Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

sütün zararlı olduğunu iddia etmek


Bone

Öne çıkan mesajlar

GDO'lu ürünler olmadan da çakallığını yapan yapıyordu. Bu tip adamlar yüzünden örneğin fabrikaya süt alırken içindeki proteinine yağına falan bakılır, su, soda bilmemne katılıp katılmadığına bakılır öyle alınır.Kontrol edilir yani. Ancak GDO'lu olup olmadığını kontrol edemezler alırken.

GDO'nun zararlı olduğu hakkında daha bilimsel bir veri yok diye biliyorum bu arada.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bilgiler için saol demir ama o anlattıklarının çoğunun bana faydası olmaz yani gerek yok termometreye filan. Hani üretim yapıp satsak tamam doğru da :)

Yoğurtta kaymak kalmıyo çünkü süt kaynadıktan sonra kesin birisi yiyor o kaymağı.

O değilde bana karınca toprağından yoğurt mayalamayı anlatırsan olayı bitiririm. Bir kere denedim yapamadım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Soris said:

Bilgiler için saol demir ama o anlattıklarının çoğunun bana faydası olmaz yani gerek yok termometreye filan. Hani üretim yapıp satsak tamam doğru da :)

Yoğurtta kaymak kalmıyo çünkü süt kaynadıktan sonra kesin birisi yiyor o kaymağı.

O değilde bana karınca toprağından yoğurt mayalamayı anlatırsan olayı bitiririm. Bir kere denedim yapamadım.


Rica ederim. Üretime özel şeyler değil anlattıklarım. Yoğurdunu tat-aroma açısından daha iyi kılabilecek daha profesyonelce yapmanı sağlayacak şeylerdi ama sen bilirsin tabii.

Bakteriler kaymağı yemiyorlar. Süt kaynadıktan sonra sütte bakteri kalmaz sen atana kadar. Yağ, protein falan da tüketmiyorlar, laktozu laktik asite parçalıyorlar sadece. Kaymak olmamasının nedeni o olamaz yani.

Karınca toprağı falan bilmem ben :) Yoğurt yapmak için iki bakteri kullanılır. Miktarları aynı oranda olmak üzere birlikte kullanılırlar. Birbirlerinin oluşumunu destekledikleri gibi yoğurt yapımında en iyi tat-aromanın alındığı bakteriler oldukları için tercih ediliyorlar. Ama bunların ilgini çekeceğini sanmıyorum :)

Komplo teorisi ilginç geldi ama neden olmasın?
Süt fiyatları düştü mü peki?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

UHT sütlerin zararlı olduğunu pastörize sütlerinde çok iyi olmadığını hep söylüyorlardı zaten.

Birde yoğurt yoğurtla mayalanıyorda ilk yoğurt nasıl mayalanmış diye düşünüyordum ben meğerse karınca toprağı ile mayalanmış internette bununla ilgili 1-2 sayfa var o yüzden biliyorsundur diye sordum. Deneyip çok güzel yoğurt yapanlar var da ben beceremedim belki bulduğum toprakta yeteri kadar karınca yumurtası yoktu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Soris abi yazmıyım yazmıyım dedim ama sen rspor konusundada wheye atıp tuttun deli gibi kefir kefirfalan dedinde burdada görüncedayanamadım abi.

Sen bu kafayla devam et abi en azından o köylünün cebine her hafta fix 3-5 kuruş geçiyor.

En basit örnekle :
Günde 1 litre marketten alınma günlük süt/keçi sütü içtiğim 3 ay ile içmediğim 3 ay arasında muazzam gelişme farkı vardı buda senin tezini ne yazıkki çürütüyor yok whey tü kaka yok sütler süt değil,kefir için..
senin için sıkılmış dışın çömelmiş bence biraz mmo falan oynarsan açılırsın.

fanatik dinciler gibi savunuyorsun kefiri peygamber olarakta yoğurt seçmişsin.
pastor görse ressam olrdu
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kefir çok yararlıdır tamam ama böyle tapılacak abartılacak sadece o içilecek kadar değil.

UHT süte zararlı diyorsan senin evde kaynatarak yaptığın süt daha zararlı.

