Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Şike Soruşturması 4: Aziz Yıldırım Strikes Back


EmenikeNiangSow

Öne çıkan mesajlar

tinu said:

CthuLhu said:

@ tinu
Somut delil olmayan futbolcularin para alması, teşebbüs net


örnek verirmisin benim kaçırdığım net bir teşebbüs delili varmı ? yani teşebbüs olayı telefon konuşmalarıysa yine, bu konuşmalar için evimin çatısını yaptırıyor der adam çıkar işin içinden gelde ispat et onu,

yani bir tane tape varmı su futbolcuyu alalım , suna para gönderelim diye böyle açık açık bir cümle,
net somut delil olarak sifre.doc diye bi dosya çıksın içinde dikim=teşvik tarla=maç yazsın falan istiyorsun sanirim
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

En azından sürülen tarlalar, inşaatçılar ve caiz midir hocam yok be tinu.

Mahkemede delil yetersizliğinden yırtabilirsin ama insanlar o konuşma metinlerini unutmayacak. Sen unutabilecek misin?

Sorun işte insanın biraz yüzünün olması. Benim için Tayfur ve Adalı o tapelerin açıklanmasına kadar Beşiktaş ile her türlü ilişiğinin kesilmesi gereken insanlardı. Masumiyet karinesi diyebilirsin ancak Beşiktaş camiasındakiler "Aklanın da gelin" dedi. Ki sonuçta ne Adalı'nın, ne de Tayfur'un şike ile alakalı bir beyanatının olmadığı tapeler ile ortaya çıkmış oldu.

Ama işte herkes bize karşı, 17 + Savcılık + Emniyet + UEFA demekle olmuyor bu işler. Biz Beşiktaş olarak klüple ilişiklerini keser, dondururuz, siz metristen yönetilirsiniz. Onca konuşma kayıtlarına rağmen...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

vaperon said:

En azından sürülen tarlalar, inşaatçılar ve caiz midir hocam yok be tinu.

Mahkemede delil yetersizliğinden yırtabilirsin ama insanlar o konuşma metinlerini unutmayacak. Sen unutabilecek misin?


hocam o konuşmaları gören herkes fenerlilerde dahil şike olduğunu kabul eder, dışa söyleyemeselerde içten içe hepsi bir şey dönmüş diyor,

zaten benim kabul edemediğim böyle bir şike var bu telefonlardan da belli , ama savcının ve emniyetin beceriksizliği yüzünden ceza almayacaklar ben bunu söylüyorum,
bak hakim bile ortada bir şey döndüğünü anlamıştır, ama maalesef somut delil gerekiyor, ya millet cinayet işliyor delil yetersizliğinden serbest kalıyor arkadaşlar! cinayet ya,

aziz içerden çıkınca bunun tartışması her zaman sürecek, ama aziz yıldırım içerden çok daha güçlü çıkacak suç işlediği halde aklanıp çıkacak.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

az evvel fb tv de bu çanta olayını düşünen sevgili prof avukat bilmem kim konuştu ve olayı açıkladı sivas maçı öncesi ts'nin sivasa 5 milyon dolar teşvik gönderdiği iddia edilmiş iddianamede de yeralıyormuş sanırım herneyse, yine iddianemede fb'nin çanta içinde 5 milyon dolardan daha fazla bir miktar teşvik gönderdiği yazılıyormuş ve fotoğrafları varmış. bizim gerizekalı avukatlar sen kalk fotoğraflardaki aynı çantayı al getir, bir de üstüne doların fotokopisini çek aynı ebatlarda ve sadece yarısını yani 2.5 milyon dolar fotokopi paranın fotoğraflardaki çantaya sığamıyacağını kanıtla, (burada hukuk diliyle konuştu)kısacası suçun iddia edilen araçlarla gerçekleşemeceyeği ortaya çıktı. ya bizim bu avukatlar valla çok salaklar. halbuki bu forumdaki adliyenin dahi önünden geçmemiş biricik prof hukukçulara danışsalar bir az daha iyi savunma hazırlarlardı.

3 metre menzili olan bir silahla 10 metreden adam öldürdün diye suçlanırsan silahın 3 metre menzili olduğunu kanıtlarsan aklanırsın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yanız çok komik sanki tüm deliller incelendi, yargılama yapılıyor şu anda farkındasınız herhalde? tabii alıştınız ergenekon balyoz odatv davalarından göre göre sanki ceza yargılaması "suçsuzluğunu ispatlamaya çalışmak" gibi geliyor herhalde size...

ceza yargılaması ve tüm yargılama hukukunda esas bir suç veya fiil isnat eden o iddiasını ispatlamak ile mecburdur. ama bizde iş tersine dönmüş sana bir suç yükleniyor ve sen suçsuz olduğunu ispatlamak zorunda kalıyorsun. Bu savunmadır savunmada bu yapılır.

