sakirabi Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 mani said: Sinan Bengier filmleri yayınlarlar sorun değil. şunu da unutmamak lazım asdhasdhashdahs 90'lar Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fixmen Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Kemal Sunal filmlerini remaster fln. yapıyorlardı HD görüntüye çeviriyorlardı. Bir bitse de satışa sunulsa alıcam koleksiyonluk. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Seele said: dasaaa said: büyük bi kısmı öldü zaten. np benim bildigim varisleri yinede para alabiliyor. Esasen Telif hakkı hangi şirketteyse o alır parayı. Yoksa her oynayan adam hak iddia edemiyor öyle. Yasaya gelince, bildiğim kadarıyla telif hakkı sahibi kimse yaşadığı sürece kendisi, ve ölümünden sonra da 70 yıl boyunca varisleri o haktan yararlanabiliyor. Ölümün 70. yıl sonrasında artık telif hakkı kabul edilmiyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 huun said: bi nane mollanın hak sahibi olur ona ödenir para; ama içeriği tam çözemedim ben şimdi. bone'un dediği gibi hangi birine ödeyeceksin parayı ve paranın miktarına kim karar verecek? tek tek oturup her oyuncuyla pazarlık mı yapılacak? nedir? yok zaten orta derlenip toplanabilinicek bir olay yok. film yapılırken bütün calısanlarla anlasılan edilen mevzular bunlar zaten. telif hakkı alan vardır, tek ödeme alan vardır, release basına alan vardır vs vs vs. zamanında tek ödeme üzeridnen yapıdıysa anlasmalar elden gelicek bişey yok aslında, pek olmamalıda hatta. Amma! sole bir detay varki olay ordan patlak veriyo, o zamanlar telif hakkı falan böle bir kültür yerlesmemis memlekette ki gerekte görmemiş oyuncular pek, nasıls sektor devam ediyo denmiş tek odeme alırım sorna baska filmdede oynarım nolcakki demişler. tabi sektör aynı sekilde devam etmemiş, heleki televizyon/ozel kanallar bir patlayınca yıllarca birikmiş filmleri 3 kurusa oynatıp durmuslar paso. bu durum piyasayıda öldürmüş. haliyle ne yenı film cekilmiş ne bişey olmus. senede 5 film ceken ekipler oyuncular yonetmenler iki senede bir film cekerse sansı saymıslar kendilerini. Hanı yasal olarak söyliyebilcekleri pek birsey yok adamların ama ortada haksız rekabet durumu var. Kendi ürettikleri malların, hiç söz hakları olmadan overexpose edilip hem eskitilmesi, hemde güncel ürettiklerinin kıymetleştirilmesi durumu var. mesela hatırlarsınız, yıllaaaar once atv bizimkilerin eski bölümlerini satın alıp bizimkiler hala yayındayken gün asırı oynatmaya baslamıslardı. Mahkemelik oldular atv ile produksyon sirketi haksız rekabet üstünden. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Myshkin said: ışıkçının oyuncudan farkı bir performans sergilemiyor olması. Işıkçısı bulaşıkçısı gelir, belli bir iş için parasını alır gider. Oyuncu dediğin adam bir yorum sergiliyor orda, adına sanat denen ve yıllarca sonra bile insanların o filmi izlemesini sağlayan ise o yorum. ısıkta sanat, oyuncuda sanat. metrapolis oyunculuğu yüzünden değil, ısıkları kameraları yüzünden zamansız hale gelmiş bir film. öle kolay işler değil onlar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Sufi said: abi tamam da heykeltraşın günahı ne? ressamın? onlarınki daha mı az sanat? 1kere emek verilen bir eserin 1den fazla kere satılması olayından bahsediyoruz. heykeltraş ressam bunları yapamıyor, çini sanatçısı yapamıyor. oyunculuk daha mı bulunmaz hint kumaşı? e sergi basına para alan ressamlarda var (daha doğrusu varisleri). resimler her sergilendiğinde bi yerden bi yere gidip para alıyolar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
AthleT Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 aynı şey kitaplar için de geçerli diye biliyorum. bazı avrupa ülkelerinde bi' kitaptan alıntı kullanmak için dâhi telif ödeniyor. bence mantıklı. sonuçta bu (sinema, resim, kitap) ciddi bir çalışma gerektiren bir şey. sadece ilk görücüye çıktığında bi' meblağ ödeyip kenara çekilmek ne kadar doğru? o her gösterime girdiğinde sanatçı yaşıyorsa kendisine, yaşamıyorsa ailesine ödenmeli. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 abı yalnız bunun bole inanılmaz genel gecer kanunları yok. üreten sahis telif derse telif olur, tek odeme derse tek odeme olur, creative commons der creative commons olur. tek net deismeyen kural, mal üretene aittir tescillemesine gerek yoktur. isterse bu hakkı kiralasın isterse satsın, isterse (ki genelde olan bu) daha üretmeden önce satsın/kiralasın. