadece bendeki yansıması bu. Bi araya ihtiyacım var. Bi soluk almaya ihtiyacım var.
Lanet olası telefonumun fotoğraf makinesi bozuldu. Neredeyse yanıma hiçbir şey almadan geldim. Bi küçük el valizi sadece... Kaydetmek istiyorum bir şeyleri aslında. Mesela bi şifonyer var. 5çekmeceli, bilmiyorum.. 110-120cm yüksekliğinde. Kaç sene öncesi hatırlamıyorum bile. Yukarıdaki evde, eski mahalledeyiz. Önemi şudur, sakızlardan çıkan araba resimleri var. Bunları habire bu şifonyerin üstüne yapıştırıyoruz. Tek günde mi yapıştırdık? Emin değilim inan. Ama 10-15tane yapıştırmışız üst sıraya! Çocukluk işte. Elbette ananemin bu olaydan hiçbir haberi yok. Görünce kızmış sanırım. Üstündeki stickler çıkartıldı tabii. Bıçakla mı kazımışız? Çıkarıldı derken çıktığı kadar! Lol! Hâlâ üstüneki yapışkanları görebiliyorum oturduğum yerden. Onca senenin çok ağır temizlemesine rağmen orada bir kısmı kalmış. Çoğunu anımsayamıyorum ama 3.sıradakini biraz hatırlıyorum. Markasını değil, şeklini ve rengini. Kırmızı bi convertible. Jaguar gibi... Emin değilim. Fotoğraf biraz üstten çekilmiş. Kahverengi koltukları varmış sanırım. Belki de koyu kahve... bilemiyorum.

Bahsettiğim şey lanet olası bi yapışkan artığı aslında. Di mi?

Değil! En azından benim için değil.

Hırkalar, şallar. Bir sürü şal.. bir sürü. Şık kadındı. Çeşit çeşit. Güzel giyinirdi.

Aradan Fener optik'ten bi makbuz ve üstüne iliştirilmiş bi kart düşüyor.. Ben bunu hatırlıyorum yahu. Hem yakın hem de uzak camlı gözlük almıştık. Çok sevinmişti. Kartını da saklamış. Gerçekten detaylıca hatırlıyorum bu olayı aslında. Hüzünleniyorum biraz.

Toprağa verilmesini, sonrasında yapılan duaları, verilen yemekleri konuşuyorlar içeride misafirler. Neler yapılması lazım? Bunu konuşuyorlar. Ben o kısmı ile ilgilenmiyorum şu anda. Her zamanki gibi eskilere, yaşanmışlara gömülmüş durumdayım. Bir tarihten geriye kalanlara bakıyorum.

Devam ederiz bir ara. #1655'in hikayesini anlatırım belki.



Tam bu sırada teyzem bir fotoğraf getirdi. "Sana süprizim var" diyerek. "Sen bunu görmemişsindir!" Annem ile ananem.. Papillon Hotel Zeugma'da Türk Gecesindeler. Babam çekmiş sanıyorum fotoyu. İkisinin ortasına Padişah oturmuş. önlerinde de bir cariye yerde, halı üstünde oturuyor.. Bakıyorum resme. "Çok güzelmiş, şıkmış ayakkabıları" diyorum sadece. Mavi, krem, beyaz bir elbise var üstünde. Kısa sarı saçları var. Tonton yanaklım. Mavi, beyaz ayakkabıları var ayaklarında. "Anneler gününde almıştık" diyorlar.

Ok hüzünlendim şimdi..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ağlamayın ya. ağlayacak bişi yok. harbiden kaydetmemiz lazım bunları.

her insan ayrı bir hikaye anlatıyor. ben ananemin anlattığı hikayenin güzel olduğuna inanıyorum. dedemin ki daha da güzeldi. ama sene o zaman 99 idi onu kaybettiğimizde.

ne net vardı bu kadar yaygın, ne de ben bu kadar.. hmm değişim geçirmiştim.

kimine göre salakçadır elbette bunlar ama. aslında gerekli.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu haftasonuna kadar bitmesi gereken 3 proje var ama iki tanesi hala yarım, zaten bu yıl geçirdiğim en karambol yıldı ya, abi bir yılın nasıl bittiğini fark edemeyecek kadar sıkışık olmak kadar lanet bir duygu yok ya, ama böylesini ilk defa geçiriyorum ve sanki hala bütün yılı aynı modda sürdürüp bitireceğim lan. Seneye daha yoğun ya, bunun daha yoğunu ne olacak Monaco?

Güzel yıldı ama hep kötü bitiyor işte, kazanıp kaybettiklerimi terazide tartacaksak koyacağım hiçbir şeyimin olmadığını fark ettim, yok abi. Lan daha geçirdiğim şokları hala atlatamadım, kendime bile gelememişim, ne hissettiğimi bile bilmiyorum ama, her şey geçen yılki gibi olsaydı belki şu an daha farklı olurdu.

Düşünmeden olmuyor abi de, kısmet işte.

@dasaa, Geçmiş olsun tekrar.

Sorayım sana madem, sen olsan Ford'da çalışır mısın?

Siktir olup gidip ar-ge'sine sabitlenip sonra hiç insan yüzü göremeyeceğim ak.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...