Çok konuşmak istemiyorum hukukun içinden birisi olarak mevcut bir yargılama sürüyor yargılamanın sonucunda elbet her şey ortaya çıkacaktır ama, masumiyet karinesini hiçe sayarak insanların suçlu addedilmesi alışkanlık olmaya başladı ülkemizde... bu çok rahatsız edici... neyse...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

GokTuRK said:



Çok konuşmak istemiyorum hukukun içinden birisi olarak mevcut bir yargılama sürüyor yargılamanın sonucunda elbet her şey ortaya çıkacaktır ama, masumiyet karinesini hiçe sayarak insanların suçlu addedilmesi alışkanlık olmaya başladı ülkemizde... bu çok rahatsız edici... neyse...


biz de o yok
biz de "suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar ,kimse suçlu sayılamaz." var
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

*06.03.2011 günü saat:19.43’de ali kiratli’yı (532 2569535), yusuf turanli’nın (533 4510996) aradığı; (kayıt sıra no:……)
yusuf’un “ya sana diyorum ki aç viskini kahve mi istersin…benim adam nasil oynuyor ama… maçın yıldızı o ha” dediği, ali’nin “bitsin kırmızı kart gördü şimdi…onu diyorum işte haydi” dediği tespit edilmiştir.
(bahse konu müsabakanın 38. dakikasında trabzonspor takımı oyuncusu serkan balci’nın kırmızı kart gördüğü anlaşılmıştır.)
soruldu :yusuf turanli'nın benim adam dediği serkan balci ile ali kiratli'nın ilgisi nedir? bu şahsın gördüğü kırmızı kart yada oynadığı oyun ile ali kiratli'nın ilgilenme sebebi nedir?
c e v a p :

tesadüf
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

loop said:

Masquerade said:

aziz yıldırım da fenerbahçe'nin ana diliyle konuşmuş bugün. "kuruluş", "atatürk" demiş. fenerbahçe st. joseph'li ziya bey'in öykünmesiyle kuruldu. kurulduğunda rengi vardı, arması vardı, marşı vardı, ama 11 futbolcusu yoktu. fenerbçeni'nin kuruluşunda hiçbir fevkaladelik ve bir amaç yoktu. bu nedenle 1907'de kurulan takım lige ancak 1909-1910 sezonunda katıldı.

kurucularının kulübü terketmesi nedeniyle kapanma tehlikesiyle karşılaştı fenerbahçe. bu sırada yardıma ittihatçılar yetişti. kimdi bu ittihatçılar? galatasaray'dan gitme hamit hüsnü bey ve tüccar elkatipzade mustafa bey. mustafa bey kuşdili'nin başındaydı. kuşdili'ni feshedip bütün futbolcularıyla fenerbahçe'ye katıldı. 1912'de ilk kez şampiyonluğa ulaşan takımın ağırlığı bu futbolculardı. ailenin abisi galatasaray'dı. bir kuruluş amacı ve hedefi vardı. fenerbahçe ise tek hedef olarak galatasaray'ı geçmeyi belirledi. bir anlamda fenerbahçe'nin vizyonu hep galatasaray oldu. tıpkı pazar lideri olmak isteyen ikinci markalar gibi...

bugün aziz yıldırım'ın savunmasını galatasaray temelli yapmasının kökleri buna dayanır. bir de yaşadığı bir tarih var elbette. aziz yıldırım fenerbahçe başkanı olduğunda futbolda galatasaray dominasyonu vardı. makas inanılmaz açılmıştı. o dönem rahmetli islam çupi'nin "çocuğu teneke kupayla nasıl fenerbahçeli yapacaksın" diye sorduğu ve yazdığı dönemdi. bu nedenle ideolojik konumlandırma olarak "altyapılaşma" saptandı. fenerbahçe önce altyapıya eğilecekti. bunu avrupa başarısı izleyecekti hesaplara göre. galatasaray öyle yapmıştı çünkü.

galatasaray bu planı iki defa bozdu. ilki 2006'daydı. parasız pulsuz galatasaray şampiyon olunca bir sistem hocası olan daum kovuldu. yerine zico geldi ve fenerbahçe'ye tarihinin en büyük avrupa başarısını tattırdı. ama galatasaray fenerbahçe'yi süpürünce o da kovuldu. bu iki deneyde de fenerbahçe için tek kıstasın galatasaray'a geçilmemek olduğu ortaya çıkmış, sistem ve avrupa'ya sırt dönülmüştü. sadece iç "müşteri"ye konuşulduğu için gereksiz bir şekilde üç yıl üstüste şampiyonluk sözü verildi. ama bunun da beşiktaş ve bursaspor'un şampiyon olmasıyla gerçekleşmeme ihtimali ortaya çıkınca yapacak bir şey kalmamıştı. bu sürecin sonu metris'e çıktı...

fenerbahçe'nin mustafa kemal'le ilişkisine gelince. kulüp 1912-1918 arasında ittihatçılarca yönetildi. enerbahçe 1918 sonrasında saray'a yakın insanlarca yönetildi. ama ittihatçı damar hâlâ aktifti. bilindiği gibi ittihatçılar sonra değiştirmek üzere milli mücadalede mustafa kemal'i desteklediler. ama zaferden sonra ittifak bozuldu. kemalistler'le ittihatçılar'ın kavgası 1922'de başlayınca fenerbahçe bir istanbul takımı olarak ittihatçılar'ın safını tuttu. oysa mustafa kemal türkiye'de rejimi değişmişti ama fenerbahçe bunu anlamamıştı. bu nedenle yeni rejimle kavgaya girdiler. fenerbahçe'yle yeni iktidarın yani chp'nin arasını şükrü saraçoğlu iyileştirdi. fenerbahçe'de atatürkçülüğün tarihi budur.

hatta bir ulusal maça fenerbahçe'den oyuncu vermediler. nitekim 1923'ten sonra fenerbahçe 1930'a kadar hiç şampiyon olamadı. özetle fenerbahçe'nin kuruluş tarihi, atatürk ilişkisi ve ana dili budur. mahkemede denilenleri bu prizmadan okumak gerek.

10 numara post !

bu mu 10 numara post, şaka gibi ya çoluk çocuk millete tarih öğretiyor bi tarafından sallayarak

En basitinden şu aşağıdaki cümle yalanlara kanıtıylan yüzüne vurulabilecek bir örnek, diğerlerinin kanıtı zor tabii zira kafadan sallama yorum yüzde doksan dokuzu

aziz yıldırım fenerbahçe başkanı olduğunda futbolda galatasaray dominasyonu vardı. makas inanılmaz açılmıştı

bu bariz bir yalan, zira Aziz Yıldırım Şubat 98'de yani Terim'in 2. sezonunda geldi, yani Gs daha şampiyonlukların 1/4'ündeydi, (Fb 96da Gs ise 97de şampiyon oldu) Daha 1 kez şampiyon olmuş takım nereye domine ediyormuş! 2000de falan dese neyse

Yazık valla yazık nasılsa bilen hatırlayan olmaz diye sallıyor bi tarafından yeminlen, körler sağırlar birbirini ağırlar işte
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Rerore said:

GokTuRK said:



Çok konuşmak istemiyorum hukukun içinden birisi olarak mevcut bir yargılama sürüyor yargılamanın sonucunda elbet her şey ortaya çıkacaktır ama, masumiyet karinesini hiçe sayarak insanların suçlu addedilmesi alışkanlık olmaya başladı ülkemizde... bu çok rahatsız edici... neyse...


biz de o yok
biz de "suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar ,kimse suçlu sayılamaz." var
Masumiyet karinesi bu demek. Gazi ceviriyodin bundan once de. Senin bayagi zayif ana dilin :(
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Rerore said:

GokTuRK said:



Çok konuşmak istemiyorum hukukun içinden birisi olarak mevcut bir yargılama sürüyor yargılamanın sonucunda elbet her şey ortaya çıkacaktır ama, masumiyet karinesini hiçe sayarak insanların suçlu addedilmesi alışkanlık olmaya başladı ülkemizde... bu çok rahatsız edici... neyse...


biz de o yok
biz de "suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar ,kimse suçlu sayılamaz." var


AHAHAHAHAHAHAHAH
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Rerore said:

biz de o yok
biz de "suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar ,kimse suçlu sayılamaz." var


Şöyle söyleyeyim ceza hukuku doktrininde ve uygulamasında bir diğer ismi masumluk karinesidir.

Bazen masumluk karinesi olarak da anılan suçsuzluk karinesi ilk kez 1789 tarihli Fransız Kişi ve Vatandaş Hakları Bildirgesinde yer almış ve o tarihten sonra Kıta Avrupasına yayılmıştır.Suçsuzluk karinesi, Şüpheli ve sanıkların hakim ve kamuoyu önünde önyargılı olarak suçlu sayılmasını engellemeye yöneliktir.

masumiyet karinesi, habeas corpusun devami olarak bir suç ile itham edilen herkes, suçlulugu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayilir. ifade vermek veya pisman oldugunu söylemek mecburiyetinde degildir.

bizdeki uygulaması ise Anayasa md. 38 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) md. 6’da güvencesini bulan suçsuzluk karinesine göre hiç kimse suçlu olduğu kesin hükümle sabit olana kadar suçlu kabul edilemez.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...