UHT sütler kanser yapar falan da deniyor. Zararlı deniyor.
Türkiye de yılda, kişi başı ortalama 200 litre süt ve süt ürünleri tüketiliyor. Yunanistan da 300, Bulgaristan da 400, Avrupa ülkelerinde çok daha fazla. Örneğin Finlandiya da kişi başı ortalama 1500 litre süt ve süt ürünü tüketiliyor. Bu ülkelerin UHT içme sütünü içme oranı Türkiye'ninkinden fazla.
Şimdi bu ülkeler kanserden kırılmaz, sütü lıkır lıkır içerken, Türkiye'de kanser olma oranı arttı diye suç süte mi bulunuyor?

Atıp tutan bir profesör çıkınca son derece önyargılı olarak onun söylediklerini savunmak ne kadar mantıklı Soris?

Ertesi gün adam çıksa 'Aslında zararlı değilmiş, içebilirsiniz' derse ne yapacaksın? Senin bilgin ve görüşün bir kişinin söylediklerine ve karınca yumurtalarına dayanıyor ve diğer her şeye gözlerini kapatıyorsun. Bilmiyorum farkında mısın?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Daemir ben diğer görüşlere kapalı değilim hiç bir şekilde baksanıza sizinle bile konuşuyorum buradan anlaman gerekir.

UHT süte gelmeden önce ben kendi türümün dışında hiçbir sütü içmeme kararı aldım. İnsan sütünüde bebekken gayet iyi içtim.

Ayırca size ne batıyor anlamıyorum ben isteyen istediğini tüketmekte özgürdür. Siz süt olduğuna inandığınız birşeyi için. Süt çok yararlı diyin. Ben burada Raymond Francis gibi bir adamın süt hakkında çok önemli bir konuşmasının likini atayım ama kafanız ve vizyonunuz dar olduğu için açıp dinlemekte zahmet etmeyin. En ilkel mahluk gibi "BEN BUNU YILLARDIR YAPIYORUM BENİM O KÜÇÜK VİZYONUMDA BU ŞEKİLDE KAYITLI BU ŞEKİLDE YAPIYORSAM DOĞRUDUR. AMA YA DOĞRU DA DİYORSA? HMM ÖNEMLİ DEĞİL DUR HEMEN ŞUNA SALDIRAYIM" içerikli mesajlara önem vermiyorum. Aklı olan bulur okur araştırır kendi üzerinde dener görür ondan sonrada uygular. Gerisi boş.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ben pastörize süt içiyorum. uht de içtim zamanında. çocukken de inekten sağılmış süt içerdim direk. en çok pastörizenin tadı inekten sağılmış süte benziyor. dün 3 büyük bardak içtim çok güzeldi.

pastör büyük adam nitekim

bi de küçüklüğümden beri yoğurt, süt vs gibi şeylere abanırım baya iyi durumum şu an bence
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dr. Francis M. Pottenger 1930'larda, pastörize ve çiğ sütle beslenmenin 900 kedi üzerindeki etkilerine ilişkin 10 yıllık bir çalışma yürüttü. Bir grup yalnızca çiğ süt alırken, diğer grup aynı kaynaktan alınan pastörize sütle beslendi.
Çiğ süt içen grup kuvvet bularak büyüdü, hayatı boyunca sağlıklı, aktif ve canlı kaldı ama pastörize sütle beslenen grup kısa süre sonra durgun, sersem ve normalde insanlarla görülen kalp krizi, böbrek yetmezliği, tiroit bozukluğu, solunum rahatsızlıkları, diş kaybı, kemik zayıflığı, karaciğer iltihabı gibi kronik yozlaştırıcı rahatsızlıklara karşı savunmasız hâle geldi.
Ama Dr. Pottenger'in en çok dikkatini çeken ikinci ve üçüncü nesillere olanlardı. Pastörize sütle beslenen grubun yavrularının hepsi zayıf ve küçük dişler, kalsiyum eksikliğinin açık ifadesi olan güçsüz kemiklerle doğdular. Bu durum pastörize sütten kalsiyum emiliminin olmadığını gösteriyordu.
Çiğ sütle beslenen grubun yavruları ebeveynleri gibi sağlıklı kaldı. Pastörize sütle beslenen grubun üçüncü kuşak yavrularının birçoğu ölü doğarken, kurtulanlar ise kısırdılar ve üreyemiyorlardı. Çiğ sütle beslenen grup soyunu sürdürürken, pastörize sütle beslenen grupta dördüncü nesil olmadığı için deney bitmek durumunda kaldı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...