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Fistan Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 eyvah artık tv kanalımda kemal sunal yayınlatmak için para mı vericem? tüh tv kanalım da yok ki nasıl üzülecegimi bilemedim Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sufi Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Cuce said: Sufi said: abi tamam da heykeltraşın günahı ne? ressamın? onlarınki daha mı az sanat? 1kere emek verilen bir eserin 1den fazla kere satılması olayından bahsediyoruz. heykeltraş ressam bunları yapamıyor, çini sanatçısı yapamıyor. oyunculuk daha mı bulunmaz hint kumaşı? e sergi basına para alan ressamlarda var (daha doğrusu varisleri). resimler her sergilendiğinde bi yerden bi yere gidip para alıyolar. doğrusun da sinema ve müzik sektörü yanında devede kulak kalıyor. aslında çok da herşeyini çözerek öne sürdüğüm bişey değil söylediklerim. bişeylerin doğru olmadığını düşünüyorum tek bildiğim o. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 sinema muzik sektöründe donen para abzürd yalnız. öle diğer sanatlarla karsılastırıcak bir konu değilki pek. birde su varki, sen dizi yayınlarken yayınlarıdığın dizi basına izleyiciden para alıp kar etmiyosunki. meta sat para al gibi bişey yok ortada. ki buda işleri baya bir karıstırıyo. herseyi gectim, produsyon şirketi, yayıncı, kuratör iş basına para alıyoken üretici neden almasınki. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
xieon Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Sinemada film çekimini çok mu kolay sanıyorsunuz? Bazı kameralarin günlük kiralari kameraman hariç 15000 lira gibi fiyatlardan başlıyor çok ciddi paraların harcandığı bir sektör. Türkiye de kültür bakanlığı 400.000 lira gibi yardımlarda bulunuyor bir uzun metraj film çekilebilsin diye. Böyle bir sektör doğal olarak kazanılan para da yüksek olacak sonuçta bugün türkiyede bir filmi milyonlarca kişi izliyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
xieon Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Tabii türkiyede ucuza 2 haftada dandik film çekip para kazananda bir sürü benim anlatmak istediğim doğru dürüst filmler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 valla o kadarda zor değil film cekmek. parayla zorluğun bir ilişkisi yok. kazanıcal miktara gelirsek ise, cesitli yatırımların kar oranları bellidir. sinema sektörünün kar oranının cok yüksek olması için pek bi sebep göremiyorum ben Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Myshkin Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Cuce said: Myshkin said: ışıkçının oyuncudan farkı bir performans sergilemiyor olması. Işıkçısı bulaşıkçısı gelir, belli bir iş için parasını alır gider. Oyuncu dediğin adam bir yorum sergiliyor orda, adına sanat denen ve yıllarca sonra bile insanların o filmi izlemesini sağlayan ise o yorum. ısıkta sanat, oyuncuda sanat. metrapolis oyunculuğu yüzünden değil, ısıkları kameraları yüzünden zamansız hale gelmiş bir film. yoo gayet de 1920lerde çekildiği için zamansız hale gelmiş. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
emanet Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Cuce said: ısıkta sanat, oyuncuda sanat. metrapolis oyunculuğu yüzünden değil, ısıkları kameraları yüzünden zamansız hale gelmiş bir film. öle kolay işler değil onlar. metropolis sembolizmi yüzünden zamansız hale gelmiş aslında ama neyse Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2012 Cuce said: abı yalnız bunun bole inanılmaz genel gecer kanunları yok. üreten sahis telif derse telif olur, tek odeme derse tek odeme olur, creative commons der creative commons olur. tek net deismeyen kural, mal üretene aittir tescillemesine gerek yoktur. isterse bu hakkı kiralasın isterse satsın, isterse (ki genelde olan bu) daha üretmeden önce satsın/kiralasın. Telif dediğin şey zaten ürettiği şey üzerinden kar elde etme hakkıdır, o hakkını kullanıp kullanmayacağı (yani isteyen istediği gibi kullansın diyip demeyeceği) ya da nasıl kullanacağı (tek ödeme, kullanım başı ödeme vb) hak sahibine kalmış. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar